Sayfa 4 L îl?u_nycıyı düşündüren hazin bir mesele Harplerin hesabını, her zaman ve her yerde çocuklar öder (URADA harp olup bittiğine kimso inanmaz. İtalyanlar dünyanın en talihli insanlarıdır. Hayat burada öy- le güzel ve rahat, hattâ öyle ucuz- dür ki! Via Veneto'da bir gazinoda oturup göyle bir etrafı seyrederseniz. kadınlar güzel, erkekler şık ve zarif- tir. Herkes güleryüzlü ve sakindir Etrafta güneşin altında kıpkızıl par- hıyan Roma şehri yükselir. Belki, ör- ftalıkta bir iki dilenci dolaşır duruz ama İtalyada eskiden beri fakir in. Sanlar bulunur. Hazin bir. manzara, ama yeni bir gey değil. Hem, o yır tık pırtik elbiselerinin içinde, dilenci gocuklar öyle şirin, öyle muzip du- Turlar ki, sanki oyun için, Jâf olaun diye dileniyorlar sanırsınız. Bütün bunlar Sanki bir masalmıs hüssini veriyor. Fakat işin tuhaf ta- Fafı, hepsinin doğru oluşudur. Hiç bir gey, İtalyanların içindeki hayat ar kını: öldürememiştir. Fakat harp unutulamaz ve birinin bu harbin acılarını ödemesi gerekir Ve ödüyor da. Bunu en az #uçlü olan ve en az Gikkati çeken bir zümre: Çocuklar ödemektedir. Tabii, hiç bir. büyük, kendi yaptığı kötülükleri, çocuklarız ödemesini istemez. Fakat, gene de, o her günkü sakin ve güzel hayat çer- gevesinin arkasında, çocuklar harbin acılarını kendi hayatları ile ödüyorlar Napolide, askeri binaların yanında, fakir halkın oturduğu kırık dökük evler de harap olmuştur. Yalınayak, üstleri yırtık, pirtik zayıf, kemikleri çıkmış, dokuz yaşlarında iki çocuk. Şarınakları olan bir taş yığınının ö- Hünde durmüş, — #aat ikide gelecek olan bir gemiyi bekliyorlardı. Gemi gelince, gidip gemilerden ekmek di- Teneceklerdi. Bir tarafta bir adam sa- hncak kurmuş, parayla çocukları bin- diriyordu. Para almak, içine dokunu- yordü ama, işsiz kalmıştı, kendi: de bakacak üç tane çocuğu vardı. İki çocuktatn kücüğü olan Luigi, burada, penceresiz bir odada, annesi, kız kardeşi ve iki erkek kardeşi ile beraber oturuyor. Lülgi'nin küçük Kardeşi — bombardımanlardan — çok korkmuş. Ondan beri hep başı ağrır- maş, Üstelik biraz da — aptallaşmız. Kız kardeşi hep öksürürmüş. Ağa beyel de gehirde, bir iki arkadaşiyle beraber dileniyormuş. Onları gecin- diren de o imiş, zaten. Lulgi, bütün bunları gayet tabil bir sesle anlatı- yordu. “Yolda Lulgi'nin bir arkadaşına ras- Jadik. Ufacık, kapkara bir. oğlandı. Böyle kavrulmuş çocukların yaşını tayin etmek hayli güç. İzmarit top- Jayıp satıyor. — Yağmurla rüzgârın, işine engel olduğundan — şikâyetçi. Bazan, eğer çok çalışır, hava da iyi Biderse, yirmi, yirmi beş kuruşluk izmarit toplyabiliyormuş. Fakat bunlar, harp çocuklarının '€n talihsiz olanları değil. Asıl en z vallıları kız çocuklarıdır. Bu talihsiz çocuklar, Napolide bir yetimhanede mahpus gibi yaşarlar. Kimsesiz, ev #iz, barksız oluşlarından başka hiç bir suçları yoktur. Hepsi de bir nevi manastır, yahut islahhaneye benzer bir mektepte, biçimsiz, çirkin elbise- ler giyerek, herkesten, her türlü sev- Biden uzak yaşarlar. Tutulan istatistikler — ekseriyetle yanlıştır ve asgari rakam bildirilmi tir, Fakat bunda da İtalyan Hüküme- tinin hiç bir kabahati yoktur. Ekseri Takamlar tahmine göre tutulmakta- dir. Bu istatistiklere göre 300.000 gocuk vereme tutulmuştur ve bunla- Tın ancak Ş6 6,51 yardım görebilmek- tedir. Eğer veremli bir çocuk bu yüz- de 6,5 e dahil olabilirse, gocuktan daha talihli verem — prevantoryumlarında bakım gok daha iyidir. Daha fazla yemek —belki biraz süt— ve temiz bir yı tak bulmak mümkündür Roma'nın sayfiye yeri Fiumlcino adında bir köydür. Burada, kum te- peciklerinin arasında — seksen çocuk barındıran bir yetimhane vardır. “Yetimhanenin müdiresi, zekt yüzlü, genç bir rahibeydi. Çocukları isimle- Tiyle çağırmaya başladı Rahibe, çocukları göstererek, arışık ırklar” dedi, “askerlerden kaldı.” Bu Üç çocuğun babaları, A- merikalı-zenci, Alman ve İskoçyalıy- ı İtalyada döğüşen, değişik ırklara mensup her asker, arkasında bir ha- tıra birakıp gitmişti. Roma'nın dışında, kocaman balkon- Ju geniş, —modern bir bina vardır. Vaktiyle Mussolini, burasını evlenme- miş anneler için yaptırtmıştı. Şimdi âse, faşistlerle mücadele ederken Par tizanların çocukları için bir yetim- hane haline konmuş. Burada tam 300 gocuk barınıyor. Erkek çocuklar ma- vi pantalon, beyaz gömlek giyiyorlar, kızların elbiseleri kırmızı-beyaz.Hep #i memnun görünüyor ve türlü türlü oyunlar icat ediyorlar. Bütün oyun cakları, topu topu iki lâstik toptan ibaret. Birden bu neşeli manzara bozulu- yyor. Bir rahibe, kahverengi saçlı, kor kak bakışlı bir küçüğün elinden tut- muş, getiriyor. Çocuk, kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor. Bir gün Al manlar gelip babasını sormuşlar. Ba- bası evde yokmuş. Bunun Üzerine kı- ZIP, anhesini, teyzelerini ve büyük annesini yakalayıp sokağa çıkarmış ve öldürmüşler, Annesi ölürken, ço- cuk onun yanındaymış. Kadın, ço- cuğun Üzerine yuvarlanmış, çocuğu öldü zannederek gitmişler. Kör çocuklar sessiz oluyorlar. Kö- türüm olanlar da, onlara gördüklerini anlatıyor. Hepsi hayvanat bahçeleri 'ne Ve sinemaya bayılıyorlar. Körler, hayallerinde renk renk, çeşit çeşit hayvanlar yaşatıyor - ve sinemadaki dileri uyduruyorlar. Bu hiküyelerin hepsinde güzel evler, bol yiyecek, iyi ve Sürü ile mesut, neşeli çocuklar var, hiç kimse de kör de Havalar bozmaya başlayınca, dert- der artıyor, Elleri olmuyan bir çocuk, ÇFG AA CDS ( Hicri| 1 9 5 O| Rumi | SASE MA YS n | Çarşamba | Hayat g— TİYATROLAR lt TURAX İSTANBUL : YENİ SES ÖPERETİ Apar Topar, KONAK FAVİYONU: İspanyol “Atraksiyon Trupu, Kovboylar Kıralı, £ — Genç; KÜÇÜK TİYATRO 1 Kizkanclar. GAR GAZİNOSU : Paris Revü PAVIYONDA : İtalyan Akro. SEKİR TİYATROSU : Oyuncu. ATLAS : (4085) Ölüm Bus (G2S02) 1 . Gangi BÖYÜK (Südi) Paylaşılamıyan | — 730 20 CEBECİ 1 — Buftalobil. 2 — Beyaz Yıldırım. ALKAZAM: göz Kibarlar Arasında. (46394) Bahar Olunc FLMASIRA » (41280) Ölüm Diyarı. 2 — Sanghay Tampiko, 1 — Kristof. Kolomb. 2 Yayla Kaplanlar 08) Sihirli Bahçe. Ağk ve Kuskançlık Thetidli Elen K d SUATFARK ' Kanlı Döğüş. 2 — Kutup Kaşifleri. YENİ 1 — Denir Ejderi. 2 — S4ö) 1 — Ce SÜMER * (42851) Hayal Peşin- (40380) “Tomaton Cani- SIK * GöT26) 'de (Türkçe) 7 — Ölüm Saati, han Göller, 3 — gehitler K4 AA 1—Her Şatakta/ Ölü- 2” Yılmaz Kahrama: Monte Kristonun 1 — Yuvam (Türkçe), 2 — Gilda Şeytanın | Konuşmaları dinleyip, hikâyeyi ken- Kaazı ÇTüri Harplerin — sersetil altta | Karaborun DeDi Bir küçük kız ve sonra gülmeke çalışan biraktığı elinin sızladığından şikâyet / ediyor ayaksız bir kızcağız da, ayağının a£ yıdığını. söylüyor. Sakat çocukların 15.000 tane oldu- ku tahmin ediliyor, Fakat bu rakam da eksiktir. Bunların ancak 3,000 ta- nesi bakılabiliyor. Öbürlerinin nasıl yaşadıkları bilinmiyor. Akli muvaze 'nesi bozulan çocukların 45000 tane olduğu tahmin ediliyor. Bunların da ancak yüzde 55 ine — bakılabiliyor. 180.000 tane başıbos, kimsesiz yetim yardır. Yetim mektep talebelerinin )00.,000 u hasta — Ve gidasızdır Gıdaya en fazla ihtiyacı olan 900.000 çocuğa, Birleşmiş. Milletler Yardım Birliği ve İtalyan Hükümeti vasıta- siyle yiyecek dağıtılıyor. Günde 900 kalori alıyorlar. 909 kalori, andak bir tabak haşlanmış pirinç, bir dilim ek- mek, ufacık bir parça et ve bir kutu toz. süttür İtalyan halkı bu acıklı halin far- kındadır. Bir çok kimseler ellerinden D in| XILDIZ * ÇUN 1.— Dağ €- Yörk, / Boston, Lonâ geği. 2 — Tehlikeli Kadın. pejmürde yavru Brüksel, Müniüten. 1830 CGD'T. Kahire, Beyrut- İSTANBUL CİHETL tan. ALENDAR . ( 0 ML8. Ayarı — T81 Harry ee " EEEZAEI £00 lonsel konçertosu 15 Konuşma: Mali- ” 5000 Halk türküleri — | BESİKTAS: 4P — Yeni (Ortaköyl| Merker| — Alürm 2230 Kiksik saz € 43 &. Ayı Haberler — 2300 Progre Harp sonrası İtalya'da felâketzede çocukların durumu yürek paralayıcıdır Yazan : Martha Gellhorn T Harbin ardın geleni yapıp bu Zavallı — yavrulara yardım etmeye çalışıyorlar. Halbuki dünyanın bugünkü hali yüzünden pa- ralarının Üçte birini makerl masrat- Jar için harcamaya mecburdur, öbür tarafta, istikbalin bütün kudretini, küvvetini elinde tutacak olan çocuk lar, parasızlık yüzünden — bakmısız kalıyor. Gene de, İtalyanın tarlaları, bir bahce kadar temiz ve bakımlıdır. Şe- hirler insanla doludur. Çarşı, pazar dalma canlı, hareketlidir. İtalyanlar kalkınmak için canla başla çalışı- yorlar, gene de hayatı tam mânasiyı sevebilecek kuvveti kendilerinde bu- duyorlar. Yabancı milletler, İtalyan- Jarın bu sulh aşkına hayran oluyor- lar. İtalya, dünyanın en güzel yer. derinden Biridir, — hattâ en mesut memleketlerinden biridir. de denil bilir. Bir iki milyon çocuğun derdi, #efaleti bu arada belli bile olmuyor. Falk KARABEY Çeviren: Tamlar ve kapanış. ü 100 Redyo langö Sekentramı T San Fransiks, 2 2 Alün Fejinde | GEDECEK OLAN UÇAKLAR İ — 1430 Konuşmat Makedon AYSU GlDiD 1 0 ntikam | &30 BaRA. Gngilin Aüina, | — Kiler gea gt Sabar | 2 — Dak Çiceki. M Soma Nai Lonl ler 3SS Tatanbul habar2 ÖD 1 — Lüküe e- 200 GKL Titaiyani İsri. — 202 Tatanbal Konl , 4 Vurun Kahpeye Komaaya' ervamarı Türk Müsiklal 2200 Kıraliyet Fi D EMİNÖNÜ Hayda EYÜP: Arif Beşer, KARŞIYAKA CİHETL 2015 Ra A el b S ae vuller MELEK 1 — Kadın Severes | Türk müsiki — zü)8 Konuş | — Ce - e KREtA a ma; Kanun konuları — 21.30 SÜMER 1 — Tabancalar Pat' | — Caz müziği (p — 2200 Ko-| KADIKÖY Donanma, Gerli AY yeR ae | Katiköy — Kunltoprak Göztepe — Bostancı: BÜYÜKADA; Haik, fi yalsler (PL)—1S00 Prog. 7 Açılış ve programlar— gümrük) — Hayim Berk (Fe| OSKÜDAKT Ahmediye. MEYBELİADA: N Halk. BİR SOVYET İKTİSATÇISI ANLATIYOR Yazan : Dennis Bardens Burada okuyacaklarınız, — Binbaşı Vasaili Mihatloviç Denisot'un Sovyet Rusyanın Görki eyaletinden yükse len sesi, hâlen yaşamakta olduğu İn Biliz işgali altındaki Almanyanın u. fak ve münbit bir gehrine gönderdiği haberdir Aradaki fark sadece coğrafi, irki yahut kültürel değildir. Beşeridir. 'İvte bu sebeple, önce Kızılordudı binbaşı olarak hizmet etmiş, sonra da Doğu Almanyada Rus askerl kuvv derinde mühim bir mevki işgal etmi: olan Denisof, Sovyetler Birliği ile a Jâkasını kesmek için kati adımını at mış bulünüyor. Sovyet alatemine iyi ce vükıf olan bu büyük iktisatçı yap- tığı işin ehemmiyetini müdriktir. E Ger Rusların eline geçecek — oluran bunü hayatiyle ödiyeceğini — biliyor Artık Rusyadaki vazifesi — bitmiştir Bundan sonra memleketinden uzakta, yabancı insanların arasında, yabancı bir ilsanla çabalıyarak kendini deği- #ik bir hayat tarzına uydurmak mec büriyetindedir. Bövyet cennetini terkedip kapita- Tlat bir lemde yeni bir hayat arama- #ına sebep olan Amil nedir? İşte hikâyenin meraklı tarafı, Daha harbin lik başından beri Sov yet Hükümeti, milyonlarca — Rusun Bövyet aınırları dişindaki hayatı biz- zat görmelerinden telâşa — düşmüştü. © zamana kadar Rus halkının elinde komünletlerin sanslir ettikleri basın- dan, radyodan ve kitaplardan baska, hiçbir mukayese imkânı yoktu, Başka memleketlerin hayat seviyeleri, — ya- sayış tarzları başarıları — hakkındı doğru bir haber, komünlt propagan- da mekanizması tarafından değiştiri- dip, kısaltılıp, tefair edilip, Sovyet U tünlüğü ve kapitalişt memleketlerin sefaleti hakkında bir efsane — halin getirilmeden, halkın eline geçemez- d, , Rusyadakinden daha iyi bir hayat Nazi Almanyası, komünist dostla Yına yüz çevirince, Rusya — çaresiz binlerce askeri, memleket müdafansı için, hudut haricine yolladı. Dış dün- yaya bir bakış — bu bakış harpten ve Alman iatilâsından harap olmuş memleketlere dahi olaa — Ruayada, diğer memleketlere ait uydurulan a: sılsiz haberlerin — mahiyetini ortay koydu. Avrupada en kötü hayat şart. darı içinde bulunan köylülerin, vasat bir Rus köylüsünden daha rahat yı gadığı anlaşıldı. Şehirlerde, banyo y Kut kol saat gibi İüks eşyalar kulia zuliyordu. Rus askerinin ilk reaksiyonu ister dost Siovakyada, ister düşman — Al- BULMACA EMYERLİTAS (2513) Ölmes | — 900 DERİY. (Türk) Ankara, | — Ta Heyeti konseri, — 2000 YA UAR 'a ada At Malatya, Klüzığ, D.Balar, | — Tnayo salon örkestramı Kon| FERAH 1 — Fırtına Gecesi Adana, Takenderuna. seri, — 2030 Seçim Kanunu Derti Pınar, man DA (TUnü T N süşyüdet hai 8 | 1 — Zaloğlu Rüstem, | 1360 DAH.Y. (Türk) Anka 2045 Piyano ve keman #olo- Keşit Alayı. 1930 PLALA, (Amerikan) Şam. | — Jarı (Pl.), — 2100 Şarkı ve KISMET (26650) 1 — Sönen Karaşi, 'Delhi, Kalküta, türküler — (Müzeyyen — Senar)| 5| ranlıkta İzler. | Bangkok, Hongkong. Tgi O “280 ) Radyotonik | | MARMARA (23840) Aşk Oyun. GELECEK OLAN temeli, “Pollens et Melisande.| G 1 — Ban yean | 820 Aakaralanı — Zd Habitler '0 D SO a Bikei FD < a8 ee Tn 'e GİDECEK OLAN Tamlar ve kapanış. — Yürum d lüsin S DAĞ YABANCI RADYOLARDAN SKU Balarköy 16220 1 - | 1819 Ankara Ekepreni, SEÇME YAYINLAR: — | eee Sangaa bit bati gl GELECEK OLAN VAPURLAR | LONDEA e okume Slür 8 — Muksüder Tarin, Bevgilisi. 936 Konya, Bandırmadan. 90 Dönülü Peera'den garke| — label Bir nevi kumaşı 6 — DA g A K e A KA — KADIKÖY CİMETİ 1530 Giresan, izmirden ” Z aA5 kkak mözk dnler| KSa rüm Beeliaare'r'Z HAÂLE (S0i 1 - Deniz Bi | 1635 Sus, Mrudanyadan. Şiletekleri — ÜL6 Harey / mastan birinci barf okunmaz Şeri ÇTürkçek, £ — Karkas | 1730 Çorüm Karadenizden. — | — Parıy ve Sekileti — Za aa aa aygamuz glurdn Kartalı. G Hesieğ Plaklarla senfonik müzik, —) 24 bir düygümuz olur. Tki ha OPERA 1 — Hint Beran. 2 — | GİDECEK OLAN VAPURLAR | — 1430 Dinleyici “isteokleri — — Tn od bir Palanin kande TUL ı..: SA 5.00 Malatya, Karadenize, l KA el KA . 9 — Teral kalın ip. İstirham. (60682) 1 — BSihirli| 9.00 Buran, Ayvalığa, AAA L 28.18| 10 — Nida, Şarkı arasında tek — Karanlık Ayna, 1100 Etrüak, İzmire. Bando müziği. — 1015 Danel — yarayış, — v YELDEĞİRMENİ 1 Z Binmi- | T669 Giçen, Tmroma müzlei ÇS dakika) — 2i Yen Sizl 2 — Tosün Paşa | 2000 Konya, Bandırmaya. Denald. Poera'den. sarkılar.--| — yukarıdan msağır ANKARA LAĞAU AA RCRC C arlmaan ANKARA (2432) Gangeter Ha- | ANKARA Müzlk, “CUŞEĞ iyane el — Sakam“Bir nevi “ devlet vel eAlİN ÇS A BşğNtürl Y Z Garbak : Sectlan İ , aötama (ai — MüRİ ' Biman yare A Ve ge Güsabkür Kalbler. | izöa A ve henüam —| et (alendari © Asaderi » Kanlığı e Bi Fakir Delkanlinin | Za ea ayan aa | y Geanasa ç SÖNEK 1 — Fenalt Taburu | Almaen Beleller GÜ Gtea ülekm) — Barmaki — DÜNKÜ HULMACANIN ULUS 1 — Kiskanç Kadın, 3 | — Y320, Öi Easetesi — 13 Batler Tübenisil MALLİ Genç Kiz Kati aa Hroeramı'hava mepor | GĞ ÜNKSüN zz gi e Seltan sağar İZMİR | aB at'a aeT ge | B ON aa G ee A A $ EHAMMA Balalayka | | Kler SS Konumma CüL | rartı K ARAhyi a. '7 — di 'bak. ar Tarutp Kagideri, DEĞE 2 — | ileterden Düke | Bi | — ziya Nurl Cakmeray) S ge öi Akaa, 19 — İ Otakanı TarrARE, | çait Ko ŞA Ye Kabeder — RlE Geç | — eMl — Bam SN ee yakandan aşali Beyoğlu 4464 — Kadıköy dot 2 — Üsküd Ankara 00. İzmir Tetanbul ECEK OLAN UÇAKLAK Tüzükl Karaka 35 Biür. crano damirden | S dğtlee ağ| SÜY ĞAL Cövemt | LK ALA, (Amerikan) New- | — ve türküler (Pl.), — H AM L xHı İzmir ı Çevirenler : F. Karabay - G. İzer anyada olaun, nerede olduğuna bak madan sağı solu serbestçe yağma et mek oldu. Fakat sonra, Rusyaya dö- nünce Sovyet basınının yahut Koml- nist idarecilerinin tasvir ettiği / bir Avrupa tablosu”na aklı — yatmadı, kabul etmek istemedi. Bunların siya- #i bir tehlike teşki ettiklerini sezen Sovyet idareclleri, asker bölüklerinin, Polonyada. Almanyada yahut başka rlerdeki tecrit kamplarında “tek rar terbiye" görüp Ruayaya öyle dön melerini temine çalıştılar, Döndüğü zaman tenkidde bulunmak gafletini gösteren bir Rus, derhal kendini uzun bir müddet için bu teerit kamplarının feci işkencelere en uygun bir gekil Je riayet eden BuchenWald'deki tec rit kampında — mahküm edilmiş bu. lurdu. Denlsof hakikati görüyor Binbaşı Denisof akıllı davrandı tikirlerini açıklamak gafletini göst medi. Binbası, 48 yaşlarında, son rece zeki ve gayet yumuşak huylu, ufak tefek bir adamdır. Memleketine votkaya ve sert slgaralara son rece düşkündür. Bütün — hayatı Rusyanın en üstün memleket o Na iman etmişti. Buna rağmen, bir kaç hafta evvel, Doğu Almanyada Sövyet İşkal Küvvetleri - nezdindeki mühim mevklini bıraktı, Berlin civa- rında / Karlahorat'teki Örahat - eviti terketti, 5.000 ostmarklık muazzam aylığını (Rus hayat seviyesine gör: bu hakikaten dolgun bir maaştır) fe da etti ve Britanya bölgesine kaçtı. Neden? Denisof, Gorki eyaletinde 600 evli bir köyde doğmuştu. Babası Volga'da kayıkçılık yapar, karısını ve Üç ço- (Ekaye | Yazan : Marcel Aymi 'RANSANIN küçük bir şehrinde Malikorne isminde bir lera me- muru vardı. Malicorne vazifesine © kadar bağlı bir adamdı ki, icap gtae, kendi eşyalarına. bile haciz koymaya hazırdı. Fakat tabii buna hiç lüzum olmadı. Zaten kanun da icra memurunun kendi kendini ic- raya vermesini de derpiş etmez. Malicorne, karısının yanında mi- Hİ mişıl uyudüğu bir gece birden. bire ölüverdi. Derhal ruhu Saint- Pierre'in huzuruna çıktı. Aziz, M Tlcorne'u soğuk karşıladı: — Adın Malicorne, kondin ise, dcra memurü imişsin. Senin gibi: dere cennette pek raslanmaz, dedi. — Daha iyi, zaten meslekdaşla: rımla bir arada olmaktan pek hoş. danmam, Bir sürü melâikenin getirdiği ko. caman bir kazanın — yerleşmesini seyrederken, — Salnt-Plerre tstihza ile gülümsüyordu. —'Bir hayli hayalperestsin, kı deşim, dedi. Z Ümltlirim, © kadar. — Gerçi Tanrının günahkâr bir. kuluyum, 'ama vlcdanım rahat, çünkü ömrüm boyunca her pazar kiliseye gittim, kimsenin de bir meteliğini çalma: dim. Haciz vazifelerimi de, gefleri. Mi dalma memnun edecek şekilde 1fa ettim. — 'Ya, öyle mi? Peki gu kazana 'ne dersin? Ruhun İle birlikte cen: nete gelen bu kazanın içi yetime 've dula döktürdüğün göz yaşı ile Golu, İera memuru kazanın aci muh- tevasinı tetkik ettikten sonra, ”'Ne yapayım, dedi. Yetim de, dul da borcunu ödiyemeyince, mal: Jarı haczedilmek gerekir. Bu mu: amele esnasında bol bol göz yaşı dökmekten geri kalmazlar. Tanrıya ükür işlerim daima tıkırında idi, bir gün olsun boş durmadım. Saint-Plerre, bu. pervasızca 1Af- Jara kızarak, meleklere: Cehenneme, cehenneme götü- rün herifi, kızgın bir ateşe atın. Vücudu cayır cayır yansın, Günde iki defa da üzerine yetim lle dulun göz yaşlarından bir kepçe döker: Siniz ki yaraları sızlasın. Melekler enu — yakalıyacakken, Malicorne bir el işaretiyle durdür. du; Bir dakika! — Bu adületsizce kükmünüzü, Tanrının - nezdinde Üsül usüldür. Salnt-Plerre hük- münün temyiz edilmesine ister is- temez boyun ekdi. Çok geçmeden 'Tanrı göründü. Gök gürledi, bir bulut üzerinde çıkageldi. Tanrı da haciz memurlarına karşı büyük bir #evgi berler görünmüyordu. Mali- corne'a sert bir eda İle sual sordu. © da cevap olarak: — ganrım, dedi, Satat- fem deabi yetim ile dula döktür düğüm acı göz yaşlarını günahi- Ma sayıyor. Bu bir haksızlıktır. 'Tanrı Saint-Plerre'e sert bir ba- kışla: T Zabil, haksılıktır, dedi. Pa. kirin malını haczeden icra memu: vu kantnun elinde bir âlettir. Ken- disi mesul ediğidir. Ancak işini gö. Türken dula yetime acıması Jâzım, Salnt-Pierre atıldı: T ite Bunu bile yapmamış. Bi- Yükis övünüp duruyor. Hiç de değil. Vazifemi harfi harfine yaptığımdan dolayı sevini- yorum, o kadar. Mesleğini sevmek Tanrı — Çoğu zaman dekildir. ama 'nin durumunda bir özellik var, de- di. Şimdi ne sevaplar işledin, ona bakalım. — Demin Saint.Plerre'e de dedi- kim gibi, tek bir-borç bırakmadan dünyadan göçtüm. Kilise âyinleri. ni de hiç Kaçırmadım. — 'Daha ne yaptın? İs&tamamntt Cak olsanız, alacağınızın yüzde onu- yordu. Öğleyin eve gelir gelmez, doj d frank zam yapıyo cuğunu geçindirmek için sıkıntı ç- kerdi. Allenin en gayretli çocuğu olan Va- #ili Denisof devlet mektebinde oku. u. Sonra Uralda bir kâtiplik buldu /e bir gece mektebi olan 'a iktisat tahsil etti. İleride bir iktisatç olarak çalışmak istediğinden ç sene için Rostof İktisat Enstitüsüne tale- 'Tinin hemen #ine dair bir sertifika da aldı. Fakat, ymra, Almanlar Rusyaya hücum - « dince Kızılördüya iltihak etti ve tek men olarak Letonya cephesi civar da bulunan - Velkhof'a — sevkedi 1249 numaralı alayda çalıştı, leva: trenlerinin başında vazife aları ningrad'ın tahliyesine kadar . kaldı. Daha sonra, Denisof, Byelo - R Grupu Baş General Vekilliğine tayin edilerek Moskovaya gönderildi. Harp sonuna kadar bu vazifede kaldı. Bu- 'nu takiben, şimdi kendisinin (Stettin Harp Ganimetleri Dairesi) diye isim- lendirdiği birliğin başına — geç Herhalde birliğin daha resmi bir a. vardı. Vazifesi Rusların, Polon Almanyada yahut herhangi bir yen ele geçirdikleri ganimetleri tetkik e- dip kaydetmek ve kıymetlerini tâyin etmekti. Bu ganimetlerin bir. kısmı Rup işgal kuvvetlerine verilir, Ust ta- Tafı Sövyetler Birliğine kalırdı. De- nisof: — Makine, cephane, ev deyamı, <- bize, işe yarar ne varsa âlırdık, di- (Devamı varğ Çeviren : Ayşe NUR —Bir gün kiliseden — çıkarken bir fukaraya para da verdim, Saint-Plerre atıldı: — Doğru söylüyor, —fakat para kalp iöl, Malicorne: Hiç merak etmeyin, nasıl ol #a geçinmek yolunu bulmuştur. — Daha, daha ne yaptın? — Ne bileyim, “hatırlamıyorum. Sak elinin verdiğini sol'el bilmeme- İldir derler ya, ben de bilmiyorum. İcra memurunun biç bir sevap işlemediği besbelliydi. Tanrı büyük bir öfkeyle Saint-Plerre'e Ibranlce çıkıştı: — Herif beş para etmez — Ama sen de çok terbirsizce hareket et tin, hak ve adalet gözetmeksizin hüktim verdin. Vazifesini gören bir. memura hakaret etmiş oldun. El bette yeri cehennemdir. Fakat ver- dikin hükmü usülen bozmak şart. e yapayım, nerek; bu #efer fransızca olarak: — İyi bir adam - deği Ama Salni-Plerre'in — hatası yaradı. Seni bir daha yer yüzüne gönderiyorum, meslekine devam et. Âma bu gefer sevap işlemeye bak ki, bir daha gelişinde seni cenneto alabileyim. Ertesi «abah Malicorne uyanıp da kendisini karısının yanında yar tar görünce, rüya gördüğünü sana- bilirdi. Fakat aldanmadı ve bir an evvel cennetini hak etmek çarele- rini düşünmeye koyuldu. Sant sekizde —dairesine vardığı zaman BAlâ bunu düşünüyordu. 30 seneden beri yanında çalışan kâti- bini görür görmez: — Bourrlehon, dedi, maaşına ay- da 50 frank zam yapıyorum. Kâtip şaşırdı. hayır dünlarla te- gekkür etti: Malicorne vakit geçme- Gen çekmesinden boş bir defter çı kardı, İlk sayfayı bir çizgi ile ikiye böldü Büyük harflerle sol sütunun başına “günah”, sak — sütuna da “sevap” yazdı. Sabahtan beri yap- tağı hareketleri tahlile koyuldu. Sol sütuna yazılacak bir şey bulamadı. fti: “Hiç hak etmediği halde, kâti bim — Boyrrlehon'un maaşına 50 frank zam yaptım. Saat dokuzda en iyi müşterilerin den birl M Görgerin çıkageldi. M. Gorgerin sehirde 42 büyük bina aa- hibi çok zengin bir adamdı. Fakat bazı kiracılarının para darlığı onu sık sik Mallcorne'n müraenat et- Meye zorluyordu. Bu sefer de bir 'neden beri kira ödemiyen yok- #at bir alleyle başa çıkamıyordu. — Dinlemem, — sabrım. tükendi. Bir senedir beni boş valtlerle oya: hıyorlar Malicorne yoksul alleyi müdafan etmek için kendini zorladı: Biraz mühlet daha verin, ne çıkar, dedi. Zaten eşyalarını sata- DU ya getirir ya getirmez. — Biliyorum, ama ne yapayım, AH gu körolasıcı beni büzüne kadar. bekletti. elli bir tane kiracım daha Var, sakın yufka yürekli olduğumu düyması Jar, yoksa kira ödemez — olurlar. Halim harap olür Hakkınız var Lükin merak hiç bir hele Kiracılarınız sizin iyi Aksine Tznbet, izabet Malicorne müsterisini kapıya ka- dar götürürken, — bütün tir şehir rühün. cenni asını. hayal edi 'Mölanle, dedi, aylığınıza. elli Devamı var