28 Ocak 1941 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

28 Ocak 1941 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- —— 28 .1-941 SIİYASİ İCMA - Yunan Harbinin İkinci Ayında Yazan: Vahdet GÜLTEKİN ü talya Yunanistana harp aça- li bugün iki ay oluyor. Fakat bu iki ayın yalnız İtalyaya karşı değil, bu harbin mihverciler ta- rafına karşı da en kati neticele- vinden birni elde etmeğe yaradı- Bını söyleyebiliriz. n Garp cephesinde hırek_gt_ıq Fransa aleyhine inkişaf ettiğini gören İtalya, kendisi için de fir- satın geldiğini düşünerek İngil- terye karşı harp ilân etmişti. Bu- gün sekiz aya yaklaşan bu harp devresi içinde İtalya bir tek mu- vaffakiyet kazanamamıştı. Zira, Akdenizde İngiltere ile çarpıs- Maya geçmek değil, bilâkis böy- .e bir çarpışmadan kaçınmıştı. Fakat, kendisini bir faaliyet göstermek zaruretinde görmesi ona «daha kolay» tarafı intihap ettirmiş ve, İtalya, harp iliri et- tiği zaman resmen, bitaraflığına riayet edeceğini bildirdiği kom- şusu Yunanistana taarruz etmif- ti. Buğün iki ayı bulan Yunınıg- tan harbi daha ilk günlerinde bir Arnavutluk harbi şeklini ı!flı ve mütecaviz, daha evvelki bir te- cavüzüne sahne olan topraklar- dan uzaklaştırılmaya başlandı. Diğer taraftan bilhassa şu son ay, İtalyanın aleyhine, Fa?“ süratli inkişaf gösteren, hâdise- “eri kaydetmiştir. Bugün, Trab- lustan Eritrea'ya, Habeşistandan Somalya'ya kadar, bütün İtalyan İmparatorluğu, sekiz ay îvvel. kendisine düşman olır_ı_!ş ilân e_tı- tiği ve «taarruza geçtiği» İngil- leîıenin hâkim askeri harekâtı al- tındadır. * Üa Di İtalyanın bu vaziyeti, şüphe- siz ki, mihver arkıdışın:ı? ı_îa hoşuna gideceği bir hal degıldır. Bunun için, bugün askeri bir ha- rekât halinde bulunmayan fakat bu yardımın geciktiği ve b!ını mukabil İtalyanın hergün biraz daha askeri harekâta sahne ola- cak yerlerdeki mevkiini kaybet- tiği görülmektedir. ALMAN - FRANSIZ SULH MUAHEDESİ Binaenaleyh, Almanyayı İtal- ya lehine müdahaleden alıkoyan sebepleri öğrenmek ismrse!;.lııun- ları şöyle gözden geçirebiliriz: I — Vaziyetin hiç bir tarafta İtalya lehine bir üstünlük göster- memesi; N 2 — Almanyanın askeri bir harekâta hazır bulunmaması; 3 — Mevsimin henüz bir çok yerlerde harbe müsait olmaması. Bunlardan, Almanyayı şimdi- ki halde harekete geçmekten alı- koyan en fazla ikinci madde ol: Ması muhtemeldir. Zira, askeri kuvvetlerini büyük bir sahaya nöbetçi olarak dağıtmış olan Al- Müanyanın, pek mütekâsif bir üuvvete ihtiyacı olan bir Ökder niz veya Balkan seferini göze a- amıyacağı aşikârdır. — Almanyanın bu vaziyette ge” ne Fransada kendisine bir kuv- Vet kaynağı bulacağını umduğu- Nu görüyoruz, Filhakika F: ransiz gazeteleri kendilerini ne gibi bir Sulh muahedesi beklediğini mev- Zuu bahsederlerken, bir müddet t€vvel Herr Hitler'den Mareşal etain'e gelen mektuba Mlıe- salm cevabını Berline götüren, ichy hükümetinin Paris mü- messilinin döndüğü dün haber verildi. Bu itibarla Almanyanın Fn_n: sa ile bir sulh muahedesi zemin! hazırladığını düşünebiliriz. Eğer ararlaştırılan bir askeri harekât Varsa bundan sonra başlayacak- ir“;?;î R ga elıl i harekete l;:ı.ı:vı iyette zi Alman motörize kuvvetleri NEĞ Bu müteh göre, 10 Son: günlerde YabanCl Matbuat nı olan İngiltere- | bir adam, ömrünün 27 senesini uyku, i it ed gi |18 k 6 ye- t ği y yabancı matbus kabul edile-| nek ve içmek, 18 ayını da yıkan- Almanyanın Ba kanlarda bir ha iHaberleri Vesilesiyle d * | vermitir. VATAN ŞUNDAN BUNDAN z eee 70 Yaşında Bir Adam Hayatı Ki bilvoğ p ü Aâlimler kongresi mesaisine nihayet Dört Baltık devleti âlimleri ara- sında münakaşa edilen Jen ziyade nazarı dikkati çeken, Ko- |penhag üniversit> t profesörlerinden |Games Jemsen'nin verdiği rapor ol-l ez. Aksine o- rekette buluna- cağı, Türkiyeden ve Yunanistan. dan deniz ve ha. va üsleri elde et- mek için teşeb- büslere girişece- ğginden bahsetti. ler. İnsan dima- ALMANLAR Balkaunlara Sarkar mı? Jarak böyle bir hareket İngilte- reye Almanyayı daha yakından tehdit etmek fır. sat ve mevkiini kazandırmış —©- lur. İtalyanın Yu- gında yer tuta- cağına katiyyen ihtimal vermiyen böyle bir nokta- nın Alman siyasi ve askeri idare | b Yazan: Hüsamx ettin Ülsel Bahriye Müsteşarı nanistan üzerine hareketi, bugün İngiltereyi * İtal- yayı tahrip hu- susunda nekadar yaklaştırmış ol- âmirlerinin böyle bir düşünüşe saik © rini tetkik ederken ( d larında müstehzi bir tebessü lirmektedir. İ Bir hareketten sonra elde edi- lecek neticenin faydalı o.lmıııını önceden en kıymetli inceh_klenne ve en muhtemel tehlikelerine l_ga- dar uzun uzun düçünn'.ıek en ip- tidat bir dimağın bile idrak ede- ceği basit bir noktadır, | Elde edilmek istenilen deniz ve hava üslerinin Almanyayı İn- giltereye yaklaştıracak bir fa,yd_ı temin ettiği takdirde böyle bir düşünce makul görülebilir. Fak'ı( vaziyeti tetkik edersek tamamile tezahür eder ki Almanyanın ta- lep edeceği üsler Almanyayı bu- gün elinde bulunan deniz ve ha- va yuvaları kadar İngiltereye yak. laştıramaz. Ekser Manş denizindeki vazi- yetlerinden nevmit olan Almanla. rın yeni bir hedefi İngilterenin Akdenizdeki hâkimiyetini hava kuvvetleri vasıtasile tehdit ve im- ha etmek ise bunün için Türkiye- olan vaziyetle- nsanın dudak. m be. nin ve Yunanistanın deniz ve ha- rum ettiğiniz gün Alman dehşet | 84,000 sayfadan Bu- ye kuvveti de derhal sukut eder. | va üslerine ihtiyaç yoktur. ün Almanyanın müttefiki olan r::lyının elindeki hava ve deniz yuvaları bu işe en elverişli olan- larıdır. İtalyan yariım adası Akdenizin ortasına uzanmış en güzel deniz üslerini koynunda saklamaktadır. Sicilyanın ve Pantalaryanın stra- tejik vaziyeti Akdenizi ikiye ayı- racak kadar mühim ve dikkate şayandır. Adalar denizindeki İ talyan adalarının vaziyeti h_edıı_l- de Yunanistanın ve Türkiyenin üslerinden daha pek çok mühim- d".Bu kadar mühim hava ve deniz üslerini ne Türkiyede ve he ğe Yunanistanda bulmak mümkün değildir. Stratejik kıymet ve e- hemmiyeti çok bariz ve hiç bir fedakârlığı istilzam etn.nyeıîek ln'. dar yakın ve dost, müttefik bir devletin elinde böyle üsler bulun- duğu halde buna nazaran kıyme- ti ikinci derecede olan ve pe'k çok fedakârlığı icap ed;rı üsleri elde etmeğe çalışmak bılmen! mantıki bir dimağın muhakemesinde yer wtâîi;lı?ı“kinci derecedeki üsleri elde etmek için sarfı lâzım gelen fedakârlığın azameti herh'ılde de. in derin düşünmeğe cl_eger_. .Bu ?endıkârhk muvıffakıysnıalık]e karşılaştığı tıkdirdâ d':îr:;cîğı icenin felâketi de © ü :;uı:i:itndeğer hayati bir mesele- askeri harekâ- gün Almanya: büyük düşma- dir. Balkanlara kg!l ta tevvessül ettiği duğunu — bütün ! çıplaklığile görüyoruz. Eğer İtalya Yunanistana karşı harekette bulunmamış olsaydı bu- gün İngiltterenin Yunan adaların- da deniz ve hava üsleri kazanma. sını temin etmemiş olurdu. Ve İ- talya bugünkü akıbetine maruz kalmamış bulunurdu. İtalyanın elinde henüz yıpran- mamış bir filosu varken ve Ada- lar denizinde kuvvetli hava v? deniz yuvaları bulunurken Akde. niz vaziyeti bugünkü den çok başka türlü idi. İngil- tere Adalar denizinden ve Adri- yatik denizini tehdit etmek mev- vaziyetin. | d1?> Süaline maruz kalacakları şüp, hesizdir. 40 Giltik Bir Ansi'Jep>d. bulunmak- | — Çin 1, 200 Ü mak ve tuvalet yapmakla geçirir. Geri kalan 28 senesini de işe ve güce kısmen de eğlenceye hasreder. Serçe Bolluğu Budapeşte, serçesi bol bir şehirdir. Kış yaklaşınca bu küçük kuşların karargâhı meşhur Andrasi caddesi dir. On binlerce serçe, caddenin iki tarafındaki ağaçların sık yaprakları arasına sığınırlar ve gelip geçenle- rin pardösülerini, mantolarını, şap- kalarını kirletirler. Buna karşı bir «pasif korunma» tertibi alınmıştır. Tabil şemsiyeler- le... Şık bir kadın, Andrasi caddesi- ne geldi mi, muztarip nazarlarla ağaçlara bakar. Hemen bir delikanlı yanma yaklaşır, şemsiyesini takdim eder ve tehlikeli mıntaka (!) geçi- Tince bayandan ufak bir bahşış ister Bayan da memnuniyetle verir. Şüphesiz, bu ufak hizmeti nezaket iktizası parasız yapan birçok kibar erkekler de bulunur.Fakat buü, evlile- re tavsiye olunamaz. Zira, akşam evlerine gitt.'leri zaman şemsiyele- rinin üstündeki pislikleri gören ka- rılarının «Andrasi caddesinde işin ne BiZE TÜRK DERLER BU YAZININ NAKLİ ve TERCÜMESİ HAKKI SERBESTTİR | Tehlikeyi sezen, dostluğu düş- | manlıktan süzen, sırnaşığı yan çî—l | zen, zorbayı ezen, harp meydan İarında pervasız gezen bir mille- tiz. Bize Türk derler! Şu kadınanaya bak! Onun sütü pak, gözü parlak, alnı apaktır. Biz işte bu kadına- naların doğurup yetiştirdiği, ala- | na salana kapıp koyverdiği sütü pak, gözü pek, özü erkek, adı tek bir milletiz. Bize Türk derler! Şu Adambabaya bak! O adam oğlu Adambaba o kadınananın eşidir. Atilânın kar- deşidir. Atatürkün özdeşidir, ta- rihlerin güneşidir. Cenk zarının düşeşidir. Biz işte bu Adambaba- ların damarlarındaki kandan sü- zülüp gelen bir milletiz. Bize Türk derler! Bingaziye varan biziz, Galiçya- da duran biziz, Boğazlarda vu- ran biz... Erkek dosta destek, azgın ata köstek, insanlık önünde melek oluruz. Düşman ne çapta ne kıratta, ne durumda, ne şartta olürsa olsun kabul.. Buyursun! Hak; bizde Tanrı memasına da gelir. Onun için ikisine birden ta- par, ikisinin her dileğini birden yaparız. Bize Türk derler. berleri var mı? YAZAN: || , AKA GüNDÜZ | Dağa bağa, taşa toprağa, göle ırmağa vatan denmez. Vatan, içindekilerin değeri ile değer alıp vatan olur. Havasında şan ve şeref esmi- yen, tarihinin kökü #e atalarının kana boyanmış kemikleri her ka- rış topraklarında yatmayan, soy- sallığının ve egemenliğinin eserle- rini bağrında taşımaş'an ülkeye vatan denmez. İşte böylesi vatan bizdedir. Biz © vatanın sahipleri ve efendileri- yiz. Bize Türk derler. | Dedikodu ârımız, mertçe iti- dal şiarımızdır. Kem söyleyenin Setkolk eni B gözünü, sal dıranın özünü bir avuç toz edip dehrin rtüzgüârlarına savururuz. Fikir arkadaşlığı, silâh arka- | daşlığı, gönül arkadaşlığı, hudut arkadaşlığı.. Çifte haktan sonra tantığımız erlik ve insanlik esas- larıdır. Saf yabanlar! Havadan atma- | talara bBasmayın! derler, derler va. Kulak asgmayın! Kanlarını kanlarımızla bir saf- ta akıtmağa and içmişlerin hepsi. biz hepimiz kadar mukaddestir. Bir vücudün bir noktasına bir iğ- ne batsa acısını bütün gövde his- seder. O acıyı bütün benlik gi- dermeğe calışır, İşte biz © tek vücudüz ki acımızı da, zaferimi- zi de aynı derecede hissederiz. Başka türlü yapamyız ki... Bize Türk derler! Kaldı ki öz yurdumuza gelip (Boğaz) larımızı sıkacaklar! Yal- nız akıllarına değil, akılsızlıkları- na da şaşarız, Durun bakalım. Henüz toprak üstünde adına bizim bildiğimiz göbi harp denilen bir harp görme- dik ki... (Afrika müstesna) Çil yavrularile dolu dümdüz ovalarda düdüklü bombalara dü- dük makarnası kadar ehemmiyet verenlerden değiliz. Çıngıraklı tank, zurnalı otobüs, davullu mo: tör operet işidir, O sahne marife- tine ne aklımız erer, ne de zaglı süngümüz. Hele o günler bir gel- miye görsün; hay balam hay! He: le o gafletlere bir düşülmeye gör- sün.. Bakalım Tanrı neyler, ney- İnsanlığa saldırıp sırtaranların lara, sudan tutmalara, çürük tah- | lersebu Türk eyler, insanlığı sevip kurtaranlardan ha- | İşte biz böyleyizdir. Bize Türk derler! kilerinden çok uzakta | ta idi. İtalyanın yanlış bir hareketi, WAl“mınyıyı nasıl bir tehlikeli va- ziyete sokmuşsa Almanların da |Balkanlara karşı düşüncesiz bir hareketi de mihver — devlet - lerini felâketli neticelere götürür. Alman kudretinin istinat ettiği esas, herkes bilir ki kuvvetli mo- törlü vasıtaları ve tayyareleridir. Almanları bu vasıtalardan mah- Ve bütün kuvveti felce uğrar. n Haa nltar ' tralı bi beklenilen 40 clltlik Çin ansiklo- pedisinin birinci cildi nihayet basıla- cağını yazıyorlar, Çinde bir ciltlik bir kamus vardır. Bunun son tabı da iİki yüz sene ev- vel basılmıştır. İlk basılışı da iki bin sene evveldir. Basılacak bu ilk cilt 478 sayfadan ibaret olup yalnız Yi kelimesine has- Iredllmlştlr. Geri kalan 39 cilt de on sene içinde basılacaktır. 40 — cilt LULMACA Doktor Diyor ki : EL ÇATLAKLARI. Çatlaklar, derinin üst tabakasının , Bir kadın okuyucum, her sene, kış p Ilır Avrupanın düz arazisi değil- dir. Ve Balkan milletleri azim ve hareketi (nsillereye bu fırsatı ve- | tir. İngiliz hava ve deniz va- sıtaları çok az bir zamanda Al- manyanın kudretini temin eden motörlü vasıtalarımı işlemez bir hale koyacaktır. Ve bunun neti- cesi olarak Almanya büyük feda- kârlıkla temin ettiği bugünkü va. ziyetini süratle kaybedecektir. | İngilterenin Romanya petrol menabiine yaklaşmasını intaç e- decek olan böyle bir hareketin | Almanya için nasıl kalkılmaz bir hezimet darbesi olacağını görme. mek için insanın kör olması icap eder. R petrol elinde bulundurmak için büyük bal irade noktasından Avrupa millet. lerinden çok daha fazla metin- dir Bütün cihangirlerin istilâlarını kıran Anadolu dağları, yaylaları tarihin vakalarından ders alma- mış olanlara fili — tatbikat vermek süretile yeni devrin yeni tarihine, yeni nizam tarihine de parlak bir hatıra bırakmağa hazır milletler karşısında Alman müte- fekkirlerinin hareketlerinden biz mesul olmayız. Boğazların asırlardanberi ku- mandanlığını yapmış bir milletin bu sahadaki tecrübesi herhalde buraları istilâ emelini besleyen ve ilk defa gelecek olan bir kuvve- tin tecrübesinden çok hem pek cüretlere kalkmış olan Almanya- | nın yanlış ve aldatıcı bir seraba k. |kapılarak bu üşman ta- çok yüksektir. Türkiyenin propa- dası filiyat ile teeyyüt ve te- W;ıfını'lan tahrip vaziyetini düşün- meyen bir Alman zihniyeti, bu- günden itibaren Balkanlarda par. tiyi kaybetimiş addedildiler. İngiliz donanmasının Karade- |'nizdeki bütün harp kaçağı eşyaya karşı vaziyet alması — yüzünden Rus petrol menabiinden ve bu- gün deniz yolile ve serbest olarak Köstenceye ve Bulgaristana gel- mekte olan harp levazımatından mahrum kalmak tehlikesi Alman- |yayı daha fena bir vaziyete düşü. | recektir. Bunlardan başka Balkanlara karşı bir hareketin tesadüf edece- | ği askeri mukavemet cidden dü- |şünülecek bir meseledir. Balkan- barüz eder. Ajansların propagan- dasına hiç bir zaman benzemez. Türkiye bir avuç kahramanları ile istiklâli uğruna bütün bir hu- sumet dünyasının istilâsını dur dürur ve yıkarken Avrupanın or- |tasında altmış milyonluk bir Al- man kütlesi sefil ve galiplerin bir Loyuncağı halinde kıvranıyor ve |ezi1iyordu. İstiklâlini kurtarmak İiçin büyük Atatürkten dersler al- dığını zaman zaman iftiharla söy- leyen Hitler'in iyi tanımadığı Bal kanlarda acaba yeni bir derse 'h- tiyacı var midır? Bilmiyoruz. Bi- zim bildiğimiz tek şey «gelenin elbette göreceği ve öğreneceği İE_M 5 Soldan sağa: 1 — Yük otomobili Alaturka musikide bir makam 2 - BSırt - Bir kumaş 8 — Ağa - Bir zi raat aleti & — Yaş 5 — İşaret eda tı - Bir nevi cübbe 6 — Düdük set gibi ses - Keskin bir alet 7 — Ta dersi Him - Bir renk 8 — Mühim bir t 9 — Meşhur bir âşık - İyi 10 — Bü edat - Yok etme 11 — Haydut - Ser- sem ve titrek. Yukarıdan aşağıya: 1 — Karı kö- lesi - Şatranç tâbiri 2 — Bir vapu rumuz - Bir renk 8 — Bir renk - Bi balık 4 — Giydiklerimizden 5 — Bir ziraat aleti - Bir edat - Bir nota 6 — Bessiz iki harf - Bu da öyle 7T — Bir iskambil kâğıdı - Su - Mef- hum 8 — Bir nevi deniz vasıtaları 9 — Dökük saçık ve tembel - Bir nota 10 — Bir kumaş - Lezzet 11 — Hayat cevheri - Dille silmek. EVVELRİ BULMACANIN HALLİ Soldan sağa: 1 — Kalamış - Se 2 — Edebi - Akait 3 — Liva - Asri 4 — Elâ - Taslak 5 — Be - Paket - Er 8& — Toraman 7 — Ki - Yemek - Ay 8 — Karton - Era 9 — Hdna - Amak 10 — Caize - Üdeba 11 — Em Senakâr. Yukarıdan aşağıya: 1 — Kelebek Ece 2 — Adile - İkdam 8 — Leva - Ani * — Aba - Poyraz 5 — Mi - 'Taret - Es 6 — Yakamoz 7 — Şa - Semen - Ün 8 — Kaltak - Ada 8 — Asa - Emek 10 — Sirke - Araba vardır.» 11 — Eti - Riyakâr. | ellerinin ti | |bütün bir kış, sık sık, husule gelen | bu ârızadan — dolayı pek ziyade sı- |kınmtı çektiğini yazıyor. Buna bir ça- iwe bulmak için ne yapmak lâzım geldiğini benden soruyor. Soğuk, hakikaten, vücut üzerine yaptığı tesirler itibarile, sıhhati çok alâkalandıran bir âmildir. Bu teılrle—x lar ve donuklar başta gelir. da çatlaklar — görülürse de Soğuk tesirile yüzde ve dudaklar- 'h sertleş , yer yer ufak çİZgi- ler halinde ayrılmasından iler! gelir. * Bazı çatlaklardan hafifçe kan sızar. çei Ellerde h ve ağrı y Çatlaklar, verdikleri sıkıntıdan baş- — ka cilt üzerinde mikroplar için hir — giriş kapısı da — oölnbileklerinden mümkün olduğu kadar çabuk tedavi edilmeleri Jâzımdır. Çatlaklara karşı * Hâç vardır: rin mevzli olanları arasında çatlak- evlerde yapılacak basit ve kolay bir b İki limon güzelce sıkılır, suyu bir 1 n çok huüsuüle geldiği yer ellerdir. Çünkü eller, her gün çalışılırken bir sürü maddelerle temas eden bu mad- delerin, eğer varsa, tahrişlerine de maruz kalan uzuvlardır. Çatlaklar, en çok, kışın olur. Sa- bunlu, sodalı sularla çok oynıyan insanlarda daha fazin görülür. So- ğuk bunların husuülünde birinci de- recede müessir bir rol oynar. Mııt-l fak işlerile uğraşan ev kadımların- | da, el çatlaklarına her zaman rastla- | mak mümkündür. Fakat ellerini dal- konarak - üzerine ( (Kolonya) ilâve olunur. Şişe çalka- nır. Geceleri yatarken, ellere bu ilüç- i Bu su bir şişeye —— 50) gram kadar — (giycerine), (100) gram kadar da — tan sürülüp iylece ovalanır. İlâç bir — kaç gece devam etmekle çatlakların 'T' Zzall oldukları görü- — iyileştikleri ve lür. Yapılışmın ve tatbikinin çok ko- . lay olması, içindeki cisimlerin zehir- siz ve her yerde tedariki mümkün — olan ibaret bul e bak bu tertip, kolay, ucuz —— den ma düzgün ve y Ş buli *—.[ mak isteyen bayanların bu ârızadan | hiç hoğ bet öa $ dir. | zararsız ve çok faydalı bir ev ilâcı- dır. Fiyat Mürakabe Komisyonu Fiyat Mürakabe — komisyonu dün İstanbul Mıntaka Ticaret mü- dürlüğünde Vali muavini Ahmet Kınığın riyaseti altında toplanmış- tır. Komisyon son günlerde ihtikâr suçundan yaklanan bazı müesse- selerin hesaplarını kontrol etmiş | ve satışlarda ihtikâr olup olmadı. ğını araştırmıştır. Bu arada Baker mağazasının 3- yakkabı satışlarında fahiş kârla etmiştir. Alâkadarları dinlemiştir. I Kaomisyon ikinci toplantıda bütün | bu gibi hususatı yeniden tetkik ederek ortada bir ihtikâr.mevcut olup olmadığını tesbit edecektir. Tayyere Şehitleri İhtifali Dün Fatihte Tayyare abiıdeıîw |önünde tayyare şehitleri için bir — ihtifal yapılacağını yazmıştık. Her sene yapılması mutat olan bu ih: tifal bu senden itibaren talik e- — dildiğinden, merasim — yapılma- mıştır, f Dün Tayyare kurumu reisi ga zetemize verdiği beyanatta şehit- ler ihtifalinin mevsim itibarile ha- ayakkabı sattığı iddiasını tetkik | vaların daima bozuk kitmesinden — Ki 4 dolayı arzu edildiği bir tarzda ya- pılamadığından htifalin bundı'll böyle her sen mayısın yirmi ye- — dinci gününde yapılacağını söyle- miştir. j tır. nın, kendisinin en birdenbire kompartimanın — ka- HAYAT SİGORTASI Semplon ekspres, sıb.ıhın o- Valara kadar çöken sisleri arasın- & son süratle Fransa hu “d“n"ı doğru - ilerliyordu. İlk birinc Mevki kompartimanda bir tane- Si kadın olan dört yolcu, $eYâ- Atin aralarına soktuğu bir sam Miyetle konuşuyorlar, zaman Zâ” ian her biri ellerindeki gazett €rde merakla bahsedilen bu'dhîy üdün vakalarını okumiya dall Yorlardı. O günkü gazeteler he- ':ıe? hemeh ilk ııyfılıınnı buh"; “Sârı umumiyeyi — aylardanber 3.8'1 eden ve Kiyotin adını ver* 'kı"i_ bir haydudun reı'ım_l_e — | ri ve | sütunları: |ilerliyordu. maceralarile doldurmuşlardı. Za- bıtanın büyük bir inatla peılnf:: koştuğu bu azılı adam bir tür. ele geçmemekte, zaman zaman biribirinden uzak yerlerde ken'. dini göstererek ı-nılıînıne_bh' BU -e tekrar izini kaybettirmekte leklerin ray üzerinde._ ç- kıılîğıe:::mıı ahenkle buh:n tren halkı garip bır ı'ı'ilı&tı go-ı mülmüş, lokomotif bir an "v:k' menzile kavuşmak için çırpınar: ört kişi! in merakla gazete Bi n:“;!ıldıklnn bir gırada pısı açıldı ve içeri normalden u- zun boylu, enli kaşlı, çenesinde Jâhını tuttuğu halde diğerini ile- | |Yi doğru uzattı ve sesinin en mü- | kiyotin gibi adam öldürdüm. Ne. | Hepsi, titriyen — parmaklarını den mi? Çünkü i lara düşman | lâyim tonuyla konuşmiya başladı. ( Nerede bana yaran- kâğıtlara uzattılar. Kimse de de- bir tutam sakalı bulunan otuz, — Bilmem, dedi. Size kendi- otuz beş yaşlarında bir adam gir- mi tanıtmıya hacet var mı? He- di. Dört kişi de ayni zamanda pinizin burnunda bir damla kan yerlerine mıhlanmış gibi kaldı- | kalmamasından, — dudaklarınızın lar. Hepsinin yüzünde bir damla | tity inden kön Olduğumu bil-| kan kalmamış, gözleri mecalsiz | diğiniz anlaşılıyor. Yalnız sizinle bir halde önce gazetedeki resme | dost olarak ayrılmak isterim. Na- | sonra kapıya arkasını dayayıp | sıl olsa ölümden kurtulacak de- hepsine nafiz gözlerle bakan bu | ğilsiniz. Fkat artık ben de bu iş- genç adama takılmıştı. Evet bu ten yoruldum. Yarım saate ka: ayni insandı. Aylardanberi ha- dar hududa geliyoruz. Orada vada uçan kuşları bile adıyla tit- | kendimi zabıtaya teslim edece- reten, trenler soyan, adamlar ke-| ğim. Yani sizler benim son va- sen ölüm makinesi ismini taktık- |/ yakam olacaksınız. Hepsinin gözle | ları hayduttu. Bunda - ki in rid lanmış kulakları uğulda. i kal ştı. Yol mıya başl tı. Adam parmak- Ğİ ş |ğil vasiyetname yazacak, kıpır- mak için ayaklarıma kapanan ıevıdıyıcnk hal kalmamıştı. Ölüm, fillere rastlasam derhal öldürü- nerede olsa ölümdü. Fakat böyle yorum. Beni yakalamak, ele ver- | dakikaları sayarak onu beklemek mek istiyenleri hırsımdan, gelip | sehpaya çıkan bir idam mahkü geçici bir hayat için yerlerde sü- mununkinden bile acı oluyordu. rTünenleri iğrendiğimden öldürü-*Ah yarabbi, şimdi bir mucize ol- yordum. Üzülmeyin tabii beni sa karşılarında "hakikaten canlı, de sağ bırakacak değiller, belki bir ölüm makinesi gibi duran a- yarım saat sonra ben de size ka-| dam anide bir şeyler olsa. Hep- vuşurum, Yalnız sizlere fazla o0- / si buna benzer düşünceletle yer- larak bir iyilik yapmak içimden lerine mıhl elleri tutul geliyor! Öyle ya, belki seyahate, | dururlarken, yerinde — sabırsızla belki evlerinize — gidiyorsunuz. | narak bekliyen haydut elindeki Hem ölümleriniz meçhul kalma- | silâhı tekrar havada bir kaç ke- sın. Herkes bilmeli, hereks bil-|re çewiredi ve büyük bir itina ile meli! Genç adam tek elile cebin- cebipe yerleştirdi. Yüzüne — ya- den bir 'tomar kâğıt ve dört ka-| vaş yavaş yayılan bir gülümseme "i esi birisini son bir gayretle imdat i-|ları arasında tuttuğu tabancayı, şöyle bir havada çevirdi. Ağzı- şaretine sarılmak — istedi, diğeri elini fabancasına doğru götürdü. nın kenarlarında peyda olan si- Fakat ikisi de ayni zamanda kar- | lik bir tebessümle tekrar konuş- şilarında birer ruvelver ağzı gör- | mıya başladı: düler. Meçhul adam bir elile si-İ —— Şimdiye kadar canlı bir: lem ,'Sol birer tane| ile: uzattı. Sonra: n — Anlaşılan dedi, hiçbir şey — Haydi bakalım, dedi. Şu- | yazamıyacaksınız. Bari kâğıtların raya vasiyetnamenizi yazın, hıtap | arkasını çevirin de okuyun. Hep: ettiklerinizin eline geçeceğine si- zi temin ederim. vakta duran adam bir anda yü- si kâğıtları süratle çevirdiler. A-| yordu. zündeki maskesini çıkararak kom partimandakileri ayrı ayrı selâm: ladı... bi — Hayat umulmadık tesadüf- lerle doludur, dedi. Şu zaman. da benim yerimde hakiki bir hay dut ta bulunabilirdi. Ve siz kikaten beş dakika sonra hayi la alâkanızı kesmiş olabhilirdiniz. — Bunun için daima ihtiyatla hare- ket etmeli, Yaşarken de, öldük- ten sonra da size en büyük yar: — dımcı olacak hayat sigortasına $ girtmelisiniz. Şimdi içinizde arzu — Dr. Nuri Ergene ğ *N y eden varsa ellerindeki kâğıtları — okuyarak kaydolabilir. Hepsi de bu umulmaz müci- ze karşısında şaşkın bir halde kâğıtlarda yazan şartları bile o- — kumıya lüzum — görmediler, bü- yük bir helecanla gösterilen yere — imza attılar. Semplon ekspresi devamlı u- gultularile hududa doğru ilerli- A ,q NECL MAR'Aş M

Bu sayıdan diğer sayfalar: