Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
» ©her türlü eziyeti edecek. Bir aylık — Öğen mark var. Halbuki ben bu kadı- — a geçen gün verdiğim peyden ma- — 1ba bir hafta beklemesini rica etsem | !da sokağa atar. — geverek aldığım bir el çantasını çı- — kardım. Anninin koluna taktım. yin, dedi. îı-ı TT —— yarn 23 .5. 941 ————” VATAN Avrupada —— 20 Senem—— Nasıl Geçti İnanılmaz bir zamanda imdada yetişen bir yardım | Yazan : Rebia Tevfik BAŞOKÇU | Telif ve tercüme hakkı tamamile mahfuzdur —IT7— — Rica ederim, Matmazel, evvelâ ŞU kadına söyleyin dışarı çıksın da ondan sonra meseleyi lütfen bana an Hatın, dedim. - Fritza çıktıktan sonra Anni: ç — Madam, dedi. Siz bu kadına bir idenbire çalışmak istediğinizi söyle- diğinize hata ettiniz. O sizi zengin bir kiracı diye pek sevinmişti. Şim- di paranız olmadığını anlayınca size soda kirasını şimdi derhal peşin isti- yor. Veremezse çıksın, gitsin diyor. denberi ben odalarımızın kirasını ayın sonunda veriyoruz. Siz Almanları bilmezsiniz. Evvelâ sizin bu memlekette para ka, zanacağınızı kıskanıyor, sonra — da kaybetmek tehlikesi olmasın diye #arayı da peşin istiyor. * — Öyle ama cebimde ancak sek- a daha iki yüz elli mark vermeli- şim. Bunu nerede bulacağım? Aca- “gazı olmaz mı? — Siz kadını tanımtyorsunuz. E- ğer şu dakikada ev kirasını verecek paranız öolmadığını anlarsa sizi o an. Eyvah! Her şeyi düşünmüştüm a- ma, felâketin bu nevini hatırıma ge- tir ş Şimdi ne y trm ? Anni de müteessir olmuştu. Yavaşça ladadan çıktı. Ben, beynim boşalmış |gibi idim, hareketsiz ve şaşkın oldu- ğum yerde duruyordum. Tekrar Sa- dikofa gidip para istiyemezdim. Ge- 'çln gün en son hâd olarak üç bin mark verdiğini söylemişti. Kime mü- racaat edebilirdim? Hiç kimsem yok tu.., , Kapı yavaşça açıldı. Anni tekrar odaya girdi. Bana yaklaştı, sesine bütün tatlılığını vermiye çalışarak; — Madamiçka, dedi (Rusçada kü. çük madam manasma gelir) Sizi dün lak$ahdanberi tanidım, fakâat içim- de size karşı itimat ve sevgi uyandı. Bu sıkıntılardan kurtulacağınızı bili- nesini buraya getirsin. Anni sözlerimi Fritzaya söyledi. Fakat o dikiş makinesini bu odaya getirmiye razı olmadı: — Burası benim en iyi odam, bu hanımı ben zengin birşey zannettim de verdim. Burada dikiş diktirmem. Bir kaç gün beklesin, yanındaki kü- çük oda boşalacak. Oraya geçer. Di- kişi ancak orada dikebilir. Ben her şeye razı idim. Hattâ mutfakta oturmıya bile.. Tek ortada ümitsiz ve perişan kalmıyayım! Boşalacak küçük odayı beklemek yüzünden beş gün daha boş oturmı- ya katlandım. Sadikof «Paristen ge- len bir hanım dikiş işleri alıyor» di. ye gazeteye bir ilân vermişti. Ben, Berlinde olduğumu hiç kimsenin bil- memesi için işçilik hayatımda ismi- mi değiştirmek istedim. Aklıma «Sadi>» adı geldi. «Belki diyordum, büyük şairin adı bana da biraz talih getirir.» Gazetedeki ilânı okuyanlar «Ma- dam Sadi» ismine yirmiden fazla mektup göndermişlerdi. Bu mektup- ların çoğu gayet ucuz hazır esvapçı fabrikalarından geliyordu. İlândaki Paris kelimesi kendilerine cazip gö- rünmüştü. Fakat teklif ettikleri pa- ra o kadar azdı ki, bu para ile bütün zamanlarımda günde iki yumurta ye mek rejimine mahküm kalacaktım. Oda kirasını bile veremiyecektim. Mektuplardan mada üç kişi de eve gelmişti. Birincisi,elbise yaptırmak. tan ziyade bir Parisli ile tanışmak hevesine kapılmış, sabık Opera mu- ganniyelerinden Madam Rener is- minde şişman bir kadındı. Parisli ve Fransız olmadığımı söylediğim halde yine beni ertesi sabah Anni ile bera- ber evine davet etti. İkincisi yaşlı, şişman bir adamdı. Eşile beraber, kendi evlerinde hazır esvap dıkttklı- rini ve Moabit'teki AŞERlİR HABERİ gah 5. Romanya - Türkiye Anlaşması petrol ihtiyacımızı karşılayacak - GÜNE GÜNHD!EN Tren tarifeleri değişiyor Haydarpaşa,Ankara, Erzurum için yeni bir hat ihdas ediliyor Haziranın birinci gününden iti. baren Devlet Demiryollarında yeni sefer tarifeleri tatbik edile- cektir. Bu münasebetle posta ve banliyö hareket saatlerinde bazı değişiklikler olacaktır. Haydar. paşa - Ankara , Erzurum arasın- da hergün işlemek üzere yeni bir ilâve katarı konmaktadır. - Hay- darpaşadan hergün kalkmakta o- lan Anadolu trenlerinin hareket saatleri şu suretle tanzim edilmiş- tür: Toros ekspresi saat 10,25 te, Adana , Diyarbakır treni 12 de, Ankara - Samsun treni 15 te, A- dapazarı treni on yedi yirmi beş. te, Anadolu ekspresi 19 da ve yeni ihdas edilecek olan Haydar- paşa . Ankara . Erzurum treni de 20,25 te Haydarpaşadan hare- ket edeceklerdir. Hayvanları koruma cemiye- tinin 1940 yılı faaliyeti Hayvanları Koruma cemiyeti, sattıklarını anlattı. Ben de onların evine her gün gidecek, elbiseler di- kecektim, orada öğle yemeği yiye- cektim. Her elbise için bana elli yorum. Kendi yiyecek Bİ- Ze üç yüz mark getirdim. Bunu alın derhal kadına kendi paranız gibi ve- tin. Sonra kazandığınız zaman ba- na iade edersiniz. Eğer iade edemez- seniz ikimiz de aç kalırız. Çünkü be- nim de başka param yok. Bu yardım öyle inanılmaz ani bir Wdı ki, hislerimin bütün iradesini !uybenım Kollarımı -Anninin boy- huna doladım. hıçkıra hıçkıra ağla- dım. Rusyadan kaçmış ve felâketle- rin bir çok nevini görmüş bu küçük * Rus /kızına karşı duyduğtm minneti bütün ömrümde başka hiç kimseye karşı duymadım. Aynalı dolabı açtım. Pariste pek |) — BSevgili Anni, dedim. Bugün be- ni kurtarmak için halkedilmiş bir me lek oldunuz. Şu çanta size Parisin bir hatırası olsun, BSüse ve hayata susamış olan za- *kallı talisiz Anni, çantanın sevincin- den ne diyeceğini şaşırmıştı. O ara- dik kapı tekrar vuruldu. Anni bana: — Madamiçka, bu kadına karşı sakın teessür ve heyecan gösterme- Fritza kaşları çatık, odadan İçe- girdi: Ben elimde tuttuğum üç yüz mar- kı Fritzaya uzattım ve Anniye dön- idüm: K— Anni, dedim, söyler misiniz? — Bu paranım üzerinden elli markı ia- mark v . Eh, bu yoksuzluk arasında o da bir şeydi. Ama bu işe on beş, yirmi günden sonra başlana. caktı. Karısının ve kız kardeşinin yaz tatillerinden avdetini bekliyor- du. Ben, gazete ilânının hemen hemen boşuna çıktığını görünce yeise ka- pılmak üzere idim. Şükür ki, bunlar, dan sonra Madam Arno adında genç ve güzel endamlı bir kadın geldi. Daha beni tanımadan kumaş pake- tini de elinde getirmişti. Zavallı Anni, tercümanlık ve satı- eilıkta kusur etmemek için bütün kabiliyetini ve zekâsını sarfediyordu. İkimiz beraber benim bütün elbise- lerimi Madam Arno'ya gösterdik. Genç kadın elbiseleri çok beğendi. Fakat bir türlü benim Türk olduğu. ma inanmıyordu. Anni'ye: — Müutlaka Fransızdır. Fakat Al- manlarla Fransızların — arasındaki düşmanlığı bildiği için kendini Türk diye tanıtmak istiyor, diyordu. Nihayet elbiselerim arasından bir model seçti ve tıpkısının yapılması için getirdiği kumaş paketini açtı. Bir de ne göreyim? Eski bir basma entarinin yıkanmış ve sökülmüş par- çaları... <Allahım, dedim, bu kadar zahmetle Berline gelişim bu yırtık basmalar için mi olacaktı?» Fakat beğenmeyip reddedecek halde miy- dim? Hattâ toz bezi diktirse — idi yine kabul edecektim. -de etsin. Hem de şimdi dikiş maki- (Arkası var) likler yapanlara ahlâksız dersek fenerle den tepelerinde paraşütleri, belle. 1940 ine ait faaliyeti hak- kında bir rapot'neşsretmiştir. -Bu rapora göre, cemiyet hastanesi bir sene zarfında 934 hayvanı meccanen muayene etmiş, bun- lardan altmışına ameliyat yapıl- mıştır. Bundan başka himayesin- de bulundurduğu hayvanlardan meraklılara 68 köpek, bir de ke di vermiştir. Kendi vesaitile top- lattırdığı veya sahipleri tarafın- dan cemiyete terkolunan — hay- vanlardan 5293 kedi ile 1847 köbek, 12 beygir, bir merkep ve bir de katırı insani bir şekilde uyutmak suretile imha etmiştir. Hayvanlarma fena — muamele yapanlardan 67 kişi hakkında zabıt tutturmus, 781 — hayvanın yükleri azalttırılmış ve kuşbazlar. dan 90 kafes, 194 ökse, 191 kuş. la hayvan sahiplerinden 150 gem ve kantanma musadere olunmuş- tur. HLADAYT N Bakırköyünde açılacak yeni mektepler Vali muavini Ahmet Kınık ve Ma- arif müdürü Tevfik Kut dün Bakır- köyüne giderek yeni açılacak mek. teplerle bu mekteplerin ihtiyaçları hakkında tetkiklerde — bulunmuşlar- dır. Bu mektepler açıldıktan sonra Bakırköy halkının bu ihtiyacı tama- Romanya hükümetile Türkiye! arasında yapılan bir anlaşmaya göre, Rumenler Petrol Ofisimizin bütün isteklerini temin edecek- erdir. Bu anlaşmaya ait tafsilât henüz neşredilmemiş olmakla beraber mübadele sisteminin men faatimize uygun olduğu söylenil- Müsbet bir neticeye varan Bükreşteki heyetimiz memleketimize döndü, mübadeleye yakında başlanıyor mektedir. Bu işle alâkadar ola- rak bir müddettenberi Bükrcştel bulunan heyetimiz, teşebbüsleri- nin bu suretle neticelenmesi üze- rine memleketimize dönmüşler. dir. Mübadeleye yakında başla. nacaktır. Ankaradan alınan bir habere göre, İstanbul Fiyat Mürakabe komisyonu tarafından bir müd- det evvel ayakkabı satışlarına konulmuş olan kâr nisbet ve miktarları Ticaret Vekâletince muvafık görülmemiş ve teklif reddedilmiştir. Mürakabe komisyonu, bu kâr nisbetlerini ayakkabıları üç kıs- ma ayırmak suretile yani, mali- yeti sekiz liraya kadar olanlara Ticaret Vekâleti ayakkabi fiyatlarına konan kâr nisbetlerini muvafık görmedi yüzde yirmi beş, on ikiye kadar olanlara yüzde kırk ve on iki İi- radan fazlaya mal olanlara da yüzde elli nisbetinde birer kâr tesbit edilmişti ki, bu vaziyette on beş lira maliyeti olan bir a- yakkabı için satıcıya yedi buçuk lira kâr bıirakılmış oluyordu. Ticaret Vekâleti, bu kâr mik- tarını fazla ve tesbit şeklini de a-. yakkabıları pahalılığa doğru gö- türecek dörecede sakat görmüş ve teklifi geri çevirmiştir. Herhangi bir hava tehlikesine kar. şı bütün binalarlâ, müsait arsalarda siperler ve sığınaklar kazılması için mühim kararlar alınmıştı. İstanbul vilâyeti dün kaymakam- Jiklara gönderdiği bir tamimle siper Pazartesi gününden itibaren kazalarda sığınak yapı'lacak ve sığınak yapılması hususunda derhal harekete geçilmesini bildir. miştir. Önümüzdeki pazartesi gününden itibaren kazalarda siper ve sığınak inşasına başlanacaktır. Afyon alım şartları Mübayaa şartları köylere kadar tamim edildi 'Toprak mahsulleri Ofisi, hü- kümetimizin kararile, yalnız bir defaya mahsus olmak üzere mu- bayaa edilecek olan ve evvelce alınmıyarak iade edilmiş bulunan veya tağbet edilmediği için sa- hipleri elinde kalan karışık ve yuğurulmuş afyonların ne gibi şartlarla mubayaa edileceğini bü- tün memlekete tamim etmiştir. Mubayaa şartları vilâyet ve kaymakamlıklar vasıtasile köyle, re kadar tamim ettirilmiştir. Ay- Ziraat Bankası Umum Mü- nün emçile Ziraat Banka. sının bütün şube ve ajanları da bu hususta müstahsilleri tenvire memur edilmiştir. Haziranın onuna kadar devam edecek olan bu mubayaattan son- ra, bu gibi karışık afyonlar dev- let hesabına satın alınmıyacaktır. çalr e SA B Almanlar süt tozu alacaklar Bir Alman firmasının memle- ketimizden süt tozu almak için Emanete hıyanet 'eden faizci Bundan bir müddet evvel Vezneci- lerde Acemoğlu sokağında oturan Fatma adında bir kadın, bir miktar para tedarik etmek için, 4 gümüş kupayı, bir metre ipekli kumaşı ve bir sırmalı seccadeyi ayni sokakta oturan Davud adında bir faizciye gö- türmüş ve mukabilinde 7 lira borç almıştır. Faizin vadesi geldiği zaman Fat- ma Davuda müracaatle parayı ver. mek istediğini ve kendisine eşyala- rınt geri vermesini söylemiş ise de Davud: — Ben onları sattırm, demiştir. Bunun Üüzerine emanete hiyanet eden bu faizciyi Müddeitumumiliğe vermiş ve faizci Davudun muhake- mesi dün asliye birinci ceğza mahke- mesinde nihayet bulmuştur. Mahkeme Davudun suçunu sabit gördüğünden suçluyu bir ay hapse ve 25 lira ağır para cezasına Çarp- tırmıştır. Üsküdar ve Edirnekapıda iki halk hamamı dçılıyor İstanbul belediyesi K Belediye talimat İarına muhalefetler Dün belediye zabıtası 24 es- naf hakkında muhtelif belediye suçlarından zabıt varakası tan- zim etmiş ve 22 şoför ve otobüs bılecçııı hakkında da s#eyrüsefer aykırı hareket ettik- lerinden haklarında ceza veril- mesini talep etmiştir. * Kadıköyde Moda caddesin. de içkili lokanta sahibi Panayot terkos suyunu Kayışdağı suyu di- ye sattığından hakkında zabıt va- rakası tanzim edilerek kanuni ta, kibat yapılmağa başlanmıştır. Otomobil kazaları Şoför Mehmedin idaresindeki 1647 numaralı taksi Toözkoparan. dan geçerken Beyoğlunda Yazıcı sokakta oturan Dudu Koheye çarpmiştır. Dudu Kohe muhtelif yerlerinden yaralandığından te- davi altına alınmış, suçlu şoför yakalanmıştır. * Köprüden geçmekte olan şoför Necdetin idaresindeki 30 numaralı kamyon, Fatihte Sinan- iisokağında 3 numarada açılan halk hamamlarından Ssonra Üsküdar ve Edirnekapıda da iki halk hamamı açılmasına karar vermiştir. Verilen kararım tatbikine derhal ge- men karşılanmış olacaktır. oturan Ahmedin kızı 9 yaşında Kiıymete çarparak muhtelif yer- lerinden yaralamıştır. Kıymet te, alâkadarlarla temasta bulunmak. tadır. Öğrendiğimize göre iki ta- raf arasında cereyan eden müza- kereler neticelenmiş ve Bursada- ki süt tozu fabrikamıza hazırlık emri verilmiştir. Bursa fabrikası muayyen bir zamanda yüz ton süt tozu yapacaktır. Alman fir- masının alacağı bu mala karşılık olarak edviye ve ecza vereceği söylenilmektedir. Eroin satıcıları Son üç gün içerisinde kaçakçılık bürosu memurları şehrin muhtelif yerlerinde 15 eroin satıcısını cürmü meşhut halinde yakalamışlardır. Za- bıta beyaz zehir kaçakçılarını beşin. ci ihtisas mahkemesine tevdi etmiş ve müuhakemelerine başlanmıştır. ğ Taksim - Yenimahalle oto- büsleri on ikiye kadar işliyecek İstanbul belediyesi verdiği çok ye- rinde bir kararla Taksim - Yenima- halle arasındaki otobüsler dün ak. Şamdan itibaren saat 12 ye kadar işlemeğe başlamıştır. Rumeli yaka- sında oturan Boğaziçi halkına karşı otobüslerin geç vakite kadar işletil- davi altına alınmış, suçlu şoför çilecek ve bu hamamlar açılacaktır. yakalanmıştır. mek suretile gösterilen bu kolaylık Bico u radyoda ogreM l Ş başladığımız «Bico» türe küsü hiç de fena değil. Ç da yayılıverdi. Ben bile mü kideki muamnit kabiliyetsi me rağmen aklıma estikçe türküyü gevelemekten zevk yuyorum, Vakıâ benim ile Radyonun yaydığı beste “ sında gece ile gündüz kadar aykırılık var ama, güfte tll'l” Bico nerden geliyon Harmanlıktan aşağı Dalla bico, dahara bico Sen de bico, ben de bico hey Biconun ellerinde Çimeydim göllerinde Dalla bico, dahara bico Sen de bico, ben de bico hey Bir çift güvercin olsam Biconun kolların.'a *Ü Dalla bico, dahara bico Sen de bico, ben de bico hey Hop bico, hopla bica Fistanı topla bico -3 Dalla bico, dahara bico Sen de bico, ben de bico hey Fakat herkes benim gibi d ğil, Besteye sadık Iıılıyıırllr güfteyi diledikleri gibi değ yorlar: Mahallemizde beş altı ıp'"İ tımanın arkaları karşı İKIİ'İ.’ı geliyor ve her birinin de ufak bahşesi var. Yınmdg apartımanda yakışıklı bir d xanlı oturuyor. Onun ap: nınım karşısında d- güzel, gibi genç bir kız var. G# birbirlerine kayıtsız değil. nalığı sadece komşuluk hı*J olmaktan bir hayli ileri Iw müşler. Dün akşam üstü, bakt tım ki delikanlı balkı “)l F e- —a du- İK DESTEK EEĞEFKELLELTERE Basücset o3 &55 şezlonga — uzanmış, Biraz sonra güzel kız çıktı. Delikanlı hıyrıte bir musiki bilgisile ve sesle türküyü tutturdu: Cici nerden geliyon Beyoglundan yukarı Aman cici, şekerim cici Kara sevda çekerim cici hey ââ “deit | Cicimin ellerine Göğsünün - güllerine Aman cici, meleğim cici Sen emret ben öleyim cici ber Kaldırım taşı olsam Cicimin yollarında Aman cici, bebeğim cici Dudağını öpeyim cici hey EFEE EL AM i_ıj__ı:ııanır_ ZE Hop cici, hopla cici Gel beni yoklı cici Aman cici, güzelim cici Bu yaz plâjda yüzelim cici Rıdyomuz «bir halk tü öğreniyorum» ptogrımıııdl diden muvaffak olmuş Â her lir. KÖR KADİ J 1AKVIM 23 MAYIS 911 CUMA i AY: 5 — GÜN: 148 - Hızır :: RUMİ: 1857 — MAYIS: HİCRİ: 13860 — Rebiülâhır: ınıfııı.ııgıntniin sevinç uyandırmıştır. VAKİT ZEVALI EZAŞİ - GÜNEŞ: 5,86 9ı“: ÖĞLE: 13,10 4400R İKİNDİ: 17,09 — 8dö) AKŞAM: 2027 — 1200 ki YATSI: 22,21 ı.g; , İMSÂK: 8,27 T ' —i © Bolden ile bir para işi alacağı vardır. Aksini nasıl isbat siniz ? — Ederim. — Ne ile? — Bir gül ile... Rıl! şaşa kaldı. Sintya'nın kendi Belki de edebilir- YEŞİL GÜL hislerini İti Yazan: Roy Wikers rinde bomba ve Fakat k acaba ne derece- — 18 — Çeviren: Rezzan A, E. Yalman on beş gün sonra da tamamile iyileşecek- tir. emleket. Sintya için artık orada k kalmamıştı. Veda etti ve ayrıldı. Odadan çı- karken, Ralf, kızın yüzüne baktı. Sapsarı olmuştu, bayılacak gibi idi. Fakat metaneti- ni muhafaza ediyor ve heyecanımı belli et- e- mek Y dü: mecbur kalmıştı? Ralf, uşağı Valter'in bavulu alarak otele gitti. düşünceye daldı. gül tak- iye ame, Muammayı bir türlü halledemiyordu. Ni- tor da gitti. Brerly, yalnız kalınca düşün. — Sintya hiç şüphe yok ki, bana yalan söyledi, fakat niçin? Mecbur olduğu için 0- lacak. Acaba neden böyle yalan söylemiye h olduğu müânası isnatlı sözlerinin lamağa çalı madığı ve hakkında garip şeyler duyduğu bir genç kızı nasıl himaye edebilir? Bu olamaz. kat her ne pahasına olursa oldun Sintya'nım tir. Bu Kıza ancak acıyordu. Fa- doğru olup olmıdıiııu an- — hir bir ilâve etti: b — Fakat bu âdi bir tabanca kurşamtfğ benzemiyor. Oldukça küçük olmakla ber8?” kızt öldürebilirdi. : — Tabil.. Eğer başka mühim bir azasıt? tesadüf etmiş olsaydı muhakkak ki öl f dü. Allahtan ki sadece bacağının yukarı * rafma isabet etmiş. Bir müddet sonrâ iz ve eser bile kalmadan genç kız iyil | madığını zannediyorum. — Bence de bu böyledir. — Evet, hakkınız var. Nişan alanın KE Ka di cinayetin kızı öldürmek için B nişancr olduğunu ve kızı öld“l" çıkıp gitti. Dok- ti. Polis müdürü Orada uzun uzun rim, dedi. TERZİ MAVİST Doktor James ameliyatı bitirdikten sonra, Roda işi ile artık meşgul olmaktan kurtul- muş olmadı. Yaplacak müşkül ve iç sıkıcı bir iş daha kalıyordu. Otomobile binerek polis müdürlüğüne git- kabul etti: — Davetim üzerine bu kadar çabuk gel- miş olduğunuz için size çok tı xXV kündür, meşhur doktoru büyük bir ede- — Jları sadile vurmuş olduğunu isbat etmek mün — Fakat silüh atanın pek marifetli olduğu muhakkak değil mi? — Evet.. Eğer kurşun bir santimetr€ Te ha aşağıya isabet etmiş olsaydı kız yilf“'# imkânından ebedi surette mahrum çünkü bütün sinirlerin merkezi tam 0 e B tadan geçer. Fakat buna rağmen yine d€ mezdi. Cinayeti yapan her halde bütün değil de sadece Vıl'dllnlk B | | Çi olacak. 4 Polis müdürü bu sözleri dikkatle d"" - b ahlâklıyı bilmem hangi gökten y . arıyacağız? dökülüyorlar. Bunlar sizin çocuktan | fâhlil edemediği hisleri H " Dostum münasip cevaplarla tezi- — ancak bir kaç yaş farklı çocuklar- | Y? kadar anlıyordu ? — ni müdafaa ve beni ilzam ettikten — dır. Sizin resimden korkarak sinir-| — — Gül dedim de şaştınız buna inanmadı- 41 sonra: leri bozulan M onları görürse | T- Fakat yanılıyorsunuz. Yeni seviştikleri itD: ine Ş da sey- ne - yapı ki onları| 79man biribirlerine yalnız sıcak mı İ -| reden oğlum geıelerı—e uykusu ara- — karşılamak ve onlara ziyaretlerini lerde biten garip bir gül verirlermiş. Bolden, — gında, zıp zip zipladı. Az kalsın iade etmek vazifesile mükellef bana karşı sadece maddi bir adam gibi hare- sinir hastalığına tutuluyordu, dedi. — olanlar arasında elbette sizinki de| Ket ittiği halde Roda ile sevişirken hayali ' & — Çocuk kaç yaşında ? vardır. Büyük askerler «çocuk on| Sever, Şalr ruhlu bir adam gibi — On dört. Bu sene ortadan lise. — iki yaşından itibaren silâh sesi duy-| dermiş. Hattâ solan gülleri de ayrıca bir ye geçti. mağa alışmazsa on sekiz, yımu ya-| kutu içinde saklarmış. Bana bunları göster- » y — Alâ, gelecek yaz da kampta — şında di. Çünkü aramızda kıskançlık gibi bir şey 2 askeri talimlere hqlıyıeık Demek hazır olamaz» dıyorlıı- İlâve ede-| hatıra gelemezdi. Biz sadece iki arkadaştık. * 'i p için lim ki hayalden, ölüden, hayatın| Bir defa da beni bir bahçeye götürdü ve bu- o gece zıpladı. Doktora — bin bir çeşit feci ve kanlı manza,| rada bana acaip bir gül gösterdi. Hattâ ev- Z gösterdiniz mi? Vücudünü ve sinir- —rasmın sadece seyrinden imiz gün, böyle bir * lerini kuvvetlendirmek için bir şey — yetişecek çocuk yalnız vazifeye de-| mak için benden müsaade istedi. & yapıyor musunuz ? ğil, hayata da hazır olamaz. Tam o aralık kapı açıldı ve içeri ü — Çocuk hasta değil ki. Maşallah Bir kaç dejenere veyahut sadece| liyatı yapan Doktor James girdi. — benden kuvvetli. fena büy $ çocuk, uy Ralf, her şeyi unutarak heyecanla sordu: ğ , — Mükemmel, buna memnun ol- — sıçrıyacak diye cesur ve realist ye-| — — Ameliyat iyi oldu mu, doktor? EZ dum. Demek bu on dört yaş mecbur Sesi titriyordu. V bir nesli hayatın haşin manzarala. | — — Mükemmel.. Zaten mühim de değildi. Frankştayn'in müteharrik — gesimlerinden korktu. Fakat azi- — zim öyle bir zamandayız ki Frankş- — tayn'in sahicileri, elli altmışı biz- rından kaçırmayı düşünmek ciddi değildir. Yegâne tehlike kurşunun alınmıya meydan olmadan yer değiştirmesiydi. Buna -da mey- hayet halletmekten de vazgeçti. Hislerini tah Jile başladı. Kısmet Roda'yı yolu üzerine çı- karmıştı. Genç kız himayeye muhtaçtı. O- nu mutlaka koruyacak ve yardım edecekti. Kıza karşı himaye arzusundan ve acı- başka ne y dan vermedik. Hasta REŞAT NURİ Şu ye vardı: Akıllı bir adam, tanrı. Doktor James çantasını açarak içinden küçük bir kutu çıkardı. Kutuda küçük bir mermi vardı. Polis müdürüne uzattı ve: — İşte, dedi. Yaradan çıkardığım kurşun.. — Teşekkür ederim. Bakayım. Kurşunu dikkatle muayene ettikten sonra dikten sonra dedi ki; — Demek ki suçlu iyi anatomi biliyof” J Vücudün hangi azasına vurmak lâzım | diğini hesaplamış. Bana bir şey daha !“" " misiniz? Bu kurşun uzaktan mı; yukllllı geliyor? Hangi istikametten gelerek ”'ı. girmiş? (Arkası var) f 'IJIIIİ..IHII&İ&!!J ı'."iIIM.. EEÇLEİ