ölçüleri, ingiliz Bundan evvelki makale 1 teş- b “8 tarihli slam undan yazılarımda si ari tanıkları, bütün A: 1 ile nu gösteriyor. Bu ki u ka- 2 e lr yy lm siman yüz iş zünde bu sözleri buluyorum: “Sümerliler, İbranilerin y: lisesine yardım etmişlerdir...,, İlk yazımdanberi uzanıp gelen bu tarih bilgilerini daha uzatmak, bir çok bilgenlerin ei daha yazmak olabilir. imdilik bu kadarla mile pi sözleri. 1804 il oplayayım: ni adapte ettikleri de düşünülürse. Daha aşağıda göreceğimiz gi- bi, aruzun öz Türkçe sözlere, u- kısaltmasız, ğunu ld e başka bir tanık daha olur. A e Fars sözlerinde ise u- ke kısaltmaların ister i z yapılması, o dildeki sözle- bugünkü kerteye getirenler kim - lerdir? Dayandığı yer, bir sanıka olan bir soysallık işi bulğnduğunu bi- lirken; bir çölemenin, devenin ar gıngıragın salanmasın emi, pa veren, Ni - b yü eliz ye e, ister istemez: “Devenin bağıl, Myeceğimiz geliyor. Dahası var: tmik denilen bu ölçü sim haşr mı? Ne gezer? Tür! gittiği varana gene vali görü» yoruz, <3 3 Aruz Türk vezni! Greklerle Lâtinlerde kullanılan nazım ve Alman vezni Bunda da uzun araştırmalar - | dan vaz geçerek — kamusunu | bir araya toplamı; Larus lüğ inci yaprak yüzünün 2 inci boy (6) undan bu sözleri alıyorum: “Greklerde Lâtinlerde bölüm (D se eiği belli sayılarda u e (8 ” lerden ani mıştır. Bir uzun üye ölçünün öl- çeği (9) sayılan kn üyelerin iki- sine de deriktir. Böylece ü ve kısa üyeler çavın gösterdiği yerlere konur, Bu kurala ritmik adı verilir.,, ki bu biçim, başka ruklarda da, kendi ileriye ve soysallıklarına göre, şu veya bu zünün sonlarında ne diyor “Bütün ezlerin doğuşunu eski Greklere veren im re Bu yüksek us (10) çiçeğini - nü Etilerden, Giritten, ” Finikeli - lerden; Liafluğealn Babilden, Mısırdan aldığını öğrendik. Ge- ne biliyoruz ki Bunun kaynakları daha yukarıya çıkıyor. Doğuş yeri Sümerde bulunuyor.,, Grekler, Sümerlilerden Lidya- lara, Etilere geçen soysallığı al- dığı gibi, o ellerden göç edip te ilkin Lâtinlerle komşu olmağa, sonra kaynaşmağa giden Etrüsk- lerden Lâtinlerin ne kertede tusu- büyük ğatinin 7 inci di 1270 | raya gelince, bu Türk soy: n ne yolda dağıldığını düşün - güç bir iş midir? tmak istemedi- mış ise, büyük bir iş mi yapmış- tır?. Gerek olursa, sonra gele - cek yazılarımda gene buraya dö- ebilirim. Bu tarih araştırmalarını biti - te başka araştırmalara geçer- ken, tarih araştırma derneğinden Sümer sözleriyle yazılmış Gılga - mış ertekinden (11), yahut başka erteklerden bir iki sıra bulmak i- yiliğini ve yardımını dilerim. A. Ism am Ürkün: Tufan. 2— Sav: — Tükeli: Hep. 4 — nn sihir, sihirli söz. 5 — Çav: ses, sada. 6 — Boy: sütun. 7 — Bölüm: takti, 8 — Üye: hece, 9 — Ölçek; ünite, vahit. 10 — Us: akıl, 11 — Ertek; Destan. e Başımla gönlüm mİ için bizi pek sevindirdi. Bu ee gö - ren nül sesini is da duyur- için Başım dedir Dani gönlüm dedi: koş! Başım dedi: Durul; gönlüm dedi: oş! Başım yüreksizdi, gönlüm başr böş. Varlığım arada kaynayıp gitti! 4 Başımla gi edemedim Biri yüz'yaşında, biri yirmi ii En sonunda sardı saçağr ateş, Varlığım arada kaynayıp gitti, Celâl Sahir .. İnkılâp San'atkârına Bozkırda tiken bile daha anlı arilıdir ; Menekşeler toplamak nene gerek şafaktaı Parslarla boğuşması bin kat he- heyecanlıdır, Kâğıt güllerde kâğıt kelebek av- lamaktan! Onurlu, olğun, temiz, gürbüz ih- tiraslarla > pençe nçeye! Bir ömür sürüyoruz Ağlarsan hınçtan ge ss vekarla; çarpar ha; a san'at, hiç gel- eğlenceye! Bilsinler: tstirabın, sevincin gu- ruru var, Muharremdeymiş gibi dövünen - ler görsün de.. Gazinin saflarında biz çekilmiş kel lar, Kalkanlar dönüyor gi ğsümi örsünde! “saçı yağlı, göz çev- resi mor?,, diye; Geçme dilenci gibi, en e Bakmasın: Kalksın herkes ayağa “şair, ge- çiyor!,, diye; Sanına saygı topla kendi adın - ın önee! Ne teşbih avculuğu, ne söz hok- kabazlığ; ş ş çobanlık bu: ardında sürü sürü! Bir şey değil | safının bu sayılı azlı ö önder eştis; yürü san'atkâr yürü! Yol doğru, Behçet Kemal Bir « âlim Bergama hafriyatını yd — panWeygand70 yaşınd Değerli arkeoloğ nasıl yetişti ? MEN otuzuncu gü - nü Almanyada asarı atika mü - te prefsör Wiegand'ın yetmişinci doğum ü tesit e - dildi. Bu hâdise SE iz - de mesküt geçilemez, çünkü Pro- fesör Wiegand âsarı atika araş - tırmaları faaliyetinin büyük bir kısmı Türk topraklarında gelip eçmiştir. Wi gand Ren nehri sahilinde öddpeli kasabasında doğmuş - tur. Daha genç yaşlarında sanat ünihte na ehemmiyet verm al ederken, yazdığı dok- harabesinde teyi ikmi torası için Puteoli Ş e a < p N — R z 5 Kİ 2. » X fassal mütalealar yürütmüştür. Profesör Wiegand, aldığı tah- ai bir müddet & Atinadaki asarr. atika üzerinde tetkikat yaptıktan sonra 1895 senesinde Alman arkeoloğlarmdan Hu - mann'ın maiyesine verilmiştir. Bergama harabelerinin Altar kısmını meydana çıkarmağa muvaffak olan Hümann, , o sene zarfında Menderes ovasının şi- mal taraflarında Helenler Priene girer hafriyata başlamıştı. anı 1896 da vefat edince bu abin) tın idaresi Profesör Wiegand'a Aradan bir sene geçtikten sonra da kendisi, dev - rinden kalm: havale olunmuştur. merkezi İstanbulda olmak üzere Humann'a o halfolarak Alman müzeleri müdürlüğüne tayin e - dilmiştir. o Profesör Wiegand 1912 senesine kadar o vazifede kalmıştır. O senelerin profesö - en zengin senele- ofesör Wiegand 1912 sene- stanbulda geçen aaliyeti esnasında büyük - a “— e > senesinde eydi same nal n Pompeyi'si delili sivi ii arfında, M rinin münabanda bulunan Mi - sine kadar gE enderes neh - et rabelerinin meydana çı - iii a dia başlan - mıştır. Burada dahi uzun lerden sonra bir çok eserler mey- dana Mami Milet harabe- lerinin cenubunda, üstünde bir mesai- yı girmeni (bulunan enka: harabeleri altmdan “Didyma'nın muhteşem Apollon mabedi keş- fedilerek çıkarılmıştır. Bunlar - an a eski devrin son za - manlarmasit-olan eserler de u- nutulmamış ve Latmos dağında- Te istifadesine arze - dilmiş elers Wiegand bu muvaf- bütün mevcudiyetiyle . çalışi vi mali, diplomasi müşkülle* i kendisini sevdirmesini bilel bir adam maharetiyle atlatmiği nihayet cihan nazarmda bugü kü yüksek manyaffakiyetiii ka” dar çıkabilmiştir. Wiegand, İ9İğ mitz vefat ini de Profesör von Radomit onun yerine gi mesine fevkalâde çalışmıştı fesör Wiegaud'un sayesi man asari atika kolleksiyonu * bu rinin fevkii Profesör eril faali 'p esnasında ki Cemal Paşa onu Suriye, tin ve garbi 'Arabistandaki asar atikanın muhafaz: etmesi üzerine sarki faaliyel yeniden başlamıştı ergama birer devam €t” e bir. takım yeli hastahanesi meydana mıştır. Esasen en ziyade B. ma sahası gerek Profesör rapi nin e kazanmasına 8 bep olmuştur, çünkü Berga” kirli n Berline male : dilen, o zamanki Türkiye hükü” metinin haber olmadan ve yahut haberi olduğu halde sesini çık?” madığı için Berline nakledil*” nefis eserlerle Berlinin Kupfef * graben denilen mahallinde, Pro fesör Wiegaud'un himmetiYi$ij 0 kadim Bergama şehrinin bir 9 e ei Profesör Wiegaud'un Türki yede gördüğü işleri kısaca bul” da anlatmış oluyoruz. Onun Y tığı bu işlere mı nun hakkında bildiğimiz şey Türkiyeye gidip geldiğine dsi gazetelerde okuduğumuz habtf” lere inhisar eder. Profesör, Al” man ilmi namına, Alman şerefi air ğe asari atika kıymetleli i arttırmı in ipe ole la aşili ge ede eserlerini de unutmı mıyaci sak ond karşı isini ei zifesini yapmış oluruz. A.C pu 0 B K V