e Tarih konularından âle Devri Bu devrin Osmanlı imparatorluğu tarihindeki önemi Lâle devrinde neler yapılıyordu ? Tarih derslerinde öğretmenleri: | ö DİE size Osmanlı imparatorluğu. i 7 Mun kuruluşunun yükselme, du. Faklama ve gerileme devirlerini anlatmışlar, sebeplerini söylemiş» lerdir, Türkiyede MADEN Türkiye maden bakımından çök zengin bir memlekettir. Fakat ma İ denlerin bulunduğu yerler saptan | mış olmadığı için lâzım geldiği | kadar istifade edilememiştir. Tür kiyede de bütün dünyada olduğu bi bu bakımdan üç mühim şeye htiyaç vardır. Fabrikalarımız, maki işletecek olan kuvv lerimiz (maden kömürü, su kuvveti, yanıcı mayi mazot) gibi. ler, petrol, benzin, Osmanlı imparatorluğunun en Kömürlerimiz “ihtiyaca kâfidir BE Mühim devirlerinden biri de Lâle attâ fazla çıkarıldığı takdirde dışarıya da satmaktayız. devri denir, | “Damat İbrahim Paşanın devri. | DİN bu ismi almasına sebep lâle- lerin o devirde büyük bir önem #zanmasından ileri geliyor. Kiğitkane o deresi kenarında ğer ve lâle bahçeleri yapılmış- 1ep Zevk ve eğlence içinde ya, Maniliyor. bahar gecelerinde Çira- San sefalar, tertip ediliyordu. W eğlencelerde kaplumbağalar | beleş bir kol oynuyordu. Ge- İğ Kaplumbağaların sırtlarmâa| kere © dikilerek yakılıyor ve on. olen Tenk Hileler arasında le mMiyat ç seyrediyorlardı. Lâ- ki, topu © kadar çok artıyordu le soğanın 500 altıma ka- Yükseldiği oluyordu. Düz devire ait yukarda gördüğü. ku tabloyu bir yazıcı şöyle smay İtriği de zengin nehirlerimiz saye. isinde meydana gelebilecektir. 2 — İptidai maddeler denilen İ (sin, pamuk, ipek, pânçar, de- mir, bakır, kurşun vesaire.) bun»| lar memleketimizde mevcuttur. | — İşçi ve sermaye, Bu İısım im Paşıdan da Türkiye mevcuttur. İş kısmın- n da amele ve uzman variır, devrinde le eğleni- !kit Nevşehirli İı saa açmak için müsaade iste. di ve ilk matbaayı Sultan Selim| ( Cumburiyet civarındaki evinde kurdu, (1729). rumlar dikkate alınmış, üzerinde Bü matbaa ille defa “Vankub,, a- | Salışılarak bugün çok faydalı ne. Göeler elde edili keti düşünmiyerek yorlardı. Lüle devrini vücuda getiren 0 zamanki Osmanlı imparatoru Ü- çüncü Ahmedin veziri Damat İb. cahim Paşa olduğunu tik. Damat İbrahim Paşa o zâ Fransaya gönderilmiş, orada san- at ilerlemelerini gözden geçirmiş. ti. İstanbula Odöndüğü vakitda birçok sanat sahibi ki muştu. Yine bu devirde matbaasr vücuia getirilmiştir. Matbaayı Türkiyede k rahim Müteferrik adında biridir. İbrahim Müteferrika aslen Macar- dı. Esir düşmüş, islâmiyeti kabul etmişti. İbrakim M ka Pa. bu du- a bir lügat-kitabı bastı, 1730 ihtilâli İstanbulu kan için- bu matbaa da ka. söylemiş- de bırakırken pandı. İbrahim Müteferrika sene | ne matbâasını açtı. Yalo-! vada bir kâğıt fabrikasının açılmâ | matına gayret etti. Yalovalılar bü. tün vergilerden atfedildiler, Yal nız matbaaya hizmet etmeğe mec bur tutuldular. Burada Avrupa kâğıtları kadar güzel kâğıtlar ya- pd. İ deki en işe fakat ne yazıl sohra ta, İğithane görülecek bir mar. da İli. Dere yaprak akisleri &- Sinde pir pırıl akıyor. Salkımsö- Yütlerin gölgesi altında ince bir öprü var. Bu köprünün allı “Ces Tİ Tras, zengin maden da. . (Kömür, ş, çinko, zımpa- ra) gibi.. Türkiyenin maden kö- mürli çıkarılan yerlerinin başm- ia Ereğli . Zonguldak kısımları gel Türkiyede ilk kömür madeni | 1829 da Osmanlı imparatorların. | dan İkinci Mahmut zamanımda! bulunmuştur. Cumhuriyet dev- te Lâle devri Türkiyenin 4 ki Os. Kayıklar süzülerek gidiyor. Sa. | göstermiş olduğu ilerlemeyi teta) manlı İmparatorluğunda “ bu. gibi , * kasrı önünde mermer bir ha | kik etmişti, İstanbula döndüğü va-'İ hizmetler kıymet göremiyordu. UZ, frskiyelerden savrulan sular, | gypeimamammammae ” Tünsa sefirinin hediye ettiği por- zi takal fidanlarının yapraklarına dö Hklüyor. Bu devrin en meşhur| irlecinden Nedim de bir şii: Miş ve şiir şarkı olarak bestelen- Mişti TİMİ YAN GERE TEZ “ şa yaz ne Su kuvvetini de çikar:lan elek. | nimini kızm annesi de öldü. Dün- bir Yürü ey servirevanım Gidelim Sâdabâda... Herkes bunu söylüyor, eğleni. İrinde son yapılan yeni çalışma Jaraçlariyle yılda 1,5 milyon ton İ kömür çıkarılmaktadır. yakında le bura» yeni yapılacak değişmel dan 2,5 milyon ton kömür çıkarı- labilecektir, Türkiye bu kömürlerin mühim bir kısmını kendi fabrika, tren, va pur vesair ihtiyaçları için kullan. İdıktan sonra geriye kalan kısmı. n: da satmaktadır Kömürlei İn değerine gelin. ce; içinde yüzde otuz üçü karbon ve kükürt yüzde yarımı bile bul. maz. Böyle olması da çok iyi gö- 'ülmektedir. Kömürlerimiz yanarken fazla duman çıkarır ve kül bırakır. Kö- mürü bu külünden kurtarmak çin içinde bulunan yabancı mat, | delerden ayıklamaya çalışılmakta. idir. Kömür sattığımız omüşterileri- b İmizden başlıcaalı; Yunanistan ve İ Romanyadır. Dünya üzerinde en /fazla kömür ç karan yer; Birleşik 26 5 Amerika devleteiridir. Yılda 344 e milyon ton kömür çıkarmaktadır. İkinci derecede Almanyadır, yıl da 304 milyon ton kömür çıkar- “8 maktadır. Yordu < İşte Osmanlı imparatorluğunun B*rileme devrinde ayrıca bir nam Alan ve yüzlerce İiranın sarfiyle Vücuda gelen Lâle devri. O & VİFde yetişen padişahlar ve mtm- et büyük adamlarının memle, KÜLTUR MARŞI Ören demirden ağları, Çözen düğümlü bağları, Yetiştiren dimağları Yüce kültür ocakları Ba ışıktan kaçma, sokul! Türk geaçliği bu yurda kul! Bin yaşasm bizim okul! Canlı kültür ocakları. Dünden ibret almak yeter, Bugün dökmek için kanter, en önde yer, tür ocakları, Bu ışıktan, kaçma solu! ürk gençliği bu yurda kul! in yaşasın bizim olcul! Canlı kültür ocakları. ç 1. HAKKI SUNAT | ek il bayramınızdır HAZIRLANINIZ Gelecek haftaki sayı 23 Nisan jçocuk Bayramma ayrılmıştır. / V NE” 21) ba — Senin baban berber midir? yaparsan seni pencereden aşağı- ya alarım. Çocuk — Sen belediye talima a a 'TARIH DERSİNDE Öğretmen — Kraliçe kime der- —- Hayır, neden sordun? ler? — Babam sesin babanı gördü. © Öğrenci — Sinema yıldızları. gü zaman yine tıraşçı geliyor de. hamesini okumadın mi? Sokağa RR elemli 9 m — di del ; bir şey atmak yasaktır! İN Dal Bir. İbunu duyunca ba; MASAL: Hep gülen kız Bir gün oduncunun bir küçük kızı olmuştu, Ormandaki küçük kulübelerinde yaşıyan oduncu ba- ba ile karısı çocuklarını çök sev- mişler, hele onun her zaman gü. len yüzünü gördükçe dünyada her şeyden fazla bu çocuğa muhabbet bağlamışlardı. Fakat oduncu baba bir gün soğuk almış, hasta oluver- mişti, Ormanda iyice bakılamıyan oduncu baba kızını annesine bira» kârak öldü. Küçük kızla annesi dört, beş se. <raber yaşadılar, Fakat, mi- yada büsbütün yalnız kalsa bile yüzü daima gülen küçük kız ken. disine ormandan çıkmak, şehirde yer bulmak için dolaşmağa başlamıştı. Bütün sevimli çiçekler, ağaçlar, güzel şeyler bu kızı seviyorlardı, günkü, onun yüzünü her zaman- kinden gü ydınlatan, sevdiren tatlı bir İmseme vardı, Ağaçlara sarılmış yaban! güller onu selâmlıyorlar, tatlı sesli gü- vercinler o çağırınca koşup omuz. larına konuyor, ona şarkı söylü- yorlarâı, Güzel renkli kelebekler onun güzel yüzünün yakininde durmak için koşuyorlar, âdeta lâmbalar et rafında dönen pervaneler gibi kü- çük kız n etrafında uşuşuyorlardı. İKüğük kız neteye gideceğini bil. miyordu. Fakat, yollarda yürüyor, büyük kimsesiz ormanda yalnız başına yol alıyordu. artık ağaçlar giti Akşam olmuştu, ona karanlıkta büyük devle görünüyer, fakat küçük kız kork- mıyordu. Çünkü yıldızların aydın. Ağı onun gülen yüzüne koşuyor, ona karşısındakinin bir kocaman çınar ağacından başka bir şey ol- madığını gösteriyordu. Küçük kız böylece korkmuıyarak ilerliyordu. Ona annesi iyi insan- ların daima iyilik bulacaklarını söylemişti. Ormandaki büyük ağaçlarda tlneyen bir baykuş ona sesleniyor ve soruyordu: “Sen kimsin, sen kimsin? Gece vakti burada ne arıyorsun?,, Kü. çük kız bu sesten korkuyor gibi olmuştu, fakat hemen düşündü, Annesi ona daima gül, dünyada korkacak bir şey yoktur.,. demişti, Baykuşun sesine kahkahalarla ce- vap verdi. Ormanda hiç ses yok- tu, Yalnız küçük kızın kahkal ağaçtan ağaca ses veriyor, bütün orman gülüyordu, Bu aralık tilki uzaktan çıkmıştı, Küçük kızı gö. rünce “Ben bu kızı kendi evime Fakat, kurt mağa başla” mıştı. “Hayır, © benimdir, diyor- du. Onun izini ben takip edece. gim, üzerine atılıp yiyeceğim.,, Or manın daha karanlık yerlerinden bir kaplan homurdanarak geliyor» du. “Durun bakalım, o kızı ben yiyeceğim, o, benim elimden kur- tulamaz,, diyordu. Böylece üç fena hayvan arasın. da bir kavga başalmıştı, Bu fena götüreceğim,, dedi. hayvanlar küçük kuzm yüzünü da- ha görmemişlerdi, zaten iyilik ne olduğunu da bilmiyorlardı. Bu a- ralık, küçük kız aralarına doğru ilerlemişti. O, bütün bu düşmanlarına gü. lerek bakıyordu, Bu kadar güler yüzlü bir kıza el uzatmağa hiçbi- ri çesaret edememişti, Hepsi "hay di hiç birimizin olmasın,, dediler, Bıraktılar, karanlık orman âular, Küçük . kız artık yorulmuştu. Ağaçların altında dökülmüş yap- râkları topladı, Bu küçük yatakta uyumoğa başladı. Sabahleyin gü- neş ormandaki ağaçların sik dalla. ri araşmdan gözlerine bakıncaya kadar uyumuştu. Güneşi görünce hemen kalktı, yolunda ilerlemeğe başladı. Bu aralık bir tavşan koşarak geliyordu. Küçük kıza yaklaşır, yaklaşmaz “beni öldürecekler, av- kurtar beni!,, diye yalvatmâğa başladı. Biraz sonra avcılar atlarının üstünden koşarak küçük kiza yetişmişlerdi. Fakat lonun elinden minimini tavşanı a- lamadılar, gülen sevimli yüzünü görünce hepsi onu sevmişlerdi. İçlerinden birisi küçük kızı evine alâr, onun da çocuğu yoktu. Böyle sevimli güler yüzü çocuğu kim is- temez?.. Artık küçük yeni babasının e. vinde yerleşti. Her zamanki gibi güler yüziyle herkese kendisini İ sevdirmeğe başladı. Kurtardığı İ minimini tavşana: “Benimle kal, beraber ötururüz,, demişti, Fakat tavşanın ormanda yavrular: vâr- dı. Bunu duyan küçük kız hemen nu ormana salıverdi. Şimdi küçük odasının pencere. sinden bakan sarı güller orun gür ler yüzünü görmek için boyunla rını içeriye uzatiyorlar, sevimli kuşlar penceresinde şarkı söyliye. rek onu her gün eğlendiriyorlar. “Ame Masallarından,, &lar geliyor, RADYO DALGALARI — Aradığınız istasyon buldu- gum uzun dalgada olacak! — Aman sıkın onu açmayın, çünkü bizim ev biraz eskilir. Da. yonmaz!., — Bay öğretmen siz de çelik. çomak mı oynuyorsunuz. — Neden? — Çomağı kulağınızın arkası na koymuşsunuz da!