B — VAKIT ..FHikâye..... 17 İKİNCIKANUN 1939 iş değişince... “Delarue - Mardrus, dan — Muzaffer Acar : . (|mecmuasma (yollamıştı, Şimdi | güzel çiçek bahçesinin *tarhları J arasında mecmuadan gelecek ce. vabın hayaliyle meşgul, dolaşıp İ duruyor, yeni şiirinin mısraları. »! tasarlıyordu. Filhakika bir kaç gün sonra “Edebiyat ve Sanat,, mecmna . sından şiirlerinin kabul eğildiği ,Ye yeni şiirlerinin de yollanması bildiriyor | Ye kabulünü rica ediyorlardı. Meliha sevincinden çıldıracak. tı. Artik hem hayatını kazana. ki hem de meşhur olacak - . Memnundu. “Hayat benim 1. A memiş, önlimde parlak bir Meliha büyük küşklerinin bak. | istiz.bal var, diye düşünüyor, ö- çesinde dolaşıyordu.. Genç bir şa. "vi 1 ii > nünde uzayıp gide bah ir için şüphesiz bundan daha fay- Berre m ayinleri dalı bir meşguliyet tasavvur olu. namaz, Nitekim bu bahçeden en güzel mısralarının ilhamını almı. yor muydu? En kuvvetli (9) e.! serlerini bu muhteşem güzellik için vücüde getirmemiş miydi? Meliha genç kızlığını geçirdi - Meliha artık güzel bahçesine Şi, annesinin babasının yanmda ” amamen bağlanmıştı. Her sa - mesut günler yaşadığı bu köşke ,balı kalkınca ilk işi çiçek bahçe- üç senelik ufak bir ayrılıktan son isinde bir kaç saat dolaşmak 0. ya yeniden dönmlüştü.. Bu Üç #€- | hardu, Yine bir sabah bahçede da. ne zârfmda neler olmamıştı. ki.. ilaşırken emektar baliçivan müte. Meliha seviştiği tayyareci İle yeddit adımlaria hanmınm ya. gvlendikten sonra, çok sevdiği bu nma yaklaşmış, başındaki kaske- çiz zaraya sevgi ile bakıyordu. Derhal iki şiir daha gönderdi. Artık her hafta sabırsızlıkla mec. muanın çıkmasını bekliyor, ilk şiirinin neşredileceği gün duya. cağı heyecanı düşünüyordu.. şimdilik hakkıllı telif olarak şiir başma on liranın | kabu çesine, ilham aldığı bu güzel man | İbi Çok yaşama kon- feransı dağıldı Alimler Normal Yaşı Tesbit Ettiler vi gözetelerinin yazdığı. ; re, ilimler tarihinde £ fa olarak Kiyefte toplanan insan. ların ömrünü uzatma konfeti ik de, | çalışmalarmı bitirerek dağılmış: | tır. Konferansta en çok fikirle dinlenen profesör Ukrayna i akademisi reisi Bogomolets'tir. Bu profesöre göre bir insan ömrü yahut 80 yıl di neler bir ömre hudu İhakikatte ta hudutlar değildi Profesörün idare ettiği fiziyo » loji enstitüsünde şimdiye kadar 100 ile 140 yaş mda ve 50 den fazla iht izerinde yapi lan tetkikler göster bu türlü ve bu yaştaki arda, âimi olarak ka bul ettiğimiz tipi husisiyetler lıkla kırılması hi dir, yoksa ihtiyari memektedir,. Konferansta insan ömrü hak - kmda 40 kadar tez ukunmuştur. iyef, Moskova, Harkol ve di. ğer gehirlerden gelen profesörle rin okudukları bu tezlerden, ha. len Sovyet Rusyada yaşıyan in sanlar arasında yüz yaşımı biti i miş 20 bin kişi bulunduğu da öğ. renilmiştir. Plânlı bir şekilde mü ir sani Fl eme ee” # eline alarak çekingen bir ses. ya geçmiş, sevdiği eşile Bazbaşa | kalmak arzusunun verdiği tatir Sarhoşlukla ayrılık hissetmemişti. Anadoluda hâyatları maalesef tahminsettiği gibi tam bir sükün ve bahtiyarlık içinde geçme Evvelâ annesinin, kısa bir fast dan sonra da babasının ölüm ha. beri hayatım müthiş sersmıştı.. Mesut olacağım diye atıldığı yeni hayatta öksüzlüğün darbesini « yemişti.. Ancak kocası ona tese 0 N oluyordu.. Annesinin, babası. nm sevgisini de ona vermisti, Felâket insanları çabuk bu. İur, İstanbuldan ayrıldığnm &. çiincü senesi kocası bir uçuş — Hanımefendi. size bir şey söyliyeceğim., dedikten sonra, çi acısını pek çek bahçesini işaret ederek; — Hiç şüphesiz Hanımefendi, ilkbaharda her zaman olduğu gi. bi yine çiçek ektirmek istiyecek. siniz.. Ailenizin emrinde çalış - makta olduğum müddetçe de je idi. Fakat hanımefendi dünyanın bali malüm, çiçekler de çok pahalı, münasip görlümmeniz, Dü kısma da patates eksek., nasi) lur?,, Diye, Melihanm fikrini sor - muştu.. Meliha bahçıvana merhametle bakıyordu.. Zavallı adam karşı. smda istikbalin meşhur bir şairi olduğunu nereden bilecekti, Ar. tık istikbal, servet, şöhret onu bekliyordu.. Emektar bahçıvan da incitmek istemedi: — Yok canım Bayramı ağa, çi. çek yerine, patates ekildiği dün- , Zavalı tayyarecinin vücudü. tanınmiyacak bir hale gelmişti. Meliha kocasını et ve kemikten müteşekkil bir külçe halinde gör. dü. Deliye dönecekti. Bir kaç ay ahbaplarmın yanm da kaldıktan sonra, nihayet yıkıl, miş aile yuvasına dönmeğe karar verdi. İstanbuldaki köşkünde emek - ter bir bahçıvanla okarısından yanın neresinde görülmüş ki.. Sen yine bahar gelince gilzel güzel çi- çekler ekersin.. Deyip bu bahsi kapatmış, son. ra yine bahçeden ilham alarak başka kimseler kalmamıştı.. An, | güzel mısralar düşünmeğe koyul, nesile babasınm ölümünden son, | Muştu. ra hizmetçiler de köşkten uzak. Fakat haftalar biribirini kova. laşmışlardı.. flarcasma geçip iki ayı tükendiği Meliha köşkte yaliiz bir hayat ,balde Melihanın şiirleri çıkmadı. * sürüyordu, Ailesinden kendisine Meliha üzüntüden ölecekti. Her sadece bu küşkle emektar bahçı- | hafta mecmuayı alıyor, heyecan. van kalmıştı. Meliha balıçıvania la şiirlerini arıyor, Sonra sukutü karısma kürmet ediyor, bu baba | hayulle bir köşeye. fırlatıp tr. yadizârlarını kırmaktan çekini .İ yordu. yordu. Üç ay geçmişti. Nihayet daya. Köşkün çok büyük bir bahçesi Namadı, mecmuaya bir mektup Vardı. Sebze bahçesi. yemişlik,! yazdı. Beş gün bekledi, on gün çiçek bahçesi, hepsi ihtiyar bah. | bekledi, cevap yok.. Bir daha yaz çıvanım eline bakıyordu. Emek .'dı.. yine cevap yok. Üçüncü defa tar bahçıvan yaşlı olmasına rağ. ! yazdı.. Bu sefer bir kaç gün son. men her işe yetişiyor. Karısıda ra mecmuadan cevap geldi. Ni. Melihanm ufak tefek işlerine ba. höyet muvaffak olduğunu düşü - kıyor, böylece geçinip gidiyorlar. !nüyor, sevinçten çıldırıyordu. Bü dı.. yük bir dikkatle mektubu açtı. Ancak yaşamak için paraya ih, | Hayretten donakaldı.. Şiirleri ta- tiyaç vardı.. Eldeki beş on kuruş 'mamen iade edilmişti. Mektupta tükenmek üzereydi.. Meliha di,lmecmua müdürünün değiştiği gündü, Hiç değilse balıçıvanm ay. | ve yeni müdürün hariçten gelen lığını ödeyecek muayyen bir ge-/sürleri kabul etmediği yazılıy . lir lâzımdı. Yazdığı şiirler ihti.'dı. mal para ederdi.. Gerçi köşkün | Ayni gün Meliha bahçede dola. bahçesinden çıkacak sebze saye. şırken bir ara bahçıvanın yanma sinde ölmiyecek kadar karınları' sokuldu, sinirli ve acı bir sesle: doyardı.. Fakat Meliha yazdığı| — Bayram ağa, geçen gün b. gürler syesinde hem meşhur, na söylemiş olduğun meseleyi dü- hem de semerin olabileceğini Ümit söndüm; fikrini doğru buldum. siiyordn. (Bundan sonra bahçeye çiçek ek. Daha gerett.. Yirmi fiç yaşın. İ miyedeğiz; gen yine bildiğin gibi daki bir kadın için istikbalden ü. oralara patates ek. mit kesmek doğru olmazdı.. Yax | m ağa'da banmındaki dığı altı giiri “edebiyat ve sanat,, cadele edilmesine kara rverilmiş. İstanbulda bir saray daha var - dır. Adma eski saray diyorlar. Es- kiden padişahlar otururmuş. Şim- 4 ölen bülkümdarlarn karıları, kızları ve sair gözden düşmüş sa- ray kadınları oturuyorlar, Eski sa” raya gönderilen kadınla; ölünceye kadar oradan çıkamazlar. Çıkmala- kendilerini ileri tir, SARRERRARARI VAKIT'a | abone | olunuz MELEN riçin padişahın gelen ricâlle evlendirmeleri lâzım - dir. Eski sarayın binası sağlamdır. Etrafında yüksek duvarları var. Bir kızlar manastırına benziyor. Bir saray da Beyoğlunda Fransız elçisinin konağının yanımda var - dır. Bu sarayda bir ağanın nazare inde iç oğlanları bulunmaktadır. Bu eğlarlar burada birkaç senede 360 sene edeli Dalombl; > Saraylar, hanlar, evler ve Istanbul yangınları & Nakleden Reşat Ekrem KOÇU yetiştirilir, İçlerinde iriyarı olan - lar bir vazife ile saraydan çıkarlar, Zarif ve güzel olanları da saraya, padişahm hizmetine alırlar, Bu İki saraydan başka Anadolu ve Ru- meli yakasında, İstanbul civarında padişahlara mahsus birçok saray - lar, köşkler, güzel bahçeler vardır. Bunlar, bostancıların nezaretine bırakılmıştır. Bostancıların âmiri de bostancr başıdır. Bostancıbaşılık imparator» Tuğun en mükemmel vazifelerinden cık rüzgâr oldu mu, biridir. Evvelâ sarayda bir © vardır. Saray zabitleri içinde kes kulluk alâmeti olarak tıraş etmiye mecburdur. rakmak yalnız bostancıbaşıy& miştir. Bütün gezintilerinde, * da olsun denizde olsun refakat eder. Padişah kadir# deniz gezintisine çıktığında tutar, Padişah mühim bir idani ettireceği zaman getirmeğe bostancıbaşıyı gön“ Istanbulda ekâbir ve ricali birçok sarayları vardır. Bunl4f sından hiç güzel değildirler. $i ce gayet büyüktürler, Bizim nastırlarımız gibi çepegeviö j5 sek duvarlarla çevrilmiştir. içerlerinde çok güzel in fi dır. İç tezyinatlarında b tan yaldız kullanılır. Yerlere halılar serilir. İçersini mek için kapıdan girilirken 8 kapları kapı dibinde çıkarılıf. varlar zarif çinilerle kaplıdır: tün salon ve odaların çi yerde, bir ayak yükseklikte lar çevrilmiştir. Divanların ne birçok kıymetli yastiklaf yanmıştır. Türkler bu di üstünde dinlenirler, misafif ri, biz rap Saf köşe bir avlu bulunur, Bİ£ nun ortasında da bir şadırvâ dır, Han odaları, iki, üç kat üzere bu avlunun etrafını Odaların önünde sütunlar *€ merlerle boydanboya bir bulunur, Onlarla, odalarm kat kat avluya nazır galeri kil ederler, Bu hanlarda kalır. Bir handa oda hanın odabaşısına b yi tün anahtarlar yaa çeyrek kuruş veya yarım aşan z bir para verilir, Buna “ag” rasr,, diyorlar, Oda kiralar üzerinden hesaplanır. Odas” ğerine göre günde 1-3 a5” lir, e Tüccar mahzenleri de > > Şimdi sad. a ah.” Çakmakçılarda Valde b dişahın anası yaptırtınıŞ da bilhassa ecnebiler KA” rada daima kiralık odâ Hem de ucuzdur. Birks$ birkaç kilimi, halısı ve oldu mu, mükemmelen ör. Hanlar, sahipleri içi mâl birer iraddır, İstanbulun evleri gök dır, tamamen ahşa; yangın çıkar, bu yang” nel (Devamı 10