Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Vaziyet Siyasi, Âsi Hitler'in Dünkü Nutku Hitler dün Sporting Palasta 25 bin kişi önünde bir nutuk söyledi. Hitlerin bu nutkunda, evvelki nutuklarında olduğu gibi İngil- tereyi işgalden veya bir hamle- de mahvetmekten bahsetmeyi- vi gayanı hayrettir, — İngilizlerle devam eden harp hakkındaki fikrini Führer şu cümlelerle ifa- de etmiştir: Büfün muhasımlar kaldırılmıştır. Eğer İngili nüz ayni âkıbete uğra: bu ancak iyi cografi vaziyeti ve kaçmaktaki fevkalâde mahare- ti savesindedir. Bu sözlerden pek güzel anla- şıhiyor ki, İngiltereyi bir baskın- la ve ihraç kuvvetlerile zaptet- menin kolay olmıyacağını Hit- ler de anlamıştır. Eğer nutkun bu kısmı İngilizleri gaflet uyku- suna yatırmak ve âni büyük ta- arruza başlamak niyetile söylen- memişse, İngilterenin zapt ve iş- Bali meselesi Almanlar için de hayal olurak kalmış demektir. ROMANYADA KARIŞIKLIK SÜ ürek d Bit ARTIYOR —— Gece gelen telgraflardan Ru- men kabinesinin istifasını verdi- #ini anladık. Kral, dün sabah ordu narmmazedi General Anto- Desku'yu kabul etmiştir. Başve- letin Cenerale verilmesi ihti- mali çoktur. Generalin intihabı, şıklıkların önüne geçmek içindir. Evvelki yazımızda, — Transil- vanya yüzünden Romanyada Yer yer başlıyan karışıklıkların artması ihtimalinden bahsetmiş- tk, Son gelen telgraflar, bazı zürayişçilerin — kralım sarayına doğru tabanca patlatacak kadar İşi azdırdıklarımı, bir kumının '& radyo istasyonunu işgale te- tebbüs ettiğini bildiriyor. Nü- Mayişler ayni harareti muhalaza *ttiği takdirde yeni hükümetin Vaziyete hâkim olmak üzere şid- dete müracaat etmesi beklene- 'O zaman Transilvanyayı ver- istemiyenl va hükümeti Macaristan hesabı- DA kendi milletine kazşı hareke- 'e geçmiş olacaktır. ROMANYA HARİCİYE NAZIRI- ŞTT K ae di mar gc aei MA a keri ortadan NIN SİNİR BUHRANI SiRen nn aei / Bükreşten haber verildiğine göre, Romanya Hariciye Nazırı Marflescu, Viyana konferan- tında düçar olduğu ağır mua- meleden sinir buhranına tutul- Muştur. Alman iye Nazırı- “ün tavaiyesile bir Vi ike tor, memleketine dönen Harici ve Nazırına refakat etmiştir. Bu Yaka, Rumen delegelerine karşı Transilvanya meselesinde ne ka- 'ar tazyik yapıldığını gösterme- *i itibarile dikkate şayandır. DÖKTOR FUNK'UN BEYANATI geee Örletmedezölrordee Der , Alman ajansı, Alman İktısat Nazırı Doktor Funk'un cenubu tarki Avrupasının ekonomik du- Tumünu teti eden — nutkünü Nazir, sözünü, Viyana konfe- Yansına intikal — ettirerek; Ros manya ve Macaristanın askerle- fini terhis ederek — iktısadi ran- dimanı a: ak Üzeresson an- laşma fırsatından — istifade ede- ceklerini söylemiştir. Doktor Funk, nutkunun son- larında, Almanya — tarafından düşünülen yeni iktisadi nizamın hiçbir milletin kabiliyetini tah- didi istihdaf etmediğini ve Al- manyanın rekabetten — esasen * kmadığını ilâve ederek eye- nizam> n hakiki mahiyeti aki şüpheleri uyutmak istemiştir. AMERİRADAN İNGİLTEREYE GEÇEN ELLİ MURRIP — ei ŞAmerikanın elli muhribi İn- giltereye vermesi dolayısile İn- giliz Bahriye Birinci Lordu, muhriplerin nasıl kşllamlacağı: vi anlatan beyanatında şunları Kat Bu muhripler; düşmanın muh- ri filolarımıza karşı tazyiki arte tatdığı bir sırada geliyorlar, Ön- larla ticaret tilolarımızı — muha- * faza ettirmekten maada, sahil- lerimizi de koruyacağız. İngiltere için bu xıra çok bü- “Yük bir kıymet ifade eden bu . Çlli muhribin bedeli 85 milyon dolar trtuyor. Harbin En Mühim Silâhı PROPAĞANDA Meydana Çıkacak Yalanlar Propa- gandanın Tehlikeli Mikroplarıdır Bugünkü harp, sön büyük harp- Iîrn alman derderin tatbiki suretin- |de cerayan ediyor. Ancak, mağlüp- Jar bu derslerden daha çok - istifnde ediyorlar. Bu harpte hangi silâh da» ha çok Tol oynuyar? Biz harp si- lâhlarında büyük bir fark gürmüyo- ruz: Geçen harpte de tayyare, tank, motörlü kıtalar, hattâ paraşlit roe Minü oynıyan vasıtalar vardı. Belki bu kadar ilerlememiş, bu kadar*kul- danılmsmıştı. Fakat harbi bu vasıs talar kazanmadı. Neticeyi — hazırlı- yan kudretli silâh propaganda Kdi Bu mevzus girerken göçen harp- te Alman Genelkurmay Başkanı Ludendorf'un şu sözünü lekrar ede- lim: «.. düşmanın ordumuza —yağ- Gırdeği propaganda kâğıtları asker. lerimizin ruhunu o kadar garsıyor- dü kişdüşman bu tesiri bilseydi bize top mermileri yezine KAğıt atardı..> KZatan Fransız ve İngilizler de bu- nu bildikleri için bütün kuvvetleri- ni propagandaya verdiler: bir tlske dağıtmıya kâfi geldi. Tn- giliz propagandasının başında Lord Noörthelif ve maru? muharrir H. Wels gibi peikoloji dstatları vardı. Bun- lar sön bir oyun oyradilür; — Hin- denbürg ördünüm içerden — sarsildi. Bent görünce taarruzla harbi bitire- miyecağini anlamıştı. Cephenin ge- rilerinde kuvvetli bir müdafaa hat- t tesisine başladı. NASIL YIKTILAR? ter Alman ordum bu hattm ne za- (man kullanılacağını bilmiyordu. İn- Kiliz ve Franeığ istihbaratı Hinden- burg imzasını taşıyan bir takım e- mirler uydurarak ordunun ileri hat- larda fazla zaylat verdiğini ve bue na müni olmak için yaktmda Hin. İdenburg hattına almacağını yazdı- lar, Alman Suhay ve erlerinin elle- Tine ve kulaklarına — girecek — kud- İrette dağıttılar. Geri — çekileceğini düyan bu ordu, tabiatile ileri hat Jarda ciddi bir taarruz ve müdafaa- |YA girişmek istemedi. İşte 1918 mağtübiyetini hazırlıyan darbeler. den biri de bu almuştur. Delikanlı: — Bari geçen aym kirasını ö sek bugün! diyerek içini çekti. Genç kadın da bitkin bir ta- vırla cevap verdi; — Üzrülme, elbette bir şeyler bir şeyler satarız. Belki 25 hiralık bir şey satarız da.. Hani sana söy- lediğim © ucuz maviden bir elbi- se yaparım. Bu sıcakta bunların içinde pişiyorum. Genç kadin kaldırımdaki pa: maklıkların — kargısına — bir. ie- kemle — atarak oturdüu. — ve yününü elime alp işle- meğe başladı. Kocası ” civardaki bakkaldan ekmek peynir almağa gitmişti. Kadın hiç de fena de- Bildi. Yüzü gözü Büzel, vücudü muntazamıdı. Genç kadın dalmiş iş işlerken birden kaldırımın ke- narında lüks bir ötomobilin dur- duğunu gördü, —Arabadan genç |ve şık bir delikanlı inerek; — Bu tablo kaça? diye sordu. Kadın utanarak — müşteriye baklı Müşterinin istediği bu tab- lo, m en Özenerek İnu bu sın diye: PS di dentliekÜe İi i Müştri tablodan — ziyade k dhnla alâkadar görünüyordu. Res- karısı: ST Bu tablonun adı. «Periler dansır dır; çok güzel bir tabla- dur, dedi. " — Pek güzel olduğunu zan- netmiyorum ama, hatırınız. için Kadın bü söze içerledi: | — Mademki — öyledir, almak zahmetine katlanmayın! — Darılmayın efendim; pekâ- Vâ, tabloya ötüz İira veriyorum; bir gartla, onu evime siz getire- teksiniz. — Boşuna gayret ediyorsunuz. Kadın böyle diyerek yerine o- türup işine koyuldu. Otomabilli şık delikanlı hactır ni tablosunun üzecine ilişlirereki - Allahassmarladık güzelim, diyecek kadar bir şeyler satabil-| ALINAN DERS Geçen harpte Alman istihbarat şe- |fi olan Albay Nikolni «Matbuat ve efkârt ümümiyer adlı eserinde di- yör ki: <Alman gizli gervisi “yal- nız memleket dahiline hasredilmiş- ti. Halbuki düşmanlarımız — bitaraf memleketlere ve hudut yakımlarına kadar yayılmıştır. İşte —Almanların aldığı derslerden ve taskih ettikleri hatalardan biri daha.. Gariptir. ki. mütlarekeden bu son harhin başladı- |ğt zamana kadar galipler ayni ha- taya düşmüş ve cezasını ağır Bi | müştr: «Biz Maginot diye bir tahta- perde yaptık Ve anün gölgesinde u- e ğ Bu noktada Atetfirküin bir sözünlü hatırladım: Mağinot hattını gezen ataşemiliterimiz Atatürke tafallat |verir ve Fransızların bu hatta olan itimadından bahsederken © Büyük adam şöyle bir kehanette bulunmuş: *«Evet, demiş, Fransızlar — bir bu hatta, bir de general (X) e güve- niyorlar. Halbuki ba ikini Franta- zin mahvına ecbep olacaktır.> | IŞ BAŞINDA Almanlar Her Hitler iktidar mev- küine geçtikten Fonra bütün kuv- vetlerile uzak ve yakın memleketler- | * de çalışmıya başladılar. — Galiplerin uykusundan İstifade ederek — galebe darbesini — hazırlamak — istiyorlardı. İngilizlerin — Northelif'ine — mukabil |zeki ve cüretkâr doktor — Göbels'i Propaganda — Nezaretine — getirdiler. | Propaganda memurları derkâl içer- lerinda işlanecek memlaketleri — dö. laşarak her mühite göre bir stlâh Böyle Kazaya Can Kurban.. marım. Otomobil hareket edinca, ka- dın karta şöyle bir göz attı. Bu. çok zengin bir ailenin İkartı parçalıyarak attı ve: $ | — Parasına güvenip dünyayı pel diye homurdandı. Ekmek peynirlerini — yedikten tablo satmadılar. Yoldan geçen- ler durup tablolara — bakıyorlar, lâkin satın almağa iştihalı görün- müyorlardı. Ortalık kararmağa başlayinca tabloları yerlerinden — indirerek retsamın bizzat çektiği el araba- sına doldurdular ve evlerine doğ- ru yola düzüldüler. Kadın arka- dan yürüyordu; hem yürüyor ve hem de şimdi varacakları sefil o- dayı, çekmekte oldukları sıkıntıyı düşünüyordu. Hemen geri dönüp yırttığı kartın * parçalarını topla- mak ve adresi okuyarak tabloyu götürmek arzusunu duydu. Tam bu sırada karşıdan bir etomobil göründü: bu hususi bir otomobil- di. Otomobil hızla geçerken kü- i|çük el arabasına çarparak araba- yı devirdi; ve tekerleklerin altına attı. Vâkıâ kimse yaralanmamıştı amma, tabloların hepsi bir yığın bez haline gelmişti. Ziyan fazlay- dı. Bu felâketin karşısında Tes- sam başını iki tarafa sallıyarak: — Her halde bir polis bulu- nur! diye inledi. Ötomebilden iyi giyinmiş, zen- gin olduğu inden lan kıranta biri hemen inerek res- samın önüne geçli; — Yok canım, polise lüzum yok; meseleyi dostça ahlledelim; |zararınız ne kadar? — En aşağıdan üç yüz Jira.. — Çak... — Pekâlâ, bir lnnliı yam. İstenen parayı vermekten baş- a çare görmiyen adam: —- Pekâlâ! dedi ve par' k acale acele arabasını ail AÂra sıra insanın İhayırlı kazalar geliyor işte.. e- y Nethden: F.B. | |çocuğu idi. “—Adresi okumadan | İsatın alacağını zannediyor, züp- | sonra nedense hâdiseyi kocasına | anlatmadı. Akşama kadar hiçbir | ve ber Sİlâha göre bir zemin hağırla- Adar. PROPACANDA NEDİR? Harp başladı. Alman silâkları her tarafta muvaffak oluyordu. Bu muvaâffakıyat harpten evvelki ha- darlığın meyvesı idi. Fakat — harp propagandası — şeklini — değiştirerek Bir «Reklâm> mühiyeti nldı. Halbuki epropaganda reklâm de- gildir> sözü yine bir Alman profe- sörünündür. Alman spikerini — dinli- yorsanız bayram yerlerinde çocuk- ları öyun çadırına çağıran adamdan ve alinema önlerini kaplıyan ilânlar- dan farksız olduğunu görmüşeliniz. dür, Almanların ik propaganda hücu- mu- Fransayı İngiltereden — ayırmı- ya çalışmak olmuştu. Bunun için de iKi nakarat bulmuşlardı: Biri, Mös- yö Mussoliniye atfen elngilizler sön Frantız askerine kadar harbe devam | edecekler», diğeri <İngilizler harbe| makinderini, Fransızlar — göğüsleri- ni verecekler> sözü idi. Bu kadar çıplak bir propaganda- | zın tesiri olür muydu? Fakat, kim- Bilir, acaba Fransız ordummun hiç beklenilmiyen âkibetine, bu yayga- rTacı sözlerin de mi tesiri oldu? Demok istiyorum ki, Alman pro- pagandası harptan evvel çok iyi ığt halde harpte — propaganda kaldelerinin hiçbirine' riayet edeme- BUGÜNKÜ VAZİYET Fransız ve İtalyan propagandala- rından bahsetmiyeceğim, Çünkü an- larda böyle hir şey göremedik. fagilizlere gelince: Harp haşladık- tan sonma bile bir müddet faaliyete geçemediler. Bununla giliz pe beraber son aylarda İne rında, kendierine mahsus, — iyi bir. #isteom takip ediyorlar. Yalan aöye lemiyorlar, düşmanlarmı hakir gös- termiyorlar. görünüşte —hiçbhir. pro- puganda yapmıyorlar. Fakat neşre- decekleri hakikatleri öyle seçiyor- lar ki, örlari sirasında — söylemek kerdiliğinden — propaganda — oluyor. Meydana çıkacak yalanlar — propa- gandanın gayesini verem eden teh- İükeli bir mikroptur. Almarlar — ise ekserya bu mikropla oynarlar. Bu mevmu fzerinde niçin bu kas dar uzüa kaktığımı propagandanm harp neticesine olan tesirleri —izah edebilir. Bundan #onraki yazılarım- da Almanların, yanlış da olsa, bul- dukları ve kullandıkları, bazı pro- paganda oyunlarmdan bahsetmek ia- tiyorum. Ariz Hüdal AKDEMİR 0kudul|ı;'ımız Doktor- Tara çüresini sormuş, fayda etme, Mi Nihayet akıllı bir mühendis yatağına öyle bir tertibat İlâve etmiş ki, tıpkı trendeki gibi sar- sıyor ve gürültü ediyormuş. Direk- tör bu yatağa kavuşunca derhal vahatını balınuş ve bütün uyku i- Tüçlarını çöp sepetinn atmış, Farkında mısınız ? Amçrika çocuk bahçelerin- de küçük yavrulara öğretilen derslerden biri mer; gıkmaktır. Arnı #ör çok umumi ağua. içle gçocuklar kendi kendilerine merdivene ılııımıyaılım,.,, İngilterede bir berber ters işleyen bir saat yaptırmıştır. | Böylece müşteriler aynadan saate bakınca saati doğru gö- rüyorlarmış. | | İ Odanızın tavam — basıksa deniz mavisine — böyayınız. || Hem yüksek görünür, hem de || yazın serinlik hissi verir. ACI G Abdülâzizin Merakı Koca Bir Donanma İşe Yaramadan Nasıl Çürüdü? âzizin en büyük me- ÜNLER mülfei ( gemiyi Ş temizlemek, Bpları' parlatmüktin Baretüi 'Hiç işlemiyen — makinelerin idaresi de İngiliz makinistlere Hindistanda 100,000 Haşerat Yaşıyormuş Hindistanda Kalkütada Hint âlimlerinin bir kongresi toplan- mıştır. Bu köngrede Hintli haşe- rat mütehassısı ve hayvanat âli- mi Afsal Husan'ın verdiği bir konferanata, — Hindistanda 100 bin haşerat yaşadığını ve bu yö- künun ancak 40 bininin tetkik e- dildiğini söylemiştir. Konleranı- ta beyan edildiğine göre, Hint halkına muzır olan bu haşerattan her sene bir buçuk milyon Hintli ölüyormuş. Haşeratın tarlalarda ekine ve ev'hayvanlarına yaptı- ı zararlar da âlime göre 150/ milyon — sterling'i — buluyormuş. Hintlilerin ölümü en çok sivrisi» neklerden, yani malâryadan imiş Tokyoda Zelzeleler —| Müzesi Açıldı Bilindiği vechile Japonya zel- zeleler memleketidir. Tokyo Ü niversitesinde sismograf enstitü- FELEK Yazan: B. FELEK Alışılıyor! B ir gün bir fakir komşusu Ho« caya başvurup demiş ki: — * oe t — Aman Hacam! Bende luk çocuk fazla. Bir keçi ile de ineğim var. Halbuki kulü- bem bir odah, Hayvanlar da yandaki ahırda yatıyor. Katı koca, iki çocuk bir küçük ada- | da bu sicak havada - patlıyaca» ğız. Acaba ne yapsak dersin) - Hoca biraz düşündükten son- raz — Keçiyi de odaya al! mü- talâasında bulunmuş. Kormşu: — Aman Hoca! Nasıl olur? Biz dört kişi bir odada. — İtiraz istemem.. geldin, akıl danıştın! Ben sana bu nasihati verdim. İtiraz edeceksen hiç gelme! Adamcağız, Hocanın bu kati beyanı üzerine evine gitmiş ve © gece keçiyi de odaya almış. Tabii rahatsız olmuşlar. Ertesi günü Hocaya geldiği zaman: — Hoca! Dediğini yaptık a- ma pek sıkıldık, demiş. Bu ee fer Hoca tenbih etmiş: — Öyle ise ineği de odaya al! | Komşu, itiraz etmek istemiş | ama Hocanın ilk çıl tırladığından suzmuş ve o geei de ineği odaya almış. Perişan olmuşlar. Ne uyku, ne rahat| Ertesi günü tekrar Hocaya koşmuş. Hoca sormuş: — Nasıldı gece? — Sorma Hocal Cehenneml — Bu gece keçiyi ahıra ge- #ü 30 yıl zarfında 30.000 zelzele kaydetmiştir. İşte bu sebepledir ki Yokohamada zelzele için bir müze açıldığı hayretle karşılan- mamalıdır. Buna hakkile «Dün- yanın en acıklı müzesi> denmiş- tir. Bu müzede, son on tene zar- fında vukua gelen zelzeleler hak- kında — fotograflar, — istatistikler, gralikler vesaire bulunmaktadır. |Bu arada dehşetli 1923 yılı zelze. lesinde ölen bir milyon insanın ve Takyo, Yokohama gibi büyük şe- hirlerin harap olmasına dair ha- tıralar'da vardır. — DOKTORUNUZ HASTALIK Mikroplar, dünya üstünde pek ziyade yayılmış bir haldedirler. Bereket vörsin ki, bunların pek çoğu hastalık yapan, aagın soylar. dan değil — zararsız. sınıfdandır lar, Eğer bütün mikroplar hastalık YAPICI Vasıfta olsalardı, bilmem, Günyada sağlam insan kalır mıy- &t Azgın mikroplar, hastalıkların “an vücudüne girmeleri, çok defa, kâfi değildir. Mikroptan maada, ona yardımcı bir rol oynuyan ve vücudü mikrop- ların tesirlerine hazırlıyan başka Sobepler de Iâzımdır: Üyümek, 18- lanmak, rütubete maruz kalmak, yorulmak, aç kalmak.., gibi haller bu hazırlayıcı sebepler arasında- BOLDAN SAĞA: 1 — Sarp - Az 2 — Hastalıklar - Gayret b — Bir ağaç - Hasis 10 — Gelir - Papel 311 — Ekmek - Bir cins geyik. YUKARDAN AŞAĞIYA: 1 — Aİt * Hinç 2 — Bilgi - Bir renk 8 — Bir nakil vasrtası - Bü- yük meclis 4 — Cübbe - Neferler' 5 — İbaylık 6© — Türklerin bir ün- yant 7 — Tamamile 8 — Buki 2a- man Bâkimi - Şiddetli istek © — Dokunmuş madde - Bir balık 10 — Uzak » Defa 11 — Bir hayvanım yavrusu - Şöhret. 16 N. l bulmacanın halli BOLDAN SAĞA: 1 — Acsba 2 — Kalabalık 8 Ya; Biz; (ar)8a * — As; kadın; Re 5 Dr. Nuri ERGENE, DİYOR Kİ: SEBEPLERİ Bgeçirdiği halde tavuklara bir şey yapamaz. Fakat bir tavağun a- yaklarını soğuk suya soktuktan, yanl oönun vücüdünü —üşüttükten Sonra şarbon mikroplarını şırınga #tmişler, hayvanın hastalığa tu- tulduğunu görmüşlerdir. Bu gösteriyor ki, soğuklama, favuğun bazı mikroplara karşı o- Tan tabil mukavemetini kımer gi- bi bir tesir yapmaktadır. le T — Nüve; Adam 8 — Er; Ra- Kip; Me(ze) © — Bt; Yar; Ya 10 — Kolalamak 11 — Anune. As: Düvlar); (0)'To 4 — Al; Ke- mer: La 5 — Ceba; Ayan 6 — A- |oti Ukalâ 7 — Bazı; İran8 — Al; İNikap; Melriç) D — is; Med; Ya : - 5 Ekesl0 — - BAde; İmal © — Okumi e- .Kırılııulll Eleme. — | karştır. 1 îiııuıı.ıı keçiyi ahıra — geçirmiş ve ertesi günü tekrar Hocaya gelmiş: — Ne haber? — Fena değil! Biraz nefes aldık! — Bu gece ineği da ahıra — koy! Ve o süretle hareket eden — komşu ertesi sabah Hocaya ge- Ne ” Allah mes.clam T Bu gece pek rahat ettik.. diye teşekkür etmiş. ayat pahalılığı — sikintisi da — Hböyl: oldu. Şunda bunda fiyatlar bir fırladı. Derken biraz müdahale, biraz münakaşa, bir miktar münazaadan sonra alı- gildi. Daha iki ay evvel: — Odun fiyatı 450 kuruşa: dır. Buna bir çare bulmalı! diye bağırdığım zaman: — Sus be adam! Sen ne an> larsın. Odun 300 kuruşa diye çıkıştılar. Bugün oduna 435 ku Tuş narh kondu. Herkes mem nun! Çünkü: ğ «Cefayı çekmiyen Sşıkı —| «Safanın kadrini bilmezs ' —— Hiğiseler ve — tetkiklerden anlıyoruz ki; bugün piyasadaki fiyat yüksekliği önüne geçebile- ceğimiz sebeplerden doğmuş önüne geçer, halde cesaretle kabul edelim: Hayat pahalılanmıştır. Avru: — pada bir sene muharebe olur d bizde ucuzluk devam eder diye düşünmek ham bir hayaldir. İmdi, hayatı bu pahasile ku- caklayıp işimizi ona göre tan-' zim etmek gerektir. Hayat pahalılaşan yetlerde, 4 kazanç nisbetini sevi- yesine yükseltmiye çalışırlar. Zaten gündelik veya hafta- Jıkla çalışan muvakkat işçilerde bu yükseliş hissedilmiye başla- mıştır. Bunu — pahalılığın — tabii Bir neticesi olarak kabul etmek ve işimiBi ona göre tezgâhlamak €en doğru yoldur. ğ — Antakyada Kadın Hâkim Antakya (Hususi) — ’_ıı şehir kahvelerinde kâğıt oyun- İlarınt yasak etmiye karar verimiş- 'tir. Bu karar yarından itibaren tal bik edilecektir. Antakya (Husust) — Vilâ; ze ik defa olarak bir kadın hâkim Kızılaya Yardım Tekirdağ (Hususi) — Kızday v mumi merkezince heyelândan sarar — gören Tekirdağının Mürefte nahiye- #ine bağir Çınarir ve Kirazlı köyleri halkına 1260 lira para yardınlında — bulunulmuştur. Bu hafta Halkspor kitibü gençler — Ti. Tekirdağinda Öç müsamere vere- rek memleket halkının takdirlerini Kazanmışlardır. bne Çai 4 Canavarlar Bir Cesedi Paraladı. İzmir (Hususti) — — Urlanın Kızılbahçe nahiyesinde köylüler. — den Afet, kalb ı&m' müş, yanında kimse bul,: ü için cesedini canavarlar