Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
$i J K 3 VATAN Avrupada —— 20 Senem-— Nasıl Geçti. Sefire bana diktirdiği elbiseleri gösterdi | Yazan: Rebia 'ıoııııı uşoıı;u D | Telif ve hakkı — 58 — O evin birkaç dostunu tanır, se- ver, Geldikleri zamanm bayram yapar ve sonra da lütfen elini de verirdi. Kapı çalınınca bir kere merak ve te iâşla kapıya — koşar, — tanımadığı adamlara hiç alâka göstermeden çe- kilir giderdi. Tekdir ve tehditle ona hiç bir şey yaptırılamazdı. O sev- - diklerini kendi seçen bir mahlüktu, “Bu kadar azametile beraber neşesine de ölçü yoktu. Oyuna başladığı vakit sokakları da evi de altüst ederdi. Alfred Kağgerah bize geldiği vakit - mutlak beraber saklambaç oynarlar * 4 dı. O her yere benden evvel davet olur misafirlikte evvelâ Didona mah — Bus yapılanm yemek listesi okunurdu. Bu neşeli günlerde bir bayram gü- — nü bizim sefarete gittiğim vakit ba- yan sefire: — Efendim, dedi. Güzel işlerinizi — işitiyoruz. Bize onları ne vakit gös- ğ $ — peki efendim. Yarın birkaç , tereceksiniz? — Efendim, dedim. Sizi tatmin e- decek kadar büyük işler yapmıyo- rum, Fakat eğer tenezzül buyurur da teşrif ederseniz büyük bir ittifat — etmiş olursunuz. — Bize zahmet olmazsa bir gün birkaç model buraya gönderseniz olmaz mı? — Madem ki öşle emrediyorsunuz, Ertesi günü yeni sefire bana iki Bayan sefire yaptığım elbiselerden pek memmun görünüyordu. Fakat ' mütemadiyen prova için oraya git- mek beni çok sıkıyordu. Doğrusu ö- tekiler beni biraz şamartmışlardı. Ga- bir elbise satmak için ayağa ka- ? gitmek hiç hoşuma gitmiyordu. mıııınçokm Bir gün “iltifatdarı arasında' — — Hanrmefendi dedi Biliyor mü- gunuz? Sizi anneme bile yazdım. — Berlinde de İkbal Hanım gibi ufak “ tefek diktirecek bir Müslüman bul- duğumu haber verdim. Annem böyle V;ıylmçuknm-ııolm-. İA ci i#tifatına et- “mekle beraber bunun, pek yerinde sarfedilmediği hissini duydum. Ken- — di kendime: — Befire Hanımefendi, yalnız, <u- — fak tefek dikecek» bir müslüman ol- Ki bi madığımı ispat edinceye kadar — di- kişlerine fasıla versem hiç fena ol- müteaddit ki dağlarda uzun yürüyüşler yapar, arkalarımızdaki torbalarda taşıdığı- mız yemekleri kırlarda yerdik. Hele Didon, bu gezmelerin baş davetlisi ldi. Onsuz hiç bir gezme yapılmazdı. Fakat onu gezdirmek için pek çok şeyler icat edilirdi. t VI j Bir akşam üzeri yüzü ıö:u kar- ma karışık heyecan içinde Alf Ka- gerah geldi. Birkaç saniye süküt et- ti Sonra hiç bir mukaddemeye lü- zum görmeden: — Rebia, dedi. Ben mahvoldum. Bankadaki bütün paraları at koşu- larında oynadım bir anda — Berlin, Paris, Lomdra at yarışlarına büyük paralar yatmdım. Birden büyük bir servet yapıp rahat yaşamak istiyor- dum. Fakat bugün hepsi gitti. Bel- ki başka türlü kurtarırım diye bir- kaç yerde kumar da oynadım, giden leri kurtaramadıktan mâdâ boğazı- ma kadar borca battım. Deli olacak bir haldeyim. Yördise bunları söyli- yemem bena olan bütün inanmı kay- bederim. Alman dostlarıma da bun- dan bahsedemem, şerefimi kaybede- rim. Sizinle istişareye geldim. Ben şimdi ne yapayım? — Çok fena etmişsiniz. Dedim. Fakat bunu Yördisten — saklıyarak model |bu işin içinden çıkamazsınız. Yördis |© kadar iyi bir kadındır ki, sizi af- feder ve borelarınızı da o ödey 13.6.941 UR HABERLERİ Şer Ekmek Hem beyaz hem pişkin çıkacak ' Belediye ekmeklerin daha piş- ikin olması için yarım kiloluk yu- varlak ve bir kiloluk uzun — ek- mekler yaptırmağa karar vermiş. ti Bu ekmekiler Belediyece tetkik olunmaktadır. Bundan başka ek. meğin daha beyaz olması için Belediye Ofisten yumuşak buğ- day istemiştir. Bu suretle ekmek hem pişkin hem de beyaz çıka- cakitır, Çorapçılar sanayi birliğinde toplandılar Dün çorıpçılız Sınıyı ğinde topl da İtalyaya ıcywryıiı ihracı mu- kabilinde çorap ipliği ithali için Vilâyete müracaata karar ver- Bixü- Belediye kimyahanesine getirilen gıda maddeleri Son bir ay zarfında gıda mad- delerinin tağşiş olunduğu iddia- sile Belediye kimyahanesine ge- tirilen maddelerin bir k bozuk olduğu anlaşılmıştır. Geti. tilen 129 süt nümunesinden 12 si, 25 sdan 10 u, 11 memb suyundan 2 si, 23 francala unun- dan | i, 24 ekimek unundan 2 si, 198 ekmekten 33 ü, 16 francala. dan | i, 22 makarnadan 3 ü, 14 şekerlemoden 4 ü, 6 reçelden yiğ 5 40 çikolatadan 17 si, 56 Norveçteki atlesinden para getirtir. — Fakat benim vaziyetim müthiş bir şey, dedi. Karımm bankadaki bü- tün bir ev parasını mahvettim. Bi- lirsin ya, Yördis evine ne kadar bağlı bir kadındır. Kaç senedir kendimize mahsus bir ev sahibi olmak onun bü- fün saadetini teşkil ediyordu. Bugün cebimde yüz mark bile kalmadı. Ben ona bunları nasıl anlatırım? — Yüz iki yüz mark bulmak kolay dedim. İşte size vereyim., Geçen se- ne Yördisin bana yaptığı yardımlara zeytiny dan 5 i gayrimuvafık görüldüğünden bunları satanlar hakkında takibata başlanılmıştır. — Basın Birliği azalarına Türk Basın Birliği İst Min- Et fiatı indiriliyor Kuzu etine 65 kuruş narh kondu Karaman 55, Dağlıç 60 kuruş Fiyat Mürakabe bürosu dün toplanarak et meselelerinin hal- line çalışmıştır. Et fiyatlarında | son günlerde görülen fazlalık na, zarı dikkate alınarak bu fiyatlar. dan bir m.kitar indirilmesi karar- Taştırılmıştır.. Komisyonun var- dığı karara nazaran et fiyatların- da 5 kuruş kadar bir tenzilât ya- pılacaktır. Tenzilâtlı satış bu a- İyın 15 inden itibaren mevkii tat- bika girecek ve dağlıç ile beyaz karaman 60, karaman ise 55 ku- ruştan fazlaya satılmıyacaktır. Bundan başka komisyon kuzu etine de 65 kuruş narh koymuş- | tur. SATİE DAVASI Muddeıumumı suçlulardan bir kısmının cezalandırılmasını istedi Uzun zamandanberi devam et-| Ziya Önişle Tahir Kevkeb ve mekte olan Satie davasma dün Neşet Kasımgile sahtekârlık ve de İstanbul birinci ağırceza mah- kemesinde bakılmağa devam edilmiştir. Dünkü celsede Müdideiumumi muavini Ziya Yazgan mütalâ vazifeyi sulistimal — suçlarından dolayı mahkümiyet talebine ve İsmail İsa ile Sadun Galip hak- larındaki taleplere de — iştirak ederek mezkür Denizbank idare söylemiştir. Ziya Yazgan Yusuf Ziya Önişin alım muamelesinde hiç İbir rapora istinat etmeden ve asıl raporu yırttırarak yeni “bir rapor tanzim ettirdiği ve Vekâ- letin iğfal edildiğini ve 250 bin liralık fiyatın Yusuf Ziya tara- fından kabul edidiğini söyledik- ten sonra kendisinden evvel id- dia rmakammı işgal eden Übeyt meclisi dan bul e- mal Şahingiray, Sedat ve Ziyanın beraetlerine karar verilmesini ta. lep ederim.» Mülddei ütalâ Romanyaya Domates patlıcan gönderdik Dün ilk defa Romanyaya do- mates, enginar, patlıcan olmak üzere yaş sebze sevkedilmiştir. Bundan başka Almanyaya yu- murta, İtalyaya deri, Macarista- na palamut, deri, barsak, yaprak tütün, Romanyaya balık, paçav- ra, Slovakyaya badem içi, İsviç- reye kitre olmak üzere 273 bin liralık ihracat yapılmıştır, 7.000 sandık çay geliyor Bağdatta bulunan 5000, Bas- rada kalan 2000 bin sandık ça- yın pek yakında şehrimize getiri- leceği haber alımmıştır. ğ ekeai 75 ton çivi geldi Dün şehrimize 75 ton çivi gel miştir. Bu çiviler Fiyat Mürakabe bürosu tarafından Vekâletlere ve Anadolu vilâyetlerine kilosu 75 kuruştan tevzi edilecektir. Ofisin elindeki kahveler » Ofisin elinde bulunan kahve- nin tevzii hakkında Ticaret Ve- dan sonra Yusuf Zıyı Öniş mü- talâaya itiraz etlmiş ve Muddeı— inin alım bir rapora istinat elnıedıg. hak- kındaki mütalâalarının doğru ol- dığ çünkü bi satın a- kâletinden henüz bir emir gel- memiş'tir. Bu hhvelen kat'i bir şekilde kimin d malüm değil de, Vilâyetin önümüzdeki hafta bu bevziatı yapması kuvvetle k h ve Başr ğgin —müta- İâasının da aymni surette tecelli et. tiğini, kendisinin eski — talepl lınması için Neşet Kasımgilin ra- porunu idare medlisine gösterdi- tasvip ve yüksek Mahkemei Tem yizce ittihaz edilen kararm bu noktalardan — suçlular aleyhine sadır olduğunu söyedikten sonra, ezcümle demiştir ki: — Bunun içindir ki Yusuf ğini ve bundan sonra satın alın- ma muamelesinin yapıldığını söy lemiştir. Muhakeme suçluların müda- faalarmı hazırlamaları için 3 tem. muz perşembe günü saat |4 e ta. lik edilmiştir. aai Halk tipi ayakkabı Evvelce bildirilen halk ayak- kabılarının — fiyatları ayakkabı malzemesinin 95 15 pahalanma- sı yüzünden 660 kuruşa satılma imkânları kalmamıştır. Fiyat Mürakabe komi GÜNDEN GÜNE İyi ve daha iyi üngîltere Başvekili açık hakikatlerle son nutkunda demiş ki: «Daha iyi iş görecek bir kasını bulabileceğinize €©! miz hükümetin çekilmesi dır.» Bu cümle, samimi bir d€ adamının ağzına yakışan €N vetli cümlelerden biridir. demektir ki, bizden iyi iş $ cekler varsa onların yerli alması memleketin selâmeti hıdn', eğer yoksa bırakıniz ' biz işimizi görelim, çünkü “ memleketin selımetı icabıdi vardır: marıdır» derler. Her şeyi de meraklı olanlar hayall deki «daha iyi» nin, iş gö ğ ise ortaya koyabildikleri *” nin taraftarıdırlar. Tabit bir şey Bı.r ıuete, «haber diğine göre İtalyan - kerleri Atinaya doğru mektedir. Alman askerinin yerini tır» diyen telgrafın üstünt başlığı koymuş: «İtalyan askerleri muhar' siz 'Atinaya ilerliyorlar, kıtalarının yerlerini ala Vakıâ gazetenin bu ba! Bu kıtaat Ati kasdetmek istediği manayl * ni ÂAtinayı Yımanlılırdın harebe ile almağa olamıyan İtalyan ayni şehirde Almanların Y muhırebeııı alacaklarını ıihz. Fakat ne de olsa, bu !.iı biraz tuhaf oluyo:- Bi Yı aşdarlı bede ede ıhmıdidın bir harbede ede Almanlarda mu bu YA beklkim Her büyük sanatkâr gibi ıloet'racı Âli taklası Reisliğinden: Mıntaka kongresinin 13 haziran 1941 cuma günü (bugün) saat 14 de Ğ Halkevi topla- eğer BİZe vermezsem kendi nazarımda kendimi alçalmış göreceğim. Fakat korkuyo- rum ki, siz Yördisten gizliyerek yine oyuna devam edeceksiniz. Bana öy!e geliyor ki, bu iptilâ sizde kökleşmiş | bir itiyat olmuş. — Evet. Ara sıra oynardım, ama böyle bir ı!clilik yapmamıştım. Bah- , hesap ve muamele, bültçe, dilekler encümenlerinin raporlarını müzakere ile idare heyeti, haysiyet divanı azasiyle umumi! kongre mu- ve ni saym arkadaşlarımıza hatırlatır, ha- ziT bulunmalarını rica ederiz. ruhi hadiselerin tesiri altında imiş B. Hitlere bile bir mektup yağmış süllaR Bundan uzun evvel Beyoğlunda Büyükzibada —arap Şetaretin evinde oeturan Nazmiye adındaki — sevgilisini öldürmek keı:hle yaralayan lostracı ve riye &l ter yaptığım işleri sevmiyordum. Sıvıl işlerdeki insanlarla bir türlü anlaşa- miıyordum. Belki bu benim, cenubi Amerikada doğduğumdan ileri geli- yor. Ben memleketime geldiğim va- kit öon iki yaşımı geçmiştim. Bahriye mesleğini çok sevdim. Mektepten çı- unbdumbulmk İm beti kes- tim. beraber bu ket, be. nim resmi günlerde sefarete gitmeme ve kart bırakmama müni teşkil et- medi. Ben işlerimden memnundum, Bü- — tün fırtınalara ve dalgalara rağmen — hayat damla damla yükseliyordu. Ya îeu'k ki şimdi de dostlarım Kagerah k:m uğradığı saramtılar bana çok m veriyordu. Yördisin bazı defa gözlerinin etrafını kızarmış görüyor- odum. O, hayatından hiç kimseye şi- uyot &tmezdi. Kendisini dünyanın — en mesut bir kadını gibi gösterirdi. — Kendi kardeşleri ve annesi de onu — öyde bilirdi. — üzüntüler | ınıı yerine Götinglerin Bir zamandanberi bu melek gibi — gabırir kadının hayatımda bazı gizli kar Kayserin bahriyeli oğlu Prens Adatbert'in yaveri oldum. Ha- yat güzeldi. O vakit bir tek arzum vardı. Beni anlıyan bir kadına malik | olmak... — Peki niçin bahriyeyi terketti- hiz? — Onun da sebebi vardı. Donı.n- manın şefi Amiral o zaman harpten sonra İngiltereye verilecek Alman filosunu benim götürmemi emretti. Bu emir benim hislerime son derece zıddı. Hayatımdan çok sevdiğim ge- milerimi elimle düşmana teslim ede- miyecektim. Gemilerle beraber ken- dimi de yolda batıracağımı amirale söylediğim vakit 0: «Demek, dedi. Verilen emre itaat etmiyorsunuz. Bu nun ne demek olduğunu bilirsiniz.» «Evet lim biliyorum. Bunun i- çin de den istifa ediyorum, Bunu merak etmek de istemiy — Fakat garip bir hâdise beni bu karı kocanın hayatında üçüncü bir şah- siyet mevkiine koydu. Alf'da at koşularma karşı derin bir iptilâ vardı. Hiç bir pazar koşu- — Jarı kaçırmaz evde oturduğu zaman — da elinden koşu gazeteleri düşmez- di. Ekseri pazarlar koşulara üçümüz / beraber giderdik. Fakat Yördis at dan hiç zevk almıy Bu bahçesinde — pturup gevezelik etmek ona daha eğlenceli geliyordu. Göting, Alf'ın — en iyi arkadaşlarından büyük rütbe- — de bir bahriye zabiti idi. Hem kendi- ıııııamdeeııyukukmıyeıömuı günü “en iyi allelere mensuptular Müsyü Göting birçok ehemmiyetli — vazife- lerden sonra nihayet amiral olmuş- w. Sonraları da Kiel şehrine kuman. 'Iın tayin edildi. ©O zamanlar Berlinde hükümetin — bahriye zabitlerine tahsis ettiği bah- |çeli evlerin birinde oturuyorlardı. |Madam Göting Alman kadınlığına hakikaten şeref verecek kadar mü- İkemmel bir kadmdı. Ara sıra güzel | şiirler de yazar, Ruhundaki hassasi- , yet evinin tanziminde ve her hare- l çetinde görülürdü. Bana karşı çok yakın bir alâka ve sevgi gösteriyor- lardı. İ Çok defa, Götingler ve Kagerah- tıı- hep beraber Vanze'nin üzerinde- dedim. İşte o gün bahriyeyi terket- tim, (Arkası var) Açık hava temsilleri Beyoğlunda Halkevi Temsil şubesi yaz mevsiminde — şehrin muhtelif meydanlarında halka a. çülu.vıı bemsilleri vermeğe karar Ms temsil |4 haziran cumartesi saat 17 de Beyoğlunda Şiş- hane ila Kasımpaşa arasında ği namile —maruf meyidanda vıulncdlml Halkevi burada vereceği ilk ve ilden sonra her i pazar şehrin diğer meydanların- da muhtelif piyesler temsil ede- cektir. Temsil herkese açıktır ve parasızdır. ae aK FALİL eet Belediye 6& hasta nakliye otomobili satın alıyor Belediye Beykoz, Sarıyer, Ba- kırköy, Eyüp, Kadıköy ve Ada- lar kazalarının her birine tahsis edilmek üzere 6 hasta nakliye o- tomobili almaya karar vermiştir. —— Soruyorlar ? Kalamışta oturan bir okuyucu- muz yazıyor ve diyor ki: Kalamış koyunu — çevreliyen kums$i bir mezbele halini alıyor ve buna kimse ehemmiyet vere- Fek meşgul olmuyor. Kedi, köpek hattâ yunus balığı leşleri bile bu- dadan halkın geçmesine müânl olmaktadır. Buraya yakın evler çöplerini buraya dökmektedirler. Halkın ve bilhassa bura halkının dolaşa- atuar talebesind Ali bonıdın vekili dün müdafaasını yapmıştır. ekil müdafaası esnasında A- linin her büyük sanatkür gibi ufak ruhi hâdiselerin tesiri altın- da kaldığını söylemiş ve hatta K vatuardan çıkarıldığı bir sırada Berlin Konservatuarına a- İmması için Alman devlet reisi Hitler'e dahi bir mektüp yazdı- ğını söylemiştir. an sonra müdafaasına devam eden vekil, müekkilinin Nazmiyeyi kasden yaralamadığı- nı ülâve etimiştir. Ali Sonad da müdafaasını ya- parak beraetini istemiştir. Muha.- keme karar verilmek üzere talik edilmiştir. Bir muhtekir Adliyeye verildi ü Sarıyerde bir tütüncü boyalı ispirtonun kilosunu 50 kuruş ye- rine 200 kuruşa satmak suretile ihtikâr yaptığından Fiyat Müra- kabe bü rl tarafın- cağı yegâne muhit olan ve çocukların girdiği deniz çok pistir. A n yaz haşlangıcında bu işi ele alarak halletmelerini ve bize rahat ve temiz bir yaz geçirmelerini bek- liyoruz. / dan yakalanarak Adliyeye veril- miştir. ge ği S Altın fiyatı yükseldi Altın fiyatları dün bir miktar yükselmiştir. — Reşadiye — altını 26,85, külçe altın 339 kuruştan satılmıştır. Ekmek bıçağı ile dolaşırken düştü ve öldü Galatada Necatibey caddesin- de 351 mumaralı Muradın kah- vesinde yatıp kalkan Cezmi oğlu İbrahim Zühtü, dün odasında elinde ekmek bıçağile yürürken birdenbire ayakfan &ıılwa takıl- mış ve yere Düşerken dkımd: ibıçıqı Züh- tünün karnına batmış ve Zühtü ağır surette yaralanmıştır. Hasta. neye kaldırılan yaralı, aldığı ya- ranın tesirile ölmüştür. Adliye doktoru Hikmet Tümer cesedin defnine ruhsat vermiştir. pazartesi günkü Kİ klar. SA SAA Bir muhtekir tevkif edildi Sultanhamamında, Çiçekpaza. rında çivicilik yapan Yagye bundan bir müddet evvel ihtikâr suçile Adliyeye verilmişti. Dün başlanan — duruşması sonunda Yagye ikinci asliye ceza mahke- mesi kararile tevkif edilmiştir. ——— Sokakta 3 aylık bir çocuk bulundu Acaba siz ne dersiniz” B gözüme ilişti: Para hakkında, 18 yaf kiler: «Çok para K ğim»; 30 yaşındakiler: daha fazla param olsa!» yaşındakiler: «Para nekad” lâzım!»; 65 yaşındakileri — raya ne lüzum var?» de Kadınlar hakkında, 18. şındakiler: «Kadınlar Tamıyorlar»; 30 yaşınd «Kadınları ınlımıyoruınî’ y kiler: «Kadınlari Dün Eminönünde Şirvanizade caddesinde sokak ortasında ter- kedilmiş üç aylık bir çocuk bu- lunmuştur. Çocuğun anası aran- mışsa da bulunamamış ve niha- yet küçük yavruya Fatma adı ve rilmiştir. Çocuk kimsesiz yavru- lar kreşine gönderilmiştir. TAKVİM 18 HAZİRAN 911 CUMA AY: 6 - GÜN: 164 - Hızir; 89 RUMİ: 1357 - MAYIS: s1 HİCRİ: 1860 - Cemazielevel: 17 VAKİT ZEVALİ EZANİ 5,28 8447 13,14 4,82 17,15 8,33 20,42 12,00 22,44 2,08 3,08 6,26 GÜNEŞ: ÖĞLE: İKİNDİ: AKŞAM: YATSI: İMSÂK: anlayorum»; 65 yaşınd «Beni kadınlar ne iyi an derlermiş. Aşk hususunda, 18 kiler: «Sevmek...»; 30 dakiler: «Sevmek ve mek...»; 45 yaşındakiler vilmek...»; 65 yaşınd «Kendim için sevilmek» € miş, İşte insanların hayatındâ " him roller oynayan üç $© , kında bazı sözler, YM kendi düşüncelerinizin b uyup uymadığını kontrol KÖR Ticaret müdürü _geıd' Mintaka Ticaret müdül Sait Rauf Sarper dün Ankö dönmüştür. — Tabii olurum. rışıktır. önünde idiler. — Teşekkür ederim. O halde artık otomo- bili ben kullanayım. Yol dar ve karma ka- Ralf itiraz etmeden yerini ona verdi. Ro- da çok maharetle otomobil kullanıyordu. Bir çeyrek kadar çapraşık yollardan gitti- ler, Rodanin bu tenha ve uzak şehirde yol- ları bu derece iyi bilmesine Ralf hayret et- ti. Hayatının büyük bir kısmını Camayka adasında geçirmiş olduğu halde İngilterede her yeri ne iyi biliyordu. Nihayet yol geniş. ledi. Bir demir parmaklık karşılarına çık« tı. Arap mimari tarzında büyük bir evin dığını gördü. Dudakları titriyordu, Gayet yavaş bir sesle dedi — Polis beni Mister Bolden'i öldürt” YEŞİL GÜL — |-::E — Sizinle son Nıwuiumüı gün » oldi Yazan: Roy Wikers —30 a Çayirmı Rezaan AVE Yakman blı' suçun neden cezasını oıskeı_—elnllll’f ze bundan lmnıılmınııı çaresini bulm bana, bİF gi XXXIV Kapıyı çaldılar. Kecaman bir zenci kapı- yı açtı. Sofada dört tane zenci daha duru- yordu. Hep etle Rodayı Ve salona aldılar. sesle: kat! Roda eldivenlerini cçıkarırken — Ralf yavaş — Parmağınızda nişan halkası yok, dik- Dedi, Roda gülerek sol elinin parmağında- ne ceyap verdi: zel değil mi? Bunlar çok nadir bir cins gül- dür. Yalnız sıcak memleketlerde yetişir. İ- yorndi simleri kader gülleridir, değil mi Roda ? GÜZEL İNEZ Kader gülleri!.. Demek ki bu garip gülle- rin ismi bu idi. Ratf, gözünü bunlardan ayı- ramıyordu. Kader gülleri... nın kaderi bu güllere bağlı bulunuyordu. Ro- da, Bolden, sonra kendisi... bu güllerin, bu zehirli güllerin tesiri altında idi. Fakat bu yabancı neden Roda'yı ismile çağırıyordu? Hiddetini gizliyerek ev sahibi- Sadece ara sıra kederli gözlerle Roda'ya ba- yegâne çar kasile evleneceğinizi ıoylıdıglnm Ne kadar insa- — miş mi idi? Hepsinin kaderi — di: Bu elemli balk de gizlediği belli idi. — Sizi evlenmenizden dolayı tebrik ede- rim, Mister Brirk.. Yaşayacağınız müddetçe mesut olmanızı diterim. Halbuki sizden net- ret etmem lâzım... Ralf hayretle baktı. Adam di — Roda size rakip olabileceğimi söyleme- Roda Caronun sözünü keserek cevap ver- — Kocamla ben yalnız istikbali düşünü- yoruz. Mazi bizde alâka, uyandırmıyor. Genç kız sakin görünmeğe çalışıyordu. Fa- kat bütün vücudü sinir içinde titriyordu. derin bir kin Tan sanmıştım. Sonra Ralf'ı işaret ederek: — Görüyorum ki, doğru imiş, Ne Şimdi beni kocanızla beraber ziyaret0 olduğunuz için size teşekkürler ...ıd“ M ki, çok Roda, kıza şu sözleri fısıldadı: — Haydi Roda, kaçalım, niz, Buradan gidelim, — Hayır, ne faydası var? IMWİ'“ © biliyor. Gizlemek elindedir. — Size hakikati söylemeği teklif meğe... Sofra lııuı-ııır. Ralf'ın kolunu tuttu. ir yabancı mecmi” , ki ince altın halkayı göstererek sordu: — Bu nedir? Ralf, tam bir daha sual nomıb zaman kalın bir kadife perde kalktı. Ve bir kış bah- çesi göründü. Burada garip renkte güllerle dolu bir ağaç vardı. Ağacın da, da Ca- — Gül için garip ve hoş bir isim. Bu isim hele karımın pek hoşuna gitti. Değil mi, Roda? Roda ile karı koca rolü oynamak hoşuna ron duruyordu. Ralf, yağlı boya resimde, sonra apartman- da gördüğü melez genci derhal tanıdı. A- dam nazik ve tatlı bir sesle dedi ki: — Nasılsınız, Mister Brirli, güllerim gü- gidiy Bu söz, genç kızın hoşuna gitmiş olacak ki, kızardı ve - delik Carron acı acı gülerek: — İstikbal.. Öyle mi? Hakkınız var; sev- gili Roda.. Mazinin ne kıymeti var? Onu Wnuımmkl.ıw yükselen düy- bile... yüzüne tatir tatlı baktı. Ralf yan gözle Carron'a bakıyordu. Adam yerinden kımıldanmamıştı. Yüzü, elleri hare- ketsizdi, omuzlarının çökmüş bir hali vardı. — Ralf kaşlarını çattı. Bu tarzda lâflardan hiç hoşi Carrona istedi. tahmin ediyorken genç kızın heyecana kapıl. el saır* ) takat bir şartla,... Kabul © üz. çit raz düşü kabul i tekmar kemuşuruz. * Sessizce, yemek odasına girdiler- — | iylf” Roda'nın Carron'a — gelmesinin * Rahkf anlar gibi oluyordu. - Bolden'i öldüren insanı ve cinayetiP ,,J bini yalnız © biliyordu. Fakat mf" idi ? (Arlıı" "' kl -pıkM