Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
BREZ A — sURt V| rı. Ka e OKUYUCU Saksıda çiçek ve fidan yetişti- mık salonlarını, pencere ve bal- İ kar- şılarım. Tabüi güzellikleri dalma | yanmda bulundurmak çok yerin- de bir meraktır. Fakat kendi zev- ki, arzusu için beslenen bu güzel e e MERT UPLARI Sörünmez Kazalardan Nasıl Korunalım Evvelki gün bu pencerelerden 4 birtnden kocaman bir saksı kaya- rak sokağa ve birkaç metre önü- me düştü. Demek ki biraz hızlı yürümüş olsaydım bu Saksı beni öldürebilecek bir ecel çiçeği ala- caktı! Bu gibi görünmez kazala- J hbevesi ve merakı başk ının — ra sebep şeyleri ya büsbü- ek şekil- tün kaldırtmak veya telle bağlat- de dcvnn ettirmelidir. Geçtiğim mıya mecbur tutmak lâzım değil K Y 1 €v- mi? Alâkadarların nazarı dikka- luhhpemerlhepııhıveto— tini celbeder misiniz ? nekeler içinde çiç le yin Avni bik . Beyoğlu Uyurken |— İki Buçauğa Yaklaşıyor, Artık Beyoğlunun Yorgunluğunu Anlamak Pek Güç Değil... | Yazan : MİTHAT PERİN | Buğgün Beyoğlu, Avrupa şehirleri- | min çoğunun gıpta ettiği bir şekilde ışık içersinde... Gece Beyoğlu... Bu kelime birçok ebeveyni Üürkütecek kadar korkunç, birçok hovardayı gaşyedecek kadar sevimli. Gecenin saat onunda Tünetden — Taksime doğru gidecek ve gözlerini- zi göğe doğru kaldırıp büyük bina- ların senelerin kirini taşıyan yüzle- — pine bakacak olursanız derin bir uy- kunun tatlı havası onları sarmış sa- nırsınız. Başınızı gittiğiniz yol isti- kametine çevirdiğiniz zaman da kır- — mızi, Mmavi, yeşil birçok — ışıkların — gönlü ferahlafıcı bir şekilde kucak- laşmış olduklarını seyredersiniz. O /— saatte gündüzcüler yerlerini gececi- — (ere birakmak için hızlı hızlı evleri- e giderler. Gececıler de kararsız, ka- — Yağma pazarı...... Aijile mahremiyetine karışmak ol- maz diyip yürüdüm. Karşı kaldırımdan geçen birkaç genç moda şarkılardan birini yük- sek sesle okuyorlar: — Turnalar uçun. Yayladar. geçin, Yarimi ... Seslerin akortları bozuk amma içten söyledikleri belli. Beş on adım ilerde garip giyinişli birkaç genç başka bir tempo tuttur- muşlar: Tr mehdi.... Bir yandan da hafif hafif yerle- rinde sekiyorlar. Saat bir hayli ilerlemiş olacak ki, yok.. geçti Borun - trampa Tri Tarsız dolaşırlar. Bu nö- bet değiştirme olurken Bwoğlu bir — kaç Saatlik bir dinlenmeye dalar. İş- £ te o sırada sinemalar, tiyatrolar, iç- — kili lokantalar, birahaneler dolmuş- ftur. Bir yanda gençler tarafından ken, beride bmımr Hazımla Vasfı biribirine katakulli oynarken barlardaki ka- — dınlar vazifelerine başlarlar. Gündüz ' İşçileri tamamen çekilmişler, yerle- rini gece işçilerine bırakmışlardır. Biraz evvel size söylediğim yol D sinema çıkışı rastladığı- mız uzüun boylu, sakallı, gösterişli bir Rus vardır. O, hızlı hızlı aşağı değru iniyor. Yevmiyesini alacak. Biinde bi: kaç karanfil demeti taşı- yan yine bir Rus madam pastaha- nelerden birine giriyor. Sinemalar dağıldı. Beyoğlu kala- balıklaştı. Sonra yine birdenbire bu gürültü yerini zaman zaman fırlıyan naralara hırakıyor. Beşoğlu için, için kaynamakta devam ediyor. K h FSİR * boyunca ilerliy p < iki »nç geçti. Belli ki bu hayata yeni ş Biri kıra- vatını düzeltiyor, diğeri elinde tut- tuğu sigarayı bir düziye içine çek- ye çalışıyor ve: — — Ahmet, bak. Dumanı burnum- -dan çıkartıyorum, diyor. — Onlar uzaklaşıyorlar. Ben gözle- le takip ediyorum ve ışıkları yan bir barın önünde durduk- mı görüyorum. Biri ötekini ko- Jundan çekiyor. Anlaşiliyor ki o bu işin yabancısı. İçeri dalıyorlar. !ol tenha... ve gittikçe de tenha- ; Ben yine mütecessis gözlerle etra- - kolluyorum. İki polis memuru konuşa Kkonuşa ye geziyorlar. rayın Ş g man Taksime kadar uzanan yola orum. Ortalık tıs.. pıs.. Beyoğ- g sanki uyuyor. Yok, Beyoğlu uyu- iyor. Nasil uyur Beyoğlu?. Çün- ü o, taşradaki bütün hovardaların teâhıdir. Cünkü — İstanhulun e kalbidir. O uyursa İstanbul da B eleri bir köy gibi sakin bir uy- <ku tuya dalar. Yine — gözlerimi ğıllır bana haykırıyor: ) Beyoğlu uyur mu hiç!-.. / Hakikaten, pembe, mavi, kırmızı lar için, için kaynıyan Beyoğlu- n dışarı akseden neşesidir. H akşam hiçbir yere girmiyece- « Sabaha kadar Beyoğlu sokak- dolaşacağım, diye kendi ken- e kuruyorum. #mdeki sigaradan bir iki duman cum. Karşıdan sallana sallana geliyor: — Abi!.. Ateşine yanayım. — Sigarasını yakıyor, benzin almış notör gibi vine salına salma uzak- . Bir tütüncü önünden geçer- terliklerini sıpırdata şıpırdata ' hizmetri dükkâna giriyor: — Bir Altınbaş versene. — DPDesene ki sizde cümbüş var. — Yok vre., beyin misafiri geldi. Cümbüs nasıl olur ya?!.. — Hizmetçi gülüyor: — — © senin dediğin çalgıdır, çal- kaldırıyorum. ııııvl kaptığı gibi yine terlikleri- “Yürümem biraz ağırlaşıvor. Amma ir kere kendi kendime söz verdim. “Yollarda sahbahlrvyacağım. — İlerliyorum. TA ileride köşede iki birbirine sokulmuş galiba ko- vorlar. Biri ayrıldı. Öteki kolun- n çekiyor. Adrmlarımı sıklaştırıyo- Ben sana ona bakma demedim Ya sen hic durmadan gözlerini e dikmistin ?.. Ben dikerim amma sen başka- — Bari kapatsalar diyeceği geli- Birkaç fıraklı ve smokinli genç Tokatlıyana giriyorlar. Elbiseleri cici bici, ayakkabıları gicrr gicir. * Saat iki buçuğa yaklaşıyor. Artık Beyoğlunun yorgunluğunu anlamak o kadar güç değil. Barların kapılarından — çıkanlar var. Bazıları da hethalde para ver- dik diye kapanıncıya kadar oturu- yorlar. Taksiler yavaş yavaş barların önünde toplanıyor. Bir iki tanesi hızla kalkıyorlar. Saat iki buçuk... Ortalık yeniden canlanıyor. Bar kapılarının önünde bekleşen hovar- dalar var.. Bazı kızları da küçük kardeşleri bekliyor, eve götürmek için... Sahahçı lerinden birine VATARN (<ADLİYEDE- ) Ayakkabı Fiyatları Son günlerde ayakkabı fiyat-' ları inanılmıyacak derecede yük- selmiştir. Büyük ve lüks eşya sa- tan mağazaların vitrinlerinde teş. hir edilen bazı ayakkabıların üst- lerinde 25, 30, 40 ve 50 lira gibi fiyat etiketleri gözükmektedir. Fiyat Mürakabe komisyonu ve “dıkları için tetkikata ve tahkikata |Orta Halli BirAilenin BirAylık Geçimine Tekabül Edecek Bir Haddi Buldu Müddeiumumilik ortahatli bir a-! ilenin bir aylık geçimine tekabül | eden bu fiyatları normal bulma- başlamışlardır. Dün alâkadar me. murlar büyük mağazalardan yük. sek fiyatlı ızyokkıbılar alank bun- ları müteh ve kıymet takdir ettirmişlerdir. Tak- dirlerin çak isabetli olması için bu ayakkabıların altları kesilerek tetkikat genişletilmiştir. Bunlara , Man erler, dinamit kalıplarını bağır- K ö e< H larına basmış, sarmış ve saklamış- ait dosy bugü ddeiu- ; H aların n Mü lardı. Hepsi de seviniyor, gözlerinin mumiliğe verikmesi beklenmekte. dir. Bir Muhtekir, Mü Ankara Emniyeti Umumiye müdürlüğü memurlarından Faik dün bir ihtikâr cürmü meşhudu yapmıştır. Faik dün 'Galatada Mahmudiye caddesinde 42 — nu- imarada cıvatacı Leon Hazerebet. | yanın mağazasına müracaat ede-| rek tel almak istemiştir. Leon pa- Olduğunu Öğrenince Afalladı şterisinin Memur kabul etmiş ve faturasını aldıktan sonra da: — Cıvatacı tüccarı! Ben me- murum, demiş. Leon işte bundan sonra uyanmiış ve: — Aman bayım o halde kilo- sunu elli kuruştan alınız ve fatu- ranııı da öyle yazayım teklifinde zarlığa girmiş ve nihayet kalın te. lin kilosunu 120, incesinin de 150 kuruşa vermiştir. Faik bu fiyatı İşte bundıın sonra Leon Haze- rebetiyan yakalanmıştır. Bir Kerestecin Sümerbank mııeueseeıne karşı Keresteler Mağazasında Bulundu in Yok Dediği Mihal Karaoğlu, kerestenin metre murabb 55 Jlira istemiştir. ihtikâr yaptığı için Müdd miliğe verilen Unkapanında 26- 28 numaralı mağazada keresteci- lik yapan Mihal Karaoğlu tevkif edilmiştir. Müddeiumumilik dün tahkikatını bmfmış ve ıuçlu asli- Müessese bir kaç gün sonra tek- rar kendisine müracaat ettiği za- man verdiği cevap şu olmuştur; — Kereste kalmamıştır. İşte buıı:lan sonra | banka Kara. alraştırma ye ikinci ceza ve- rilmiştir. Tahkikata göre hâdise şöyle ol. ' muştur: Sür k bu rb e mü- | yaptırmış ve yok denilen kereste. İleri bulduğ için Müddei ili- | ğe müracaat etmiştir. Kereste tüc- bı.r knç güne kadar muha- iştir. ik ktır. racaat etmiş ve kereste i Zabıta Haberleri: Yeniköy Pal Ahklâk zabıtası Boğazın en gü* zel yerinde fuhuş yuvası haline | as Kapatıldı Yüksek Fiyatla Pas!ı Çivi Satanlar WJ'J H D dün bir çivi ihtikârı tahkikatına el koy muş ve üç suçluyu da yakalamış- tır. Bunlar Mürakabe komisyonu tarafından aynı çiviye 50 kuruş fiyat konduğu halde paslı çivileri 100 kuruşa satmışlar ve 60 ku- ruş üzerinden de fatura vermişler- dir. Suçluların bugün tevkif edile- rek mahkemeye verilmeleri muh- temeldir. Müddeiumumilikt- İhtikâr Dosyaları İhtikâr suçlularını takip işi as- liye ikinci ceza mahkemesine ve- rilelidenberi bir ay içinde Müd- deiumumiliğe tam 100 ihtikâr dosyası ve 125 kadar da suçlu intikal etmiştir. Bunların bir kıs- minin suçluları mevkuftur. Dos- yaların bir kısmı da mahkemeye verilmiş ve duruşma günleri de tayin edilmiştir. Mum ve Makara Muhtekirleri Müddeiumumilik dün Taşçılar caddesinde 3 numarada ticaret yapan Toma oğlu İstepan isminde biır mumcuyu müm ihtikârı yap- tığı için yakalatmıştır. İstepan 68 kuruşa satılan mumu seksen kuru- şa satimıştır. Beyoğlunda Hapopulos pasa- Y * Kasimpaşada oturan Şahin- de, Cemile ve Mukaddes adında üç komju arasında bir dedikodu ıetın—lmıç olın bir otelı kapatmış. tır. Kap k d öyde (Yeni- y koypalas) otelidir. Bu otelin fu- huş yuvası hahine getirilmiş oldu- ğunu haber alan zabıta, ötelde çalışanlardan birini elde cürmü meşhut yapmak için terti- bat almış, geceyarısından sonra otomobillerle kadınlı erkekli müş terilerin otele geldikleri tesbit e- dilmiştir. Biraz sonra otelin ka- pıları kapanmış ve nremurlar 0- teldeki adamları tarafından açık bırakılan pencereden içeri girerek içlerinde 14 - 15 yaşlarında genç kızlar da bulunan 6 kadınla 6 er- keği suç üstünde yakalamışlardır. Kadınlar muayeneye sevkedilmiş, giriyorum. Kapı açılır açıtmaz sev- gililerini, dostlarımı, yeni tanışlarını bekliyen bir sürü göz üzerimde top- lanıyor. Beni de kendilerinden saya- rak gözlerini önlerine eğiyorlar. Si- nirli, sinirli, gelecek mi, gelmiyecek mi der gibi sigaralarını çekiyorlar. Kimi kıravatını düzeltiyor, kimi saçlarımı tarıyor. Ortada birkaç be- yaz Rus kadını hizmet için koşuşu- yor. Pastahane içersinde ayni yolun yolcusu olmaktan mütevellit bir sa- mimiyet havası esiyor. Barda çalrşan kadınlar yavaş ya- vaş gelmiye b karşılamıya koquyorlır Oturdukları zaman derhal konuş- muyorlar, karınları aç... Evvelâ onu doyurmak lâzım. Bazısı yalnız kapıda gözüküyor. Bekliyen yerinden bir ok gibi fırlı- yarak beraberce çıkrıyorlar. Pastahane doldu. Doldukça büyük bir gürültü var. Amma bu gürültü yorgun bir gürültü... Bar kadınlarının çoğu dans et- mekten şişen ayakltarını dinlendir- mek için iskarpinlerini çıkarıyorlar. Beyoğlu esnemiye başladı. Son sarhoşlar da işkembeci dükkânlarmı terkettiler. Artık yavaş yavaş Be- yoğlunun uykuya daldığını görüyo- rum. Yanımdan geçen bir çift konuşu- yor: — Uykum geldi şekerim. — Zavallı çocuk, gel seni uyuta- yım bari. Ninni, ninni E.., e... e... Beyoğlu da uyuyor. Ben de esne- miye başladım. iyenler Bayan Afet Antakyaya Gidecek Antakya (Hususi) — Profesör Bayan Afet bazı talebelerile pek yakında buraya gelecek ve tarihi tetkiklerde bulunacaktır. Vali muavinimiz Akif İşcan, oötel müsteciri Tevfik Başarır mah kemeye verilmiştir. rafından gizli randevu evi olarak işletilen Sultanahmette Cami 80- kağında 37 numaralı ev kapatıl- mış, burada bulunan kadınlar ederek | 4 Fatma adında bir kadın ta- ! den çıkan kavga neticesin- de Cemile ile Mukaddes, büyük bir maşa ile Şahindeyi başından yaralamışlardır. * Cağaloğlunda Şeref soka- ğında oturan Ziya Belli ile arka- daşı Abdullah ve Divanyolunda köfteci Tahsinle berber Ahmet arasında bir ılıoık yuzunden jında 2 numarada tuhafiyecilik yapan Nikola oğlu İstavri de Klö- ver markalı makarayı 60 kuruşa tmrak ile ihtikâr yap Müddeiumumilik dün bu iki ihti- kâr hâdisesini de tahkik ederek dooyalınm asliye ikinci ceza mah kemeoıne vermiştir, Yıkanırken Hastala nan Kadın Öldü Topk oturan 55 yaşların- * kavga çıh Tıhsım. Afbdullıh ta Zwsyı bi- çaklarla muhtelif yerlerinden ya- ralamışlardır. Gizkarici d Antalya h Memduh Harun kardeşlere ait 20 numaralı yazıhaneden yangın çık. mışsa da sirayete meydan veril- meden söndürülmüştür. * Dün akşam saat 20 radde- ierinde Yedikulede Balıklı Erme- ni h ânde yangın çık 'da sirayete meydın verilmeden söccdürül muayeneye, Fatma da mahk ye sevkedilmişlerdir. Bir Taksi Müşterisi Şoförü Yaraladı 1835 numaralı taksi şoförü Ya. şar Erol ile otomobiline aldığı Sadık Kaya ve Mustafa pazarlık- tuşmuşlardır. Kavga — büyümüş, Sadık bıçağını çekerek şofor Ya-, şarı muhtelif yerlerinden ağır su- rette yarlamıştır. Yaralı Cerrah- paşa hastanesine kaldırılarak te- | Janarak Adliyeye verilmiştir. * Fındıklıd oturan Refika Öz- | şeker, Fındıklıdı lrımvıydnn at- | lamak isterk yaralanmıştır. ta uyuşamamışlar ve kavgaya t_u-; davi altına alınmış, Sadık yıka-l ; B.ıikîutı Muradiye mahalle- sinde bir evden de yangın çık- mişsa da sirayete meydan veril- meden saöndürülmüştür. 4 Vatman Lütfi Önder'in ida- resindeki 293 numaralı tramvay- la şoför Hilminin idaresindeki ©- |somobil dün akşam üzeri Sirke- cide Yalıköşkü caddesinde çarpı- şamk her ikisi de hasara uğramış- hardır. Bir Çocuğa Tramvay Çarptı Beşiktaşta oturan dokuz yaşın. da Orhan adında bir çocuk cad- | |deyi katederken tramvayla çar- pişmiş ve başından yaralanmıştır. Orhan Çocuk h ine ka- y da Eda isminde bir kadın, iki gün evvel yıkanmak için kömür yak- miş ve yıkanırken baygınlık ge- çırdiğinden Haseki — hastanesine Meçhul Kahramanlar Serisinden : 1€ F 28.-1- 941 ' BOMBACI RAGIF Herkes Ragıbı Kucaklıyo İe Zaferini Kutluyorlardı | — Yazan:M. SIFIR TİLK YAZI PAZAR GÜNKÜ 1336 yılı ikincikânunun yirmi be- Şşinci, sisli ve soğuk bir günü idi, Ödemiş - Bayındır istikametinde yo- la çıkmak üzere hazırlanan bu kü- çük müfrezeyi fırka kumandanı gözden geçirdi. Pek beğendi. Kahra- içleri bile gülüyordu. —Yüzlerinde | azim ve imanın parlak eserleri görü- nüyordu. O güne kadar, Bademye cephesindeki savaşlarda gösterdiği fedakârlıklar ile, akran ve emsali yi- ğitler arasında, lâyık olduğu yüksek Şeref ve şöhrete erişen Hasan Hüse- yin Efe, levent endamile müfreze- nin baş tarafında, bir zafer müekkil ve mübeşşiri gibi duruyordu. Mira- lay Şefik Beyin takdirkâr sözlerini ve muvaffakıyet temennilerini tunç bir heykel dikliği ve dilsizliği ile dinliyen Ragıp, beğenilmenin verdi- ği bir memnunluk ile kumandanını selâmladı ve tek kelime söylemeden Nazilliden ayrıldı. Bademiye, Adakilme ve Kazanlı köylerini dolaşarak düşmanın vazi- yet ve ahvali hakkında malümat al- dıktan sonra, Ödemiş istikametine doğruldu. Birkaç gecesini Ödemiş ci- varındaki “Yeniküme, — Karadoğan, Üzümlüdere köylerinde geçirdi. Düş- man tarafından dört yanı tel örgü- lerle çevrilen Ödemiş kasabasının ke- narlarına kadar sokulmak fırsatmı elde etti. Hattâ, gözü açık bir nefe- rini kasabanm içine kadar gönder- di, hancı Molla Mustafa Efendi adım- da eski bir efe ile temas bile temin etti ve bu sayede istediği malümatı fazlasile edindi. 1336 yılr şubatının ikinci cuma gü- nü akşamı ve ezan vakti idi. Güneş batmış, her yanı karanlık basmıştı. Ragrıp ile arkadağları, Ödemiş - Ha- erilyas istasyonu arasındaki demir- yolu üzerinde işe başlamışlardı. Müf- reze efradı münasip noktalara yer- leşmişlerdi. Tüfekler elde, parmak- lar tetiklerde etrafı gözlüyorlardı. Ragıp Bey de, bir taraftan hattım üzerindeki taş ve toprakları eşeliyor, NÜSHAMIZDA ÇIKMIŞ risinde sabırsızlıkla bekliyen manlarımız, intizarın verdiği h& can ile çrpnıyorlardı. Hele, KA pek titizleniyor, * sinir geçiriyordu. Düdük sesleri yaklaşıyor, ba f dan kıvılermlı dumanlar fışkırali : komotifin Aazgın bir canavar £“* gibi parlıyan ön fenerleri göl yor, iki yanlarından beyaz dum' lar püskürüyor, azgın bir mandâ ' murtüsu ile iletliyor, ilerliyor, ti yet, tahrip maddelerinin yerleştif diği noktaya geliyor, dehşetli ” gümbürtü muhiti sarıyor ve 587 yor. & Lokomotif, hırçın bir hışırti yoldan çıkıyor, vagonlar kül tırmalıyan çatırdılarla birbiri 0287 ne yükleniyor ve devriliyor. H yandan acı ve acıklı feryatlar seliyor. Vazifesini başaran hra*” Ragıp, müfrezenin bakiye efradi esirlerle birlikte hâdise mahallint” yavaş yavaş çekiliyor ve uzakit yor. F Türk hışmma uğrıyan bu kati? 'birçok düşman efrat ve zabitleri | bir. hayli de yolcu bulunuyordu: © filâkm ve müsademenin asker ve yolculardan birçoğu p#&*) lanmış, sağ kalanların ekserill ağır, hafif yaralanmıştı. Trenin atılmasından birkaç * sonra, Çamlıcalı Hüseyin efe mü” zesinin Adagide civarında yak6i#”" ğı ve fırka karargâhma yol esirlerden Livadyalı Taşo oğlu * gi adında bir topçu neferi, bu * sademe hakkında şu malümatı * yordu: «.. On beş gün evvel dağ bölüğümüzle Ödemişe — geliyor” Yarım saat ilerimizde ansızın DU filâk oldu ve yürüyüşümüzü dur” du, Hemen ileriye doğru emni tertibatı aldık. Toplarımızı s ve sabaha kadar olduğumuz kaldık. Ortalık açılınca, etrafı & Yiye gözliye yola düzüldük. sonra da atılan treni gördük. YO" lardan az yaralı vardı. Fakat, yö” diğer da tahrip maddı ni imlâ hazinesi' rm ön Tndu lerin çoğu Sağ Tam -o esnada, hıttm Ödemiş tara- fından çalışılan yere doğru hat boyu bir takım karaltıların ilerledikleri hissediliyor. O an için iş bırakılıyor. Hasan Hüseyin, Emin efelerle Ada- katarda Üüç yüzden fazla ıııkıf ğunu, zabitan arasında gt (Vilahopolos) un da bulunduğ” öğrendik. Generalin yaveri de Y7 iddar arasında idi. .» miralay Şefik Bdf* gideli Mustafa, Adakümel bu karaltıların yolu üzerine dlkniyor İki neferle bir çavuştan ibaret bir düşman devriyesi olduğu biraz sonra anlaşılan bu karaltılar, tüfek patlat- madan kolayca ele geçiriliyor. Fa- kat, bu sırada Ödemiş istikametin- den yapılan bir ateş baskını müf- rezenin keyfini kaçırıyor ve tabia- tile vakitsiz bir müsademe başlıyor. Hasan Hüseyin ve Emin efelerin şe- hit olmalarma, efelerin şehadetle- rinden t olan bazı erlerin kaldırılmıştı. Eda dün öl. ü Tabibi adli Enver Karan cesedi muayene etmiştir. Vereceği rı'po- ra gore tahkikata devam Babasmı Öldnren Katil Üç sene evvel Kuruçeşmede babası Hacı Şevkiyi öldüren Zeki, dün Tevkifhaneden Müddeiumu- miliğe getirilmiş ve yeniden ifade- sine müracaat edilmiştir. Zeki ba- basını öldürdükten ve kardeşini yaraladıktan sonra delilik iddia et mişti. Tıbbı Adli müessesesi Zz- tren hattı üzerinden geri çekilmesi hakkında gösterdikleri arzu ve şid- detli ısrarlara rağmen, vazife âşıkı Ragıp, işine devam ediyor. Nihayet, refakatinde kalan Çerkes Ali Bey, Bayram ve Adagideli “Mustafa ile birlikte esirleri alıyor, biraz sonra kopacak kıyameti Sseyretmek için, dinamitlerin tesirinden uzak bir ma- hâlle çekiliyor. Hacrilyas istasyonundan hareket' len bu haberlerden birkac wün Ragıptan da uzun bir rapor kahraman - Ragıp ile arkadaş! kazandığı bu muvaffakıyeti hay? karışık bir şükranla karşılar ! Fakat infilâktan bir kısım $t halkm da yaralanmalarından, © olmalarından pek ziyade acı " muştu. Hattâ, bu tren atışlâf muvakkat bir zaman için, di a sarfımazar etmeyi de münasiP müuştu. * Bol ışıklı, keskin avazlı bir Ti gecesinin sabahı idi. Ragıp, bir 7 güneşi gibi Nazillide doğmuş, * karargâhını sevinçle — doldurm Bütün zabitler, zabit olamıy bir işe yaramıyacağı hükmile * | lardan alaya, alaydan fırkay8 edilen, fakat, kazandığı bu eş$” .' şerefli muvffakıyetle kendisine İf lan bu lekeyi temizliyen kahrf'i Ragıbi. kucaklıyor, zaferini ı eden katarın düdük sesleri işitiltyor. yorlardı. SORUNUZ kide cezai ehliyetini selbed bir akıl hastalığı görmemiştir. İcra Ceza Hâkimi Vefat Etti İstanbul icra ceza hâkimi Ha- san evvelki gun veht etmışm Dln vÜzmek daşlarının omu:lıruıdı aile mak- beresine defnedilmüştir. —Hasan kendisini herkese ve meslekdaş- lınna sevdirmiş kıyımetli bir adli- izdi. Kederli ailesine tazi- “dırılmıştır. yetler beyan ederiz. İeRidan di e teftiş için Dörtyola gitmiştir. Y B.Akn SÜMER srenend Meşum kadın... Yıldızlar yıldızı... En büyük ve şayanı hayret aşk filimlerinin kahramanı... MARLENE SARIŞIN JAMES STEWARD - MİCHA AUER Parlak bir figüran kitlesi ile beraber mü: DİETRİCE Fi bir tarzda y ŞEYTAN Şaheserinde şarkı sö YANy Ter n ervelder âld gqyedeo&ır. Bu film meşhur Yıldızım Harpten sonra çevirdikleri yegâne filimdir. İlâveten: En son harp ve dünya haberleri Tel. 42851 ve seyircileri » M. N. imzasile — İnsan bir SÖ YLİYELİ Memurların Halka Muamelesi safe bulunmasını isterler. Çok ? kür de bu köhn€ " bankaya veya bir " A " çıy* nıyor. kabul - edilmiyecek kadar nezt” ve güler yüzlülük vardır. M: ti Y pti kında Eserler Çıkmış m A. K. E. sorüi” ıııanurhııııbı;lllcynılilukn de veya bir bankada bir müş larda ş gibi olun- l ve sa olmaz mı? Hükümet bütün yazılar çıkmıştır. ruhunu aşmıy mı? CEVAP — Vaziyetin tarif etti- giniz gibi olması icap eder, Fakat ne çare ki dünyanın hiçbir tara- fında böyle bir vaziyet yoktur. Eski zamanlardan kalma itiyatlar- la bir kısım memurlar kendilerini ancak sahaflarda ve eski Y yazılmış, eski kitapları sataft kitapevlerinde: İspirtizma N* İspirtizma ve Manyatizma ipten haber almak sanatı gibi (, larla bulabilirsiniz, İstanbı halktan ayrı görmiye şlar- —kara caddesinde Zaman ki! dır. Hükümet ni h Yüra t edi . za etmek için arada ika me- ve t bildirirler. Yüksekçe bir toprak yığıntısının &” | ? ' B at ll ya taj Mi ka mi bu şid ma He rin Tin <l şin Öni