1 AĞUSTOS 1911 VAKIT'IN ANSİKLOPKDİSiİ Ladoga Avrupanın şimali parkesinde mevcut büyük göllerden bir tanesidir. Sathı 018 bin 180 kilametre müurabbadır. “4630 Sovyot Rusya , Fin bududu bu | gül üzerinden geçerdi. Bir mustattle gök benziyen Ladoga gülü vaktiyte | yi mdiya körfezinin bir parçası 1âL Fakat sonradan denizden — ayrılarak ÖEÜİ balini almiştir. Garp - tarafları | 200,220 metre derinliğindedir. Şarkı | kataktık halinde biter. Bu gölü bir | gök mrmakiar besler, Ve sulurman bir kasmı Nova vasıtasiyle — Finiündiya Körtezine dökülür. Kışın dört ayında tamamiyle donar. Ladnga gö, | Hinde bir çok balıklar yaşadığı gibi Dalığının bir nevine de rastgelinir. Ladoga güü ile Leningrad arasında ıııh—ıu.ıın istilade edilerek yopılmış vardır Wı gölü üzerinde birkaç da a. “da vardır. Dünlüi Fin resmt tehliği bu Mkdardan müstahkem hale konul, Tmuş İki tancainin işgal edildiğini bi / Giriyordu. —İranda nazi ajanlarının bulunması gilterede hoşnut- / suzluk uyandırdı - Londra hükümetinin rdiği bazı tavsiyeler karşısında İran hükümetinin tedbirleri Kondra, 81 (ALA ) — İranda nazi darının bulanrcakta olması dolüe ile İngiltere tarafmdan — Tahran ümeti nezdinde yapılmış olan te. mezkür hükümet tarafından p verlimiştir: “Höyter ajanemım diplomasi muha, inin Öğrendiğini göre — vaziyette , İranın cevabı İngiliz vesayasına tam bir cevap telâkki edilemez. Cevapta bazı Alman eşbası busu. inin vaziyetlerinden ve onların İ. randa he gibi 4hval ve şeralt dolayı, * bulunmakta — olduklarından bahe ilmekte ve faaliyetleri — hakkında t yapılmakta alduğu ilâve &. ktedir Hindiçini sükünetle işgal edildi F Wişi, 81 (ALA.) — Odit — Hindiçinide thraç haroketleri yapan ü Kıtaalı (e bazı yerli unsurlar ik Dir takımı hüdiseler — çıkmış a dsir burada bir güna malü. * yoktur. b Mehmet de, öteki tarla sahipleri de sa: bahleyin gün ısığı ile evlerinden çıkıp tarla- Çivilköyünün Fatması| Onu bir hastahane küşesinde tanı, G, Ziyaret günü (9 baha. lar hasta çocuklarını görmeye gelmiş, | lerdi, Ben de küçük karyolaları bizrer birer dolaştım. — Kendilerini görmeye gelen altelerinin yanında daha iyi, daha neşeli görünen küçüklerle gö, rüştüm. Sonra, etrafında — kimse bus THaamryen, bir yatağa yaklaştım. İçin, | de narin, solgun esmar benizli, hamen gocuk denccek yaşta bir genç kız ya, tryordu. Hatırını sordum. rabatsızlığını sore dum. Dümdüz uzanan ayağını gösta, rerek Burada bir çtbun gıktı. ameliyat olacağım, dedi. Ve dıvildayat bir. sas, le anlatmaya devam etti: Ben Karadenizliyim. Giresonun (Civil) köyündenim. Haztalanalı tam dökuz ay oldu. Köyde — bakılamadım, yaram büyüdü. Bir kadın, iyi ederim ama, tam lli üra tsterim, dedi. Babam ihtiyar, 6 kadar parast yok kit Daha az verelim, dedik, razı olmü» G Kilt liradan elli para aşağı olmaz, dedi. Ondan sonra ayağımın her ta, mafından gişler, çıbanlar çıktı, ben küskütük yerimde kaldım. Herices bir. vey söykedi; kimlai şelire gidin, dok, tora gösterin, dedi; kimisi, sakın doka ftora göstermeyin, cocuğun — bacağıını keserler, dedi. Hangisine — inanalın? Kaşın Bep yattım, çıbanlar bir yan, dan kapanımca, öbür yandan açıldı. Yaz, gelince, yine birlsi ödedi ki. “Büir sıcaklar basarsa bu yara kurt. lanır, bunu İstanbula götürün.., O aa» man azgem beni alınca buraya ge. tirdi. Dokuz gün oluyor, bakalım ne zaman ameliyat yapacaklar... Gizli bir gey fısıldar gibi, yüzüme doğru eğilerek : — O benim anncm değil. Ama bana çok iyi bakar, — Demek üvey annen, Başını aalladı; — Annem ölmüş, ben dokuz uylık xalmışım. Bu annemin kucağına do, kuz aylık gelmişlm. — Annen seni seviyor mu? — O... Hen we kadari” Beni hep Omuzunda taşımış, hep onun koynun. analar, dar Iyi bakan anneyi sevmez miyim ? — Genç mi anhen?, — Genç 4ma, benini eziyelimi çek. mekten yaşlı oldu, Kaçları beyaz oldu. Amas Yarabii, bu, we iyi kalbli köy çocuğut Nasıl içli, histi könüşü» yor, Ve bu ne iyi köy üvey anası, ki, kendini Üvey evildina bu kadar sdv. direbilmiş!.. — Adın e senin, çocuğum ? — WFatma. Ama bana büyük FPat, ma diyorlar, burada. Çünkü koğuşta bir Watma daba var, ta kargıda, , — Fatma, sen mektebe - gidiyor musün ? — Yok! Bizim köyde büyle gey ayıp tır, Kızlar mektebe gilmezler, oğlun, Yar gider, — Peki, sen okumak islemiyor u, vun? Bak ne akdir kızam ? — B, bizim köyde ayıplır vey. — Baki zamualarda öyle Wdi, kadar okumazlardı, ama, yündi herkesin Ow kuması lâzım — Belki okurum, ben de beliii oku, böyle Edebi geldikleri zaman bir gün evvel mev- olan kanalların kurumuş ve derenin bu Roman Yazan : 1 — ŞÜKÜFE NiHAL | mük isterim ama, ne yapalım, köyü, müzün âdeti öyle. Fatma durdü, yunlüşak bakışlı, Sle yah gözleriyle beni uzun uzun süzdü: — Peki, ven kimsin? Sen beni ta, mayor musun? Sen ne kadar iyi abla, , böyle benimle konuşuyorsun. Bo- nin burada hastan mı var? Yoksa döktor muzun ? — Yok, çocuğun. —ben hastaları görmeye geldim. Birdenhire beyecanin rıldı: — Ah, ma iyi, ne Iyi Japonyada umumi seferberlik meclisinin Yeni bir kararı Maadin sanayii ve diğer maddeler üzerine Kontrol konuluyor Yoekyo S1 (ALA.) — Ofi: Japanyanın harp gayreti, dün Prena Konoyenin riyaseli altında toplaamış olan “Mili umumt seferberüik mocli, Si tarafından neşredilen imparato . run iki mühim emirname projesinin taşvibi Ve yeniden takviye edilmiş . tir. burudak! ellerime aa. Ben buraya Ticinci proje, demir, çelik, bakır, pi> rinç, bronz ve sanayide mevcut diğer bakır halitaları miktarının, mağaza. ların ve depoların hükümet tarafın » dan mütalebe edileceği veya matın a. Tenabileceğini derpiş etmektedir. Hükümetin sözcüsü, bu tedbirin hee deti, demir, çalik ve bakır — kıtlığıma mani olmak olduğunu beyan etmişm tir. Mumağeyli demiştir. kir *Cebri müsadere usulü tatbik edil, miyeceklir. Fukat hükümet ellerinde bulunan demir, çelik, bakır, pirlaç ve üiğer bakır halitalarından Ihtiyari to. borrularda. bulunmak için halkın vas tanseverlik hislerine mürscaat ede cektir. Maamafih bu ianeler, sınal ve ticari müsaseanlerin bu ihtiyaçları ve ya işlemeleri için zarurt olun demir çolik, ve bakır maddelere şamil olma. yacaktır. Bundan başka Tmilli umumi şefera berlik mecilai,, bugün de diğer iki Proje kabul etmiştir. Bunlardan birisi deniz nakliyatina ait bir kantrol ih « dus etmekte diğeri de olektrik kudrem Ü tevziatinı koctrol altına vazetmek. tedir, Sınal cemiyetler hakkındaki birine et emirname, maadin sanaytli, — gıda, eczacılık, mihanik, kimya, demir, de, Birmencilik, çimento, makliyat ve ima gast sanayli gibi mühim — sanayiin her biri için merkezi kontrol oflsleri ihdasını darpiş otmektadir. her vaman gelsen. Annem beni br. raktı, gitli, Ama, gitmesin mi r.ı yapıın?.. Babam ihtiyar... İşleri kim yapar? Bizim köyde hep kadmlar Ça | lişarlar, Erkekler gemici olur, köyden giderler. Kadınlar tarlalarda çalışir, armutları, incirleri, üzümleri toplar, lar, Kuruturlar; şehre götürür mtar, lar, kışa saklarlar. Ben de iyi olunca rencber olacağun, tarlada — çalışaca. Bim. — Demek sizin köy sengin, bolruk, öyle mi? — Bolluk yal Çok meyva var, süt var, hor gey var, —— Köyünüz güzel mi? — Güzel ya, köy hiç mu? — Istanbulu beğendin mi, Fatma? Burada kalmak istemez misin ? — Beğendim, beğendim ama, kal, mam. Benim memleketim orası, Ben köyüme alışmışım. O bağlar, o bahıçe ler gözümden hiç gitmiyor. Annemi, babamı, hele kardeşlerimi her gece rüyamüs görüyorum. — Şimdi — anlar bep tarlada çalışıyorlar. Ne asil, ne kadar öz toprağa bağlı Tüfk kozi bul - Fatma, iyi olunca beaim yağıme in kalmaz musn? Hiç duraklamadı — Kalmam, kalımam. Sen gok iyi abiasın, çok, çok Beni çok sevdim, bak, hiç tanrmadan nasıl benim gün, dümü aldın. Ama, yine kalmam. İster| sen bastahaneden çıkınca — köye döde meden bir kaç güm evinde misafir 9, larum, — Teyekkür ederim, Patmâ, ne iyi olur, Benden bir gey ister misin? Bir daha gelince getireyim Yine ellerime sarıldı, öptü, öptü. — Bir yey istemem, — Yalnız sana bir şey söylüyeceğim. Betim antem köyde, Kardeşlerim, babam köyde.. Gelemezler ki, Sopra tarlalara, işlere kim bakar, kışın aç kalırız. Bön bu, radu ne kadar kimsesiz kaldım. Here kesin annesi, babası, arkadaşları geli, yor, benler kimsem yok. Eğer sen be, mi böyle her zaman görmeye gelirsen, gidince ben sana köyden neler gönde. ririmi” İncirler, elmalar, armutlar, ne istersen, ne islerşen... Beni görünce ne kadar ne kadar canım sikiliyordu; layacak gibi oluyordum Bak, istersan ue de bizim köya Bel; bizire ev, öyle İstanbul evlerinc benzemez, biz öyle aizin gibi zengin değiliz, ama, bou sanj çok rahat atti. ririm. Bütün işlerini yaparım. — Seni derelere, bağlaru götürürüm. Buraya bir daha beni yoklamaya geldiğin Kgün de sana hikâyeler anlatırım, kö yümüzü anlatırım. Yarım saat içinde Hafma ile öyle gandan döst oldük ki * Bir bafta sonra onü tekrar görme, ye gittiğim zamaa, sevincinden ne yapacağını şaşırdı, hiç inarnmıyordum, tekrar geleceğine, dedi. Sonra, ken, disine küçük kırmızı hir tpek mendil hediye ettiğimi görünce bir suç işle. miş gibi, kupkırmızı oldu. *Hen sana köyden daha bir gey ge, tirtmedim, kimse gelmedi., Diye çocukça ttizar etli. Tü yürekten titredim: Ön dört yaşındaki air köy Çocu, Bunda bile, ne cömert, ne asll, ne mağrur duygular var.. girkin olur sevindim; hep ağ, ŞÜKÜFE NİHAL ? tedirler. MRALIİ Yazan: REFİK AHMET SEVENGİL FİYAT MURAKABE. “—MEMURLARININ VAZİFELEİE Ankara, 831 (VAKFT) — İstanbul ve Ankara fiyat mürakabe kurslarını bitiren kontrolörlerin peyderpey ta. verilen talimat muclbince derhal va, gifelerine buşiyacaklardır. Fiyat mürakabe teşkilâtınm kurul. duğu gündenberi takip edilmekte olan UsUl ve kaldeler bundan - böyle daha esastı bir şekilde ve daha fazla ham sasiyetle lera olunacaktır. By cümle, den olârak perakendeci yarı toptancı ve toplancı tacirler nesdisf İti güretiyle müahasıran fatorü dan kontrol yapılacaktır. Bu faturalar sadace bİf kik olunmuyacak bir rin malı aldığı veya sattağt Ü7 baldeki tacirlere suğu eat beklenebileceğinden ıi'” ları arasında — daha gi BZ yapılacaktır. Satıcının &i ve alıemın da bunu mesi — mükelletiyetlerint ötmedikleri bühana araştif zuunü Teşkli edecektir. Dün qecekı yandl Dün gece Beyoğlunda — Firurağu Boyucı çıkmazı sokağında bir yangın olmuyş ve ili ev tamamiyle yanmıştır. Yangin Boyser çıkması — şokağında, bekçi Tbrahime #it küçük kulübeden gıkmış ve derkel, bitişiğindeki tapuda memur Necmiye ait iki katlı eve a. Japon hu-| dudunda Rusya mühim tedbirler aldı Londra, 831 (AA,) — B, B Ce Amerika makamları şarki Sibir yada Sovyet ordularınm Japonlara adötçe faik olduklarını bildirmek tedir. Bu sebeple Japonlar Hindi giniden bir hareketa kalkışırlarsa muazzanı güçlüklerle karşılaşacak. lardır. Japonyanımn fazla kara ve huva kuvveti olmadığından müna sip bir fırsat beklemeğe mecbur olacağı tahmin ediliyor, Sibiryada Rusların 40 fırka ns keri vardır. Japonyanın ise Man çurf ve Köröde 14 firkasr meveut" tür, Japonlarm umuüm tayyareleri yekünu 3600 dür, Bunların da bü. yük bir kısmı eski modeldir. Sov, yetlerin dse Uzakşarkta 2400 tay* yaresi xardır. Sawyet, fayyareleri” nin Vladivostoktan 700 mil kâte - derek — Japonyayı — bombalaması mümkündür. Fakat bu oldukça güç bir iştir. Bon haberlere göre, Japonlar Tiyençinden şimale doğru aaker tahşit ediyorlar, Müdafaa işlerinde çalıstırılmak Üüzere 50 bin Çin işçi İ seferber edilmişlir. Amerikada benzin tahdidatı Nevyork, 31 (A.A.) — Ofl: İyi malümat almata olan ma hafil, 1 eylül 19041 tarihinden İtibaren şark — hükümetlerinde benzin satışmın — vesika usulüne tâbi tutulacağını beyan etmek- Verilecek benzin mik- derseniz deyiniz, yeni bir şehii de getiriliyor. Tıpkı merkez burada da iskele, meydan ve bir takım binalar yapılmıştır. Mahkümların bir bu binalarda yatıp kalkıyorlar ve adanitt taraflarmda olan iş yerlerine buradan * rayet etmiştir. Ateş, ancak Vf mamiyle yandıklan sonra İ ÜRE bilmiştir. Necminin evin'n Wf eli da Başağızade unharında SETÜ mal oturmakta (di, Kşya V yalimiştır. Afrikâ harbi! Bütün şiddetile devam edi) BRoma, 31 (ALA ) — İtalyif ri umümüi karargühının *8İ tebilği: Şimali Afrikada Tobruk de müsellâh Lanklarla takvii? oln düşman müfrezeleri, edilmişlerdir. Alman bati tahkem mevkideki tesimati man etmiştir. Bingaziye yaptlan ve düskü Şi de mevzuubahs olan akit bir İngiliz tayyaresi deniili tür. Mihvercilerin tayyareleti. gahili açıklarında bir petrol be! T ve bir vapurü Jmekte busara uğratmışıardır Şârki Atrıkada Gondar da siyah görnlekiiler mü müstemleke kıtaatı, cüre! huruç hareketi yaparak — “5 mevzilerine — girmişlerdir. gi müukavemet etmek istemişti ra iebâr edilmiş va gerek malzeme itibarile büyük 28 mıştır. Bu s08 — günlerde mahalleleri bir takım hava maruz kalmıştır, Telefat yJ gilla tayyareleri, dün — öğÜ Gağliariye hücum etmişierdir ve dafi bataryalarımız, aVCi lerinda yardımile auratle düşi yebbüsünü akim berakını e nEz bir Bakerimiz telef olmui Ç —_—-'/ tarı. otomobillerin meşgâf göre, ihtiyaçları ile M olacaktır. Benzin satış mırkrf? didata mützallık ilk ”| mak üzere, iki hafta id de 12 saat kapalı kalactl 4 nüyesi olduğu lunu değiştirmiş olduğunu 4 e meydanda. Fazla tahki" tata, soruşturmağa lüzum yok, sular Hüse- yin ağanın toprakları üstünde güneş altında ir gümüş göl gibi parıldıyor. Kendisine ge- p ” üseyin Ağa?,, diye soranla- ihtiyar çiftçi biraz da kafa tutarak cevap Oorı: — Ulan bu arpa, buğday, yulaftan br p usanmadınız mı? İşte görüyorsunuz ki topraktan bir türlü esaslı bir mahsul alın . Artık bu ziraatin çeşidini değiştire- r senelik — Bu ne demek Hüseyin Ağa, ziraatin üdini nasıl değiştirelim? — Artık arpa, buğday, yulaf ekmiye- — — Ya ne ekelim, Hüseyin Ağa? K "rinç ekelim! — Pirinç mi ekelim? — — Evet. - — Pirinç sulak, bataklık yer ister; bi kürt toprağımızda pirinç yetişir mi ya? — Ulan sersemler, işte ben de onum için derenin ağzını tikadım, suları kesip be- im topraklara akıttım ya... Bataklık olsun pirinç ekeyim diye... — İyi ama, Hüseyin Ağa, sen toprak- larını bataklık yapmağa çalışırken bizim tar: daları büsbütün kurutacaksın; bu işden vaz- geçi — Olmaz! — Nasıl olmaz? Bu dere senin babanın malı mı? Ondan yalnız sen mi istifade ede- ceksin? Bizim tarlalar ne olacak? — Ben onu bunu bilmem; dere benim araziye akacak ! — Öyle şey olur mu, Hüseyin Ağa... Sen aklını mı kaçırdın? Dere bütün köyün malı... — Uzatmaym, dedik a... Dere topraklara akacak ! — Akmıyacak! — Akacak! — Akmıyacak!.. bizii Bır ynnde Hüseyin ağa, çocukları, karr ları, kızları, yanaşmaları, bir vanda Mehmet ve komşuları söz dalaşı, küfür, sille, tokat derken kazma, bel, tırmık gibi toprak eşeler meğe mahsus âletlerle biribirlerinin kafala- rını, gözlerini, yüzlerini eşelemeğe başlıyor- lar. Sanunda şu kadar hafif, şu kadar ağır yaralı, bir de ölü var. Ölen Hüseyin Ağanın oğullarından biri; öldüren de Mehmet. De- renin bütün köye ait olduğunu söyleyen, herkesin tarlasının bu sudan faydalanmasını istiyen Mehmet. O Mehmet ki durup dururken, hiç de fenalık etmek, kana girmek, adam öldürmek gibi şeyler hatırmdan geçmezken bir zırtapo- zun sivri akıllılığı yüzünden katil olmuştur ve şimdi İmralıda hâlâ davasına sadakat gös- teriyor; suyun herkese ait olduğu, herkesin ondan faydalanması lâzım geldiği yolundar ki iddiasını sanki hâlâ güdüyormuş gibi sa- bah aksam beygirlerin sırtma vurduğu fıçı- lart getirip ayazma çaşmesinden dolduruyor ve götürüp herkese, bağrı yanıklara, susar mışlara, yanmışlara serinlik ve hayat dağr tıyor. 15 Mete mevkiü denilen yer, İmralıda mer- keze nazaran adanm hemen hemen tam ar kasma gelir; merkezden mesafesi karadan araba ile bir aaat, denizden motörle yarım saattir. Adanm her yeri İş sahası olarak ka- bul edilmiştir ve merkezden adanm her tar rafma gidip gelmek güç olduğu icin ikinci bir santral olmak üzere Mete adı verilen yer- de yeni bir kasaba, bir nahiye; bir nakta, ne kolaylıkla dağılryorlar. Cezaevi müdürü gerçi her zaman gündüz adanın dört bucağını karış adım adım dolaşır; beklenmedik vıkl'“ ğ mulmadık yerden mahkümların kırııi':’, kar; onların hayatmı yakından takip fakat ne olsa Mete mevkü, İmralıda ödel ayrı bir kasaba gibi olduğu için buranın resine ilk zamanlarda inzibat âmiri mef” edilmişti. O, burada yatıp kalkacak ve ? kümların her şeyinden mesul olacaktı. inzibat âmiri, bir gün izin alıp İstanbula miş ve br daha dönmiyerek istifana! göndermişti; bu suretle Mete uıqvhındd re açık kalmca cezaevi mudum mirliğini mahkümların içinden seçtiği İ san Dalkıran'a verdi; yeni ınziııt âmiri mil Çakar adaya tayin edilip geldikten * ra vazife ona devredilecekti; fılı! v Çıhr 'm kısa bir zamanda ortaya çıkan biliyetsizliği ve bu işe olan ehliyetsizliği şısında cezaevi müdürü onu merkezden U7 bir yerde bir kac yüz mahkümla geceli düzlü başbaşa bırakmağı - tehlikeli Huııı Mıın vazifesinde bırakıldı. (Dovamı | Kesi