4 Ocak 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

4 Ocak 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z — VAKIT POLİTİKA: Almanya dünyayı niçin ateş3 verme' isliyor? Almınya harp sahasını g stmek istiyor. Vaka bu ge me arzusunu o, mütteliklere at fetmektedir. Aylardanberi Al mân propaganı dı Almanya kendi gayesini niçir gmaskelemek ihtiyacını duyar? Onu bu şekilde harekete sevke. den âmili Prusyanın 1870 harbiy. le başlıyan an'anesinde aramak lâzırdır. Prusya krallığına Almanya im paratorluğu tacımı bahşeden bu Barbin muvaffakıyeti yalnız im- paratorluğu kurmaktan — ibaret kalmamış, Almanyayı harbin bir gok felâketlerinden kurtarmıştır Bunları ea mühimmi Almanya arazisini Fransıt kuvvetlerinir çiğnzmemiş olmasıdır. Aynı usul büyük harpte de tat. bik edildi. Fransa galip gelmesine Tağmen arazisi büyük tahribata Uğramıştı. Almanya mağlübiyeti. me rağmen bu felâketten masur kaldı. Almanya bu defa da aynı usu. 10 tatbik etmek, galip gelemezse bile topraklarını tahripten kurtar mak emelirdedir. Harbi kendi topraklarında ka- bul etmemek oca göre bi prensip halini gter. Gayey makeleme: sebebi budur. O halde harp sahası nercleri ol Almanyanın dışında ne ırsa olsun, o nazi Hiderleri zak şarkta, ister Bal ter Anadoli şar lJer Almanya toprak- zaklaşsınlar ! Bu maksatladır ki Rusya sa- man zaman mütteliklerin karşısı pa bir hedef gibi gösterilmekte dir, Alman propagandasının son İs. ginatgihı, Alrranyayı Rusyanın gölgesinde tecav len, felâket. derden kurtarma e Yeni harp Almanyanın bundan evvel Ftansza ile yaptığı iki harp- te tatbik. etciği Jeri tatbik et imesine imkân bırakmıyor. Alman Ordularının önünde Majino hatt bulunduğu için Almanyadan ge İen sesler sadece: “— Biz Fransaya hücum et —mek niyetinde değiliz!" Bu sözür ifade ettifli mana: ”— Mademrki harbi — Fransa topraklar nda yapmıyoruz, o hal. Ğ* duralm.. üttefikleri Bahalara çokzlim, t4 ki Ziçfril € kalsın ”” dan baş- | sa"ı harbi Belkanlarr | enile taraftardırlar. Har kanlara kadar teşmili Al Mmanya için hiç bir zaman faydalı değildir. Bu sahada Alman katla- tımın cüıı'l'e:i cok daha muhte. Tafından çiğnenme'en (r et kabul ed'lir. Tıpkı 914 hı. *e olduğu gibi... Fakat Almanvanın en'ane hali me setirdiği usni, şecen ra—ar fartlarımın tabii neticesi idi Bu- gün bu çartlar artık mevcut de âldir. Sartlar ortu?an cetilinne Al mmanyanın başlın tonrrklarda harr gtnesine de imkân kalma-ratır Bu vaziyetten kurtelmek isin çır- pınanlar bunun İ-in dünyayı ateşe vermek İstiyorlar.. SAD ENTE“" Yirmi vıl evvelki Vakı' 4 Künunusani 1916 Yangın Evvelki gece ön İkiyi çeyrek gecr İParşıkapıda Otakçılarda — yangın zu ek etrafa sirayet etmiş. ve. | An, bir meyhane yandıktar tar. kiz İ Ho0rA bDAstırı —— ı Sarşam ». Cuma 4 1.Xâ>, 5 *1.Kân, M Zi tade Katımı KA Kakeı Vasarıi İcemı Vai bean | Küneşin » e aa0 Tz6 z dodüşu 1218 1261219 725 M 40 P4T G DAT t 16 83 12 00 16 84 12 00 1920 138 1kâ0 188 840134? 8401246 M İKİNTİKANUN 106f Felâketten kertularak dün şehrimize qukvı My afle ve Hav a'rıv'ıqıı haa!aııeaind ıedus ile nak: Ankaraya gelen ilk yaralıların anlattıkları Facıanın bu kKadar geniş olmas:na s:be) şehrin ANKARA — İlk yaralılar kafi lesi Ankaraya gelöi, Gar yaralıla cı istikbal edenlerle dolu idi. An karanın bu kadar hazin bir me rasizi pek az gördüğüne şüphte yoktur. 'Trenden normal posta servisi ndirilikten ve birkaç yolcu çık tıktân sonra ilk yaralıdlar gözük başladı. Bunlar ihtiyar. gen ük bir takım felaketze- delerdi. bir subay Ankı Jlmzdı"ır*ı 801 — Gelirken y.ırıa sel — bastı diye bir haber aldık da...” diyor. Yanına yaklaşan birkaç arkacaşın sorduğu isimltre hemen hemer | aynı cevabı veriyor: “— Öldü, , Sidü...” Faciayı onun ağzından — şöyk in'edik: “— Zelzele, salıyı çarşamtava bağlıyan geeı ve tam sant ikide olmuştur. Sarsıntı o kadar âni ol. bir şey olup na imkân bulunamamıştır. Zelze le, fasılatız olarak beş dakika ka- dat sürdü. Evvelâ sağa sola, tek rar sağa ve sola, fakat nihayet a. şağıdan yukarıya doğru şiddeti bir darbe... Çöküntüler, yıkılva lar daha çok bu sonuncusunun teiriyle oldu . Asıl müthiş olanı yangındı. Yı kılan binalar, türlü tesirl teş alıyor, yanıyordu. Yerin al tından korkunç gürültüler duyu. yorduk, Kimsenin hatırına yan. vınları söndürmek gelmiyordu. Herk:s deli gibi olmuştu. Ber sebpsiz ve manasız, ölen yakın. larının birer e haline gelrir cesetlerin? bakarak kahkahalarla gülen İ-sınl-ra — rastlsdım. Bir gokları toprak altında kalmışlard altında kalsrat a imkân bulenlır, büs anlerdan aha ta Onlar hiç öl- soğuktan den. alınde marsa bir gece madılar, Hararet, tıfırın 1 dereze idi. Dondurucu bir rüzeâr esivor du, tibi vardı. Biz, buraya ha - reketimisden önce. istasvon sefi n'n kürük kıtemra Üüc gün vıkmmtı arasında kaldıktan sonsa ölümden kurtarıldığımı düydük. Hayatla ölüm, gürlerce bek cet'n bir sa vaş vaptlar. Yasavenler, rüç İ nanılır bir si-ir mukütyemeti ve davanma kudreti! oürterdiler Bu. rrda erram değil. pibi #özükür a mt. şu hakikati de kıydet-ek lâ tm: Eter bu zelrele, baska - bir werde cl-avdı. sağ tek bir insar Şutemardınız.” Subay, kendisine derhal hasta hansye sitme-i*i twelye eden ar kadaşma * *“— Günlerce Kurata yettırm. sağten İssan Ağtsan Hir tesianin kenrtular gesi W it, Erzincanta tes Üstü ma taş hrrakmıman gaver-tırin Ve eler verdi Kİi sörle arİstrwor: — Bu gekrin ineş tarsıdır H -m buü kadar sümetii etm- ehen rimmatlır. — Mermle du e MaAjmean Halar rlarta| AatAşıra- «na vazları birik İsr vs en'arın & tonrak vrğirm W —llg ve strmlaki 'stazyen birazı savlar- heton «* Vuğu için — kurtulmuztur — Kiç" tak batlı ve *avznı tamamiyi> ah tap oldüğı için bir g almaruştır. Çıhi- düir düz Sir hal almıztır. Bi> haçeh- #tilğ'miz çün alar rumaâztesi g" mü akçamına kadar hiç bir sıhhi imdat treni gelmemişti. Bunun inşa tarzıdır sebebi, hattın karla kapalı olması | idi. Yollarda dondurucu bir - s0- ğuk dalşası vardır. Zelzele min takasındaki enkaz altında kalmak tan kurtulanları bu soğuk ve aç ik öllürdü.” İhtiyar bir albay, âsap bozan bı müthiş macerayı bir tarafa bıra karak, şehirdeki facjayı anlatı yor: '— İlâç yoktu, doktorların a şağı yukarı hevsi ölmüştü. Kur. tulanları, Allah kurtarmıştır. İn san bu manzaraları dükte: sonra, kadere, ecele, Ü ve vak. ti velmemiş olduğuna inanıyor. Erzincan şehrinde Slü mikta: dan nüfucun vüzde deksanı kar olduğunu tahmrin ederim. Öleni- ri değil, sağ kalanları saymak lâ zımdır. Zabitler arasında bette olanltar kurtuldul»r. Evle rinde olazları, büsük bir. kem: Sldü. Telşrafhanede yangın çık. mıstı. Hic kimsenin sö-dürmel gelmivordu. Ca: evdir. Fakat © bir anne kalhinin, seven bir baba kalbinin, İyi bir evlâr muhabbetinin nelere kadir oldu Sumu anlatan hâdiseler dinle”ik ne vördüm ki. Slmüş olen usuna belki hayat verebili: diye, kendi üzerindeti inse vece- liğine yavrusunu sarmın, onu kol Tarı #rasrsa almış, kealhinden ya ralı bir iİnsan 1strrabivle bağıra bağıra ağlıyor, kerlara de#ru kaç ma't istivordu. Yakınların?en he" sin'n ölüsünü görerek kerdi ha vatlarına kıvan birkae bethahtın kara mukadderini trende dinle 'im. Fac'a, facin, faci Bilmete ki bu kelime bile Frzincen felâ ketisi anlatmıva yeter mi? avburtlu Nazım, bize felâke tin en hazinlerinden birini an lattı: Yeni terhis olan kırk ka dar hemşehri, Bavburt'a dönmek üzere o gece Er #i icin kahvede vatmıslar, Gece saat ikive kedar hepsi de. köyle rind*ki sevgililerin rüvalarını eö ven bu kırk âtlın”an bugün ha. ;ım kalan bir tek yaralı Nazım ltr. Hayatta öksüz ve yetim, kim seBİz, ama, millet ve Allahların dan banka kimseleri kalmamı n kürclüklere hastehanenin alı katı avrılmıs.. Burada, havatı” hu fe'tket eünü>e ka”ar belki hi- bir mihnotini #örmemiş olan bu >eşe caömndeki vawenler. asırlarer bu ti Tarrm bir daha — rörme " dilediöimir ha emsat-ir B fete kurben git-islerdir. Güre' vüzli Abdurrahman'a anxnesin sorduk t 'Toorak altında k-ldı.." de di. Bizim vene-ızda eÖz vası dö- memek itin kentlei-i zortstır dakikalır üsücük — berliğin' “arsan hıçkırıkla-la ağlamıva bar . Bir, vasredan avrıtırken 0, savıklar #ibi tekrarlıvordu? “— Toprak altında kaldı..." kısşlara nö | a bir han- | da kalmırlar ve han kâfi gelmedi | | Ve yatmadık, dilenlen bir ağır yaralı Dün Erzincandan ağır bir yaralı geldi <ir Yarbay ailesi felâtel gac3si nası. kurlultuklarını hirâye ediyor /— Dün Haydarpaşa istasyonu Er Ğ 3a ve ikinci yaral filesii getirecek treni kle sler yine dolu idi zkliyenle: rabalarını çıca haber almak vatanzaşlar da vardı. Öğle ne doğru istasyona girsa trender Erzinzan mıntakasından yalız bir all: ile yarası ayaklarını lan demirci Arif aclı bir fe de çıkmış, hemen sedyeye ko nırak Haydarpaşa hastahaesinc sevkolunmuştur. Dört kiş'lik aile, Yarbav Vefi ğin allı ve iki kadınla iki ço- guktan ibarettir. Kendisiyle ko. nuşan bir a: şır Yarbay Vefik maruz kaldı korkunç Tâdiseyi şöyle anlatmıştır: Zelze! tolsafirler vardı. Bu eç vakt- kadar oturduk. Br zincan asker! hastanesi baş he dmi Necmi ile allesi sant bir den #onre veda ederek evleri Bunların her İk gecesi bizim ev sebopte ne döndüler, &i de zelzele felâketinden hiç bir yara alma idan kurtulm- 'ardır. Bunlardan başka bir misaf | rimiz daha vardı ki, onun kin olduğunu yazmıuıyıdız. Ravallı, öldü. İstanbulda oğlu tahsildedir. Çocu möradıkları felâketi beni zımdan duymalarını Çünki Ik Tarın ağ letemem O gece bizimi evde — mlsafi kalan Ankara Nümune hasta hesi bi Ealit Ziyanın karısı kaçan, ertesi gün ankaraya gidecekti. Üç beş sa At sonra ayrılacak olan misa. hekim muavlt! doktor Refiku erkenden tirimiz, çoktandır görmediğimiz için bi dahi: 'onuşmak arzusüunü &i rdi turduk. Yalnı çocuklarımı yatırmıştım. Ko cam da ertesi gün işine gide 1 için müsaade lstemiş, di ğer odaya yatmağa çekilmişti Bvde yatağa girmeyen blı rılsafirim Refika ve bir de bet vardık. Konuşuyorduk. Saat Iki *-larında birdenbi Te şiddetli bir sarsıntı başladı Annum diye tağırdı. Ayağa kalkarak bir toda sokafa fırladık, Zaten oturduğumuz ev tek katlıydı |Bunun için sokağa çıkmamı |pek çabuk oldu. Fakat soka Za adımımızı ata- atmaz dahe ddoetli bir zelzela bizi yere Müşürdü. Zelüketin büyük ol “zelzele oluyor!" duğunu anladım, Zorlukla yer biriblcimiz: | den kalkarak: Yocamı kurtaralım!” gordim. Misafir, ben ve annem tek “Çocuklarım diye ba rır eve zird''imiz zaman ko cımın yıkılan duvar ve kap altında kaldığını bağırmasın dan anladık. Her Üçümüz bir €e0 kapıyı zorlükl- açıp koca rıt kurtardık. Bu sırada çocuk lırrmdan Güngör uyanmıştı Onu annem elinden tutarai d şarı çıkardı. Ron de diğer ço cığum Günter * kucakladım 'ki Dç adım uzaklaşmıştım * tavan, yavrumun karyolası ll zerine olduğu g!bi çöktü. Ko cam, kurta'mak — için dakika fazla uğraşmış olsay fik yavrumu ölmüş bulacak tık.! yasem Böylece tekrar kerdimizi soka Üa attığımız sırada evin camları çerçevelerile beraber iniyer, dur ı çöküyordu. Hava ot 'ar soğuktu ki, yatağından veni kal kan çocuklarımır ve Biz titremer boşlamıztık. -Az.. sonra. bizim €v'n yanındaki komşumuz Bayan Ş>fikanın evinden müthiş bir fer vat koptu. Bu Şefikanın sesi Idi tacın!” diye bağırıyordu. Çoculkları misafirle annemin yonma brattık. Kocarla ben Şafikanın imdadıra koştuk. Çok ama pek çok uğraştıktan sonra Şofikayı bir çocuğu ile sağ ola râk çıkardık Şefikasın daha kur tulamayan iki çocuğu vardı. Kadıncağız deliye dönmüş: “Aman, öteki çocuklarımı da kur taralım!” diyordu. “Kur Bize, çocukların yattığı tarıt, gisterdi, O taraf tamamen yıkıl m şti. Ellsrimizle Luğlaları, tah tcları açarak zorlukla çocukların yattığı karyolayı bulduk. Zavallı yavrular — karyolarında koyun koyuna yatıyorlardı. Ku caklıdığımız zaman her ikisinir de ölmüş olduğunu anladık. Erzincondı öyle evler var ki i Çeriri-de 12 nüfustan hiç birisi kurtulmamıştır. Bazı evlerde de yaralı ve kurtulanlar vardı. Biz iki günü istâsvond-ki va gonlırda ge-irdik. Sonra Ankara va ve Jete nihayet İstanbula dön ük. Kocam yine Erzincanda kaldı. Remi vazifesi olanlar işleri bosnda kalıyorlar da on<an, Zelreleden senra ertesi gün eok müthiş bir fırtıma cıktı. Bü tün ça*ırlar yıkıl'ı. O da felâket zede Erzinzan haltı için ikinsi Lir fzlâket oldu. Size azkaldı söv” Pm:ği unutuyordum, Bizir bir de bu gördüğünüz pamuk adın. dıki kedimiz var. O zelzelede kendi kendini kurtarabilmişti. en- cık bir pün sonra meydanı çıktı Osu da alın beraber getirdik.. 'Türk - Yunan kliring anlaşması Dün alâkaderlera welen bir H-bere &”re, Türk , Yrran k'e ae an'aemasınmm bu sonu rı kadar uzatıldığı bildirilmiş. tir, Yeni bir yol tuttu- ran olohüsler Yazan : Hikmet Münir i stanbul tarafından Beyoğlu yakasına işleyen otobüsler ı yeni bir yol tutturdular. Galata. dan Voyvoda caddeşsine sapacak- | ları yerde, Tophane yoluyla Döl. | mabahçeye gidiyor, oradan Gaz- | bane yokuşu tarikiyle Ayaspaşa ve Taksimi boyluyorlar, Bu yeni tarz birçok yolcuların şikâyetini Mucip oldu. Çünkü Tepebaşma gidecek olanlar, tramvayda yer bulamayınca, otobüsle ister İste- ez Takzime çıkmağa mecbur alryor, oradan yaya olarak geri önüyorlar... Sol kulağı, sağ el İle arkadan | dolaştırarak gösterir gibi yapılan | bu cevelânı, birçok kimselerin ho- şuna gitmese de, ben faycalı bü. layorum. Sebebi de, İstanbullulara kendi iehirlerinin güzel, havalar bir , rantakasını göstermek fırsatını sermesidir! Düşünmün bir kere: Tepebaşma akmak için dar ve kararzlık bir | yokuş üstünde tramvaylar ve o- | dit kaybetmek nerde; den tutturup decirz havasımı — te- | neffüs ede ede Gazhânz yokuşu. na kadar fıstıki! macam ikten zsonra oradan bir kuş gibi kanat çırparak Ayaspaşa, Taksimin ne- lisş ve aydınlık ferahlığı içerisine Jalmak nerde? Artık bu zevki tattıktan sontâ, insanın, Tepebaşrra gideceği bi le varsa, kalmaz. Doğruca Kurtu- luş mu, Marka mr, neresi olursa, şartıılar söyliyerek uzanırsınız. 'Tepebaşına gitmek mecburiye- tinde bulunduğunurzu farzedelim? 'Tophaneler, Dolmabahçeler, Cat- hane yokuşları ve Avaspassdın çizdiğ'niz bu veniş “Tâmelif” in sizde uyandırd:ör dinçlik, dirilik ve hevesle, ötobüsün esiğinden, (aran başmızı vurmavın, — dik- kat!) atladığınız gibi Tervebaşmi bulmak işten bile değildir. Mi Sanat makamlarımızın dıkkalına erhum Celâl Nuri'nin harp sonu yıllarında çıkmaltâ olan “Ati” isimli gazetesin'n bir nüshasında okudum. Ressam Ali Sazni yazryor: “Balkan karbini müteakıp, Sof- yada bulunan maruf bir ressamı* mız, bir gün sokakta bayraldlarla müzeyyen bir kapının özünde bir kalabalığın / girip çıktığını - gör- müş, içeride bir resim sergisi ol- duğunu anladığı zaman meraki artarak o dahi girmiş, Sergi, Pa- risten yeni dönmüş genç bir Bul. zar rossamının ezerlerini teş"ire edilmiş. Halk bu eserleri bir hususi! revkle temaşa ediyor. takdirler yağdırıyor imiş. Halkın güzel san'atlara bu kadur alâkü nöstermesi nararı dikkatisi celb betmekle beraber, tethir elilen e“ serlerin bu kadar takdire lâyık yeyler olma”ığını farkeden ressar mrmız, meseleyi bir Bulgçardan sormüuş ve şu cevabi alrış: “— Evet. Bu ezerlerin simdilik büyük bir değeri olmadığını bİZ de biliyoruz. Fakat Bulsar mille- tini temsil edecek son'etkürl-ra ihtivacımız vardır. O da baskt türlü yetişmez. Onun irin bif, takdir ve ra#beti, vatan! bir vari- fe sayıyoruz.” Bu fıkrâyı rakletmekten mak. sadımız, geçenlerde Pariste öl- müş bir genç kadın ressamımızıi bir İtalvan muharririnin elizde kalmış eserlerine karer gösterdi- ğimiz hassasiyeti tekittir. Hale Asaf adımı tarıvan bu Türk ret- sa“nr, alslâ*e bir kıvrret olmayıp, tabtolalarına beynelmilel muhit- lerde de takdir kazanmın biri-iv- di. Cok sürmeden bi zava'lı va: atklrımızın manevi hüviyet'ne 64- hip çıkılacağını ümit ederim. Turinzklün âzasının yardımları Türkiya Turine ve Otomobil Klübüne bevrelmilel ve ecrebi terizm tesllâtirdan ve kllinlere d Anm”'olu felâketi münscebo. l:dt' taziyet telrrafları gelmek « tedir. Türkiye Turine ve Otemobil Blübü Türkiverfte'ti arası arasıl-. G Anado'n fetAketsafeleri iv'n Hr Hve defteri -eee ve e7t 2an bir İesmr #fmAtfan Dit Tde ârmwmıw etmiş-

Bu sayıdan diğer sayfalar: