28 Şubat 1941 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Anlatan General Nuri Hatıraları Toplayıp Hazırlıyan: Albay C. C. S. _ —2— Beşinci Mehmedin Maiyetinde Kosova'ya Seyahat İ:ıiıe;i ancak trene ye- tişebildi. Parise —doğru vaktinde hareket edildi. Her şey yolunda idi. Tren kendisini mediği bir istikbale doğru hızla götürüyordu. Nuri Bey padişahın maiyet bö- lüğüne gelmeden eyvvel Berana- da vazife görüyordu. Burası o vakit bizim Beypazar sancağının cenup batısında, Karadağ hudu- dunda küçücük bir garnizondu. 1325 (yani 1909) tarihinde Ma- nastır. harbiyesinden — mülâzimi sani olarak çıktığı zaman bura- ya tayin olunmuştu. O zaman Metroviçede kumandan olan Ca- vit Paşa, Nuriye ağabeyi Enver Beye hürmeten, &İstersen burada bırakalım» demişti. Fakat Nuri, taliine çıkan Bernanaya gitmeği ve çalışıp bir an evvel pişmeği tercih etmişti. Bir müddet sonra, Avusturya ra yaralanarak şehit düştüğü ve VATAN ŞEHİR HABERLERİ E Belediye Haberleri: Adaların Su İhtiyacı Bu Sene Tamamen Karşılanmış Olacak İstanbul Belediyesi Adaların su meselesini bu sene kati bir şe- kilde halletmeğe karar vermiş bul ktadır. ÂAyni — zamanda gömüldüğü yerleri ziyaret etme- sine diyecek yoktu. Ne çare ki, iş böyle nümayiş- lerle kaldı. Oralarını muhafaza- ya muktedir olamadık ve elden kaçırdık. Her köşesi Türk kanile yuğurulmuş o kıymetli ve güzel diyarları milyonlarla halis Türk ahalisi ile beraber kaybettik. Zaten nümayiş te beklenen te- siri verdi mi? Bu da şüphelidir. Rumeli ve Arnavutluk ahvalini bilen bir zatın söylediğine göre, seyahat faydadan ziyade mazar- rat uyandırmıştır. Beşinci Meh- met unvanile tahta geçen Reşat Efendi, halim, selim, fakat gev- şek ve fazla şişman bir adamdı. Kendisini yakından görünce Ru- meli halkının ümit ve şevki kırıl- mıştı. Bu şekil ve halde bir in- sanın vükelânın ve fırkanın elin- de bir oyuncaklın başka bir şey olamıy işlerdi. piyade atış mektebi ka ile seçilmek suretile gondenl- di. Fakat o zaman bu mektebe gönderilecek olanlar, ilkönce, İs- tanbulda muaşeret usullerine ait bir kurstan geçiriliyorlardı. — O- nun için Viyanaya gitmeden genç muiuım de İstanbula gönderil- Muaşeret usülleri kursu, ©o znmınkı' Babı Seraskeride (şim:- diki üniversite) 3 - 4 gün kadar sürmüştü. Bundan maksat Türk zabitlerine Avrupada içtimai te- maslarında ne yolda hareket e- deceklerini göstermek ve öğret- mekti. Avusturyanın piyade atış mek tebi Macar hududu üzerinde, Bruk kasabasında bulunuyordu. Bu mektepte açılan piyade atış kursu 20 gün kadar sürmüştü. Bu kursta kırk zabitle birlikte, Nurinin amcası ve maiyeti seni- ye bölüğü -kumandanı — erkânı -harp kolağası Halil Bey de var- dı. Kursun sonunda, Viyanada ataşemiliter bulunan erkânıharp binbaşı Hafız Hakkı Bey, atış mektebine gelmiş ve Türk zabit- lerine verilen veda ziyafetinde bulunmuştu. (Hafız Hakkı, Enver Beyin en yakım bir dostu idi. Büyük hubm baslnrında Kafkas cep- üncü ordu £ da nı olmuş ve Sarıkamış taarruzun- dan sonra tifüs hastalığından ve- fat etmiştir. | Atış mektebinden dönüşte Nu- ri Bey, maiyeti seniye bölüğüne tayin olunmuştu. O zaman En- ver Bey, Berlinde ataşemiliterdi. Padişah maiyetinde Seyahati Nuri Bey, maiyeti seniye bölüğüne tayin olunduk- tan bir müddet sonra, Beşinci Mehmet Kosovaya bir seyahat yapmış ve maiyet bölüğü de pa- dişahla belikte hareket etmişti. Eski zamanlarda padişahlar muharebelere giderler ve mem- lekette seyahat te ederlerdi. Fa- kat Abdülhamit kendini saraya kapayarak bir çok iyi âdetler gi- bi bu âdeti de bozmuştu. Bu sebeple, Meşrutiyetin ilâ- nından ve 31 mart ihtilâli neti- cesinde Abdülhamit hal'edilerek Selânikte alay köşkünde ikame- te memur edildikten sonra, İtti- hat ve Terakki cemiyeti, padişa- hın Rumeliye seyahatini muvafık görerek bunun icrasını hüküme- te telkin etmişti. Padişahın bu seyahatinden bi- ri psikolojik ve diğeri siyasi ol- mak üzere iki maksat elde edil- mek istenmişti. Psikolojik mak- sat, yeni meşrutiyet devresinde saray hıyatmdı da değişiklik ol- ayni zaman da padîşıhm memleketle ve mem leketin padişahla alâkasını arttır- maktı. Siyasi maksada gelince, o da Osmanlı devletinin Rumeli vilâ- yetlerile en yakından ilgili oldu- ğunu ve buralarını asla bırakmak niyetinde bulunmadığını harice anlatmaktı. Düşünce ve maksat, makul ve yerinde idi. Rumeliyi - bırakmak istemediğimizi bütün — Avrupaya ve Balkan devletlerine ilân için padişah sön Z ların saray ananelerini — kırarak Rumelide dolaşması iyi bir şey- di. Tâ Üskübe giderek Kosova büyük savaşinm cereyan ettiği ve Sultan Muradın zaferden son- Kosova Pıduıh Sultan Muradın türbesine girip çıkarken, | Mülâzim Nuri Efendi, piyade ta-| kımı ile türbenin önünde vazi- yet almış ve padişahı selâmla- mıştı. Ziyaretten sonra, hükümdar, türbenin bulunduğu yerin 8 - 9 kilometre cenup — doğusundaki Priştina kasabasını ziyaret ede- cekti. Padişah ve yanındakiler Priş- tinaya araba ve at ile gidecek- lerdi. Piyade takımının Kosova merasiminin sonuna kadar vazife başında kaldıktan sonra onlar- dan evvel, kasabaya — yetişerek hükümdar için konak yapilan da. irenin önünde padişahı selâmla- masına maddi imkân yoktu. Fakat, genç ve azimli mülâzi- mi sani bu muhali mümkün kıl- mağa karar verdi. Ve maiyetine maksadını söyledi. Bunun üze- rine kendisi de dahil olduğu hal- de,maiyet takımının bütün erle- ri kestinme bir yoldan Priştina- ya koşa koşa gittiler ve padişa- hın misafir olacağı konağın önün- de yeniden saf kurdular, Tabii- dir ki, toz içinde kalmışlardı. fa- kat tam zamanında yetişmişler- di. Tozlarını silkmiye vakit bul- madan padişahın alayı da gel- mişti. (Arkası var) TAKVİM 28 ŞUBAT 941 PERŞEMBE AY: 2 - GÜN: 59 - Kasım: 118 RUMİ: 18356 — ŞUBAT: — 15 HİCRİ: 1360 — SEFER: 1 VARİT ZAVALİ EZANİ GÜNEŞ: D3T . 1240 ÖĞLE: 13,27 7,29 İKİNDİ: 16,33 9,35 AKŞAM: 18,58 12,00 YATSI: 20,27 1,31 İMSÂK: 4,59 11,01 Adaların güzelleştirilmesi için de çalışılmaktadır. Vali ve Belediye Reisi doktor Lütfi Kırdar dün A- dalarda teftişe gitmhiştir. Bu tef- tiş neticesinde Vali alâkadarlara Adaların güzelleştirilmesi için di. rektifler verecektir. As.nsörlerin Kontrolüne Başlandı Belediye Makine şubesi mü- dürlüğü İstanbulda mevcut bü- tün örleri kontrola başlamış tır. Dün yapılan kontrolda Rıhtım hanında bir asansörün bozuk ol- duğu görülmüş ve tamiri için alâ- kadarlara emir verilmiştir. Kanaliz. syonun Tasfiy2 Zinciri Texin Edildi İstanbul kanalizasyonu doğru- dan doğruya Haliçe raptedilmiş ve denize dökülen yere bir tasfi- ye makinesi konularak bütün muzahrafatın tasfiyesi temin edil- mişti. Haliçte tasfiyeyi yapan maki- nenin büyük zinciri son zaman- larda kırılmış ve Belediye müş- kül bir vaziyette kalmıştır. Yalnız Almanyadan gelen bu zincirlerin ahvali hazıra dolayı- sile getirilmesinin imkânsızlığı karşısında Belediye Makine şube. si bu zincirleri İstanbulda - yap- mağa çalışmıştır. Ve memnüni- yetle öğreniyoruz ki, Belediye Makine şubesi müdürlüğü bu işi muvaffakiyetle başarmiş ve zin- ciri de yerine koymuştur. Teraziler Kontrol Ediliyor İstanbul Belediyesi — İstanbul- daki bütün tartı aletlörini, terazi ve kantarları sıkı bir surette kon- trol ettirmektedir. İki gündenberi kontrol devam etmektedir. Bir kasabın da terazinin kefesi altı- na bir parça yağ yapıştırmak su- retile eksik et sattığı tesbit edil- miştir, Elde mevcut — talimatnameye göre ayar ve ölçü memurlarının ehliyetnameli olmaları lâzım gel- diğinden Ölçü ve Ayarlar müfet- tişliğinde memurların imtihanına başlanmıstır. yane ö Kız Sanat Mekteplerinin Sergileri 1 Martta Açılıyor Genç kızlarımızın ve bayanla- rımızın dikiş, nakış ve ev idaresi bakımından yetişmelerinde bü- yük bir amil olan Kız Sanat Mek- tepleri ve Akşam Kız Sanat kurs. larının senelik sergileri yakında başlayacaktır. Bu yıl ilk sergi Beyoğlu Ak- şam Kız Sanat mektebinde açıla- caktır. Sergide mektebin - talebeleri şimdiye kadar yaptıkları bütün eserleri teşhir edeceklerdir. | mart tarihinde açılacak bu sergiden sonra diğer mekteplerin sergileri de her hafta sira ile açı- lacaktır. -Bursa, İzmir Belediyelerince İmhası Kararlaştırılan Mahlüt Yağlar İstanbullulara NiçinIsrarla Yediriliyor ? İzmirden bildirildiğine — göre, şehrimizden son on beş gün zar- fında' İzmire sadeyağ adile gön- derilen dört yüz teneke mahlüt yağın yenmiyecek derecede mah- iât olduğu Beledıyece yıpılın tahlil i d sihhatini ve parasını korumuş o- kurlar. Bundan başka, oleosu alınmış stearinin memleketin her tarafın- ÇA Ha Piyasa l/aziyetı'_: Un Fiyatı Tesbit Edildi Ekmeğe Yeniden Naih Konacak Dün sabah fevkalâde bir top- lantı yapan Fiyat Mürakabe ko- misyonu un meselesini tetkik et- miş ve yüzde on beş çavdarlı yeni tip ekmek için yıpılı.n una fiyat konmuştur. Topı-ıık mahsulluı Ofııı ve de- da satılm da mâni illerinin de için tedbir alınmalıdır. Meselâ in fabrikalarının — istihsal Belediye, bu yuglırın * satışını menetmiştir. Yağlar imha edile- | b cektir. Diğer taraftan Bursa tüccarla- rından Lofçalı Mustafa bir mu- harririmize şunları söylemiştir: «— Geçenlerde - İstanbuldan Bursaya götürdüğüm — kırk dört teneke Belediye kooperatifi ya- ğının satılmasına, Bursa Beledi- yesi müsaade etmedi. Hattâ ekle salih olmadığı için yağların imha edileceği de söylendi. Fakat yağ- ların İstanbul Belediyesi koope- ratifine ait olduğunu söyliyerek İstanbula getirdim.» Görülüyor kiş; bu yağlar eşha- sa ait olsaydı Bursa Belediyesi bunları imha edecekti. Fakat İs- tanbul Belediye kooperatifi yaf- |tasının hatırı için yağların İstan- bula iadesine muvafakat — etmiş- tir. Bursa Belediyesinin halkına yedirmek istemediği bir yağı İs- tanbul Belediyesi acaba neden imha etmiyor? Bir Yağ Tüccarı Ne Diyor? — Belediye kooperatifi adını kıralayarak mahlüt yağ — yapan garket, şuraya, buraya, talebe gö- re, etiketli, etiketsiz yağ gönder- mektedir. Bu sıralarsa Çanakka- leye de bir miktar yağ gönderil- miştir. Mahalli belediyeler, mah- lâüt yağlar hakkında daha sıkı bir mürakabe tesis ederlerse halkın emklen stearinleri ııbıt boya ile huır 'hulun—duıkluı bu toplantıda Toprak Ofisin vermiş olduğu ra- porlar tetkik edilmiştir. Tetkikat evvel piyasaya sat- mılhn menolunmalıdır. Sonra, İstanbul gibi büyük bir şehirde senevi iki bin dört yuı liraya mukabil bir mahlüt yağ imali inhisarının'elde edilmesi ve hiç bir taraftan tekzip edilemiye- cek kadar sarih bu hakikatlere karşı bu inhisarın hâlâ kaldırıl- maması halkımızın sıhhat ve ser- veti namına doğru bir hareket midir? Mahlüt yağ imalini ya büsbü- tün yasak etmeli; yahut ta yağ- cılara kimyagerlerin sıkı kontrol- ları altında mahlüt yağ yapmak müsaadesi verilmelidir. Ankara, | Bursa, İzmir belediyelerile Zon- g_uldak Maden idaresinin halka ve işçiye yedirmeği muzir gördüğü bu gibi yağları İstanbullulara ye- dirmekte ısrar etmenin manasını anlayamıyoruz. Şdıri“miıde bulunan yağ ve mahlüt yağ fabrikaları Sıhhiye Vekâletinden müsaade aldıktan sonra 'Beledqye Hıfzıssıhha ıöır:— Ve ancak bu tetkikten sonradır ki kendilerine işletme müsaadesi ve. rilir. Halbuki Belediye memurlar kooperatifi mahlüt yağ imalâtha- nesinin bu muamf&leye tâbi tutul- madan. faaliyete başladığı anla- şılmaktadır. neticesinde 72 kiloluk bir çuval unun 976 kuruşa ka- bl Niçin Masal Bılmıyorlat | Hikmet Feridun EI'I'!M kü, «Genç keyzeler # yorlar» — başlıklı fıkrasi başlıyordu: “( «Yakından tanıdığım v ilenin iki küçük — çocuğu Geçenla—de onların evmd'â katimi üzerine çeken bir seye şahit oldum. Çocuklar — genç yalvarıyorlardı: — Kuzum teyzeciğim; masal söylesene... ğ Genç teyze kendıımdd pamıyacağı bir şey kaşlarını kaldırıyor, M ”| ruşturuyor, düşünü; te! rar vetilmiştir. —— Bu karar üzerine Belediye ek- :iıı- diledı. Bu ufef oldi mek fiyatlarına narh koyacaktır. Yüzdeyüz İhtikâr Yapan Muhtekir Tevkif Edildi Dün Fiyat Mürakabe bürosu memurları Karaköyde Perşem- bepazarında 46 numarada Ah- met Kurtluoğlunun sapan demiri- |ni fazla fiyatla satmak istediğini haber almışlardır. İki memur rkendııenne mneterı Susu VCYCİCL Ahmedin dükkânına — gitmişler, Ahmet hem fazla fiyat istemiş, hem de fatura vermekten imtina etmiştir. Bunun üzerine zabıt tu- tulmuş ve yüzde yüz ihtikâr ya- pan Ahmet Kurtoğlu Adliyeye teslim edilmiştir. Kasapların İtirazı Kabul Edilmedi Et Fiyatları Arttırılmayacak Dün Fiyat Mürakabe komisyo. nu et meselesi hakkında yeniden tetkikata başlamıştır. K Feci Bir Cinayet K. Mustafa Paşada Bir Bahçıva—;ı Kafası Parçalanarak Öldürüldü Polis ve Müddei ilik dün Gi'tehmin edilmektedir. Katilleria esrarlı ve çok feci bir cinayetin tahkikatile meşgul oldular. Dün sabah Kocamustafapaşada Süm- bülefendi tekkestnin — içindeki sebze bahçesinde başı bir satırla parçalanmış bir ceset bulunmuş- tur. Hâdise yerine gelen ilk polis tahkik heyeti cesedi yerinden oy- natmadan hüviyetini tesbite ça- lışmış, bunun bostan sahiplerin- den 40 yaşlarında Nuri oğlu bah- çıvan Talât olduğunu tesbit et- miş ve Müddeiumumiliğe bildir- miştir. Bundan sonra Müddeiu- mumi muavinlerinden Fethi, Ta- bibi Adli Hikmet Tümer ile hâ- dise yerine gitmiş ve tahkikata bizzat el koymuştur. Cesedin ku- lakları ikiye bölünmüş, — başına beş altı defa satir ve yahut balta gibi bir şey indirilmek suretile paramparça edilmiştir. Cesedin gömülmesine müsaade edilmiş ve katillerin aranmasına başlanmış- tır. Talât evlidir. Cinayetin bir aşk ve sevişme yüzünden işlendi- hüviyeti geç vakit tesbit edilmiş- tir. Yakalanmaları bir saat mese- lesidir. "ERR ÇAMT Bir Şarap Kaçakçısı Tevkif Edildi Samandırada Bademli köyün- de oturan Yorginin kaçak şarap imal etsği ihbar edildiğinden Gümrük ve İnhisar memurları Yorginin evine yaptıkları bir bas. plar et fiyatlarının artma- sina sebep olarak toptancıların eti kendilerine pahalı verdikleri- ni, toptancılar da etin geçen sene- ye nâzaran pahali ve randımanı- nın az olduğunu iddia etmekte- dirler. Dün komisyon İstanbul Hay- van Borsası knmııerı Kıdrıyı dı- N vet ederek dinl ir, da henüz yirmi beş, yıılırmdıidi.Uzım yanlışını sonra genç hala bııiîl söylemek için düşündü, dü, düşündü. Ne yazık ki bir masal bilmiyordu.» ğ Doğrusu bu ya! Hil ridun Es'in tanıdığı bu ların, hiç masal pek hayret ettim... bayanlar, onun, hergün sine yazdığı yazıları © lar mı, dersiniz?... Doğru 'mu, Yanlı «Ne demeli?» aNıllı malı?» sütununda, © yanlışını çıkaran bn' caki gazetesinin üçüncü — sayl! şu serlevha gözüme li Ansiklupedi. Yani, bu kelimenin hecesi «lo» değil de, «lut” Tinde yazılı. Gerçi, serlev altındaki satırlarda bu doğru yazılmış. Yazı buna biz «doğru» diyoru kalım «Ne demeli?» mü cekl... Vazgeşsll Hıbennız var mı? B etlerin fiyatl fazla olmadığ iyeti, Beledi iyeye mü h A kanaatine varan komisyon daha on beş gün et fiyatlarının evvelce konulan fiyatla satıl a karar vermiştir. Diğer taraftan haber aldığımı- za göre bundan sonra Mürakabe komisyonu şehrimizdeki et tüc- carlarının et ve hayvan gönderen şehirlerimize çektikleri telgrafları kontrol edecektir. Buhdan başka Fiyat Müraka- be komisyonu önümüzdeki pa- zartesi günü kuzu etine de fiyat koyacaktır. G?mrüldm Mal Kaçırmak iyenler “Yakâl A kında bir miktar kaçak şarap meydana çıkarmışlardır, Şaraplar musadere edilmiş, süçlu Adliyeye teslim edilmiştir. - H T ESR Mukavva ve Kâğit İthalâtçılar Birliğinin Toplantısı Dün Mukavva ve Kâğıt İtha- lâtçılar Birliği senelik toplantısı- ni yapmıştır. Toplantıda kâğıt ve mukavva ihtiğacımızı temin me- selesi görüşülmüş ve yeni idare heyeti seçilmiştir. Evvelki gün Bulgaristandan gelen, Ali kaptan idaresindeki Şahin motöründe Gümrük me- murları tarafından yapılan sıkı bir araştırma neticesinde gümrükten kaçırılmak istenilen makara, yün ipliği ve bu gibi bir çok eşya bu- lunmuştur. Motörün kaptanı yar kalanarak Adliyeye teslim edil- miştir. — Küçük salondadır her halde. nedense daha erken döndü. Çay den geçebilirsin, Şimdi geliyorum. zamanına daha yarım saat var. Şu taraftan görünme- Ben bu tarafa bakarım. Bugün Fena halde sıkılmıştım. Bana- görünmek istemiyen bu adam kimdi? Şimdi ben yol ortasında idim. İster İstemez kapıyı açınca Yazan: Dafne du Maurier — 38 — Çeviren: Rezzan A, E. Yalman ktık. Misis j ılye'twîıörmek istemiyordum. Fakat kork- tuğuma uğradım. Bir dakika sonra çıldı ve içeri bir adam girdi. Beni orada gö- rünce yüzüne öyle bir hayret ifadesi yayıl- dr ki sanki ben gizli bir hırsız, o gelen ev sabi idi: —Affedersiniz!, Derken beni baştan aşağı- ya süzüyordu. ha zayıflamış. Bu garip ziyaretçi canlı, oldukça yakışık- — Evet onu ben gezdiriyorum. H, yanık yüzlü, mavi gözlü, kırmızı ııçlx bir — BSiz yürüyüş yapmasmı seven bir spor- ve — cuya Bir sigara Y ti va kapı a- Söyliyecek hiçbir şey bulamıyordum. Jas- perin bu yabancıya havlıyacak yerde gayet Bi gidi- yordu. Adam dedi ki: — Bak maskaraya! Beni hülâ unutma- mış. Ne kadar da büyüdü, güzelleşti. Sön defa gördüğümde biraz şişmandı. Şimdi da- mi? delikanlı idi. nefesinin kokusundan bir hayli viski İçmiş olduğu belli idi. Kadımlardan yüz görmeğe alışkım bir tavırla gülerek: — BSizi korkutmadım ya.. Dedi. — Hayır, korkmadım. Fakat biraz hayret ettim. Bugün hiç misafir beklemiyordum. — Hakkınız var, ben davetsiz geldim. Çok eski bir dostum olan ihtiyar Danni'yi görme- ge geldim. Misis Danvers'i Danniy diye çağı- rırım. - Ya.. — Zavallı Danniciğim, kabul eder. pek — saygılıdır. Bimseyi rahatsız etmemek için beni gizlice rim, Sonra benden müsaade istemeden — kutu- sundan bir sigara alarak yaktı ve içmeğe başladı. Teklifsiz bir tavırla: — Maks ne ülemde? Diye sordu. Bu kaba tavırlı yabancı admın Maksi- me Maks diye hitap edişi tuhafıma gitti: — İyidir. Teşekkür ederim dedim. Londra- dadır. — No? Genç karısını böyle yalnız mı bır- * raktı? Fena, çok fena., Kaçırırlar diye kork müuyor mu? Kahkahalarla gülüyordu. Bu gülüş beni — Hayır, sigara içmem. Teşekkür ede- fendim dedi. fena halde sinirlendirdi. Bu adanmn hali, tavri hiç hoşuma gitmiyordu. Tam o sıra- da Misis Danvers odaya girdi. Yüzüme dik- katle baktı. Ben buz gibi oldum. Aman ya- rabbi bu kadınm o anda gözlerinde okudu- ğum nefreti hiç unutamıyacağım. Adam hâ- lâ gülüyordu. Misis Danvers bir şey söyle- miyor sâdece yüzüme bakıyordu: — Damniciğim, beni hanmma takdim etse- ne. Genç gelini tebrik etmem lâzım... İhtiyar kadın da; — Size Mister Favel'i takdim ederim e- Fakat sözlerini zoraki söylediği belli idi. , tra; tar tilmesini istemiş, Bence, berberler hen işten vazgeçsinler... Yok! olmak istiyenler berbere cek yerde radyolarının geçerek, İtalyan istasyü ge türkçe neşriyatını dinlem€&'” edinirler!... Şehabeddin U 105 Bin Kild) Domuz Etir Başından Geç? Haber aldığımıza göre bW bir müddet evvel harice * dilmek üzere gümrüklere kilo vurulmuş domuz £ ve bilâhare satilarak ihraf miştir. Bundan sonra 105 bin kilo vuruk domu? j getirilmişse de bunlara / çıkmadığınd d lar a S ETSE r * - diye düşündüm. Usulca lyey arka kapıdan içeri girdim. Danni'yi mutat yerinde buldum. Haydi gidip arabayı göre- lim, Danni... — Hayır, Mister Favel teşekkür ederim. Biraz yorgunum. Güle güle gidiniz. Bu sözleri söylerken yan gözle bana ba- kıyordu. Adam onun elini sıktı. Sonra o önde, ben kadındır. Her şeye yetişir. Her şeyle meş- gul olur, Değil mi? — Evet, öyledir. — Burada yaşamak hoşunuza gidiyor mu? Mezar gibi tenha bir yer değil mi? — Ben Manderley'i çok severim. Fransada değil — mi? Maks sizi Montekarloda bulmuş., Ben iyi bilirim. Adam, Misis ©: Canım ketmemiş gibi serbest bir tavırla: — Artık gitmek zamanı geldi. Güzel bir otomobilim var. Gelip görünüz, Biçare Maks hiç otomobilden anlamaz. Ne m bu ka- dar iyisini bulamaz. in far- vers hâlâ ayni bakışla beni süzüyordu: — Otomobiliniz nerede? Diyebildim. — Aşağıda, loy Otomobilin yanma varmıştık. Yeşil renk- Vi bir spor araba idi. Sahibine pek yakışıyor- — Nasıl buldunuz? Diye sordu. — Güzel... temiy Bir — Haydi bininiz de biraz şöyle kapıya bahane bulup reddetmek istedim. u_ Dan- kadar gidelim. — Teşekkür ederim. Müsaade ediniz bi- raz yorgunum. - (Arkası var) müddet gümrükte kalmışt!”" kat domuz etleri gümrükt€ ( letilmekten kurtlanmış, h? nize dökülmesi bile düşiü se de Belediye buna mü memiştir. Bu sırada şehrimiz tüc dan biri gümrükteki dof lerinin 100 bin kilosunu 9” ya satın almış ve memlekt” racını taahhüt etmiştir. Bu kurtlanmış etler lçrden çıkartılarak n:tlî'd dâ eritilmek üzere ZeytiP na zmşıur fi Bu domuzların bir kı'd tinburnunda vagonlar İ6€ durmakta ve uzak mesafelt” J| dar koku neşrelmektediîı’p g ğer bir kısmının da y&iıın lerek toplanmaktadır. Bt * işi her nekadar nezaret yapılmakta ise de Belediy' bu yağların her ne vesile * hane ile olursa olsun $8 getirilmesine mâni ola! <P ., LAYT Vaf V A P VA ler alması lâzımgelir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: