Âhirete Kavuşturduklarım Arasına Onu Kurmuştum. ya e. Tercüman, gösterdiğim pasaport- lar ve ortaya saçtığım mallar kar- şısında artık susmuştu. Hacı Meh- met ile ben, hâkim huzurunda hüküm bekliyen — suçlular İ pasaportu gözden geçiren zabitin ağzına bakıyor, çehresinden, du- daklarının — kıpırdayışından — bir mâna çıkarmak için - kıvranıyor- dük. Nasıl oldu bilmem, bu defa ta- lih fettanlık etmedi, yarlığını e- sirgeredi, Zabit, güler bir yüzle pasaporlu — verirken, — gözlerini gözlerime dikti, istaayon ta- Tafınt işaret etti. Gülünç bir ec-! nebi şivesile: — Haydi... dedi... Çek buğ- dan ağaba. Yok bi İ Zabitin, dediğini İ | tekrar etmesine meydan birak- | madım. Hemen, teşekkür ederek | elini sıktım. Yerdekileri toplıya- rak koyauma tıktım. Hacı Meh- medi koluma taktıktan sonra, ar- kama bile bakmadan istasyonun yolunu tuttam. Kurtuluşumuza — memnun — ol- makla beraber, teşebbüste uğra- dığım muvaffakiyetsizlik bende, gok acı bir tesir bırakmış, — hele, tercümanın arkamızdan savurdu- ğu kaba küfürler ayranımı pek kabartmıştı. Hintlileri Anadoluya kaçırmak fikri zihnimden, o an- da, tamamile silinmiş, içime ter- sinmişti. Bu düşünce ile vapurda Hacı Mehmetle tek ke- lime konuşmadan otele geldim. Çok bitkin ve bezgin bir halde yatağına giren Hacı Mehmet, buhzan içi) de uçraya sıçraya uyu- mağa çalişırken, kendimi odurin denize nâze olan balkonuna at- tım. Limanda dizili duran düşma- mın bol işıkli harp gemilerine ba- ka baka derin bir düşünceye dal- dım ve onlardan acı bir intikam ilhamı aldım. Harslı bakışlarımı göğe uzattım. Sönmeğe yüz tu« tan kandiller gibi bana fersiz gö- yünen yıldızlar ruhumu büsbütün kararttı. Kara geçen günlerimi ha- tırlat Kendirni ada gündüzki bâdiseyi hatırla- dım ve hayalimde tekrar yaşat- tım. O zabit ile terelimanın karşı- sındaki kıvranışlarımı Türklüğü- me hiç yakıştıramadım. Hele, va- ziyetimi kurtarmak için cebimde- ki pasaportu kullanışım. bana © pasaportu verenlerin himayesine sağınmış gibi ağır ve zilletli gö- ründü. Bu hareketi, hak yolunda çalışan bir adamın şeytanlardan şehaat Umması kadar yakışıksız buldum ve çok mahçup oldum. Hırçın bir hareketle kvynumdıhw pasaportu çekip çıkardım. parça- ladım, ayaklarımın altında ez- dim. | Kendimi yine yatağa attım. Di mağımı kemiren buhran biraz tışır gibi olurken, sahildeki Hint- liler bütün zavallılıklarile haya- lümde belirdi. Nasıl oldu bilmem, beni büsbütün delirttiler. Fırlıya- Tak kalktım. Usturamı aldım. Ay- nanın karşısında, o anda bana bir miskinlik, âcız! lâmeti gibi gö- rünen sakalımı sıyırıp attım. Âr- | kamdaki — elbiseleri de — kestim. | doğradım. Birkaç gün evvel getirdiğim — elbiseleri — giyindim. | Tabancamı belime, bıçağımı kol- | tuğuma taktım. Aynaya bir daha baktım. Hakiki benliğimle ku,ı-i İaştım ve ferahladım. Kendi ken- dime: — Türk Mehmet. Düşmandan yılmaz, tehlikeden korkmaz. Diye mırıldanarak — yatağıma girdim. Uyudum mu?.. Hayır. Sabaha kadar dönüştüre dönüş- türe düşündüm. Kendime yepye- ni bir çalışma plânı meydana ge- tirmek için dimağımı didikledim. Kararlarımı verdim. Verdim am- ma çok yorgun düşmüş, kendim- den geçmiştim. Sabahleyin. gözler Allı aylık , İyor, diğeri 4ııklınııııı. başımı dizi üzerine a- |rüğü hamalbaşısı Salih Reisle, E- | ( Hopalı Mehmet i | SAN da Katmayı zaman başmı yine âhiret kardı şimin dizi üzerinde, buldum. Taş- kın bir tasa ile kara kara düşü- müyor, bir elile şakaklarımı oğu- de kulunçlarımı e- ziyordu. Gözlerimi açıverince, telâşlı bir tavırla: — Ya Mehmet. Bu ne hal, bu ne kıyafet... diye haykırdı... ma bir hal oldu korkusile ben de aklımı kaybedecektim az daha, Zavallı ühiret kardeşim, uyan- dığı zaman benim öyle birdenbi- ve yüzümü cascavlak, ehram ile fesimi de yerde parça parça gö- tünce, çıldırdığıma hükmile me- k kasidei bürde okuma; | lamış meğer... Neş eli bir kahka- ha attıktan sonra, — geçirdiğim buhranı, verdiğim kararları birer birer anlatlımı ve arlık alı ketmek icap ettiğini. arzu ettiği takdirde benimle gelebileceğini, yahut da dilediği yere gidebilece- gini de sözlerime kattım. Bir ge- ce evvel geçirdiği korku, Hacı Mehmedin maneviyatını yıkmış, ümitlerini tamamile kırmış ola- gaktı ki ayrılmak teklifimi, sık sık P koni şartile derhal kabul etti. Karar ve teklifimden memnun olduğu balinden anlaşı- hyor, gideceği hemşehrisinân evi. ni târil ederken, bir taraftan da göze çarpacak bir tezlikle eşyası: gu topluyordu. Ben de pek mütecssir deği bu ayrılıktan hani. Onu bana a- yak bağı olmaktan, kendimi de gaa lüzumsuz bir safra görün- mekten kurtarmıştım. — Bununla beraber ayrılışımız hüzünlü oldu. Göz yaşlarını silerken, sırma püt- | küllü atlas kesesindeki kardeşle- rinden ayırdığı yirmi beş Mosır altınını önüme koydu: — Ya Mehmet, bu altınlar sa- na verilmek üzere bende cemiye- timizin bir emaneti ol yordu. A, dilediğin Beni sık sık yoklamayı unutma. Daima bekliyeceğim seni. Dedi, Gözlerinden boşanıve- ven yaşlarla lanan yüzünü pen- cereye çevirdi. Dayasamadım, hemen — eşyalarımı — onutaladım. Verdiği paranın beş lirasını alarak otelden uzaklaştım. Biraz sonra, Kalafat yerinde Top Ömerin kah- vesine yanladım. Burada, on beş gün tam bir serseri hayatı yaşa dim Hacı Mehmetten ayrıldığımın on altıncı günü idi. Galata güm- minönünde — deniz kenarındaki kahvede nargile içiyor, çene ya- netırıyorduk. Salih Reis, o gün- | lerin varlıklı bir ağamı, dert din- | leyen merhametli bir Marko şası idi. Elinden gelen iyiliği ki seye karşı esirgemiyor, hale, mil- t uğrunda, istiklâl yolunda ça- hşanlara canını bile vermekten çekinmiyordu. (Arkası var) Sa- |dadır. Bu pahalılıkta YATAN .Zeytinyağ Satışında Halk Aldatılıyor En Zararsız Aldatılma Şekli Pamuk ve Ayçiçeği Yağlarının Halis Zeytin Yağı Gibi Satılmasıdır Piyasamızda şehrin — ihtiyacını kargılıyacak — kadar — zeyti yoktur. Haftalık sarfiyatımız alt- | İhtiyacın | 888 Velli iki kuruş on paradan fazlaya bin litre kadardır. tıda biri bir esitli hâlie Ayva- yağları ile, altıda ikisi fazla Ayvalık ve Edremit, Gem- lik, Mudanya, Orhangazinin kalın yağları ile, altıda üçü de rafine e- dilmiş pamuk ve ayçiçeği yağları ile temin edilmektedir. Bir asitli Ayvalık yağınır tan iyatı, 64 ile 66 kuruş iyasamız- daki yağcıların hiç rolü yoktur. Pahalılığa sebep olanlar Edremit, Gemlik ve Mudanyadaki yağ müstahsilleridir. Bunlar, istihsal ettikleri yağları stok halinde tu- tarak, piyasayı istedikleri gibi i- dare edeyek, satışta — fazla nazlı davranmaktadırlar. n Bu iddin, bir asitli Ayvalık ya- ğının bugünkü fiyatını tetkik ile sabit olacaktır. On vedi kiloluk bir teneke yağ en ucuz fiyatla ve kilosu altmış dört kuruştan hesap edilirse tenekesi bin seksen sekiz kuruş tutar.Bunun 95 kuruşu tene ke bedeli, 60 kuruş Ayvalıklan toptancının deposuna kadar nak- “Orta ve Liseler Açıldı Bütün orta tedrisat mücesese- leri dün sabah sekizde açılarak yeni sene derslerine başlamışlar- dir. Mekteplerde derse başlama- dan evvel me: lmaş, bu merasimde, M 'ekili Hasan Âli Yücelin munllimlere ve tale- | belere yeni direktifleri okunmuş- | tur. Maarif Vekili muallimlere o- lan hitabesinde, her muallimin; | her şeyden evve| bir terbiye âmili olduğunu, bu itibarla daima sa- bırlı, ciddi ve şyefkatli hareket et- mek süretile talebesine hüsnü mi- olmasını, müfredat program-' rının plân dairesinde tatbik e- dilmesinin muvaffakiyeti arttıra- " |cağını, talebeye verilmesi icap e- den bilgi kitaplarda meveut oldu- ğundan fazla bilgi vermek için talebeye not — tutturmaktan içti- nap edilmesini, imtihan zamanla- gnn, talebe için olduğu kadar muallim için dahi bir. randıman ölçüsü olduğunu söylemiştir. Vekil, yeni sınıflara geçtikle. rinden dolayı talebeyi tebrik et- miş ve: «| — Ana ve babalarınıza, hocalarınıza, daima'sevgi ve say- gı duygularile olunuz. H>- kiki. insanlık bu duygularla beş lar. Milletinize, memleketinize ve ona çok hizmet etmiş büyüklere sevgi, bu duygülardan — doğar, Hem hatırınızdan — çıkarmayın: Büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi beslemiyen Türk değildir. «2 — Her türlü kıymetli ve- sıflar çalışmakla kazamlır. Çalıs gan her zaman kazanır. Tembel Yüzünde Bıçak Yarası Vardı — Evet. Mister Trençham... Bunlar cenabi Afrika porta- — Cenuhi Afrika mı dediniz? — Eyet, Valpas da cenubi Afrikadan gelmişti. Siz de o- radan geliyorsunur. Jahn pertakalını soymıya devam ederek: — Evet, öyle.. Diye tardik etti. — Acaba şu Valpas'ın sandık sandık aldığı portakallar da cenubi Afrika portakalları mrydı? — İhtimal öyle idi. Bir tane daha yemez misiniz, Kvans? — Bir tano daha portakal mi? John müstehzi bir tahessilmle: Tiye masrafı, elli kuruş toptancı: tinyağı |'nın kârı hesap edilirse İstanbulda bir toptancının bir teneke yağı kuruşa, yani yağın kilosunu aldığı anlaşılmaktadır. Yağ müstahsilleri yağlarını, mahsulün en bol ve ucuz zaman- larında tedarik ettikleri zeytinler- den ve bir litre yağı da dört kilo zeytinden istihsa| ettiklerine gö- re, yağları çok ucuza mal ettikleri anlaşılı ar. Bu vaziyet, toptan ve peraken- decileri türlü türlü çarelere sev- ketmektedir. Bu çarelerden biri rafine edilmiş pamuk ve ayçiçeği yağlarının hâlis zeytinyağı gibi gösterilerek —satılması ve halkın aldatılmandır. Yağ teneke ve kapları üzerin- de, Belediyenin tenbihlerine ve teftişlerine Tağmen, içindeki ya- ğin mahiyetini gösleren birar eti- ket yoktur. Bu vaziyet halkın al- datılmasını — kölaylaştırmaktadır. Yağcılar bu şekilde, üzam! 50 ku- Tuşu tedarik ettikleri pamuk yağı ile 42 kuruşa aldıkları ayçiceği yağını 60 * 65 kuruşa satmakıa- dırlar. Kömür Nakliye Tarifesi Değiştirildi Kömür tevziatı hakkında etüd. lerde bulunmak üzere Etibank u- mum müdür muavini ile Zongüul- dak kömür İşletmesi umum mü- dürü dün Belediyeye giderek ik- tısat müdürü Saffetle temas et- mişlerdir. Bu temastan sonra her üç müdür vilâyete giderek kömür tevziatı üzerinde Valiye izahat vermişlerdir. Bundan sonta tek- rat Belediyeye giderek yardımcı kömür depoları sahipleri de ha- zır olduğu halde yeniden kömlr makliyat işlerini etüd etmişlerdir. Bu tetkik sonunda, Yeşilköy ve Adalar için tesbit edilmiş ola nakliye ücretinin hakikaten az ol duğu görülmüş, bu iki mıntaka için yeni bir ürife hazı tır. Târifeye göre Yeşilköy makliye ücreti olarak, kömür fi- yatlarına 450 kuruş, adalar için de 250 kuruş ilâve edilecektir. Böylece Yeşilkâyde depoda tes- lim edilmek üzere kömürler 25 buçuk, adalarda 23 buçuk İiraya satılacal Şehir — dahilindeki makliye ücreti müşteri ile kömürü aatan arasında kararlaştınlacak- tır. —O —— her vakit kaybeder. Muntazam ve iyi çalışmalar birike birike bü- yük servetler olur; büyük hiz- metler olur. Vatan ve insanlık, bu küçük küçük çalışmaların bir araya gelmesile zenginleşir, gü- zelleşir ve bahtiyarlık olur, Hiç- bir zaman unutmayını Vazifesini günü gününe yapmıyan, tembel- lik eden Türk değildir. demiştir. MAVİ Sütçülerin Şikâyetleri Var Diyorlar ki: Mahvolu- yoruz, hayvanlarımı- z keseceğiz. ü kalacaksınız! bul sütçülerinden rekabetine uğruyoruz. «Su katını dörseniz süt zennedildiği — kadar vu kaldırmaz, zatea — asıl inekçi mutlaka halis süt satar. İnekçi esnafı mahvoluyor. Her kilo sütü ziyanile satıyoruz. Ber- toptan 12, 18 kuruşa salı Akirmıza gelen çare mak altz sütün hiçbir gula kıyme- # yaktur. Bunü süt diye satmak menedilmeli, hiç olmazsa kaymak altı olduğu açıkça göstartimelidir. Yoksa kaymak altı manda — sütü # ile 10 kuruş arasında, inek üt 12 Ha 15 arasında satıl- dikça halkın «0 da süt bu da, ne- den pahaliya alalımfa diye dü- şünmesi tabikdir. Tkinci tedbir hayvan yemi ihtikâ rram önüne . Haydi biz canaf bu gidişle mahvolalım. Pa- Kat şimdiden haber — veriyorur. Çoluk çocuk bu gidişle Fütetiz ka- Birçok fakir halli kimsalar Be- lediyeye müracaat ederek. mua- weneti içtimaiye faslından kendi- lerine yardım edilmesini istemek- tedirler. Bu süretle her gün 20, |h 30 kişiye az çok bir nafaka temin edilmektedir. Dün de Hasan Eğ- rzibel isminde, üstü bamı pejmür- de bir adam, Belediye Reis Mu- avini Lütfi Aksoya müracaat e- derek, günlerdenberi aç olduğur nu, yatacak yeri olmadığını teessürle söyliyerek yerdım dile- miştir, Bu teeşsürün sahte oldu- ğunu anlıyan Belediye Reiş Mua- wini Hasanın üstünü arattırmıştır. Hasanın üstünde 168 lira kâğıt para ile bir miktar da ufaklık hu- Tunmuştur. Hasan, dilencilik su- çile adliyeye verilmiştir. Söerer aĞi Pangaltıda Dami ti motosikletle Refik adında biri- nin motosikletine çarpmıştır. Her iki motosiklet hasara uğramış, Re- fik de kol ve ayaklarından yara- lanmıştır. 9 Bir Kömür Motorunda Yangın Kasımpaşa iskelesinde bulunan 23 Nisan motöründe iki gün için- de ikinci defa olarak kömürlerin kızışmasile yangın çıkmış ise de söndürülmüştür. PORTAKAL YAZAN ÇEVİREN raşının izi göze çarpıyerdu. Bu yara izi o kara yüze kor- kunç bir ifade veriyordu. Terbiyeli, fakat gayet sert bir ta- — Evet portakal.. Dalma ve her yerde portakal.. Dedi. vI MAVİ PORTAKAL Jehn bir bara gitmeyi zihninde o kadar büyütürdü ki, bunu garip ağaçlar, vahşi hayvanlarla dolu bir - ormunda dolaşmak kadar müşkül sayardı. Sakşofon seslerini öfkeli bir hayvan bağırmasına, danseden insanların hazeketlerini, yüzlerinin mânasmı ve çıkardıkları gürültüyü de ormanda delaşıp sıçrayan bir sürü maymunun hareket ve gürültü- derine benzetirdi. Fakat bütün bu Ürkekliğine rağman ba- TA gitmek için itina He giyindi. Güzel bir frak, bayaz bir yelek ve beyaz bir kravatla «medemle Dir insan — kılığına girdi. Kapısında Mavi Portakal levhası sallanan kapının önü- »e tam gece yarınına on dakika kala geldi. Kapıyı çok w- zun baylu. iri, mavi üniformalı bir zanci uşak açtı. Bu ada- mun yüründe korkunç bir mâna vardı. Dişlerini bir düzi- ye gıcırdatıyormuş. gibi sırıtiyordu. Üç aylık Bir aylık Yüzüne dikkatle ba- kmca bu devamlı sırttmanın hikmeti anlaşılıyordu. Yana- Kında tâ kulağından ağrına kadar giden hir eski bıçak ya- Bu isim zencinin üzerinde sihirli bir tesir yaptı. Herif he- men kapıyı ardına kadar açarakı — Buyurunuz, efendim diye Jahn'u içeri aldı. Asansöre trolü, gerek ştandardı dan alınmış olan tedbirler üzeri- ne dış piyasalar memleketimiz- den bircok maddeler istemekte- arttırmıştır. Muhtelif dış piyasalardan gelen siparilşerin hepsine birden cevap vermek mümkün olamamaktadır. İç piyasa merkezlerinden gelen rekolte — haberlerinin — neticesine İgöre bu sene ihraç - edilebilecek mallar miktarının kati olarak tes- bit edilmekte olduğu anlaşılmış- Jur. Bu netice — alınıncayı hangi maddelere ne mik verileceği kararlaşmış |lsviçre piyasaları bu — seneki re- zoltemizden serbest dövizle bir buçuk milyon dolarlık pamuk sa- |tn almak istiyorlar. İsviçre bu su- |vetle pamuk piyasamızın yeni bir müşterisi olacaktır. Giresun fın- |dık kooperatifi de Almanyadan büyük bir fındık partisi için sipa- riş almıştır. Egenin tütünlerine de Amarikadan yeni talepler beklen. mektedir. İstanbul Mıntaka Tica- Tet müdürlüğü tarafından son bir hafta içinde — lisanslı — olarak 780,880 liralık (hracat yapılmış- tır. Bu süretle İisans müsaadesi verilerek İngiltereye 8438 liralık simsir, 2689 liralık ham keten, Bir Kutu Kibrit 90 Para Oldu Son haftalar içinde dolar fiya- nn yükselmesi sebebile kibrit» lerin ham maddesi de pahalılaş- miştir. Bunun üzerine kibrit ve çakmak inhisar şirketi hükümete müracaatla vaziyeti bildirmiş ve kibritlerin kutu başına on para art tırılmasını istemişlir. Yapılan tet- kikler neticesinde on para zam muvafık görülmüş, dünden itiba- ren bir kutu kibrit doksan par dan satılmıştır.. Bazı peral ciler kibrillere zam — yapılacağı |haber alınca ellerindeki kibritleri saklamışlardır. Bazı semtlerdeki |(bakkallarda da evvelki gün ve dün kibrit bulunamamıştır. Fakat hâdiseden haberdar olan girket, derhal her tarafa toptancı bayi: leri vaşıtasile kibrit göndertmi tr. —e Tıl;!;e Tramvay Yüzünden Mektebe Geç Kaldı Bazı malzemenin azlığı dolayı- sile Eminönü - Bebek tramvayla- m seferleri seyrekleştirilmiş, ida- re mevcut arabalarından bir kıs- miri da depoya çekmişti. Fakat mekteplerin — açılması üzerina tramvaylar yolcu nakline kâfi gelmemiş ve dün Beşiktaşla Be- bek arasında bulunan 16 mek- tebin talebesinden bir kısmı mek- tebe vaktinde yetişememiştir. işli, Maçka, Aksaray ve Be- yaziıt hatlarında da dün zorlukla tramvaya binebilmişler. 2-10. 940 ——— Dış Piyasalardan Talepler Artıyor Bir Hafta İçinde 780 Bin Liralık İhracat İçin Lisans Verildi İhracat mallarının gerek kon-|27.375 Jiralık susam, 18.72 bakımın- 'ralık küşyemi, y 104993 İiralk darı, 4517 liralık kaysı gel ği. 9507 liralık rapiçka tohumü 11.434 liralık yumurta, 22000 liralık barsak. 43.035 liralık H 3879 liralık küsbe, 25-56 lik bakla; İsveçe 21.834 liri” lık deri, 85.800 liralık tGtü 4883 liralık fasulya, 4274 lirabi fındık, 300 liralık barsak; Ma ristana 10.595 Hiralık keptlt 17.947 iralık fındık; Yügeslâ” yaya 4920 liralik — balmumk 11.266 liralık fındık; Bulgaritti” na 31.157 liralık zeytin. 402 ? yalık balık, 2680.liralık — fındıl İrak'a 232 liralık çocuk Misir'a 5868 İiralık fındıki " |nanistana 360 Tiralık balık; tine 4322 lirahık fındık: yaya da 4400 Jiralık fındib 36.420 liralık zeytin gönderi tir. Birlikler tarafından verilen Ü” yacat müsaadeleri buna dahil #ildir. Dün de Orta Avrupa metif leketlerile Balkanlara 173.394 İF ralık ihracat yapılmıştır. En gönderilen mal İsviçreye ketı humu küsbesi ile yumurtadır.. 'Hatay Ticaret Müdürlüğü Hatayda teşkil edilerek İsktf” derunda faaliyete geçmiş Ticaret Mıntaka Müdürlüğü, T” caret Vekâletinin emri üz! merkezini Anlakyaya nakle! Vapurlar Nekada! Yolcu Alabilecek Münakalöt Vekâleti alâkadi? İnre fazla yölen almamasını bit dirmiştir. Sahillerimiz arnamdaki nakliyat bugünkü — kadromuzüf darlığı yüzünden ihtiyacı yamamaktadır. Söylendiğine göre vaktile tetkik edilmeden verilen karat hemen bütün — vapurların hi istiabı. nisbetleri, — kabiliyetindt? az tesbit edilmiş ve bu yü bilhassa Karadeniz İimanlarınd! nakliyat güçleşmiştir. Her taraftan yapılan gikkytt ler üzerine vaziyet Münakalât VE kâletine bildirilmiştir. Vekâletif kararı beklenmektedir. Satie Davasını Temyiz Nakzetti Satie binasının yolsuz şatın # hnmasından dolayı İstanbul A* iirceza mahkemesince edilmiş olan Denizbank — erkâfii hakkındaki mahkümiyet kararınıf temyiz mahkemesince birkaç nok” tadan nakzedildiği ilmiştir Silivri Hayvan Sergisi Açıldı vi Silivri bayvan sergisi dün kett merkezinde merasimle açılmıştı!: muavini Ahmet, müddeli” mümi Hikmet Onat, Beledif? mektupçusu Necati hazır - bulur” muşlardır. TAKVİM 2 İlkteşrin 1940 ÇARŞAMBA WTL: 1040 - AY 10 - GÜN: 276 RUMİ : 1856 — EYLÜL: 19 HİCRİ: 18850 — ŞABAN: 28 Baugünkü Program 120 Program ve saat ayarı, Tf Mafif müzik (PL.), 8 Ajans haberl” ri, 410 Ev kadını - Yemek 4.30 Plâklarla hafif müzik. 5 12440 Progrom, 1235 Muhtelif ptf kılar, 1350 Ajana- baberleri, 1340 Mühtelif şarkılar 12,20 Radyo salöf orkestrazı. 18 Program, 18,03 Cazbant (Phİ IRN Konuşma (iştatistik umum MÜ dürtüğü) 1845 Çocuk saati, 1Mf Çocuklar için müzik, 1030 Afanı B” berleri, 1048 Fasıl heyeti, 20,15 yo gazetesi, 045 Muhtelif şarkılAfi 2110 Konuşma, 2196 Müzik: Dans müziği (PL), 23,30 Kapanıf: