Ri. im) J ” i ( gi 4 İ ! i i Zira e fa a mütecessis tabiati i üyordu, Nevyorktaki mües- İİ “gük, ehemmiyetsiz bir iş. İNS Heyecanlı Zabıta Romanı — KURUKAFALARIN ESRARI İngilizceden Çeviren : H. MÜNİR —| —IıI— ILK KURU KAFA Mderdiz Leroy karanlık soka- z t M İçinde kocaman bir lüks oto, | ŞapKasını arkaya atmıştı. Zira ha, andıran şekle baktı ve ken- Kendine söylendi; > Tuhaf şey, diyordu. Bunun “a ne işi var? bulunduğu sokak, rıhtım Wdaki dar ve karmakarışık #lardan biriydi. Büyük bir #omobilinin gelip durmasına mal verilmiyen bir muhit... #âatin gece yarısından sonra Mas, Leroy'un merakını da- #yade artırmıştı. Otomobilin © da sönüktü. “derik Leroy, kafası sual işa. eklinde bir adamdı, Her şe. Merak eder ve merak ettikleri- kikatini mutlaka öğrenmek üzünden gözünden Lord Kolver'in Rüştü, toy kendi başına maceralara k aşkından babasiyle bir ke- Mtişmış, evi bırakmış, birkaç Orada burada türlü sergü. peşinde dolaşmıştı. *krar evine döndüğü zaman © bir haldeydi. Fakat macera henüz içinden silinmemişti. “a üzerine “Sabah Sesi,, gaze polis muhabiri oldu. Vazifesinde gittikçe ilerliye- “İnayet mevzuları ve câniler ida büyük makâleler yaz- ” dı. i pe meşhur bir muharrir VE gelmişti. Onun yağıları “Sa si,, gazetesinin en çok oku. Yazılarından oldu. Fakat Ro- Leroy imzası, okuyucular i. $t kadar enteresan bir isimi. Yazılarında bahsettiği câniler dede öderece menfur bir halindeydi. “derik Leroy'un omeşguliyeti artıyordu. Bir sekreter al- M mecbur oldu. Yazılarını ona Srryordu, Bu sekreter sarı saç i gözlü güzel bir kızdı. Adı idi; Nansi Fergus... iseler birbirini sürükler. Ro Lorey, Nansi Fergus ile ev- "ve balayı seyahatine çıktı. yı seyahatinden döndükten * Leroy karısiyle birlikte bir Wi polis hafiyesi bürosu, Unun adına “Leroy - Fergus »k bürosu,, dedi. vrey . Fergus bürosu,, Lon- kendi başına iş görmekle mış, Amerikanın büyük bir zabıta teşekkülü olan “Pa- milessesesinin Londra a- ğini de almıştı. “öy - Fergus tahkik bürosu, Maftadanberi faaliyete geçmiş “© aldıkları bir telgraf üzeri- yi ki, bu akşam bu semte gel. Yyorktaki “Paragon, mües- © onlara bir iş havale etmiş. Leroy bu işi görmüş, evi- nüyordu. Karanlık sokağın © büyük lüks otomobili di. Ve; İşte, dedi. Tahkik edilecek le!... Bu meselenin aslını lil... Evet, öğrenmeli... ğın alt ve Üst başlarına bir Daktı, Uzun ve dar bir 60 |” Ve ortalıkta hiç bir kimse Birbirlerinden hayli uzak me dikilmiş lâmbalardan yer vel İışkırmasına rağmen, 50- kesif bir gölgeye sarın. $İbi.. TA uzaktan belki de ar- ahallelerden geçen bir otomo ak korna sesi işitildi. Son. > sükütl (, “7. otomobile beş on adım ,X kadar yaklaştı. Tereddüt ipi Bir sigara yaktı. <Mitim alevini muhafaza için “is kavuşturduğu ellerinin İ- Yüran ziya, yüzünün €8- di | mer rengini ve siyah gözlerini bir. denbire aksettirdi. Üzerinde gri bir fanilâ kumaştan elbise vardı. va pek sıcaktı, Ieroy, kibriti yere fırlattı. Si- garasından derin bir nefes çektik. ten sönra otomobile doğru yürü- dü. Otomobilin önünde durduğu ev- lere baktı. Aşağı yukarı bir daha göz gezdirdi. İn cin yoktu. Acaba bu otomobil burada ne arıyor? Daha çok yaklaştı. Otomobilin | yânpenceresinden içeriye baktı.| Boş gibi görünüyordu. Leroy yeniden tereddüde kapıl- â:. Sigarasından bir nefes daha çekti, Sigaranın ucundaki ateş, 0. tomobilin opençeresinde kızıl bir nokta halinde akis bıraktı... 'Tam bu sırada, otomobilin için- den doğru iniltiye benzer bir ses duyuldu. | Gayet yavaş bir inilti... Fakat | öyle bir inilti ki, Leroy'un bütün tüyleri ürperdi, Bir ân için dona. kalmıştı, Sonra kendisini toplaya rak sigarasını yere attı. Otomobi- lin kapısını ardına kadar açtı, Cebinden kibrit kutusunu çıkar | dı. Bir tane çakarak içeriye tuttu. | Kibritin küçük ve titrek alevi, o- tomobilin içerisini aydınlatıyordu. Otomobilin içinde bir adam ya- tayordu. Iki büklüm bir haldeydi. Kafası, paspasın üzerine yangel mişti. Sırıtır gibi açılmış dudakla rm arasından, sımsıkı kenetlen- miş dişleri görünüyordu. Yüzü ki reç gibiydi. Ağzının bir kenarın. dan kan sıztyordu. Leroy'un elindeki kibrit, par- maklarını yakacak kadar yanmış» tı. Söndü. Sonra bir kibrit daha gâktıu Ve otomobilin ayak: basıla- cak yerine diz çökerek, 'adamın yeleğinin üst cebine elini soktu.| Tekrar çikardığı zâman elinin ka. | na bulanmış olduğunu gördü. | Gayet iyi giyinmiş olan bu a dam, kara kalın kaşları, sek saçla. rı ve esmer yüziyle bir Ermeniyi andırıyordu ; vurulmuştu, Eğer hâ lâ yaşıyor idiyse, her halde pek| az bir ümitle yaşıyordu. Zira kal- binin vuruşları, hissedilmiyecek kadar hafiğti, Heyecandan şimdi boğaz: kuru- müş olan Leroy üçüncü bir kibris dâha çaktı. Otomobilin içindeki paspasın bir kenarında parlak bir şey gözüne İlişti, Uzanarak aldı. “Tuhaf bir şeydi bu... Kristalden| yapılmış, küçük bir kuru kafa..| Avuca sığacak kadar ufak, iyi iş- İenmiş bir ölü insan kafası... Leroy, hiç tereddüt etmeden bu küçük kristal kuru kafayı cebine indirdi. Üçüncü kibrit de biterek sön. dü. Leroy otomobilden kafasını şıkararak doğruldu. Fakat bu eşnada suratına şid- detli bir şeyin apansız çarptığını hissetti, Besbelli birisi bir yumruk atmıştı. Zira Leroy tekrar otomobilin i. çine yuvarlandığı zaman birisinin sıcak nefesini yüzünde hissediyor- du, Birden kendisini toparlıyarak olanca kıziyle yumruğunu salladı. Bu yumruk tam yerine isabet et- miş olacak ki, Üzerine eğilen ka- ralt: ortadan kayboldu. Leroy şaşkın bir halde ötömobi Jin kapısına tutundu, Gözleri et. rafını iyice farketmeğe başladığı! sırada, başka birtakım karaltıların kendisine doğru geldiğini gördü. Üç adam geliyordu. - Leroy bu esnada hiç vakit kay- betmeden derhal yerinden fırladı. Otomobilin şoför yerine geçti. O. tomobili harekete geçirdi. Araba bir kere sarsıldıktan sonra ok gi- bi fırladı. Bağrışmalar oldu. Bir kişinin otomobilin çamurluğu üze. rine atladığı görüldü. Leroy, bu a. damm göğsüne hızla bir yumfuk indirdi. Adam kayboldu. $i (Devamı var) İzmit Halkevi Temsil şubesi amatör- leri Ankarada (A.A) — Şehri . n misafiri olarak Ankara, *nde ikinci müsamerelerini ver. mişler ve Celâl Müsahipoğlunun | Yedekçi operetini büyük bir mu. vaffakıyetle temsil etmişlerdir. Salon daha saat 20 de bir şeyir. ci kalabalığı ile tamamen dolmuş bulunuyordu. İsmail Hakkı tarafından bestele- pen eserin müzik kısmını bizzat bestekârın oğlu idare etmekte idi. | Daha ilk sahnelerde halkevi genç amatörlerin gösterdikleri muvaf. fakıyet bütün seyircileri derin bir alâka ile sahneye bağlamış ve ©. yunun bazı kısımları halkin de. ve ısrarı üzerine tek. ir. Oyun Ankara hal- kınm büyük takdir hisleri ve al- kışları arasında ve ayni muv: fakıyetler içinde sona ermiştir. Misafir halkevliler bu sabah Ankara halkevi temsil şubesi ar. | kadaşları tarafından Çiftlik, Ba. raj ve Çankâyada gezdirilmiş ve öğleden sonra Yedekçi operetini yüksek tahsil gençliğine de ayni muvaffakiyet ve sürekli alkışlar arasmde tekrarlamışlardır. İzmit balkevinin verdiği bu müsamerelerle yüksek ideal ya - lunda çalışan halkevlerinin yur. dun dört köşesinde içtimai bün - yemizde yarattığı hareketlerle meydana gölen eserleri gösteren canlı bir nümuneğir. Yarın akşam halkevinde misa. firler şerefine bir çay ziyafeti ve. rilecek ve saat 21 de Ankara hal. kevi temsil arkadaşları tarafın . dan bir de temsil verilecektir. Tedhişçiler Filistinin şimalinde toplanıyor Kudüs, 26 (A.A.) — Tethigçi- ler, Filistinin şimalinde boplan . |maktadırlar, 'Teberiyede iki kişi öldürüldüğü için ateş söndürme saati tatbik edilmektedir. Hayfanın cenubunda yapılan araştırmalar neticesinde ssilerin ödalet divanı azasından altı kişi tevkif edilmiştir. Arap nasyona - listleri Filislinde ve civar memle. ketlerde Yakudi muhaceretinin arlmasına karşı mukavemet edil. mesi lehindeki prognpandalarma devam etmekte ve komşu Arap memleketlerinden Yahudi malla- rına karşi boykotaj yapılmasını istemektedirler, Rusyanın nüfusu 170.126.000 Moskova, 26 (A.A.) — 1939 da Sovyetler Birliğinde yapılan nüfus tahririnin muvakkat ra. kamları neşredilmiştir. Bu ra - kamlara göre, umumi nüfus amatürleri, akşam halke .| Merhum bestekâr | | hiciv taşıyan piyesleri ile de Kadın Ne Diyor? düşünceli gü. Kadn düşünceli lümseyerek : | — Eikeklerammada komik! dedi. Pm Bu sözü ile erkekleri takdir mi VE ı? A) | yoksa tahkir mi ettiğini bilmedi- gim halde, alışılmış bir cevap o. arak; — Doğru, ded — Hakiki bir Othello. Bazan oluyor, Neye bununla evlendim diye pişman oluyorum, Her halde başındaki yara hala iyi olmamış- ar. — Ha! kocanırdan bahsediyot. sunuz demek? Ama onun.. — Hayır, kocamın yaralandı. ğından bahsetmiyorum. Kafasın; yardr. — Düştü mü? ne oldu? —Delikanlının kafasını yardı. — Anlamayorum, dedim. —Ha! sahi, sizin haberiniz yok. Bakın anlatayım; “Bundan üç hafta kadar oldu. Kocamla beraber parkta dolaş. yorduk. Bir elektrik direğinin ö- nüne gelmiştik. Oda oradabir Şamda vaziyet Şam, 26 (A.A.) — Sükühöt i tedricen avdet etmektedir. Tüc. 179 milyon 126 bin kişiyi beri maktadır, Keti neticeler nisan da belli olacaktır, i carlarm grevi sona ermek üzere bulunuyor. Kabine buhranının zail olacağı tahmin edilmektedir. Nazırlar - dan Buhsri'nin riyasetinde bita, raf bir kabine teşkil edileceği &. mit edilmektedir. Buhari kendi. sine vaki müracaat üzerine İsti. şerelerine devam etmeğe muva . fakat etmiştir. Halepte dükkân lar tekrar açılmıştır. Lâzkiyede tam bir'sükünet hüküm sürmek. tedir. Siyasi vaziyet gittikçe dü. zelmektedir, YENİ ÇIKTI Fikir ve sanat meseleleri YAZAN: SADRİ ERTEM Çanakkale , haberleri Çanakkale, 23 (Hususi) Hulkevinde güzel ve değerli bir resim sergisi açılmıştır. Seçim takdirini kazanmıştır. Talebenin Çayı sınıf öğrenlefleri tarafından ken ; zim et 5 — VAKİT 27 MART 1939 Yazan: Arkadi Averçenko Çeviren: V. 6. Hikâyenin muharriri ———— Arkadi Averçenko meşhur bir mizalıçı Rus hikâyecisidir. Hikâyelerinden başka, yine ayni şekilde kuvvetli mizah ve meşhurdur. fiy oturuyordu. Uçuk benizli, siyak saçlı bir genç. Bilirsiniz, bu gibi gençler bazan ne delilikler eder! başımda siyah şapkam var. j dı. Bu şapka bana çok yakışıyor. | Yürüye yürüye de yanaklarım | kaplarmızı olmuştu. Genç bana baktı, birdenbire ayağa kalktı. Kocamın kolundan tuttu, «— Cığaramı yakabilir mi idim, efendim? deği, “Altiret kolunu adamın elin- den şiddetle çekti, yıldırım sürati. le yere iğildi. Bir taş aldı ve ada- mın kafasına yerleştirdi. Zavallı, kütük gibi olduğu yere yığılıver. i. Aman ne feci! —Peki ama, kocanız neye böy- le hiç yoktan yere öfkelendirecek kıskançlık ediyor? Kadın omuzların: gilkti; i— Dedimya, erkekler kadar ko. mik mahluk yoktur! Kocası Ne Diyor? Kadma: — Allahısmarladık, Sem, Köşe başında da kocasına rast. geldim. — Merhaba yahâ! dedim, Ne oldu öyle, herkesin kafasını yarı- yormuşsun? Güldü: —Karım anlattı galiba? dedi. Evet. Bereket versin elime hemen » dedim çeke bir taş geçire bildim.Yoksa, ce. bimdeki 500 Hira gidecekti. kar Hâdise Nasıl Oldu ? | Döndüm baktım: Üç haftadan. beri göremediğim bir arkadaş: — Vay! dedim. Ne oldun yah, nerelerdesin? — Bügün çıktım hastâneden, dedi. Daha hala pek kendime ge İemedim. — Ya? Ne oldu? | Hafif bir güldü ve: — Haberin yok mu? Dünya deli dolmuş yahü! Üç hafta evel böyle bir deli ile karşılaştım. Onun bu sözleri birdenbire iâkamı uyandırmıştı. Hayretle; — Üç hafta evvel mi? Dedim. Parkta oturuyordun, değil mi? — Evet, parkta idim Gazete lerde okudun galiba? Tühaf bir hadise hakikaten, parkta oturu, yordum, Cığarasızlıktan da ölü yordum: Kipritim kalmamıştı. De, dim her halde biri geçer isterim. Biraz sonra baktım bir adam gelis yor, yanında da yaşlıca bir kadm. Adam ciğara içiyordu. a “Yanımdan geçerlerken kalktım, adamın kolundan tuttum ve gayet j nazik bir tavırla; “— Cıgara mı yakabilir miyim, lütfen? dedim. “Adam ne yapsa beğenirsin? Deli herif yere iğildi, bir şey al dı, Birdenbire kendimi yerde bul dum. Kafam yarıldı: — Deli mi idi acaba sahiden a. dam? İyi biliyor musun? diye sordum. — Muhakkak deli idi! dedi. Gazeteler Ne Diyor? Bir saat sonra evde son günler- mın da kollarında elmas küpeleri) deki gazeteleri karıştırıyordum. vardı, Parkta da kimsecikler yok. tu, düştük bir kere. — Demek adam sizi soyacak zannettin? —Muhakkaktı! Tenha bir yer. de bir adam karşına çıkıp kolunu tutar da cıgarasmı yakmak İster- se başka ne olabilir? Daha ne de. lil istiyorsun? Kendisini pek sai bulur gibi göründüğümden kızmıştı ve bana tessüf eder bir şekilde bakıyordu. —Demek sen de adamın kafa- sını yardm? — Evet, Sesini bile çıkarama. dı. Ben öyle pek şakaya gelemem. Ne #öyliyeceğimi bilmiyerek kendisinden ayrıldım ve devam et- tim. Öteki Adam Ne Diyor? Bir aralık arkamdan birinin seslendiğini duydum; — Atla m kovalıyor, yahu! mek Üzere fhtiyaçları ve di öğretmenlerine okulda bir| #ereken tetkiklerin yapılması çay ziyafeti verilmiş bütün ha. için ödevler ayırmış 5 gün son. leri ve müntehibisanilerle te-İzırlığı ve hizmetleri çocukları -| ra toplanarak bütçeyi kati şe, mas için ilimize gelen Afyon|mızçok güzel ve başarı İle yap .İ kilde tesbit ve tanzim ile genel saylavı Bay İzzet UlvI de sergiyi | mışlardır. gezmiş, sergi bütün gezenlerin| Beden Heyeti Toplantısı| dağılmıştır. Bölge veden terbiyesi istişa- re heyeti valinin başkanlığı al- direktörlüğe yollamak Üzere 18 Mart Zaferi 15 Mart Çanakkale Boğazı Merkoz İstiklâl okulu 2 neiltında toplanarak blltçeyi tan -İdeniz savaşının zafer yıldönü - Nihayet buldum. Polis haberleri #ütünunda küçük bir fıkra; “Parkta bir kaza. — Dün sabah parkta, iyi giyinmiş, genç bira. dam bir sıranın üzerinde kendini bilmez bir kalde yatarken polis tarafından bulunmuş ve yapılan tahkikata göre adamın son derece serhoş olduğu ve bu yüzden dü- şüp bir taşa çarparak başının ya. rıldığı anlaşılmıştır.” (Hikâyenin İngilizcesinden tercüme i tir.) mü büyük bir heyecan Ye hareketle kutlulanmış o gün burada bulunan bütün yedek #ubâylara müstahkem mevkii komutanlığınca Orduevinde Yir ziyafet verilmiş gecesi de Ordu” evinde, Halkevinde Erenköy, B- zine, Bayramiç orducvlerinde balolar tertip edilerek çoşkun tezahürat yapılmıştır.