. mdkhrndnnür Eme. — VAKIT MW TEMMUZ VAKIT'IN Suriyede bir kaç şehir: | ŞAM — İzie Telgraflar Suriyede bir aydan beri duı(ın eden çarpışmaların mütareke şartlarını görüşmek ü. 'zare İngiliz karargâhıma gelmiş - lerdir. Bu münasebetle - isimlori sık sık geçen Sariye şehirlerini tanımak faydasız değildir. Suriyenin en ehammiyetli ge - hirlerinden birisi ve idare mer . Mokkeye giden hacı kafilelerinin ret değildir. ipekli, pamuk. lu dokumaları, kokuları, halıla. rı vo eğerleri ile tam bir sanat beldesidir. Burası göl kıyısında bir liman gibidir. Fakiden Bağ. dada giden deve kervanlarının harecket noktası olan bu şehir 1080 eylülüne kadar İrak ile Su- riye arasındaki muntazam oto. büs seferlerinin hareket noktası idi. Şam 146 kilometre uzunlu - ğunda bir demiryolu ile Beyruta bazlı olduğu gibi diğer bir de . miryoliyle de Halebe bağlıdır ki bu hat Irak demiryollarile birle gir. Hicaza giden demiryolu da Şamdan geçer. Şum sanatkrları wyz camilı Sinanpaşa camli Ro- Tazitlar devrinden kalan kale ka. pıları bü nhr)ıı belli başlı eski eserlerini teşkil eder, Şam, Asya kıtasınım eski şe - hirlerinden birisidir. Hazreti Da Yul zamanında bile mamur ve Mmüterakki bir sehirdi. Sonra A. Burilerin cline geçti. Büyük İş - kenderin imparatorluğuna halef 'Olan Batlanyoslar Şamı mülkle . Tine ilhak ettiler. Pompe Milât. tan (4 sene evvel Şamı zaptede. ek Romaya b.g':ıdx Hazreti Ö. Mmer zamanmda Suriyeye — giren islâm orduları Şamı 639 yılında zaptettilor. Muaviye bilâfet ve saltanat makamını aldığı vakıt Şamı, kurduğu Bmevi impera . | torluğuna merke zittihaz etti. Haçlı seferler zamanımnda Sam etrafında birçok kanlı harpler oldu. Tavaifi Mülük devrinde bir gok ellerden geçerek Misir lüklerinin elinde kaldi. Yavuz Sultan Selim devrinde Musırla beraber Osmanlı saltanatının bir m oldu. 1561 yılmdan 1918 Bu dört yüz yıla yaklaşan u. zun zaman zarfında Şam yalnız isyan eden Mısır valisi Mehme* Ali Paşanın orduları elinde kısa bir zaman Osmanlı saltanatından ayrı yaşadı. Fakat 1840 da tok . rar Osmanlı hâkimiyetine girdi. Uııuıııi Harbin sonlarına doğru General Allenbi kumandasındaki 10481 147 sovyel layya- ! | Britanya ile Bu resi düşürüldü Berlin, 18 (ALA,) — D.N.B. a- jansına bildirildiğine göre, 12 tem müzda 147 Sövyet tayyaresi Al- man tayyaroleri tarafından tahrip edilmiştir. Bunlardan 88 1 hava mubarebeleri — esnasında, 59 u da yerde tahrip olunmuştur. Alman. larm kayıbı 9 tayyareden İbaret- tir, Göçen cumartesi günü Alman havâ kuvvetleri, Stalin hattınm yarılması için yapılan kara hare- kâtına bir çok teşekküllerle mü- zaheret eimiştir. Alman tayyare- ler; yalnız Smolenak mıntakasında T7 tank, 400 kamyon, bir çok nak. liye treni ve 34 top tahrip etmiş. lerdir. Bu harekât, Almanlar ta- rafından hiç bir tayyare kaybet- Mmeksizin başarılmıştır. Sarhoşslukla camı kırınca Mehmet Özyeşildağ adında bi. risi, evvelki gece dükkânının ya- nındaki bir kahvenin bahçesin. de birkaç arkadaşı ile beraber içki içerek gsarhoş — olduktan sonra aeka gelmiş, sokağa çıka. rak bitişikteki kunduracı Hali!in dükkânındaki altı camı kınmış . tır. Özyeşildağ, yakalanarak adli- yeye verilmiş. dün Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemesinde yapılan muhakemesi sonunda 1 gün hapse mahküm edilmiştir. gü se l şindğenn ei Seyyar köfteciler yakalanıyor Sokakta seyyar köftecilik ya- pan esnafm kontrolüne başlarn . miştır. İlk olarak bu süretle pi. şirilen 85 köfte müsadere edil . miştir. Bu gayri s&ıhhi köfteleri yapan köfteciler hakkında zabrt tutulmuştur. bedaediğüdem Basın mensi Yürk Basım Birliği İstanbul Mınta, Kai Rehliğinden: Birlikte âza olsun ölmasın, — bütün basın ve ilaresi mensupları için mer. kez heyetimce tesda edilen devre yare dumma iştirâk müddetinin 15 Tem, muzdu biteceği bildirilmişti. Bu mühlet yarından sonra (yarın) bitmektedir. Bir Gevre içim biz ilrudan ibaret olan bu yardımı bentir. yollamamış ve mia Kavelesi e ona bağlı mektubu imzala, yıp göndermemiş osan arkadaşlarımı, za bü müddetin geçirilmemesini rica sdiyorurz Tsetiyenler İş Bankamının — merkez müdürtüğünde — açıimış olan — 2281 numarklı hesaba sevkolunmak Üte- ve Dü parayı bura şubesine de yalırır bilirler, Mmtaka bürom da bu busus, ta hizmete ve icap eden izahları ver. zreye ümade bulummaktadır. müttefik — ordular Şamı zaptettiler. 1918 de Emir Feysalın kurdu. ğu Suriye hükümetinin merkeri oldu. Fransız mandası altındaki Suriye, Halep ile birteştikteti sonra yine Şamı merkez ittihaz etmiştir. Yarın: Boyruz. Suriyeyi — ve Tefrika numarası: 13 İnaibat âmiri Kâmil Çakar, bu adaya yanlış gelmiş olmanın azabı içinde, yaşıyan bir adamdı ve galiba ne İmralı ondan, ne de İmralıdan aslâ memnun değildi. Buna rağr o Edebi roman Sovyet Rusya " anlaştılar (Bas tarafı 1 incide) yarbay Clanotıle ile İngiltere bd yük elçiliği sair yüksek erkâni hazır bulunmuşlardır. Bu itilâf ile munzam protokol metinleri şunlardır: Sövyet Rusya hükümeti ile Büyük Britanya krallık hüküme. ti bu itilâfi akdetmekle aşağıdır. ki beyanatta bulunurlar: 1 — Her iki hükümet Hitler llfhi:dmhıubırmün bııhmmnyıwhlçkr ha olarak tansim ve teati edil . miştir, Her ikisi de aynı kuvvet. tedir. Sövyet an bahşetti. ği tam salâhiyetle imza eden “olotd Büyük Britanya hükümetinin iği tam salâhi ğ imza eden Sir Stafford Sovyet Rusya ve Büyük Bri-. tanya hükümetleri tarafından 12 temmuz - tearihinde imza edilmiş =n anlaşmaya müzeyyel proto. Sövyet Rusya ve büyük Bri - tanya hükümetleri Almanyaya karşı yaprlan harp esnasında her iki hükümetin müştereken hareket edeceklerine dair olan balâdaki anlaşmayı imza ettik . leri vakit bu anlaşmanın hnııyı müteakip derhal meciyete gire - ceği ve hiçbir tasdika tübi olma. dığı hususunda da mutabik kal. meşlardır. Lomdra. 18 (A.A.) — Hartciye nezareti tebliğ odiyor: Almanyaya karşı yapılan harp te büyük Britanya hükümetile Sovyet Rusya arasında müşterek hareketi tazammun eden bir iti. tam salâhiyetle hareket eden Sir Stafford Cripps ile Sovyet Rus- ya namına tam selâhiyetle hare. ket eden Molotof arasında imza edilmiştir. Bu itilâf mucibince evvelki iki hükfmet Almanyaya karşı ya - pılan bu harp esnasında yekdi . Berine her türlü müzaharet ve muavenette bulunmağı — taahhüt etmiszlerdir. Saniyen her iki hükümet ha:- bin devamı müddetince aralar'ın. da bir anlaşma hali müstesna olmak üzere higbir mütareke ve sulh muahedesi imza etmemeği de taahhüt etmektedirler, Her iki taraf bu muahedenin ıloı—lınl tatbik edileceği ve tasdi. ka tâbi olmadığı —hususlarında Aa motabikterlar, İMRAL znen şimdilik buradaki ikameti işte böylece wzayıp gidiyordu. Kâmil Çakar şimşeklerle dolu zannedilir; pek hiddetlidir, bağırıp ça> ” gamak, vurup kırmak, yatırıp dövmek ihti yacı içinde çarpınıp çırpmır ve en az yirmi hg yıl önce dünyaya gelip o zaman bir ha başgardiyan olarak bulunamadığı için ızlırap duyar. Zira Kâmil Çakar, İmra: hda mahkümları aaran şefkat havasını hay” ret ve galiba biraz da hiddetle karşılamak- tan, şuraya geleli bir kaç ay olduğu halde, hâlâ vaz geçmemiştir. Demir parmaklıklar arasında tecrit edilerek hapsolunmuş eli ko la bağlı kimseleri gardiyanlara tutturup ca- nr çıhncayı kadar dövmek ve böylece onla- x “yola getirmek,, kolaylığı varken hu adamları sere serpe dolaşmakta serbest bira kgı jandarmasız gardiyansız inzibat isteme yi bir türlü aklı almayor ve bu işi mümkün de görmüyordu. İuzibat Amiri, İmralıdaki idare sisteminden âdeta münfeildi; yarı kır gin bir halde dolaşıyor, burada kendisi için yapılacak hiç bir iş görmüyordu. Müdürün temsil ve tatbik ettiği rahm ü şefkat politi- kasmı didik didik edecek — şekilde tenkit et- mek harsı ile yanıp tutuşuyor, fakat buna da cesaret edemiyordu. Bir kere mahkümlardan birine sövecek olmus, bunu haber alar mü- dür, inzibat âmirini karsısma dikerek yarımı saat Nasihat etmiş ve adamcağızı sıkmtısın- dan patlayacak hale getirmişti. Müdür, inzi- bat âmirine bu seferlik nasihat etmişti; fakat inzibat âmiri farkma vardı ki ikincisinde ta* B tarağı toplayıp İmralı motörüne atlamak ve kapağı İstanbulda almak lâzım gelecek! Müdür, adada kendi - fikirlerine aykırı ve idare sistemine müdahale sayılabilecek her- hangi bir kücük harekete ve sahibine hayat hakkı vermek niyetinde değildir. İnzibat âmiri bu vaziyette vazifesiz me- murdu. Ankaradaki tanıdıklarıa mektupr lar yazmış, kendisine başka bir iş bulmalar rını rica etmişti; o zamana kadar da günü gün edip burada geçinip gitmeğe uğraşr yordu. İmralıdaki memurlar — resmigecidinde sıra nihayet idare memuru Mehmet Tekine geliyor. Ahmet Dündar ve okuyucular, onu genç hekimin daha adaya ilk geldiği gece tanıdılar. Portreleri ayrı aytı çizilen kâtip, mu- hasebeci, inzibat âmiri ve idare memuru nun bir aradaki topluluk manzaraları da meraklıdır. Ahmet Dündar onları ilk defa yemekte - galiba müdür de bulunduğu için - sükün içinde görmüştü. Fakat müdürün bulunmadığı zamanlar ve bilhassa iş saati dışında vemek salonunda toplanıp sohbete daldıkları sırada oldukça gürültülü ve heve.- canlı sahnelerle karsılaştı. İdare memuru, kalın ve kat kat göbeğini hoplata hoplata kahkahalarla gülüyor, cezaevi idarelerine ıglar Meclisi iler hakkındaki kararı tasdik etti Amilvar levalık yeni ' , bütçe kabul adıldı Sojya, 18 (A.A.) — Yahudi . lerin servetleri üzerinden yüzde 20 nisbetinde fevkalâde vergi vermeleri bakkındaki kanun pro. jesi dün Sobronya meclisi tara. fından müstaceliyet kararile ka- bul edilmiştir. Kanun derhal tat. | bik edilecektir. Sofya, 13.(A.A.) — 4,3 milyar lovalık 1941 sonesi munzam büt. çe dün maliye nazırı tarafımdan Sobrarıya meclisine verilmiştir. Bu para milli müdafaanın takvi. yesine ve asrilestirilmesine aym ' zamanda da Makedonya ve Dob- rucada kurtarılan mıntakaların sarfedilecektir. Ne demeli ? Bir €Ne demeil) muharriri bir. oe kuyucusuna şu fetvayı veriyor! “Biz Fransızların (Tempa) kelime, sini (Tan) diye okuyoruz; © halda (i) | ile (Temps'l) — yazmamalı, e Clempa'ı) yazmalı., Biz yabancı — özel adları uaıgım metin içinde namıl ve ne kadar öokuya. Biliyorsak, yazdığımız tir bavadis fıkrasını mesçlâ radyomuzun sipikeri dinleyicilerine nasıl söyliyecekse Türk okuyuruları için yazılan — bir 'Türkçe içinde de öyle yazmaya taraftarın. Frenklere veya frenkçosini — bilanlara fazla bir kolaylık olmasını istersek, yahut bizim yazışımız başka bir adla CÜ iltibas yaparsa © vukit parantas içine | de asmmdaki imlâamı da — Hâve edebi. drir, Yası dil âçin, dil de kulak içindir. Pu fikirde olmayıp ta bunları ws. bLedaki imlâlariylki yazmaya taraftar olanlar var, Biz Bu yazmanın her za. man mümkün olmadığını kolayca ix, | bat edebiliriz; fakat buna rağmen vese değil de gekle laraftar olanlar | Lâtintmlâ birliği yanında Türk oku. ma birliği temin etmeye mecburdur. lar: Azıl imlâsadır diye yazdıkları bir ketimeye ya asıındaki — sesi verecek. Wwe, (Lavsamme) yazıp büldiğimiz gibi (Lazan) okuyacaklar; yahut biz bu şehirin adını aslındaki gibi pekâlâ (Lozan) diye söyleyip dururken öyle demiyeceğiz, yazdığımız gibi hecele. yip (İk-iLsAn.ne) diyeceğiz. Birincisinde öyle yazıp böyle uınu. mak mahzuru var; bir yerin hem Vüsni ayıı M“'Ü'%u." günü ayrr beltiyeooğiz. Şekil bir türtü, sea bir türlü ölacak ve Arabiaydâ rüh. met okuyacağız! İkincisinde sanki biz yazımızı frenkçe ve frenkler için ya. Siyormuşuz gibi yekilde onlara uya, cağız. fakat sesçe tambaşka kelime- ler yazatmış olacağız. Daha döğrüsmü da marrlardır bine kendi dilimiz kadar aşina olan diyarların kellmelerini Dn. giliz voyu Fraoatt alfabesine uydura, cağıx! Bir (fellüce) yi (faltujah) diye söylemiye başlıyacağın! Böyle gey olmaz! Bize BO yaldır. bildilimiz — (Tan) 1 (Temps), (Taymis) i (Times) kılığın. da yazdırmak istiyenler bari bumu (Tem-pis) diye okumaya izin 'yersin. ler ve buna bakarak da okuyucuları. na göyle derinler (Tempa'r) — yazmamalı, yazmalı. (Tempe'i) Yazan: REFİK AHME SEVENGİL Darlanla | Peten arasında ihtilâf GT ON Bir rivayete göre Darlan Almanlar- la beraber Suriye harbini uzatmak isliyormuş Zürlek, 18 ÇALA.) — Darlanla Pe, ten arasında Suriye mütarekesi hake kında görüş (BLNAN — mevcut olduğu | bakkında gaylalur dolaşmaktadır. &i. yüsi müşahitler Almanyanım muhüsa, matim uzaması artanunun Vişiyi İn. giliz mülareke şartlarını rodde sev. kettiği kanantindedirler. Journat de Geneve'in Vişi muhabi, rine göre hAlâ Vişide bulunmakta oe ian Veygand Afrika ve bilhaşaa Da, kar müdafsasının takviyesi hakkında k izahat vermiştir. Bize iltica. | cum esnasında — İngilizler, Tokvod ' 15.000 € su altınd kaldı 'Tokyo, 18 (ALA,) — Son gün içinde müthiş yağmurlar kasırgalar, Japonyanm cenubuf” büyük tahribat yanmızdır. Tokyoda 15000 ev su - altısil Pi kalmştır.. Heyolünlar do S Tokyo ile Kobe arasımda demif? hu münakalâtr kealimiştir, Şimdiye kadar Memlekett€ kiginin öldüğü ve birçok kişinifi kaybolduğu bildirilmektedir. ) Sellerin tarlalarda yapmaktâ |? duğu tahribat ile yıkılan köp ç binalar ve teşisat yüzünden 187| müthiştir ve hemde bu zarart N mine imkân yoktur, * ... Nunking, 18 (ALA,) — Nanil selâhiyetli mahfellerindan be! olunduğuna göre İngiltere e V king Çin hükümeti arasında itlifak akdolunmuştur. Bir İtalyan h ' gemisi yandı AA Bnıı, 13 (A.LA.) — 9 Tem da Trabulusgarba yaptıkları İ h ? x I R a| bi | l Vi öğrenlidiğine göre, bir hastahane gemisine de eden Fransız gemileri Hakkında Ankarada müzakereler cereyan | ediyor |. Vişi lJ(AA.)—Rorybern— jansı bilidiriyor: | Fransız ımıhı.rıt efisinin bil dirdiğine göre, Fransanın Anka. ra maslahatgüzarı Outrey İsken. deruna iltica eden 11 Fransız | gemisi hakkında Türk hükümeti nezdinde bazı teşebbüslerde bu. hanmuştur. Vişde beyan edildiğine göre, bu ıunıleıdon yalnız elân kara- kol gemisi ile Mâm yardımcı rrpelirol gemisi ve 3 küçük Tarayter gemil. har gemisi sayıla, bilecek Mrl habdirler.'DE” Ker gemilerin hepsi yük vapuru . dur. Entern edilen Fransız bah- riyelileri 200 kadar vardır. Aynı ajansın verdiği malüma. ta nazaran bir askeri nakliye ge. misi olup İngiliz tayyareleri ta, rafımdan Antalya Türk hmanı önlerinde batırıdan Saint-Didier vapurundan kurtarılarak enterne | edilmiş bulunan diğer Frangdızlar hakkmda da Türk makamları ile müzakere cereyan etmekte . dir. VAKIT Sizın gazetenizdir. Her Arzunuzu yazınız, size cevap verecektir oldu. Ahmet Dü lığı ve kötü işe karıştı ve kavganın büyümesine mâni İ muhasebeci Zararsız, basit, memur zihniyetini, inzibat âmiri Ferdi hod- atmışlardır. Bu geminin çok uzaktan bilecek Xızıl haç işareti vardı. mi, limandan ve askerf eli ti olan hedeflerden uzakta makta idi. İngiliz tayyarecilerİ kaç hllcumdan sonra gemiye # bot kaydedebilmişlerdi, mlyl vı sara uğratmışlar ve birçok Y askeri ağır surette m w, 7 nci sorgu hâkimi iyileşti 4 rkaç aydanberi rahatsız V lımın İstanbul yedinci sorgu D VECIZELER Yazan: M. OKMİL '-" * Meselâ vebaya, koleraya F l bulmak için uğraşmış olanlar F7 hayırlı insanlardır; fakat kolerii ğp dan muzir olan pancermanizm Üüğ,, vasile iyi Insanlârın mesaisini Y ne insanlar bozuyor; hayvaf değil j * Hud airhlisi havaya — kaldif hyor, Bismark zırhlısı yerin GÜĞ ne indiriliyor; — ikisinde de Vf elim Facialar vuku — buluyor. Tp her ikl taraf, muhasımlarının V müne — sevindiklerini dan Hân ediyor, Neredesin ey (Âd oğulları — biribirlerinin — azasıd!? diyen Şeyh Sadi neredesin! ler kitaplarmı tercüme ediyor! kirlerine hürmoet eyliyor, fakat cibince amel etmiyorlar! T ndar görüyordu ki kâtiple mahdut küçük bir ruhu, idare memuru ise ait yeni ve ileri nazariyeler - ortaya atarak inzibat âmirini kızdırıyordu. Kâmil Çakar, müdüre değil, hattâ mahkümlara bile söv- mek mümkün olmadığına ve sövmeden de duramıyacağına göre, bir parça nefes alma, rahatlama imkânını kendisine, talie, zamana ve gayri müşahhas varlıklara sövmekte bul- müuştu; dişlerini sikarak : — Ah canına yandığım dünyası... Ah, Kâmil Çakar!.. Ah, mendebur herif... Baş- ka iş mi kalmadı ortalıkta yahu... Filân gibi biribirini tutmaz sözlerle mukabele edip idare memurunun alaylarını savuşturmağa - çalışıyordu. Muhasebeci ile kâtip, müdürün bir yumuşak tarafını bulup latanbuldan bir tavla getirtmek müsaadesi alabilmek için türlü tedbirler düşünüyorlar; bu fikri pek parlak bulup heyecanlanıyorlar, tavla hasretinin şiddetinden üzülüyorlar, © zaman vaktin daha kolay, daha cabuk geçeceğine — şimdiden seviniyorlar, — fakat meseleyi müdüre açıp müsaade istemek isini mütemadiyen biribirilerinin üzerine atryor- lardı. Kâmil Cakar! -- Bir mahküm bulup da araya koyun; müdür bey onların öszünden cıkmaz! Diye acı bir alayda bulunmak istedi Kâtib de, muhasebeci de kızdılar; bu sözü şeref ve haysiyetlerine tecavüz sayarak in- zibat âmirine çattılar. İdare memuru yine her zamanki neseh, lâübali ve aakacı tavrile sulh ve müsalemeti temsil ediyordu; bir noktaya daha dikkat etti: İdare memurunun daima sulheü olmasında korkaklığın da bü- yük tesiri vardı. Bu adamların muaşereti, hele — arala- rındaki geşimsizlikten çıkan gülünç ihtilâf- lar ve idare memurunun sade suya nüktele- ri karşısında belki sıkılmadah vakıt gecir- mek mümkündür: fakat bu, Ahmet Dündar için pek zevksiz, kuru ve mânasız bir ömür sürmek, yahut daha doğru bir ifade ile ge- niş-ruh hamlelerinin zikzaklarımı görmek, karanlık ve esrarla dolu hayat ve hatıratın türlü sâhnelerini seyretmek, mânevi lâbi- rentleri birer birer dolaşmak »icin mahküm- lara dönmesi lâzımdı. İmralıda asıl tanın: ması İâzımgelen insanlar onlardır. ı_âı B YA Mahkümlar arasında ehemmiyetli has talık vakaları görülmemişti: bununla bera ber yedi yüz bu kadar kişinin bulunduğu bir yerde ihtiyat tedbiri almakta favda — vardı: Ahmet Dündar şimdilik hic değilse on va- taklık bir vevir vücude getirmek icin faali* yete geçmiş, yer bağenmis, burasımın t*anzi- mi için müdürle birlikte cahervordu. Bu is için ayrılan salon badana ediliyor, bovanı: yor, karyalaları ismarlanmış. velmesi bekle- nivordu. “Devamı var) YA Z 3