Yazan: E. H, Cookridge nhayet bedeni bir hazırlık kursuna da devam etmesi Jazımdı; bu kura, “Com- mandos” için yapılan kurslara benziyordu. İşte, dediğim gibi, bütün bu mesal Ring- Wway'de cereyan ediyordu. Grup kumandanı — Maürlce — Newham, 1940 ekim ayından beri Paraşüt Okulunun müdürlüğünü yapıyordu. Ringray'in az 6- tesinde, ormanlar arasında tamamen gizlen. miş küçük bir göl vardı. Bu göl, denize a- tılma temrinlerine yamıyordu. Bu hazırlık da Jüzumluydu, çünkü birçok afanlarımız #ahillere yakın yerlerde paraşütle denize atılıyorlar ve burada, mükavemet kuvvet- deriyle işbirliği yapan bâlıkçı kayıklariyle temasa geçiyorlardı. lstihbarat Teşkilâtı. mızda, binlerce erkek izli ajanlarla bir- likte, yüze yakın kadın da çalışıyordu. * Britanya İstihbarat Servisine — mensup ajanlar arasında en harikulâde vaka, ih- 'timal Dr. Hans Stulz'un başırdan geçen maceralar olmuştur. Bu afanımız Alman- yada bu sahte isim altında çalışmıştı. Dr. Stulz, Hamburg civarında Altona'da acıl- maş olan Casusluk Okulunda ingilizce öğ- Tetmeniydi. Oxford Üniversitesinden me- /zun olması ve birçok yüksek Nazi şahsi- yetleri tarafından tavsiye edilmesi üzerine Bu mevkle tâyin edilmişti. Kendisinin va- zifesi, öğrencilere, ingilizcenin belli başlı hususiyetlerini ve İngiliz halkının milli ve mahalli âdetlerini öğretmekti. Fakat vazi- fesini ne gekilde başarıyordu? Her öğren- eiye, İngilterede emniyetini sağlıyacak bir tavsiyede bulunuyordu ki o da, gu İdi: Al- man ajanları İngiltereye varır varmaz, ü. zerlerinde bulunan İngiliz parasını bir pos- ta tasarruf sandığına yatıracaklardı. Ve İngilterede banka defterinin kaybedilmesi İhtimali karşısında, defterin başka kimse- ler eline geçip bunlar tarafından parala- Fın çekilmesini önlemek için, — formülleri doldürürken isim ve soyadının yanına şif- Feli küçük bir kelime ilâve etmek güya Adet olduğundan, Alman ajanlarına bu şe- kilde hareket etmelerini tavsiye ediyordu. Halbuki bütün bunlar sadece bir yalandan dbaretti, çünkü İngilterede böyle bir âdet yoktu ve Stulz da, tabil bir İngiliz ajanı L İşte, yeni bir müşterinin gelip, para çekerken isminin yanına dakma şifreli bir kelimecik ilâve ettiğini posta memurları Seotland Yard'a — bildirdikleri zaman, en /aZ iki Alman ajanı bu şekilde yakayı ele Alman Casusluk Okulundaki öğren- ellerine böyle bir oyun oynaması ve gifre- H isim hikâyesini uydurması, harpten ev. vel White Hali'de kendisine söylenilmişti. Alman sanayi, hükümet ve ordu çevre- lerinde birçok İngiliz ajanları, Alman kis- vesi altında faaliyette bulunuyorlardı. Hat tâ bunlardan bazıları — ordunun yüksek Tütbeli erkânındandı. — Kumandan Stefan King-Hall oldukça cazip bir hikâye anla- tır Ki bunün hakikt olduğu sabit olmuş- tür: Fransanın yıkılmasından sonra ihti- yar bir Amerikan — bayanı, bir. Fransızla evlenmiş olan kızından uzaklaşmamak |. çin, işgal edilmiş Fransız — topraklarında kalmıya karar vermişti. 1941 yılı sonuna doğru evinde iki Alman subayını misafir etmiye mecbur tutuldu. Bu kadın, Fran- sada kendi arzusiyle kalmış olduğundan, bu subayları evine almaktan lemi- * Amerikan bayanı, hemen hemen üç yıl, evinde bu Iki Alman subayı ile yaşadı ve kendileriyle nadiren yaptığı konuşmalar da ancak pek Iüzumlu hallerde vaki oluyor ve birkaç kelimeye — münhasır kalıyordu. İki Alman subayı, — ihtiyar kadına karşı Çok kibar davrandılar. 1944 temmuzunda tahliye emri geldi ve iki subay, hizmettiyi dırarak, bayağla görüşmek istediklerini idirdiler. İhtiyar madam kabul etti ve gubaylar da, kendilerine kargı gösterdiği misafirperverlik ve bu güç — vazifeyi sa. bırla başarmış olmamı dolayısiyle bayana teşekküir ettiler. Kadıncağız kısaca cevap vererek, me kadar çabuk giderlerse o ka- dar memnun olacağını yüzlerine karşı dedi. İhtiyar bayanın anlattığına göre subay- dar kendisini selâmladılar ve ona küçük n İrE li VJi Kçoy Ça #Tntelligence Bervice” Umuml Şefi Dr. Hans Gtulz'un başından geçen harikulâde macera İNGİLİZ. İSTİHBARAT SERVİSİ & (Vesr | KS ni —i- bir kutu verdiler. Subaylardan biri: “Size karşı olan şükran borcumuzun küçük bir âfadesi olarak bu kutüyu kabul etmenizi yalnız yirmidört ssat rica ederiz, dedl; geçmeden kütüyü — açmamanızı rica ede- Fiz.” Sonra evden çıkıp — gittiler. İhtiyar Amerikan bayanı ve hizmetçisi iptida, bu. kutunun soğuk bir şaka olması ihtimalini düşünerek korktular; fakat sonra, iki Al- manin arzusunu yerine — getirmiye karar verdiler ve yirmidört saat sonra kutuyu açtıkları zaman içinden küçük bir gümüş Sigara tabakası çıktı. Tabakanın içine ko- nulmüş küçük bir kârt Üzerinde de şu ke- lümeler yazılıydı: “Britanya Gizli Emniyet Servisine mensup İki ajan, teşekkürleriyle birlikte bu küçük hediyeyi takdim ederler". x füzelerin “Holündada, atıldığı. pfstlere karşı Spitfire “Bombardıman Uçaklarının akınlarında, iki hastane arasında bulunan bir “V 2” deposu, pilotların hedefini teş- kil etmiştir”. *Cepheye müteveccihen hareket edecek olan mühimmat yüklü birçok trenler Köln elvarında bulunan Dentz yakınlarında im- ha edilmişlerdir...". 'Geçen hafta 1.G.Forben'in Leuna Fabı rikalarına ait mühim tesisatın Atıl kalma. Jarının sebebi, ham madde bulamamaların- Gan ileri gelmiş olduğu zannedilmektedir...”. Harp esnasında bu kabil raporları oku- miya © k ki, pekaz kimseler deponun nasıl / keşfedildiğini veya yüklü trenlerin 0 muayyen dakikada Dentz'ten geçeceklerinin nasıl haber alındığını veya- hut da sentetik petrol fabrikalarından bir kısmının nasıl bir vaziyette bulundukları- 'na dair ne süretle malümat alındığını sor- mak ve anlamak için zihinlerini yoruyor- Jardı. — Fotografla yapılan bir keşif bile, böyle malümatı elde etmiye kâfi gelmez. Bütün bu haberler, Almanyada faaliyette bulunan Bizli afanlarımızın göndermiş ol- duğu White Hali'da toplanan yüzlerce kü- dar alışmıştık çük teferruatın bir araya — getirilmesiyle * Casut/ kadınlarla. — baltalama işlerinde yazife gören kadınlar tarafından göster miş olan faaliyetler, hiçbir zaman tam bir sürette ifşa edilmiyeceklerdir. En fevkalâ- de vakaların bazıları açığa — vurulmuştur. ki, bunlar arasında ezcümle Odette San- son'unki vardır. 34 yaşında cazip bir ka- dın olan Madam Sanson, Fransızdı ve bir İngilizle evliydi. Üç güzel kız çocuğunun annesiydi ve halen de, Kıral tarafından George Cross nişaniyle taltif edilmiş. ka- atta bulunan tek ka- dındır. Bu kadın paraşlitle Fransaya indi- rildi ve Gestapo tarat geçirildiği Zaman en müthiş işkencelere maruz kaldı (Almanlar kendisine en müthiş ve şeytani cezaları tatbik etmişler, hattâ ayak tırnak- l fakat bi bi paraşütle kendisiyle/ bir- lara- rağmen, likte inmiş olan şefi ve mücadele arkı Peter Churehili'i ele vermedi. Kadın afanların paraştitle Avrupaya In- halka ancak harpten sonra a. çıklandı ve bu da, SS kıtalarına mensup 12 kişinin İngilterede muhakemesinin ce reyanı münasebetiyle olmuştur. Bu adam- lar, Netzweiller İmha Kampında dört İn- giliz kadınını diri diri ” yakmışlardı. Bu kadınlardan biri, 28 yaşında Diana Hope Rowden idi ki, Güney Fransada ebeveyni ile birlikte yaşamakta iken, Fransanın yı- kılması Üzerine orada kalmıştı. Bu ge kadın İspanya ve Portekiz yoliyle İngilte- reye Kaçtı. 1641 yilı temmuzunda W.A. AF! lere girdi ve bir hazırlama devre için istihbarat servisine — gönüllü olarak Esirlerin listesini tam bir surette tanzim etmekte, Al manların gösterdiği fevkalde dikkat ve ihtimam, bu sefer muvaffakıyetle neticelenmedi: Genç kız, hapisa- nelerden atılan eski eşyalar arasında gizlenerek orta- dan kayboldu ve ismi de listelerden silindi Iy Si leka| Çeviren: Meral Cumaoğlu yazıldı ve sonra da Dijon civarına para: #ütle indirildi. Ve Fransız Mukavemet Çe- teleriyle temasa geçti. Gestapo kendisini ele geçirdi ve Netzweliler'e gönderdi. Bu- Tada kampın resmi — doktorunun gözü ö- nünde fırına atıldı. Diğer tipik bir vaka, Violette Szabo'. nunki olmuştur. Bu, Stoekwell'l bir kızdı. ve bir Fransız subayile evlenmişti. Bu su- bay El-Alemeyn'de öldü ve A.T.S. de ku- mandan muavinliği yapmış olan genç ka- din da, kocasının intikamını almak iste- diğini söyliyerek, istihbarat servisine gö- nÜllü olarak yazıldı. İki defa Fransaya paraşütle inmiye mu- yaffak oldu, fakat Üçüncüsünde ihanete uğradı, Ravensbruck Kampına gönderildi. ve 1945 ocak ayında öldürüldü. Harp esnasında istihbarat — teşkilâtımın için çok mükemmel bir şekilde hizmet et- miş olan kadınların ekserisi, asıl Gizli Ser- vise dahil değildiler. Meselâ, müttefikler Fransaya çıkarma — hareketini yaptıkları istilâ gününden (D. Day) evvel birkaç bin erkekle birlikte paraşlitle düşman toprak- larına indirilmiş olan yüze — yakın kadın, General Eisenhower ile Umumt Karargâ- 'hın Erkânı Harbiyesinin doğrudan doğru- 'ya emri altında hareket eden ve hava yo- liyle nakledilen istihşaf kıtalarına mensup- tular. Fransada — mukavemet hareketine mensup kimselerle istilâ kıtaları arasında irtibat tesisi hususunda bu kadınların çok mühim bir rolü olmuştur. Mukavemet çe- teleri geflerinden birçâğu icap eden tali- matı ve baltalama malzemesini, yirmi yaş larında bulunan genç kızlardan alıyorlardı. Almanlar kaçmıya başladıktan sonra bu kadın ajanların faaliyeti daha ziyade arttı 've Almanyada nihal meydan muharebesin- de bunlar, zırhli fırkaların önünde çalı yorlardı. Almanyada birçok — Stalag'lar, kurtarılmak üÜzere olduklarını, öncü kuv. vetlerden daha evvel içerlere dalmış bu- dunan bu kadın ajanlardan öğrenmişlerdi. Bu iş ancak, müttefiklerin dâvasına fev- kalâde bir yardımda bulunmak hususunda kadın ağanların duydukları büyük arzu ile izah ve ifade olunabilirdi. —“Tabli Avrupa memleketlerini evvelce gezmiş ve tanımış olmak keyfiyeti, ehemmiyet İtibariyle, en başta gelen bir âmildi ve bu da, birçok kadınları, — casusluğa — gönüllü yazılmıya sevketti. Bunlardan bazıları tecrübelerini, gizli kuvvetlerin ağır ve güç saflarında yaptı- lar. Belçikalı sarışın bir kız, Madeleine Bon- mecampe, bunlardan biri oldu. Belçika Or- usunda hastabakıcı sıfatiyle çalışmış olan bu genç kadın, evvelce Gestapo'nun pençe- sine düşmüştü. O aralık bir İngiliz ajanı bu kadının gözden uzak bir yere gönde- rilmesinin ve bir mülddet İngilterede bir h- tisas kursuna devam ettirilmesinin daha ih. tiyatlı olacağını söyledi. Ve İngiliz Hava Kuvvetleri Teşkilâtı olan RAA.F., bu gibi kadınları, Nazi bekçilerinin gözleri önünde Avrupa / kalesinden kaçırmak — hususunda Müessir bir sistem takip ediyordu. Baştan başa siyaha boyanmış, — üzerinde hiç bir işaret bulunmayan ve birkaç yüz metrelik bir saha içinde yere inip havalanabilen kü- çük Lisander uçakları, bu gibi vakalarda geniş bir mıkyasta kullanılıyordu. Bununla beraber genç kadınlar, müttefiklerin uzun, BiZİŞ yolunu tercih ediyorlardı ki bu yol Fransayı baştan başa katediyor, Prene'ler- den geçip İspanyaya gidiyor ve nihayet Liz. bon'daki İngiliz Sefareti binasında sona e- riyordu. ek arazi, gerekse Mücadele Teş- çok Büç bir seyahat ediyordu, çünkü bu afanlar, bu kur- unun mevcudiyetini pekâlâ biliyor- Bu, gerek ge Almanların, Casuslara K Bavulları araştırılırken kadıncağız hiç telâş etmeden onları seyrediyordu Bu şekilde Büyük — Britanyaya gelmiş olan kızların pek azının İsmi açıklanmış- ftır ve büyük bir kısmı gizli tutulmuştur, meğer ki kendileri tarafından yapılan fev- kalâde mühim ve kiymetli bir hizmet do- Jayisiyle — buna lüzüm — görülmüş olsun. Düşman işgali esnasında Fransada yapmış olduğu hizmetler sebebiyle MBE. nişanı ile mükâfatlandırılmış olan ” Jacgveline Nearne bunlardan biridir ki, kendisinin kü- çük Kizkardeşi Eilceen Mariy Nearne da aynı nişanı almıştır. Her ikisi de ana ve babalariyle birlikte Güney Fransada yaşı- yorlardı. Kuzey Fransa vilâyetlerinin iş- galinden sonra Jacgueline, İngiltereye geç- ti ve FANY. Kıtasına dahil oldu. 1942 yılında Hüsüsl Servis için gönüllü yazıldı ve kısa bir hazırlık devresinden sonra ha- va yöliyle Fransaya nakledildi. Fakat tam Gört defa geri dönmek — mecburiyetinde kaldı, çünkü Fransız — Gizli Mukavemet Küvvetleri nöbetçileri, ışıklı işaretler. ve rerek, — Nazilerin tetikte — bulunduklarını kendisine bildirmişlerdi. Fakat beşinci te- gebbüsüinde muvaffak oldu ve 1643 ocak Aayında Parise vararak, orada bulunan kü Çük kızkardeşine kavustu. İş, vazife, lü- Zum Ve zarüretleri kendilerini birbirinden ayırdı ve Eilcen, Pariste kalarak faaliye- tine devam etti; fakat bir müddet sonra, Eizli bir verlci radyo bulundurduğu bir o- dada Gestapo kendisini yakaladı. Eileen'- İn maneviyatını sarsmak için SS' lerin de- vamlı gayretlri, Alman enkizisyon usul- lerinin korkunç, tarihinde iğrenç bir sahi- feyi teşkil ederler. Birbiri arkasından mü- teaddit memurlar tam 18 saat genç kızı sorgüya çektiler. — Fakat bir netice elde edemeyince buz banyosu usulüne müraca- imkânını bulamamış olmasını ve bu bom- baların, kullanıldıkları zaman da, hakikat- 'te vermiş oldukları zarardan daha büyük bir zarar vermemiş bulunmalarını, yine gö- nüllü bir kadın afanımıza borçluyuz. Bri- tanya Gizli Servisi, daha 1042 yılı yazında “V” bombaları hakkında flk raporlar gel- miye başladığı zaman, bunların hazırlan- ması faaliyetini keşfetmek imkânını bul- muştu. Bu bombalar hakkında başlıca aras tırma ve tecrlibe istasyonunun, Baltık aa- hillerinde Peenemünde'de bulunduğu haber alınmıştı. * Alman harp ilim ve sanaylinde çalışan en kaymetli unsurlardan — bazılarının Peene- münde istasyonunda bulundukları bir gün- de burasının havaya uçurulmuş olması ba- Sit bir tesadüf eseri olmuş değildir. Bu 1- llm ve fen adamlarından ikiyüz kadarı o gün öldüler ki, bunlar arasında bu Istasyo- 'hun müdürü ile Luftwaffe erkânı harbiye- #inin reisi beş albay Hans Jaschonnek de bulunuyordu. Bu, hava bombardımanı sebe- biyle vukua gelen en büyük felâket olmuş- tur. Gentapo teşkilâtı derhal adaya koşarak, burada yaşıyan bütün halkı ve işçileri bi-. rer birer Sorguya çekti ve evvelce esasen müteaddit defalar kontrol edilmiş olan ada halkı arasına düşman tarafından herhangi bir sızıntının vaki olup olmadığını araştırdı. Fakat hiç bir şey elde edemedi. Bunun üze rine Gestapo memurları, enkazı araştırma- ya başladılar ve ölenlerin vücutlarını birer birer gözden geçirdiler. Enkaz arasında e- zilmiş bir genç kızın ölü vücudunda, etek- lik cebinde buruşmuş bir kâğıt parçası bul- dular: Bu bir Londra otobüs bileti idi. Bu gördükleri bu kâğıt tomarına, ya kendile- Tinde pek tesadüf edilmiyen bir nezaket Güyguliyle ve yahut da (daha muhtamal olarak) mihhi bir ihtiyacı karşılayan böyle basit bir geye ehemmiyet vermemeleri se- behiyle, dikkat etmemişlerdi ve böylece, bu gifre formulü de, gideceği yere götürülmüş- tü Vichy Hükümeti hizmetinde bulunmayan Fransızların vatanperverliğine dalma iti- mat edebiliyorduk. Kadın casuslarımızı ih- bar edecek olanlara, Gi 8S'ler generalinin — vadettiği çok yüksek mükâfatlara rağmen, nadiren bu gibi ih- barlar vaki olmuştur. — Fransada kasaba trenlerinden birinde cereyan eden ve bir Xadın ajanımızın bana anlattığı aşağıdaki vaka, bu söylediklerimi mükemmelen teyid ederi Pis bir kasaba treninde bir köşede otur- muş, başımda solmuş bir eşarp ve üstümde eski bir muşamba, elimdeki siyah ekmek parçasını çiğniyerek, Pariste hizmetçi ola- rak çalışmaya giden tipik bir breton kızın- dan ve yahut, başımın tepesine toplanmış saçlarımla, kulaklarımda uzun küpelerle ve üstümdeki kocaman pamuklu etekliğim de, Lüdeki hasta annesini " görmiye giden Tuluzlü bir kızdan tamamiyle farksızdım ve beni bu kiyafetlerden — birinde gören dostlarım muhakkak ki tanıyamazlardı. Fransa yollarının ve — demiryollarının mühtelif noktalarında — tesis edilmiş olan Sayısız kontrol — mevkilerinin — şüpi çekmemek icin bu şekilde kıyafet tebe çok Iüzumlu bir şeydi. Bir defa, Londra'- dan, Küzey Fransanın bir yerinde bulunan bir Franmız mukavemet çetesine talimat götürdüğüm zaman, küçük bir istasyonda Gestapo ajanları trene girdiler. Bu ameliye- ye nezaret etmekte olan yüksek rütbeli subayların bakışlarından, bunun husust e- hemmiyette bir hâdise olduğunu anladım ve yolcular arasında tehlikeli bir casusun bulunduğu haberi trende yayıldı. Benim götürdüğüm vesika, eski bir Fransız bavu- dunun çifte astarı arasında saklı İdi. Ya- mımdaki yol arkadaşlarım, üç tane çocukla onların iri yarı annelerinden ibaretti ve be- raberlerinde bir sürü paketler, çantalar ve torbalar vardı. Bunlar, bombardımanlar ü- zerine boşaltılmış olan mıntakalar ahalisi- 'ne verilen husust bir müsaade tezkeresiyle seyahat ediyorlardı. İri yarı kadın içini çe- kerek ve homurdanarak, bavullarını birer birer indirmeye başladı. Çocuklar kendisine yardım etmiye çalışıyorlardı fakat onların bu yardımı ortalığı büsbütün karıştırıyor- du. SS müfettişleri bu vaziyet karşısında içlerini çekerek, casuslukla hiç bir alâkası olmadığı açıkça görülen bir-şahsın eşya- Jarını gözden geçirmek istemediklerini. bi işaretle anlattılar." onra benim eşyalarımı görmek istedi der. Ben, kendi eşyam olarak kadının ba- vullarından birini gösterdim. Onlar hemen bavulu yakaladılar, açtılar, içinde bulunan eski ve kıymetsiz Üç beş eşyayı yeri Mata Hari, tiyatrodaki küçük odasında, generalleri ve güyük devlet adamlarını kabul ediyor. at ettiler. Hemen hemen — donmuş suyun içine genç kızı her daldırışlarında, suçü- nu İtiraf etmediği takdirde artık bir daha kendisini sudan çıkarmıyacaklı rar ediyorlardı. Genç kız nihayet, husust bir munmeleye tâbi tutulması için bir te- merküiz kampına gönderildi. Esirlerin lis- tesini tam bir surette tanzim etmekte, Al- manların gösterdiği fevkalâde dikkat ve İhtimam, bu sefer muüvaffakiıyetle netice- lenmedi: Genç kız, hapisanelerden atılan etki eşyalar arasında gizlenerek ortadan kayboldu ve ismi de llstelerden silindi. * Harp esnasında istihbarat servisinin bel- Ki en ganlı eseri, simsiyah saçlı bir Fran #ız kadını tarafından başarılmıştır. ki, bu kadının ismi henüz açıklannmaz. Gizli Ser- vi mühitinde bu kadın “fare” Jâkabiyle tanınmıştır. Bu isim kendisine, kullandığı Bizli bir işaret sebebiyle verilmiştir. ki bu da, bir kapının veya pencerenin camı Üze- rinde yaptığı küçük bir çizintiden ibaretti. İşte, Gestapo'nun ve Almanların Casuslara Karşı Mücadele Servisinin gözü önünde, uçan “V.” bombasının ilk resimlerini İn- Biltereye gizlice günderen Ve böylece bi zim RAF. Hava Küvvetlerimizin müte- hassıslarına çok mühim ip uçları veren Alman işgali zamanında bu kadın, Vichy Hükümeti nezdinde bir memur olarak ça- lıştı. Alı hesabina — çalışmıya lcbar resimler € 'e muvaffak oldu. Bir gün bu kiymetli vesikaları, — Manşın öte gel damlarının bu Bizlice Fransadan çıkarıldılar Hitlerin İngiltereye — kar 1" ve “V 2” bombalarını daha evvel kulin: kız hakkında tahkikata girişildi, fakat, o- 'nun Peenemünde'ye yüksek bir Nazi memu- runun doğrudan doğruya tavsiyesiyle gelip burada çalıştığı anlaşılınca, sanki bu bilet Londraya harpten evvel yapılmış bir seya- hate aitmiş gibi, bu iz terkedildi. Almanlar araştırmalarını biraz daha derinleştirseler Gi bu otobüs biletinin, yalnız harp esna- sında kullanılmış olan bir. kâğıt Üzerine basıldığını anlıyabilirlerdi. * Genç kızlar Fransada küriye olarak çok taydalı işler görmüşlerdir; bunlar erkekler- 'den daha az şüphe uyandırıyorlardı, çünkü Alman işgali altında bulunan bu memle kette, Almanlarla işbirliği yapmıyan her erkek, tablatiyle kanun dışı sayılıyordu. Oturduğu evin civarından — uzaklaşan bir adam, dalma tetkike ve pusuda duran Ges- tapo'nun biç de hoş olmuyan dikkâtini ken- di üzerine çekmiş oluyordu;. halbuki bir kadın, şahsi ve tamamiyle zararsız sebep- lerle seyahat ettiğini daha yi ispat ede- bilecek bir durumda 1di. Böyle bir iş için aranılan vasıflar, — fransızcayı ve Fransız Adetlerini mükemmel bir / gekilde bilmek ve soğukkanlılığına hâkim olmaktı. Bu, genç kız afanlarımız zaman zaman tevkif edilerek sıkı araştırmalara tAbi tu tuluyorlardı; bu sebeple getirip götürdük- leri haber ve vesikaları saklamak için en şeytani çarelere başvurmak mecburiyetin- de idiler. Bu araştırmalar sadece bir for- maliteden ibaret kalmıyorlardı ve umumü- yetle insanın üzerinde mevcut bütün elbi. se ve giyeceklerin çıkarılıp inceden inceye gözden geçirilmesi suretiyle vaki oluyordu. Genç bir kadın bana, boynundaki kolye- nin yuvarlak incileri içinde, Fransız gizli mukavemet teşkilâtına götürdüğü küçük kâğıt parçalarını nasıl saklamış olduğunu anlattı. Diğer bir kadın, bir tuvalet kâğıdı arasında bir şifre formülünü saklı- yabilmişti. Fransada harp senelerinde tu- valet kağıdı bulmak çok güç olduğundan, kes, kendi ihtiyacı için lüzumlu olan bu parçalarını Üzerinde taşıyordu. İşte isleri de, kadınların çantalarında saçtılar. Gizli köşelerin mevcut olup olma- dığını anlamak için ” bavulun — astarlarını parçaladılar. Bütün bu işler esnasında ka- dın hiç kıpırdanmadan bakıyordu. Polisler gittikten ve tren de hareket ettikten Ta kadın bana bir baktı ve sonra ç riyle konuşmaya koyuldu. Fransız kadın- Jarı yardıma dalma hazırdılar, fakat ko- nuşmanın calz olmadığını da biliyorlardı. * Gizli Servis'te çalışan İngiliz kadınları- zun faaliyeti yalnız Avrupa kıtasına inhi- etmiyordu. 1940 yılında çok gizli bir teşkilât daha kurulmuştu k bu da, İngiltere istilâya maruz kaldığı taj dirde sahneye çıkmak için hazırlanmız çok faal ve lunan Gizli Mukavemet Ç tak. Dunkergüe ricatini takip eden günlerde büyük bir mahremiyet içinde doğmuş o- kup, müttefiklerin Avrupa kıtasına ordu. darını çıkardıkları " “D. Day” gününden sonra Jağvedilmiş olan bu gizli teşkilâtın © müthiş devirdeki tarihi, insanı ha lere garkeder. Ku takdirde Alman hat- kalmış olacakları tah- İstila vaki ol Jarının gerilerinde muflarına ve tiplerine mensup birçok erkek ve kadınlar bu kıtalara alındı başında 47 yaşında bir adam bulunuyordu. Askeri istihbarat izli servisinde albay o- Jarak çalışan bu adam, Harbiye Nezareti. biri 1di. Bu gizli orduya mensup kimseler, kendi şahsf sicillerinde bile, yalnız numa- ralariyle Ve küçük adlariyle — gösteriliyor, soyadları hiç yazılmıyordu. —Bu kıtalara mensup kimselerden hiç biri, hde BİF er, ister rütbeli bir şahıs olsun, ayar teşkilâta mensup iki kişiden fazla kimse- yi tanımıyordu. Fakat - hepsinin, sol kol- fuklarının altında, tatuaj yöliyle hakı miş küçük bir numara bulunuyordu. —(Devamı önümüzdeki Hâve nüshamızda—