29 Nisan 1941 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

29 Nisan 1941 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| n | | | "; '"Mııdır. Aümanların üetin türocll di hareketlerin bir ölçüde, yani d Sti bi ce ve daha bilmem nece küfürler- | Allahın selâmını verir. _OturuncB[ büyük âbidesi önünde diz çöke.| — k h:ı: küyvyetlerine güvenerek Lib- ğîn :);:;m? ;ıe fe:in:ki:ll:lîî; î: kendilerininki gibi ruhsuz — ve g?nğ'. îyle ı:m'îili "ı î::knetî::ge den doğıı? bir muhakeme diye | da hazirunun her biri bilmukabe- | rek, kahraman Yunan milletine, _ 4 het büyük bir taarruza girişme- zırladaıkla:ı güezcl neti: in bir kaişiaş M; eci ıîıuti.?[-'-ılalîıl:ki'kııın para. dişündMu n : el b; d ee uk.:n'; k.kîıl:ıenc; Z ııâecı!:ı.l h ” Varit olabilir. Fakat muvaf- PİPDİNe” T lâki dediğimiz ri gayri i ğ “|çıktı. Maznun kalender meşrep, | — — Merhaba, der.. riyetinde ıiğından - dolayı | — fak Olmaları pek şüphelidir. Zira takım mideciler tarafından ken- ahlâkilerden ayırdeden — vasfın sına hiç ihtiyacı yoktu, bu em- fakat mazbut konuşan bir ihti- Bu adamcağız selâm melâm | özür dileselerdi harici propa-| Odek Te - 29.4.941 - Harp Vaziyetî hısan nom (Emekli Kurmay Subay) Lib: ede. "î" Nisan akşamı Alman - İtal- Motörlü kıtaları Mısır hüdü- bir çok noktalardan geçmiş- ©. İki Alman motörlü kolu dan sahil boyunca şarka Toğru İlerlemiye başlamıştır. Sey- *Idıı“ hafif İngiliz kuvvetleri hu- Tiky Beçen Alman - İtalyan bir- trlle muharebe teması temin şlendir. Alman - İtalyan or- » deniz muvasalası ke- Silmiş bulunduğundan - ikmal ve Serbest Kürsü: -VATAT Ahlâk Miskinlik midir ? Şeref, Namus, Fedakârlık, Fazilet Gibi Bir Milletin Temeli Olan Esaslara Yapılan Bir Tecavüze Cevap | e Yazanı Bir Meiküreci ] İki 'gün evvel Cumhuriyet ga- zetesinde, pek garip bir yazı çıktı, buna dair dün aldığımız aşağıdaki mektubu aynen neş- rediyoruz: — Ahlâk —a Softaları lerini korurlar ve hayat müca- delelerinde hoşlarına gitmiyen zincirleri kırar, atarlar, kollarını sallıya sallıya keyiflerine göre yürür, giderler. Adliye Koridorlarında: Hatai Şah İsmailmi, Değilmi? Bu Münakaşa Yüzünden İki Kişi Mahkemeye Düştü Davaya Sebep Olan Kıt'a: "Söylenen sözlerin cümlesi hoştur,, "Dolulara dolu, boşlara boştur,, "Harabi kemteri sanma sarhoştur., "Yer içer, zevk eder ayyaş değildir,, 3 ; SİYASİ İCMAL Akropolis, Üzerinde Alman Bayrağı Yazan: M. H. ZAL vvelki gün Alman radyo. ları övünerek ilân ettiler; — Gamalı haçlı bayrağımız Mu sa-; niyede Akropolis üzerinde dal- galanıyor... Almanlarda büyüklük ve gös. teri; merakı o kadar hxlı ki, d l inın olın tesirini hesıplıyımıyoılır Altı aydanberi aç, çıplak bir' , Takviyesi b ı i Bir vakitler İstanbulda hiç eşi halde karlı dağla: dileri üyük müşkülâta uğra- J : Cumhuriyet gazetesinin 28 Ni- ü ş H z alde karlı dağlarda kendilerin- Ör. Fakât hava kmm"ığboı yulft"em B. Ahmet Emınl:_ san tarihli sayısında çıkan bu ;İmıyarcıı güzel, zeki, hassas bir| — Davacı genç bir muallimdi. , —Eh.. yaş altmış beş evlât,| den defalarla fazla bir düşman- — Almı.nların bu müşkülâtı ik- eni şahsan tanımazsınız. Fa- yazı ibret gözüyle okunmağa lâ- ız vardı. Bu kızin son d":::î: Onu daha çok yeni yeni icad |'yorulmuşum doğrusu.. Metodiye | la çarpışan kahraman Yünanlı-| ettikleri anlaşılıyor. Diğer '“In Balkanlarda ve Yunanis- harp bitmiş sayılacağından buradaki hava kuvvet- Yllnaıuıtaıııhki üslerden 5- İı-::t içinde Libyaya naklı Çöl muharebelerinde lıuı ı;'"'llnn çok müessir rol oynar, yı"e gçölde en taar- kat tam on alti sene evvel o za. manlar çıkardığınız Vatan gaze. tesi vasıtasile size bir mektup yazmıştım. Bu mektubu belki de hatırlıyacaksınız, çünkü mek- tubumu — uzuün ve hararetli bir başmakaleye mevzu yapmıştı- niz, Yazdıgım mektupıa insanla, Tin Afrika ve Yunanistan- Nm..v' kuvvetleri de serbest rı mefküreci ve diye iki. yıktır: Din softaları olduğu gibi ahlâk softaları da vardır. Bunlar basit düşünceli, iptidai kafalı insah- lardır. Bir masa sathı kadar düz, bir tuğla parçası kadar ağır ve ölü ruhları, hamle yapmak ka- biliyetinden mahrumdur. Onun İ- çin, cemiyet içindeki bütün fer- di hususi menfaatlerine vicdan, sızca kurban edilmesi tehlikesin. den bahsetmiştim. Herhalde ha- —:"'l Libyada kullanacaktır. %.;İliı kıtalarının elddi muha- ı—ıü tutuşmıyarak Marsa Mat- kadar çekilmeleri ve asıl bü- için — hazırlanmaları —. Mühtemeldir. Her halde çö- 'hı::“' serinliğinde — başlıyan tırl iki benim mektubum- daki bu mefküreci ve mideci tâbirlerini benimsemiş, pek çok defalar o zamanki yazılarınızda kullanmıştınız. Ben © mektubu yazdık'!an bir üddet sonra siz g ilikten Ben de inziva haya- icileli temiz, dürüst bir kalbi Her genç onu ideal bir hayat eşi sayandı. Bu emsalsiz kız çok zengin bir adamın henüz tahsil, de bulunan mahçup ve ciddi nikaplı bir çocuğu ile nişanlan- mıştı. Kızın babası âni surette ölünce zannedildiği gibi zengin olmadığı meydana çıktı. Ara- dan aylar geçmemişti ki zengin ki, umumiyetle gayri ahlâki te- lâkki edilen hareketlerden uzak kalmak, cemiyete faydalı olmak için kâfidir. Nazarlarında yaşa- mak bundan ibarettir. Cemiyete hizmet için evvelâ yaşamak, yaşamak için de her şeyden önce bir takım mücade- leler yapmak lüzumundan haber- salsiz kızdaki diğer meziyetler bulunur şeyler değildi. Fakat öyle anlaşılıyor ki ahlâkı mis- kinlik sayan bazı adamların pa- ra rhıraına gözlerinin doymasına yoktur. Pırıya. temin edebildiği rahatlık için değil, kendisi için taparlar, kul, köle olurlar. Bu kız; hayatında yalnız bir defa sevebilecek ince mahlük- edilmiş edebiyat mekteplerin'n önderlerile görürdüm. Mahkeme koridorunda ona ve bir kaç arka- dasına rastlayınca, yine anlaşıla- mıiyan bir şiirin mahkemeye inti- kal etmiş olduğu zannına vardım. Fakat böyle olmadığını öğrenince herhalde yeni edebiyatçıların bir- birlerine savurdukları hintçe, çin- yardı. Hâdise cürmü meshuda gire- mediğinden şahitlerin celbi için muhakeme talik edilmişti. ' Koridorda dolaşan maznunun yanına sokuldum: — Ne ol. Bey baba, bu yaş- tan sonra?.. Sözümü yarıda bıraktırdı: , — Evlât, dedi. Bu yâştan girdim, Köşeye çekildim... Üçün. cü teki yuvarlarken yanımdaki masaya, demin mahkemede gör- düğün delikanlı oturdu. Bir ufak | şişe ısmarladı. Lâkin herifte ne selâm, ne sabah... Âdettir «bil- mem şimidikiler buna pek o ka- dar riayet etmiyorlar amma» in- san bir yere girdi mi oradakilere venmedi amma, mademki yanıma oturdu, biz insanlıkta kusür etmi. yelim bari diyip: — Merhaba, evlât.. dedik. Abus bir çehre ile mukabele etti. Olur a... İnsanın her dakikası birbirine uymaz. Belki efkârı var- dır, diye aldırmadım. Biraz sonra yanına bir arkadaşı geldi. Uzat- lara arkadan hücum etmeği bırı maxrifet sayıyorlar. Bunun mâne, vi bir mağlübiyet olduğunu ıö- remiyorlar, lüzumsuz bir ııferi yere * Akropolise — Alman ııkefı; bayrak dikecek yerde Alman. âlimleri, insanlık tarihinin İıııı gandaları bakımından daha fay-| —— dalı bir iş görmüş olurlardı. İtalya da; Amıvuünkhkı! İtalyan kuvvetlerine bir telgraf . göndererek Yunanistana karşı, elde ettikleri zaferlerden dola- yı tebriklerini bildirmiştir. Al: lah için görenler söylesin! Totaliter memleketlerde va. kar ölçülerini kaybetmişlerdir. Sükütun bazan ne kadar nıhnıyışı ile keq_c.ı l_cendılınnı. D P bi sahil boy & leri yoktur. Her mücadelenin, i- ğ * | sonra, bir hiç yüzünden maznun | | ina do Kotlard.! ni  f =ı::' Alman - İtalyan taarru- ıunınlbîrbî;;ğîhSEîı:nıdım'teBu cabında şeref ve haysiyeti de i- lîrdd:gîl. SK.mlan 'tulli.lî)eır:ît:âî sandalİyesine de oturduk. ıyYıîn?ıge?eı:ıuşt:.:a (herhalde tâ- olıbıleceğmı bilmiyorlar. Yüz. — ı RELT socak Serdi Bereni | TERAL khatıramdan bile | CDS Slen Tüikolmla dd oe | K N D ll birinde| <07 HYUT Ola... nıdıkları olacak, birisinden ba-| Yirmi milyonluk iki millet tara. — kız: ir. mektlup yazma atırımdan bile ğunu farketmezler. etiti. ayet günün — ÂAnlülmüs uzun evlât... fından . nen kıpti linlan” bebacd n PÜYASBR S” lundu: «Çocuğum içlidir. Sakın ai şairlerine karşı sevgim olduğun- £ ilde A y B3 yak” ğ Y ee z Pi stim. Hü şeref ve namusunu o şeki 4, "İhîsfend a: Ul:ı&uıîuyelleı. mıîecıler. ahl?kla Ve bu acizden doğan miskinlik i- boıî,l: bir talep kendisine duyu- Tıı liğim — birisi - vardır. İyi dan (Hatai) lâfzına “ğlıb&nîl de- kurtarmıştır ki bu sayede günün : :nvk:e:»n v: ’:;ı;îm'uı::f"î' ginde bütün insanların kendileri | — ** B:,;:.l: matemli; <enazede | KOlOz , zeytini satar, Sabahları ğııîmığ ko.';::;;â:' muhaverelerine ll:ırmde her me&- sarabilir, ŞÜ €lki yazılarımızda Termopil- vi çi gibi doııup lıı.lmıımı özlerler. | — ğ CABA yi adai lur. «Bilmi se- | Kulaj ü r er elemini unutabilir. i * Üa a SA naktan geri lar ve kipti ki, maazaliğlı her: | — ölüme gııiııı:k'ıı::v solan”adam; t:e“' m,__m aalaar aRlmk f? TFabit bir Çokları (Hatai) nin Kimse şurasına şüphe edemez — -4 1 Kuvvetlerinin artçı “ve Üoi ee — olduğu yall kes onlara dünyanın İ ea sezmz nni " |Biraz da yeşil salata filân. Gü-| Sah İsmail olğuiundı__kırır kı- | ki son Balkan harbinin hükmen . | ?),::"lı muharebelerile Atina ve B DUT C E ei isbat etmek bile müş balığı aradım, çıkimamış. | larlar. Buna binaen, söz Şah İs-| galibi Yunanlılardır. € j ı.lu"“ » Ttalyan ordusu Süveyş % daha 750 kilometre u- Nizde r. İngiliz donanması Akde- '.u.u oldukça ve hava kuv- j ı.u“'m.ı ordusuna bol ve ağır Verdirmek, ordunun büyük şerefli blr mağlübi- gegmezd.ı Eğer iki gün evv:l Cumhuriyet ni görmeseydim ve (Ahlnk sof- taları) adlı ve N, imzalı bir yazı kanimı başıma sıçratmasaydı... Eski mitolojileri okumak şöy- Te dursun, masal niyetine de din- Orada All bile Mrlhlrlnrlln mücıdele ettik- kendi eliyle hayatına nihayet verdi. Hassas annesi, felâketine sebep molanlara, her şeye rağ- men, hu' haber aon:derdx. :'(ı:;- beraber âr ve hicaptan biraz ol. sun nasipleri vardır. Haniya şair, sırkatini ilân ederek övü- eski dünyanın en büyük Allahı sebep yoktu. Çocu. bul olan dupiter'i Ruhları kımıldamadığı için hiç miş akıl ve tecrübe, kendilerine, Kıpti merdinin zihniyeti ile ha- reket ederek ahlâk mefhumuna t durüp dürürken, bir teb- blldlrdlklerlııe göre, 27 Sabahı saat 9,25 te Atinaya Paraşültt kıtalarile Korent ! ve şehrini geriden işgal "M"'—ıı $ ve Korent körfezinin en dar K "'ı'înııışııı Biz bunları da va- diş, bu Ihtimallere karşı ı“ım""n'nııı icap ettiğini yaz- Aı__.ı Vaziyetten anlaşılıyor ki, th Zirhlı birliklerinin ve ha- lı '©tlerinin muharebe hedef- *fa şark ve cenup sahille- 5“. b"lllııın irkâp Himanlarıdır. rliklerinin durmadan iler- insanın hatırına nasıl gelir? 4 inceleyince bana şu kanaat geldi ki bu yazı sinsi bir hesap- la yazılmıştır. Doqnıdın d.ogru- iseelei susi menfaatten umulmi menfaat hesabına fedakârlık, feragat, şe- ref, namus, söz tutmak, başka- Jarına yardım etmek gibi ahlâki metlere dayanır. Bu kıymet. ere miskinlik ve budalalık ad- larını itakınız ve maddi menfaat için her vasıta ile mücadeleyi ip lllulk değil, hakiki ta- N._q: yaparlar. Elde kılııı şede beşinci kol arıyoruz. Hal- buki bu kol, çok okunan bir ga- * tenin birinci sayfasında perva. '! İle kurtarmak için ırhçılıı- edilmesi icap edecektir. f sızca karşımıza çıkıyor ve ahlğ- ki kıyjmetlere i bir cü- hıııliııe kadar mümkün olmıya- retle sataşıyor. Sizden rica edi- yorum: N, imzalı yazıyı aynen neşrediniz. (Türk) ve (Cumlıurıyet) a- dını taşıyan bir gazetenin feda- kârlık ateşine ve ahlâki salâbe- te en çok muhtac olduğumuz ahlâk bağlarını nasıl gevşetme- ğe çalıştığını herkes ibret gözile görsün, anlasın... Evet, Bay N., çok hakkınız var, ahlâk sizin ölçünüzle mis- kinliktir. Eğer ahlâk bağlarile kendinizi bağlı saysaydınız o dağ gibi apartımanlar, o büyük ,matbaalar, o madenler, o sayı- hikâye hatırlatacağım. Bu hikâ. ye şunu ispat eder ki ahlakı. miskinlik saymak sayesinde ba, Zi insanlar vicdan azabı denilen â rahatsızlıklardan kendi- gun babası şu mukabelede bu- Bunlar eski hikâye,. bahsime yakın saydıklarının yakına gel- mesi dolayısile ısınmış, başını kaldırmağa cüret etmiştir. Zahmeti boşa — gidecektir. Tur'k vıthgı menhk ve ahlâk Çanakkalede, lıu.klıl mücadele, sinde hârikalar yaratan kuvvet, Ahlâkı miskinlik sayanlar bir takım Levanten - ruhlulardır ki rahat yaşamak ve para ele ge- çirmek için her vasıtayı caiz gö- rürler. Bu görüşe yabancı kala- rak mahrumiyette, feragatte hâz bulanlara da akıllarınca güler. er. Cihan tarihinde midecilerin — Merakımı mucip oldu da... — Evlât, mutadımdır. Akşam- ları demlenirim. Aşağıya indik- çe" ekseriya — Balıkpazarındaki (Metodi) ye uğrarım. Orada bir dar evveldi, yine bir akşam hem evin nevalesini düzer, hem de iki tek yuvarlarım diye aşağıya Canım dedim, bu akşam da bir İhtiyar bir eliyle pos bıyıkla- rFını burdukitan sonra öteki eliyle kahve Fincanını aldı, höpürdete höpürdete bir iki yudum çektik- ten sonra: hisle): — Gördün mü Hatai hakkın- daki tetkikini, dedi. Bizimki: — Ya, enfes.. Köprülü onu teşehhüt miktarı tasavvuf edebi- yatile uğraştım. Bilhassa Bektaşi maile.intikal etti. Söze karıştım: baktılar, izaha başladım: — Çünkü; bugün nefesleri ta. savvuf edebiyatı örneklerinde ve nihayet bebtaşılenn ağızlarında gezen Hatai elbette ki Şah İsmai! Zira: M u âliniz lâkı miskinlik sayıp reddeden, sun, bütün muhit tarafından ha, karet görmeğe mahküm, zaval- h bir döküntüdür. Bunlar, ah- lâkı; miskinlik saydıklarını ne kadar iddia ederlerse etsinler, halkın bu hakaret ve nefretini duyarlar ve bunun altında. ezi- lirler. ÖOn altı sene evvel gönderdi- kıf.ten ziyade duymuş ve ahlâk liğine, şeref ve ilk nıraenız eekı tanıdızım vicdanlı g hükmede. fırsatta idört elle sarılmıştır. Hayvan sürülerinin bile kendile. tine göre bir ahlâkı vardır. Ah- ceğim. Kadıköy, 27 Nisan 941 Bir Mefküreci oldu ise; bu (Hatat) nin nefes- lerinde kullandığı lisan, hiç Acem Saniyen, Safeviler ile Acemlerin mensup bulundukları Caferi mez.- hebi bektaşiliğe muarızdır. Sonra bakmız; Şah İsmail'dir dedikleri bu Hatai'nin şöyle bir kıtası var- dir: Şah Hatai eder üçler yediler Kırklar da bu demde hııır idiler Bu nasıl, Hatat diye telâkki ettikleri Şah İsmailin olabilir?.. | Biliyoruz ki; Bağdad, Şah İsma- ilin vefnümdın çok zaman sonra Tah da ve Kanuni £ llür, lırıkılmıııbüyükbir 27 DA be 4 F iİtarık takriben 5 kilometre da, 1250 metre genişli- LA Hakikatte Ferit, kendisinin de henüz i- EDEBİ ROMAN sim veremediği garip bir buhran 8 te idi. Kastamonudan yeni geldiği zaman gör- müş olduğu Kezbanımn birkaç sene böyle nefis bir kadın güzelliğile karşısına dikilmesi onüu ilk günlerde biraz şaşırtmış, sonra PlYazan: Muazzez Tahsin BERKAND (5 kuvvet, biraz da, gururu idi. Reddedilmek hoş karşılanmamak kaygusu onun izzeti nefsini müthiş surette Bunu istemiyor, buna lüzum görmüyordu. Elini her uzattıkça yeni bir kadına rastla- mıyor muydu? Güç macera peşinde koş- mak için bir sebep yoktu. rencide edebilirdi, ıecıvuıe ugrıyı.n altı İ $ gös. iki hükümet kten, teb-; rik telgrafı yollamaktan çok ıyı tesirler yapardı, hattâ kendi tenlecek uygı, bıı günden e - İ Pf lerini ve z 3 4 a W“ılıuıı;:::e::l:eş:dt ğın? îmf_mâgğîdıkıd" *",ld': olmak, yani bir şey yaratmak bu k'd'ğ:ııî ;b“ alakıdan ge köşem vardır. Boş buldukça yas- 'îîı:di takdir ediyor, diye cevap megıle!şetle;inde _bîle... h 4 W & Çöllir. tagilizler orta ve cenu- | C LA 5 Hİ neler y işit- lanırım. K AT Bugün Yunanistan kıymetli işesile her şeyi göze almakla Ahlâkı miskinlik sayanlar için y S Ca .| Bir zaman ben de bir tarikat hd b kavlek — SAMEM İ ü ADEŞEAREANİ ea aa ea boylc b“ analık hissine saygı Bundan on beş, yirmi gün bae mensubu idim, Bu münasebetle Küi e birvooğrunu “Cayişış miştir. İşgal ve esaretin acısını çekiyor. Yaşama imkânları ba- kımından da sıkıntıdadır. Fakat Bağdadı verdi diye kendisine tariz etmek muyafık — düşmez, dedim, Vay efendim, sen misin bunu söyleyen, Bizim muallim bey bir köpürdü, bir köpürdü gözme, Bana yekten: mez mi... Doğrusu kızdım. den bir tariz edeyim Harabinin şu beytini okudum: SŞöyle ince- dedim ve Söylenen sözlerin cümlesi hoştur Dolulara dolu, boşlara boştur Harabi kemetri sanma sarhoştur 4| ve liman sayınız, milletin mânevi at oynattığı devirler, ancak is-| ğim mektubu büyük bir cesaret- Yer, i vk A | Nı ’"ım kıtalarının indiril- | ve mul lini baltala- — sız komisyon işleri nasıl müm- — tisnai zamanlardır. İnsan'cemi- | le neşretmiş ve müdeciliğe karşı | Bağdadı, Basrayı alsın dediler Ö a M .”ıîieğildir y muhtemeldir. Lüzümu | miş olursunuz, - kün olundu? yetleri böyle da; ahlâ-| per harp a Eğer | Güzel şahım neye verdin Bağdadı y ııtaı., vazifelerini yalnız Karanlıklarda, kenarda, kö. Ey, Bay N., dinleyin, size İ:ır ki kıymetlerin hasretini her va-| bu mektubu neşretmekten çeki. Diyincs-; delikanlı — küğürdü &«vay ben boş muyum» diye tut- turdu. O söyledi, ben cevap ver- dim. Ulu orta gitmişim anlaşılan beni mahkemeye verdi. Dur ba- kalım hak erenler neyliyecek... İhtiyarın yanından aytılırken: — Eyvallah.. bey baba, de- di lm. O dalgin: — Eyvallah evlât, diye cevap verdi. « Gözleri derinlerde - sanki bir â 4185 metre yüksekliğinde i * tetkik ve teşrihi seven ruhunda bir alâka i ü z | '”:ğ = müteşekkil bir uyındı:ı:ışıe:r Bunu sırf£ etüd bakımından — bi bir hattı hareket takip edeceğini ve ona — kaptırmaktan her zaman çekii ea ıuî“h“dba:î ;îmen n;îm;ı:îı için ):n:dî- şeyler bulmağa çalışıyordu. N bında Elcezire koyu bir alâka zannetmişti; fakat sonradan gü- ş teşvil * y lT 1788 tenberi İngil- neşli bir yaz gününde onu arkasında mer- karşı duyduğu hislerin hakiki mahiyetinin ne olduğunu henüz vuzuhla görmeden — ve rafında muayyen kızlara ve onların analarına karşı kendisi- da Gal genç Ptensip itibarile bir aile kurmağa taraftar olduğu için bu fikri reddetmemişti, Onu bir iki gün evvel elinde . Ve y Mtikametinde çekilmelerini him i Fi dönerek di n İös il 5 ştum : sisemremam a J nar ve köşede durmağı ve tı. Öner iyeceğim ki; i-| —— Evlâtlar, ded Hat ? â L | ı.'l!h vab ierik Şo | . lsrine “herkesin' dikkatini ca;alv llılar! Mârı sermâdideye Rabbım p.asmmal_ı yumurla Yyaharız. İyi Şah İ valî ];: S îaılm a—(m a:ığeyı: Süleyman tarafından zaptolundu, l Mevcut bütün limanlardan ee y Mheeefei! allılar! K güNee gözü in! | Sinden biraz pastırma doğrattım. ei DT :ı dy .'ü. yi Eğer Şah İsmail bu Hatai olsaydı, a W"İllıı:î..ıııı dhuıım l::mnrııı": (Ahlâk softaları) — yazısını Ğ K B Kış geçirmiş yılan, kendine E" k.îç ğpmurta. Ne olacak bir uNiî?:ıdğ'e eîıı:ntı.ma bön bön bu beyti nasıl yazardı, çünkü Şah — SO okuyunca evvelâ hayret ettim: ae YA Sit a duh ei İsmail ne Bağdadlıdır, ve ne de , ya ahlâki membalardan beslenen| ler; cemiyetin haricinde kalma- ve Azeri' Türklerinin lisanı değil-| — —— Saçmalıyorsün bey baba, eli l;;:ı;:î Bîtrr:rî:îlet?:yve::lr:;ılağ:ıp b d'fklılîıîdaım:îhâ"wz:n “b" mukaddes fedakârlık a.eşidir. ğa ve ne kadar zengin olursa ol- dir. Osmanlı Türkleri lisanıdır. | bunlar meyhane lâkırdısı... de- — Bt a & A d N l'f”m deniz üssüdür. | — , CA tülden uzun bir elbise içinde Fa- aydınlatamadan Vivetle resmen nişanlanma- — ni müdafaaya muvaffak olmuştu. Filhakika, — Bahusus karşısındaki Vivet gibi çok iyi ta- | yeşil kaplı bir kitapla Babıâliden — !-; İ temin ettiği için 158 ruk'un da görünce başı dönecek —tarı sözleri sık sık kulaklarını doldurmağa — bilhassa Avrupadan döndükten sonra, istik- — Nidığı ve bütün meziyet ve kusurlarını bil- inerken gördüm, demhal: . fi adat ş, önü seyretmekten düY- — h bali parlak görünen bu yakışıklı genci ken- — diği bir kız öldüktan sonra, z buraya — denizden Bir e aaft SEKEŞ üK Bel YAT —Merhaba bey baba, dıyı * j | Vüki olmamıştır. duğu Z€Vkî kendi kendisine itirafa mec Viveti o, ilk gençlik Senelerinden beri bir — dilerine damat etmek istiyen pek çok aile- Maamafih, soğukkanlılıkla verdiği bu ka- lâm verdi 4 MT K süplolmsk İdla oe kalmıştı. Bgün karısı olacak sevimli bır kız gibi gör- “ ler olmuştu. Ferit bu tekliflere gülümsüyor, — tarr onu hemen her gün Kezbanla Faruk'un | *” Bd j &rw Üeükkie Üü Bü vaziyet böylece devam etseydi hulki Müş ve uzun y kızları çapkın bir yor, yak- itm Menetmiyor, bilâkis Selâmıma müukabele etti. Kita. yf Nı—:' garbında bulunan — El- de Ferit Kezbanı güzel bir biblo ti. Onun için hayat, Jaşmak istiyen kadımlara kollarınr açıyor, — içinde artan acaip bir telâşla onlara yak- | Pa baktım; “Maarif Vekilliğinin — ğ N ondan Fakat onu Farukla — daha ziyade, çaıışuıakla tatlılaştırdlan ge- onlarla flört etmekten hoşlanıyor, daldan — laşıyordu. neşretitiği ve Sadettin Nüzhet'in tin bir yoldu. Ki la olan dala konuşurken ve gündelik hayatını yaşarken u. Ancak sonu meçhul avan- Septe ve gözendi Süy yazdığı Bektaşi şairleri, idi. Iv Çok yıldızlı karanlık bir gece idi. Sem- i | — rinde hafif davranır, onları ancak vakit va- — türlere, yorucu ve hırpalayıcı vakalı Ü- b Wi k elide edilmesile ka- takip ettikçe, bu nefis kızım bir heykel palayı: ara & Bleyan ol linelür ; Bi W haberlerde, Alman | değil, kan, et ve histen yapılmış biraz vah- — kit gönül eğlendirmek için yaklaşlan se- — rüklenmekten'çekiniyordu. raların köşkl p baklı:ıı. gi 5 , ıı İspanyol Fasına a- | Şi ama çok cazip bir camia olduğuna ya- . vimli mahlüklar addeder, aile hayatını da «Genç kızlar sevimli bir çiçek gibi kok- — dı. Mümtazla Şaziye, son Galatasaray Fe- — Şah İsmailin Hatai veya yaşanması güç bir facia telâkki etmezdi. lanır, kadımlardan azami zevk alınır.> İşte Vivet şirin bir kızdı, Zengindi - bu, Feri- — Feridin felsefesi bu idi. Devamlı ve metod- din nazınnda tğli bir mesele idi ama kendi — lu çal saatlerinden sonra böy- çal ğ1 paraya da le ; fakat eğlence bulmak için bir miktar ilâve etmesinde bir mahzur gör- — hiç bir fedakârlık yapmaz, daima düz ve vaş yavaş inanmağa mecbur kalıyordu. Ferit çapkın bir erkekti. Her güzel kadı- na yaklaşmağı tabii bir hak sayar ve mu- vaffak olmak çÇarelerine baş vururdu. Kez- banın dığı diğer 4 a b ner maçmmdan hararetle bahsederlerken Semra Faruk'a yaklaşmış ©0 gün Suadiye gördüğü alelâcaip bir mayoyu tasvire çalışıyordu. Vivetle Nilüfer kulaktan kulağa, fısılda- Hatai'nin Sah İsmail olduğu bun. — da yazılı dedi. Karıştırınca içinde — sayfaların — yanına notlar yâzmış Old'ww_ı Ha 4 ' Ve İspanyolların mü- Ş karşıladıkları anlaşı- | 'b.ık ılıııııyı mihvere ilti- j < 'lıluıı gösterirse, Al- k işl Elcezire, Septe ve ;.ğ"':înım.e hava kuvvetle- | si, güzel olduğunu bildiği halde bundan is- — mezdi - iyi bir ailedendi, ateşli idi ve niha- — kolay bir yolu takip eder, çetin sahalardı Şıp gülüşi dı. Arada bir: Vallahi doğ- | istedim. Nazlanmadaın verdi. t kıtaları indirmek, de- tifade etmek istiyen koket tavırlara tenez- — yet, biraz Feridin nüfuzu altında idi. Bü- — kaçardı. ru söylüyorum. Şayet kitabı yazan bu tenkit- b hücumbotluarı ile en g- | zül etmemesi onu uzaklaştıracak yerde bi- tün bunlar müstakbel yuvaları için emmni- Yaşadığı muhitte vakti hoş geçirmeğe ya — A Pek şaştım. leri 5e k istiyorsa bendisi Slan îıyyıı;e!orl gön- | Jâkis tahrik ediyordu. yet verici faideler sayılabilirdi. rıyacak o kadar çok kadın vatdı ki.. Fo- Glhl ıüıleı' ve bunu müteakip şakrak _.ü;mnm gönderebilirim. h4 e Genç kıza yakınlaşmak için henüz ne gi- Bunun için Ferit kendisini maceralarg — Tidi güç w '_)_ — Mibwet W

Bu sayıdan diğer sayfalar: