Ka 2—VAKIT 3 BİRİNCİTEŞRİN 1939 |. insanlar memleketinde Yazan : SADRI ERTEM * Suriye, Şam, Kahire, Ceza- yir, Kortoba, Mezopotamya, Balibek, Dağıstan, İran, İzmik Kütahya, İstanbul çiniciliği s«lâm estetiği inkişaf ottikçe saf etti, gelişti. Tarihin ga. tesadüfleri vardır. İslâm olüstiği Ile divan edebiyatı. İran çiniciliği hariç ialâm mleketleri çiniciliğinin sıkı münasebeti vardır. Hattâ n bir seri çiniyi, karşısına Alarak bir medeniyetin inhilâl ını çizebilir. 16 Yncı usır çinileri ile Bâki. mısraları arasında ne ka, dar yakınlık, ne kadar ben- zerlik vardır, Bizlm divan ede- biyatı süzülüp süzülüp Bâki muştur. Divan Edebiyatının estetiği mtlo eskolüstik bir felsefl üşe dayanırdı. Esasen is, dini felsefi temeli itibarile cerret bir sanata, tablati târ eden bir zihniyete dayü- Çünkü islâm tafekkürüne Allah tablatin fevkinde- Tablat bir hiçtir. Tabiat putlarla dolu bir - değersiz â- mdir, — Sanatkârın tabi BeVMesi- ne, onu idealize esine İm. kân yoktur. Grek ve Lâtin te- y üründe idealizm tablatin Şinsanın idealize edilmesi klindedir. albuki sami zihniyet tabi- Şbir mahlâk addettiği için onun ne resmini, ne de şiirine k ıbırıkıuıur Eski Mısırın, Yütanıt, Ro. Hın resim, heykel ve tablat. alı sanat şubeleri islâm | dünyasından bir kalemle silin- miştir. İran şey'iliği mücerret esko- tik hududundan dışarda kal , insanı idealize eden eski — gami ııınınuını *“kolüm,, felsefesi ancak riyazi, şekilsiz, ötsiz, tabimtten uzak mü- Tred bir fikri idealize etmiş- ür4 Tslâm eskolastiği bu kadar ak,'bu kadar kuru zahitlik K 'rınmuu mümkün olmı- bir âleme ancak ilham'ile abilir. Bu ilham gelecek t mesilleri için ancak ör- nektir.*Çünkü ; kadim olan en En güzeli o yaratmış. $lnsanlar ancak onu taklit debilirler. O ki, mücerrettir. Ne çiçeğe, ne insana, ne hayva. na,'benzemez. | Bu,şart içinde müphem bir. 'takım sözler, yani imkânı ol- yan — mücerredin — tahlili BSanati tek mısra yahut, mo. noton âbenkler halinde bırak. ştır, iger panteizm — Anadoluda, yahut'islâm devletlerinde mu- mffak bir cereyan olsaydı, elâm,, davası onu siyasl bir mücrim gibi — bastırmasaydı gizm'in resimde olsun, $i- & olsun, bütün güzel sanat. JTar sahasında canlı, yaşayan, ıııu idealize eden nefos his, olonacaktı. — Tarih bu devirlerde Aristo. Çultıını medreseyi tekkeye h tim kıldı. - Çiniler skolastik, yani orga. sami zihniyet. hâkim ol- H çinilerden, şiürden, ve sanatlardan tabiat, çi. canlı unsur silindi. Türk çinilerinde 1âleler gibi yanardı. Eski çiniler. tablat bir harikulâdelik ha. alırdı. Çiçek koklanacak hut elle tutulacak bir ha. tiyet içinde idi. üyınn bir zaman sonra ara, . çizgiler halini alması, ve nihayet tereddi ederek soysuz . laşması din zihniyeti İle sıkı. n sıkıya alâkadardır. Çünkü neredo kullanılırdı? - Camilerde, saraylarda, umu- Mi müesseselerde camiler sko, &ğin âmansız, merhamet bil. e8 birer karargâhından baş- "" bir şey değildi. Canlı resim- stablate orada yer vermek kün değildi. — Saray Yavuzdanberi skolas, tik folsofenin politikasını ya- /— piyordu. Onun âdeta icra me . muru olmuştu. Çini bütün bu güç şartlar e mechul Insanların döha- t ortaya attı. Fakat cami in. | İ şasına, saray kurmaya imkân kalmayınca çini kendiliğinden mühvolmaya başladı. Yeniçeri gibi, eski medrese gibi muay- yen bir tarihi devrin mahsulü olan çini bugün sarığı çıkaran softa gibi acaip gözlerle dün. yaya bakmaktadır. Çini ançak cami ve saray temellerine dayanarak harika- larını göstermiştir. Bugün halk için çininin manası kalma miştir. Onun müuhtaç olduğu ancak bardak, çanak, çömlek, fincan ehndüstrisidir. Bu endiis. tri ile çiniyi birbirindon ayır. mak gerektir, Ulucamiye doğru gidiyorum. Çini fabrikasının satış mağaza. sı caddeye acayip bir renk a. hengi iİle açılıyor. Camların ar kasında vazolar, — tabaklar, lovhalar — ibtikler, surahiler, fincanlar, porselen taklidi kü, gük, küçük heykel, gözlerime bilhassa efeleri, köylü kadın - ları, iskambil kâğıdındaki ri . vayı hatırlatan sinmiş ve cilâ, lt topraklara takıldı, Bıyıkla , rın, sakalların, örtülerin fona Çiğilişi insanı ihtiyarsızca ra . hatsız öodiyor. Fakat benim hid detlenmeğe hakkım — yoktur.. Çünkü son kalan hattata bi . zim kübik Jevhalar çizdirme - meğe ne hakkımız vardır? Çininin ölmüş ganatlar ara. sına girdiğini anlatan bir hâ . dise yanımda geçti. Benimle beraber mağazanın vitrinini seyreden yaşlıca ihtiyar köy . lüyo sordum: “— Bunlardan hangisini be. yendin? O bana cevap verdi: “— Şu ilerdeki “Bismillâh” 1 “— Kaça alırsın, dedim, “— Eh... dedi. Bol keseden 40 kuruş veririm, Bugün iyi Katış yaptık! Ş Halbuki bu levhanın bir met reden fazla boyu vardı. Üzerin deki yazı da foeykalâdeydi. - Bunun örneğini bir Ameri . kalı 45 liraya almıştı, Çinl artık zengin, ekzotizm meraklısı Avrupalı veya Ame,. rikalının salonunda Asyalı bir ziynettir. » Çınaraltı Stuart Mil der ki: “Cehennemin kaldırımı hüs. nüniyet kayalarile döşenmiş . tir.” denebilir ki, bu kaldırım. lar muhakkak bir çınarın göl. gesinde yerlerine yerleştiril . miştir. Bizde çınar gölgesi, Fransa, da ihlamur dallarının altı ka .. sabalar için bir dedikodu bor. sasıdır. Kasabanın efkârı umumiye, si bu ağaç gölgelerinden do . Rar. Bunda gayri tabil bir şey görmemelidir. Bol zaman çı . nar altında kalmaya kimi mah küm ederseniz muhakkak o . nun çenesi keskinleşir, narglle ve cigara dumanları gibi her, kes hakkında mütalâalar öte. ye beriye gâvrulür, Köylere indikçe dedikodunun hacmi de küçülür. Moseleler daha çok husust mahiyetler âlır. Fakat köylü için gehirdekiler kadar Çınarsltı Bafasma zaman mü . sait değildir. Ulucamlin önündeki kahve yalnız büyük bir çınarın değil, kocaman bir armut ağacının, gürbüz bir asmanın gölgesine sığınmıştır. Btrafı betonla çev rilmiş güzel bir havuz bir pı . har güzelliği ve neşesile mü . temadiyen çağlamaktadır. Ulucamlin beyaz cephesi bu yeşil âleme ne güzel bir fton oluyor. Konuşuyoruz: “— Şu etraftaki dükkânlar kaldırılsa ne güzel bir meydan olur. Bayezit zamanında baş. layıp Musa Çelebi zamanında inşasr nihayet bulan camiin harikulâdeliği meydana çıkar. “— Fakat bu bir tahsisat me selesidlir. Şehir zengin değil . dir. Baki zamanki nüfusunu bile bulamamıştır. Evliya Çelebi 1672 de Kü . tahyaya geldiği zaman nüfus burzünkünden çok fazlaydı. Bir arkadaş söylüyor: /Daha var) | Junduğundanm ayrıca bir doktora azamızın teşriflerini rica ederiz. — S ederiz. İstanbulun kuriuluş Türk Iran t ra m- | Yüksek mühendis hayramı Cuma günü merasimle kutlanacak İstanbulun kurtuluş bayramı çuma günü kutlanacaktır. Mek- tepler, askeri kıtalar saat 9,5 a kadar Sultanahmet — meydanında toplanmış olacaklardır. Burada teftişi müteakıp alay tam onda hareket edecek, Taksime gidecek- tir. Taksimde nutuklar söylene- tek, geçit resmi yapılacaktır. ylreanaküeeen . Doçent imtihanı ikinciteşrinde Üniversitenin muhtelif fakül- telerine bu yıl 12 döçent ve tib fakültesine de 11 i maağlı ve 18 | ücretli olmak üzere yirmi dokuz aşistan alınaacktır. İmtihan İkinciteşrinin de üniversitede yapılacgıktır. —-—- Doktora sınıfı açılmıyacak Üniversitede doktora vermek isteyen talebeler için ayrı bir doktora sınıfinin açılacağı —hak- kında bir sabah gazetesinin yaz- dığı havadis asılgzdır. —. Her fakültenin doktorası 18 in bu- ;vuhnı ihtiyaç — görülmemekte- r. —— Zehirli gazlerden korunma kursları faaliyette Bazı gemtlerde dünden itiba" ryen zehirli gazlardan korunma kursları açılmıştır. Diğer kazar larda da bugünlerde açılacaktır. — Selâmiçeşme - Bostancı asfalt yolu Selâmiçeşme - Bostancı arasın- gdaki asfalt yolun kenarına yaya kaldırım yapılmasına karar veril- miştir. Bunların genişliği 3,5 metre olacaktır. — Aynalıçeşme — caddesi Aynalıçeşme caddesinin on beş metre olarak aslalt yapılmasına karar verilmiştir. Cumhuriyet bahçesinden dönemeç yere kadar olan saha doldurulacaktır. Itfaiye mektebi açıldı İtfaiye mektebi dün — açılmış- tet, !ıl:nbuldııı 28, taşradan 5 talebe alınmıştır. Prost bugün geliyor Şehir mütehassısı Prost Pran- sadan gelecektir. Mütehassıs bu sefer iki ay kadar kalarak plân üzerinde çılı.uıh-n- İkinci ağır ceza mahkemesi çalışmaya başladı Yeni teşkil olunan İstanbul ikinci ağır ceza mahkemesi dün sabahtan itibaren faaliyete geç- miştir. Yeni mahkemenin reisli- ğini Erzüurum ağır ceza mahke- mesi caki reisi Remzi, azalıkları- nt da Halil ve Atıf deruhıg et- mektedir. Nurosmaniye — caddesi asfalt yapılacak. Nuruosmaniye caddesinin ta- mirine karar verilmişti. Burasr nen asfalt olarak inşası müvafık ıömlmüştur 4 Toplantıya davet uıılııl Başın Kı Rei 'l Urumu ü hunbu] Basın Kurumu, sene- lik mutat umumi heyet toplantı sını 5 irinciteşrin 1939 perşem” be günü saat 14 de Kurüm mer- kezinde yapacaktır. Muhterem 18 Şaban *5t 20 Saban hızir hızır 152 sit yolu Yapılan anlaşma hükümleri “niçin tatbik edilemiyor Hükümet eşyanın irandan naklı hususunda müzakerelere başladı : İzan transit eşyasının Trabzon limanı vasıtasiyle Avrupaya gön: derilmesi için İran hükümetiyle yaptığımız anlaşma maalesef son zamanlarda tatbik edilemez bir hale gelmiştir. Yapılan anlaşmaya göre İran ;chır ve köylerinden çıkan eşya" ran hükümeti hududumuza kıdır nakledecek, oradan da biz 'Trabzona kadar getirip vapurla- ra yükiüyecektik. Bu iş için tüc- garlardan alımnacak nakliye ücre- tinin yüzde altmışı bizim. yüzde kırkı da İran hükümetinin ola- çaktı. Nafıa Vekâleti anlaşma Üzeri- ne fran hududundan Trabzona kadar yol yapmış ve bir çok da kamyon ve kamyonet gatın ah mıştır. Fakat İran hükümeti mem leket içlerinden henüz hududu- müza yol yapmamış, bu yüzden de İran eşyası eskisi gibi develer- le ve kervanlar halinde diğer yol- lardan harice gönderilmekte de- vam edilmiştir. | Bügün ancak günde Trahzon limanına, 10 ton İran transit eş- yası gelebilmektedir. Bu yüzden 'Trabzonda inşası kararlaştırılan transit limanından — vazgeçmek zarureti hasıl olmuştur. Çünkü yapılacak masraflara karşı günde hiç olmazsa yüzlerce ton transit eşyazına ihtiyaç vardır. Bu mah- zurların bir an evvel önlenmesi için İran hükümetiyle yeniden müzakerelere başlanmıştır. Hükümetimiz. kendi vesaitiyle İran transit mallarmmı İran şehir ve köylerinden alarak Trabzona kadar getirmeği teklif etmekte, buna mukabil de tabil olarak nak- liye ücretinin tamamını almağı istemektedir. Müzakereler yakında bir kar rara bağlanacak ve bu suretle bütün İran transit eşyasının Trab zon yolu ile ihracı temin edile. cek, limanm da inşası kabil ola- caktır, Limanis inşaat projeleri hazırdır. Yabancı dil öğretmeni yetiştirmek Üniversitedeaçılacak kurs faaliyete geçiyor Lise ve orta okullara öğretmen yeuıtırmek maksadiyle Üniver- sitede açılan yabancı diller kur- suna alınacak talebenin müsaba- ka imtihanı dün yapılmıştır. İar tihan neticesinde; ingilizce kur- suna 16, almanca kursıma 11 ki- şi muvaffak olmuştur. Tedrisa- ta yakında başlanacaktır. Kursun talimatnamesi hüküm- lerine göre yabancı diller akulu talebesi Üniversitede bir yıl okus duktan sonra bir yıl da Avetüpaya tahsile gönderilecekti. Rektörlük bu şekilden vazgeçmiştir. Tale- beler ikinci yıl tahsilini de Üni- versitede görecektir. Bu hususta karar vermek — ve teklifi vekâlete yapmak Üzere Ü- niversite- rektörlüğünün başkan- kğr altında büugün bir toplantı yapılacaktır. Bir kız kaçırma davası ağırcezada Genç bir kızı zorla yangın yerine gölürenler muhakeme ediliyor Yeni ağır ceza mahkemesi . nin dün gördüğü duruşmalar arasında 10 gün Kkadar evvel Kocamuatafapaşada vukubu , lan bir kız kaçırma vakakının muhakemesli de vardı. Vakanın suçluları Nazmi ve Hasan igminde üç kişidir. Bunlar - vaka gecesi Çenberlitaştaki Alle Bahçesine gitmişler, orada rastladıkları Perihan ve Salme adında iki kızı gözlerine keslirmişlerdir. Oyundan sonra evlerine dönen kızların peşine takılan müte . cayviszler, Sagimeyi Kocamustafa, paşadaki evlerina kadar takip etmişler ve sonra da kapının önünden ayrılmamışlardır, Bunun Üzerine Salmenin an. nesi Zişan kadın çıkarak ne Yatodiklerini sormuş, üç genç: —- Beyazlı kızı, yani Periha, nı İstiyoruz! diyerek - Zişanın üzerine atılmışlar, kendini bir tarafa ittikten sohra içerl gi . rip Perihanı kollarından, saç. Tarından kıskıvrak yakalamış. lardır. Gözleri dönen mütear . rızlar bundan sonra Perihanı evden 50 , 60 metre kadar iler. deki yıkık cami adlı yangın ye rine sürüklemişlerdir. Fakat bu sıranda ilıınlır » dan kızını almağa gelen Peri. hanın ahnesi kızmın sesini İşi, Hüseyin, terek koşmuş ve kurtarmıştır. Bundan gsonra yakalanan suçlular sorğu hâkimliğine, o. radan da ağır cezaya verilmiş. lerdir. Maznun Hüseyin, suçunu ta,/ mamen iİnkâr ederek, Muzat/- ferle Hasanın üstüne, Muzaf . fer de dünkü muhakerleyo gölmiyen Hasanın uıtnw at . mıştır. Muhakeme Hııııfl veşa. hitlerin celbi için bafka bir gü Ne bırakılmıştır. ihracı ıe st bırakılan deler Harice ıt*ndnıxlııınıı hükü . met tarafından gerbet birakı . lan Mmaddelere ait kararname dün gülmrüklere bildirilmiştir. Böylelikle kararnamede ismi buldnan maddeler bugünden L tibaren serbestçe ihraz edlle - bilecekti.r » x , eniğrtla Vapur iskeleleri Devlet Denizyolları — Idaresi Himanlardaki vapur iskeleleri . ni tamir etmeğe veya yoniden inşaya karar — vermii Tik olarak Tİsmir Jimanında 100 bin lira sarfile yapılan Karşı. yaka ve Konak iskelelerindeki noksanlar tamamalanacaktır. okuluna İki yüz kişilik yeni bir pavyon ilâve ediliyor Yüksek mühendis okuluna bü yü alımacak talebenin imtihani dün yapılmıştır. İmtihana 340 kişi . Veklâletin karariyle — gelecek — ders yılı başından itibaren oku- lıın nihar? kısmı lâğvedilecek ve girecek talebenin hepsi de teyli olacaktır. Lıylî ıh—lyıcmı hnılımık W n 200 kişilik bir pav* mı inııımı başlanmıştır, Pav yon bu derg yılı başıma kadar iks — mal edilecektir. Yüksek milhendis okulu bü yıl 36 mezun vermiştir. Vekâlet bunları ihtisaslarına göre muhte” Nf vazifelere !ıyın edecektir. bir anlaşma yapıla: Amerika ile aramızdak! sef- best döviz esasıma göre olan tİ caret anlaşması menfi ne' vermiş, iki memleket arasındâ ki ticart münasebetler çok a zalmıştır. Bunun sebobi, Merkez B: kasında dolar ve İngiliz lirast bulunmaması, Amerikalılarrn da diğer paralar üzerinden te diyat kabul etmemeleridir. Bu sebepten gönderdikleri malların bedellerin! alamıyati Amerikalılar son zamanlarda yine memleketlimize mal gön - dermemeğe başlamışlardır. Bu vaziyet karşısında alâ - kadarlar yeni ve takas esasl füzerine bir anlaşma yapmağ$ karar vermişlerdir. 4 'Ticaret Vekâleti bu husustü hazırlıklar yapmaktadır. Ya kinda Amorlkadan bir icüre! höyeti gelecek, Ankarada mü a zükörelere başlanacaktır. Böoğazicinin Rumeli yaka sındaki memnu mığtakada Te sim çaekerken yakalanan Al « man Rüksamen Hansm ağıf cezadaki muhakemesine dün de doevam edilmiştir. Fakat muhakoemesi gayri » , mevkuf olarak görülen Han$ oftadan kaybolgluştur. Mah « keme geçen erİsede emn! direktörlüğüğden — suçlunu! Almanyaya /gidip gitmediğini sordurmuştü. Bu müzekkerey? covap gelmlediğinden muhake» moe başka bir günt bırakılmıf tır. / ” —— Denizyolları Umum j Müdürü /Dün bir gazete Devlet De « Aizyollarının yeni — kadrolari hazırlandığını, umum müdü « rün bunları Ankaraya götür « düğünü yazmıştı. Denlzyollar! — Uumum Müdürü İbrahim Ke « mal Baybora buradadır, Aü » karaya ılunımlıur rın paraları Rıhtımda çalışan hamalla « yın taavün vo yardım sandığıö. da 16 bin Hiralarının kendileri ne verilmesi hususu Nafıa Ve kâletinden sorulmuştur. Ve « kâletten muvafık cevap gelir se parâ derhal hamallara tev- zi edilecatkir. İskambille kumar oynıyanlar Ali, Fikri ve xııııın dmda üç arkadaş., 'l'ıhtı de Hüsnünün kahvesinde kambil kâğıdile kumar w ken yakalanmışlar, kahveci “eıh':' lkte Mı= c mahkemesine verilmişlerdir. Hâkim Münip, kumarbazla » rın birer lira para cezası öde melerine ve ortada bulunan liranın Mmüsaderesine, kı c nin hâberi olmadığından etina hnr Wr