- VAKIT 1939 2 İKİNCİTEŞRİN ga h | ı 2-11 939 Perşembe 12.30: Progrüm ve memlekel sant 12.85 Yazan: Kadircan Kat ayarı, ve Meteorak — 12 | AT E dan eser yoktu. TT N Z Üüa — Küçük bir bahçesi var.. Hücreler gayetle temir ve güzel döşenmiş. Az çalışılıyor, disiplin değil, diyet ise sıhhi, sonra bir kütüphane, hiç dışarıya çıkmak lâzem değil, Hattâ insan sldüğü zaman bile hemen bahçe. deki mezarlığa gömüyorlar. Gü. rüyorsun ya, gayetle pratik... 'Tito ağzı açık kalmış arkada. şını seyrediyerdu. Nihayet: — Yoksa bir aşk ıstırabma, bir sukutu hayale mi uğradın? Yok. 3a metresin seni kocasiyle mi al. datıyordu? dedi.. Müstakbel rabip gözlerini ye. ve indirdi ve birdenbire valizleri. ni yerden kaldırarak cevap ver. di? — Kimbilir.. Belki.. Eğer bir gün yolun düşer de oradan ge. çersen gel, beni bul.. Allaha 8. marladık.. Ve dörder dörder metro istas, yonunun merdivenlerini — inerek gözden kayboldu. ...- Kalantan, Ter - Gregorianz'ın marisini saklayan Kafkas sanatı mahsulü ve Üüzeri Türk halıları, şalları ile kaplı eski kasa lehâlep altım dolu idi.. Kalantan ona “içi altınla doludur” diye söylediği zaman Tito derhal cevap vermiş: — Ne mükemimel yalan.. Gü. zel'şaka 'ediyorsun.. Demiş ' ve sonra ilâve etmişti: — Çocük!... O senin dediklerin macera romanları ile Alman film. Tetinde bulunur. Bunun . üzerine Kalantan — ona işin höküyesini şöyle anlatmıştı: — Kocak çok zengindi. Tüken. mer neft kuyuları ile Acemista. nn bütün dalyanlarına malik bu. Tanuyordu. — Bunları biliyorum. — Sonra dünyaya geldiğinden Önün için Asyanın bütün eski, batıl tecstübeleri kanma aksetmiş demek Hoğru olurdu. Artık hiç bürşey onu alükadar etmiyor, eğ. lendirmiyordu. Ailesine, yuvası. na karşı gayetle lâkayt idi. Otel tavifeleri yanrada bir sis olarık' budunan ülelâde el yazmalarını o. dasena çaktırır. bunların yanla> rımr da türlü ,tarifeler ile süsler. di. Onyn en büyük arzusu, en bü. yük bülfyası seyahat etmek idi.. Fakat buna rağmen pek az Be. yabat cderdi. Yaptığı en uzun seyahatler Paris - Berlin, Paris - Landra veya Paris ile Brüksel arasında idi.. Böylece bir aylık bir gaybubetten sonra tekrar e. vine dünerdi. Fabişelere tapardı. Öyle zan. nediyorum ki Avrupanın bütün kokotları birer kere anun - elin" den geçmişlerdir. Fakat o, bu ka. dınları daima cl altında bulun. durmak, bepsini Parisli bir metr. dotel fikriyle idare edilen büyük seyyar çingene arabaları gibi por. tatif bir ev içinde bulundurmak takerdi. Bana gelince, ben de çok uzun fasılalarta onun hoşuna gidiyor. Hum. İzdivacımızm ilk zamanla. tında beni daha çok seviyordu.. Fakat bir tek ve büyük kusurum vardı: Karısı oluşum.. Kendisin. de karısı olmadığım hissi & sun diye bana para ile sahip olu. yordu.. Onu her defa yatağıma kabul edişimde bu üzeri Türk ha. İları ve şalları ile kaplı Kafkas mamulâtı eski kasaya birkaç ah tın Hira atıyordu. Bu şekilde, kendi tabirince, zevcelik vazife. | sini daha asflleştirmiş, daha şa. yanı hürmet bir şekle sokmuş olduğunu zannediyordu. İ — Kimse de bu eski kasayı aç. mağa teşebbüs etmedi mi? — Çok sadık hizmetkârlarım vatdır.. Hem sonra hiç biri de bu kasanın içinde altın lira bulun. duğunu ümit etmez.. — İçinde her halde birkaç yüz bin frank vardır.. — Belki yarım milyon kadar 'Tito kasayı kaldırmağa teşebr büş etti. Fakat bu gayreti alnm. daki ve boynundaki damarları şi. şirmekten başka bir işe yarama. di — Zavallı yavrum.. Diye Kalantan onu yanıma ©. turttu ve birdenbire bembeyaz ke. silmiş olan yüzünden muhabbet. le ömpeğe haşladı. Tito büyük bir keder kazayı işaret ederek: — Görüyor musun Kalantan, dedi, bu kasanın mazisi; beni pek fazla ıstıraba düşüren mazini teşkil ediyor.. Çok ıstırap çeki. yorum Kalantan, çünkü kıskanı yorum., Sana ilk malik olan er. kek olmak isterdim. Bütün bu altmlar, bu liraların her biri se. nin başka erkeklere vermiş oldu. ğün zevki, tattırmış olduğun tat. h heyecanı, hissettiğin — raşeyi temsil ediyorlar.. Kalantan yarı hayran bir va. ziyette, sevgilisinin darzın gör içinde lerini öptü: — Ne çıkar?.. diye cevap ver. di.. Ne olur sanki?.. Benim ha. kiki erkeğim sensin.. Kocam ©o yiyeceği meyvanın tadmı bilmez bir adamdı.. Aşıklarım mı? On. Tarı unuttum bile, çünkü onlar da hiç bir zaman genin kollarında ol duğum zaman duyduğum zevki bulamamıştım.. Sonra, nihayet mazi, mazidir ve bire ait değil. dir.. Tito ellerini Kalantanın avuç. ları içinden çekti: “Mazi bize ait değildir..” Bu güzel dansöz Modun cüm. lesi idi.. Bu iki kadım, biri Pö o, vasından, diğeri Kalkaş boğazla. rından gelmiş olan iki müuhtelif medeniyetin mahsulü bu iki ka. gm aynı kelimeleri kullanıyorlar. L Oh! Bir manastırın — kapısını çılı_cıimı söyleyen arkadaşının tiksinmesini: “Bütün bu kancık. Jıklardan artık bıktım..” diye an. latmakta ne kadar hakkı vardı. O gün Tito metresine karşı katiyen Mmülâyim davranmadı; Ermeni kadının arzularını yeri. ne getirmedi. — Yarın tekra: —geleceğim.. dedi.. Fakat bugün beni bekle. mc.. Bugün çok kederliyim.. Mü. saade et de gideyim. (Daha var) | İ | l baberleri, 0: Türk Mü lanlar: Kemal Niyazi Seyhun, Cev. Okuyan det Çağla, Şerif İçli. 1 Müzeyyen Senar, | — Ta tinak şarkı: (Zeskin ne | Arif Bey — Suzinak ş edetken). ( — Nuri $ Suztnak şurkı: (Sevdim seni ben). 5 — Kemal Niyari Seybun: Kemen, | i sahiden çabuk — dav. ranmış, silâhini yüzbaşıya çevi. ren Habeş delikanlısının tam kal bine tabancasiyle âteş etmişti. Şeyda çe taksimi, B Z Arif Fener yandığı zaman Cetasu. nak- şarkı: (Sevdim — seveli). ? nun yere yuvarlarmış olduğunu, | Arif Bey Suzinak şarkı: (Aşkın. | ağızının kenarından ve göğsünden la yonmakltadır). & Suzinak Saz | akan kanların yerdeki yosunları semalsi 8 — Halk Türküsü: (Bük | xızıla boyadığını gördüler bül ne gezersin çukur ovada), V0 Matanyo karısının yar Halk Türküsü: — (Rafa fincen koy. | tu: onu kucakladı: düm). 13.30/14.00: Müzik (Karışık | — — Sevgilim... Sana bir şey ol. hafif mütik — PI.) 18.00: Progrst. | madı R Ç 18.05: Memleket saat avarı, Ajans | — Genç kadın. bitkirn bir sesle ce. ve Meteoroloji haberleri, 18.35: Mü- | yap verdi: zik (Radyiy caz örkestrası). Konuşma (Ziraat saali), 19.15 Müziği ( Sevhu ( — Hayır... O kadar korktum » Eğer yetişmeseydin!... Kocasının kolları arasında ken. dinden geçti Niyazi İçli, Kemal Cağla, Zalanlar det Hasan Gür. | — Ok Ö Çağlar: 1 Ferahnak peşrevi, Melekzat — Ferahnak yarkı: MİKAEL.?... € üreğim). 8 — Nikazos — v ŞAİ cağisan aT EREĞE öti Bu işlerden on yedi yaz sonra, SO Y B e bin dokuz yüz otuz dört yılı ilik. eTi ÇÖT carre inin son günletiydi şarkı: (Ruhumda ÇEşTiNİD BON gÜNÜECİY Kİ Roma niversitesi — (Medeni Hassın — Gür k 4 AĞi haklar) profesörü Fabri 6 Gülizar şarkı de bir teluşmuaş), 7 — ». riyanti Roma istasyonu: | zar türkü: (Esmer bugün ağlam den indi; onu coşkun 8 Halk Türküsü: (Y gömlekliler talebe yığını ile fa. kurban). © Tüceyar tar. | Hist partisi büyüklerinden bir ço. kü: (İçtim sayunu) 10 — Hüseyni | 8u karşılayorlardı. y saz senisİsi. 1 -- Okuymu: — Nafiye Mariyanti vagondan indiği za- man binlerce genç üniversitelinin | kolu, binlerce süngü halinde ile. ri uzandı: Roma selâm verdiler. Aynı zamanda: — Viyâaaa!... Tokay. 1 Ai Ef, — Kar, çığar yarkı: (Bi taraftan âşıkı derdi 2 — Arif Bey Karcığar : (Bir goncaya bir bare ni <3 — Şetki Hey — Üşşuk şarkı: (Aşkolsun « rimdane ki) 4 Sesleri kocaman gar binasının Arif Bey —> Uşşaö yarkı: (Saki ye- | çelik ve camdan yapılmış olan ta. tişir uyan). â Bimeca Şen — Üş. | vanımı sarstı. şarkı: — (Bahar : Profesöre buketler veriliyor ve aşma (Doktorun bunlar kocaman bir vığın oluyor. Türk müziği: (Fasıl beyeti). 21.15: | du. Müzik (Kücük orkestra Şel Ne- | Bu, çatık kaşlı, iri yarı, yürü. Tanhuri cip Aşkın). 1 —- Grit: Marş. yüşü, söz söyleyişi, bakışı ve her Grit: Mayıs ihtişamı ( haliyle bir dram aktörünü andı. Mendelssohn: Venedik ( ran bir adamdı, Dersini verirken kısı; İlkbahar şarkısı, 4 ilim tarafından ziyade edebiyata kovsky: Güftesir şarkı: 6 — Fritz | sapar, parlak 'sözlerle karşısında. Köpp: Yaz akşamı Suiti. 6 —- Em- | kileri avlar, coşttırur ve ardından merieh Kalmann: Kontes — Maritza | sürüklerdi. eperetinden potpı 7 — Greleha. Müusolini, kendisine benzeyen Dincw: NinNE K— Gerhard Wink, let: Donna Sikita. (lapanyol Üver» bu adamı seviyor, Üniversite genç liği üzerinde sonsuz- görünen o. türü). 2200: Memleket saat ayarı, | toritesinden faydalanmanın — yo. Ajans haberleri, ziraat, esham — | Tunu buluyordu. Tahvilât, Kambiyo — Nukut borsa. O, her derste İtalyanın — eski ( B1 (Fiyat). 22.20: Müzik (Kücük or- | Romanın varisi olduğunu ileri kestra — Yukardaki programiın de, yamı). 22.35: Müzik — (Opeetler — PL) 23,00: Müzik (Caxzband — Pi.) 2325/2330: Yarınki — program ve kapanış. sürmekle meşhurdu. Eski Roma biçiminde selâm vermeği öğren. mekle o ruhu ve o küdreti edin. diklerin! sananların başında bu. Tunuyordu. Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kase almabilir Her yerde pullu kutuları ısrarla isteyiniz. Bu sefer Eritre ve hattâ Ha, beşistana kadar gitmiş, orada üç kadar incelemeler yapımıştı. Şimai oradan dönüyordu. Ve ne. | vedeyse Kartacadan zalerle dö. nen eski bir Romalı general gibi karşılanıyordu. Profesör Mariyanti cilerin üs. tünde istasyondan çıkarılmıştı. lekli gençler çekiyor ve itiyorlar. di, Otomuobilin, önünde, arkasın- da ve yan taraflarımdaki coşku gençler, şimdi faşist marşı söy. lüyorlar; Romanımı geniş ve gü. zel caddelerini, taşmak için kö. püren yaman bir selin uğultula. re gibi inletiyorlardı. Bu caddelere çıkan sokakların | birindeki pansiyonun bir odasın, | da iki genç karşılıklı oturuyor— lardı. Bunlardan birisi çikolata ren" gine yakın esmerlikte — kıvırcık saçlı ve ince yapılı idi; Üüniversi. te talebesi gibi giyinmişti. İkincisi ise kızıla yakın sarı | saçları, bembeyaz teni ve uzunca boyu ile bir Lombardiyalı olduğu nu hemen gösteriyordu; ©o da aynı elbiseyi giymişti. Ne zamandanberi böyle karşı karşıya rindeki kitaplara ba. | karak sessiz. duruyorlardı; çalış. tıkları anlaşılıyordu. | Birincisi Ras Yatsunun oğluy- du; adı Mikael'di. İlk tahsilini Asmaradaki — Ttalyan — okulunda yapmış, ondan sonra da Eritre. tân eski valisinin bir tavsiyesiyle Romaya gönderilmiş; tahsiline devam ediyordu. Mekteplerde birinci değilse de çalışkanlar arasında kendini gös. termişti; hele doğruluk, cesaret ve anlayış itibariyle bir çokların. dan önde bulunuyordu. İkincisi Vittoryo Galyano diye çağrılıyordu; zeki bir gençti. Milanoda bir fabrika ustabaşısı. nın oğluydu. Babası ateşli bir sosyalistti. Vaktile sosyalist fır- kasında Musolini ile beraber bu. Tunmuş, daha sonva Müsolini fa. şist ?lıınu ona karşı mücadele. Yeşririemiş acıkan. rinde yaralananak Ülmüştü. | — Vittoryo bünu bir tüzlü unuta. mıyor, bununla beraber, duygü- lârımmı, kittini elden geldiği”"kadar İ gizleyordu. , Fakat buna rağmen © da arkadaşları arasmda'(komü. nist) diye anılmaktan kendini kurtaramanıştı. Hele onun son | günlerde Mikaelle pek sıkı fıkı oluşu büsbütün göze batıyordu. | İki gencin ikisi de “Siyasal bilğiler” fakültesine devam edi. yorlardı. Vittoryo caddeden gelen uğul. tuyu ötekinden daha önce duy. muş değildi; fakat Mikael de al. | dırmamıştı. Çünkü Roma cad. deleri yılın belki yüz gününde, her fırsatta, böyle coşkun genç. lik gösterilerine sahne oluyordu. İtalyan gençliği kendilerine ada. nan züalerle şimdiden sarhoş gi- biydi. Bu da öyle bir şey olmalıydı; kalkıp da pencereden bakmağa değmezdi. Gözlerini kitaptan a. | yırmadı. | — Fakat Vittoryo birdenbire doğ. | ruldu: Bu mektubu — yazdırmağa mecbur —eden Demetr — ola. mazdı, çünkü ihtiyar Rümen mu. hakkak ki daha acamice hareket ederdi. Onun muhakkak surette genç kızın bedeni ve manevi 1x. tıraplarından bahsettirmesi lâ. gımdı, halbuki mektupta bunlar. Domnikanın samimi olduğu a. çıkça görülüyordu ve işte asıl mü- him, kötü olan cihet de büydu. Nihayet Lö Mestriye ile Polün göndermiş oldukları birçok mek. tuplarda netiseye varmak imki. nr Olmadığını gösteriyordu. g.ıiyı( böüyle devam edemezdi.. ç Mdlwıuhkhr içinde oldu. dunu gi İ hiç şüphesiz Stefancakodan daha ı: ,mâşkü’. pesent görülecekti. Aynı akşam Demetr Taveres. koyu mütcakıp hafta için Bükre. ge davet etti. Babasının, kendi ikamet ettiği otele ineteğini öğrenince Pol Ta. derhal metresini vanın. Aan terskda idi.. Matma. ze) Leje esasen neşeli bavasını — pek sevdiği ya verleştirilmiş el .*nıur.uyç“ı- a Ğ ÜN ı I TUNAKIZI başına gitti. Artık koltuk deynek. lerine ihtiyaç göstermeden yürü. yor, fakat müthiş surette topal- layordu. Oğlunun geçirmiş olduğu ka. zadan haberi olmıyan Mösyö 'Ta. veresko, trenden iner inmer bu mânzara ile karşılaşınca derhal müteessir oldu: — Sans ne oldu benim zaval. h oğlum! dedi.. Yoksa Demetr mi ... Genç adam babasının sözünü kesti: — Hayır, hayır baba.. diye ce. vap verdi.. Yegâne mücrim benim acemiliğim.. Ne yapayım, memle. ketimin dağlarına henüz alışma. mışim . Ve Stanesku oteline mütevec. cihen gittikleri araba içinde Pol Taveresko, Sinaia civarında yap. tıkları bir gerinti srrasında na. sıl düşmüş ve Jlıı:ıhnmıı olduğu. — Rereket Tan vardı.. Beni 0. Genç adam şimal garıma yalnız I muzlarında taşıdı, onun sayesin. de çok ıstırap çekmedim.. diye i. yük bir ketümiyet gösterdi. Babası ona Lö Mestriyenin de lâve etti. hapsedilmiş olduğu haberini ver. — Mert çocuk!.. Ona tekrar ! di.. bütün minnettarlığımı söylemek Bu haber, genç Fransızın ken. isterim.. disini iki hafta mektuüptüz bırak. | Ötele geldikleri zaman buü ke. | ması sebeplerini izah ediyordu. Te muhaverelerini, ikisinin kalbi. | Pol Florikadan — bahsetmesinin | ni meşgüul eden mesele üzerine intikal etti, Pol Taveresko, Domnikayı bu. labilmek için artık polisin yardı. doğru olmryacağını — düşünerek, | sastu. Nedense bu kızın menşein. de bir sır saklı olduğu vehmine kapılmıştı. Bunu babasının önün- mına müracaattan başka çaze kal. | de açmaktan utandı Babasına mamış olduğuna babaşını yalnızca, Jamın ümitsiz kalarak etti.. Fakat Nikola bir rezaletten | araştırmalara nihayet verdiğini bildirdi. Kızının mektubunda - olduğu gibi oğlunun sözlerinde de Mös. yö Nikola Taveresko sükütla ge- çilen birçok yerler bulunduğunu hissediyordu., Burada da kendi. sinden gizledikleri bazı noktalar vardı. Fakat o bütün bunları meyda. na çıkaracaktı.. Bükreşe şelmek. * e ne kadar isahet etmiş idi. — Yarin öğleten snera Trta evvel bir kere de Demetr ile gö- rüşmeği ve belki de anlaşmayı daha muvafık — buluyordu, — Bir kere her şeyi tamamen görüşme- ğe mütalcaya karar vermişti. Muhaverelerinin sonunda Mös. vö Nikola Taveresko yeniden Lö Mestriyeye avdet etti. Genç Fran sızın nerede olduğunu ve araştır. maları birdenbire bırakması te. beplerini Öğrenmek istiyordu. Pot Taveresko bu hususta bü. | ! ü B ! ! Demetre burada tandevu — ver. dim.. dedi, — Tabiü, baba, ben de yamı- nızda bulunacağım değil mi? — Hayır., Ona yalnmız gelmesi. | ni söyledim., Ben de yalnız ola. | sağım.. Merak etme oğlum.. Her | halde beni de Stanesku - oteline | hapsedemez.. — Dormnikayı da birlikte getir. mesini teklif etmediniz mi? Möxyö Taveresko omuzlarını Bilkti: — Getirmiyeceğini mi zanne- diyorsun.. Onu bize para muka. bilinde verecek.. ... Ertesi gün, saat sabahın seki. #inde, otelin kapıcısı Demetr Ta. veresko tarafından — gönderilmiş olan birisinin kendisiyle görüş. mek istediğini telefonla Mösyö Niköla Tavereskoya bildiriyordu. — Bu adam yalnız midır? — Evet efendim.. —— Gönderin.. Gelsin.. Mösyö Taveresko, valizini açtı *sinden bir tabanca alarak rop dö sambrının cebine verleştirdi. Kapı vurüluvordi Sert bir sesle: — Giriniz., dedi.. ÖGelen Domnika idi.. ZDAadirt Verr) | Onun otomobilini bir şoför ben. | | zinle yürütmüyordu; kara göm. | — Mikâaecl, bunlar b dir; Profesör Mariyantl lamak için gitmişlerdi. — Mariyanti bir 82 l ferle mi dönüyor?... Si — Sana doğru - söyl | Kaç gündenberi odandâfi $ | diğen, hele son günlerde seninle konuşmadığın İŞİ 5 Ar Boi ide y den hrberin yok çi Sahiden o günlerde M N hat rahat sokaSa içıkatflğ, Boj | #aun Habeş olduğunu Ş 0 men tanıvor: Habeşistat PCat van uzlasnazlığın bütüSğÜN * hati Romadaki bu bir gencinde imis gibi ona & 1 le bakıyorlardı. | ' Cumhurreis AM | nutku (Baş tarafı $ b & B diğımız vakıt, sü — g| ne verimli bir tedbir Vet , göz önünde tecessüm CÜME lacağız. Yapı işlerinin ##ENAZ kâleti emrinde toplaft! zaman ile en feyizli idrâk edeceğiz. Hülâsa da Cumhuriyet nafiasi |( | vatanın bütün —mesni betli bir surette tahakkak N mek yolundadır. MAARİF İŞLERİ Aziz arkadaşlarım; Maarif işlerimizi, yı sin tarihimizde mümtaf kası olarak, himmetli almanızı beklerim. Mali V mi şartlarımız — sıkıntıyâ, olsalar bile, maarif ana istikametlerde İi geç kalmıyacağını ve h saslı tedbirlerin zam nacağını ümit ederim. ilk tahsilin ameli ve anâ İN Jerine el koymuştur. süratle tetkikinize alari bağlıyacağınıza kaniim- ket, teknik tahsilir her $ ciddi olarak benimsemi ka bu yolda kolaylık ted zi t izi dilerimd l leketin.mühendis ve yüktli T. hendis- ordusunu yarat†1 esseseleri kurmak için 3memiz a a Bütün -maarif tedbirlefi yetiştirmek gibi en çok ihtiyaç gösteren tedbirlef h S e X nun için vaktiyle başlant” ğ arif işlerimizde hükümet'gi hassa dikkat edeceği | olmalıdır. Nihayet, m b rimizin, görgülü —unsü! birbirine samimi farş sayesinde — ilerliyeb kani — bulunuyoruz. —ÖON bilgili çalışmalara, ilme beye dayanan gayretlert bir kıymet veriyorur. Muhterem arkadaşlari Devlet işlerini gözünül j de canlandırırken Cuf 4 maliyesinin vazife ağırlı| etmiş oluyorunt. İftihar ki milletimiz, Cumhut j nesinin kudreti ve muvar” ması için, ' şuur ile 4, kârlıktan çekinmemekted j liyemiz, memleket müdi' fevkalâde masrafları vatan imarımı ve sivil Bif durdurmiyacak kudreti mektedir. Milletimizin mı ile Cumhuriyet sinin, halde ve âtide dat vasıtaları bulabileceğine eminiz, Himmetli ellerini vetli ve sağlam bir nin, devlet itibarını ve B” tizamını dalma muhat ğine asla şüphemiz yokt Muhterem arkadaşlari Türk Milleti, Büyük Meclisinin etrafında bt sarsılmaz bir kale gibdi. hâdiseleri — karşısında dimdik durmaktadır. BÜYE litin vifak ve ahenk içizdiyi ci ve yaratıcı çalışma il€ n millet işlerini titiz ve sürette mürakehe etmek ti, tarihimizin bir abidet | yaşıyacaktır. Yüksek bakkile ifa eden büyük hiçbir anarşiye mü: ü kuvvetli bir hükümet vESÜ tirebileceğine, muazzam ji sal halindesiniz. Hepiiyf büyük zevkimiz ve — iftiPT | büyük milletimizi memflgi i İ Ş | - BK Y LKLT EA B cek surette hizmet "'—; Altıncı Büyük Millet M en değerli vatan — hizmMü ( mümtaz olacağına ıvıll'l!’J kani olduğumu ifade " — bahtiyarım t