2 Ocak 1941 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

âralar uyor lide vgerçi! - Safinaz Perdeleri Araladı ve Hızırı Doya Doya Seyre Koyuldu kELİR b Safinazla koşulmuş koçuya kuruldular, kar- gılarında da iki yosma cariye yer aldı. Kafile Zeyrek, Bozdoğan ke- meri, Zincirlikuyu, Çukurbostan yoluyle Edirnekapıya yollandı. Şehrin dar sokaklarında ön beş atlı ve bir koçunun yöl alması hayli güç olmuştu. Fakat surlar geçilip yola düzüldükleri zaman atlılar hayvanlarını öynatarak kır- lara yayıldılar ve koçunun kuv- vetli beygirleri de, sağından so- lundan ilerleyen atlarin bu neşeli Yayılışlarını kendilerine örnek tu- tarak tirisa kalktılar. Arabanın yanından hizmetkâr- ların uzaklaşmasını fırsat bilen Sa- finaz, ağır ve zarif kumaşlardan yapılmış perdeleri iyice araladı ve beş ön adim ileride babasile beraber at başı giden Hızırı doya doya seyre koyuldu. Genç adam hayvanın üzerinde © kadar dik duruyör ve © kadar heybetli görünüyordu ki, genç kız yüreğindeki hayalle bünu karşılaştırdığı zaman, ona içinde ayırdığı yeri az buldu ve tahassü. sünün hudutlarını" genişleterek takdir ve hayranlığını arttırdı. Hızirin bindiği, Hasan Ağanın göz bebegı gibi koruduğu ve ev- İât sevgisine yakın bir sevgi ile bağlı bulunduğu halis bir Arap atıydı. — * Şımarık bir çocuk gibi cinsine mahıuı lıuyıuzluklır yaparak sıç. *i St ee D * b' durumla ilerlemek isteyen — hay- wan, belliydi ki yaydan fırlayan ök gibi ileri atılmak ve yeşil ova- da alabildiğine koşmak istiyordu. Fakat üstündeki binici Safina- za daha yakın olmak ve araba- nin ipek minderleri arasında bir gül zarafetiyle parlayan sevgilisi- nin benliğinden bir ıtir kaynağı ;gibi yayılan kokuyu doya ı:loyı annesi iki yağız at |sıralandı. Dört geniş sofrada birer dü-'4 zine davetli bağdaş kurmuş, yen- lerini dirseklerine kadar sıvaya- | rak dolmalara, sarmalara saldırış | etmişler, hoşaflara, sayranlara ka- | şik atmaya koyulmuşlardı. Ev sahibinin bulunduğu sofra- dâ Hasan Ağa ve Hızırdan baş- |ka dört Leş vakur ihtiyarla iki de levend yapılı adam bilhassa göze çarpıyordu. Zülâlizade lâhı dönüp dolaştı- mp Hızıra intikal ettirerek: — Eskiden bir orduya meydan okuyan kahramanlar, kale kapı- sını koparıp kalkan gibi kullanan erler yetiştiğini — işitir! bunların menkibelerini büyük bir — takdir ve tevkirle okur ve dinlerdik Biz bu çeşit pek yürekli ve ka- vi bilekli erlerin artık yetişmez olduğunu sanıp tasalanıyorduk. Ve lâkin soframızda dahi böyle bir yaman kişi olduğunu bildiğim için şimdi göğsüm kabarır, gön- lüm haz alır. Ben gözümle görmeldim fakat gözlerile görenlerden — işittim ki, bu yaman delikanlı bine karşı gözünü kırpmadan — saldırmakta tereddüt etmezmiş! Hasan Ağa Zülâlinin Hızıra ait hikâyeyi anlatmaya başlaya- cağını sezinlemişti. Sofrada bulu- nanlardan birinin gammazlık e- dip işi Bostancıbaşının adamları- na çınlatıvermesi halinde de, de- likanlının düşeceği tehlikeli vazi- yeti düşünerek: — Doöst dosta, o dost ta diğer bir dosta anlatır ve belki de bir soysuzun kulağına erişir. Kerem eyle de bunu bilenler yüreğinde saklasın efendi hazretleri! dedi. Fakat bu söz Zülâlizadeyi çi- leden çıkarmış gibiydi: — Burada hazırbilmeclis — o- lanlar hep ser verip sır vermiyen mert kııllerdır ağam. Kaldı ki bu- gerü hepimiz serlerimizi koklamak arzularını y du. Bu sebeple hayvanın dizginle- rini kastıkça kasıyor ve bu tahak- küm, arzularına gem — vurulmuş! ınnınlaıdı oldniu gıbı hıyvını dini mübin ve ümmeti Muh VATAN tırılması İçin Proja Hazırlanıyor Bütün mahkümların naha ve âmme işlerinde çalışmaları için |Nafıa ve Adliye Vekâletleri tara- 'fından bazı tetkikler yapıldığı ya« zılmıştı. Öğrendiğimize göre İs- tanbul ve Usküdar cezaevleri ve tevkifanelerinde bulunan bütün mahkümların iş ve ekmek sahibi olmaları için Müddei tlik yeni ve esaslı hazırlıklara başla- mış ve yeni bir. nizamname ha- İzırlıyarak Adliye Vekâletine gön- dermiştir. Nizamname Vekâletin tasvibinden geçtikten sonra der- hal tatbikina başlanacaktır. İstan. bul cezaevlerine eroin, esrar gibi zehirli maddelerin sokulmaması için esaslı ve çok sıkı tedbirler a- lınmıştır. Gardiyanlar bile içeriye |girerken aranmaya tâbi tutuluyor- lar. 'Bir Muhtekir 2 Sene Sürgün Edilecek Taşköprü, (Vatan) — Tüccardan Muhittin Çanrıtekin Milli Korunma kanununa aykırı hareketile beraber mağazasında mevcut gazyağı oldu- ğu halde gelen müşterilerine yoktur, diye gerl çevirmiş, bu hal zabıtanın da dikkat nazarını çekmiştir. Evvel- ki gün beş litrelik ufak bir gazyağı tenekesini 1860 kuruştan satarken suç üstünde yakalanarak mahkeme- ye verilmişti. Mahkeme, suçu sabit gördüğünden mühtekiri 500 lira a- ğır para cezasına ve İki sene müd- detle Ankaraya sürlülmesine mah- küm etmiştir. —- — Lisans Talimatnamesi Ankara, 31 (Hususi muhabiri. mizden) — Yabancı memleket- İlere ihraç edilecek mahsulât ve mamulât lisansa tâbi tutulması ve Vekâleti ı ' | bu İisansların b fnd v t | Pa Ticaret nni tati Mma lt met uğrunda fedaya hazırl k l94l ...'L' d meriye- Tali göte emri mühimmini tezekkür için bu- irada toplı.nmıı bulunuyoruz. Fakat üstündeki binici onu © kadar hâkimane idare ediyordu ki, Çekmeceye varıncaya kadar koçunun gidişine ayak uydurma- ya mecbur kaldı. Zülâlizade adaşının çiftlik sinır larına dahil olduğunu öğrenince beş on atlıdan mürekkep bir kar- şıcı kafilesi göndererek misafirle- rini ağırladı ve kendi de köşkten bir kaç yüz adım ileride onları bekliyerek, iltifatta bulundu. Hı- zır İstanbul kadılığı mertebesine ermiş bir adamın bu nazik hare- ketinden onun çok kibar ve mi- safirsever olduğu neticesini çıkar- mıştı. Kadınlar köşkün harem ciheti- ne, erkekler selâmlık yanına a- lındılar. Köşkün alt katında geniş bir odada geniş ve yumuşak küştüyü minderlerle tahatlaştırılmış — se- dirlerde yangelip yorgunluk çıka. ran daha beş ön misafir vardı. Genç iki içoğlanı misafirlere soğutulmuş ayran ve şerbetler su- nup sık sık çubuk tazeliyorlardı. Misafirlerin uzaktan geldiği ve yolda karınlarının acıkmış oldu- gu hesap edilerek ve daha sonra- ki programa da uydurulmak mak- sadı da gözetilerek ikindi vakti, ağaçlar altına serilen — örtülerin üstüne geniş yemek sinileri otur- tuldu ve yayvan bakır lengerler- | le itina ile hazırlanmış yemekler.Zululı' Eğer sırra agâh olun- ca onu faşedecek tinette bir ki- mesne varsa, bir lâhza evvel a- ramızdan ayrılması iktıza eder, dedi. Bu sözler sofradakileri ilgilen- | dirdi. Zülâlinin buraya — kendilerine mühim şeylerden bahsetmek için ıhıaç Tisansı alabilmek için ma- lin satışının yapılmış olması şart- tır. Lisans talebinden evvel satı- lacak mal için lisans verilip veril- miyeceği hususunun Ticaret Ve- kâletinden sorulması malları — sa- İtanlara bırakılmıştır. İhraç lisan- sı münhasıran talepname sahibi lolan hakiki veya hükmi şahsa a- ittir. Bu lisanslar hiç bir veçhile başkalarına devredilmiyecektir. çağırdığını anlayarak — hep kalbini derin bir heyecan kapla- dı. Maamafih sofradan kalkınca- ya kadar bu mevzua tekrar — te- mas edilmedi. Akşam — namazını müteakıp çiftliğin en büyük odasında mi- safirlerini toplayan Zülâli, güzel sesli bir hafızın okuduğu bir ka- sideyi müteakıp gene seslerin mü- essiriyeti ruhlarda garip ürperti- ler yaratan mersiyeler okunmaya başladı. Bu mersiyelere ney ve tabıl sesleri de karıştığından bü- tün misafirlerin iç durumlarında bir coşkunluk husüle getiriyordu. Bir aralık Zülâlinin bir işaretiy- le ahenge nihayet verildi. O za- mana kadar eğik bir halde bulu- nan başlar doğruldu ve manevi bir hazla parlayan gözler Zülâli- ye dikildi. Zülâli tok bir ses ve ağır bir eda ile: Ağalar! diye söze başladı. O- dada bulunanlar bütün dikkatle- rini şahlandırarak dinlemeye ko- yulmuşlardı. Bu alâkayı sezen (Arkası var) Poliste: Elini Makineye Kaptırdı Galatada Külhan sokağında otüran Dahili fabrikalarımızın ihtiyacını önlemek üzere günden güne istihsal kapasitelerini arttırmaktadırlar. Bilmarbanka ait Bakırköy Bez fab rikası evvelce üç bin iğle çalışırken bugün bu miktart on bine ve tezgâh- larını da 3000 e çÇikarmıştır. Öğrendiğimize göre, bu miktarın da kâfi gelmiyeceği nazarı itibara almarak iğ adedine 18 bin tane daha ilâvesi kararlaştırılmıştır. Bugün, fabrikanın senelik istih- Mqunymmetuvelniudedl 17738 dür. Kayseri Bez fabrikesı senede 21 milyon metre bez işlemektedir. Merinos fabrikasınm — istihsali de 3 misli fazlalaştırılmıştır. Bütün yün Kayseri pamuk komb iç görünüşü ipliği ihtiyacını karşılıyabilmek — için yeniden tesisat meydana getirilmek- te ve mümkün mertebe eldeki vesa- itle fazla randrman almmıya çalışıl- maktadır. Sümerbankın diğer Şehirve Memleket : Haberleri l Mahkümların Çazış- Fabrikalarımızın İstihsalatını Arttır- mak İçin Yeni Tedbirler Alındı. Sümer Bankın Bütün Müesseseleri Memleket İhtiyacını Karşılamak Içm Butun Kuwetlerıyle Cauşwonar POSTANIN Kürülüşünün Yüzüncü Yılı Posta İdaresi Bir Seri Pul Çıkardı Ankara, 1 (Huüsust Muhabirimiz- den) — Postanım — memleketimizde A | kuruluşunun yüzüncü yılr dolayısile P. 'T. 'T. umum müdürlüğü dört pul- dan ibaret yeni bir seri pul çıkarmış- tır. Posta gişelerinde satılmakta bü- lunan bü pulların adedi yüz bin ta- nedir. Sekiz kuruşluğu yeşil, altı kü- ruşluğu kırmizi, ön kurüşluğu mavi A|ve öon iki kuruşluğu kahverengi ©- lâan bu serinin mecmu fiyatı S1 kü- rüştür. Pulların meomuu tükenince- ye kadar gişelerde — kullanılacaktır. Ressam Ratip Tahir Börak tarafın- dan cidden sanatkârane yapılmış ve büyük bir Türk klişecisi olan All Ri- za tarafından hazirlanmış ölan bu pullar bir asır evvelki vı buğünkü GÜNDEN GÜNE Tehdit ve Tedhiş! Politikası j Yazan: ÜC YILDIZİ Imâhnlar geçen pazar Lon> A dranın meşhur — City'sini yaktılar. Baskının kotkünç - tal silâtına âit telgtaflatın atkası ke“ silmiyor, Bu tarihi ticaret mer” kezinin bir çok binaları elân tü" tüyor, bir çok insanlar viraneler arasında dükkânlarını, tezgâh- larını kurmaya çalışıyorlarmış. Yılbaşı gecesi nazi politikaci- * sının Danimarka domuzu, çeşii- — li Holanda yağ ve peynirler; vt — asırlık Fransız qımpınyılınyleıî donanmış sofrasında keyifle elt lerini uğuşturduğunu ve şu mo” nöloğu söylediğini görür gibi Ö — lüuyorum: — İşler yolunda gidiyor, Ş*' fin İngilterede taş üstünde — taf bırakmıyacağı hakkındaki vaidi" nin yılbaşından evvel kismen tâ: hakkük etmesi iyi alâmettir ya— AA t aa ae ŞÜ aai ai BU posta dir. Antakya Halk>vi Antakya (Vatan) — Cümhu- riyet bayramında vilâyet idare de ayni şekilde memleket mtlyunmı* önlemek üzere bütün kuvvetlerile ça- lışmaktadırlar. BSelltiloz sanayli de küvvetle inki- şaf etmektedir. İzmit Kâğıt fabrikasının istihsa- Jâtı ön üç bin tona çıkarılmıştır. İkinci kâğıt fabrikası da çok ya- kın bir zamanda işliyecek ve kâğıt ihtiyacrmızın mühim bir kısmı da- hilden temin edilecektir. Piyango Talihlileri Bu senede Milli Piyangonun Yıl- başı keşidesi 1941 yılıma girilen ge- cede bir çok kimseleri Zzengin ede- rek sevindirdi. On bin liralık bir biletin sahibi ve talihlisi İstanbulda —Mehmet adında ayağında pabucu bile olmıyan bir fa- kirdir. 1941 yılma beş bin liralık bir ser- Bir Motör Kurtarıldı Dün sabah Marmaradan lima- nımıza gelmekte olan 20 tonluk Toprakçınar motörünün mıkııu-t si bir arıza gösterdiğinden motör Haydarpaşa açıklarında suların tesiriyle sahile doğru sürüklenme- | ye başlamıştır. Fazla yüklü olan motör batma tehlikesi kırçmndı kaldığından vetle giren dünün fakir bu bileti almak için evindeki tencera- İsini sattığını duyduk. Dün yanında Wherabe—r getirdiği karısı ile pâraları büyük bir sevinç içinde almıştır. 248153 numaralı on bin liralık diğer bir ikramiye de Konya Er imdat i tır, Vazi. wye! sahilden gorülmıiı ve motö- | irün imdadına — Denizyollarının |Ecel motörü gönderilmiştir. Ecel motörü Toprakçınarı ye- değine alarak limanımıza — getir- miştir. ilk tedrisat mürfettişlerinden Emine isabet etmiştir. Zeytinburnu hastahanesi memur ve âyni semtte bir mobilya fabrika- sında çalışğan Petro isminde biri, fabrikada çalışırken kazaen sol eli- ni destere makinesine kaptırarak ya- ralanmıştır. » Kira Kavgası — Galatada Ka- raoğlan sokağında 21 numaralı evde oturan Yaşar Yılmaz, kira mesele- sinden çıkan kavga neticesinde ev sahibi Mehmet Dalı bıçakla kolun- dan yaralamıştır. * Yangın Başlangıcı — Kadıkö- yünde Feritbey sokağında 43 numa- ralı Ziverin evinden yangm çıkmış, sirayetine meydan verilmeden sön- dürülmüştür. * Galatada Okçumusa caddesin- de Emine apartmanının 2 nuümaralı dairesinden yangın çıkmış, söndürül- müştür. * Osmanbeyde Şair Nigâr soka- ğında Süleymanın evinden yangın çıkmış sirayetine meydan verilme- den söndürülmüştür. Ü aldık biletle on bin ve ı ları 68475 numaralr lira kazanmışlardır. Yüz bin liralık ikramiyenin — Di- yarbakıra,, 50 bin liralığın Afyona, 80 bin liralığın Edirneye, 20 bin li- ralığın Diyarbakır ve Balıkesire, ön bin İiralikların Antalya, İstanbul, Tarsus, Ödemiş, Edirne, Konya Ereğ- lisi, ve .stanbula isabet ettiği anla- şılmıştır. Askerlik Hizmetine Alınanların Maasları * Füli askerlik hizmetlerini yap- madan ihtiyat sınıfına nakledil- miş olan ve bu kere talim ve mâ- nevra münasebetiyle silâh altına | alınan memur ve müstahdemlerin maaş ve ücretleri tamam olarak verilecektir. Bu karar bütün dev- | let teşkilâtına bildirilmiştir. Müteferrik : Eczacılar Birliği Kongresi Türkiye Eczacılar Birliğinin sene- lik kongresi bu ayın yirmi birinde Etibba Kon- heyeti k mesai progrâ- mihi tesbit etmiştir. Halkevi te- | isliği için yapılan seçimde Parti | idare heyeti azasından ve Maarif müdürü Rifat Necdet Evtimeri intihap olunmuştur. Maarifte: Zehirli Gaz Konferansi EBozacı mektebi ispençiyarı kimya profesörü Dugüuenois, bu ayın yedi- City'nin akıbeti İngilizleri — yu* Olsa gerektir, | Alman politikasınin — hiç bit zaman anlamadığı ve galibâ bundan sonra da anlayamayaca: — ği psikolojik nokta budür. Tethiş ve tehdidin hayvınllfi âlemi gibi insanlar alcmmdekl] tesiri de inkâr — edilemez. manya ve İtalyada totaliter re* â jtmler bu vasıtalarla kurulmuf yürümüğlerdir. Geri ruhlu müs* temlekeler, kırlarda — başıbö$ — vahşi at sürülerine tatbik edilen — aynı usülle esir edilmişler Ve bağlarına alıştırılmışlardır. â Hatta kabul etmek — lâzımdıf ki zavallı insanda evvelâ şiddet- ! le reddettiği boyunduruğu son* radan zelil bir muhabbetle ııv"! sinde dâ harpte zehirli gazlar hakkında bir konferans veretektir. x Riyaziye Mesele Kitabı — Maa- rif Vekâleti bütün orta mektep ta- lebleri için bir riyaziye mesele kita- br hazırlamaktadır. Kitap, talebenin riyaziye meselelerini halde işine çok yarayacak mahiyette olacaktır. * Sınıfta Kalan Talebeler — Üni- vudu Dekanlar Meclisi Üstüste iki sene ayni sınıfta kalmış talebler le- hinde bir karar almak Üzeredir. Bu y olan beler bu ancak önümüzdeki ders yılı başında istifade edeceklerdir. meye başlamak gibi bir hazin zaaf ta vardır. Alman politikasının hatasi kendi memleketi içinde, yarım ruhlüu ve yarım idrakli müstem" lekelerde muvaffak olduğunüî gördüğü bu silâhı herkese kabi' li tatbik sanmasıdır. Sinir harbi diye başlandı; tay” yare ve bombalara ayrıca canâ' var düdükleri takılarak- çıldırtı" & yıldırım baskınları — şeklinde devam edildi. Bir çok milletler manyetizt | olmuş gibi ellerini silâhlarına bi- le götürmeye kudret bulamadan teslim oldular. Basit nazi politi” Kar'i Mektupları: İktisadi Bilgi ve Tecrü- beden Âzami İstifade Bir tarihte Berlinde bulunuyor- dum. Adlon oteline yolum düştü. Bir salonun bir tarafında, birinci sınıf kacısı sanıyor ki bu havalide af tık her şey olup bitmiş, dağlaf ve sokaklardaki isyanla ruhlar* daki isyan da durmuştur, Bun” lar için artik yeni efendilerinifi yeni nizamını minnetle sevmek” ten başka yapılacak iş kalma" miştir. Henüz baş eğmemiş ©* lınlın gelince, City yangınınt en tethişler nekadar çö“ bir A kalr iş adamı hük mettiğim genç bir adam oturmuş, sıra bekliyen takım takım Alman iş grede Eczacı mektebinin müstakil bir fakülte haline getirilmesi ve bilhassa Türk profesörler yetiştiril- mesi meselesi de görüşülecektir. He- zacı mektebi hakkında alımacak ka- rarlar temenni halinde Maarif Ve- kâletine bildirilecektir. * Devlet Matbaası Nakledilecek— Devlet matbaası ve Adli Tıp Engti- tüleri bu yaz Ankaraya nakledile- ceklerdir. Bu suretle bu iki mülesse- se daha merkezi bir yerde bulundu- rulmuş olacaktır. xx Namık Kemal Sergisi — Şehir ve İnkılâp Müze ve Kütüphanesinde açılan Namık Kemal sergisi çok raz bet bulmuştur. Her gün üç, dört yüz | kişi sergiyi gezmektedir. Şimdiye kadar tertip edilen sergilerin hiç bi- risi bu kadar rağbet görmemiştir. kibar, görmüş geçirmiş, tam mânasi le bir aile erkeği... Piraye de ondan daha iyisine varacak değil ya!.. Râüna Hanım gözlerini yere indire- rek bir müddet düşündü. Sonra başı mı sallıyarak: — Pekâlâ, dedi. Sen de bu işi mu- vafık buluyorsun demek?.. O halde mesele kalmadı.. İş Pirayenin muva- fakatinde!. — Adam sen de!. O zaten böyle şe- — ye dündan hazırdır. — Öyle deme Murat!.. Yirmi beş yaşında bir genç kız, elli yaşında bir adama varmak için can atmaz... — Piraye keadini, mevküni bir ke- © düşünürse uçar bile! YAZAN: KERİMEZladir. <B — — Her ne Ben bu akşam me- seleyi ona n.. Bakalım ne ağız kullanacak ?.. — Ha bak!, Selâmi Beyin benim eski mektep arkadaşım olduğunu, ti- caret hayatına birlikte atılmış bu- ,Teneceğini duydum.. Bu rivayet doğ- rü müdür? | — Evet Saflet Bey!. — Yana! — Niçin 0 kadar şaştınız? Bu pek tabii değil mi? Bir genç kız şüp- hesiz kendisine bir hayat arkadaşı seçeektir. — Fakat bu seçimde aldandın!. — Bilâkis! Selâmi Beyin beni ta- mamile mesut edeceğinden eminim. — Emin misin? Demk bir erkeğe emniyet edebilir. mişsin ? — Şüphesiz! Yalnız emniyete lâyık bir şahsiyet Iti — Peki neden benimle evlenmek İstemiyorsun ? — Hâlâ devam ediyorsunuz.. Siz- den nefret ediyorum... — Yalan söylüyorsun Piraye!. Be- ni eskisinden çok, hem pek çok sevi- yorsun... miyordu. — Bir dü. Alman dilini pürüzsüz kullanı- yor ve muhataplarına karşı hâkim bir vaziyeti muhafaza ediyordu. <Biz de bu sımıf adam ne zaman yetişe- cek?» diye imrendim. Trende benim Amerikalı yine kar- şrma çıktı. Yanımdaki bir arkadaşa sordum: — Bu Amerikalı kim olsa gerek? — Hangi Amerikalı? diya eevıp verdi. iğin adam, Sümerb, Umum Müdürü Nurullah Esat Sü- mer... Memlekete dönünce bu zatım neler yaptığına merak ettim. Bilenlerden sordum. Bizde âdet olduğu üzere al- galırsa lngılızler ve bu korkun$ ibret dersleri karşısında titreyeğ dünya o kadar yılacak ve yu* muşayacaktır. l Tethiş ve tehdidi her şey sâ' nan Almanlar bu gibi şiddeıle’J rin, elinde vasıtaları olan ve bü vasıtaları kullanmasını bilen b'.g millette dayanma azmini kal misle çıkaracağını bir türlü het sap edemiyeceklerdir. â Üçüzlü paktla sırf Ameıikg,:] yı yumuşatmak için yapılan tei) didin onu nasıl derece derect kızıştırdığını ve nihayet Roost” — velt'in evvelki akşamki nutkıy” - le ateşin ta ortasına attığını gÖ” remiyorlar. Nitekim hcrtutlaq haddi aşan ıdıdıller ve tethif” dığım p çoğu, saymak yolunda idi. Fakat ortada bütün noksanlarma rağmen müşkül ve çetin şartlar içinde vaktinde ye- tiştirilmiş bir beş yıllık plân vardı. Bu plân her hâlde iş bilgisi ve lerle iptidadanberi dünyayı nâ” sıl q.ıldırmklınnı, aleyhlerine nâ* 5* sıl bir manevi blak meydana g” tirerek partiyi evvelden kaybet” r tiklerini anlamayacaklardır. B yorulmak bilmez bir çalışmaya delâ- türlü hakareti eden bu alçak adam- dan intikam alacaktı. Tek gayesi bu idi. * t. Kalbini kanatan bütün duyguların fevkindc bir duygu!.. Evet, Saffeti elân sevsc bile yine intikam alacaktı. Buna az- — Bu gülünç ediyorsunuz! — O adamla eylenmiyeceksin... — Vazifeniz değil... — Ben bu işe mâni olacağım.. — Hiçhir şeye karışamazsınız.. Sonra en büyük şüphesi onun söz lerinde samimi olup olmaması id Ya bu sefer de kendisile eğleniyorsa Artık 0 zaman haysiyetsiz, onursu: let ediy Böyle bir işin idaresine memur edilen adam, kusur yapa ya- pa olgunlaşmış ve memleket hesabı- na tecrübe sahibi olmuştu. Bunun için günün birinde işten çekilince ve işe yarayabilecek bir makine muat- tal bir hale kanunca teessür duy- dum. Çünkü iktisadi işlerde yetiş- miş adamımız o kadar çok mu ki, vetişenlerden istiğna duyalrm ? Bu mesele bana dert o!du Çünkü getirdik | Gazetemizde Üç Ustra adıylâ çıkan hikâyenin muharriri — Bay Ş. E. hikâye ücreti olan üç Jira” nın gazetemiz tarafından muhtâf birine verilmesini arzu — etmiştif Gazetemiz üç lirayı Düşkünlere” vinde Fahri Savaş adlı bir hastâ” ya vererek bu insant arzuyu yö rine getirmiştir. bir kız, hattâ bir paça' dün... Ve seni dü — Ben sana hiçbir zaman emniyet veremedim öyle mi? lunduğumuzu, velhâsıl her kendisine kefil olabileceğimi ilâve et- meyi de unutma!.. — Peki unutmam!.. Odaya bir hizmetçi kızın girmesile muhavere kesildi. Nesrinden mektup gelmişti. Baba ile ana biricik kızların dan gelen bu küçük kâüğıdı uzun u- zun tetkike koyuldular.. ederim.. — Piraye! Bütün bu böş sözleri, bu moruk Zzenginin hikâyelerini bı- rak!, Beni dinle.. ve cevabını ver: Benimle evlenecek misin ? — Alay mr ediyorsunuz Saffet Bey? Zannedersem size bir kaç gün evvel son ve kati cevabımt vermiş- tim... Bir daha bana böyle şeylerden rica di — Haydi bakalım.. Genç kız, Saffeti arkasında biraka- rak bahçenin gölgeli yollarında sü- ratle ilerlemiye başladı. Dimağı bir çok istifhamların mevbum çemberile sıkılıyor, kalbi bütün hızı He çarpı- yordu. Saffetten nefret ettiğine emin di. Fakat neden omun sözleri hissiya- tında garip bir galevan husule geti- riyor, neden ruhunda yakıcı, ezlci bir tazyikin buhranıniı duyuyordu ? Acaba hâlâ onu seviyor muydu? O bu ihtimalden şüphe etmeyi bile iste- Bütün bu düşünceler onu ihtiyat” davranmıya sevkediyor. man çürük tahtaya basmamak kendi kendine and içiyordu. * Feri l Bir akşamdı.. Gün ağır ağır kar? rıyor. Etrafa menekşe Trengi gölz ler serpiliyordu. öyle Jâtif ve hüzünlü akşamlar o! ki, bunlar hiçbir mevsimin güzeli. lerile değişilmez... İşte yine öyle b akşam... Melâl dolu, şiir dolu, hüzü. dolu bir akşam! (Arkası var) mursu: |uçtısadi sahada diğer ol a- L ğ da layıkile istifadı rmazdan da yi TAKVIM zazetelere yazacaktım. Fakat belki 2 İKİNCİKANUN 1941 hiçbir. ;s'ı p diye PERŞEMBE çi Nuru!lah Esat Sümerin Partinin| |YIL: 1941 - AY: 1-GÜN: ? on mebus namzetleri arasında bu-| |RUMİ : 1856 — 1 incikânun: 20 'unduğunu görünce memnun oldum.| |HİCRİ: 1359 — ZİLHİCCE: 4 Jmumiyetle şunları dilerim ki, in-| | v.—zctr VASATİ EZANİ “anları şu veya bu kusurlarına göre T)'N; ——— “Bü, Ve tectübeleri GÜNEŞ: 8,26 2,35 bar ğ lek î: kend dohymuc ÖĞLE ; 18,17 7,21 1 istifadeye göre tasnif edelim ve| | İKİNDİ: el közü itisadi sahada bilgi ve tecrübeden| | AKSAM: — 1751 — 12,00 on hadde Kadar istifedeye çalışa- YATSI: 19,28 1,88 Pat İMSAK: 6,39 12,48 | Maçka; M. 8. D.

Bu sayıdan diğer sayfalar: