2 Eylül 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

2 Eylül 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Hımaye ve teşvik bekliyen bir sanat EYUp Oyuncakçılarını iş verecek- hale, __'_n.,.,ı,_" ğ hususiyeti öyetlerin l geçiniş çağlı ĞÜ için artık şehirli £ et ikadar olmu M başlangıcında vapu: dı ve tren c giden bu , Bu şemtin meş. lerini ata çocukluğum 7 şimdi zevksiz Hoş çocuğa oyunzcağın ile. zevklisi ile a e Renkli, çeşit ceşit Cu ıh e Pekâlâ onlarla oynlar, » Ama dire biz ayak (d — Doğru., ekeri imizin Odalar ')cn_z Bu oyuncaklar oynadıkları şeyler. 1 geçti artık, ama bizim altın Sanatımiz bi J'Pün';a dan bilmem Avrupa. Tesinden gelen oyuncakları Mak K izim için oyutncaktan mahfuzdur ARONE TARİFESİ Metnleket — Memleket :,M içinde ında Te n Yetirmek için vakıt kaybetmemelı bir iş.. Lâkin 'Tüccar sandı ücra yerletine kadar dağıtı dan sonra gel de oyuncak kazan gibi Kaymiy âh yapmaktan baş yorl: Oyuncağı Harpten gonra Ca bir m zim için iyi Bayım. arlanan kalı yere Şimdi öyle değil, bir adamı kolun rmak Jâzım, Biz ilmiş bir hal kolumuzdan tr dere. müna: Her bir me- | dir ve memleketimiz sanayi. bir beşluktur. Bu arada tarihe & re olan ve sadece üzünden r babsoları bu ılı_vı ımntkvlırı da himaye etmek bir mewmleket bor. cudür, N. A. adan konuşma, dan bile çıkarır parayı Serin bir rüzgür esi kadan uzaklaştı Yusut onu güzlerile takip arkasından uçmu: etrafına ve dâlma esmer of raklar arasına dar gibi oldu Senin ölümün-, Yusuf, kapısına elin! k istedi. Koştu ve bağırdı. Tıpkı bir keçi gibi şeniden öttü. ordu. Bir kuş di Allaharsmarladık. J Kâtip yuvarlanan bir taş gibi pati. t kanatlarile kâtibin neredeyse omuz. ğu ötede beride yer yer klanmış binlerce ses kulaklarına senin ölümün bir ağaç masanın Üzer abımut (G.S.) ran (G.S. — Feyyaz (Demirspor) t Iıır bi- ne olduğu gib yyaz çekişmesi ile kazanmıştır. rel yüzmede Kaybeden Galatasaraylılar yelken. de İstanbul şampiyonluğunu ka. havada yapılmış sek zanmışlardır. Galatasâfav - Beykoz (AÂrasında dün Beykozda yapılan maç akım da ellerindeki en sahada yer . Birinci dev. n etmişse de 0 (._ı (atasaray lehine peticeleri- Her ik Dün Beykoz ;mırnıu. 22 Ey- kuvvetli el BUK lülde başlayacak lik m.x arına ha- takımında henliz irden dönmemiş olan bek Ad- ver yoktu. | 5— VAKH —'Sefu'c hayatı 2 EYLÜL 1940 SİZ söyleyin: slnirleneylm ? 'ıa hali bu... Bu şehirde yaşayıp da si- ')tnv'*l:!r"x ne mümkün.., Hem nasıl - sinirlenmiyeyi: günlük hayatımızda — rastlar mız türlü saçmalıklara göz yu. mamam ya!.. Göz yumamayınca işte,. ne sinirlenmiyeyim ki: xuıkı.w.ıı.udıgı müşterisini : Hanıtn sen bu malr yiye Bunu senin & e tüküren piş vımrdıq_ Bey - den memura mı? — Herhalde küsürat hesapla: rınt bilmedikleri için olacak — raları iade etmemeği âdet olan tram biletçileri . intli dakir sabır ve ta. Yyıkıla on Eminönü meydanının *n yanıbaşında Gül bahçesin- | de deve dikeni gibi kalacak olan | muvakkat tahta köprünün kaldı, rılmaması hakkındaki dâhiyane plânına mı Prostun Yoksa, içi:ııîe .mo:- kı'şini: Çü ntk y:[xlıp_ özerine de iftiharlı “Nümune sığınak!,, diye — yazıl- masına mı? Bilet keermemek veya lütülen. miş biletleri tekrar — tekrar kul. Janmak güretile vergi kaçakçılığı yapmağı itiyat edinmiş olan Ke- hzvu otobüs - dört daracık n Beşiktaş hattındaki büyük otobüsleri iş- letmeğe kalkmakla, kendi geçe. mediği yerde — arkasına kabak Bir garip adam Ç(Dünkü hikâyeden devam) dedi. Muhtar — Akbı uyorsun orada arma da yarım saat Şonra burada... Halbuki-- Yazan: Kenan Hulüsi Deli!. Kendi klerin yaralarını düşündü; ve tekrar geri- ediyordu. bir gece kuşu hemen ye dönmeği yine tercih etti. Ertesi günü kaoru civarımdan geçenler. gimalde bokçi kulü- besinin bulunduğu bir taraftan gelen bir takım ağaç seslerini mubtara haber verdder: — Hanl, detiler; kor baktı. Korumun ara sira p ü y Y hden lekelenmiş Muhtar — Sana öyle ilkin başını satladı: olacak; Yusuf- inde duran silâhları bıra dokundurmak Fakat daha ertee| günü, z gi Muhta Fakat kütip sesini duymadi. B ; ; — Bile köylerinden Haberi getiren köylü: ı muhtar, d a bekçi koymuştunuz. küp götürüyorlar da haberi yok. gelmiştir, dedi; başka b gördüğünü süöyledi. bir kaçak Ağaçları kök, Yusuf kimseyi bırakmaz içe. z bu sefer Yusufu dedi. Yusuf o işi yapmaz. ; tanımaz t Yusufu ben dönen üz kuru ŞA satıldığı devirde 435 kuruş bancalarından tanıdıkları zabatai diye memurlarının Öönünde ttasıl hicret edip Dbaşka bir sokağa kamp kuran seyyar sâtı. cıların bilelerine bir çare bulu namayışına mı? Binbir külfete katlanarak, bü . yük masraflar iyar — olunara! yapılan Gazi köprüsünden hâlâ Galata köprüsünün kalabalığını azaltacak şekilde istifade oluna . yışına mi? Kırtasiyecilikle mücadele olun- duğu bir zamanda, şehrin pistli . ğini bir -tarafa bırakıp çöpün tarifini istiyenlere mi? Yoksa bunlara: “Çevir de başını şehre bak..,, diyecekleri yerde, “Çık. mıyacak işi komisyona havak et, sözünü unutup, çöplün tarifi- ni hukuk işlerine bavale edenle. re mi? Ders yılı geldiği halde, tah. sillerini yarım brrakıp Avrupa- dan dönen talebelerimizin — vazi. yetlerinin ne olacağızır tayin et. miyenlere mi? İstanbulu imar ve güzelleştir me işine dört elle sarılanların birçok me—ydınlıx 4çıp, gazinolar yaptırırken, A kara yo- liyle gelenlerin ilk plânda: “İşte İstanbul dedikleri benim..,, . diye yüzlerine sırıtan Ahırbpıda'xı teneke mahallesini görmeyişlerin: mi? Umum müdürlere, başmüdür . Tere, gu, veya bu müdürlere mes ken verilirken, kazançları kark li. rayı geçmiyen vatandaşlara dr bedeli taksitle ödenmek şarti! hakkında her se. dis lerin gt meyişine mi? Bunaltrer temmuz sıcaklarında çoluğiyle, çocuğiyle, anasile, ab lasile, haminnesile, dadısile, kom | susile, ahbabile, akrabasile birli! te daha bir hafta evvelinden ha zırlarıp, helva, börek, dolma söğüş, yaparak ellerinde gepet. mangal lar hattâ Çocuk çukalıları ile Flor yaya gidip akşama kadar sözüm ona safa ettikten, sardalya kutu sunu andıran trenle yo! & gın şehre dönüp: “Bugün eğlen dik..,, diye övünenlere mi? Yoksa pazar günü birayı bi. raz fazla kaçırıp geceleyin eve dönerken köşe başlarından birer küçük ırmak salanlara mı? Şehrin gurasına burasına ağ germiş olan veresiyeci müessese- lerin her zaman için yontacak yeni safdiller buluşlarına mı? Krıymetli bir belediyecimiz, ilk defa sahneye çıkan Türk kadını- nın himayesi için candan bir alâ. ka gösterirken, jübile mütehassr. | &t sanat kodamanlarımızm salaş sahne üzerinde cski vaveylüya devam edişlerine B*0 vaDa - 1 içinay. ir. Posta biril ayda yetmiş Tem de könuşlum: — “Yusuf, dedim; Akbaballat aeni bokçi gönderdiler buraya- Halbuki sen--” Elinde bir balta vardı- Sapından m?. Muzaffer ACAR & Yain futarak 1 ö risi yepyeni! Havaya doğru kaldır? 'ak Üüzerime doj raklarını yırtarak geçti- Bir ili dal rdayarak düşlü- Fısıltır lar raklar arasında hÂlâ devam ediyordu: “Yusuf, genin ö Hümi Ste kaydım. bildires mektap YAf ücretini abone parasınız Taya bazka De yollama u6 İünre kendi fzerine atır. "ııın her posta merkezinde VARTTa ubone yarılır. Seğiştirme Nereti 18 Krg İLAN DORETLERİ et b m'» n brr santim . ta. rmq:’“““ı itibarca Haa seyfala İç gayfalarda S0 kuruş ikinci ve Ü- 4 Düşlük yazı ; niçin kestiğimi biliyor musun ki?. — Hayır, dedim. Ama niçin olursa olşun; ları ağaç kesmeği yasak atmiştir. Sinema ve tiyatrolar E, Sadi Tek Tiyatrosu ksim Al bahiçesinde: (Bir İzdivaç Komedisi, ——0 Raşit Rıza Tiyatrosu orman kanut- yle değil, dedi! inden brraktı. ğ zaman gün ormanda yeni sökmek MA Üzereydi. Kaprı tı- Gözlerine ça yaprakları — arasmdaki döğrü — gölü Akbabayı sabahleyin onlar uyandırır. Ama kış 4 Korunun arasından kulübeyi ) Ü vo ayaklarını yıkadı. Faka! âdeta konuşayordu: “Yüsuf, senin Yusuf. Yusul sat Ayaklarmı yere vıkılmış koca bir rpan isiklar onları al Yere yıkılmış koca bir | kuşlara N ü Bu meşe ağacını görüyor Mmusun, dedi. Dün akanm ke mrş gördüm bü me Rüya bu, dedim 2 Eylül Pazartesi Haşimbey rile bak —n | Beyoğlu Halk Sineması 1 — Zafer Ordusu, Esrarı dığını da görür g istemem; dedi; Bir'çingane karısı “ölümün bir gi Kimbilir, belki de bu ağac... ra geri geri gekildi. Bütün a; esikliğini de. hem de hir m: çtan olacak!” birincik ölümü: Y ) ktı; ve köüye doğ koştu. Yutuf koruyu birraktı; ve köy Bru koştu 8 Film Birden: birer birer gö DA b Ahmet, 3 — Yeraltı Mahiyette (. lrmyan Böntar Bir dera 80; h fanı 63, dört de et Akbadada Yüsufu mühtar karşıladı. Öküürlerini ahırdan da. ti çıkarıyordu: dedi: Yusuf birdenbire coştu: ftar, dedi; bir dalâ koruya dönecek olursam beni ksınız orada- Bütün ağaçlar benimle komu — Belki de bu: dedi Yahut öteki... Yoksga, oturdu. Elleri el G0, Üç d a a1 160 kuruştur. Ve ’l'f,’,' aa "erin bir mefası ei geçen İlânların farin satırtarı 9 kuruştarı bösap edinir. Valkıt hem kendi Cnddemlade Örhanbe MALEDDİN I8I #liyle Uün lıwı eder dele oit Kestiği kütüğ Ş to gördüklerim muhtar— Muhtar: — Bakın, dedi; sen Köylü arabatma at hakikati ga ki, Yusufun orada ağladı ŞRüRE İN inde ağaçtan kacabilmek kuvretin! bulan Yu- — Devamı altıncıda — sakm yabancılarla mt çatıştın'.. © kapadı; ağladı. Cransızca ders Cde iğrmate ilerlet şera'tle Orta meklep ve kalanlara ve Pransizcasını mek ere Tüüsait (rsasızca &i verilir Arzu edenler Vakıt matbaasıbda, sızca Öğrelmeni" — ismine şi- | fahen veys tahriren mürseast | edebilirler. de bir ağı €Tüdan — doğruya ü , bBem Ankara banında KE. Dân Bürosu (Bürenun 1 konuşuy İşin ihirbaz seni çarpmiş gib İ t sen bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: