2 Mart 1941 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Anlatan: G Hatıraları Toplayıp Hazırlıyan: Albay C.C. S. d iŞ Ka Trab'usgarp Yolcularından Bir Çoğu Pariste Toplanıyorlardı İşte bu tereddüdü izale eden bizzat Beşinci Mehmet olmuş ve «batarsa batsın, ancak — vâarırsa | irablusa pek faydalı olilcnkl"»î diye gitmesini irade etmişti. Zan- | nederim, Derne vapuru, tehlike uolayısile asker almıyarak, yalmz silâh, mühimmat ve un götürmek- le iktifa etmiştir. Derne Vapurunu İtalyanlar Neden Yakalamadı? Vapurun hareket edeceği İtal- yanlarca malüm idi. İstanbuldan hareketini de haber aldılar. Bu- na göre, bir İtalyan harp gemisi için Derneyi yakalamak kolay ©- lacaktı. Fakat o zaman, İtalyan- lar harp için bir bahane arıyor- lardı. Bahaneler bulmak pek güç olmamakla beraber Derne vapu- ryunu bir ehemmiyetli sebep ola- rak göstermeği münasip buldu- lar. Yani İtalyanlar, bu vapur do- layısile, — Avrupa milletlerine, 'Türklerin Trablusa silâh ve ce- pane göndermekte olduklarını göstermek ve acele etmek için | bunu bir bahane edinmek istedi-| ler, Bu sebeple vapura yolda iliş- mediler, hattâ Trablus önüne var- dığında da taarruz etmediler. Va- purun hareketinin «çok wabhim bir hâdise» addedileceğini bildir- mek için, Ege sahillerini terket- mesini beklediler. Ayni sebeple vapuru yolda tevkif etmemeğe | dikkat etmekle beraber Trablus- garba wararak hamulesini karaya çıkarmasına dahi bile bile imkân werdiler. Onlarca bu suretle, güya mükemmel ve hileli bir bahane elde etmek imkânı hasıl oldu; fa. kat Trablusa da epeyce silâh, mü. himmat ve erzak gelmiş bulundu. Yalnız şunu teessürle ve peşin beyan, edelim ki, kıtalarımız 'Trablustan çekilirken un ve er- zakı develerle taşımak imkânını elde ettikleri halde askerin üs- tünde bulunmayan ve kurşunları olmayan tüfek, top ve mühim- matı hep Trablusta bırakmışlar- di * Erkânı harp kolağası Halil (Halil Paşa) ile Mülâzim Nuri (Nuri Paşa) yi ve arkadaşlarını hâmilen, 15 ikinciteşrin tarihinde Sirkeciden hareket eden Oryant Ekspres, 18 ikinciteşrinde Pari- se varmıştı. Yolcular Aljeri (ya- ni Cezair) oteline — yerleştikten sonra tabiatile sefarete gittiler. Ataşemiliter Fethi Bey çok evvel Afrikaya ve oradan Trablus top- raklarına geçmiş bulunuyordu. O sırada Pariste ve Marsilya- da, İstanbuldan daha evvel gel- ' miş, Trablusa göç için “Tunusa geçmiş, fakat yol ve imkân bula- mıyarak geri dönmüş bir çok (20 - 25 kadar) zabit bulunuyor du. Üstelik paraları da bitmiş ol- duğundan sefaret bunlara 20 şer altın dağıtmış idi - Tabüdir ki, İstanbulun emrile, - Pariste, yine Trtablusa gitmek üzere bulunanlar arasında (Bü- yük harpte İzmir valisi olan) me- bus Bay Rahmi de Rahmi Osmanlı mebusan meclisi eneral Nuri gidecek olan vapurlar yanyana idiler. Nuri, İtalyandan ayrıldık- tan sonra Tunusa, yani Bizerteye gidecek olan vapura bindi. Fa- VATAN ——— ŞEHİR'HABER pirk Fr a A Rİ Belediye Haberleri: Ekmek Biraz Daha — Belediye Bunların Ucuzlatılacak Dün sabahtan itibaren piya- saya çıkan yeni tip ekmek Bele- diye teftiş heyeti ve zabıtai bele- diye memurları tarafından kon- trol edilerek nümuneler alinmiş- tır. Ekmeğin daha bir miktar ucuzlayabilmesi için tetkikler de- İ kat yolda dalgadan ziyadesil müteessir olmuştu. Bu sebeple 25 ikinciteşrinde Bizerteye der- mansız bir halde varmişti. Burası, Tunus Beyliğinin baş- heca limanı ve Tunus şehrinin de iskelesi idi. Üstelik buraya ve - çeriye bir demiryoluyla bağlı bu lunuyordu. Bizertede, vapurdan çıkanlara fazla polis takayyüdatı yapılma- dığı gibi eşyalar da aranmadı. Nuri, Grand otele inerek istirahat etmişti. Ertesi günü Bizerteyi gezmiş, ve yemek yemişti. Genç Türk zabitinin Bizertede ilk müşahede ve intibarı, burada yabancıların sefa sürmelerine mukabil yerlile- rin sefalet içinde kaldıklarını gör- mek ve bundan teessür duymak olmustu. Yabancıların ve yerlile- rin mahalleleri ayni veçhile tezat içinde idi. İşte girdikleri yerlere medeniyet getirecekleri söylenen müterakki Avrupa devletlerinin kadim usulleri bu idi. Girdikleri yerin asıl sekenesini emmek ve onlara baş kaldırtmamak için de dini taassup, âdet ve sefaletleri- ne dokunmıyarak oldukları gibi bırakmaktır. Sokaklarda — gezen Zuhaf askerleri de onun dikka- tini çekmiş ve bunların zabit ve küçük zabitleri Fransız oldukları halde, askerin yerlilerden mürek- kep bulunduğunu kayd işti. 27 ikinciteşrinde Bizerteden Tunus şehrine gelmiş ve Hotel de Paris'ye yerleşmişti. — Burası Tunus beyliğinin merkeziydi. Yol. da bir Tunuslu trene taş atarak ca mı k auştı. Ötelin id inin ©- na doldurmak için verdiği hüvi- yet kâğıdına Nuri, anlaşılmaz bir ecemilik hissile, adını Paulas, milliyetini Macar diye kaydetti. Doğum yerini de Triyeste olarak göstermişti, Fakat doğum tarihi- ni yazdığı zaman şaşırmış ve bu- nu rumi olarak atmıştı. (Arkası var) Yeni Bir Mügellithane Maarif Vekâleti İstanbul kü- tüphanelerinde bulunan ciltsiz ki- tapları ciltletmek için Şehzadeba. şında Damatibrahimpaşa med- resesinde bir mücellithane açmış- tır. Burada bütün kitaplar ciltle- çilecektir. 9 Açık Teşekkür Halkmızın sıhhati ile alâkalı ve mühim bir memleket davası etrafındaki neşriyatımızı yanlış yola sevk için gazetemize karşı tertibat aldındığını - zamanın- da - bir mektupla bildiren zata, gösterdiği vatanseverlik duygu- larından dolayı teşekkür eder, bizce lâzım gelen tedbirlerin a- vam dir, Yeni tip ekmek ikinci evsafta olduğuna göre 146 kuruşluk müdafaa vergisinin 100 kuruşa indirilmesi icap etmekte olduğundan bu hususta teşebbüs. ler yapılmaktadır. Diğer taraftan 30 kuruş çuval bedelinin tenzili lâzım gelmektedir. Buna göre ek- meğin daha 20 para kadar ucuz- laması ihtimal dahilinde görül- mektedir. -— —— Büyük Bir Sarnıç Yapılıyor Belediye — Sultanselim — camii meydanında büyük bir yeraltı sar- nıçı yaptırmağa başlamıştır. İtfa- iye yangın çıktığında bu sarnıç- tan istifade edecektir. Yeniden Mavna Yapılıyor İzmirde Çıkan Yeni Asir Gazetesinden: İstanbul Kooperatifi Yağları » Satışını Menetti «İstanbul — Belediyesi —Memurlar Kooperatifi» tarafından İzmir piya- sasında satışa arzedilmek üzere gön- derilen ve tamamen saf olduğu ka- yıt ve reklâm edilen yağların İzmir belediyesi tarafından müsadere edil- diğini haber vermiştik., İzmir belediye kimyahanesinde ya- pılan tahlil neticesinde bu yağların mahlüt olduğu anlaşılmıştır. Beledi- ye kimyahanesinde yapılan tahlilin neticesini gösteren rapor çok şayanı dikkattir. Bu rapora nazaran İstan- ıbnl belediyesi memurlar kooperatifi |damgasmı taşıyan bu yağların son bir partinin tahlili neticesinde terki- binin yüzde otuzunun su, yüzde on beşinin sade yağı, kalan kısmının da pamuk yağı ve susam yağı olduğu daha başka ecnebi maddeler de kul- lanıldığı sabit olmuştur Belediye sıhhat müdülrüğü, tahlil hâdis olan vaziyeti ince- Devlet Li ları İşl i U- | heti mum Müdürlüğü Bartın deresin- deki imalâthanelerine, mavna imali için mühim miktarda sipariş vermiştir. Bu mavnaların inşası- na başl . İstanbul li getirtilecek olan bu mavnalar limandaki tahmil ve tehliye sıkın. tısını tamamen Önlemiş olacaktır. Haliç Seferlerini Deniz Yolları İdare Edecek' Haliç vapurları haziran başın- da Münakalât Vekâletine geçece- ğinden bu şirket Denizyolları ta- rafından idare edilecektir. Haliç. teki vapur iskeleleri tamir edile- cek ve sık sık seferler yapılması temin edilecektir. Haliçte işletilmek üzere Kasım- paşa havuzlarında süratli küçük vapurlar inşası da düşünülmekte- dir. U TC Kaşar Peynirinde de İhtikâr Şehrimizde beyaz peynirden sonra tüccar kaşer peynirlerini de saklamağa başlamışlardır.” Nite- kim Fiyat Mürakabe komisyonu tarafından perakende olarak - 90 kuruş fiyat konan kaşer peyniri- nin, toptan 92,5 kuruşa satıldığı da Belediye İktısat —müdürlüğü memurları tarafından tesbit olun- muştur. Bu suretle şehrimizde kaşer peyniri buhranı da başlâ- mış demektir. Yoğurt Fiyatları Neden Pahalı? Fiyat Mürakabe komisyonu Trakyada süt 11 küruşa olduğu- na göre yoğurdun İstanbulda 60 kuruşa satılmasını ihtikâr kabul ederek bu mesele üzerinde de esaslı tetkiklere başlamıştır. yesaami SA ai yeramin, Bir Muhtekir Tevkif Edildi namına olarak Trablusa g ti. Nurinin Trablusa geçmek için ondan nasıl istifade etmek - va- ziyetinde kaldığını ilerde görece- Kolağası Halil Bey, evvelâ Nu rinin Tunusa hareketini münasip gördüğünden, orada Eyfel küle- sine çıktıktan, bazı müzeleri gez- dikten ve dürbün, yağmurluk, el- bise ve saire tedariklerde bulun- duktan sonra 23 ikinciteşrinde Paristen trenle ayrılarak — ertesi günü Marsilyaya varmıştı. Âyni günde de Tunusa vapurla yollan. e . W'I':urî. Marsilyada, Tunusa git- mek için vapur açentesi ararken önüne bir İtalyan çıkarak onu a- centeye götürmüştü. Bu İtalyan Nuriye nereye gideceğini sorma- ğı ihmal etmemiş, fakat Nuri ona Cezayire gideceğini söyliyerek atlatmıştı. Nuri Manastırda, askeri rüşti- ye mektebinde okurken bir Fran- sız (Frer) papasından fransızca ders aldığı ve üstelik askeri ida- diyede ve harbiyede — mecburi fransızca okutulduğu için fransız- €a anlayıp söylüyondu. Alman- cası da vardı. Zaten Avusturya riyade atıs mektebine gidebil- mek için müsabakayı ona kazan- dıran bir âmil de dil bilgisi idi. den inceye tetkik ederken belediye riyaseti bu yağların İzmirde satışmı menetmiştir. Dün gelen 400 teneke İstanbul kooperatifi damgalı yağlar derhal İstanbula iade edilmiştir. Haber aldığımıza göre, İzmir be- Dün Müsad:re Edilen Yağlar - Bu Yağ- ların Terkibinde Yüzde Otuz Su Çıktı lediyesi, uzun müddettenberi bu yağ- larm piyasaya çıkarıldığından ha- Piyasa Haberleri: Yapağı Kaçakçılığının Bazı deri tüccarları ellerindeki derileri, 'yapağılarile beraber ih- raç etmekte ve bu suretle bir ne- Önüne Geçildi' 2.85.9044 — GÜNDİEN ÜNE .__G_ğ Lüküs Hayat Belki haberiniz vardıri B tiyatrosu, komedi ve dram 'i sımları salonlarındaki, ön ”v“'ı ra koltukların fiyatları = 75 ım;u;_. .,-.ıuı-ıı** ryar verilmiş. Mg iıiBöylı:lilıle fiyatına ve eden Şehir - tiyatr vetel Fiyat Mürakabe .,M yüzde elli kazançla'mal 347 müsaadesi ılıbihıı_liikü Hi vi yapağı kaçakçılığı yapmakt idiler. Hükümet böyle kaçakçılı- ğa meydan vermemek üzere yeni tedbirler almıştır. Alınan bu ted- birler d i dardi: yon Iıı'ıırıı. eri a tüccarların - derileri b ihraç etme- berdardı. Hattâ belediye riy İstanbul belediyesine gönderilen bir yazıda İstanbuldan İzmire mahlüt yağlar gönderilmekte olduğu bildiril. miş ve İstanbul belediyesinin nazarı dikkati celbedilmişti. ? Vaziyet bu şekilde devam eder- ıken' İstanbul belediyesi, bir kısmı kooperatif yağlarının İstanbulda sa- tışiımı menediyor ve kooperatifin bu yağları Ankaraya gönderiliyor. Ankara belediyesi de tahlil netice- sinde bu yağların Ankarada satışını menediyor. İzmir belediyesi esasen tetikte dur duğu için bu işi haber altyor. Koo- peratifin üç parti yağını müsadere ederek tahlil ettiriyor. Belediye kim- yahanesi her üç parti yağın, kalitele- ri arasımda farklar bulduğu gibi hep- sini mahlüt diye satışımı menediyor. Belediye bu defa İstanbul beledi- yesine müracaatla bu yağların evsa- fr lümat i iştir. Ge- lecek cevaba intizaren de bu yağla- rın İzmire getirilmesinin önüne ge- gçilmiştir. 200 Kiloluk Bayanın Cömlek ve Entarilerini Çalarak Kadını Çırçıplak Bırakan Hırsız Damga Vur Eşref isminde sabıkalı bir genç geçenlerde alnına k bir Alnına “Ben Hırsızım,,diye an Eşrefmiş tile karakola kadar gel: ve Yadekön at lüz gös- «hırsız» damgası bastıktan sonra Müddeiumumiliğe gelmiş ve kas- ketini çıkararak: — İnsanların iç fenalıkları ve renkleri almlarından belli olmaz. Ben ruhan hırsız. yaratılmışım. Benim içimi kimse bilmez. Ben bu iç hastalığımı dışa vunmak ve hemşerilerimi şerrimden korumak için alnıma bu damgayı bastım. Ben hırsızirm, benden çekinsinler.. demişti. Müddeiumumilik dün Kara- gümrükte otüran Bayan Melâha- tin kulübesinde bir keşif yapmaya lüzum görmüştür. Melâhat iki yüz kiloluk çok şişman, altmış yaşında fakir bir kadındır. Kırk yamalı bir man- tosile, yine bu ayarda bir göm- leğinden başka hiç bir şeyi yok- tur. Melâhat geçen gün kulübe- sinde uyurken bir hırsız pencere- sinden girmiş ve mantosile göm- leğini aşırmıştır. Melâhat uyandı- | termiştir. Fakat Melâhatin çıplak- tır. Sokağa çıkmasına imkân yok- tur. Komsulardan bulunan man- tolar da bu iki yüz kiloluk ihtiya- Drın, sırtına olmuyor. Nihayet Me- ;lâ-hıt birbirine eklenen iki peşte- mala sarılmış ve böylece karakola lerine mâni teşkil etmektedir. Tüccarlar bu karardan sonra derileri yapağılarile beraber ih- raç edemiyeceklerinden artık ya- pağı kaçakçılığı diye bir l kalmamıştır. Derilerin ihrâaç olunmasına mü. saade verilebilmesi için üzerinde ancak 4 santim kadar 'güy bulun- lüks Şehir tiyatrosunun sinde (Lüküs Hayatı) tan kurtarsak. t Yorliâ ; Ğödknüz ıydın! demir fabrikası çivi başlayacakmış. Artık, A cak. en Pa Pa J. ı d yapan ki derilerin tüylerini kesmek mec- buriyetinde kalacaklardır. Bu tak- dirde de harice çıkarılan tüyler sanayide de kullanılamıyacağın- dan tüccarların gayet kurnazca düşünülmüş hileleri suya düşecek- tir. * Haber aldığımıza göre yâban- ci memleketlere ihraç edilmek üzere toplanmış bulunan 80 ton deri üzerindeki yapağılar, bu ka- rar üzerine kaçırılmaktan kurta- rılmış bulunuyor. Teneke İthali İçin 60 Bin İngiliz Liralık Akreditif Memleketin teneke ihtiyacı Ti- caret Vekâleti tarafından İstan- bul Mıntaka Ticaret müdürlüğün- den sorulmuştu. Mıntaka Ticaret müdürlüğü bu ihtiyacı bir rapor- la Vekâlete bildirmiş, Ticaret Vekâleti de teneke ihtiyacını te- min için İstanbul Madeni Eşya İthalâtçılar Birliğine 60 bin İngi- liz liralık bir akreditif açmışt miştir. Havada tayyı A talyan kuvvetleri (nerede kavemet gösterecekler ki #?) askerleri bu emri tatbik ler?» Eski bir söz vardır. yollar Romaya gider,..... Olur Amii Suat Derviş: «— Halbuki bir d gibi başımızı kuma gön mize hakikatlere ürkmesek ve hakikatlerin ğıinm mehmaimkân eksit') tedbirler almağa gayret daha doğru olmaz mı?» — Bence başını kuma gö7 hakikatlere bakmaktan b "Bahiini k G Bu akreditifle İngiltereden kül- Hyetli miktarda teneke getirtile- cektir. n İngiliz Müstemlekelerinden Hariçten getirtilecek olan deri. ler için Ticaret Vekâleti Deri İt- halâtçılar Birliğine yeniden akre- ditif açmıştır. Bu akreditif İngil- tere müstemlekelerinden îet'uti- lecek deriler için 75 bin İngiliz liralıktır. Bu akreditif dezıi |giderek şikâyetini anl t Bayan Melâhat yine peştemalla Müddeiumumiyi karşılamış - ve derdini şöyle yanmıştır: — Ah bayım şu benim perişan halime bakınız. Sırtıma giyecek elbisem, ağzıma atacak tek İok- mam yok.. Bu ne hain hırsızmış ki kırk yamalı mantoma tenezA! etmiş. Eğer insaflı bir hırsız ol- saydı bu kırık dökük kulübemi ve yamalı hırkamı görünce bunları almak şöyle dursun başucuma beş on para da bırakır öyle gider- di. Şu İstanbulda benden daha fakir bir adam var Mmıdır? ; Müddeiumumilik tetkikatını bi- tirmiş, polis te bu arada - hırsızı kal Hırsız da alnına sebee, ği zaman çırılçıplak d k bir ::larr.ga vuran Eşrefti. Alnında ithalâtçıları aü Pui ğa başl mıştır. Almanyaya Rakı, Votka Gönderdik Dün yabancı memleketlere ya. pılan ihracatın yekünu 470 bin liradır, İngiltereye külliyetli miktarda tiftik ve Almanyaya gönderilen rakı, likör ve votka bu maddeler Belki bu sırada Amerika Üğ hale düşmüş deveküşları # Maarif Haberlerî Mualli...larin: Maaşlâf Yapılacak Zam Maarif müdiriyeti 940 567 de zam görmesi takarrür ği muallimlerin listesini hazif? tır. Listede 55 muallimit vardır; liste tasdik edilmök re Vekâlete gönderilecektifi * Maarif müdiriyeti nesinde maaşlarına zam cak muallimlerin isimlerini " etmeğe başlamıştır. Tesbit yeti önümüzdeki tatile ak' vam edecek ve hazırlana€” dem zammı cetveli, Eylüld teber olmak üzere Maar'i piyasalarında harek'ez y - tır. Yine Peynir İhtikârı mı? Fiyat Mürakabe komisyonu son günlerde peynir işine karşı göste- rilen titizliğe rağmen bazı tüccar- ların mal sakladıklarını haber al- dığından İstanbulda mevcut bü- letine gönderilecektir. * Köylerden eğitmen memur edilen ilk tedri fettişleri vazifelerini bitir! tanbula dönmüşler ve eğitmenlerin — isimlerini * müdiriyetine bildirmişler! o—— F Hol_k Partisinin 26 y v | disı asbk. el gee | Fincancılarda 5 numarada ma. | halde ortada kalmış ve bağırma- ğ y ” vardı. Bay|Ü anerinden rica ederiz. nif: Hampasoryan, elindekı | ğa başlamıştır. Yoldan geçenler | damgası olduğu halde sekiz evden | tün buzhanelerdeki — peynirler kin * p manifaturaları satmaktan imtina | derdini ve şikâyetini öğrenerek | daha hırsızlık yapmıştı. tetkik edilmektedir. Dün gece Taksim idecek- » | ettiğinden hakkında zabıt tutula- | polise haber vermişlerdir. Müddeiumumilik tahkikatını de| — Mallari saklayanlar şiddetle ce- | bahçesinde Cumhuriyet rak tevkif edilmiştir. Polis Melâhatin şikâyetçi sıfa-' rinleştirmektedir. zalandırılacaktır. tisi İstanbul merkezi şehrimizdeki Halkevleri yine bu odada kendimi bir misafir dum. Davetsiz gelen ve pek Istenilmiyen bir misafir.. Evin hanımının odasına kadar so- kulmuş olan saygısız bir misafir.... y Tak tim. Artık daha fazla ayakta duramıyacak- tım. Tuvalet masasının üzerindeki — yuvar- hisset- Misis güzel bir oda idi. Oymalı tavanı, ça idi. ocağı, yaldızlı kapısile pek zevkli —döşen- mişti. Eşyaların her biri birer kıymetli par- Onun odası şatonun en güzel odasıdır. De- diği zaman mübalâga etmemişti. Cidden çok mermer' İan küçük odaya geldim. renkli bir gece Dolapların birisi- — miştim. nin kapısını açtım. Elbise dolu idi. Telli ve — Gidip p ye üzerindeki ve sarı İdi. Tarımın çerçevelediği yüzüm ne kadar ince yordum. Bana sordu:; nağıma kadar götürdüm, buz gibi Marsilyada, Cezayirle Tunusa lerdi, Y re kadar gittim. Terlikleri elime alıp bak- tım, Sonra tekrar yatağa yaklaşarak ayaku- cunda duran kayısı renginde ve bir kelebek kanadını andıran geceliği elime aldım. Ya- numa güzel bir koku geldi: Beyaz sünbül kokusu... Hemen tekrar üdevşirip yerine bı- raktım. Bu gecelik kullanılmış ve buruşmuş- tu. Son giydiği günden beri onu ütülememiş- ğBğu ye- rim titriyordu. idi. Bur- — nuz. — Bir şey mi aradınız, efendim?. Ben cevap vermek istedim fakat çenele- — Kendinizi galiba pek iyi hissetmiyorsu- kamastırdı. Hemen dolap kapısını kapadım — süm ederek tekrar yanrma geldi. Bu güzel şeyler keşke benim olsaydı!.. Fa- — ve tekrar yatak odi geldim. — Pa hepsi kapalı dedi. Ben her kat bu odadaki her şey onundu. Masanım — bir ayak sesi başımı çı tarafı sıkr sıkt kapar, öyle çıkarım. Fakat d Misis Şi uy Yüzün- — siz niçin bahane ediy «Bu bir tanesi daha eski idi. Dalma öyle değil —deki garip ve hırçın bir neşenli odayı merak ettim» deseniz ne o- miydi? Fırçaların bir tanesi daha çok kulla- — görüy H bu ne ka- — Jur? Bana bunu söylemiş olsaydınız size her nılır. Aynaya baktım. Dümdüz ve sert saç- — dar zaman geçse unutmama imkân yoktur, — tarafı çoktan çok korktum. Fakat belli etmemeğe çalışı- Oradan istedim fakat et mmmmwmm diyordu: nun en güzel odası... Hiç bu kadar güzel o- da gördünüz. mü? bana do- Diyerek yanıma yaklaştı. Eğer düşüp me_ll_;im gelen sıcak nefesini duyuyordum. — Bir şeyim yak.. Diyebildim. Demin balh şede iken pancurların birisinin açık olduğu- y Yüzü- ki Kolumdan tutarak yatağa doğru yürüttü elinin teması beni fena sinirlendiriyordu. Be- ni korkutan, ürküten yavaş ve ağır bir ses- — İşte yatağı., Dedi. Ne güzel yatak, de- balo verilmiştir. Baloda Vat fi Kırdar, Parti Başkanı B çarilndasni i“lıi..:ı;ııall örtüsünü örtüyorum. Bu örtüyü maroğlu ve Halkevleri çok severdi. Geceliğini gördünüz. mü? Tu-” diğer bir takım güzide tunuz: Ne yumuşak ipek.. Son giydiği ge- lunmuştur, ceden sonra yıkamadım. ' Yazan: Dafne du Maurier — —40 — — Çeviren: Rozzan A. E. Yalman O gece oda yine böyle düzelmişti. Sabah- Berberlerin ae p Mün, terlikleri, geceliği böylece onu bekliy t Dü du. Fakat gelmedi.. Boğuldu o Yatak odasından çıkıp yerli dolapları e- — nu gördüm, merak ettim, ona bakmağa gel- a daka gece... :;ı:;t:thı;!:rhıd::qm»_ disine hizmet etmemi isterdim: eHiç kimse senin gibi bana bakamıyor, Danny, derdi.» Sabahlığı gördünüz mü? Ne kadar uzun.. Çok boylu idi. Sonra terlikleri çok küçük Bu kadar boylu insanda bu derece küçük a- — Fırçaları gördünüz mü? Altın ve fil- dişi... Onları da yıkamadım.. Olduğu gibi bı- raktım. dım. rıl piril idi bep Her akşam saçlarını ben fırçalar- Yirmi dakika durmadan fırçalardım. Pı- ipek gibi kıvırcık siyah saçları var- dı. Bazan kocası fırçalardı. Mister Maks gö- zümün önüne geliyor: Elinde fırça gülerek neşeli neşeli konuşurlardı. O zaman çok şen gülerdi. < kArkası var), belediye talimatnamesine halde görülen berber dük kında kanun! muamele dır. | TAKVİ 2 MART 941 PAZAR 4 AY:8 - GÜN: G1 - âe RUMİ: 1856 — şv“fl ı" ; HİCRİ: 1360 — SEFER q İk; VARİT ZAVALİ F ) Tin; GÜNEŞ: e b ÖĞLE: 13.27 " İKİNDİ 1635 yf AKŞAM: 1901 — YATSI: 20,80 — gÜĞ İMSAK: 456 O

Bu sayıdan diğer sayfalar: