—— « — —e Ba.vfı 2 YENİ İBTANBUL 1! Ka.uım 1550 Ogretıcılık meslegmde muspet hareketleri teşkilâtlandırma di HEVLET iİle fert arasına meslekle- rin, sınıfların ve çeşitli zümrelerin müuhtelif İsimler altındaki teskilâtları girmedikçe hakiki hülrriyetten — ve kgkerçek demokrasiden eser aranamıya- cağını iİlerl süren bazı soösyoloğların hakkını teslim etmek İcap ediyor. Devlet danen gey, güphesiz baslt veyn | girift bir takım beğenme ve seçilme yollarının mevcudiyeti mahsulü oldu- ğuna göre Kgelişirlizel bir müÜücssese değildir. Üç, dört, beş senede bir halk röyinden geçen bir mekanizması var- dır. Buna rağmen bir seçimden Ööbü- rüne kadar devam eden müddet ew- nasında da köntroülslüz, tenkidsiz kal- ması gçok tahlikeli olabilir. İsta XIX uncu asırdan beri bu teh- likeyi garp demokrasilerinde we A- merikada meslek teşekkülleri önle- mektedirler. İşveren ve işçi sendikn- larını, meamur derneklerini, esnaf te- gekküllerini bir tarafa bıraktığımız takdirde bütün bu vatandaş kütleleri- ni yetiştiren bir başka meslefin or- ganlizasyonu dikkatimizi çekmeye baş- lıyacaktır! Muallim teşekkülleri. Her | Üç derecenin, yani llk, orta ve yüksek öğretimin İster ayrı ayrı, İster birle- şik olsun teşkilâtlanması, diğer mes- lekler için de bir nümune olacakltır,. —H İkinci DÜnya Harbi sonu Türkiye- sinde görülen meslek teşkilâtlanması hareketleri iİçinde muanallimlere alt - lanlarda bir uyanıklık olduğu iİnkâr edilemez.. Koöngre mevslmi olan bu- günler zarfında vilâyet gazeteleri, o vilâyetlerin. munllim derneklerinden | Bir Hay-| sık sık bahsetmektedirler. seri gazetesinde, Kayseri — Muaüllim Derneğinin rehberliği altında “Türkl- ye Öğretmenler Birliği,, nin umumi koöngresine alt haherle rastladım. Bu haberlerin mühim bir kısmını, İki hafta evvel “İstanbul Munallimler Bir- Uği,, nin bir meslekdaşlar toplantısın- da dinledik. Geçenlerde gözden geçir- diğim ve Dünya Muallimler Birliği Meomuasında çıkan bir raporda Tür- kiyedekli mektep ve Ünlversite hoca- larının mesleki organizasyonuna alt takdir edicl satırlar okudum. Sözün kısası, resmi teşklilât İle tek tek fert- ler arasına bu fertlerin kendiliğinden, serbest İrade ve arrzu İle kurdukları dernekler ve cemiyetlerin girmesi hü- disesine yurdumuzda da şahit olmak- | Bu gibi teşekklüllerin meslek dâüva- larını aydınlatmak, yahut gerektiği gaman meslekdaş menfaatlerini koru- | mak gibi hedeflerden başka ne ribi gayeleri olabilir? Meslek dâvaları için Devletin vakit vakit kendilerine baş- | vurması, meslekdaş menfaatlerini kü- rumak İçin kuyvetli bir mücadele cl- hazının kurulması gerektir. Türkiye- de bu her İki dilek mutlaka gerçekle- gecektir. ve gerçekleşmelidir. Lüâkin bununla her Iİşinin bittiğini zannetme- mel. O halde muallim cemiyetleri başka ne İş görebilirler? — y K Geçen gün bir dost her hangi bir dernek âzasının, kendisinden aylık &idat istiyenlere ne İş gördüklerini &Sorduğunu, sorguya maruz kalanın küç bir duruma düştüğzünü hikâye e- diyordu. Suall soranın bir dereceye | kadar haklı olduğunu teslim etmek lâzımdır. Bütün dereceleri ile halk denen halita, çok realisttir, müspet iş İster. Bugün postadan aldığım küçük bir gazetenin başyazısı, bu hikâyeyi anlatan dostumu hatırlattı ve bir mu- allim derneğinin nasıl müspet bir İş görebilecerini düşündürttü. Filhakika “İstanbul Munallimler Ce- miyeti,, nin organı olarak çıkan “Se- sBİmir,, gazetesinin l10 kasım 1950 ta- rihli nüshasında cemiyet relsi Ragıp Nureddin Ege, bir meslek teşekkülü- nün terbiyevi dâüvaları ve meslekdasş menfaatlerini koruma yanında ne Kibi isşler gördüğünü gşöyle anlatıyor: “Bü- tün arkadaşlarımız teslim ederler ki; Cemiyetimizin temin etmekle uğras- tığı ana düvalarını üç esaslı serlevha altında toplamak mümkündür. Munal- Hmin gahsli ve allevi müşkülleri adı altında toplıyabileceğimiz birinci ana dâvamız; Cemiyetimizin mesalleri a- rasında, şüphesiz, iİlk safta gelmekte- dir. Memlekette hüküm süren bugün- kü hayat gartları altında muallimin | bütçesine koyamadığımız bir kıymete mukabil onun elindekinin iştirâ ve te- min kudretini arttırmak İçin aradığı- mız tedbirler; pek çeşitli yollardan Merlemektedir. Bunlardan en mühim- mini; fânl bir muallim iİçin de kaçı- nılmaz bir âkıbet olan felâket anla- Yazan: Fındıkoğlu Z. Fahri rını karşılamak İcin (Hayat Sikrorta- sı) teşebblüsünü — netlcolendirmla ve meslekdaşların — İstifadesine koymuş bulunuyoruz.,, Bu ilk ve mülhim iİşln arkasısıra za- ruri gıda müaüddelerini asıl müstahsll- lerden alma suretiyle vücuda getirll- mek İstenen “Muallimler Cemiyeti al- le kileri,,, şehrimirin muallim seven büyük doktorları tarafından himnye edilen “Munllimler Cemiyetl Saklık Odası,, teşehbüsleri geliyor. Bu son tesşebbüslün, bir “munllimler hastaha- nesi,, kurma hareketline dokru gelişe- eekini aynı kaynaktan Öğrenmekte- yiz (. — , ŞERE Hulâsa Devlet İle fert arasına kiran her nevl meslek, zümre ve sınıf teşek- külleri, kendi içlerinde “kendi kendi- ne yardımı,, organizasyonunu vücuda getlrmek suretiyle maddi galleleri ha- fifletecekler, ancak bundan sönra yüksek çapta düvan mlüdafaalarına gl- | rişebileceklerdir. Hürriyet miülcadelesi İçin çıkacak s&eşin gür olması, ekonü- mik gşartların ıslahından sonra müm- kün olabilir. Aksi takdirde her çıkan &es, Ççöllerde kaybolan seslere benrzlye- cek ve devamlı olamıyacaktır. “İstan- bul Muallimler Cemiyeti,, nin, memle- | kette fertler ve hür teşekküller tara- masının arrzuı edildiği bir zamanda kollektif korunma çarelerine basvur- ması, mürebbilere düşen — vazifelerin kavranıldığını da güstermekte ve İs- tikbal için bir garanti teşkil etmekte- dir. Kendi aralarında teşkilâtlanan İstanbul munllimleri bu şuuru, öğre- nim sıralarında bulunan öğrencilere de telkin ederlerse o zaman mektep- çiliğimiz, bürokrasi clhazı İçin bir tu- feyli ve müstehlik zümre yetiştirmek- ten uzakiInaşacaktır. (D Bk., Besimiz gazetesi, İstanbul Mualllmler Cemiyeti haftalık gazete- Bİ, lÖÜ kasım 1950 tarihli nüsha. Okul kaçaklariyle mücadele edilecek Millt Eğitim Bakanlığı ders saati gamanlarını kahve köşelerinde va #l- nemalarda geçiren öÖğrencilere karşı esaslı bir mücadele açmıştır,. Bakanlık, mektep kaçağı gencleri cezalandırmak için bir tallmatname hazırlamıştır. Üstüste ceza gören | gençlerin okullariyle alâkası keslle- cektir. ikailik kürâları faaliyete geçti Millt Eğitim Bakanlığının talebi | Üzerine, beynelmilel izcilik kuresları dünden itibaren şehrimizde faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Üçüncü Devre Verem Kursu bugün çalışmalarına başlıyor Birleşmiş — Milletler — Teşkilâtının Sultanahmette açtığı Verem Dispan- seri buglinden itiharen Üçüncü devre yetiştirici kurslarına başlayacaktır. Bu devreye Anadoludaki — verem mücadele doktorları iştirak edecek- lerdir. Kurs Üç ay devam edecektir. Hava vaziyeti Devlet Meteoroloji İşleri Müdürlü- Bünden bildirildiğine göre son 24 saat. içinde yurdumuzda hava Doğu AÂAna- doluda çok bulutlu ve yer yer yağış- h geçmiştir. Yağış miktarları metre- karede, Karakösede ö, Vanda 4, Kars ve Diyadinde 2, Sarıkamışta 1 kg. dır. En yüksek ıs1ı Adanada 27, en dü- gük ısı Ankarada —? derecedir. MEVLİD Henüz pek genç yaşında aramız- dan ayrılan ve beni dilhün eden eşim FATMA MUKADDER ÖZÜDOĞRU nuün aziz ruhuna İthaf edilmek Üzere ölümünün kırkıncı günline rastlayan bugün (183.11.1950), Sultanahmet, Akbıyık Camlinde öfle namazını mll- teakıp Mevlidi Nebevi okunacaktır. Kendisini sevenlerle arzu eden (ih- vanı dinin tesşriflerini rica ederim., Eşi: Alâaddin Özüdoğru Selmin arasında entrikalar çeviriyorsun. Düş- İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden Küçülen paralar Telefonla görilşmek | #nüşküldü, Şimdi, hele umumi telefon merkezlerinden görüşmek im- könszdir. Zira, otomaltiği ha- rekete getlrmek için — kullanıl- masi İCap eden mikel on kuruş- luk piyasadan kaldırılmıştır. Sizin anlıyacağınıs, bir çok işlerimizde olduğu gibi, delik bilyük, yama, daha doğrusu pa- ra küçilk. Son günlerin halkı Hlaumsur vere öjinirlendiren hüdisesi işte budur. Bir doslum, dün gülerek bir akıl öğretti: — Âzileim, dedi, eder mu- hakkak otomatik telefonla ko- nuşğmak latlyorsan, delikten İçe- riye ra atarsın. Liraların nikel ön kuruşluklardan farkı yok, Aymı boyda! Ben de güldüm: — Doğrü, dedim, Yvalnısş bi- eim bildiğimize göre süküt al- ftındır, bu kadar pahalıya konü- guülür mu? — Bvet ama söz de gilmilş- tür. Ben de sana giümiş ira- dan bahsediyorum. Dostumun bir bakıma da hakktı yok değil., Nerede kaldı ki, eskli on kuruşla bugilnkü H- ranıin darasında pek büyük bir fark kalmadı. eğisen BİR İSTANBULLU Milli Eğitim teşkilâtında Ayarlama kadrolarının hazırlanmasına başlandı Hazırlanmakta olan kadroların önümüzdeki günlerde tebliği muhtemel Gerek İlk öğretim ve gerekse or- ta Öğretim öğretmenlerine alt kadro- ları bundan evvelki nüshalarımızda neşretmiştik. Tabiatiyle bu kadar ge- niş değiştirme esnasında durumların- dan hoşnut olan kimseler bulunduğu gibi yeni verildikleri yerleri ve vazi- feleri benimsemeyenler de y mevcut- tur. Bunların durumlarını göüözü- nünde bulunduran İstanbul Milli Eği- tim Müdürlüğü — yeniden kadroları yapmaya başlamıştır. Gerek ilkokul öğretmen ve başöğ- | retmenleri ve gerekse orta öğretim | Öğretmenleri arasında yeni değişik- likleri icap harzırlanması bu hafta içinde ikmal edilerek ilgililere tebliğ edilecektir. Tanınmış bir Amerikalı muhabir şehrimizde Dün şehrimize Life, Time Fortune, mecmualarının muhabirlerinden Mir. Carl Manfred Cotterd gelmiş ve ken- disiyle konuşan bir — arkadaşımıza | şunları söylemiştir: “— Buğgln muhtelif memleketlerde vazife gören muhabir arkadaşlarımla temaslarda bulunacağım. Memleketinizden Yeni Delhi'ye ve oradan muhtemel olarak Koreye gİ- deceğim.,, “Her Gün" refikimiz 5 yaşında “Her Gün,, refikimiz intişar hayatı- nın dördüncü yılını idrak etmiş bu- lunmaktadır. Refikimizi tebrik eder, uzun Ömürler ve başarılar dilerir. Sişli otobüslerinin güzergâhı değiştirildi Tramvay İdaresi şimdiye kadar Ba- yıldım Yokuşundan Şişliye gitmekte olan otobiülslerin bundan böyle Beşik- taşta Akaretlerden geçmesine karar vermiştir. Dışişleri Bakanı bugün bekleniyor Avrupada bulunan Dışişleri Baka- nı Fuat Köprülü, bugün limanımıza gelecek olan Muhammed - El - Kebir vapuriyle beklenmektedir. ayarlama | ettirecek bu kadroların | ll D '-——— T7 TT D TET y Iı'vı Kore kararımızın İngilteredeki akisleri Dün gelen Londra Büyük Elçimiz : “Kararımız İngiliz siyasi mehafilinde, bizden beklenen en tabii bir hâdise olarak karşılanmıştır” dedi Londra Büyükelçimiz Cevat Açıka- lin dün şehrimize gelmiş ve uçak ala- nında kendisiyle konuşan bir arka- daşımıza demiştir kl: — Burada Üç hafta kadar kalaca- ğim. Koreyo asker göndermemiz İn- gilterede büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Birleşmiş Milletlere âzalığımız do- layısiyle verdiğimiz bu karar, siyasi mahfillerde "bizden beklenllen en ta- bil bir hâdise,, olarak İzah edilmekte- dir. Enstitü öğretmenleri durumlarından müşteki Milletvekillerine hitaben bir broşür neşreden öğretmenler vaziyetlerinin ıslahını İstiyorlar Erkek sanat okul ve enatitüleri öğ- retmenleri — milletvekillerine hitaben bir broğür neğretmişslerdir. Bu broşlirde Öğretmenler, d0Ödi Ba- yılı kanunun İl İnci maddesinin İlga- sını talep ederek, kendilerinin de 3656 sayılı kanunun hükümleri dalresinde muamele görmelerinin teminini iste- . mektedirler. Bu öğretmenler, tedavi Ücretlerinin verilmesini, hastalık müddetlerinin diğer memurlar gibi hizmet miülddet- lerine göre, genel hükümlere tâbi tu- .| tulmasını İstemekte, tekalitlük hak- larının da diğer memurlar gibi olma- sını arzu etmektedirler. Bundan başka, broşürde 4dödi Hsa- yılı kanunun li. maddesi gereğince, devletin, dilediği anda vazifelerine nl- hayet verebilmesinin, kendilerinin sa- lim bir kafa, rahat bir kalble çalış- malarına mânli olduğu keyfiyeti de belirtilmektedir. Gene bu kanuna göre, kendilerine muvakkat öÖğretmen sıfatı verilmile- tir. Bu öğretmenler vazife hastalandıkları halde, ancak iİki ay maaş almakta olduklarını, terfle hak | kazandıkları halde aynı kanunun ay- nı maddesiyle terfi Imkânlarının batıl olduğunu ve böylece mânevi bir baskı altında bulunduklarını ifade &tmek- tedirler, Amerikaya gönderilecek . olan uzmanlar Umanlar,v btıııdaıı böyle hususi miülesseselerden de gönderilebileceklerdir İktisadi İşbirliği Teşkllâtı yaptığı son toplantıda, yeni bir karar almış- tır. Marshall Plânı Yardım fonlarından karşılanmak — suretiyle — Amerikaya gönderilmekte olan uzmanlar, bundan böyle hususi mülesseselerden de gön- derilebilecektir,. Mensuplarını, teknik ve ticari bil- gilerini arttırmak iİçin Amerikaya göndermek isteyen miülesseselerin mü- racaat şekilleri, yakında toplanacak bir komisyon tarafından tesbit edi- lecektir. Müracaatların fazla olması Ihtlima- line karşı İktisadi İşbirliği Teşkilâtı- nın bu kararı ilgililera tebliğ edile- cektir. Mahir bir hırsız şebekesi yakalandı Uzun zamandan beri 2 nci Şube memurları tarafından tarassut edll- mekte olan Bsabıkalı deniz korsanla.- rından bahriyeli Ahmet Özal dün Do- lâpdere Caddesinde müruf eroinci İz- mirli Arif Atanın evine takel İle dlin gece paketler teslim ederken cürmll meşhud yapılmış ve ev aranmıştır. Neticede mühim miktarda çalınmış ve kaçak eşya yakalanmıştır. İstan- bul polisi uzun bir çalışmadan sonra yeni bir kaçakçı ve hırsız şebekesi meydana çıkarmıştır. Sabıkalılar ya- kalanmışlar, tahkikata devam edil. mektedir. başında | Ti oe a M . A oli İR HABERLERİ Milletlerarası Çocuk Kıtaııları Haftası bugün törenle açılacak Çocuk Esirgeme Kurumunda ve ilkokullarda kitap. sergileri terliplenecek — Çocuklara kitap sevgisi aşılamak İçin ebeveynleriyle konuşulacak Milletlerarası Çocuk Kitapları Haf- tası bugün memleketimizde ve şeh- rimizde başlıyacaktır. Bu — miülnase- betle bugün saat 15 te, Çocuk EBir- geme Kurumu İstanbul merkezinde bir Çocuk Kitapları Sergisi açılacak- tır. Serginin zengin ve İstifadeli ol- ması için bütün imkânlardan İstifa- de edilmiştir. Ayrıca, hafta dolayısiyle şehrimı-l zin bütün ilkokullarında da birer ser- | gİ açılacaktır. Çocuk Kitapları Haftasının gayesl, ilk tahsil çağındaki çocuklara kitap Bevgisini aşılamaktır. Bunun için Mil- 11 Eğitim Müdürlüğü ilkokullara ge- rekli tamimi yapmıştır. Bu arada ço- cukların ebeveynleri ile de temaa edi- | lerek yavrulara kitap zevkinin ve ©-| kuma aşkının telkini için — tedbirler araştırılacakltır. Ayrıca, dera saatle- rinin haricinde hikâye okuma ve an- latma tuplnntıis.n :.ruı:ıılacuk okulun Şofor imtihanlarında yeni bir usül Son zamanlarda ehliyetname almak Üzere müracaat eden goför namzet- leri çoğaldığından Belediye Seyrllse- fer Şubesinin son slstem bir makine ile teçhizine karar verilmiştir. Direk- &iyon, fren, vites değiştirme İmtihan.- larının Amerika ve diğer bazı Avru- pa memleketlerinde olduğu gibi oda | içinde ve filim karşısında yapılması | için tertibat alınacaktır. Ancak bu takdirde namzetlerin vaziyetlerini ve hatalarını otomatik olarak kartona geçiren bir makine mübayaası için teşebbüse geçilmiestir. İstanbul - Edirne yolu bitiyor İstanbul Edirne yolunun Babaeski Havsa arasındaki kısmı tamamlan- mıştır. Havsadan ve Edirneden iki — kol halinde yol İnşaat ekipleri kış bas- tırmadan evvel yolu bitirmeye çalış. maktadırlar, Hâlen bozuk olan iİ5 kilometrelik kısım havalar müsalit gittifği takdir- de sene &onuüna kadar bitirilecek ve gartnameye göre yolu mayısta tes. lim etmeyi taahhüt etmiş olan mülte- ahhit S ay evvel taahhüdünü yerine getirmiş olacaktır. Dün gecekı kesif sis Saat 23 ten sonra Sehir Hattı vapurları işliyemedi Dün gece şehrimizi ve limanı çok kesif bir sis kaplamış ve vapurlar işliyememiştir. Saat 10 dan itibaren yavaş yavasş | bastırmağa başlayan sis, 23,380 da son derece kesafet peyda etmiştir. Caddelerde taksiler bile güçlükle İş- | leyebilmişlerdir, Günün pazar olması dolayısiyle şehirde eğlenmekte olan Kadıköy ve Boğaziçi halkı Köprüde —vapurlarda beklemek mecburiyetinde kalmışlar, 23 ten sonra kalkan Kadıköy vapu- ru Haydarpaşa açıklarında demirle. miştir. İlkokullarda din dersleri nasıl okutulacak ? Milli Eğitim Bakanlığı ilkokullarda okutulacak din derslerinin tatbik şek- 1 hakkında bir tamim göndermiştir. Vilâyete gelen bu tamime nazaran, köy okullarındaki ziraat derslerinden bir saat ve Şşehir ilkokullarındaki Türkçe derslerinden de birer saat alı- narak bu saatlerde din dersleri veri- lecektir. Din derslerinde okutulacak kitap, Beçen sene neşredilen — "“Müslüman Çocuğun Kitabı,, dır. Din dersleri de diğer dersler gibi not'a tâbi olacak ve düşük numara alan talebeler sınıfta kalacaklardır. Talebe —velileri çocuklarının din derslerine devam etmesini İstemedik- leri takdirde okul idarelerine müra- caat edebileceklerdir,. kaç zevk ânı müstesna, mesut muyum ben? en iyl okuyan ve konuşan öğrencileri bu saatlerde arkadaşlariyle hasbihal- lerde bulunacaklardır. Diğer taraftan öğrenciler, öğret- menlerinin nezaretinde Çocuk Esirge- me Kurumu İstanbul merkezinde a- çılacak olan sergiyi dolaşacaklardır. bir felâket hissi iİçindeyim. Ferhadı yumuşat- Heybeliadadaki Rühban Okulu Rum Ortodoks Patrikhane Heyeti, Ankarada Rühban Okuluna yabancı memleket- lerden de öğrenci alınması için temaslar yaptı Bir müddetten beri Ankarada bu- lunan Rum Örtodoka Patrikhane he- yeti şehrimize dönmüÜştür. Heyetin Ankaradaki temasları halk- kında Aydın Metropoliti Yennadlos gunları söylemiştir: EN — e e — —— Âvrupa Istırı Knnseyı ve giden delege'lerimiz ÂAyın 18 inde Strasbourg'da toplanacak olan Konseyde Bulgaristandaki Türkler ve göçmenlerin durumu da görüşülecek Avrupa İstişari Konseyi toplantı. sına, İştirak edecek olan Konya Ml!- letvekili Ziyad Ebüzziya dün şehri. mMmizden ayrılmıştır, Hava alanında kendisiyle konuşan bir arkadasımıza milletvekili ezclimle gşunları söylemiştir. “— Konsey bu ayın öon sekizinde Strasbourg'da toplanacaktır. Fakat, daha evvel giderek, — komlsyonların çalışmalarına iştirak ederek, konseye sunulacak mevzular Üzerinde çalığar cağım. Koönsey yüz yirmi delegreden teşek- kül etmektedir. Buna Trağmen icra ve teşril salâhiyeti yoktur. Delegzeler, kendi aralarında istişare suretiyle verdikleri kararları Dışişle- ri Bakanlarına arzederler, Va böylece bu kararlar her milletin parlâmentosuna akseder. Bu seneki toplantının gündeminde, dünya efkârını çok yakından alâkas- dar eden mevzular meyvcuttur. Para vahdeti ve mühim olarak Ei. raatin tek elden iİidaresi meselesi Bundan beklenen fayda, istihsalin ço- ğalmasını ve umumiyetle fakir olan “Ankaraya Patrikhaneye alt muh- telif meseleleri ve bilhassa Heybella- dadaki Rühban Okulunun durumunu | görüşmek İçin gitmiştik. Alâkalı ba- kanlıklarla temas ettik. Heybelideki Rühban Okuluna yabancı memle- ketlerden talebe kabul edebilmek (- çin hükümetten müsaade İstedik. Temas ettiğimiz bakanlıklar tekli- fimizi büyük bir anlayışla karşılaya- rak bu hususta gerekten müsaadenin verileceğini söylediler. Suriye, Habe- şistan, Mısır vae Heybeliye talebe — güöndermek muhtelif müracaatlarla karşılasıyor- duk. Hükümetin verdiği müsaade İle bu | sene yabancı memleketlerden — 40-50 talebenin geleceğini tahmin ediyoruz. Bu talebelerin Türkiyede tahsil gür- meleri herhalde memleketlmiz naatindeyiz.., ÖLÜM Eaki Trabzon ve Edirne Valilerin- den merhum Bekir Rüstem Paşazade Ankara İstinaf Mahkemesi üâzasın- dan merhum y Rifat beyin refikası, Zehra Ayral ve Sabiha Çulha'nın anneleri, İstanbul tacirlerinden Trahb- | zonlu Mahmut AÂAkçay'ın teyzesi, Te- kel teknik şeflerinden Kâzım Ayral'- ın, Bayburt Ziraat Bankası Müdürü Âdil Çulha'nın kayın valdeleri, Ecza- cıbaşı Laboratuarı Propaganisti Ne- Jat Ayral ve Dr. Suat Ayral'ın anne anneleri salihatı nisvandan Zeliha Hanım Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ce- naezesi 13 - 11 . 950 pazartesi günü Baat 11.30 da Ösmanbey Rumelil cad- desi Rumeli apartımanından alına- rak cenaze namazı Şişli Camlj şeri- finde kılınarak Feriköy Kabristanın- . daki ebedi metfenine defnolunacak- tır. ÖLÜM Maliye Bakanlığı Kambiyo Kontro- i lörü Nazif Arun'un refikası ve Ecza- | cı Okulu talebelerinden Badır Arun, Bedia Özgüğümcüoğlu, Makbule Ak- ter'in anneleri, Devlet Demiryolları Malatya İşletme Müdürü Necip Maç- kan'ın ve Kanlıcalı emekli öğretmen Hüsnü Ardahan'ın yeğenleri Servet Yalınkat'ın ablası, Mahir Özgüğümcüoğflunun kayınval. deleri AYŞE ARUN Hakkın rahmaetine kavuşmuştur. Cenazesl 13.X1.1950 pazartesi günü Aksaray Valide Camlinde öğle nama- zını müteakıp kaldırılacaktır. Merhumeye Allah mağfiret, keder- dide ailesine başsağlığı dileriz. Güney Afrikadan için müstahsilin, maddi refahının artma- sını temin etmektir. Gene gündemde, sanaylin tek eldez İdaresi pröblemi de vardır. Böylece endüstrisi geri kalmış milletlere, iİler- leme imkânları verilecektir. Bundan başka, koönseyde Bulgarle- tandaki Türkler ve göçmenlerimizin durumları da görlüşülecektir.,, Malüm olduğu Üzere bu koönseye 1ştirak eden deleğzeler ancak şahiıslas- rından mesuldürler, Ve devletin tem- Bilcisi sıfatını halz defillerdir... Bu toplantıya Türkiyeden, ÜOsman Kapani, Cihad Baban, Zeyyat Man«s dala, Ziyad Ebüzziya, S. Maksudi Arsal, Suat Hayri Ürgüplü iştirak edecektir. KISA HABERLER * İstanbul vapuru dün saat 14 te İçin | bir propaganda vasıtası olabilir ka- | Cemal Akter ve lamıyorum. 175 yolcu, 200 ton yükle Doğu - Batı Akdeniz seferine gitmiştir. 4 Devlet Denizyolları İdaresi Kanm- licaya yeni bir iskele yapmaya baş- lamıştır. Bu iskele de diğerleri gibi tahta olacaktır. Mevsimin kış olma- sı dolayısiyle yolcular yağmurlu ha« valarda büyük müsşkülâta maruz kal- maktadır. İnşaatın süratle İkmali için gerekli tedbirlerin alınması lüzımdır. * Bir müddetten beri Ankarada bulunan C. H. P. İl Başkanı İlhami Sancar bugln şehrimize gelecektir. İlhami Sancar, partisinin muhtelif meseleleri hakkında bir basın toplan- tısı yapacaktır. * Siyas! partilerin ocak ve bucalr kongreleri devam etmektedir. Bilâha- re ilçe ve il kongreleri yapılacaktır. Hey Üc partinin kongrelerinde mühim memleket meselelerine temas edil- mektedir. * İstanbul Ünliversitesinin muhtelit fakültelerinde Ilsan deralerine başlans mak Üzeredir. YENİ İSTANBUL | . SİYAŞİ İKTİSADİ — MÜSTAKİL GU_E—I_LÜK GAZETE Bahibi : YENİ İSTANBUL NESŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SARLICA Yazı iİşlerini fillen Idare eden mesul müdür: Sacld ÖGET Neşredilmiyen yazılar lade edilmez. Basıldıjfı yer * İYENİ İSTANBUL MATBAACI- ' LIK LİMİTED SİRKETİ MATBAASI Sen de birarz kendini devşir. O man ettin beni ona, Çevirdiğin dolapların hep- | sini bililyorum, Samime melek gibi görünlüyor- | Bun. Fakat onu da uzun zaman aldatamazsın. Bu oyunlardan ne kazandığını düşünsene, âah- | PETAMI SAFA YALNIZ[Z aV Kapı vuruldu. — Ö — Ferhat seslendi! — Bus-ra-tı-nı dağıtırım. Pariste beş tane estetik ameliyat yapsalar, seni ömrünün sonu- na kadar çirkin ve maskara dolaşmaktan kur- — taramazlar, Meral geri çekildi ve sesini çıkarmadı., Ye- re bakıyordu. Güözlerini korkunun ayarladığı ağır bir hareket ritmi içinde ağabeysine doğ- ru kaldırarak cesaretsiz bir sesle; — Fil Nuriyi Ben bana tanıttın, dedi. Ferhat bağırdı: — Sus, hayvan! Her #eyl biliyorum, Bir kalım! daha Böylersen, şimdi senin Buratıni tanınmaz bir hale getiririm. Sana seni kurtar- mak için emrediyorum. Diz kapaklarına ka- dar bataklığın içindesin, —Yalnız senin değfll, kendi haysiyetimi kurtarmak için de elimden bir kaza çıkabilir. Aklını başına topla. Samim- le de konuşmıyacaksın. Hiç bir erkekle. Cez- mi ile evleneceksin aşifteliği bırak. Cilve yap- ma., Kararını ver, Çocuk hazır. Yutacak, Saf- tır. Meral yine önüne bakıyordu Ağabeyel de- vam etti: — Bamimle konuşmanı İsterdim. Önun se- nin Üzerinde İyi tesirleri var. Yoksa Ben çok- tan sinema kızı, Beyoğlu kızı, sokak kızı ola- caktın, F'akat herifle benim aramda, benimle 809 — Kim o? Besleme dışarıdan cevap verdi: — Küçük hanımı telefondan istiyorlar. Ferhat anahtarı cebinden çıkardı ve odü- rın ortasına attı. Meral telefonda Selminin sesini duydu: — Şekerim, buglin onunla buluşacakmış- . Gelemiyecek. Meral her şeyi anladı; — Peki, deüâöl, — Nasılsın sen? — İyiyim, merel, Telefonu kapadı. Gazete okuyan h—aba.ıına. baktı, Onun yalnız belinden asşafğfısı görlnü- yordu. Eksiltme iİlânlarına dalmış. Meral korku içinde odasına gitti. Ferhat yoktu bereket. Kâapıyı kapadı ve kilitledi. Oda- nun ortasında, gevşek ve gaşkın, durdu. Beyni karıncalanıyordu. Hiç bir şey düşünemiyor. Hayalet gibi afır afğır yürüyüp yatafının ke- narına oturdu. Bİr sigara yaktı. Ne kazandı- Bıimiı düşünmeliymişim. Ben tüccar miyım? Ne kazanacağım? Yaşamak iİçin yaşiyorum. Fakat pek sayılı ve çok bulanık bir kaç zevk ânı — çünkü onun İçinde utançlar, vicdan &- zapları, Ömre sllrecek lekeler,meler, herkese söylediğim yalanların kirlilik hlssi ve bir çok... Böyle... 810 İç kasılmaları var — iİşte böyle bir | Gözlerini yumdu. Kendinden iğreniyordu. Kendimden iİiğrenlyorum. Niçin — böyleyim? Böyle olmamak elimde mi? Samim... Samim... Gelmiyecek. Bir dahâ buluşmak istemez be- nimle, İstemez mi? Benim nem 07 Niçin var- dı hayatımda 07 Şimdi bir dağ gözümlnrn önü- ne geliyor. Samim... Simdi çok iyi hisseder glİ- bi oluyorum... O benim yükselişim., Ben onda, onunla büyüdüğümü ve temizlendifimi hisse- diyorum. Önsuz bana bir hiçlik geliyor. Onsuz bir sıfırım ben. Bir gün ona söyledimdi: “Sen beni bırakırsan, kötü kadın olurum ben,,. Ya- ni,... Daha kötü., Fakat bu “daha,, yı söyliya- mezdim, Kötü mlüyüm ben? Kötü. Kötü kadın. Ne Bert ve derin kelime: KöÖtü. Ben kötü mlül- yüm? Nefret ediyorum kendimden. Demek bende bâlâ nefret edebllen temiz bir taraf kal- mış. Samime hep o tarafımla görünlüyor ve kendimi sevdiriyordum. Fakat şimdi öteki ta- rafımı görmeye başladı. Besim Beye rastla- mamız da fena oldu dün akşam, Fakat Samim benim Ferihaya gittiğimi nereden Üğrendi? Babâamdan başka kimse bilmiyordu. Telefon mu etti ona, Kabil değlii, Hissetti belki., Ne adam! Korkuyorum onun zekâsından. Tanıdı- ğim erkekler arasında aldatılması en zor ola- nı o, Müthiştir, Zerrin, şekerim, tanımadın sen onu, Meral dizlerini birbirine süÜrttü. Baldırla- rında karıncalanmaya benzer bir his vardı. Ayağa kalktı ve hatırladı: “Sen diz kapak- larına kadar bataklık içindesin,,. Ah bu Fer- hat, Ferhat. Brute, Ne duydu acaba? Fil Nu- rinin gevezeliği mi, Zerrinin mi? Uff... Bu so- fer de yine beynim karıncalanıyor. Yaklaşan S1 mak lâzım. Gevsşer o da, Ne kadar benziyor erkekler bazı noktalarda birbirlerine, lendiler mi, kaçmalı. Yahut susmalı, İşte on- ların müsamahalı bazı anları var. Her gşeyi görmemezlikten geliyorlar, yahut sahiden gör- müyor, çocuk gibi aldanıyorlar. Samimin bile var öyle anları. Samim ki, aman Allahım, güp- he canavarı. Haksız miı fakat, Meral Hanım?7 Ukfr... Nefret ediyorum kendimden. Kapı yine vuruluyordu. Meral gidip açtı. Babası. Yüzü sararmış, Sendeliyerek içeriye girdi ve bir koltuğa çöktü. — Tüneldeki bakteriyoloğun adı neydi? O- na telefon et hemen, gelsin, kan alsın. Bak, herifin adını bile unuttum. İyi değilim ben, Meral., Yatacağım, Başım dönüyor çok. Hiç bu kadar olmadıydı. Başını bir avucunun içine aldı, sustu. Oda kapısına doğru giden kızının ayak Beslerini | duyunca başını kaldırdı: — Meral! dedi, gel buraya., Ve karşısındaki sandalyeyi gösterdi: — Ütur şuraya. Dinle beni. Fenayım ben, görüyorsun, Yüzlüim Bapsarı değil mi? — Hayır, o kadar değill. — Sarı, sarı. Fenayım ben. Dinle. Buglin- lerde evin içinde münakaşa, hirgür istemem, | — Ferhada söyleyin baba. Nail Bey umulmadık bir şiddetle haykırdı: — Dinle! — FPeki baba, dinliyorum. — Bundan sonra Ferihaya filân gitmek yok. Telefon edersin. Şakir Bey istarsa İstan- bula gelir, görlüşürüz. Ben kız iİhracatçısı de- gilim. Sipariş Üzerine buradan Parise mal yol- 312 Öfke- Zerrin aşiftesiyle filân da konuşma, Adın çı- karsa bütün hayatın zehirlenir. Ânneni güzü- 'nüna getir. Benim bir ayağım çukurda, Bak, fenayım. Üreminin merhameti yoktur. Üç beş gkünde alıp götürüverir, İnsanı. Bu dünyanın kötü örneklerine bakıp da “Bu dünya böyle İş- te, Yalnız ben miyim 7,, deme. Ben yaşamış bir adamım. Mutaassıp da değilim. Ahlâk kalde- lerinden evvel senin saadetini düşünürüm. F'a- kat bilesin ki, İnsanın içi rahat olmazsa haya- tın zevki yoktur. Üç beş dakikalık geçici ke- yif, günlerce fitil fitil burnundan gelir İnsanın, Bunları vasiyetim gibi dinle. Vasiyet, nasihat değil., Üç beş kuruşumuz var. Ben ölürsem hepsi kül olur gider. Erköklere filân güven- me, Güzelce bir kızsın sen. Sonun fena olur. Gözüm açık gitmiyeyim. Bana söz ver. Ken- dini toparlıyacaksın. Meral alçak sesle: — Peki baba, veriyorum, dedi. — Şimdi git, bakteriyoloğa telefon et. He- men gelsin. Ben odama gidip yatıvorum. Meral telefona gitti. Durdu. Bir an dü- gündü. Rehbere doğru giden elini çekti ve nu- maraları çevirdi. — Alo... Nuri Beyi... Ha... Sen misin Nu- ri.. Ben Meral... Fenayım biığÜün çok... Saat Üç buçukta, Galatasaray Postahanesinde bulu- şabilir miyiz? İyi, Sinemaya filân gideriz. Anlatırım. Babam da çok hasta. Daha bir sü- rü biçimsizlikler... çukta, Telefonu kapadı. sonra rehberde aradı. Anlatırım. Evet, Üç bu- Yine bir ân düşlindü, bakteriyoloğun numarasını (Devamı var) 313