Bn a AM YAZAN: Sait Faik Çöpçü onbaşısı Ahmedi köprü tünde bıraktığı zaman Üskü dar arkasında bir temmuz saba hı yeni başlamıştı —Bana ba dedi; dalga g: Ahmet dalga göçmenin man sını bilmiyordu. k bir şeyler Yarım yama- anladı Meselâ köprüden pek sarkma, suya dü şersin. Dalgalar seni kapıverir. | falan gibi... m at pisliklerini kü- reğina süpürürken hafif bir memleket havası tulturmak is tedi. Etrafa bakmadı. Hızlı hız Mk geçip gidenlere gülerek bak tr. Kend! kendine: —Türküyü ahşama bırak, de- di. Üç gündür köprü üstünde gi dip geliyor. At pisliklerini, ne idüğü belirsiz kAğıtları, balgam ları, ve gene neldüğü belirsiz! binlerce, milyonlarca canlı, can #ız ,katı, yumuşak, hışırdayan, hışırdafnıyan mahlükatı tene - kosine Jâkayt iniyordu. Bazan! bir hemen çekip atılmış cigara- Dın alınıp alınamıyacağını dü- şliniyordu. Cigara pek içmezdi.| i disini unutup sopasına dayan Bazı akşam Ostleri pek yorgun olduğu zaman ve köprü Ustü 4 dota tertemiz gibi gözüktüğü zaman kendisine şayet bir garip tahlatli efendi durup «izarasıpı yakarken onu paketine baktığı- Mi görüyerirse; 5 Aİ hemşerim, Bir tane de gen savur! O zaman Ahmet utanırdı, O cigara paketine içi cigara çekti- ği için bakmazdı ki, O her şeye baakrdı. Vapurların düdükleri bacaların içinden mi çalıyor di- ye, bu karının bacakları üşümez mi diye, bü oğlancığın potinle- ri neden yok diye, ellerinde traş iiletleri, çakılar ve Yozetlerle polislerden bucak bucak kaçan lar neden böyle koşuyor - diye, çfendilerin cigura paketleri ne biçimdedir, nasıl yakıyorlar, na gl tutuyorlar cigarayı diye... Fakat elini uzatır ve efendi HiKÂYE İ rederken o kadar kendinden pe İ cerdi ibirden fırladı. Yanına döndüğü E. osuna şaşar kalırdı. alinden memnun olduğu yi zünden anlaşılırdı. Btrafı sey- Ahmeti yok oluverirdi. Bu ne İyi eşydi. Sonra çiplak bacaklı bir çocuk birden dayan dığr sopaya bir tekme ye irlağeki| rirdi, Uykusundan uyandırılmış| Kus n beynine bü ttiğini, köp rü üstünün daha sinde ya- lancı binalar yıkılmış gibi olur” iu. Hain hain bakardı. Kafa sından 0 oğlanı tutup bacakla) rından ayırıvermek geçerdi, Ve hakikaten bir köpek kuyruğu sibi kaçan çocuğa; —İtin kuyruğu, diye söverdi. Bazan bir başkası yere düşen süpürgeyi kapar, kaçardı. O za- man tâ Yenicamie kadar kaçanı kovalardı.. Ter içinde ağamda yarısı çok tatlı ve güldürücü, ya- rısi çok acı ve düşündürücü kü. fürlerle tramvay yollarıma, teh Nikelerin ortasına nihayet ıria- tilvermiş sopasına yapığırdı. — Bir daha dayanıp kalman bu köpek kuyruğuna, derdi, da| liyon, kakıştırıveriyorlar, O gün öğleye doğru gene kan- mıştı. Sopasina İren tekme İle zaman çöpçü onbaşısiyle burun buruna idi. — Ulan ne dalga geçiyorsun? | İşte ozaman Ahmet dalga geç! menin manasını kayrayıvetdi. Herif: — Bir dah Hadi çek arabanı! Meğersem, dedi Ahmet kendi| kendine, dalga geçmek bu imiş.) Hoşuna gitti, Gülümsedi. Ye-| Bicaml merdivenlerine kadar gi) dip olurdu. Bir cigara yaktı, Öteden bir başk müştü, O da yanın — Ne düşünyün? görm | “hangi bir semtin Yedikule kapısının tehlikeli vaziyeti Montr Şehrin kırk yl söylene söyle | ne bitmiyen dertlerinden birin cisl yol derdidir... er gün her.) sokaklarında batağa girmiş şehirlilerin yatlarını mühtelif ber sün görüyor ve işltiyoruz Şehrimizin yolları hakikaten 18- laha muhtaç bir haldedir. Bozük olmaları dolayısi yalnızca şehirlinin gözüne fena gözüken yolları bir tarafa bıra | kalım; fakat hayatını tehdit e den caddeler de vardır., ) bunlardan en güzel bir misal! g Bakırköy « Birkeci yoludur fer- i şeklilerde| Boş samanlarımız için bize bü- ük bir zevk menbaı olan istasyondan güzel bir musi| ö radyo konfera sında neler konuşuluyol Neşriyat yapabilecek 110 noktaya mukabil 310 istasyon va (Bunların birbirine karışmasına mani olmak için ne yapılacâf 'Ankara radyosunu ıslık sesinden kurtarmak mesele ,-— VAKIT NISAN 1939 ka ei i IK Sirkeriden Bakırköye, ora-'lerken araya karışan telsiz sesi, dan Florya ve Edirne asfalt birleşen yolun Yedikile na ait kısmı her an İçin b likedir.. Caddenin geçmekte kale kapısı fevknlâde kuş ve aynı zamanda dönemeç tir | Bu üç mahzur bir ya ge-jE buluşuna hariçten ufak, fa- nce Yedikule kapısı muazzam! kat zararlı “töfeyli,, lerin kacışma bir teblike haline giriyor. Bu;jsma tahammül edemiyoruz ve bu kapidan her zün kkak ki; kadar küçük şeyleri, sinek kovar binlerce vatandaş geçiyor vel gibi, niçin uzaklaştıramadığımıza şimdiye kadar burada birçok) kızıyoruz. kazalar da oldu; hattâ otobüsle) o Hakikaten, bugün radyo bahsin Bakırköye giden bazı yolcula-de birçok tâ meseleler var ki,| rın, otobüsün penceresinden çi-İhenüz çareleri bulunamamıştır: kardıkları kollarınm kemiği kı-|Sınat müeseselerin, elektrikli ma rıldı, fakat gene do bü kapı kinelerin çalışmasıntlan hasıl o- kılıp yerine geniş bir yol açıle-İları pararit, iki istasyonun birbiri- madı. İne karışmasından ileri gelen salık | Kapının yikilmamaşmdaki)sesi, havadaki bazı hâdiselerden zevkinizi eder ve pek haklı isirsiniz. “Pek haklı olarak,, diyoruz. A- olduğu| caba h ar, yo-İvar zannediyoruz. Çünkü radyo ! ! zskâsın n, bu mükemmel addetti- l hikmet, şüphesiz tarihi kıyme-İdolayı vukubulan “fedinğ,, (sesin te malik olmasıdır. İkaybolması) bunların başlıcaları» Tarihi eserlere her dir, kıymet veririz, harap olmala.| Parazit ve fedinğ doğrudan doğ rına razı olamayız, fakat hor'ruya fenni bahislere temas eden gün binleriğ Hatândazm meselelerdir ve hali, ancak relyo | tını tehlikeye koyan bu kale kayfilsinin ilerlemesine bağlıdır. İs- | pısını da bü kadar vatandaşın | tasyonların birbirine karışmasın ğini sil daeciyyiz! İdan ileri gelen ıslık sesi ise, hep bir araya gelip, masa üzerinde kâ| ğrtia, kalemle hesap ederek, plân | pi içizerek çare bulunabilir, zannedi- iiyor. : | işte, Martn 1 ri İsviç- i siye eli yari İrede Montrö şehrinde toplanmış erime ç , İolan Milletlerarası radyo konferan Bakırköyüne işleyeti otobüs), en ziyade bu mesele ile meşgul bini olmaktadır. “Buradaki şotörlük sanat de-| Bununla beraber, bu, gok kolay Eli, eambazlık. kapıdan geçmek! bir mesele değildir ve aradan bir için yalnız maharet değil, biraz! aydan fazla bir zaman geçtiği hal da cesaret lAzım.."" diyorla İde, konferans, çalışmalarına hâlâ Yedikuleden kapıya doğru| devam etmektedir. zaman ! i Kapının darlığı dolayısiyle gcçon otobüsler mahirane nevrolar yapmağa mecbur k makta ve ancak kapının iki ta- i inde: geçehiimekte- İki şarktakine tesir etmez. w şiddetli bir parazit veya ıslık, size iz var mı? Hakkımız gi -) gidi bir icadı ortaya çıkaran insan $ Montrö komferansındar sonra pa vazii ses şeridinin izale edileciiii Ankara rad yosunun içi liğunu birbirinden uzak memle- ketlere vermeli, Meselâ, 150 met- ve Üzerinden biri gacbi, biri şima-|dio Paris'nin yerini değişti! Wi, biri de şarki Avrupada olan Üç | lâzımdır. Zira bundan evvelki istasyon çalışırsa birbirine fazla | feransta dalga uzunlukları zatarı dokunmaz, Çünkü, hepsi! ketler arasında taksim olunuf kerldi sahasında kalır. Şimalt Av- | bize bugün işgal ettiğimiz yef rupadakini garbf Avrupadaki i#-| rilmişti. Fransaya da, uzun tasyon bozamaz. Garbi Avrupada- | istasyonu için, daha uzakta ayrılma Takat biz Ankara radyosu ruluncaya kadar bize ayrılan # ları istifade etmedik. Ö boş kalir. Paris rallyosu ise, dine düşen yer Deutschland İdere' (Uzun dalga Berlin rafi suna yakın) olduğu için, dahâ © best bir tarala geçmek istedi “ bize yakın Vir noktaya gel Binaenaleyh, 7 tu kurlluk. Onun, eski yö ne çekilmesi Tâzım. Pakat kim çekilecek? İşte #esele bu, İşin esası aranırsâ Bu, en muvafık usul görünüyor. Onun için, istasyonların yeni baş- tan yerlerini değiştirmek icabede- cektir, İşte, konferansın en münakaşa- hr taraf; bu mesele teşkil ediyor. Zira mesele zannedildiği gibi basit. değil. Çünkü. ber. dal ga uzunluğu aynı de- retede müsait ieğildir. Onun için, i bir dalga ül yapmakta olan bir memleket, is- tasyonunun oradan alınıp başka| Şe, Mont.5 konferansına yere nakledilmesine razı olmuyor. | rak eden murahhaslarımız bu * Herkes neşriyata en müsait olan | ileri sürüyorlar. dalgaları istiyor. İ BİZIM MESELE ! Şimdi gelelim bizim Ankara rad yosuna. den nesriyi nden neşriyat | vom RADİO PARİS DAHA KUVVETLENİRSE.. | Ankara radyosu ile uzun d Paris radyosu arasındaki bu if” gelen parke yol yokuştur. Ka- tünde dal, pıdan çıkar çıkmaz da ” hemen| - Köprü üstünde insan daj.|s0la dönmektedir. Çünkü kâpı-! ga geçer mi; şöyle bir kenara) Bin tam karşısmda bir kahve ve akkal dükkânı vardır.. — Hiç, dedi, demin köprü üs çekil, öyle yorgunluğunu al, de ÜÇ İSTASYONA BİR DALGA Ele alınan en mühim mesele! Radyomuzda bilhassa geceleyin duyulan telık sesi, maldm olduğu üzere, diğer bir istasyonun karış- $5: uzun ve orta dalga üzerinde | masından ileri geliyor. Bu istaş- |Tinin bildirdiğine göre Radio P jancak 110 istasyonun çalışabilece- | yon da Fransanın Radio Paris iş-| "9 ği saha vardır. Halbuki bugün bu | mindeki uzun dalga Paris istasyo-| MİT: âfta #enüz bir karara varılÖğİ dir, Fakat Fransız gazete akkında şu esaslar tesbit | di öteki, | Bundan sonra Yol ikinel birliki dalga üzerinden çalışan istâs- | undan Ankara radyosu 1639 met) 1 — İstasyonun kilovat küf Ahmet, vay anasını be, dedif virajı dönerek selâmete kavu-| yonların sayısı 310 u bulmuştur. | re üzerinden çalışıyor, Radio Pa-| ti fazlalaştırılacak; içinden, ilen bu ne demok oldu-| şur. İşin fenası iki taraftan #ö-| poza ee de Lüsern'de Aynı mak İris de aynı değil, fakat ona beş Dalga uzunluğu yalnı# İlen nakil vasıtalarının da kapı) . İ ına verilecek. İsatla bir konferans toplanmış velon metre yakın bir dalga üzerin. nun ir İdalga uzunlukları mevcut İstasyon | den neşriyat yapıyor. Uzun dalga! (Bunların henüz kati olarak ilar aratınlla taksim edilmişti. Fa- | olduğu içini, aradaki bu kadar fark | tarlaştırılmamış olduğu ida kay” yüzlerce karşılaşma vukubulu-| ea. o zamanki istasyonların sayısı | İki istasyonun birbirine karışma- | diliyor Fakat kabul edilmiş olâif yor ve bunlarm her biri muhak*| 257 sd, Ogünden bugüne kadar | sına kâfidir. düşünecek olursak bu iki esaf nin cigaralrından birini rirdi. bakar: Sonra içen ağam. Deşekkür ederis, der. Gene işine ve dün-| yasına dalardı İkadar araba geçmiş, ortalık ne Onunla kimse meşgul olmadı. | kadar pislik tutmuştu, Ne ka ğı kalabalık vakitlerde çokİdar çok tükürmüşler, ne kadar alıvo Adamm yüzüne gülerek gunu biliyormuş meğer... m Akşama doğru idi. Bugün ne|ya kadar biribirlerin sidir. Halbuki bura memnundur. Süpürgesinin sa! Terle- | kak ki bir tohilkedir. pına dayanır, davar güderken bir manzara karşısında düşün. miyen, görmiyen, bakmıyan; fa- kat bakar gibi, düşünür & dimdik duran yamçılı bir çoban balini alırdı, Deniz, vapur, Üs üdar, kayıklar ve gelip geçen © İnsanlar ne idi, kimlerdi? İnsa- nı onbaşı çöpçülükten atrverirse bu kalabalık içinde aç kalırsa. Çobanlık yaptığı günlerdeki düşünmemenin yerine bugün süpürge sapına dayandığı 7a- man düşünmek, kötü kötü dt sünmek geliy; ba? Kanfsını iki yana sallar, de nizo bir daha bakar, bir fers luk duyardı. İşte ondnn sonra doyan doya bir adamın ötekine şapkası çıkarışını, bir kadının bir erkeğe gültimsemesini, bas- tonluyu, hastonsuzu, pudralıyı, püdrasızt, İpek çoralısınt, çörap- $1Zi doya doya, kana kana sui çer gibi soyrederdi. © zaman çöpçü onbaşısı ken disini kovarsa aç kalacağını dü“; şünmiyen Ahmet, seyircisi yak nız kendisi olan bu köprü üstü! . Neden aca Sad kirletmişlerdi ortalığı miş, yorulmuştu. Küreğiyle s0 pürgesini Tophanedeki kulübe- ye bırakıp da kahveye yollandı- #1 zaman bacaklarının k ğini, kalasın döndüğünü duy-| du: İ — Bir şeyler olyon, dedi ve rikıâr. Ahmedi ayılt bir müddet etr kları zaman; | İuzun ve orta dalgalar üzerinde 50 Ankara tadyosunu, Paris rad- Eğer kapının tarih! kıymeti) den fazla yeni istasyon açılmıştır. | yosu çalışmadığı zaman güzelce mevzuubahis oluyo tak» dirde kapının muhafaza edilip olan Sörlerın baska bir tarafm-; dan geçirtilmesi do değil mldir?.. M.A. aki için, istasyonlar birbirine f karışmış ve radyo sesleri havada | di-İ yolun, esasen hor tarafı yık) bir arapsaçı haline gelmiştir. | Bundan dolayı yeni bir konfe- | | Fakat, çare bulmak için bu sefec| elimizde 6 sene evvelkinden daha | az vasıta var. Zira o zaman me3e- tna tuhaf t&-İlenanların geçip rittiklerini ZÜ-| ie 257 istasyonu 110 dalga Üzeri- | neşriyatını temiz dinliyermediği dinliyoruz. Fakat Paris radyosu çalışmaya başlayınca, ıslık sesi de İ başlıyor. Islik sesinin bilhassa ge- çeleri Muyulması da bundander:| nümkün!rans toplamak lüzumu hasıl oldu.! Zira o zaman Radio Paris çalış maya başlamıştır. Bunun iki tarafa da zararı var. Biz burada Ankara radyosunun ? haf baktı, Karşısında büyük bir)rünce kendisini aran beyan bİr) ye taksim etmekti, Halbuki bugün | gibi, Pransa ve civarında da on- kalabalık vardı. kadın: — Vah oğul, vah! diyordu. ülümsemek İstedi. Sar: züne elini attı, Salyalarım İçinde bir uyumak arzusu var- dı, Afyon yutmuş gibi idi. Köp” rü üstünde bir ovadak! akan ça- yi seyreden çoban misal! düşün- düğü zaman sopasına İnen tek- meyi htırlad şukluğu bir. lenbire geçmi Yüzüne kan hücum etti si Kımkırmızı oldum, gibi geldi. Kaiktı; ka- labalık ona yol açtı. Üstünü ba” sını süpürdü. Kahveye “doğru! yürüdü. ! Etrafına bakarak kimse nl l madığını, demin etrafına top i 8 İbtiyarca bir aynada gibi değti de, bir &inın hüviyetinde seyrediyo bi oldu. Köylinde kocakatıların büytelilerin iyi hastayı nihayet şehre götürme ye karar verirlerdi. Ve ekseri- ya yakın kasa kadar sırtta taşırlardı, Üstlerine kiri bir yorgan Sarılmış hastaların ? . lığı yorganın ağırlığı kadardı. Ahmet de anasını bir defa kasn- bara böyle indirmişti, Şimdi, demin oracıkta b lan Ahmet hir baska Ahmetr şi: ve do sırtına onu bindirmis, kasa- baya götürür gibi o Ahmede: — Ahmet oğlum, dedi, sen bü- ralarda edemicen. Suit Faik © edilecek istasyonlar, yukarda | İda söylediğimiz gibi, 310 dur. İ Demek oluyor ki, ortalama bir İ | asamt isabet ediyor. Bunların! İ karışmaması kabil midir? Karış. | maması için ne yapmalı? | Buna iki tarzda çare bulunabi-| Mir; | İ 1 — Ya her memlekete bir, &za imi iki dalga uzunluğu vermeli.| İ Bir memlekette birçok inaayon | ibile varsa bunların hepsi bir dal- ga Üzerinden çalışmış, © zaman İse dalga uzunluğunu, radyo i-| İtasyonu olan memleketler arasın- da bol bol taksim edilebilir. 2 — Yahut da aynı dalga uzun” Aİ yine aynı dalga uzunluklarına tak | lar Radio Paris'yi iyi alamıyorlar, aynı şekilde ıslık sesi duyuyorlar, Biz buradan Paris radyosunun neşriyatmı dinleyemiyoruz. Biz- eöemedikleri) hetazla her dalga urunluğuna üç|den ziyade Fransaya yakın olan yerlerde de Ankara radyosunu ala muıyorlar, Ve bize yakm yerlerde Radio Paris'yi biz de arca'ı, Ankara rad yosu çalışmadığı za:pan dinlemek kabildir. Bu suretle, Fransız rad- yosu, Yakın Şarkta onu Se dinle- yemedikleri için, da zarar etmiş oluyor. Binaenaleyh, gerek Ankara rad yosunu, gerek Radio Paris'yi as- sesinden kurtarmak ii iki sinden birinin yerini değiştirmek tâzım. kendi hesabına bizi yakından a i i — Radio Paris bügün 60 lovat üzerinden çalışıyor. A radyosunun kuvveti ise 120 vattır, Öyle olduğu halde tiyosunun bizim radyoya tf” İ dokunuyor. Halbuki Radio PA nin 450 kilovat kuvvete gil ması düşünülüyor. Bu suretle” ris radyosu, Moskovadan #9. Avtupanın ikinci derecede eN vetli istasyonu olacak. O takdirde sesini daha çok © Tavla ve kuvvetli işittirecek mektir. Binacnaleyh bizim r8* ya olan tesiri ie daha fazl cak, 2 -—- Buna mukabil ikinci bizi bi tatı veriyor. Zira, Paris radyosun# Bız ona münhasır bir dalga Wİİ luğu verilecek olursa Ankara yosuna başka bir uzunluk lizım gelecek. Bizim istediği şu veya bu dalga uzunluğu © sesimize başkasının sesi ki yacak Bir yerdir. Elverir ki, * yer, iyi neşriyata # bir nokta olsun. (Devami İ | : : |