4—VAKIT 18 MART 1940 Ne var,; I Ne yok? Harbin cilveleri Birçok memleketlerde muayyen günlerde bazı maddelerin n Se bir TWEK Gazeteci KORBPA SEYAHATI. - 19 - İngiliz baloları, çay ve tütün merakı Kraliçenin malyyetindeki sü- kullanırlar. Bu hayvanlar gibi vari askerlerinin talimlerini sey köpekler de sebze ve sair esşya rederek harp fonnindeki vukuf ve malümatlarnma hayran ol. dum, Sank! vapur ile (müharrir buhar kuvveti demek - istiyor. Bugün bu kelimeyi elektrikle ralitoharrik diye ifade edebi. kullarılan ruksuz iâletler gibi idiler, Zabitlerinin kuman . dası akabmda söylenenleri yapı yozlar, Bu askerler, diğer alay- larla mukayese edilemez, Onun taşımakta kullanılmaktadır. Satıcıların sokakta bir şey satarker. bağırmaları âdet değii- dir. Yalmız ecnebi tayfasından olanlar, kendi âdetleri üzere her şeyin ismi ile buğırırlar, Lon - drada eskici yahudi pek çoktur. Sabah erkenden bağıra bağıra dolaşırlar. Fakat arabaların gü. rültüsünden sesleri işitilmediği için satıcıların nafile yırlılma. için bu neferler, diğer nskerlerin ları İngiliz ahalisini rahatsız yüzbaşısı imtiyazındadır. Her etmez. biri gayet uzun boylu, şeci a- İNGİLİZ BALOLARI damlardır. Bindikleri atlar, se. İnzilterede balolar geceyarı- kiz onar bin kuruş değerinde . sından bir saat evvel başlar, dir. Kraliçe askerlerinin adi el, Balo göceleri sabaha kadar eğ- biseleri bile diğer askerlerin - lenilir. Ev zahibi misafirlere kinden güzeldir. Bu alaya olur lâzımgelen ikramı yaptıktan olmaz adam yazılmaz. Evvelâ sonra gabahleyin bir çay kâse- uzun boylu ve mütenasip vücut- s! içinde çorba yemek ve çubuk hu olması lüzimdır. Sonra öyle içmek âdetleri olmadığından olur olmaz kimseler de almmuaz. pek muteber kimselere teneffli lar. odasında bir tane clgara ikram Tneilterede, çargılar geniştir. ederler. Kahveleri de bizim içti- Dükkânlarında her bir gey sa. gimiz bir fincan kahveden yir. tılır. Fakat fiyatları maktudur. mi otuz fincan şekerli kahvedir. Bir takım oşyanın esamisi üze, Tütünleri son derece sert ve rine konmuştur. Pazarlık ol- içilmiyecek derece fenadır. A- maz. Lâkin oralarda dolaşan haliden bazıları sakız çiğner gi- simsarlar, alıcılara tercümanlık bi ağızlarında tütün çiğnerler. için para alırlar. Bir çok kapı- Bir.de beyaz tabak toprağından larda göze çarpan Jevhalarda ve lülesi kendinden varım arşın “her lisandan konuşan tercil . uzunluğunda çübuklar içerler. manlarımız vardır,, kelimeleri Fakat çabuk zifir tuttuğundan okunur, Bir yerde “Türkçe ter. ve temizlenmesine imkân olma- cümanımız da vardır,, levhası dığından iki lüle içi!dikten son- gördüm, & ııhı:ı altışar pa;”;a“ mıriî:. Bazi yerlerde na; z a İz, mürftim malı olarak şemsiyo fa. (tanbul Lütlmü Vardı. Görüştü lan gibi şeyler satarlar, Ama bu- Rüm zevata birer cigaralık tü- rada ucuz diye satılan eşyalar, tün verdim, O kadar memnun dükkânlarda satılanlardan bir Oldülar, ki mukabilinde verdik- kaç misli fazlasıma verilir. Sa. Jleri hediyelerin had ve hesabı ttotlar, taze kadınlara tütrlü şi. yoktur. Bunların kıymetlerini velerle pahalr pahalr aldırmağa — hesab ettim, verdiğim tütünün maebur ederler. Bir adam hem. dirhemi bir miskal altına baliğ giresi yahut akrabar bir kadm- Olur. İngillerede tütünün bu la çarşıya gidip bir şey almak derece kötülüğü ve Türkiyede İsterse yanındakini sevgilisi sa- Çikan tütünün bu derece mak- Kip önüne türlü şeyler çıkarır. Dul olması hiçbir titccarın gözü. lar ve fazla fazla para isterler, Ne carpmamış. Tüccarlarımızın utandırmağa savaşırlar. Adam Dü işe rağbet etmemelerine hay- almaktan vazgeçerse önüne iki Ttt ettim. ğğ 4 ülç küruşluk sevler çıkarıp müş. , İngiltere ahalisi çaya çok K teri ile &lay ederle: Deniz hamamları İngilterenin deniz hamamları da pok gariptir. Ekserisi Lon - draya bir kaç saat mosafededir. Demiryolu vasıtasile gidilir. Pek az vakit içinde yıkanır, gelir - ler. Gayet eğlenirler, In:i_llz denizinde — yıkanmak : cok güçtür. Çünkü hem sular İ soğuktur, hem de med ve cezir İngilterenin her yverinde fazla - ı dır. Meselâ bir adam denize gir- diği vakit cezir vu ve k elbiseleri bir kurgun atımı me - safede kalır, İngilizlerin bir alay denizde yıkanmaları da bir. tu. haf oluyor. İngiliz atları cüsseli şeyler olduğundan oynak ve terbiyeli değildirler. Daima tırıs gider- ler. Bir cinsi de yük taşıvama- fından resmi günlerde koştu- rulur. Asıl binek hayvanı bu Ginatendir. Bir cins de vardır ki Midilli nevinden gayet küçük şeylerdir. Okni adalarından çı- iş. Londrada katır dedik , leri sla bulunmaz, Eşek de pek nnğu'dlr. Bazan arabalara ko- gulmaklan başka işe yaramaz, Onun — için ekseriya — satıcılar hâlinde ne demek? düşkündürler. Hattâ gece ve gündüz çay içerler. Çay İsle- mek âdetleri değildir. Ev sahi- bi bir fincan çay verir. İçen e- ger bir daha isterse, ağızla söy. demeden kaşığı fincanm İçine koyarsa: — Artık istemem... Eğer tabak içine koyarsa: (Daha var) | 1230 proğgram — ve memleket sant AyAN, 1225: Ajana ve Meteoroloji baberleri, 12.80: Müzik: Muhtelif gar. kılar (PL) 13.30/14.00: Müzik: KAT gik müzik - (PL) 18.00; Program ve memleket saat ayarı, 18.05: Müzik: Tadyo caz örkeatrası, 18,40: Konuş. ma (Umümi terbiye ve beden terbi. YöSİ), 1855: Berbest sant, 19.10: Metnloket saat ayarı, Ajanı ve mete- oroloji baberleri, 19,20: Müzik: Geçit konseri, & Kudıin ve 8 erkek okuyucu terâ ile. 2015: Konuşma (Fen ve ta. bist bilgileri), 20.30: Müzik: Saz eser- deri, Çalanlar: Reşat Erer, Fahire Fersan, Refik Fersan, Yahrt Kop, 2048: Müzik: Çalanlar: Vecihe, Ru. şen Kam, Cevdet Kostn, 1 — Öku- yan: Müzeyyan Sonnr, — Sadi Hoşwes, 21.15: Müzik: Kansor Tükdimi — Ha- H Bedil Yönetken, Radyo Örkestrası, Bu ülkünün yolunda koşan dön- | 22:15: Memleket saut eyamı, —Afanı mez oklatrız, | haberleri; Zirmat, Esham — Tahvilât, Hedefimiz yakında elimize geçe- | Kambiyo — Nukut borsası, (Fiyat). cek." | 22.30: Müzik: Bir Konçerto — (PlL) İşte “Kokulu Çam” bize, fikir | 2300: Müsilk: Cazband (PL) 2325/ fundealıkları arasında süzülüp gi- aa e AĞA den.bir yür deresinin serinliğini, 19-3-940 Salı susayan gönlümüzle, ideslimize | — 1230: Program ve memleket mat damlal, e. : myarı, 1235: Ajens ve metoareloji Hülededirpesiş Üdami (451 80704 0N hi CO yor. ç : $ e | Resat Erer, Cevdet Kozan, Okuyan: ı () Remzi - Kitabevi. İki Cüt | uzafler Tikar, 1315 Müzik: Halk İ 175 Kuruş. Türküleri, Aziz Şenses ve Barı Re- j (2) Sinan Matbaası S0 sayfa. | cep, 13.30/14.00: Müzik: Hatif Müzik ğ 25 kuruş. Altı aydanberi devam eden harp nihayet her memlekette e - hemmiyetli tedbirler almmasını icap ettirmeğe başladı. Nitekim Fransada kabul olu - nan bir kanun ile bir çok yiyecek ve içecek maddelerin sarfr tahdit edilmiş oluyor. Bu kanuna göre, herkese bir vesika verilecek ve bir çok gı - da maddeleri veya içecekler haf- tanın muayyen günlerinde kulla- tulmıyacaklardır. Bu kanuna göre, mahrumiyet. ler göyle tesbit edilmiştir: Ekmek — Lüks ekmek imali mermnudüur, Malüm kalitedeki ek- mek tamamen un ile yapılacaktır, Çörek ve bisküvi imal ve satışı- na müsaade olunmuşutr, Lokan- talarda yemek masrafı on beş ftrangı geçtiği takdirde yüz elli gramdan fazla memnudur. On beş frank veya daha az tutan yemeklerde 300 grama kadar ekmek yemek müsa. adesi vardır. Ekmeğe katılabile - cek olan bakla unu miktarının nisbeti yüzde ikiyi geçemez, Pastalar — Pastaneler, şeker - lemeciler ve emsali mağazalar her hafta salı, çarşamba ve cuma günleri kapalı olacaklardır. Bu günler zarfında ltokantalarda, o - tellerde, kahveler ve diğer eğlen. ce yerlerinde pasta, şekerleme ve emsali yiyeceklerin kullanı! - ması memnuduür. Çikolata — Lükg çikolataların (sütlü çikolata ve fondan) imal ve satışı memnudur. Yalnız tabr let ve toz halindeki çikolataların satılmasına müsaade verilmiştir. Lokantalar — Bir tanesi et ol- mak üzere lokantalarda adam ba şına iki tabaktan fazla yemek ve. rilmesi memnudur, Bundan maa” ga bir çorba veyahut hir soğuk lük veya peynir yemeğe müsaade vardır. Yemek arasında verilen tere - yağ memnudur. Ancak lüzumu halinde tabak ile tereyağ verile - bilir. Benzin — Tüccar veya sanayi erbabı olmıyanlar yalnızca bir a. rabanın bir aylık ihtiyacına teka- bül eden benzini kullanabilirler! Askerler izinli günlerinde kul- Janılmak üzere hergün on litre | benzin kullanmak hakkına ma - Tiktir. Hususi arabalar bir nisandan evvel kaydedilecektir. İapirto — Salı, perşembe ve cumartesi günleri alköl satış ve istihlâki memnudur. Bir temmuz. dan sonra da iki litreden aşağı miktarda olan alkollü içkilerin satışı memnudur. Fransızların kabul etmiş olduk: 18-3-940 Pazartesi BU (PlL.)y 1840: Kasuşma (Çitçinin Saali), 14.38: Sörtest saat, 19.10: Memleket sant ayarı, AJana ve mete. etoloji haberleri, 10.80: Müzik: Tel. Müzade — Tamall Efendinin hatırasını taziz için merhumun — ecerjerinden mürekkep program. Ankara radyosu Küme, se« ve saz heyeti, İdare Eden: Mesut Cemll, 20.15: Konuşma (İkti. SAt ve Hukuk aaati), — 20.30: Müzik: Faml heyeti, 21.15: Müzik: Küçük Orkostra, 2213 Memleket saat ayarı, Ajana haberleri, Ziraat, Kaham — Tahvilât, Kambiyo — Nukut Boraası, (Piyat). 2235: Müzik: Cazband (PL) 23.28/2920: Yarmki program ve ka. Panış, ” '——0—.— Tiyatro ve sinemalar ŞEHİR TİYATROSU Komedi Kusmı: Akşam 2030 du Herkes Kendi Yerinde HALK OPERETİ Yeni operet 8 perde Zozo Dalmasla Yazan: Yusuf Süruri AŞİNZ YAĞDĞIZ ALEMDAR Sineması 1 — Şehvet Kurbanı 2 — Miki Mavs ekmek — yemek | istihlâki menedildi ları kanunlar yalaızca bu mahru” miyetleri tesbit etmekle kalmı - yor. Memleket bütün iktısadi ha. yatını yeni bir sisteme bağlayan esaşları çizmiş bulunuyor. Biz bunlar arasında yalnızca şayanı dikkat olan birkaçımı kaydettik. İhtiyat askerlik yoklamaları Bakırköy Askerlik Şubesinden : 1 — Bakırköy Askerlik şubeainde kayıtlı yerli ve yabancı 311 — 391 (dabil) dağumlu bilümüm ihtiyat era. Ginin senelik yoklamalarına 20 Mart D40 gününden itibaren başlanarık 94 Mayıs Bd0 gününde nihayet veri. lecektir, 2 — Yoklağalar — Aakerlik Şubesi tinasında her gün ssnt 9 dan 12 ye kadar devam edeceklir. $ — Her doğümlünün yoklamaya geleceği günler ayağıda tlı',m!ln" tir. Yoklamaya bizzat gelinecektir. & — Mâahalle mümesellleriyle köy muhtarları da — yoklama — günlerinde behemebhal bulunacaklardır. 8 — Yoklama müddeti — zarfındı kanuni mazereti olmadan yoklamaya gelmiyenlerle mümassli, — muhtazlar ve rezmi, hüsüsi dülre MÜsaseselarlr fabrika, şirketler ve saalrode müstoh. dem clanları yoklamaya göndermiyen Amirlar, büklemda kanunün teza ah. kümı tatbik olunacaklır. 312 ve S12 doöğumlülar 20 — 29 Mart ©d0 günlerinde, SIS ve 314 do. kumlular 25 — 27 mart 840 — günle. rinde, 315 ve 216 doğumlular 28 — 30 mart 9d0 günlerinde, 317 ve 318 do. Bumlular 1 — 6 Nisan 840 günlerinde, BLO ve 320 doğumlular: 8& — 12 Nisan 940 günlerinde, *i ve 222 doğumlu. lar; 15 — 19 Nisan 40 günlerinde, 323 ve 324 doğumlular 22 — 26 Nisan 940 günlerinde, 325 ve 3286 doğumlu. 1sz 29 — 30 Nisan ve 1 — 8 Mayia 940 günlerinde, 327 ve 328 doğumlu- lar 6 — 10 Mayıs $40 günlerinde, 329 ve 330 döğümlülar 13 -- 17 Ma. yıs 940 günlerinde, 231 doğumluları Z0 — 24 Mayts Di0 günlerinde, Kapalıçarşının tamiri Belediye tarihi ehemmiyeti o0- lan ve içinde binlerce esnafı ba- rındıran Kapalıçarşıyı hu sene tamire karar vermiştir. Burun için 940 bütçesine tahsisat kon. muştür. Çarşının tamiri beledi. ye kanununun emrettiği hüküm. lere göre belediyece yapılacak, sarfedilen para oradaki millk sa kiplerinden tahsil olunacaktır. Çarşınm tamiri için üç sene evvel mühendisler - tarafından keşif yapılmış ve proje hazır - lanmıştı. Carşinm zemini asfalt olacak, kaloörifer tesisatı yapı. lacak, hemen bütün dükkânlar tamir olunacaktır. aei üyeeş Usküdarın imar plânı Üsküdarlılar — yalnız - iskele meydanının imarma başlandığı. nı, diğer tarafların ihmal edil . diği yolurda şikâyetlerde bu - Junmuşlardır. Yaptığımız tahki- kata göre Üsküdar temti ihmal edilmiş değildir. Burasınm nâ- Ztt Dlânları yakında tamamia. natak, tasdiki mütecakip çalışıl. maya başlaracaktiır. Bundan başka sehrin diğer taraflarında da öyle fevkalâde bir imar hareketi yoktur. Bir otomobil hendeğe yuvarlandı 2385 numaralı otomobil Zin. cirlikuyudan gecerken önüne çı- kan bir adamı ciğnememek icin şolörün yaptığı bir manevra ile iki metre yüksekliğindeki hen . değe — yuvarlanmış, şoför Ali muhtelif verlerinden yaralan - mıştır. Yaralı tedavi altına alı, parak tahkikata başlanmıştır. —— Kavurmadan zehir- lenen berber , Beyoğlunda Lüleciler cadde . sinde berber Hüseyin oğlu İs - mail aynil sokaktaki bakkal Ta. lipten kavurma almış, yodikten sonra müthiş sancılarla krvran- mağa başlamıştır. Zehirlendiği anlaşılan İsmail Beyoğlu hasta. nesine kaldırılarak — tahkikata başlanmıştır. eee dğüşüni Bir yangın başlangıcı Taksimde Fırın sokakta 26 nu Mmaralı Eleniye ait evin odasın- daki sobadan yangın çıkmız, ye- tişen itfaiye tarafından söndü- Tülmüştür. çocuğurvn kuvvetli ve güzel doğ '= mazını isterse, karısmı, gebeli. :_m Rino sebep olan gece ne kadar |B tırı Bevmişse, gebeliği müddetince || beş de avnt derecede muhabbet ve vi iştiyakla sevmelidir. Karısımın || kenci tenberi, Matyö onu en ehemmi. eliyle yetsiz zahmetlerden vikaye et- || teletont: Mmeği, ve ona doğan günün saa- NĞ ça 4, gelecek Tei Üisetirmek a leni vapmayı Matyö ayağa kalkarak: — — Burada olup bitenleri hiç bilmek istemediğimi size tekrar ederim Madam, Fakat ölünün evde bulunması sizin için büyük oir tehlike teşkil etmez mi? de. di. Madam Ruş manalı bir gü. lüşle: — Evet, gayet sıkı bir mura- kabeve tabliz. Bereket versin ki hemen de her yerde tek tük dostlarımız bulunur. Belediye doktoruna — haber gönderdim. Geldiği zaman sadece bir do. ğum kazası kaydedecek. Matyö, gitmeden — evvel tek- rar arkadaşını görüp onu bu. lunduğu yerden çıkarmak iste. di. Moranjı karısının baş ucun- da oturmuş, bitkin bir halde buldu. Zavallr genç, Matyönün merammı dinlemeden boğuk bir sesle: — Hayır dostum, hiç bir şey söylemeyiniz, çünkü hepsi bey. hüdedir... Ben günahımı biliyo- rum ve aslâ kendimi affetm ceğim, Karımın burada bulun . mast ben'm muvafakat ettiğim- dendir. Halbuki ben ona tapı. nırdim, onun saadotini ister- dim, bütün zaafım onu çok sev. diğimden ileri geliyordu. Kaç para eder!... Erkek ben değil iyım? O delirdiği zaman ben 1 Jl ve ona yap- çekebileceğimiz bir cinayet ol. duğunu anlatmalıydım. Fakat ah! Bilseniz zavallıyı ne kadar haklı bülüyordum! -Onun emeli zengin ve şen olmaktı. Bundan daba meşru ne var... Ah, zaval- lr karıcığım!... Bir de düşürdüğü çocuk erkek olmasın mı? Biz ki yine kız doğacak diye bu işi yap miığlık! Ah, ah! Şimdi çocuk ta ana da yok oldu. Her ikisinin de katili benim. Matyö ne yapactağını, ne söy. liyeceğini — gaşırmıştı. Beyhude yere Renden bahaetmekla onu avutmağa çalıştı. — Ah! evet, hakkınız var, Re. ni çok severim. Annesine çok U 5: VAA SORAREM AA hiç bir şev söylemeyin, Felâketi ona ben yavaş yavaş anlataca- ğim. Ve size çok yalvarırım be. ni burada bırakım. Gavet sakin duracağım, kimseyi rahatsız et- miyeceğim, sesimi bile çıkar . mıyacağım. Matvö arkadaşını — yalmız bı. rakmağa mecbür oldu. Asşağıya inerek bir otomobile atladı. Ah! O menhüs karanlık yer - den cıkmea bu güneşli sokakla. rı görmek.-bu temiz havayı te. veffüs edebilmek ne sradetmiş! Genç adam, yolda, bir taraftan henliz tesirinden büsbütün kur. tulamadığı Madam Ruşun sözle- rini halırlıvor, diğer taraftan da sevgili Maryanın havalile uğ raşıyordu. Eve geldiği zaman fikönce hastabakıcının yalnız olduğu gözüne carptı. — Nasıl! Doktor Butan da. ha gelmedi mi? — Hayır Mösyö, henüz kim- Be gelmedi... Madamın çok ırtı. rabi var. Yatak odasına girdiği vakit Maryanı, benzi sansarı, gözleri kapalı buldu. Hakikten pek bü. yük ağrılar çekmekte olduğu yüzünden belli idi. Matyö dok- torun bir buçuk saattenberi bu. rada bulunması lâzmken hâlâ gelmevisirden hlddetlenerek : — Ben de ona güvenerek seni bu kadar aaat yalnız bıraktım, dedi. Maryan yavaş yavaş gözleri- ni açarak gülmeğe cıls:.ı Ve sesle: bazladı. h Matyö , #hiv yerinde uzaklasıy ot £ n unmkb::l’:' a dü gY” :lıl: yaşlar ıl“ K mağa U Doktor — Siz fona olm"" çok rah.ı'-:d' h Tam 0 S)ggsvi görüncrek VP yyed ş Bıda haber M Hılecal!w;wi BZ ne gelmiş indi, sonra kesik bir — Kızma, dedi. Gelmediğinin elbette bir sebebi vardır... Esa. sen gelse de bana henüz ne ya. pabilir? Beklemek lâzım... Matyö, dindar bir şefkatle diz gökerek karismım elini aldı, ya- nığma götürdü. Bu vaziyet o. nun dimağında ani bir hatıra u- yandırdı. ölü karısmın katılaşmış nâsı vanmda aynı va. ziyette durmuştu. Fakat zaval. lmın bütün harareti o mermer eli 1sımtamamıştı. O ise, bu ha. raretile, hayat arkadaşı üzerin- de az çok reha verici bir tesir yamakta olduğunu pek âlâ his- Bediyordu. Namuslu bir adam,