2 Mart 1941 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kim, Kiminle Gazetenizde tertip etmiş oldu- ğunuz «Kim, kimle Evlenmelidir? 8 — Eltilik beni sıkar. Çünkü Tar alâka ile Size fikirlerimi hulâsa olarak bil- 1 — Görümeelik, beni sıkar. Çün e$ karısı beni çe- kemez. 4 — Kızmız, kız kardeşiniz, ab- lanız, teyze ve halanız kendinin vışı ile mütenasip ve her biri bir vasıfları haiz bir kü, ben kısi ve Veya yengem yani gelin kıskanç n dir. K erkekle evlenmelidir. Ailenin genç i de bilen, koca- veya g ve den olabilir. Onun için erkeğin her iki tarafı da idare etmesi Hi- zımdır. 2 — Yengelik beni sıkar. Çünkü kocamın genç bir kardeşi var, ba- na sataşır. Görümcem beni kendi- sine ortak sayar, geçimsizlik de- Kurur. Kecamın allesinin beni sev- mesi ve sayması gerektir. sına bağlı k terbiye ve tahsil sahibi, zengin olmıyan kızla evlen melidirler. 5 — Hulyaperest bir kız zengin erkekle, tahsilli kız tahsili kendi- sinden daha yüksek erkekle, zen- gin dul kadın idaresini bilen ve ho- varda olmuyan erkekle evlenmeli- dirler. Gevher Çağlayan J Yazımı, Tura mı? | Yazan: Güzin GÜRMAN | ecdet Feridun, asansörden çıkarken kızına sordu: — Söyle bakayım, yavrum... Ka- rarını verdin mi? Bütün bir süva- re buna bir netice vermeğe kâfi- dir, sanırım usandım artık. Zira bu tamam bir senedir devam edip gi- diyor. Pek âlâ bilirsin ki zavalir annenin vefatımdan beri hiç bir ar- zuna muhalefet etmedim. Şunu şöyle yap, bunu böyle yap deme- dim. Yaşın yirmiyi aştı. Evlenme zamanm geldi. Evlen artık!.. Macide cevap verdi: — Peki babacığım!.. Apartmana girdiler. Macide he- men odasına gitmek istedi. Necdet Feridun paltosunu çıkardı. — Dur biraz dedi. Acele etme... Seninle konuşacaklarım var. Kimin le evlenmeğe karar verdiğini öğ- renmek istiyorum. Bunu söyleme- den evvel seni şuradan şuraya bı- celeri. Eğer şimdi kati kararı ver- miyecek olursan bunu yazı mı tu- ra mı He tayin edeceğim anladın mar... Dedi ve cebinden bir gümüş lira çıkardı. — Dur babacığım! Lüzum yok buna... Zannederim Bay Cevdetle... — Âlâa!.. — Yalnız bir şey canımı sıkıyor, — Cevdet Serdengeçti mi? — Evet bu çok karışık bir isim değil mi? — Fakat bu, eski bir aile ismi, tarihe geçmiş bir isim. Bu delikan- lt eski bir derebey ailesine mensup. Ecdadı muharebelerde büyük yarar kklar göstermiş bu isimle şöhret almış.. — O halde babacığım Cevdetle evleneceğim. — Bravo! Haydi. Artık gidip ya- ğım. Bu sa- ti!... nırim. Hnydı söyle pi en gok hoşuna giden hangisi! — Şey!.. Rıfkı mı?.. Cevdet mt13. — O da değil!.. , Karar verdim dediğin bu mu? Doğrusu senin gibi —kararsız bir kız görmedim desem caiz. acide gözlerini oğuşturdu. Bir an evvel odasma gitmek, yatmak ve uyumak istediği halin- den belli idi. Fakat, babasınm bu mutat hilâfma serzenişleri karşı- sında durdu. İnce ve Zayıf vücu- dunu saran ipekli mantoyu çıkardı ve babasına yaklaştı. — Dinle, baba, dedi ve bana hak ver.. Bir senedir tereddüt içinde- yim. Doğrusu bu.. Hâlâ da tered- düt ediyorum. Biliyorum bu pek Tüzumsuz bir şey. Fakat elimde de ğil... Rıfkı da Cevdet de güzel de- Hkanlılar, ikisi de sevimli, zeki, ikisinin de mevkileri, servetleri var. İkisinin de aileleri astl... İkisini de seviyorum. Yalnız hangisini — inti- hap edeceğimi bilemiyorum. İşte buna bir türlü karar veremiyorum. * — Bütün bunlar genç kız düşün- Kızını alnından öptü. Yandaki o- daya girdi. 2.-3.941 — T YATAN SPOR Beden Terbiyesi Genel Direktörlü- ğü teftiş heyeti reisi B. Ziya Ateşin, ya Ateş, hem Beden Terbiyesi Di- rektörlüğünü çok fena bir vaziyete Akşam gazet l yersiz isnatlarda bulunan yazısından ve benim bu yazıya verdiğim dünkü ce- b sonra, bulundu. ğum bir çok kimselerden, mMmatbaa- mızı telefonla arayanlardan anlıyo- rüz ki, gençliğe karşı yapılan büu yersiz isnatlar spor efkârı umumi- yesinde fena bir tesir yapmış ve haklı bir infial uyandırmıştır. Gençliğin bu hassasiyeti karşısın- da tekrar bu mevzua avdet etmek ve bu sütunlarda yer vermek bir zaru- ret olmuştur. Her şeyden evvel bir noktayı öğ- renmek istiyoruz: Beden Terbiyesi Genel Direktörlü- ğü Teftiş Heyeti Relisi, bu yazıyı a- caba kendi mütalâası olarak mı yaz- mış, yoksa Genel Direktörlüğe ter- cüman olmak mı istemiştir? Şahsan hürmetkârı bulunduğumuz ve hüsnü niyetinden en ufak bir şüp- hemiz olmıyan sayın generalin, bu- gün idaresi başında bulunduğu genç- liği, ahlâkan düşük, terbiyesi nok- san, ana ve babasının evini, terkeden âsi bir gençlik olarak görmesine ih- timal vermiyoruz. Dün de kaydetti- ğımız gibi, teşkilâtın — teftiş heyeti reisi bu cesareti nasıl göstermiştir? Türk sporunda büyük bir himmet ve işaret edilebilir bir eseri olmryan bir idarecinin bu cesaretine hayret etmemek mümkün değildir. Bir memur olarak bağlı bulundu- Bu teşkilâta, kendisinin de itiraf et- mekten i futbol hığınm, izafesini, kafalardan silmek düşüncesi ve gayretkeşliği ile kaş yapayım derken göz çıkaran B. Zi- düşün ve hem de gençliği kırmış bulunuyor. Sporculara Bu Şekilde Bir İsnada Ne Lüzum Var? İstanbul Muhteliti Bugün Başiktaşla Karşılaşıyor Hiç yenilmeden ve hattâ beraberlik Dünün temiz spı idarecilerini, — gençliği ahmksızlxğı sevketmek, ana ve babaya isyan et- tirmekle itham eden B. Ziya Ateş, bugün gençliğin önünde ölünciye kadar affedilmez bir hareketin ağır- Iğı altında kalmış bir İnsan olarak karşımızda durmaktadır. TNI, dahi kaydetmeden İstanbul şampl- yonluğunu kazanan — Beşiktaşlılar, bugün kendi stadlarında İstanbul muhteliti ile karşılaşacaklar ve maç tan sonra da mükâfat tevzil mera- simi yapdacaktır. Şazi Tezcanın hakemliği altında B. Ziya Ateşin yazısmı y onun Beden Terbiyesi Genel Direk- törlüğü namma 'konuştuğunu göre- cektir. Bizi asıl hayrete düşüren de teşkilât namına bu tarzda konuşmak cesaretini göstermesidir. Dün, asıl halledilmesi lâzım ge- len dava olarak, Türk sporuna baş- ka ziya, başka ateş lâzım demiştik. Her zaman iddia ettiğimiz gibi, bu da göstermiştir ki, saym general et- rafımna bu işin içinde yetişen adam- ları toplryamamıştır. Bunun içindir ki, Türk sporunda ilerlemek şöyle dursun, yerimizde dahi saymıyarak, mütemadiyen gerileyoruz. B. Ziya Ateşin, bu yaptığı hareket bu iddiamızda ne kadar haklı oldu- ğumuza, en kuvvetli bir misal olarak gösterilebilir. Çünkü bu idareci, Hasan Kâmille- ri, Muslihleri, Caferleri. Hamdi E- minleri, ve daha nicelerini ve nice- lerini tanımış ve onların nasıl ça- lıştıklarını bilmiş olsaydı, dünün sporcularını, bugünün idare adamla- rını bu şekilde ithama kalkmaz ve teşkilâtı da hiç şüphesiz arzu etme- diği bir vaziyete sokmazdı. Diğer bir noktaya da işaret etmek .stıyoruı B. Ziya Ateş, bu yazısının bir d sporcuları bir mezat KULMACA malr olarak gösteriyor. Şurada B. Ziyaya bir sual sormak istiyeceğiz Bugün spor sahalarında çirkin hâ- diseler oluyor, klüplerimiz her zaman Y bu muhtelitinin şöyle bir kadro ile çık- ması küvvetle muhtemel görülmek- tedir: Cihat - Faruk, Lebip - Musa, En- ver, Esat, Küçük Fikret, Salâhattin, Süleyman, Niyazi, Fikret. Siyah Beyazlıların yapacakları bu müsabaka her halde alâka ile takip edilecektir. Beşiktaşın Ziyafeti Beşiktaşlılar, şampiyon çıkan ta- kımları şerefine bu akşam Parkotel- de bir ziyafet verecekler ve bu su- retle Muvaffakıyetlerini tesit ede- ceklerdir. * İstanbul Bölgesi Güreş Ajanlığın- dan: 1 — 2.3.941 pazar günü yapılacak serbest güreş bölge birinciliğine isim- leri aşağıya yazılı güreşçiler iştirak edeceklerdir: Mehmet Çöoöban, Samsunlu - Ah- met, Büyük Mustafa, Adnan, İsmail, Rızıik, Hüseyin, Koç, Ali Ahmet, Ha- run, Zeki, Ali, Mustafa Çakır, Bekir, Yusuf Arslan, Halil, Bektaş, Ahmet Çakır, İsa, İsmail, Fehmi, Manol, Küçük Hüseyin. 2 — Tartı saat 11 den 12 ye ka- dardır. 3 — Müsabakalara tam saat 13 te başlanacaktır. 4 — İki kilo tolerans vardır. vermişti. düşünceye başladı. LAT S0 | şikâyette bulunduğumuz gibi bir me- * A f İ zat mahalline dönüyorsa, bunun me-| İTİZAR: Dünkü «Türk ıı:or:nı. 4 suliyeti daha ziyade, klüp idarecile- | başka Ziya, başka ateş h.mmı o-:- 3 tine değil, bir türlü bu işleri organize | lıklı yazımız, tertip gü a * edemiyen ve idaresiz ellerde gü.nden rak Vaziyet MN Tp SAA 0N 8 İi güne ak te uğrayan ti kla beraber okuyucuları- (| değil midir? — Kemal ONAN (Con) lmmım özür dileriz: ' — acide kararını çabuk K . Yatağıma t Bugün SARA Sinemasında Babasının son Bayan Cevdet | * İ Emsalsiz güzellikte, eğlendi: an bir film olan sözleri aklma geldi: Serdengeçti. Evvlenince herkes ona böyle hrtap edecekti. Mektup yaz- dığı zaman şu imzayı atacaktı. Macide Serdengeçti!.. Düşünüyordu, ne için genç kız- lar isimler değiştiriyorlar? Koca- ya varmca imzalarını değiştirme- lerine sebep ne?.. Macide kalktı. Yazı masasımın önüne oturdu. Yazmağa başladı: M. Serdengeçti. Asabiyetle kalemi- bıraktı. Ne garip isimdi. Yazma- sı da güçtü. Tekrar kalemi aldı, yazdı: Rıfkı... Ah! İşte güzel bir isim... Ne de kolay yazılıyor. Sonra te- lâffuzu da hoş. Birden bire kalktı. Yumruklarımı duvara vurarak ba- ğırmağa başladı: — Baba!.. — Ne var yavrum?.. Bir şey mi oldu? Rahatsız mısm yoksa?.. — Hayır babacığım... Fakat, dü- şündüm, kararımı değiştirdim: Rıf- kı ile evleneceğim... Zabıta Haberleri: Sarhoş Şoför Otomobilile Açık Köprüden Denize Uçarken Kurtarıldı Dün sabah saat 5,30 sıralarında Galatada Karaköy köprüsünde garip bir hâdise olmuş, bir otomobil açık köprüden geçmek isterken durduru- larak feci bir kazanım önüne geçil- miştir. Vaka şu şekilde cereyan etmiştir: Sabahleyin alaca karanlıkta açık köprüden deniz vasıtalarınm geçme- sine nezaret için İstanbul Liman re- isliği kontrollerinden Salih Turan- bek, Turgut Özdoğu, köprünün Ka- raköy tarafından son süratle gel- mekte olan bir otomobil görerek dur- durmak için ellerinden gelen her şe- yi yapmışlar, fakat şoföre seslerini işittirememişlerdir. Ötomobil köprünün açık olduğu yerdeki parmaklıkları da kırarak i- lerlemekte devam etmiye başlamış- tır. Çok yakın bir kazanım önüne geç- mek için elinde yapabilecek başka Gelen polis memurları vakaya el koymuşlar ve Mürefte rakı fabrika- sıma ait olduğu anlaşılan otomobilin şoförü Bahayı yakalıyarak karako- la götürmüşlerdir. Yapılan tahkikatta, Bahanm dün gece bir kadınla şehir haricine gi- derek eğlenip içtiği anlaşılmıştır. O- tomobilde 10 dan fazla boş rakı şişesi bulunmuştur. Sabah erken Baha, ka- dını şehre getirerek evine bırakmış, oradan otomobili fabrika sahipleri- nin haberi olmadan garaja bırakmak için son süratle koşturmıya başla- mıştır. İşte tam bu sırada köprüden geç- mek istemiş kapalr işaretini görmi- yerek ilerlemiye başlamıştır. Facia, bir tesadüf eseri olarak ön- lenmiştir. Elini Makineye Kıptııııış Ki rükte K bir şey kontrol rından Salih Turanbek, koşarak oto- mobilin önüne atılmış ve ellerile dur- masını işaret etmiştir. Şoför âni! olarak harekete gelmiş ve otomobil denize düşmiye bir iki metre kala durdurulabilmiştir. de 35 numaralı fırında çalışan Fet- hettin fırında çalışırken sol elini ma- kineye kaptırarak ağır surette ya- ralanmış ve Cerrahpaşa hastahanesi- ne kaldırılarak tedavi altıma alınmış- tar. Soldan sağa: 1 — Önü açık çatı altı - İlâve, 2 — Büyük - Bahtiyar- lık, 8 — Cahn - Kadm ismi, & — Bir adet - Saçsız, 5 — Kıl - Kıymetli, 6 — Eksilen - Hükümdara mahsus işaret, 7 — Şan - İzci bölüğü, 8 — Cilve - Cüzi - Zehir gibi, 9 — Şal - Başma (Ka) gelince siyah olur - 10 — Asker - Arnavutlukta bir şe- hir, 11 — Karnınm içindeki uzuvlar - Edat. Yukardan aşağıya: 1 — Görünüş- te - Değnek, 2 — Büyük - Istırap, 3 — Bir peygamber - Yüzümüzü: bir krsmı, £ — Demirden esvap, 5 — Yıkmak - Bir örnek, 6 — Demir yolu - Lâhza - Boş arazi, 7 — Man- da yavrusu - Şair, 8 — Cezire - Bey- Bir uzvumuz, 9 — Tesis etmek, 10- Kemiğin üzerinde ve derinin altın daki kısım - Yüzümüzde bir kemik, 11 — Hücum. DÜNKU BULMACANIN HALLİ Soldan sağa: 1 — Singapur, 2 — | Sadi - Dana, 3 — İmam - Ap - Ay 4 — Fare - Lütuf, 5 — Net - Ec - Siz, 6 — Ay - At, 7 — Roman - U- kala, 8 — Alabanda, 9 — Ruh - Da - EBt, 10 — Usandırıcı, İl — 'Torun - ÖOn - Ak. Yukardan aşağıya: 1 — Sif - A- rarot, 2 — Saman yolu, 3 — İdare - Mahur, 4 — Nimet - Ab - So, 5 — Anadan - 6 — Adalet - Nan, 7 — Papuç - Ud - Do, 8 — Un - Kalın 9 — Ra - Usta, 10 — Afi « Eda, 11 — Soy - Artık. BAŞ ROLLERDE: SHİRLEY bütün tafsilâtile gösteren film. DAĞLARIN KIZİ (SUZANNAH of The MOUNTAİNS) Fransızca sözlü şaheseri mutlaka görünüz RANDOLPH SCOTT - MARGARET LOCKWOOD PROGRAMA İLAVETEN: İngiliz Hariciye Nazırı Bay ANTHONY EDEN ve Erkânıharbiye Reisi General DİLL'in Türkiye ziyaretlerini TEMPLE —— Paris Cehenneminden Nasıl —— Kurtuldum — Yazan: Rebia Tevfik BAŞOKÇU e Bti Ben Gideceğim, Harpde Olsa Yine Gideceğim, Görec-ksiniz — Peki, ben sizin vaziyetinizi hususi şekilde göstererek istidanı- zı Berline göndermeği kabul edi- yorum., Yoksa bize emir var: Tür- kiyeye gidecek hiç kimseye vize verilmiyecektir. Fakat ben tekrar edeyim ki iki aydan evvel cevap gelmez. — Ya © zamana kadar bir harp Zuhür ederse? — © vakit buradan hiçbir yere gi demezsiniz. İçimden: Ben gideceğim — diyordum. Harp te olsa yine gideceğim. Gö- receksiniz. Hissettiğim güçlükler mlıcıdelı hisl daha kuv saretimi kırmamıştı. Zlhnlmde blr tek arzu vardı: Gitmek, gitmek, gitmek... Hayatım pahasıma bile olsa vatan topraklarına bir kere den rica ederlerdi. Hele M.",,. Yunanistana hücumu mevklini çok daha nazikl! ot merakı büsbütün arttırmıştı çai [ düğüm binanın kapıcısı hef odasının önünden geçerke berler var mı? Diye sormayi mazdı. Nihayet bizim Türk J leri İstanbula gltmlılü'&' kat bir müddet sonra Ml'll“ könsoloshane de dahil oli!ll" w de, Türklere kat'iyen başkü vermediklerini, hattâ , işgal ettiği taraftan hür “'"j menin de imkânsız olduğunu İ yorlardı. Ben vizelerin ret #fÜy nu uğraması ihtimalini Paristen hür Fransaya M relerini araştırmaya karar Ca yerif kavuşmak... Gözümde başka bir —İtimat ettiğim kimselere % | şey yoktu. bi- iyordum. Dostlarımdan ’j İ le görmek istemiyordum. hlzmetçm bana kaçmak * Yi », Bütün bir günün endişelerini, 18- — bulacağını temin etti. Trefl Ca tırabını, akşamları Ankara radyo — man işgalindeki (P..) şehri€ j N gazetesinin pek iyi ve dar g Orada vu Di bulduğum tahlilllerini dinliyerek tes — nin kardeşi polismiş. Onu gidiP .vıj kine çalışıyordum. İsmini- bilmedi- — !acalkttım. O polise kirkaç Bö Bim bu sayın vatandaşımın sözle- — rilince o beni kır ynııırmv'—' bi rinde ve sesinde ruha daima Ümit —man #Fransasından Fransız g5 , .| veren bir kuvvet vardı. sasına geçirecekti. Fakat ' Faş Pariste herkesin gözü Türkiye- — ya valiz filân olmıyacak... #i olu ye çevrilmişti. Acaba Türkiye har- Ne çare mecburiyet — karif 4 he be derhal girecek mi? Birçokları insan <«'biselerini d: SÜİ Jon da Paris gazetelerinin neşriyatına — »aksat buradan gitmek, f bk kapılarak Türkiyenin mihvere ka- — Ix Jâzım... Bir kere Hür H'e n şilhe ediyorlardı. Ta- — geçilirse Marsilyaya gidilir. DüğÜ < * ve pur çaresine bakılır, daha va gazetelere inanmamalarmı, haki- — hir balıkçı gemisile de İ s 'Iı kati öğrenmek istiyorlarsa Ankara — Gkılır,.. Sonrasını da talihe ' B radyosunu dinlemelerini tavsiye e- yorum. | :THI diyordum. Zaten pek çok kimseler Rüyamda Atatürk beni eli iîm Ankaranın | Fransızca nqı'!yıtuu receğini vadetmedi mi? hğıî takip ettiklerini sa Birkaç h ni 'Türklerin Avrupıdıeneııur geçti. Bir sabah kapıcı & bir millet — olduklarını, hiç bir. 1, bi mektup getirdi. bîl'î milletin Türkleri ya Çök nr hayretle ilâve ediyorlardı. raber oraya müracaatımı R — Ya Türkçe radyo gazetesini —(. ,1 tki buçuk ay bekled l_“k dinleseniz siz de benim gibi radyo- ,, bu mektubun hayır l nun baş ayr DİYOT —auğunu anlı B R?a-“ dum. boşandı. Ati Ha Bazan tesadüfen bir ahbap evin- mmm,m îı-.kun.ı 448 de bulunsam, Türkçe radyo gazete- 4, gözleri gülümser gibi seki si hemen açılırdı. Söylenen sözleri du. «Gidiyoruz, Atam> diy€ ışufıı harfi harfine tercüme etmemi ben- — Gim, Derhal İtalya seraretifiiği İinin tum, Yine ayni genç adamifi | :Ile ari 18 Kibiyi Dölân Ysakestil suna girdim. Geçen defaki B Eminönünde Âşirefendi soka- gında Nikonun dükkânına abdest bozmak için giren Koço terkos borularını çaldığı için dün Müd- deiumumiliğe verilmiştir. Sultan- ahmet birinci ceza hâkimi Kaço- yu tevkif etmiştir. Süleyman Ce- mal isminde bir genç te tam 18 kişiyi ıioluıdıxdıgı için yıkılıu- GATHERİNE HEPBURN - CARY AŞK MAÇI GRANT - LEW AYRES - DORİS NOLAN'ın kudretinden yaratılan bir aşk romanı 2 — Türkiyeye ilk defa gelen RUMCA HAKİKİ YUNAN JURNALİ en son harp haberleri 8 — TÜRKÇE BRİTİŞ JURNALDA: (Taranto bombardımanı) ve MİSTER EDEN'in Şark seyahati bütün tafsilâtile Bugün #aat il de tenzilâtlı matine, _Bugnnmuıaeımnnuımuu. bi ae d ceza hâkimi de bunu tevkif — et- miştir. ugün LALE Sinemasındam " e aa bir program: i- Aşxm BİR MUAMMA, FEDAKAÂRLIGIN BİR ZEVE, Üm""':":;" h:' f'k“h': anlatan şaheser. ö eki ders d - SA çe m:l:l:ıf:::) baren halk için bir mecmua çı- kartacaktı Bu lard muhtelif mevzular halkın anlaya- cağı ve faydalanacağı pkıldc ya- J. İt Bu h' kısılı Halkevleri vasıtasile köy- lülere dağıtılacaktır. Tıp, İktısat ve Fen fakülteleri- nin mecmuaları daha fazla mik- tarda bastırılacaktır. Haydarpaşa lisesi mezunları dün saat 16 da Eminönü Hılkm mültefit görünmüyordu. VS gi Car müsaade edildiğini ve ti R. n rak İtalyadan geçebileceğiti ği indin ledi. Vizenin niçin bu kadö' | Dhape dığını sordum. Şu cevabı V Mad — Çünkü şimdi vize vermiğğüm Talilniz varmış eğer Üç ay Yeti müracaat etmeseydiniz $i Yeti yen alamazdınız. Fakat bi Tulm vize vermemiz için evvelâ Fafla lavya vizesini almanız 1AZIM' f Tay , Ertesi günü Yugoslavyö "W *kuc loshanesine gittim. — Buras! &'pr pek tuhaf bir tesir yaptır TÜl —— vizemi beklerken odada " halkıngarip tavırları merat” betti. Odanın yarısı bir gi$t Şi nöbet bekliyor. Öndeki 80? lışıyor. Arkadakiler de 1-Kanatlı Bugün TAKSİM Haydutlar KENT TAYLOR - ROCHEL HUDSON tarafından oynanmış hava kahramanlarının ölümü, aşkları ve kahramanlıkları filmi llyll Buğgün saat 11 de tenzilâtlı matine — Mevsimin-en büyük EMINE RIZIK ve SÜLEYMAN NECİB'in Doktorun Âşkı Sinemasında 2 Film Birden büyük muvaffakıyeti BUGÜN MELEK nımaıumq-mmwmmuımm—nıwt BAHAR ÇİÇEKLERİ Mühim İlâve : İngiltere Hariciye Naz:rı Bay EDEN'in Türkiyayi Z'yar-ti bütün tafsilâtile ve en son FOX DÜNYA HAVADİSLERİ - Bugün saat 11 de tenzilâtlr matine İki genç yıldız MİCKEY ROONEY ve lUDY GARLAND lonunda bir konser dir. SORUNUZ y Gazete Kâğıtlarını Kadıköy Moda gazete kâğıtlarını topluyoruz. Bun ların para ettiğini ve bazı gezici- lerin topladığmı söylüyorlar. Aca- ba kime müracaat edelim: Çünkü bizim taraftan söylenildiği gibi gıtlarının kilosu 29 - 30 kuruşa ka- dar' toptan fiyatla kâğıt alıcıları- na satılabilir. Toplanmış gazete- lerinizi bu fiyattan kese ve am- balâj kâğıdı yapanlara satabilece- Lgînugluhkmuıdım SÖYLİYELİ Kime Satabi.'ri siniz. Eskiler alıcı olan dahi bu gibi gazeteleri cak onlar 15 « 20 kuruştâf' | vermek istemezler. İyiBİ ğ olarak bir kâğıtçıya satm Beşiktaşta Köyiçinde . doğan “soruyor: Belediyt çindeki bostanları — istimlök © cekmiş doğru mudur? - pöylü kararı vardır. Fakat istimi*” g Cevap — Belediyenin vakit başlıyacağı henlf ’!' değildir. Bu gibi bostanl meti takdir edilerek bedi necektir. v A M 4 W — S ce

Bu sayıdan diğer sayfalar: