5 Eylül 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

5 Eylül 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

urulmuştu ?.. İ0O sene evvel ne ev, ne bahçe, neköprü vardı Köylüler, kıyafeti düzğün birini görünce hürmetle eğilirlerdi p Müverrih Senyobos, Romen- miden bahsederken: "Babillinin baaa: olan hiristiyan kavimler a Dda Osmanlı tabiiyetinin te. d'::“ €en az hisseden Romanya. " Tuna ile Karpat dağları ara. Olşaki oyadan ibaret olan Eflâk Ka Jihe Karpat dağlariyle Kara. Hliz arasındaki ovadan — ibaret leykdan beylikleri Osmanlı dev- çe yalnız vergi verirlerdi. Ga. ,m'â Millet olan Müslümanlar bu Fly, Tütmlekette yerleşerek hiristi. wğ;"-' arasına karışımamışlardır. likler, bütün içtimal ve siyasi tlariyle Boyar denilen za- İ mğdna mensup arazi sahibi ve | şaütberleri, yine zadegân sınılı l ;';'hudıa İntlkip'ediler Hospo. denilen prensleri ve ortodoks lerini muhalara ettiler... “şu gekizinci asırda Osmanlı buğ ümeti, Çar ile münasebetlerde eğllNan Hospodarlara — emniyet iğinden Romatyaya ya- Ci olan hiristiyanlardan Hos. ya Çarı hıristiyan. fatını alınca, Osz. ,;k'—lı devleti buralardaki — vergi daç rinı tesbit ederek - Hospo. [-“i"m yedi sene memuriyette İ arı esasını kabul etti. (aır AHaya ile Osmanlı devleti ara- Sndaki lurflcr:le Çarın hedefi rağla beylikleri işgal ederek o. Muvakkat bir idare kurmak. (h 4A/ZUN mücadeltler ve Osman. İyeiesinin buralarda çok / gev. t ;_"dfhvıınmau. Çara bu fırsatı K . 1812 de Buğdanın Besarab- & tası Tunanın sol tarafını ' “*mleketine ilhak etti. MAĞ24 de de kendi intihap ettiği igedodar ve Rus memurlarının Aresi altında tanzim ettiği 1331 « Siznamesini Osmanlı devleti. __hbul ettirdikten sonra bura. $ekildi. hi Bu tarihte Romatıyada — siyasi Ayat İptidaf bir halde idi. Hos. Ü Podarların idare merkezi olan ÜU — ve Bükreş ile Tuna ve Prut Ş Senarındaki ticaret İimanların. | dan başka şehir yoktu. Abali ova- |arda, köylerde yaşıyordu. Köylü Ki zi sahibi değildi. Zadegi |(Enri altında bir marabacı idi. AnıS35 de Eflâki gören Moltke verr kit “Memleket hali bir 0. V'â"! ibaretti. Burada ne şato. ne , V© köprüye, ne değirmene, ';:: bana, ne bahçeye, ne ağaca, ÖLdA ne de köye tesadüf olunur. | Hetde beride görünmez bir hal. | Tayılunan köyler alçak kulübe- hilge ? Mürekkebti. Ahalide — hiç | ! © gi öktur. Bütün balk, kıyafe. “nali ASN bir kimse görünce ke. | | *., i htiram ile eğilirler. Evlerde ı L'ş??'- ne de erzak vardır. Bir ('!u ü t"'îllıııı. piposunu, tütünü. | l vey Kttinde taşır. Evinde hiç bir | Tltrakmaz.” uk:h' Hüfuşu yüz bine çıkan | kşw:“* saraylar, tiyatrolar, ga- İ ç * Güslü arabalar vardı. İqi “Re bir tarih, o vakitki Bük. * Söyle tarif ediyor: şehir, yarı valışi bir mem. hat Siay ve şark ülemi orta. kalmış medeni bir. Fransız | inceg eli idi. Çünkü Hsanları " müştak olan Roömen- TAnsaya meyyal idiler. Asıl. | Ki Aransızca öğrenirler ve | rıı*lıy Ve sefahat eşyasını, fen ve Trtişj tt kitaplarını Paristen ge. | iğlerdi.” | keiçii :'iı:xı; inkdâbı Romen. * bir uyanma devresi ol- f;':;.ı..:’ Fransaya mubhabbeti 0. Suğaa Penler Parisi taklit ettiler. hv,s Bölzadeleri Hospodar 'ık."îf; kanunu esasi istediler. _hlıı, Tça, 1848 de 2zadebânı Öle eğeç HEN tardetmekle muka. İliş Gt artık hareket başlamış, wlnmqıı Hükümetten lış,h olmuyanlar Bükreş aha. Satoy ardimı ile Hospodar Bi- _“Hr kanunu esaki imrala. bur ettiler, Bibeake kaç. & #rbik Çare bulrmadı. Fa. Mekkeiy Düvakkat bir hükümet Bu ül Etmişti. ’tııç::f")’tdrrc bigâne kalrm- Ragart7 inkılâpçıları te: blederek Tağ "::: himaye için evvelâ Tğşa , YONra Ellükı işgal etti. Te İA de Rusya İle Osmantı dev. ger sene müddetle iki beyin ta. yin edilmesi esasını ihtiva edi- yordu. Fakat Rusya ile Onmanlı devletinin arasında çıkan bir harp bu muahedeyi hükümsüz beraktı. Ruş ordusu 1854 de beylikleri tahliye edinte Avusturyalılar her iki memleketi işgal ettiler, Bu işgal, Paris muahedesine kadar devam etti. Parls kongre. sinde Eflâk ve Buğdan beylikle. rinin himaye inhisarımı Rusyadan aldıktan başka Osmanlı devleti. nin de Romanyanın dahili istiklâ- lini tanımasını temin etti. Zaten 1829 yılında kale yapmak ve as. ker bulundurmaktan vargeçilmiş, sadece bir vergi almmakte idi. Bu esnada Buğdan prensliği Besarabyayı istirdat etti. Rustya, kuruldu. " Üçüncü Napolyon, Romen mil. letinin ittihadımı istiyordu, ki bu arzu aynı zamanda Romanya ek- seriyetinin fikeri ve arrusu idi. Os. maanlı hükümeti ile Avusturya iki prensliğin cekisi gibi ayrı ayrı kalmasını tercih ediyorlardı. Bu esnada birçok hâdiseler oldu ve neticede prensliklerin iki hükü, meti, ili Hospodarı, iki millet meclisi muhafaza edildi. Yalnız adliyeleri müşterekti. (Sonu yarın) « Kraliçe Vilkelminanın gençliği; kocaşı ve Trzt Prenses Jülyana B — VAKIT B EYLÜL 1940 Birkaç gün evvel altmış yaşına giren 4 Kraliçe Vilhel- bi min'in hayatı Bir Alman prensile evlenen kraliçe kiliseye giderken gözyaşları döküyordu 17 Teşrinievvel 1900 de La H__ey rTesmf gazetesi fevkalöde nü :a.ıındı Kraliçe Vilhelminin uâ;chn; N; Dgeyannamesini neş. sediyordu. Bu beyannat öy- Te denilmekte idiz L mede gö ım':dmüle:.u;h& b.llıı“ kraliyet ai. et k kan dan alâkadar oklu[uııı: ht');' ı: rette kani olduğum için, Sonaltes Lö Dük Hanri dö Meklemburg Şv_uü! ile nişanlanmış olduğumu !ıışllcume bizzat bildirmek benim için bir ihtiyaçtır. Bu hâdise Al. lahin yardımiyle memleketimin ve garp ve şarktaki müştemleke- ]:t:liî yükselmesi için hayırlı ol. KaT .. Bu vesikanın altını kraliçeden lı_!lıı züt:â nazırlar da imza et. miöşlerdi. Bütün vilâyetlere, kaşa, balara afiş halinde ::lllıın ve ga. zetelerin neşrettikleri bu beyan- mame her tarafta bir hayret ve neşe ile kazışık bir heyecan do Zurmuş idi. Vilhelmin daha kraliçelik ta. cını giymeden ve giydikten sonra da birçok kereler bu mesut haber etrafa yayılmış ve bilâhare tekzip olunmuştu. Genç kraliçeyi sırasi. le Alman prensleri, İngiliz, Bel. çikalı, Danimarkalı, İsveçli prens leriyle evlendirmişlerdi, hattâ ba- zı kâbinler kraliçeyi Alman va. ris prensf le evlendirmişler ve Küçük Hikâye: Nevyorkta Cek Conson ve arkadaşları antika eeyamr ma- ğazasmı işleten C- Conson ve şeriklerinin başmdan iki yaz evvel göyle bir macera geçti: Couson antika eşyaların kendilerine has garip kokuları ol- duğunu söyleyen bir adamdı. Blzzat haberi olmasa da koku al. ma hissinin kilometrelerce meanfeden onu duyup zaptederek kendisin! bi> miknatiston daha kuvvetle çektiğini ve antika oş. yalarla meroklıları arasında bir madde ve kuyvet münasebeti olduğunu iddia ederdi- Anlatacağım hikâyede bu birinci noktadır. İkinci noktaya gelince C- Conson ve arkadaşlarının mağazası büyük devriâlem #eyahatleri sonu dünyanın dört bir tarafından yığılmış ve pra- tik kıymeti haiz antikaları ihtjva ediyordu. C- C. mağazasında Iüzumauz bir tag; maçera getirmeyen bir elmas yahut tarihi devirler yaşamamış bir kostüm bulunmaz; ve bunlar muhtelif eğlenceler ve süarelerde kiralanırken Cek Conson hepsine dair izahat vermeğe bayılır; bilhassa onların pratik kaymetleri hak- kanda bir kimya lâboratuvarında bir turmusolun mavi ve kırmı- rıya dönmesi gibi tecrübeler yapardı. Bu noktadan da C. Con. son ve arkadaşlartam mağazası nadir bulunur mağazalardandı doğrusu— Netice gu ki C- C ve arkadaşları kumpanyası —iki erkek fç kadından ibaret kafile-— eski İstanbul konaklarını gezdirme, Ko morakir bir terelimanım delâletile, Şükriye Hanımm konağın. da pek eski şeyler bulanduğunu hiasetmişlerdi. Şüktiya Hanım, Kürt dağlarındaki bir i$yan sırasında Şeyb Müreeli pusuya düşürerek 'yaralı bic Hakle yakaladıktan sönra saray nazırlığına getirilen bir paşanm kızı idi; ve hakikati süy- lemek lâzım gelirşe misafirlerini te fena karşılamadı. Kapıdan daha ilk girdikleri dakika sari tuğlalarla döşeli ze- mine dair izahat almaya kalkan Cek Canson merdivenlerin oy" malı trabzanlarından duvar süşlerine kadar her göyi yolladı. Bilhassa bu oyma tozyinata bayılmıştı. Tahta işlemelerin üzöri- ne şiddetle parmaklarını hasıyor; basara hisainin kendisini «l. datıp aldatmadığın! yoklamak işteyerek: — Tuhaf şey, diyordu; demek ki, bütün bunlar bir İnsan elinden çıkmış?- Ve, karısı Bayan Consoa sinizli parmakları arasında tuttu. Bu tek gözlüğünü birat dada aşağı İadiriyor; bir sfenke Bükü- neti içinde yalnız dudaklarının garip bir hayret gdevrim! hissa- lusuyordu. Cek Conson ve şirketi bu antika oşyalar aperetifinden son- ra: hakiki antikalarm Kaklandığı odaya buyur edildi. Şükriye Hanmm odanın bir tarafını baştan uşağı kaplaj'an ve mavi kırmızı beneklerle işlenmiş bir zemin Üzerinde osılı sİ- Jâh kölleksiyonuna doğrü misefirlerini götüzerek : Paşanın tüfekleri efendim; dodi. En azı bir asırlık tü. fekler— Bay Conson: — Buteresan Medam; diye Atnar Acada bir Tanesinı mr. ayene İçin müsaade eder misi: e T- Paşaam silâh kollekslyonu, belki de yarım asırdanberi, çi- vilendikleri aynı yerde duran bir takm sedef ve inci kakmalı si- lâhlardı. Adeta tozları ulmmadalı ve çivileri zedelenmeden ora- da duürüyorlardı. Şükriye Hanım hiç kimsenin bunlara el sür. mesini istemez; ve sanki bülün masi hüviyetlerini kaybedecek. ler gibi garip bir his duyardu: Bununla beraber: KAMÇI Yazan: Kenan Hulüsi 165 "” diye söylenön Şeyh Mürseli pa, nunla vurmustu. Su da 313 harbin- arasında rşun işlemez şa babam Kolunda de kullandığı bir silâb! Bay Conson: — Hayret Madam; dedi; demek ki bu silâhlar hakikâaten adam öldürmüş silâhler!-. — Yani, vaszifelerini bihakkin yapmışlar değil mi efendim! — Şünhesiz Madam! Ve Bay Conson pencereye doğru yürüyerek mekanizmayı gekti: — Hvet, dedi; hir İngiliş marka- Hem de kabzası sedef- lerle dolü-. Bir dakika dardu: — Madam! Şu köşelerde gözlerimize ilişon antikalar hak- kımda ne diyorsunuz —- Bunlar paşanm Şamda (eclip ettiği ölemlerde yakılmış bulurdanlardır efendim! SBayan Conson birdenbire alikadar olmuştu: — Madam; diyerek ilerledi; demek ki Şark paşalarının ka- dımlara çok düşkün olduğu bir hekikat?.. Ve Şükriya Hanımın cevabmı beklemeden: —- Cidden xkibarsınız Madamı; diye llüve etü; buhurdan dediğiniz bu şeyleri yakmak için acaha emreder misiniz? Şükriye Hanım bu son cümle ile hafif —burkuld ve eski eserler meraklısı terelimana göyle bir baktı! Çünkü, bilhasta Tuhürdanlara Şükriye Hanrm el dokundurmaz; ve son öeğilerin yarıda kalmış batrralarını hiç bir vakit bozmak iştemezdi. Bununla beraber kibriti çaktı; vo bir numaralı antika eşya. lar odasında avvelâ hafif bir duman uçta; isil bir aydınlık kı. mildedı. Fakat ©. C. ve şeriklerinin arzularım butımla bitmis zan hodiyorsanız; işte bir bata'- Çünkü Bay ve Bayan Conson bir taraftan buhurdanlar yanarken Öte taraftan pasanın södel ve taci kakmalı kitaplarına el uzatmtşlar; ve şeriklerden bir! de Konya Selçukileri zamanına ait bir diviti yelek cebine iliştirerek resmini çıkarmak istemişt. Bu son numara Bay ve Bayan Con- sonla âğer iki Amerikaliya da hoş gelmiş ölacak ki. Sükriye Ha- nuam antika eşyalar odası birdenbire yağmaya uğradı: — Oolı Madam; dediler; Medam! Bu antikalarla bir fotoğ- rafımızı çekmek için Bay Consona acaba müsaade eder misiniz? Şükriye Hatım boynunu büktü terseniz efendim: nasıl İstermeniz ndece Şükriye Hanımm disleri arasından n bu son ke. limelerin manasını Amerikalı seyyahları getiren te man hor balde herkesten daha iyi anlamış ölaenkti. af Dâdisesinden sonra su oldu: ye gşerikleri iye Hantmın antikz eşyalar odasında muhafaza etliği her geyin pratik bir noktadan ktymetlerini anla. iki şey vardı ki Amterikalı seyyalılar nerede ve ne zaman kullanıldığını honüz — keefedememişlerdi. Bunlardan paşsaya Hint Müsiümanları — tazalından otraktir Bayan Conson bu som ZümMÜŞ Mamulatı evirdi; gevirdi: — Boş bir malhfaza olaçak sannedersom: dndl;' ve kendi kendine bu boş mahfaranın kapağmr aradı. 'Bay — Coosona ge- lince Şsskatı bir u çinde düran ve Dağıstan — atlarının hediye edilen bir bütün bu birleşmeler için siyast sebepler icat etmişlerdi. Yine bu şekilde ağustos ayı sonlarında ürültü Kopenhag ve Viya. iye başlamıştı. Bu ke. re de mesut damadın Lö dük Hanri Meklemburg Şverin oldu. receği söylemmiye başlamıştı. Fakat tayin olunan tarihte kra. liçe hiç bir harekette bulunmadı. ğından efkârrumumiye bir kere daha aldanmış ve L5 Dük Hanri de bir takım kimseler tarafından icat edilip sonra unutular — müş- takbel nişanlılar listesine — dahil edilmişti. Efkârtumumiyenin bu baleti ruhiye içinde bulunduğu bir sıra. da kraliçenin nişanlanmış oldu, ğunu resmen ilân etmesi halkta gok büyük bir sevinç doğurmuş ve her tarafta resmi merasimler tertip olunduğu gibi bütün bir. likler ve halk kiliselere, sinagog- lara toplanarak kraliçenin saade- tine ve memleketin refahıma dua etmişlerdi. Bütün Holanda halkı kraliçe. nin kraliyet sülâlesini devam et. tirmesi için çırpınryordu. Genç kraliçenin izdivacı herke. si yakından alâkadar eden yegâ. ne hâdise olmuştu.. Aradan bir müddet geçtikten sonra birdenbi- Te izdivaç kararına varan hâdi. selerin nasıl cereyan ettiği de an. laşıldı. Genç kraliçe varis prensle ni Vayd'ın isim ınıınıınlnd:: ııııî lunmak Üzere Potsdamda impa. ratorluk sarayına gittiği zaman birçok Alman ve ecnebi matbua, tında ve hattâ mizah gazetelerin. de, sansasyonel haberler neşro. lunmuş ve oldukça nâhoş şakalar yapılmıştı. Bütün bu gazeteler, kraliçenin bir tercih yapmak Üzere Alman prenslerini görmek için bu seya. hati yapmış olduğunu iddia ed yorlardı., Filhakika Alman prens. leri böyle bir vaziyet karşışında sıkılıyorlardı, Dük Hanri ikinci plânda kalmırya karar - ceden inceye tetkikk ediyordu.. Nibayet bir fırsatla tanışıp ko. nuştular.. Kraliçenin — tabilliği, sadeliği, zerafeti Dük Hanri Meklemberg Şverini teshir etmişti. O da kı liçeyi sıkmadığını hisgetmişti. Artık bir tek gayesi, arrusu var- dı: Kraliçe ile mümkün mertebe yakın olmak ve daha iyi tanış. mak... Bunun üzerine 1900 senesi ya. zanda Dük ile kraliçe Frankfurt yakınında Höşk'de buluştular.. Kraliçenin -yanında annesi de Dük dedikoduya meydan k üzere bir ecnebi İsmi. le seyahat ediyordu. Bu gekilde kraliçe ile başbaşa uzun gezinti. ler de yapmıya muvaffak - olmuş ve bu buluşmalarda irzdivaç kara- ri, ne bir üiyasi aeh sadece seven iki kalbin &t birleşmesi neticesinde mişti. Kraliçenin zevesliğe — seçt Dük Hanri 1876 senesinde yük Dük Fredrik Franrz TI nin üçüncü karısı n Prenses Şvarz- burg « Rudalstad'dan dünyaya gelmiş ve 1883 senesinde babası. in ihtima, dikten üç gün sonra, yani 20 Teş. rinisani 1900 tarikinde yeni ni. a Hey'deki Du şatosu. di, Müstakbel dama, imi, forması vardı. evlenirken bir de dul- Sİ mevzuubahis olu. yordu. ÖO zamatiın — kanunlı göre bu iş inceden inceye tetkik olunduktan sonra: Kraliçe koca. sından evvel ölürse, dul kalacak olan Dük Hanri Meklemburg'a, başka bir izdivaç yapmadığı ve Holanda tabiiyetinden çıkmadığı R .

Bu sayıdan diğer sayfalar: