Neşeli Yaban Eşekleri Hepsi biribirinin hasımı, akraba. a () tane yabani eşşek vardı, Bun- lar, kendi aralarında gayet iyi geçi: mirler, günlerini ç ye sarfederlerdi. Bir gün yine böyle birlikte vakit geçirirlerken akılları: 'a aralarında bir koşu yapmak gel di. Koşuyu yaptılar. Sonunda en bi yükleri birinci geldi;. çünkü onun Bacakları hepsinden uzundu. En kür- gükleri de ikinci geldi; çünkü onun yücudu en hafif olduğu için koşar- ken kendisine fazla ağırlık verme- mişti. Geriye kalan dördü hep ayni derecede koştukları için - beraber> kaldılar. Daha sonra bir ikinci, bir fiçüncü, bir dördüncü Şarışta hep| Aayni neticeye varıyorlardı. Her ne kadar çalışıp, çabalayıp - bu sırayı eğiştirmek istedilerse de bir türl kabil olamıyordu. Koşulacak yeri, mesafeyi kısal- tarsak belki iş değişir diye düsündü- ler, fakat yine eski birinci: birinci ikinci; ikinci geldi. Yirmi altı defa| yarış ettikten sonra nihayet nefes almak için oturdukları zaman kendi. aralarında dediler ki: — Bizim böyle kendi aramızd: Koşup durmamızda” hiç bir. fayda yok. Nasıl olsa yarış hep ayni neti. ceye varıyor. Gidip başkalarını bu. halım da onlarla yarış edelim. Nihayet en büyükleri bir zürafa ailesini yarışa davet etti. Bunun ü- zerine hep birden zürafelerin yaşa- dığı Akasya koruluğuna doğru koş bülar. Orada zürafe ağaçlarm yap- raklarını yemeğe uğraşıyordu. En büyük yabani eşek bu uzun boyun- hu hayvana seelendi: — Zürafe kardeş, bizimle yarış yapar mısın? Hep kendi aramızda koşuşmadan biktik: Yabani eşşeklerin kendisine, lâ- kırdı söyledikleri bir anne zürafe | di. Akasya dallarını bırakarak bun Jara cevap verdi; — Ne yazık ki/ teklifinize peki diyemiyeceğim. İki tane yavru zü- Tafe var ki dışarıda — dolaşıyorlar. Hem ben böyle koşulara giremiye- cek kadar ihtiyarım. Fakat şayet (Hipopotam) ailesini davet ederse- miz belki onlar sizi mahzun etmezler. Bu, sözler üzerine altı - yaban e- fi (Hipopotam) ailesinin yaşadığı nehir kenarına gittiler. Hipopotamlar nehirde yıkanıyor-| hardı. Yarışlarda - birinci gelen en büyük eşek: — Lütfen masımız? dedi, İkinci gelen en küçüğü de: — Artık kendi aramızda koşu- Tar yapmaktan biktik usandık? dedi. Üçüncü gelen diğer dört tanesi #a sözleri söylediler — Çünkü yarışlar hep ayni ge- kilde nihayet buluyor! Hipopotamlar cevap verdiler: — Bizim bacaklarımız pek kısa Çlduğu için karada sizinle koşama- Fakat isterseniz nehirde bir yüz e yarışına girelim! Sonra altı yaban eşeği - birden| gözlerini ırmağa diktiler. Ve orada Üç tane timsahın yüzdüğünü gördü- ler. Bunun üzerine: bizimle yarış yapar — Teşekküir ederiz, dediler. Bul sabah yüzmekten hoşlanmıyoruz. ik ahırız diye çekiniyoruz- Bu cevaptan sonra oradan aynıl. dilar. Yayladaki ormanlıkta yaşıyan fil ailesini bulmak üzere tepenin yo. Tunu tuttular “Tepeye ilkönce en büyük olanla- a. arkasından en küçük, daha arka- 'dan da dört ortancası çıkmışlardı. | Orada fil ailesine restgelince ilk iş. leri onlara da bir yarışa girmek için rica etmek oldu. Filler — Biz gimdi ağaçları yemekle meşgülüz, dediler. Hem bize yarış teklif edeceğinize niçin kendi aranız- da yarış etmiyorsunuz? Bu süale en büyük şu cevabı ver- di — O zaman ben hep birinci geli- yorum. Küçük: — Ben de hep ikinci geliyorum! Ortancalar bir ağızdan cevap) verdiler: — Biz de hep berabere geliyoruz. Baba fil hortumunu aşağıy direrek — Bunun önüne nasıl geçileceği- ni, bakın, ben size göstereyim, dedi ve dört ortanca eşeğe dönerek: — Şurada dört tane dikenli ağar var görüyor musunuz? Oraya gidir e birer mesafe ile oraya dikilin ba- kayım, dedi. En küçüklerine de - dönüp dedi. ki — Bu yoldan ileriye doğru git ve ta uzakda dur, bekle! Nihayet en büyük eşeğe — Sen de git, dedi. Ta ileride bir ağaç var. Onun yanında dur. Nihayet onları bu biçime koy- duktan sonra hepsine birden sesle- nerek: — Şimdi benim hortumumla ve- receğim işarete bakın. Ben işaret verince hepiniz koşup şu tepeye tır- manırsınız, dedi. Sonra işaret verin- ce bu, hisim ve akraba altı eşeği birden tepeye doğru koşma- #a başladılar. Ortancaların en büyü. ü birinci, en küçüğü de Ikinci gel Hepsinin en büyüğü üçüncülüğü) kazandı. Bütün yarışlarda ikinciliği alan 'en küçükleri de bu sefer dördüncü olmuştu. Geriye kalan öteki ortan- calar da en sonra tepeye varmışlar FRANSIZCA Büyük SÖZLÜ YENİSABAN | Medeni insan hayvanları sever, onlara eziyyet etmez, bu sene İn-| &ilterede kış şiddetli oldu. Kar günlerce ardı arası kesilmeden yağdı. Büyük şehirlerde caddeler daima tenizlendiğinden karın fazlalığı pek) bel parklar gibi kışın tenha olan umumi yerlerde — kar günlerce kaldı. Resimde Londranın meşhur “Regent” parkında her ta- af karla örtülü olduğu için aç kalmış olan ördeklerle martılara yiye- cek veren bir hayvan de Medeni şehirlerde yaşıyan medeni insan elinden geldiği hayvanlara yardım eden insandır. Kış kıyamet etrafı kasıp kavurur. ken aç kalmış zavallı hayvar unu görüyorsunuz. kadar| ya eziyyet etmeyi, onları yakalamaya uğraşmayı medeni bir insan aklına bile getirmez ve getirmemelidir. Mart Bulmacasını çözüp ikramiye kazanan küçük okuyucularımız | Birinci (Masa saati) — 44 üncü | ilkokuldan (331) Dilek Yörük. İkinci (Kızlar için hikâyeler kita bı) — Ankara, Çankaya flkokul sı Dördüncü (Zehirli gazlar ve ko- ıma çareleri kitabı) — Bandırma ortaokul (224) İrfan Özbek. Beşinci (Faruk Nafiz ve eserleri ıt (5) Zülül Sirel, kütabı) — izmir, Vali Kâzım paşa ilk | Üçüncü (Alaturka, alafranga ye-| Okulu (270) Ali kızı Mahiye mek kitabı) — İstanbul birinci İlk| — Birer çocuk kitahı kazananlar okul (432) Dürdane Güler. M l “İlatürk Hkökelüi (452) Nurinnisa Salıman, T — Tav | şanlıda elektrik fabrikasında Atesci | Osman Ayaz, 8 — Ankara, Yenişe-| hir, Demirtepe Akbay sokak No 9 da Erdem ve Nimet, 9 -« Bayramic Milli Hâkimiyet okulu Ihsan Yılmaz Suya batmıyan iğne —| L ipraapçalar e nn BErşler eeet Frarakar iğneyi suyun üstünde yüzdürmeleri. | Tanyeri 11 — Bğridir Zafer ilkoku p aA d (139) Mehmet Çetinkaya, 12'— Ankara, izmet Paşa mahüilesi Beş | Hepsi beyhude uğraştıktan son- ra siz onlara bur leyiniz: Çok ince bir kâğıdı ıslatınız ve Suyun üstüne koyunuz. Sonra da ya vaşça iğneyi kâğıdın üstüne bıra-, kınız, Kâğıt tatacak, iğne suyun üz-) tünde kalacaktır. Bundan başka bir usul daha var.| âr. iğneyi, vazelin gibi iğnenin üze- rinde durabilecek yağlara sürdük-. 'ten sonra suyun yüzüne bırakırsa. niz yine batmaz. tepeler sokak (80-32) Belkis - San.| 13 — Çorum Istiklâl ilk okulundan | (419) Ahmet Tetik, 14 — Bursa 26 anci okul ” (13) Süleyman Mutluğz, 15 — Beyoğlu “35) inci ilkokul 220 | Nedim Usdiken, 16 — Eyüp orta o- Kemal 17 — Tuzla ilkokul ni Kırgıl, 18 — Edirne seb- zeci Mehmet oğlu - Hulüsi Sağlam, 19 — Eskişehir, Sakarya okulu 717 Basri Akdemir, 20 — Rami (33) ün- Gü ilkokul sınıf (4-B) Yılmaz Eigin, 21 — Karaman Gazi okulu (128) Nahit Hicabi Tartanoğlu, 22 — Çor- yapacağinızı söy- ' S gömia Tami gae gle b lı, Şecasttin okml' (1081) Sahka aŞ Hanlştalar ve örüller bi Mutlu, 23 — Karamürsel ilkokul 398 '—'tete pekâlâ aralıklı bir yarışt | Naci Örbay, 24 — Afyon Kadınana ilkokulu (72) Maver Aksoy, 25 — | Zonguldak Namik Kemal okulu 301 Sitkı Birkân, Birer sinema kartı kazananlar 26 — Karagümrük orta okul| (108) Necmettin Onat, 27 — Kütah. | Ya, birinci okul (S1) Sezal Belen,| 28 — Maltepe (2) inci okul (77) Halidun Çetinkaya, 290 — Bozöyük garşı mahallesinde (23) evde Hatice| Biyıkloğlu, 30 — Üsküdar Paşa li-| manı Nacak sokak (33) de Süheylâ | Üygun, S1 — Antalya lisesi (304) Saip Soyler, 32 — Dinar kazasında Mustafa Alâettin Hıtışoğlu, 33 — Tigin ilkokul (134) Belkis, 34 — Er. zincan askeri orta okul ders Aletleri memuru Muhlis kızı Münire Ulusan 35 — Ulborlu ismet paşa ilkokulu (846) Kemal Türel, 36.e- Kastamo. u kız örta okul (76) Nazmiye Çö. rekçioğlu, 87 — 'TTurgutlu hayvan dağlık fen memuru oğlu Süleyman Penbeel, 38 — Kola merkez Zafer 9. Bunu ne diye önceden düşünemedik?| Altı yaban eşşeği - file gittiler; knedilerine yol ve kolaylık göster diği için teşekklir ettiler ve yeni ye- ni koşular yapmak üzere kendi yurt| larına döndüler. Yalnız mutlaka yarışlarını böye le aralıklı yapmaları lâzımdı; yoksa bir türlü ik yarışlardaki sıra deği- #emiyordu. Cici anne Filminin NUSHASI : Kendi Yürüyen_ Dündarın büyük babası mı bir adamdı. Elbiselerini çiv aklı e astık- tan sonra bütün eski ayakkabıları. ni da bunların altına dizer, tozlanmasın diye hepsini bir çargaf ile örterdi. Uzaktan bakıldı mı indan ayakları gibi görünürdü. Bir gün küçük Dündar bunları görünce ken- disini altı ayaklı bir adam karşısın- | da zannetti. | Fakat o bir babayiğitti. Bundan | “yük babasının bastonunu almadan | çirmezii Yü giki örtekla gerae.| — Ayaklar, #yakları Ben ea | Ka Bir kaç gün gel geç Ayak dar yezinden aei yürde. Arük B kellür Kealal Bir gün Dündar yine böyle ba. irken çizmelerden biri kımılda- | du; arkasından da öteki eşi kalktı. | Nisan Ayı zindana karmal yallı Karbeyaz zindanda ağl eli P nlık ti edip Karbeyazı kar kurtarmak isterseniz zindana giden karmakarışık yollar urın. Zindanın giriş ve çıkış kapı hiyı kurt #iyle göstermektedir. Siz bu resmi kesip Karbeyazın zindar venkli kalemle çi le açık gönderirseniz (30) par Zarfların üzerine “Bilmece memurluğuna” kaydini ilâve unutmayın. Bulmacayı doğru çözen Kur'ada hoşunuza gidecek bir hedi Kulu (308) Nafi Çolak, 39 — Adana da Niğde hanı karşısında - berber Mubhittin Guray, 40 — İnmegöl Mah-| mudiye mahallesi (250) evde Pir- devs Tonta, 41 — Erzindan Bezirei| garajında şoför Ahmet Büter, 42- Gediz Tnğnüi ilkokulu (137) Ayten| sirel, 48 — Elmalı beşinci sınıf 275 | Aydın Özel, 44 — Tirebolu liman re- l isi eşi Maide Akyüz, 45 — Eskişehir Demiryol müfrezesinde stajyer Ab- düllah Dülger, 46 — Samsun Boz- kurt ilkokulu (430) Fikret Kutsal, Ankara ilk Albayrak okulu (197) Etem Cebecloğlu, 48 — Geli- bolu İstiklâl okulu (145) Gökhan, 49 —Erenköy dördüncü ilk okul (221) Melek Beşer, 50 — Tirebolu, Sakarya ilkokulu — (172) Neriman Kırti Kendine iniz ve zarfların üzerine yazarak gönderiniz. Bilmece mektuplarımızı posta lık posta pulu kâfi gelir. Çizmeler Çocuk çıldırasıya bağırmağa başlar — d1. Altı ayaklı insan ona doğru hüs — cum ediyor zannetti. Dündar orada —— dürür mü ya?, Arkasına bakmadan soluğu dışas — | rnda aldı. Gözleri o kadar karamıştı ki merdiven başında kendini zapte demedi. Ayağı yuvarlandı, gitti. 4 Zavallı öyle düştü ki başında ko- caman bir şiş peyda oldu. Bu paldır. küldür yuvarlanma Üzerine annesi koştu. Yürüyen bu tuhaf çizmeleri 0 da kendi gözlerile görmek için o- daya çıktı. Bir de ne görsün! Kedi yavruları ayakkabilarla oynayıp du- Tuyorlardı!. O günden itibaren Dündar bir i- gin aslını, faslını anlamadan gürül- tüye papuç bırakmamaya ve boş ye- re caka satmamaya yemin etti. N: zaman / bübürlenmek isterse gözü. 'nün önüne yürüyen çizmeler gelir ve utancından kıpkırmızı olurdu. Bugün artık Dündar sahiden ce- sur bir çocuk olmuştur. Hikâyeci baba Bulmacamız oprakı özyaşı döküyor. Siz de beş cüce ile 've korkunç zindandan bir an evvel bulup zaval- İdaki cüce size parmı ıma giden dolambaçlı yolu, 'Yeni Sabah gazetesi Bil etmeyi n ayı sonunda çekilecek iye kazanabilirsi rseniz Nis HALKEVLERİNDE : Şehremini Halkevinden; Kızlay hasta bakıcı mektebi öğ- Tetmenlerinden Fatma Eneren ta- rafından 1/4/080 cumartesi günü aat 20,30 da (Sihhat ve ihmalkâr- lıklarımız) adlı bir konferans veri tecektir. Konferanstan sonra temsil kolu üyelerinden Şinasi Okur tarafından karagöz oynatılacaktır. Davetiyele- rin Ev sekreterliğinden alınması. ——— ———— (YILDA YALNIZ BİR LIRA) Verip Çocuk Esirgeme Kurumu 'a Üye olursanız Kimsesiz Yavrula, rın Sağlığına ulaşmış olursunuz!