Meseleler etrafında: Bize bir « F’r.opagânda Vekâleti» lâzım mı? Tan refikimiz ikidir memleketimizde bir “Propaganda Vekâ- leti,, kurulması lüzumuna işaret ediyor.. Bu lüzumun derece ve zamanını tayic etmek, hâdiseleri 3: yakın ve derinden ıö.—m_c_k mevkünde bulunanların vazifesi olduğuna şüphe yoktur. Fakat bir “Propaganda Vekâlesi,, nin kurulduğunu farzedelim. Buna Türki- ye Cumhuriyeti, idarf bünyesinde nasıl bir hüviyetle yer verecek- tir? “Propaganda Vekületi., olarak mı? Di Propaganda, maalesef bütün dünya gözünde çok kötü bir nam almıştır. Harbi umumiyle beraber bir ilim haline girmiş olan “pro- paganda,, doğcu delillere dağânan bir hâdisenin, bir akıdenin mu- ayyen şartlara göre tanzimedilmiş muayyen usüller dahilinde neşir imi iken, hakikatif Saklanması, mübalâğalandırılması veya tahrifi şeklinde hazin bir ktyafete girmiştir. Ğ K Harpte propagandayı bir yanğan dahilde, bir )"ndılrı hariçte düşmazn cephesinde ve bitaraf memleketlerde. her birinden askeri neticelere müeesir olafak menlaatler gözeterek vavarlarken, sulh zamanızda propaganda, siyas! sahalarda aldı yürüdü; harpte kay” bedilmişleri sonradaf kazanmak veya yeni zaferler kaydetmek Üze- ürlü metodlar i€at edi Fakat propaganda gayri mesru gü- Ti elde etmek Maksadiyle de yanıldığı için, bugün artık kez- disinden itimat #yrılmış olan bir kelime halindedi Propacanda demek, ya bir nebze hakikatin alabili tülmüş şekli, Ya yanlış, yahut da asılsız malümat olarak karşılan- makta ve billâssa bunun en modern vesaitle gündelik ih(şyı. lar arasına sıkıştırılarak, âdeta cebren kulaklara, gönüllere sindiril mesine çalışılması, tamamen aksi tesir hasıl etmektedir. Bir mer- kezden hd cesit bir söz işitmek velev o söz hakikatle zerrece mü” nasebettâr olsa dahi, ekseriya halktan! “Adam sende, propaganda yapıyorlar,, tarzında mukabele görmektedir. O takdirde “propa- ganda,. zen manas:, doğruca “yalan,, oluyor... © sebepledir ki İngiltere Hükümeti de, bugünkü harbin baş- lamâsından çok daha önce, kendi memleketinde hâdis olan ve ola- cak vaziyetlere, sulh ve harp haklandaki itikatlarına ait icabeden neşriyatla, kendi halkımı ve dünya efkârını ilgili tutabilmek Üzere böyle bir Nezarete ihtiyaç gösterirken, “propaganda,, gibi maale- kazanmış bir kelimeyi terk ile “İstihbargt Nezareti,, T müessese kurdu. Bu itibarla bizde de, kendi ihtiyaçlarımızın derecesine göre bu vazilede bir hakanlık kurulacak olursa, adına “Propaganda Ve- kâleti., diyerek İnandırmak yolundaki imkâzlarımızı bizzat imha etmemeli; belki de onu, “Neşriyat Vekâleti,, gibi veya buna ben" zer diğer bir sabıkasız isimle dünya yüzüne çıkarmalıdır. Fakat her şeyden evvel bugün faaliyet halinde bulunan “pro- paganda,, lara kargı tedaflli vaziyetimizi tarsın etmeliyiz... Araştır- makta olduğunmız birinci usuller, her halde bunlardır. HİFMET MÜNİR Kültür davaları: Mekteplerde disip- aü aai ef GAi KB ğgürcaüğ ç lin meseles Mekteplerde senelerdenberi devam edip gelen disiplin mose- lesi üzerine Maarif Vekâletinin elkoyduğunu memnuniyetle öğ- reniyoruz, Yeni ders senesi baş- larken mekteplerde şimdiye ka- dar tatbik edilen ceza sİstemi değiştirilecektir; mektep idare- lerine disiplin haricine çıkân ta- lebeleri tevbil etmek salâhiye- ti verileceği gibi icabında tard tezası da tatbik Olunacaktır. Moktep idareleri disiplinsiz falgbeler hakkızda — vereceği tard cezasını tatbik İçin Maarit Vekâletine tasdik etürmek mec- buriyetinde bulunmıyacak, doğ. rudan doğruya târd coZüRI tat- bik edilecok, yalnız bu karar Ve- kâlete bildirilmekle iktifa edile- cektir. Evvelca mektep idarelerinin yine tard cezası vermeğe salâ- hiyetleri vardı. Fakat verilen cezaların tatbiki Maarif Vekâle. tinin tasdikinden geçiyordu. Bu 186 bir zaman meseles! teşkil e- dilyordu. Mektepten bir talebenin tar Üin; mucip olan İtüdise üzerine tard gezasının derhal tatbiii Mümkün olmadığından talebe #rasında arzu edilen tesiri temin *demiyordu, Bundan başka Ve- Kâletin bazr ahvalde tard kars- TIT tasdik etmediği de olüyor du. Bu 186 mektep İdarelerin'n Talebe üzerinde haiz olması icap *den otoriteyi ihlâl ediyordu, Bir mektep talebesi hakkın- da tard cezası manevi bir idam Kararı vermek gibi bir şeydir; Mektepten çıkarrlan genç Hiltün hayat müddaetince zararir tesir" letini görecektir. Bu ııirlı Maarit Vekâletinin mektepler - den tard kararlarını ancak ©n ?areri vazlyetlere hasretmek İ5- tomds! tabildir. Fakat huhâan- £İ bir talebenin hayat ve Btik-i Yazan : ASIM US balini korumak endişesinin mek tepleri disiplinsizliğe düşürme- si, mektep idarelerinin talebeler üzerindeki otoriteyi tahribe ka- dar gitmesi elbette tecviz edile- mez. Yeni ceza sistemi ile mektep) idarelerinin salâhiyetleti geniş- letiliyor; aynı zamanda manevi bir mesuliyet tevcih ediliyor, Bu hale göre talebe arasında disip- line muhalif hâdiisoler vukuun- da mektep idareleri şimdiye ka- dar olduğundan daha fazla bir serbesti ile karar vermek imkf- nına malik olacaktır; fakat her- hangi bir karar verirken her va- kitkinden fazla ihtiyat ile ha- reket mecburiyetini hissedecok- tir. Mekteplerde disiplin tesisi 1- çin bazan tard cezasının - bile tetbikine “ tiyaç hasıl olabilir fat:tm”' >rhiye.ai asıl e- defi şuurlu distplin olduğunu da unutmamak lâzımgelir. Şuurlu disiplin ceza tehdidine müracaat edilmeksizin akıl ve idrâkine, insanlık i#zeti nefsine hitap ede- çek talebede sağlam bir karak- ter yaratmak demektir; Türk gençlerini çalışmağı kendilerine zevk edinen, hayatlarının istik- balin! bilgili insanlar olmakta urayan şabsiyetler olarak yetiş- tirmek demektir. ; ASIM US ————————— Hlkevinde almanca kursları önü Halkevinden : gürtesi ve cuma günleri saul (17) den (20) ye kadar devam etmek Ü. zere 16 birinciteşrin 930 pazartesi günü açılacaktır. Bu kurslar para, sızdır. Kaydolmak isteyenlerin iki adet vesika fotoğrafı ile Ev bürosu, na müracanlları ve ilk günü saat (17) de dershanede hazır bulunma. Jarı vica olunuz. Balıkesirdeki tarihi eserler Frikya ve eski Yunana ait vazolar çıkarıldı Balıkesir, (Hususi) — Halk- evi müze ve tarih kolları azaların- dan müteşekkil bir heyet şehrin şimalinde bir saat kadar mesafe- de taş ocaklarımın bulunduğu te- pe üzerindeki Kaledüzü denilen yerde yaptıkları arkeolojiz — tetr kiklerde gerek Bizans ve daha evvelki devirlere ait çanak, çöm lek, vazo parçaları ele geçirmi> lerdir, Duvar harabeleri belirsiz hale gelen kalenin şarkı cenubi — ics- mındaki dere boyunda — mevcut mağarayı da tetkik eden heyet, iki höcreye hölünen bu mağara- nn Firikyalılara ait bir mezar olduğunu tesbit etmiştir. Bulunan çanak, çömlek, — kale harabeleri ve mağaranın çok eski bir tarihe malik olduğu ve zama- mımızdan dört bin sene kadar ev- veline ait bulunduğu tahmin edi- liyor. —H Bir adam tarla kenarında ölü bulundu Bâalıkesir, (Husust) — Musta- fafakıh mahallesinden Ahmet oğ- lu 45 yaşlarında Tabak Süleyman işine gitmek üzere evinden çık- mıştır. Aradan uzuünca bir müddet geçtikten sonra Süleyman Çak- mak mevkii adı verilen Bandırma şosesi üzerindeki bir tarla kena" rında ölü olarak bulunmuştur. Yapılar muayenede “Tabak Sü- Teymanın elektrik sademesinden öldüğü anlaşılmaktadır. Müddei- umumt Cemil Altay vaka mevki- ne giderek tahkikat — yapmıştır. Tahkikat derinleştirilmektedir. 29 yıl evvel kaybo- lan çocuk Zeynep köyünde bir aile babası olarak bulundu Kozan, (Hususi) — Kozanın Akçalı uşağından 25 yıl evvel ve 4 » S yaşlarında kaybolan Fettah Maraş vilâyetinin Zeytin köyün- de Ali adı ile evli ve iki cçocuk d Fet- tahm 25 yıl önce bir atlr tarafın” dan ve adr meçhul birisi tarafın- dan çalındığı anlaşılmıştır. Bar bası Halil senelerdenberi hasret çektiği ollu Fettaha kavuştufunr dan çok sevinçlidir. ——— Bir başka kayıp daha Kozan, (Husust) — Kayseri- nin Taşkaptı köyünden 21 yıl ön- ce 3 - 4 yaşlarında kaybolan Ix mahan hatunun oğlu Mustafa da Kozanda eski belediye reisi Ah- met Yiğenin yanmda bulunmuş” tur. Ana oğul biribirlerine — ka- vuştukları zaman — tahassürlerin- den ve sevinclerinden ağlamır lardır. Mustafa da bir Ermeni çerçisi tarafından çalındıdı ve Ermenilerin teb'it edildiği za> man bir Müslümana teslim ettiği ve Kozana geldiği zaman sine çoban olarak verdiği ve bu su- retle Kozana yerleştiği anlaşıl- mıştir, İlk tedrisat müfettişlerinin toplantısı Şehrimizin ilk tedrisat vaziye- tini görüşmek üzere ilk tedrisat müfettişleri dün maarif müdürü Bay Tevfik Kutun başkanlığı al- tında bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda okulların bina ve sırıf vaziyetleriyle öğretmen ih- tiyacı ve yeni ders yılr çalışmala- rı üzerinde görüşmüşlerdir. — İs- pekterlerin verecekleri raporlar gözden geçirilmiş, ihtiyaçlar tes- bit edilmiştir. Folklor ve edebiyat Eminönü Halkevi dil, tarih ve edebiyat şubesi folklor ve edebiyat isini ile mühim bir tetkik kitabı neşretmişlir. Pertev Najli Buratav tarafından yazılan kilabı bütün p. | n ı Almanyanın nüfusu 105 milyon olmuş kuyucularımıza tavsiye edi Doğum Türk Maarif Cemiyeti h'ıJlrwıı Talebe Yürdü müdürü Bay Nuri Talan'ın oğlu Eyöp maliye memur, larından Bay Zekdi Tolan'ın bir kı, zi dünyaya gelmiş ve Nuray İsmile adlanmışlır. M ç 'Tebrik eder ve trzun ömürler di. leriz. B — VAKIT 2 BİRİNCİTEŞRİN 1939 İman Başkumandanına dair General Fon Friç ve sabık Harbiye Nazırı Mareşal Blamberg'in hükü- matle olan ihtilâfları neyai ? Dünkü posta ilo gelen ingi, | Hzce Dally Mail gazetesinde Ward Price, geçenlerde Var . * l şoya dışmdaki harekât esna . sında öldüğü ilân edilen sabık Alman başkumandanı Gene . rel Von — Friçin ölümüne miüteallik bazı mülAhazalar i. leri sürmektedir. Ingiliz muharriri, her şey » den evvel Fon Fricin Na: - btar olduğunu teba k diyor ki: nazi rejimine o. Tan aleyhtarlığını bilen bütün Almenların kargısına, #şimdl şu sual çıkmış olacaktır: — Acaba Fon Priç askeri ha rekâi esnasında mı öldü, yok . sBaÂlman gizli zabıtası tarafın. dan mi Öldürüldü!? Fon Friç tam bir generald!. Sabık başkumandandı. Bu gi . bi generaller ne zamandanberi düşman ateşina göğüs açına - ğa davoet edilmiştir. ki, Foo Friç ya anıp ölmüştür! Si . tematik surette yapılan uzun menzilli bombardımanlarile son büyük harpte bile, Fon Vriç rütbesinde hiçbir general ölmemiştir İngilix barriri bundan Bonra, Fon Friçin Nszi erkânI. le aralarrna giren İhtilâf mev. zuuna geçerek, müteveffanın yakın arkadaşı olan bir kadı . nı çok iyi lanıyan bir doslun. dan aldığı aşağıki — malümatı nakletmektedir: “General Fon Friçin Alman. yada tâbi olduğu muamele bi. tün teferrüatile s#imdiye kadar anlatılmış değildir. Mareşsal Blomberg harbiye nazırt iken, General Fon PFriç Alman ordusu başkumuandanı idi Blamberg nisbeten zayıf ta , rafları olan bir zatti. Umnmun teveccühünü kazanmaktan hoşlanıyordu. Bu bakımıdan nu zi siyasetine daha fazla uygun luk gösteriyordu. Buna mükâ, fat olmak iüzere kendisine “Fald Mareşal” lık asası veril. di, Kaas itibarile siyasi bir ter. fi demek olan bu hüdise, Ma . vreşal Blombergi, asker meslek daşları arasında gözden düşür. dü. O askeri meslekdaşları ki, Alman ordusu ananesini nazi partisi iyiliklerinin fevkinde tutmaktaydı. Friç ise, daha sert yaradilışlı bir adamdı. Fakat hor ikisi de Almayn ordusunun hudud ve im kânlarını biliyordu. Bilhassa 1935 . 1988 senelerinde mec . buri askerlik — vaziyetlerinde bu keyfiyeti gayet Iyi takdir e. diyorlardı. İnsan malzemesi bakımın . dan Alman ordusu birinci de . rTocede olmakla beraber, bu iki adam bir ordunun İkİ veya üz sene içinde bütün yetiştirilmiş Ne var! Ne yok? Bir inek bir muhare- beye sebep olacaktı Lüksemburg dükzlığı ile Alman hududu ortasındaki bir köprü geçen hafta Almanlar tarafından tahrip edilmişti, bu köprü Bivelo ile Uir arasındadır ve Belçika hududuna dayanır. Köprünün Al- manlar tarafından berbava edilmesi ürerine Lüksemburg dükalığı ile Alman hükümeti arasında notalar teati edilmiştir. Şimdiki hal- | de bitaraf devlleter arasında bulunan Lüksemburg dükalığı bu köprü hâdisesi yüzünden Almanyaya düşman olacak bir vaziyete gelmiştir, fakat, köprünün me suretle berhava edildiği tetkik edile- rek anket yapılınca, sulh zamanında olduğu gibi, köprü civarını otlayan bir ineğlm avağı infilâk edici bir tele dokunduğu anlaşı mıştır. Bunun üzerine hâdiseye dostça nihayet yerilmiştir. Çaykovski'nin yüzüncü yılı en büyük müusikişinas ve kompizitörlerinden Çay- neü yılı münasebetiyle bütün dünyada - ihtifaller yapılacaktır. Çaykovski 1839 senesinde Petresburgda koleradan ölmüştür. Muslkişinasın senfonileri ve hayatına ait notlar dünya> nın en güzel, zenglu ve hassas kadınlarından Nadejda tarafından toplattırılarak basılmıştır. Çaykorski'yi seven bütün memleketler ihtifaller hazırlarken Rusyada da Çaykovskinin hayatına dair bir film meydana getiril- mek üzeredir. Sovyetlerin alacağı Ezel ve Dago adaları Estonya ve Sovyet hükümetleri bir mütekabil yardım - paktı imzaladılar. Bu pakt mucibince Ezel ve Dago adaları Rusyaya ter- koluünüyer. Ezel adası Riga körferi methalindeki adacıkların en büyüğü- dür. 2.600 kilometre murabbar büyüklüğünde ve 60.000 nüfuslu- dur. Adanın içinde birkaç göl ve bataklık vardır. Suir gölü en büyüğüdür. Arenburg şehri adanın büvük kasabaşrdır. Adanın sa- kinleri Estonyalı, Alman ve İsveçlilerden mürekkeptir. Umum! harpte bu ada ile Dago adası Almanlar tarafından işgal edilmiş ve Leningrada huruc hareketi buradan vapılmıştı. Dagyo adas» Elezt'in şimalinde 960 kilametre murabbar geniş- ündedir. Nüfusu 20.000 dir, Sovyetler bu adalarda bahri ve hava Üsleri meydana getireceklerdir. Lehistanin Almanya ve Rusya arasında taksiminden sonra Al- matyanın nüfusu 105 milyona çıkmıstır. Lehistan tonraklarından Almanyaya verilen kısım 204 bin, Rusvava verilen kısrm ise 185 bin kilometre murabbardır. Almanyada kalan nüfus 20 milyon, Rusyada kalan kısımda ise 15 milyondur. Lehistanm Almanvaya | | nazarı güden on iki zabitleri, teknik — S0Tyİsleri lle vücuda getirilemiyeceğine ka » nidi. Binaenaleyh her ikisi de Hitlerin bir Avrupa harbi (h , dasına sebep olan bütün ted . birlerine karşı ihtarlarda bu . lunmaktaydılar. di Halbuki Hitler, generallorin den daha iyi bildiği kanaatit, deydi. Bu fikir ihtilâfı, Hitler 1926 senesi martının 7 incdi günü Ren mintakasını işgalo karar verdiği zaman şiddetlendi. Generaller Fransız ordusu . nun kaltiyen muzaffor olmak şartile Almanyayı isüilâ ede . biloceğin! biliyorlardı, O zamanlar, Sigfrid hattı da yoktu. Ren mıntakasına iler . liyen Alman askerleri de or . ganize vaziyetinde değildi, O . vada ileri üslerino veya kuv .. yetil noktalara malik değildi... er. Doğrusu, tehlike, Alman or. dusu başkumandanlığınınm inan dığından daha büyüktü. Ren mıntakasının tekrar iş. — galinin başladığı ilân edildiği — zaman Polonya hükümeti Fran — sızlara Almanyayı müştereken işg&l etmek teklifinde bulun . — du. Fransız hükümeti İngiliz hükümeti fle istişare — otti vo — Balâvinin kabinesi böyde bir — harekete muarızdı. Bu suüretle Hitler, generalle. rine rösmen bir zafer kaydet . — miş oldu, Ve kendisinin yanıl , — müazlığına olan itimadı arttı. — Bunun için iki sene Bonra, Blumberg ile Fon FriçA. 1 p vusturyayı ilhak kararına da i. tUraz ettikleri zaman, Jitler doğrudan doğruya onları az . letti. Deraberinde aynı noktâai generali : daha azletti, Bunlar Avustur .. yanın. İşgali teşebbüsüne kar . gı İngiltera ve Fransanın mez. : kür devletin istiklâlini cebir ve şiddete karşı muhafaza et .. — mek üzere müdahalede bulun. maları ihtimalini ileri sürüyor lardı. | Fakat, Almayada bile, böy . le iki çok mühim askerli un . j surun azledilmesi efkârı umu. miyeye fena tesir etti, Binac . — naleyh bir bahane bulmak lâ, zırmdı. t Mareşal Blaumberg için bulu. tacak bahane hasirdi. Mare . Şal, bir zonmatkârın kızı olup bir zamanlar harbiye nezare . tinde de daktiloluk etmiş.bu . lunan bir kızla evlenmiştir. — On beş gün evvel yapılan iz. divaç merasiminde — Hitler ve Göriüg de bulunmuş ve o za, man hiç bir itiraz Hleri sürme, mişken, &onradan Blumberg! harbiye nezaroti gibi mevki İle münasip olmıyan bir — izdivaç yapmakla itham ettiler, Fon Friçe gelince, ahlâki bir suçla itham edilmiştir. Fakat j Fon Friz, kendi rütbesinde as, keri erkân taralından muha . keme odilerek suçunun isbat edil si talebinde bulundu..” İngiliz muharriri Ward Pri, ce, yazısının burasında Babık Alman başkumandanının mu . mARt l SĞ e L / LAT ei AĞE n y ae $i vi l ilhakmdan evvel Alman hüedütları içinde 11 milvon Slav eballiyeti | hakeme tafsilâtimi anlatarak vardı. Lehlilerle birlikte bu-adet 31 milvonu hulmaktatır. Bu su- vetle Almanya, Rusyadan sonra şimdilik ikinci derecede bir Slav devleti olmuştur. sonunda bertet ettiğini söyle . mekte ve bir kenara çekilerek (Devamı 8 incide) ı 4 İ l d y