Hudu_î harici #dildiklerİ Iıamıîııı şahrimize gelen bir Macarla bir Yahudi muhakeme olundu Hudud harici oldukları halde 1s- tanbula gelen Avusturya tebansın- /dan Venekezra isminde bir Macar fle Türk tebaasından — Hayım oğlu İzak namında bir musevi dün Sul 'tan Ahmed 1 inci sulh ceza mahke- mesine verilmişlerdir. İzak; 15 sene — evvel İspanyaya gitmiş ve sonra memleketimize gel- Miştir. Fakat — kendisi görülen lü- zum üzerine beş defa hudud harici olunmuşsa da, yine gizlice şehrimi- ze gelmiştir. Bu seferki çıkarılışında, Bulga- ristandan ve Edirne - yolu ile Istan- bula gelen İzak hakkında mahkeme tevkif kararı vermiştir. Macar - ise, İkametgüha rapten serbest bırakılmıştır! DENİZLERDE : Denizbank antrepoları Danisbank elinde bulanan eli B gnçem d BLiaa aaĞapeliranlan. manin 1—4—9809 tarihinden itibaren am Bi Gürek bulasüman " takarct| ömiştir. GÜMRÜKLERDE : Yeni terfiler Gümrük Başmüdürlüğü memur geflerinden Mahmud Aydaş 40 li- Taya, Ambar memurlarından Emin Özuysal 95 liralık memur şefliğine terfi etmişlerdir. fürk-İran gümrük mua. neleleri kolaylaştırılacak 14 mart 937 de Tahranda İran Aarasında (hudutta tesis edilecek Türk - İran gümrüklerinin faaliye- ti) hakkında bir anlaşma — imza, edilmişti. Bu anlaşmaya göre Gür- cübulak ve Bezirgan yolu üzerinde| tesbit edilecek plân üzerine müşte.| Tek bir bina yapılacaktır. Bu bina | hudüt taşları arasında yarısı - bir| tarafın ve yarısı diğer tarafın ara- Zisine isabet edecek - şekilde inşa edilecektir. Bu bina polis ve güm- 'Tük müayenesine mahsus salonlar| İle mütekabili gümrük büroların| GK ihtiva edecektir. Bundan başka transiti kolayla; fırmak maksadiyle gümrük forma. Jitelerinin sadeleştirilmesi yolunda tedbir ahınacaktır. Evkafta yeni tayin ve nakiller Bvkaf idaresinde bazı tayin ve| Bakiller yapılmıştır. Yapılan nakiller İstanbul Evkaf / Başmüdürlüğü kısım âmiri hsan Sarıdoğan Bursa| vakıflar başmüdürlüğüne, Mümey. yiz Ekrem Sezen İstanbul evkaf mü- dürlüğü kısım / âmirliğine Kadıköv| vakıflar muhasebecisi Niyazi evkaf Mmümeyyizliğine, — Beyoğlu vakıflar tetkik memuru — Hüsnü Niyaziden Boşalan — yere/ naklolunmuştardır Bursa vakıflar müdürü Hulusi Sivası yakıflar müdürlüğüne — nakledilmiş Sivas vakıflar müdürü Mitat da te-| kalit edilmiştir. İnsanların — Yapabileceği En Mükemmel Bir Eser Olan LÂLE YARIN FAALİYETE — BAŞLIYOR KŞAM tam saat © di INO ROSSİ'rin Paris İşıkları “Yeni akşam roplarında iki nevi tuvalet vardır: Yemek tüvaleti ve bir de dans tuvaleti. Birincileri dar vaziyetlerini muhafaza ettikleri hal- de, ikinciler, fevkallde bol ve geniş tirler. Hemen hemen bir çocuk el- bisesi gibi hafifdirler. Ve hem dans eden esas gençlik değil midir? Eski Avrupa ve bilhassa Pransa- daki kadın elbise moda'arında görül- düğü gibi geniş ve bol tuvaletler rastlamağı âdet edinmelidir. - Eski. #en demiyelim de duha dün, vücudun tenasübünü göstermek için en hafif yumuşak Krepler aranırken gimdi, iyi duracak, bir tafta veya ona mt Şabih bir kumaş aranmaktadır. in- tihap edilecek taftalar nadır olarak düz. kalacaktır. Da ha ziyade #iyah ve beyaz, —marin ve penbe kü- çük karolarla olursa daha hoş ve a- Tanılacak bir mahiyet gösterecek. tir. Bu elbiselerin istenildiği veçhile geniş ve bol durmaları için içlerine çenber konulmayor. / Bilâkis birbiri üzerine vazedilen etekler, aranılan, 0 havadın uçan hissini verdirecek ye. | göne buluştur. Bu sevimli elbiselerle birlikte t kılacak eldivenler, koldan veya tu. iletin tezyinatına asorti olacak ve bulunacaktır. Ayakkabılar, iskarpin veya ko- turu — olacaktır. Ve ayak bileğine bağlanacak şekilde de yapılabilir. Saçlarınıza bir iki çiçek konması hiç de fena değildir. Bu süretle hazırlandıktan sonra balo için, mükemmel surette, yapı- Jacak her şey tamamlanmış olacak. tır. ... Bir iki tavsiye TTeninize ihtimam için, buruşma- #ı, genç görünmek için ihtiyarlama: Bi Vücudunuzun tenasübünü muh1- faza için şişmanlamağı, dişçiye git- mek için diş ağrısını, aslâ bekleme: yiniz, (çok geç) denilen şeye karşı ilâç yoktur. Kendi. kendinize kaldığınız va-, kit, hatırlı bir misafir gibi hareket Bol Ve Dar Tuvaletler * Dans İçin Kalın Kumaştan Yapılmış Bol Elbiseler Re X_JV_;,_'&_ 1 İ Bol ve da> iki Güzelliğiniz için İFnsenizde uzayan kısaca ve ince saçları kesmeyiniz, - kestiğiniz tak- dirde bunlar daha sert çıktıkları gi- Wi zrmalamasi bi gekle de enka maz. Çok küçük bir demirle kıvırı. füz ve bukleleriniz altında küçük kıv rım halinde saklayınız. Hergün kaşlarınızı ve kirpikleri- nizi hafifce bağlayınız. Bu hareketi- niz kaşlarınızla, kirpiklerinizi kuv- vetlendireceği “gibi, düşmelerine de mani olacaktır. Meselâ akşamları, hint yaş is karasından bir halitadan bir par- ça alıp buralara sürünüz. Ayak bilekleriniz şişmiş ise aelk ediniz. / Eihisenizde —ihmal gi termeyin, — yemeklerinizi — mutbah Mmasası “Üzerinde — veya küçük bir masanın — köşesinde — yemeyiniz. İyi giyinir ve saçının daima tuva-| Jet yapıp, bizatihi şahsınız — için Büzel olmağı gaye edinin, Yemeği hizi, bir vazo içerisine koyacağınız| çiçeklerle — süslü iyi kurulmuş bir| . #ofrada yeyin!. Bu vaziyet sizi ne #eli yapacak ve güzelleştirecektir. Hafif bir hüzün, fazla devam et- mezse / güzelliğinizi çok daha deği. #ik ve cazibeli, heyecan verdirecek bir mahiyette yapar. Bir hiddet anı bilâkis sizi daha ateşli gösterebilir, Fakat memnuniyetsizlik ve surat as mak her türlü cazibeden mahrum. dur. Bilâkis sevimli — bir tebessüne mükavemet edilemiyen bir güzellik vücude getirebilir. Kederle kendinizi harab etmeş Hayat ne gösterirse göstersin, vü. Cudunuza göstereceğiniz, ihtimam | bur kmayın. Negeli olmak için, iradenizi kuv vetlendirmek, güzelliinizi temin et. mek için sabahları banyo yaparken veya Yüzünüzü Sirkin de olsa - şarkı söyleyin Hati 4, bir ü kadar irk de oltanız dene Bile etmeniz iyidir. Şarkı söylemeğe Gesaret edemiyen kimseler ütangar. Tiklarını katiyen bırakmazları ea dan sevmiyen. kimaeler, zerbentii her türlü düşünecleri, hayatını tar mamen unltturan o hartkullde nis. aö öğrenemezler. Tabit olan şeyi'ne. kadar koğramız. o yine ai Karşınıza gelir gy SK uzan zamanlardaneri ver. fes sun' olan geyi sevmiş ve dd hergeyin atünde tutmuslur. Sanıi miyet, tabil dürma, aadelik. burün her ürlü sun'lüğin — üzerinde vi Kilen yeni moda abidelerlaı yıkarken, sesinir, | vaçta tavalet örneği | sarmayınız. Şişkinlik — kanın iyi d veran etmemesinden ileri geldiği i- gin, sıkı bir sarğı” zaten muntazım | olmıyan kanın cevelânına büsbütün mani olur. Bilâkis, masajla, şişkinliğin örü- 'ne geçilir. Zira masaj, damarlarda- ki kanın kalbe doğru gitmesine yar: dim eder. Fakat — bazı zamanlarda bu hal, umumi bir vaziyetten gelir, ki, o vakit doktora müracaat lüzumu kendisini gösterir. Mâsaj için en iyi tarz şu şekil. dedir. Sırt Üstü yatınız, ayak bilek- lerinizi yağlı bir kremle veya vaze-| Jin ile sıvazlayın. Ayağı havada tuta- rak, yavaşca ve üstünden masaj ya pınız. Her ayak bileği için iki daki-| ka masaj kâfidir. © &x z için güzel em- Sultan Aziz Devri Başpehlivanları - Akkoyunlu Kazıkçı Kara Bekir - —— —YAZAN Hamam Avlusunda Bir Karakucak Güreşi Birdenbire Havada Döndüğümü ve Sırtüstü Yerde Yattığımı Gördüm Gençliğimde - sporların envamı, — Demiş olsam anlar mıydı?. Biraz yapardım. Meselâ: gülle, lobot, is-| mülâhazadan sonra; — onun anliye krim, boks, paralel, barfiks, futbol | cağı bir unvan takınarak alay olsun atlamalar.. bilhassa, yelken ve de-i diye: niz sporu, — Pehlivanım!. dedim. | Fakat; / bu sporların içinde eni —— orellak, elindeki keseyi buraktı. idi. Güreşe evvelâ yağ güreşinden başlamıştım. Meşrutiyet ilân olunduktan son- Ta; alafranga güreş yapmağa ko- yuldum... Biraz sonra serbest güreş Yapmağn aşk bağladım. Yani; anlıyacağınız her telden çaldım... Yağ güreşinde ustam, Şim- di Elâzizde, akıl hastahaneleri ser. tabibi olan doktor Hakkı beydir. O | vakitler, o Tibbiyeye devam ederdi. Ben de, Yüksek İktısat mektebi âli kısmına giderdim. Alafranga güreşte ustam, meş- hur Tatavla rumlarından "Meneli idi. Meneli, elyevm Yunan milli gü- reş ekipinin umuml kaptanı ve an- trenörüdür. Belki yetmişlik vardır. Serbest güreşte de ustam, Tekir- dağlı sarı hafızdır. Bu meşhür peh- livan Amerikadan avdet ettiği za- man bize orada öğrendiği serbest Büreş oyunlarını göstermişti. Okuyucularımın başlarını - fazla ağrıtmıyayım... Evimiz Kumkapı fFavşantaşında idi (Büyük yangında 'yanıp kül oldu.) Her hafta güzel Ki hamama giderdik.... 'Tavşantaşında bir hamam vardı. Bir güü nasılsa bu hamama ben yalnız gittim. Yıka. Biyordum. arkadaşlar toplanıp Hamanıda, kendimi - tellaga yı. katmak üdetimdi. Halvete girdik, tellak elinde sabunlama lengeri ve lifle geldi... Küçerek, bazuları ve gü Züs yerinde, yirmi beş yaşlarında bir delikanlı idi. Merak bu ya... Tellağın pehlivan yapılı vücudu merakımı celbetti. Fakat; hiç sesimi çıkarmadım. Yalnız; bu anadolu çocuğunu hay- ranlıkla seyrediyordum. Eh!. Benim bazularım, göğsü « de yerinde idi. Otuz dokuz santim bazu vardı bende, Vücudum kaya gibi sertti. Tel primeler Kadın, dünya üzerine çöken kâ- büs ve endişe - dalgalariyle — fazla meşgul olmayarak, “ilk bahar tuva: letlerini seçmeğe başlıyor. | Her halde bir aksülamel - olarak | bu mevsimde, müthiş surette göz a hc ve neşeli kumaşlar intihap edi yor: Samı gri veya — penbe krepon Üzerine göz ahıcı renkli çiçek büket-| Kirepler üzerinde sedef halinde açı- lan gerip şekili kokiyağlar.. Yin | bu neviden, meselâ nümütenahi su- zette tekrar edilen renklerle, büyük Siçekler serpilmiş ve adetâ çiçek aç miş bir. kır manzarasına rastlanı. | 'yor. Geçen sezonlarda, ilkbahar için #üçlik ve hindi motifli cmprime ku: » “ar tercih etmiştik. Du sene faz- Ja göz alıcı, ve cür'etli renkderle ya-| almiş ve darma dağınık olmalarına Tağmen dikkatle bakıldığında haki- | Ki şekilleri görünen emprimelere, ter | cih nazarlarımız gitmektedir. " © | Şüphesiz ki bu emprimeler tuva- | let ve elbiseleri için kullanılmaktadır Her gün giymek için yapacağımız | elbiselerde küçük yuvarlaklarla pas tiyelerimizle çalmaktadır. Bordo . zerine penbe yuvarlaklar, maron 1 zerine türkuaz, marin üzerine beyaz Pervanş Üüzerine sitron, flah. Bu suretle yanlden bu ilkbahar da da emprime burcaç -e mosdası de. senli şik elbiseler çık xrtacuktır lak kese sürerken de mahsustan ve caka olsun diye de adalelerimi şi. siriyordum. Bir aralık, vücudumun sertliği ve olgunluğu tellağın nazarı dikka- tini celbetmiş olacak ki; - yılışarak sordu. — Beyefendi; ne iş yaparsın' Ben, o vakit Yüksek iktisat mek tebini bitirmiştim. Menşeimle müte- 'nasip bir memuriyete( yani harici yeye intisap edip şehbender olaca- ima başımda esen spor aşkı dola-, yısile Maarif nezaretine müracaatle | 'ameli ve nazari imtihan verip jim- | nastik muallimi olmuştum.) Darlişşefakada, Gelenbevi idadi- sinde, şark idadisinda jimnastik mu- allimi idim. Merhum babam başta olmak Ü- , herkes benim bu halime güler ve alay t gey de değildi. Düşün 'TUSu gülünmiye, et, ipi sapı olmu. bir muallim olmuştum... Hoş | gülenlerin hakkı varmış ta.., bugün bu meslek uğrunda Nusrat hocanın kuşuna döndürdü bizi bu memleket. e ise; hayatımın bu tarafı biraz nceli - ve biraz da iztiraplıdır. tellak efendiye. TTellaka, ne cevap vereceğimi şa- Sırmıştım. Hiç bu Anadolu çocuğu. ee ük köşklü namile maruf | S NİSAN 1939 SAMİ KARAYEL Yüzüme gözlerini dikti. Derinden de rine baktı ve: — Emme yaptun het.. — Neden? — Niden olucakt. van olur mu hiç?. Tellağa kızmıştım... Hele, herifin yediği herzeye bak!.. Ulan benim hangi tarafım - pehlivan değildi?.. Mukabele ettim: — Ulan kollarımı, göğsümü, sır 'tamı görmiyor musun? Ne cevap verse beğenirsiniz? — Hiç bu kadar / sıkişmiş ette kuvvet olur mu? (1) — Neden olmasun, kuvvet buna derler, — Bizim öküzler de böyle sıkı- şanca kalplaşır efedim. demesin mi? Olduğum yerde küplere binmiş- tim. Herifi altıma ahıp, kuvvet no demektir gösterecektim. sinirlerimi sakladım, ben de su- ale başladım: — Sen nerelisin? — Zivaslı efendir — Neresinden? — Köylüklerinden. Böyle pehli- — Güreş yapar mısın? Deyince; ağzı kulaklarına vardı. —— | | Sevincinden bayılacaktı. — Yılışarak —— cevap verdi: — Be!, — Yağ güreşi mi? — Ne diyon a beğim?.. Yi güreş olur mu hiç?. E!.. Nasıl güreş ya?. — Garakucak be!. Garagucak ta ne demektir? Nasıil gey bu. — Her tarafından gapkara gire- | zek tutmak, — Hiç-yağ güreşi gördün mü? — İstangula / geldikten - sonra bir kaç kere gördüm. Nasıl buldun bu güreşi?.. — O, güreş değil canbazlık be etendim. Dedi. Demek sen karakücak güre- Siyorsun öyle mi?, Het Der demez, dan: 7 Benimle bir güreş yapar mı. — Hinci, Ulan, tellak dünden teşne idi bu işe. — Peki, Dedim. - Fakat, güreşin nevini tesbit lâzımdır. Sordum.: — Ne biçim güreşeceğiz. — Nasıl istersen ?. Tellağın, bu derece boşanıp at- masına doğrusu tahammül edeme- dim ve kaşlarımı çatarak: — Ulan yağlı güreşir misin? dâfım tamamlama- — Het, — Bilmediğin güreşi nasil ya pabilirsin? — Efendi; / seninle ne biçimde güreş olursa olsun yaparım. Gork- mam hiçi. Herifin sözleri izzeti neftime do- kunuyordu. - Beni / hiçe sayıyordu. Halbuki ondan fazla İdim. Beni na: #il yenebilirdi. Binbir çeşit oyun Tirdim ben, (Devamı var) TA) Bu cahil “Anadolu çocuğu- 'nun söylediğini bu gün beden terbi. yesi ilmi böyle tarif ediyor,