TEFRİKA No: 78 e YAZAN: İSHAK FERDİ Dârâ, kanlı elbisesini (Iskender) e göndermek istiyordu .. İraniler (Mavro)yu elde etmişlerdi. Dârâ (İskender) in vadettiği atlından daha e zla altın vereceğini söyleyince, kolları kırık adam her şeyi kabul etti. ârâ (Mavro) nun kolları kı- <a görünce canı sıkılmıştı. (Mavro) yu mademki Make- donyalı (İskender) göndermişti. bua amdan istifade etmek ge- ) yu bir talan altın mu- kin (Dârâ) da elde edebi- veli hükümdarı nöbetçileri iş- lerinin başına gönderdikten son- Ta, Arzamesin çadırma girdi. Evvelâ kumandanın omuzunu okşadı; — Aslanların devlerle döğüş- tüğünü ve sırtımı yere getirdiğini ilk defa gördüm. Bundan sonra inandım ki, yer yüzünde seni ye- mecek bir insan yoktur! Ve yavaşça kulağma eğildi: — Ben bu adamdan biraz ma- lümat almak faydalı olacak, Ar- Zames! — Ümit mi — Ne yapalım — Sorguyı ekeli lim... Bildikle- rini » söylemezse bri yapanın; ği bir talan altını a versem, ba- na hizmet eder mis her ) tiedelikdiz cevap vel teklif etsem, ; İran hükümdarının kanlı elbisesini a )e gö- türmekte tereddüt etmez. Dârânm mizi gülmüştü. Arza- — bini Fakat, siz bana bir | mese döndü talan — verebilir misiniz?! — Ben ml gidip soyuna- zim hazinelerimiz bütün cağım.. Sen (Mavro) yu tedavi g d ettir, bl 1 tın enbiale kadar zengindir. Eğer benim istediğimi yaparsan, sana bir talan altüdasi başka Hükümdar çadırına gitmişti. X kender) i bü suretle aldat- Dârâ Ma: y kedi kolaylıkla işgal etmiş — Mademki kirilir) be. | ol nim ölüm haberimi © bekliyor... Makedon: onyanın sarp ve dağlık Şimdi elbiselerimi soyunup kana leketlerini kolayca işgal et- unları Make. | mekistiyen hükümdar, o geceyi ve bir a leri (İs. | çadırında müsterih ve rüyasız bir me e gön “> ze ile re rmişti. <a vro) pai t'düğ- es (Mavro nun kolları- künü bir Meh Kendisini kimin m iie dolayı çok müte- tatmin ederse, şüphe yok ki, o- na hizmet edecekti. O, zaten ne Makdonyalı, ne de hakiki Trak- İr bir vatanperverdi. (Mavro) a li Yunan vardı... O, si, $y ni Dârâ kolları erd: tan Trakyalı oil salli” — Sen ar in yanın- dan ne vakit ayrıldı 07 Siz ns) ne geldiği- NİZ Zaman. — (İskender) benim Make- ii lm biliyor muy- .. Babilde bir mil- Yon ne bir öl ile garba doğ- akm yapan İraniler Makedon- başka nereye gidecekler- Ti sema İranilerden çok sil korkusu yok- MİELSEL dağlık ve ber ir amy istihkâmlarla Sevrilm; Z 01 işitmedi mi ki, orduları dünyanın en dağlarını aşmış ve en miigahiam, Dârânm kaleleri yıkıp geçmiştir (Mavro) gülümsedi: >—Makedonyanın gizli yol Mi sizin ea mabutlarınız bile Asi Yollarda ve yüks e dağ Tinda ema Arzames ze ll mr huk rini ö- ina çok mu memnun ola- > Şüphesiz... çünkü (İken. İ başiz ordunun çarçabuk işan ı olacağına kanidir. 'â ve Arzames biribirlerine akaşt ılar, der) i Dârâ sökük kanlılığını muha- İZA ederek; > (İskender) in kanaati do; oğ- olabilir, dedi, fakat bizim or. uzun birkaç başı vardır. iv Ve sane birden kaşlarını çat. > (İskender) in sana verece- a Sk im ai ihanetten karları forsa tan nederi istifade verm essirdi. kimbilirdi ki, ema İskender tarafmdan Dâ- a memur edilmişti. eşke ilk güreş > elde ederek orduya alsalard (Mavro Yayni Günl Ge bir muharipti. Güzel ok atıyor bir hamlede birkaç kişiyi birde jere seriyor yide. VAKI1'ın Edebi Tefrikası No. 7 3 — VAKİT 7 Teşrinisa Kanadı Yaralı Kuş ugüi çıkan parçaların hülâsası: ür geçimsiz dam olan Sadık Böyle i iyi kalpli bir kadın olan Ca- | l Nakleden : Selâmi İzzet yy Ettim. — Paya değilim.... —6— Cenazeden sonra en sonra İhsan Bal vidan Hanımın kızı on iki| kendi kendine söyleniyordu Süheylâ, evin i - lamamıştır, - sını o kendisi kuvvetli saydığı ove onu kızdırmak istem i görünüyor. Süheylâ, kendisine veri - len odada yalnız başladı; ba - şına gelen felâketin bü - yüklüğünü kavrıyordu. 2 üç yaşında yalnız, yapayalnız. dedi, fakat kollarım tutmuyor. Ayağa ebileyim... Etraftaki kojliknbei hangisine biraz para sur bir genci elbette bilerek öl- dürmek istemezdi. o Vird rm (Mavro) ile dost olmu: (Devamı var) Italya ile Yunanistan Yunan başvekili M. Çaldaris İtalya ile Yunanistan arasındaki dostluk münasebetlerini anlatıyor talya, 1 Yunani l tma dair Yunan hayri M. ği d f havadisi Ee İtalya, sulhu tahkim ile beraber yeni bir terakki yolu aç - kk RA olar: rak bildiri irilmişti.. Son Pota ile bunun tafsilâtı gelmişti, M. Çaldaris İtalya — er mü- nasebattan bahsı ederke, 'n diyor ki: terakkiler Yünanistanda takd İtalyanın gösterdiği mesai, ona gösterdiği hayırhahlıkları takdir etmek fırsatını bulduk. M. Musolininin, Bari panayı » rında, şark milletlerini eşya ve fi» kir teatisine davet etmiş olması hususunda M. Çaldaris şu sözleri öylemiştir ulhun tesisi için sarfedilen tler, pa (milletlerinin ku iktısadi iştirakine dayanmadan se- mere veremez, Baki “pan ayarında, | vE N inin, y lerini, iktısadi ve fikri . teşriki | mesaiye davet etmesi bunu ispat eder. üüna «| sini gör! iurimuglarçiik: g teriyor, İtalya ile aramızdaki mü- nasebetleri fikri ve vve saha - larda inkişaf etm. olduğunu örmek arz için irüreş bir mem- nuniyet teşkil ediyor. Yanan gl sergisi i- nm. "İleBari o panayırma ve İtalya; » | Selânik yanayım İ ri, sanat ve maddi terakki eN, e hergün haa eren yeni ya- tmaları yöste: gö millet eski zamanlarda da sanat ve medeniyetlerinin ifade - memleketlerimizi süslemekte ve onların güzelliğine eş bulunma « maktadır. Yunan harici siyaseti hakkın - dada başvekil diyor ki: 7 istan son Şiar bütün bime ile dost olarak ya | istediğine dair açık misal ler pe m mr a be sekerle gereki dolan fen na alm atağını yorganları ud yet bir to- paç oldu... Yarınne yapacaktı? O bey kendisini himaye edeceğini söylemişti. Belki de bir mektebe verirlerdi.. Hayatını kazanmağa Başlıyacağı çağ gelinciye okadar orada mage Dört beş . seneli — hapis.. Dört beş sene bir asır lek, Dört beş sene (içinde “a ihtiyarlıyacaktı. eşke bası onu da öldürseydi... Anası ne diye kaçırmıştı iç »$* Selma Hasan Beylerde özür di- edi: — Geç kaldık.. Bugün Şefiğin başına haller geldi. Feci bir şey gördü. Sen anlat Şefik, ben arla- Has Yarın gazetelerde okur: Mi Salik virane oldu. Bü- tün kan başma çıktı üzum var. Yü gazete- ledi okurlar Israra başladılar, Şefik de inat etti. Nihayet Selma — Evimizde bir e var. Babasiyle annesi ölm Babası anasını öldürmüş. Sesler duyuldu: — Vah vah vah... Ne facia. Bi- — m güğlmmiklaydim değil sn “er soğuk baktı: et, hiç değilse (o yemeğin sonunu bendini oya — İnsanlarm karnı aç olduğu zaman ii acımak istemez « 4 | ler emekten sonra da danstan | miş, ay ve pasa . nini kabin > sey yapmazlar... Keşki muhafazası için bütün kuvyetleri- e yy Ne diye tenbih ni sarfetmiştir. etmedi “Allah rahmet eylesin, ona iç- me diye ısrar eden bendim.. Ama kendim içerim, çünkü içkiye da - kl İşin tuhafı, o da da- r ha... Çelenk bi- : yolladılar. Kalabalık da vardı. Gazetelrin pi merakını uyandı Süheylânm bir elinden ben bir inden Şefik mi dünya tuhaf dünyadır e 1, n iye ziyafetinde, ında oturan sevimli, — Aşkolsun ona, diği be- genidimi'd dedi. hazin ala; y içinde o”. çar- pıyordu: Fakir f ında eme... da ne iyi oyaladı, sil çol konuşmuyor. — Bazı insanlar vardır, hakikt mahiyetlerini meydi korkusiyle çok konuşmazlar. Fa- ruk denen adam da nenin nesi? — Bu da söz mü? ş Mevzuu değiştirdi, çünkü faz- la hiddet etmeğe başlı lı başka yere gitti. düz elbise yakışıyor muydu? Fa- ruk onu İl bulmuş muydu? — Matmazel Margöhie yaz- dım, dedi. — Neden? — Matmazel iki ay sonra ge- lecekti. üm. Kız burada Türk- çe öğrenmek istiyor. Babasiyle de mühim işler gördüğümü unut- e yazdın? z — e di bi burada mı kala- — ” ğ m. — Ben doğru bulmuyorum. O. nu bu kadar rahata © alıştırmak caiz midir? şünürüm demek me li rum. Ne müstebitsin!.. Müstebidin baki önünde bii d (Devamı Ve v9 m b iŞ pe