Müşterisi Şık giyinmeğe pek meraklı o - lan Pakize Hf., yeni terzisi dam Teodoraya bol bol iltifat edi. yordu: — Fevkalâde, o madamcığım, fevkalâde!. Bana bu sefer yaptı - bir şaheser * olmuş. na geçtim den, Mia saatlerce etmeni Bu elbisede tek kusur bulamadım. Şimdiye kadar giydiğim her elbi- seye ağiz, burun eğen kocam bile, bu seferki elbisemin sahiden gü - zel olduğunu tasdik etti. ahbaplarım da beğendiler Bütün Terzinin bu iltifat gali ağzı kulaklarına varıyordü: esekur ederim, hanum- ia çer Ben yapmis iyi, ama siz de m şimal Ondan yakismis bu kos Karşılıklı olarak, : böyle bir kat edilmiş uzun bir kâğıt a terziye uzattı: ” — Burada bütün ahbaplarımın isimleri ve adresleri yazılı, ma - dam! Madam Teodora, vinçle aldı? listeyi se- ok mersi! Simdi - ben bu hanrmeferidilere yazasak mektup, anlatazak,.. ğenmis... Olsun ep bu hanume- fendiler bana musteri! Pakize han: mefendi, terzisinin bu sözleri üzerine, telâşla y - den fırladı: Aman, diyorsunuz, ma- dam?.. Sukın . ha, böyle bir şey -apmayınız. ahbaplarıma esvap dikerseniz, ariık beni müş - terileriniz arasında göremezsiniz! asıl, hanumefendi?.. “Siz, ki bana vermis liste? ” Pakize Mihenk ah etti: en, bulisteyi size orada di yazılı olan ahbaplarıma esvap dikmemeniz için verdim. “Ahbaplarımın benim gibi şık iğ - Lt lü 1 o ki siz beni sok be- , ni Amerikan karikatürü. iyor: göremiyorum! katında, karı koca yemek yiyorlar. i, — Pencereyi kapıyalım. İçeriye bulutlar giriyor. Nevyorkta bir apartımanın 134 üncü Bu sırada kadın kocasına şöyle Senin yüzünü Rauf, bir pansiyon arıyordu. Aradı, buldu, pansiyon kadınla akli anlaştı. öyledi: ve e DE a bıra! akar rıca para vermenize hacet yoktur. ç öğl ı, yahut öğ en sonra gelir de tekrar dışarı- ce, haykırıyor: — Aman Yarabbi, dehşet!.. Mahvoldum! Tam bu sırada, kadın, şöyle ii kâfi, m TEMiZlik m Rauf, kadmın bu sözlerine kar- sahibi | şr, söyle b yak (o kaplarımın temizlenmesi Öyle her gelişten sonra tek- rar ile çıkarken, hacet yok.. m, bu sözlere inanmadı: 2 beyim, yok... Ben, bili- rim. Siz de benim gibi İri meraklısısınız. Nasıl olsa ayak- kaplarınızı tekrar kiİRİRESLA iz. Eğer ayrıca'para vermek is» yı bu işi, ayakkapla - Brie silerek, Merdivenden yuvarlanan “sarhoş, yerde kaplan postunu görün- Bir kaplan (kafesine düştüm! Gezmiyen Bir Kadın! dir, evlenmeğe karar ver- kiminle evlene- Evlen - sr... O, evine öyle bir kadın arı - du ki... Nasıl bir kadın aradığını ken- di ağzından dinleyiniz, daha iyi.. İşte, pek hürmet i halası Nai- a 3 — Evleneceğim kadın, tam bir ev kadını olsun yar hala! yle br kadm ki, gö: aki olmasın. Dışarıda gezip Glmaği değil, Ke ziyade içerde oturma- | ğı gözetsi: Eİ gözlükle erinin camlazı ledi. Sonra, memnun bir halde ba- — Aferin sana, Nadir!.. Senin böyle düşünmen, pek hoşuma git- ti doğrusu.. Keşke her delikanlı, . senin gibi düşünse! Ah o! ler a — Siz, . bir kadın tanıyor musunuz, halacığım? anıyorum, ya!.. Hem öyle n tanıyorum ki tam senin için biçimi kaftan! Aman, ne iyi!.. zü Göleli etil — Değil, ümkün olduğu kadar az miz yürümeği tercih eder. © ünkü... lar d vir Nim İyi Mn bir adam, yi ge- ei Demek gö- ayağı azıcık topal - — Sizi bir daha nerede görebili * im? — Evimde! — Eviniz nerede? — Adres, telefon rehberinde .yazF k — İsminiz nedir? — Ev adresinin yanında bulacak sınız! — Telefon numaranız? — O da ismimin yanındadır! Alman: karikatürü. Müşteriye pek küçük billâr kâselerle kom - pesto veren lokantanın garsonü, şöyle diyor: — Affedersiniz, Tek gözlüğünüz sanarak, yanlış efendim: lıkla komposto kâsesini gözünü * z e takmışsınız. ağlamana hacet kalmadı. sil bak özlerini Hadi, ! çerken, b otu- ran bir ezer hüngür hüngür ağladığını gördü. Çocuğun yanı- na yal reina sordu: — Neye ağlıyorsun, yavrum? Çesk hıçkıra (o hıçkıra cevap verdi: — Annem, beş kuru: ME Çikolata li Onu düşür. düm! İyi kalpli adam, Gebirsdi beş kuruş çıkarıp çocuğa u: dı — İşte, sana beş kuruş! Artık Parayı veren adam, Rare a” dım uzaklaşmıştı ki, çocuk eski * sinden daha şiddetli olarak ağla” mağa baldiz Bunun üzerine â dam, döndü: — İşte düşürdüğün beş kuruşu Mean ya. Gene ne diye ağlıyor” su! Ml şu cevabı aldı: — Anne, ben gece mi dünya- ya geldim, yoksa gündüz mü? — Tam gece yarısı, oğlum! — Peki, seni uykudan uyan- dırdım mı?! kay erk Me Sadaka r yerinde dolaşan bir adamın kalma karışmış, çıktı ve — Bana bir sadaka veriniz. Yer üzünde malım olarak şu küçük — başka değeri olan tek şe - m yok! u adama, istediği sadaka ve - rildi yer dersiniz? o Bundan hiç şüphe etmeyiniz! — Avladığım her ii bana on liraya malik oluyor! Avcı, böyle söyledi. liyen de şöyle dedi: — Bir tavşan avlıyabilmek için o kadar çok saçma harcıyorsunuz, demek? Şimdi tavşanların çoğunu kaçırtmanızın sebebi (| anlaşıldı. Onu din- asraftan kaçmıyorsunuz! — Aman, Bey!. Sen de radyonun her akşam istediğin havayı 1 galsesinne istersin. Kark yelda “ benim sevdiğim havayı çaldı mi, hemen yüzünü ekşitir, kedi , yn EZ m Ai