B—VAKIT 3 TEMMUZ | Bir dosta Dikiş Bana, bundan bir müddet ev. Marie-Claire ile kadınlarımız. - ke- y Kİ p, bahseden bir mektub yaz-| evlenen bir dostumdan da etmiştim. umun genç zevcesi, bu ibu, her nasılsa okumuş, diğim portrenin ve evin keh- ai olduğunu anlamış, Gel- li, beni buldu: Biraz müstehzi ve fazla a- mışsınız amma, dedi, haklı- Cidden hepimiz, sade lüks ünüş ile meşguluz. Annc- ü kadınlık dedikleri hâdi. | be ile meşgul olanımız nadir, Be. dH, bu yazınızla ikaz etmiş oldu- size teşekkür ederim. -Bu gözlerden memnun oldum e kendisine bu girmek istediği yeni yola yarayacak bir hediye 21 fı düşündüm. Böylece de, is ek kırdığım gönlünü a. lacaktım Düşündüm, taşındım. Ona na- ü1 bir hediye alabilirdim? Niha- aklıma bir dikiş sepeti almak ll Nereden geldi diyeceksin " ken annemin, şekerleme ına benzer bir dikiş sepe- di Elime geçtiği zamanlar t, atlâs yastıklarla döşeli için. Tengârenk ibrişimlerle oynar “Annem, görünce koşar, elim alır, yaramaz bir kedi yavru- gibi birbirine karıştırdığım ib- nleri, büyük bir itina le tan- ederdi. “Onun dikiş sopetine karşı olan bu bürmeti, hele kendisini kaybet sonra, bende, müukaddes bürmet haline gelmişti. Dos- ün gevcesine kargı, Marie- e'in kadın tarafına gösterdi bu yeni alâkayı perçinler ümi. e böyle bir sepet almak iste- toğluna çıktım. Güneşin ya- kıcı olmasına rağmen, dikiş sepe- ğuruna köprüyü yürüyerek geçmiş, tünelle çıkmıştım. Tünel- den itiharen Taksime kadar ka- Malzemesi satan, bütün dü- lara girdim, çıktım. Dikiş se. yoök! Taksimden geri dömw Bu sefer, oyuncak, yün, , Püdra, kumaş satan kü- büyük ne kadar dükân var da uğradım. Yak!, Yok! inda, bir dikiş sepeti bula: Sadri!, mukabil, lüzumlu!!., lü- uzluklara ait akla hayale üyecok neler vardı. Kirpikle. oyamağa mahsus fırçalar, yal başparmakların - tırnaklarını *ğe mahsus makaslar, plâ a gidildiği vakit kullanılacak bin bir çeşid lüzumsuzluklar, kendisi yerli, emprimesi Avrupa kumaş. ar, ipliği Avrupa, dokuması yerli n " gifti 20 liraya Avrupa yeleri, milyon çeşid çorup Fakat, bu kumaşları, çorap ları yırtılıp söküldüğü zaman ta- ire yarayacak nesneleri, ayni ze afetle içinde saklıyacek bir ge- et, hayır!., Çı macaktım. Nasıl olurda bu naz ? Fakat, azizim Sadri, yok u. Koca Beyoğlunda, yüzlerce da, bir dikiş sepeti yoktu. ünmeğe başladım. — Neder, ü kaideleri, karğıma, alay —Mmemurun karşısına barem ka- u dikilir gibi dikildiler ve ye- olarak göyle cevab vordi — Taleb olsa, nlbdl.'ı bulundu. satıbırdı. taleb yok, diye, elimi, u sallıya sallıya, gidin “De- da bir soğuk bira iç: Hm. Ve yine aklıma annem geldi. nnem, dikiş sepeti ve evde sak- adığım, onun eli ile, gergefirde küçük bir duvar halısı!, li 1939 mektuplar | e | sepeti I Bu hıuıı_beni ean'andırdı, kalk tım, bir otomobile atlıyarak İs tanbula geçtim, Sultan Hama mında, küçük, iddimsız bir dükân ;da aradığımı buldum, ve dikiş sepetini, bizim Marie.Claire'e gı'—î türüp, verdim. Nerede ise boynuma atılacak tı. Sevincine sevincimden gözle rim yaşardı, Sadri. Bekliyoruz. Ne vakit gelecek sin? | Fikret Adil | |Memleket Haberleri : İzmirde Şiddetli Fırtına Telâşı Mucip Oldu İzmir, 2 (A.A.) — Dün 18, Vakıt'ın büyük hikâyesi Kocanın Yazarı: Luici Pirandello Çeviren: — İbrahim Hoyi 50 de limand. € ansızın şide detli bir poyı urtınası çıkmış Dve hayli telâşa sebep olmuştur. | Bu esnada mendireğe girmek ü- zere bulunan bir Holanda vapu |ru geri dönerek liman açığında demirlemek mecburiyetinde kal mıiştır. Fırtına 10 dakika kadar şiddetle devam ettikten sonra bir zarara sebebiyet vermeden tedricen yatışmıştır. Möleüşüki ği |Sinopta Yağan Yağmur Faydalı Oldu Sinop, 2 (A.A.) — Vaktin. de yağan yağmurlar her cins mahsulâta çok faydalı olmuş - tur. Her yıldan daha bereketli istihsal edilen buğday mahsulü biçilerek harman yerlerine*yı - ğılmakta, mısır ve tütün mah - sulü de çok iyi şartlar içinde neş vünema bulmaktadır. Bu yıl köylümüze bir bolluk [ | yılı olacaktır. İsviçre İzmir Fuarına | | İstirâk Edecek İzmir, 2 (A.A.) — Fuar sa-. hasımda yapılmakta olan daimi sergi sarayı inşaatma büyük bir hız verilmiştir. Müteahhit, in - | şaatı ikmal için geceleri de ame- le çalıştırmaktadır. Bu sahadaki 'bütün inşaat temmuz sonuna |kadar ikmal edilmiş bulunacak. tır. İsviçre hükümeti de fuar ko. mitesine müracaatla iştirâk şart larını sormuştur. İştirâk takdi - rinde fuarda İsviçre için de gü. zel bir pavyon hazırlanacaktır. İDÜNKÜ BULMACAMIZIN | HALLEDİLMİŞ ŞEKİLLERİ | — Sekiz kibrit ile on kıy - İmeti göyle yazılır: 2 — Hesap meselesi: Dört adet sırasile şunlardır: 8, 12, 5, 20. BUGÜNKÜ MESELE Aşağıda vereceğimiz mülü . mat doğru mudur ? | — Norveç. İsveç, İzlande ve Danimarka İskandinavyada. dırlar. 2 — Zeytin bir meyva değil * 3 — Soğm”mn tesiri miİni genişletir. 4 — İranlılar sarı irktandır laz. $ — Markoni İtalyanlar ta . rafından keşfolunmuştu. 6 — Göz kulaktan daha has. suyur e SKDN Nişanlandığımm dahâ Hlk günü, Bartöbinoya, nişanlısı: — Benim ası! ismim Liva değildir, Karolinadır. Fakat mer- hum ve sevgili kocan bana bu iami takmıştı! Ben de artık Lina oldum, Toprağı bol olsun, öyle iyi bir adamdı ki... demiş, ve Sin- yür Cosimo Toddeinin, şapkası elinde olduğu halde gülerek çı- karttığı bir resmini delikanlıya göstermişti. Bartolino da insiyakt bir hareketle, bu ölü adamın fotoğra. fına karşı hafifçe boyun kırmaktan kendisini alamamıştı. Meşhur mimar Toddeiden dul kalan Lina Sarulli, kocasının resmini duvardan kaldırmayı bir an için olsun bile aklından ge- çirmiş, düşünmüş değildi. Zira bugünkü vaziyetini, onun kendisi- ne yaptığı evi, güzel mobilyeleri, bir kelime ile her şeyi kocasına borçluydu. Genç kadın, Bartolinonun şaşırdığına dikkat bile etmeyerek sözüne devamla: .© SALON OYUNLARI © Bugünkü bulmacamız SOLDAN SAĞA: YUKARDAN AŞAĞI: | — İptidat cemiyet - Bir| 1 — Bir hayvan, 2 — Erkek renk, 2 — Bir harf .- Baş, 3 — |ol, 3 — Şanjon, 4 — Bir musi- Aksettiren, 4 — Saha, 5 — Na- | ki âleti « Hamur ekşisi, 5 — Fer dide bir çiçek, 6 — Bir nota - yat, 6 — Gösteriş, ? — İskim- İçki, 7 — Bir vilâyetimiz « Âli.|bil kâğıdımnda bey - Kırmızı - mi âli meden, 8 — Sonuna (N) |Kesilmiş süt, 8 — Bir nota - ilâvesile meşhur bir bestekâr, Bir erkek ismi, 9 — Aynı kan. dan gelenler « Kasatura. 3 3 4 £ g N LA | ilklalkRTaTeTolajoNn) LA 2AF CAlsİATLİTİRR RİALs BAKTAMR | c n_:. 2 yastır. seru şehridir. 7 — Panama kanalı hattıüs.| — (Bunlardan doğru veya yan. üvanın altındadır. lış olanları yarınki nüshamızda 8 — İsviçrenin merkezi Lu -'bildireceğiz) intikamı — İsmimi değiştirmekten doğrusu pek hoşlanmamıştım. Fa- kat canım gibi sevdiğim insanm sözünü kırabilir miydim, kirabi. bilir miyim de.. Her halde siz de beni Lina diye çağırmakta bir beis görmezsiniz değil mi? Demişti. Sinyör Taddei ile ilk düğün gecesini geçirdiği yatak!.. diye düğündü ve, ölü mimarin gülümseyen hayaliyle, gapkasını çıka - rışmmı bir daha gözünün önüne getirmetken kendisini alamadı. Bütün balayı seyahatleri müddetince, karı koca aynı yatakta yatmakla kalmadılar, Linanm altı sene evvel sevgili koctsile yap- tığı gibi yemeklerini aynı lokantada yediler, Aynı yerleri, müze- leri, resim gülerilerini, kiliseleri gezdiler. Yaradılıştan mahcup olan Bartolina, karısının ilk kocası gi- bi düşünmeğe, onun zevklendiği gibi zevklenmeğe, eğlenmeğe. bir kere olsun isyan bayrağını kaldıramadı. Karısı da, bu halle . rile, genç kocasında fena intibalar biraktığını bir türlü anlıya - madı. Seyahatten dönünce de çok fena bir haberle karşılaştılar. Kendilerinin çöpçatanlığını yapan Sinyör Mottonun âni olarak öldüğünü öğrendiler. Dul kaldığı sıralarda kendisine yardım edet en samimi doe- tü Örtensiayı teselliye koştu; ve arkadaşmı kocası öleli on gün olduğu halde, yinö yeis ve keder çinde görünce şaştı. Kendi ko- casına: — Acaba ne var?.. diye sordu. Bartolino, karısının bu ahlâksızlığından al çuha gibi kızara. rak: — Yahu!. Kadın matem içinde. Kocası ölmedi mi?. diyecek oldu. Kadın büsbütün şaştı, ve: — Kocası mı?.. Doğru. Fakat Sinyör Motto onun babası ye - rinde bir adamdı. dedi. — Ne çıkar., Öyle de bile olsa, Üzülmesi için bir sebep teşkil etmez mi? * Lina ısrarla söylendi: — Babası değildi ya!.. Bartolino gözlerini duvardaki daha hâlâ gülen ve şapkasımı çıkaran resimden çekemiyerek: — Hayır... Ne milnasebet!.. Elbette.. Şüphesiz!.. Diye keke- “Yemniğermı TYRÜ xaaan a Üç ây Sonra balayt seyahatine çıkan gelinle damadı, akrabâ ve dostları istasyonda geçirirlerken, Linanın en samimi arkadaşi Ortensia Motta kocasma dönerek, bir iç çekişi ile: — Zavallı Bartolino.. Böyle bir kadına düştü!.. demişti. Bu yeni evlilerin çöpçatanlığını yaptığı için herhangı bir tenkide da- yanamıyan yaşlı kocası da cevap vermişti! — Neden zavallı olsun!.. Bartolino aptal değildir. Kimya allâmesinin biridir. — Evet, Kimyadaki malümatma diyecek yok. — İdeal de bir koca olacak. Bütün eserlerini neşretmiş ol - saydı mükemmel de bir hoca olarak yükselecekti. Sonra ne de nazlı bir insandır. Temiz ruhu vardır. Örtoensia, şu dakikada neşeli, nabza göre şerbet vermesini bilen, bazı kereler haddinden aşırı atılgan, konuşkan mimarın ye. rine geçen, aptal bakışlı, vaztanalı, toy kocasile Romaya giden Linayı hatırlıyarak, gülümsemesini tutamadı ve mırıldandı: — Evet kocacığım. Bartolino ne de temiz ruhlu bir insandır!.. dedi, Tren hareket etmeden evvel Anselmo amca, gelinine: — Bartolinoya iyi bak.. Ona dikkat et.. tenbihinde bulun - muştu. İlk balayı seyahatinde Romaya gitmiş olan, onun için de seyahat adab ve erkânını pek iyi bilen Lina da kocasma kelimenin tam manasile baktı. Onu bir çocuk gibi korudu, Tren Romaya varımca kocasına : — Sen her şeyi bana bırak.. dodi, ve bavulları sırtlamış olan hamala dönerek: — Viktorya oteline gideceğiz!.. Emrini verdi. Lina otele yerleşti. İçi rahat etti. Hiç kimse onu tanrmamış- tı, ama o herkesi hatırlıyordu, — İşte altı sene evvel yani mimar kocasile kendisine hizmet etmiş olan ihtiyar uşak Pippo daha hâlâ buradaydı. Pippo onlara birinci katta, iyi döşenmiş 12 numaralı büyük odayı gösterdi. Fakat kadın pek beğenmiş görünmedi. Ona: — Acaba 19 numara boş mu? diye sordu. Uşak bunu öğren- mek için ayrılırken, Lina, altı sene evvel de buna benzer bir hâdi. ge olduğunu ve çok sevdiği ilk kocasına birinci katta bir oda ayır- dıkları halde, onun ikinci katta 19 numarayı istediğini hatırladı. Delikanlıya dönerek: — Orası daha iyi sevgilim,. gürültüsü az, havası bol ve gü- zel bir odadır. İlk seferimde kaldığım odadır.. dedi. Tabil kabul edersiniz ki Bartalino, eşinin bu sevincine pek | öyle ortak çıkmadı. Kadın: — Beğenmedin mi?., diye sordu, Bartaliro, adeta umursamıyarak cevap verdi! — Sen istediklen sonra bana göre hava hoş.. Kadm, odanm köşesindeki külçük hilereye girdiği sırada, ken- disi yatağa bir göz attı. Ve karımla ilk kocası Lina haklıydı. Örtensia, arkadaşı Lina nm hep ilk kocasından hahsederek Bar - tolinoyu üzdüğünü, sinirlendirdiğini bildiğinde, kedisini böyle kederli, mağfmum, ve uğradığı felâketten dolayı hiç bir şeyden a- vunmaz gibi göstererek delikanlıyı avlamak istiyordu. Bunda da muvaffak olmuştu. Zira genç kadının bu hali, Bartolinoya do. kunduğu için, delikanlı hayatmda ilk defa olarak hiddetten kıza- Tarak karısma isyan ederek bağırmıştı: (Devamı 11 incide)