pa ” ” | Baka, ape vulruldu. N R ağn ya, Ma- k MA ğini, değil mi? | e, hiz li Hanıma indi yi bali. an kaldı, O- 7 değil, Madam, Her $8Y pişirmektir. Sap bitirdikten sonra, DR et, ein say içer vü Üzere diz çök- iş Ne © saydarlığı ate y <tmeyin, duanı- i Ma okuyun, derim. | Yatırın ortasında da En Malüm ya, Ma- 5 r ig tanıdığımız © de ayrı ayrı dua ĞU hepsine, Bi- n hepsinin ismi » kırmızı kita- — b İtiny DUZ, imadâm, : Minder de almaz, ila, evine diz çöker. İşim Ey onu böyle at etmez, Bir! Yete bir pm de, : nk Daha ben min taç an bana öyle Bir e tai minderi mi ML O zaman da / Azin, deri yoktu ama, 4 de Yaşmızda değildi. tg Bibi iki bük yı » Senim böyle söy- Bak, etsizlikri, , Değil İk Sir ç Slrsiniz, çok iyi Rk m O zaman deb İmden; "Se- b böyle İdi,, dedim. in olundu, Madam! , Ha, en gitmez o ie visa, bi m daş: “Me eli dk, Ötükük £ kimse yine bulamaz, diye 4 Dİ şi madam, geçen İl hi, Y — nasl di- ig ty net geldi üze tai eli deği, di i Ni idi; dün- j Ny kadın: idi tiği Kendimi geldiği a İneği en bir şey ik it, «Yordu, Yerin- > hi, * Bün İşine sığmıyor- | yan pa tan akşama taş ME darı, bir a ba, in ika i AN hey m büy, en LE Yaşında & y çin, Rk Yükbakyamın ş Var, Yükbabamın Bütün gü. dim. Masa Madam, ha“ mM yok be. * 5 kalfaları Mug, kü Kalfalar ada sırada, e iel me a Simin saçla» | ki . İ alırdım çocukları, 5 meye utanın © KÜÇÜK HİKÂYE HİZME Yazan: Katherine Ma | masanın örtüsünü söy” etrafa bakardım. , .. Fakat bir gün nasılsa elime bir makas geçirdim. Söylesem ina dır mısmız, Ma 07 Bütün saçla” rımı kestim... Küçük bir maymu- num vardı, onun başi gibi yaptım başımı bütün saçlarımı parça par- ça keserek. Büyükbabam hiğdetin den yerinde duramıyordu. Saç maşasını kaptığı gibi — hiç unut mam — kolumdan yakaladı ve par | maklarımı maşaya sıkıştırdı. “Ak- lr başına gelsin! diyordu. Par- maklarım öyle yandı ki! Hâlâ ye- Je bir aralar, ti vardır, a di a Jar ii gol am An mek istiyorum ben', diye Lağırır- severdi çünkü, Müşte den evvel beni alır, önüne oturtur, saçlarımı süslerdi ; yanlara bukle ler çeker, tepesini dalgâ dalga ya” edr. Hatırlarım, kalfalar etrafi” mıza dizilir bakarlardı. Fakat be- im en boşuma giden $€Y, büyük- babamın, saçlarımı yaparken eli“ me para vermesi idi, Fakat saçlar a Kmde Büyükbabacığım! Be ni korkultuğu için soğu! hatı va bırakmıştır bende. Hele o gün beni öyle korkutmuştu kil m yor musunuz n€ yaptım, Madam Kaçtım, Evet ,dükkânden kaçtım öne döne bilmiyorum ve köşeleri dön çi di ze kadar gittim a Kün bilir ne gariP bir halde idim! Saçlarım darmadağın, sik bir halle da olursam yemek anıl ağ Bunun üzerine bile yiyemiyordu. e beni teyzem yanına aldı, Topal kadındı teyzem. Evlere gider dö- şeme kaplardı. Topal olduğu için, duvarlara kâğıt gapelerin üzerine opa' jar kaplarken kü Ben de ra, daha birçok şeyler. Ha" ir daha ilk gününde yakalık, y an ilgi Ki$ isolluk taktırdı. : yeğeni vardı, berabe” Me O zaman Skel lon'da idik. a raber öyle güzel günlei E “Eaği, Ellen derdi, al yene güğü, eşeğe bindir gala iz gocuklardı ikisi de, Biri pe Fa- da, biri bir yanımda gile bim b in kat eşeklerin durur, eşekle asfild geven: V. &. İHalh, umumi bir ıslah fidan- Hiküyenin Meh lığının açılmasını bekliyor güzel egeklerdi | ze. Hayvanların öyle bittikten sonra parayı) ğu e Pas © yük bir isim barakmış olan In- rinievvel ( 1888 onlar! Bu hayvan- ları ilk defa olarak arabaya koşul- mamış bir hâlde görüyorum. Na- sı) diyeyim, eğlence için kullanı- yorlardı onlar. Gümüşi renkte ii- ler, üzerlerinde kırmızı semer, ma çi yulur vardı. Kulaklarında & anğır çınğır çıngıcdaklar. Koca sora kızlar, hattâ benden büyük xızlar bile biniyorlardı bu eşekle- adımlarını atarak gittikleri, gözle- tatlı bakıp kulak- gördükçe ben bir eşeğe bin apış tAPIŞ dyle öyle tatlı sarma salladıklarını de, bir şey istemem, sem derdim! . .. Binemezdim, tabi, Yanım- Amasya, (Vakit) — Vaktiyle Osmani: devletinin üç eyaletinden İ biri olan Amasya, geniş bir saha- iyı ihtiva ediyordu. Şimdiki Tokat ve Çorum vilâyetlerinin ihtiva ey» İlediği vasi topraklar o zaman A- masyanın idaresi altında bulunu- yordu. Amasya bir eyalet olması itibariyle büyük bir ehemmiyete malikti. Bilhassa ilim bakımından buranm ehemmiyetini, tarihin o günlere âit olan yaprakları, vezih bir surette tebarüz ettirmektedir. 890 tarihinde Amasya şehrinde kurulan İlâhiyat fakülteleri yur- dun o zamanki ürzanına büyük hizmetler yapacak hamilelerde bu- ' lanmuş, Amasyadan, meşhurlar arasına karışmış birçok âlimler çi- karmıştır. Amasyanın tarihi bir istihale tari hidir. İlk zamanların ilk yarısında Amazon veya Amasistlerden (A mas) tarafından yapılmış olan bu şehir anlaşılıyor ki, dört bin se- nelik bir mâziye maliktir. Uzun da kızlar vardı. Sonra, üzerinde *müddet İranlıların #laresinde kal ki elbise ile eşeğe binersem âlem bana ne derdi? akşama kadar dan çıkaramaz döğkmezsem pa 3um, fakat kim vardı sedecektim? Lâkin, yatmaya gi- dince — Mrs James'in yatak oda” sında yatardım, o sami ahıçımız” ör o — lâmbayı göndürür söndür- mez, benim eşekler, UP$ tpiş a dımlarla, çıngırdakların£ kin ta çıpgırdata gelirlerdi karşıma... , . . İnanır mısınız, madam, W- gun bir müddet uyur gibi yapar- dım, Sanra birdenbire kalkar, ve avazı çıktığı kadar: tlayacak gibi glur- ki kime bab dım, Ruyada sayiklayorum sanir” lar derdim. Ne saçma Ş€y. değil mi? Çocukluk işe! , . Hayır, madam. Şimdi hiç öyle bir şey düşündüğüm yok. Tabit, vaktiyle düşünmüştüm. 72 kat olmadı. Bizim evin bulundu tadilenin caddede, karşı taraf- 1 Abiekân: işle" ük bir çiçeksi - ta İrtiçi sey, değil mi, iyordu, Güzel bir çiçekçilik? Ben ki çiçeği © kadar Kendisiyle ç9k İYİ ak bap olmuştura. Her gün dükkâna gidip gelirdim. Harry ile beraber Gsmi Harry idi) ne yapmamız ji gımgekliğini uzun uzun konuşur” sama 11 sayfada) severim! “Eşeğe bin İ mış, sonra Romalılara, Bizanalıla- Fakat bütün GÜR ş4, müteakiben Trabzon komnen- eşekleri hiç aklım lerine, Danışmendilere, Selçukile- dım. İçimi birisine | re geçmiş, daha sonra da bir müğ det İlhaniler elinde kalarak bilâ- hara Osman oğullarınır hâkimi- yeti altına girmiştir. Eyaletlerin kalkması Üzerine ve bilhassa ilk milki teşkilâtta Tokat vilâyetinin Amasyadan ayızt edil mesi; daha sonra Çorumun geniş bir mülhakatla Amasyadan alın- ması burayı halihazırda Türkiye- nin en ufak vilâyetlerinden biri haline düşürmüştür. Şimdiki mesahai sathiyeşi 5550 san yayılmıştır. Amasya, tarihi eserler bakımın» dan zengin şehirlerimizden biri sa yılabilir. Şehrin gimakni geren büyük kayalıklarda mazgal delik- lerine benzeyen mağara ağızları görülür, Bunlar, eski hükümdar- ların mezarilır, Orta çağda Amasya, bu mezar- ların bulunduğu kayalığın üzeri- ne bina edilmiş olduğu işindir ki bugün kale enkazı ve birçok taş kitabeler göze çarpmaktadır. Amasyanm yakın tarihe ait sa- hifeleri, biliriz ki, daha zengindir. Zira Ebedi Şef Atatürkün ilk mil» Pre e Amasya- Amasyanın değerli valisi B. Taldt Ni teşkilâtı kurduğu yerlerden bi- ri de burasıdır. Amasyalılar 1919 yılının Haziran ayın: milli ve mu- kaddes bir tarih olarak daima ta- siz etmektedirler. Amasya şimdi, tarihi ehemmi- yetine rağmen son elli seneden- beri birkaç yıl evvelisine kadar eski hareket ve inkişaflından mah- ram kalmış, şehirle beraber mül- hakat: da derin bir ihmal içinde bırakılmıştır. Amasya bu alikasızlıktan İki yilanberi kurtulmuştur. Türkiye nin en genç vilâyet idarecilerin- den Bay Talât Öncel'in buraya vali tayin edilmesiyle vilâyette ha reket ve ileri hamle davranışı baş” lamıştır. Şehri yarıp geçen Yeşilirmağın üzerine beton köprüler kurulmuş, nebrin sağ sahili tâ baştan sonu- na kadar parkelenerek en işlek cadde çamur ve tozdan kurtarıl- mış, bulvar açılinış, geniş istim- tâk muameleleri - güzelleştirilmiş, bütün evler beya za badana ettirilmiştir. Sulak bir memleket olmasına rağmen bol ağaçtan mahrum bu- lunan şehre, binlerce fidan dikti- dilerek (o büyütülmeğe başlanmış- tar, Yollar ıslah, köyler ıslah, köp- rüler tamir edilmiş, yine valinin Buluşu ile vilâyete büyük bir va- ridat temin edilmiştir. Bu gelir kaynağı, şehrin yakınında bulu- pan parkelik taştır. Vilâyetin iki yüz seksen bin li- ra gibi pek mütevazi bir bütçe ile idare edilmesi zorluğu karşısında pratik hareketlerle birçok işler ba şarılmasını bütün Amasyalılar 8€- mn mel ll ça — VAKIT'ın kitap şeklinde roman tefrikası — 52 rinden kalktı ve kapıyı hızla açarak Prid de şapkasmı başma binayı terketti. Avukat yesini eline slarak Vaziyet hakikaten karanlık leri de haklı olabilirdi. Diğer kendisini: öldürmesinde se. kızıl saçlı Mungus'un bu iş içersin de bert Lündley'in güphe taraftan, Con Brent'in bep ne idi ve ie ne rolü vardı Avukat Prid reğdütler içinde çıksrdi: Ve arıyacak üçüncü istihbar membat doğru hareket etti. 5 ört günzarfında Con Brent, trenle geldi. arasmda saklanıp durmaktaydı. Fakat oldu. Onun yerine bir takım mers'in evine Geçer d gittikçe zail diğer endişeler geldi. Acaba arkadaşı iyileştiği hakkında gelen şimdiki vaziyeti nasıldı? Jan, ÖLÜMLE PAZARLIK odadan çıktı. koyup şemsi, görünüyordu. Ro. bu düşüncelerle gittikçe artan te. kadar gitti. Otomobilini bu hususta tahkikatini tamamlamağa olan Jan Kal Kalmers'e ne olmuştu? Gittikçe haber, doğru muydu? üzülmek. Doğruysâ, i te devam ediyor mıydı? Yoksa neşesi, saadeti yeri. ne Con Bren hararetile yanıyo! bildi. karar verdi. kacaktı? Bütün Nihayet dayanamadı. Burada, böyle saklı kalmaktan me Çi- hayatmca saklanacak değildi yö gelmiş miydi? t, bütün bu şuallere bir cevap bulmak rdu. Bir müddet mukavemet.ede. Herşeyi ÖLÜMLE PAZARLIK şehir Bir Hayırsevere madalya verildi Zonguldakta hayırseverliği ve yart işlerinde fedakârlığı fe sevi- İlen Bay Mehmet Çelikel her sene öksüz ve yoksul 40 yavruyu giy- dirmek süretiyle Çocuk Esirgeme Kurumuna yardımlarda bulundu- $u gibi bu kere de kimsesiz yav- rular için Zonguldak merkezine (200) lira teberru etmiştir. Bay Mehmet Çelikelin bu sü- sekli yardımlarını takdir eden Ço- suk Esirgeme Kurumu Genel mer kezi bir şükran hatırası olmak ü- zere kendisine bir Çocuk Esirge- ne Madalyası vermiştir. ———— Karapınarda yangın Konya, (Hususi) — Haber âl- İdığıma göre, Karapınar kazasın- da, ayrı bir Binada bulunmakta ölan Hususi Muhasebe dairesinde yanğın çıkmıştır. Hadise, yerinden Vilâyete bil- dirilmiş, mahalli adliyesi tahki- kata başlamıştır. vinç ve takdir hisleriyle karşılı yorlar, Filbakika, vücuda getirilen bu işlerin hepsi bol paraya lüzum gös terseydi Amasyanın bugünkü ye- ni inkişafı belki on sene sonraya kalacaktı. Çünkü muhit zengin değildir ki vilâyet bütçesini ka- bartabilsin, Bufada yegâne gelir kaynağı ziraat ve meyvaçılıktır. Fakat Amasyanın arazisi dar olduğu için ziraattan tamamen İs- tifade edilemez. Burada bilhassa şimendiler hattı yapıldıktan sen- ra meyvacılığın inkişaf etmesi hal kı beslemektedir. Amasya elması biliriz ki pek meşhurdur. Niğde ve Kastamonu gibi meyva memleketlerinden bu- raya müracaat edilmekte ve elma müracaatta bulunmuş, vaat almış- tur, Vaade göre, Vekâletin birkaç yerde açacağı umumi ıslah fidan- Uklarından biri de Amasyada açı- lacak, ziraat istasyonu haline ge- tirilecektir. İşte Amasyallar en büyük ümitlerini bu noktaya bağ lamış bulunuyorlar. Emlâk— İşleri stanbul Balıkpasar Maksudiye her Tel: 23997 « 49207 l 4, Derviş Uğur, 9 Avukat Prid sükünetini bozmaksızın dinliyor. du. Kadın şöyle devam etti: — Hayır. Mangus burada değil, Kendisi dört beş gün evvel gitt parçacık akıl Kadının i, Eğer kızıl saçlı. kafasında bir varsa, bir daha bu eve gelmez bu sözleri avukatın birdenbire dikkati- ni celbetti, “Kızıl saçlı adam,, mı?., Sakın bu adam, Con Brent'in evinde karşılaştığı iri yarı herif ol. masin? Mesele şimi di andınlanıyordu, Sordu: — Ne dediniz? Kızıl saçlı bir adam mı dediniz... Acaba yüzü nasıldı * Onu da tarif eder misiniz? — Nah... şöyle... Kabak gibi bir sufat.. İri yarı bir adam... Geniş omuzlu, uzun boylu... — Teşekkür ederim. Verdiğiniz malümat beni tatmin etti, Allahaısmarladık. * Avukat Prlâ çok mühim bir şey keşfettiğinin farkındaydı, elinde bir tabancayla Londra sokakin. rmı dolaşan ve kendisine tamamen yabancı olan kimseleri soğukkanlılıkla tehdit eden kızıl saçlı 6. dam, her halde Red Mangus olacaktı... Red Mangus:.... Con Brent'in kendisine on bin ster Tin vasiyet ettiği adam... Yani bunların ikisi de bir. di, Şimdi mesele, bütün bu garip münasebetlerin ne ifade ettiğini bulmaktı. Hidisenin esrarengizliği karşısmda büyük bir heyecana düşen avukat Prid acele acele “İmperyal Argus, sigorta şirketine doğru yürüdü ve orada