Hayat neymiş? Cavidan, annesi öldükten altı ay sonra imzasız bir mektup ald& pım Cavidan hanıma açsk- Uyorum,, adres de sarikti, ıvidan bir şey anlıyamadı. Cavidan bir bankada mermur - du s“abor çalıştığı memurlar - dan Hüsnü onunla evlenmek isti- Fakat Cavidan bir türlü lamıyordu. Hüsnünün istik- yordu. razı balinden emin eğildi. Halbuki o | hayattan çok şeyler bekliyordu. Fakat en iyi ardakaşı Hüsnü olduğundan mektubu ona göster- | di. Akıl danıştı, Hüsnü: — Ben senin yerinde olsam gi- derim, dedi, belki de hayırlı bir haberdir. Belki de miras yedin. — Kimsem yek, — Babanız var ya? — Yirmi sene evel annemden ayrıldı. Anadoluya gitti, Öldü di- ye anneme haber getirmişler. — Ne olursa olsun bir kere git. Cavidan mektupta yazılan ad- rese gitti. Kendisini irin yüzlü, çenber kara sakallı, kadide dön- müş bir ihtiyar karşıladı: — Gir Cavidan, dedi, kim oldu- fumu anladım. Oda dağmık fakat temizdi. İh- tiyar bir koltuğa kızmı oturttu. Gözleri yaşardı, nihayet hrçkırdı.. Neden sonra kendini topladr: — Güzelsin, dedi, ye oldu- #una #mindim. —— Güzeldim. Otuz yaşma yel dim, İbtiyarlıyorum, İhtiyar dalgm devami ettir — Bana dargm mısn. Annen Semi sana sevdirmedi. Bana sa- drki kalan bir arkadaşım vardır. Önumla haber gönderdim. Kendi- misidü bildirdim. Bumu annenin İçl rahat etsin diye yaptım. Fena © yaptım diyorsun değil mi? Biliyo- ram, Bu yaptığımı keyif için ml rum, Birkaç günlük ömrüm kaldı.. Buraya smrf seni görmek için gel- dim, Seni hiç unutmadım. Sevdik Bin ve bugün artık dünyada olmt- yan annen için bir şey diyemiyece- #im. Ben de arneni çok sevdim. Ama ben sevdim. O bana hiç ta- hammül edemedi. Neden!.. Bunu bilmiyorum. Bir türlü bana ısma- madı. Esaten bana hmcı vardı. Başka birini seviyordu, o© adam başka biriyle evlendi, annen de ne yaptığını bilmiyerek bana vardı. Bunu biliyordum. Fakat hayatı bilmiyordum. Her şey düzelir, yo- luna girer sandım. Kulağma kü- peolsim, dünyada hiç bir şey dü- zelmiyor. Sen doğduktan sonra, benden nefret eden annen, bana kin bağladı. Seni benden uzak büyüttü. Çok istirap çektim. Fa - kat insan boyuna muztarip olamır- yor. Ya ölüyor, ya uzaklaşıyor... Ben de uzaklaştım. Başka kadın- larla düşüp kalktım. Annen, san- oki beni seviyormuş gibi, onlar için benimle kavgalar etti neden? Ben- den nefret ediyordu, fakat ben ©- nun erkeği idim. Bütün paraları- mı yediğimi (o söylemişlerdir. Bu hem doğru, (o hem yalan. ben batırmadım, büyük baban ba- işleri | Yazan: Selâmi İzzet tesadüf ettim. Beni sevdi.. Onu yanıma alıp, para kazanmak, iş yapmak ümüdiyle Anadoluya git- tim.. Çok para kazanamadım. Fa- | kat nem varsa senin Görüyorsun ya, benim hakkımda söylenenlerin hepsi haklı (değil. Senden artık ne saklayayım, Ya « şadım, nefsimi birçok (şeyden mahrum ettim. Sevdiğim kadm kollarımda can verdi, Hayatın ce- İ falı safhalarından © geçtim. Sana | hayattan bahsedebilirim. Annen hep o kadın kaldı. Hırçın, asabi.. Allah rahmet eylesin. Cavidan ağlıyordu.. Kaybetti- ği babası bulmuş, fakat yeniden kaybetmek için bulmuştu.. Belki de babası kabahatlıydı, fakat iyi yürekli olduğuna da şüphesi yok- tu artık.. Eğer babasmdan ayrıl- mamış olsaydı, belki de mesut o | lurdu. : Son ayları akim enli geçirdi. Cavidan bankayı bıraktı, babasina baktı. Bir gün dedi ki: © — Hayat nedir? Nasıldır? Kor- Icunç mu? harikulâde mi? ölüye » rum, bunları bilemeden dünyayı terkediyorum., Ertesi hafta 5ldü, Cavidan hem üzüldü, hem vicdan azabı çekti, Tam yirmi sene, kendisini seven bir babadan uzak kalmıştı. Onu, babalık şefkatinden mahrum bes İİ rakmıştı. Bir akşam bankadan çıkarken Hüsnü Cavidana rastgeldi. Cavi » dan mirasa konduğunu ve artık çalışamayacağını söyledi. Hümü Cavidanı bulduğuna memnundu. Cavidan yemeği beraber yemek teklifinde bulundu. Hüsnü kulak» İarma İnanamıyordu. Yemekten sonra Cavidan, düşündüğünü ve ona varacağını söyledi. Fakat ak- Imdan geçeni Hümü anlryamadı, Cavidan düş du: “Ha bu, Ba bir başkası.. Haya» | *m ne olduğumu gördüm...,, Yeni Neşriyat DR anna Fotoğraf haberleri Bugün birinel sayısı çıkan “Fotoğ» raf haberleri, macmussında yüze yö km Türkiye ve dünya hâdiselerine ait sinema, tiyatro, spro ve modaya dair çok güzel resimler vardır. Bundan başka mecmua Hikmet Feridun Be yin, san'atkirlarımızdan Hâzım ve Vasfi. Rıra Beylere dsir dikkate de ğer resimli bir yazısiyle de süslenmiş. tir. Birinci sayımda eldden muvaf- fak olan “Fotoğraf Haberleri, mec muasmı okuyucularımıza bilhassa tavsiye ederiz. Açık teşekkür Refikamın ebedi riyaiyle uğradığı» mız elem ve matem İçinde gerek urak- tan lütufkür mektup ve telgraflariy» le beyanı tariyet ve tesliyet eden v6 gerek merhumeyi habgâhr ebedisine kadar teşyi etmek mürüvvetkârlığın. dn bulunan vatandaş ve ecnebi dost- Tarımın bu dilnüvaz zahmetlerine ay- rı ayrı teşekküre imkân bulamadığım- dan aflarmı diler ve bu mazeretin o İ Alleenap dostlar nezdinde hüsnü ka- | bul buyrulacağından emin olarak ma- İ temzede ailem ve cocuklarımla birlik- te kendilerine candan teşekkürleri- İ min iblâğımı kıymetli sütunlarımızm mihmannivazlığından rica ederim. Budapeşte Elçisi, BEHİÇ XTAKViM—E Perşembe CUMA 1 3ei Teşrini? ci Teşrin) 22 RECEP | 26 RECEP Gal 632 (106 17,05 540 54 11,58 11.38 1443 14.46 1706 17,05 1829 1838 4.51 30 61 » Gün doğuşu Gün bansı Sabah samaz Öğle namazı İkindi namazı Akşam samaz Yatsı samarı İmsak Yılın geçen günleri Yılın kalan günleri olacaktır. |... 473 Khz, BÜKREŞ, 304 m. 15 — 15 Gündüz (yiâk) meşriyası, 15 Kadyo salon orkestrası, 19 Haberler. 10, 15 Konserin devamı, Könferans, 20,55 Rome operüsindan nakli, Mütcakiben son haberler, 223 Khr. VARŞOVA, 1435 m. 1720 Taganni, — Muosahaba, 20 Senfo- nik konser. 21 Musahnbe, 21,40 Torinodan nakli, Verdinin eserlerinden (Falstaff) ope rası, 3405 Mosahabe, 2450 Konser ve reklâmlar, 545 Khr. BUDAPEŞTE, 650 m. 18 Konferans. 19 Musahabe, 1930 Harpa sile, 19,50 Konferana, “RO Bu. dapeşlo opsrasından naklen Verdinin (Reo lem) operası, 713 Khz. ROMA, 421 m. 18 Hafif musiki, rmusahaba ve pik noş- riyniz. 2145 Lomharda Ranratonun eserin. den (İl pasa det campanelii) isimli opera tamsifi, 24 Haberler, BORSA İ Hizalarında yıldız işareti olanlar tzer- lerinde 81 - 10 da maamele görenler. |İ | dir) Rakamlar kapanış flatlarını gösterir. İ 20 Üniversite, 20,20 | | Kadınlar Adasi amme mem mnlemellnünkni Yazan: Gerhard Hauptmann Dilimize çev. ı ma “Hanımlar ne yapacağız, Hanımi# mühim meseleyi düşününüz Hint denizinin cenup kısımın - | da güzelliği ve yanlızlığı içinde parıldıyan, iç taraflarından gökle- re doğru dağ tepeleri yükselen bir adanın kenarma (o doğrubir gün, güneşin etrafı yakıp kavurduğu bir saatte, birçok sandallar yakla » şıyordu. Bunlar pek garip sandal - lardandı, memleketlerin koyu renkli adam - ları tarafından değil, Avrupalı kı - yafetinde giyinmiş kadınlarla hm- cahmç denilecek derecede doldu » rulmuştu, Sandalların içinde kü - rek çekenler de gene bu kadınlar» dr. Umumi görünüş bir sandal eğ- lencesine benziyordu. Sandalların zigzak şekillerde ilerlemeleri ve muş gibi görünen kadın çığlıkları — —| üzerine sandalların mütemadiyen yol değiştirmeleri, küreğe oturan kadmlarm kürek kullanmakta us- ta olmadıklarma delâlet ediyordu. Halbuki bu sandal seya- İİ batini icap ettiren hâdise bir san- 625, -| * Viyana » Vanpora o * Tir, —İ « Budapeşte * mlondm (O 62875 |ş Stokhim » Neryork 07948 (4 Viyana 1206 Je Madrk 9.2824) « Berlin 34057) $ Varşoru 543050) & Badapeşte 24418) « Bükreş 66,4840) » Balgrat w Amsterdam 1.1754)* Yokohama (27514 * Prg 19,000)» Moskova 1080.25. / hk Banka | Anadolu dal eğlencesi değildi. Tamamile sakin bir denizde yürüyen bu san- dallar tahlisiye sandalları idi ve içindeki kadmlar ise vapur kaza- zedeleri idi. Tahlisiye sandalları nihayet a- İİ fanm küçük bir körfezine vardı - n hafif dalgaların yuran sandalları biraz sallaması üzerine birçok ağızlardan (birden çıkan feryatlardan sonra kazazedeler, sevinç, korku, endişe, protesto ve teşci sadalrmdan doğan çığlıktan bir kargaşalık içinde karaya ayak bastılar, Şimdi yüz çiftten fazla kadm iskarpini deniz suyu ile bir az ıslandıktan sonra artık adanm toprakları üzerinde tepinip duru - yordu. Bu karaya çıkış, kazadan kur « İİ talmak içinlâzım olan en mühim Nİ adımdı. Bu vaziyet bu garip kafilenin mühim bir kısmı ta - rafmdan pek iyi anlaşıldığı için İl kadmlar derhal bir sevinç sarhoş- 1 99,00)4 Anadoln | is Kegani isiiran 97.—İş İmtilelii i —00) Anado —— —00İ4 Mümessil A 5009 Bir Japon ceneralı şehrimizde Japon Ordusu Cenerallerinden Ceneral Masataka Yamasaki refi« kası ile birlikte dün şehrimize gel miş, Perapalas oteline inmiştir. Kendisine Kaymakam Fujişuka refakat etmektedir. Japon Cenerali dün Japon s€- fareti otomobilile Sefaret Erkânı tarafından gezdirilmiştir. mame Ticaret odası umumi kâtipliği İstanbul Ticaret ve Sanayi O - dası Umumi (Kâtibi Vehbi Bey Yüksek Ticaret ve İktisat mekte » binde hoca kalmağı tercih ettiği için Umumi Kâtipliği vekâleten yapıyordu. Dün Umumi Kâtipliğe Türkofis İstanbul Şubesi Müdürü Cemal Beyin tayin edildiği bildi - rilmiştir. Cemal Beyin yerine ki - min geleceği henüz bilinmemekte- luğuna kapıldılar. Bu sarhoşluk, sarışmalara, öpüşmelere, hıçkırık» İr sevinç göz yaşlarma ve hattâ şu- rada burada rakseder gibi sıçrayış- lara sebep oldu. Kurtulanlardan birkaçı korkudan veyahut yorgun- luktan ölüme benzer derin bir uy- kuya daldılar. Bazıları umumi! bir zâfa kendilerini (o kaptırdılar. Bir kısmı da hiç seslerini çıkarmadan öyle bir ümitsizliğe kapıldılar ki diğer kadınlardan bir ikisi bunla» rı tedaviye ve cesaret verici söz « lerle teskine mecbur oldular. İçles rinde yalnız bir tanesi teselli edi « Temiyordu. Bu balayı seyahatine çıkmış iken bahtiyarlığınm en tat- İz günlerinde kaza neticesinde sa « adetinin birden bire yıkıldığmnı gören, benüz on sekiz yaşmda meşhur bir milyonerin kızıydı. Bu genç Alman kadını, bütün mevcu- diyetile sevdiği Cordunu kaybetti» ği için kendisini biç bir şey teselli edemiyordu. Bu genç kadın, o ka- dar büyük br ümitsizliğe düşmüş « tü ki kendisini tutan (o kadınlarm kollarından kurtularak bir kaç de- fa denize dez atıldı, geri getiril. di ve felâ laşlarınm çünkü içleri bu uzak | zahiren keyif ve eğlenceden doğ - | kucaklarında feryat ed mağa başladı. Kadınlardan birisi #€ tirmek için donmuş bir kunun üzerine tırmand” umumi kargaşalık ve S9 sında daima aynı sö diyor ve şöyle diyordu: “— Hanımlar, ne Hanımlar, en mühim m€ şününüz, emniyet ve #© temin için ne yapacağı” pacağız? Ne yapacağı! Gayet sert ve uzaf”. nüfuz eden bir sesle 6” feyat, sahile vuran g gürültüsü arasında k: makla beraber, nihayet” dan bir kısmının o lav * tında toplanmalrını Şimdi bu kadınlar biri?” raretli hararetli konuf” blok üzerinde © bağır”; feryatları arasında (o ?” anlaşmağa muvaffak # Bağıran kadm yaşlıca dı. Ressam Hanımın üz€! li ipek elbise vardr. Ş tana sefer yapan yolcu Wi da yemek zamanmda Ö bise giyilmesi muaşeret idelerindendi. Bu kolte elbisenin Dn. 1 İ.A kleeila Yaşma göre oldu! lan saç podreli imiş yordu. Saçları aynı 7: vırcık da olduğundan * yeti ile rokoko yi dma benziyordu. o Buf7 kirli ten rengi, çene k” / zumundan fazla dışar!” 4) ması ve Arap dudakla! siyetine bir hususiyet 4 gibi parlıyan kestane “ gözleri bu hususiyete'. yordu. Ressam (Han varlığı, güzellik ve çir* #4 alâkası olmıyan heri j bir fevkalâdeliğe mal ki > -— "Hanmmlar, şareetmeğe mecburU”" havra da imişiz gibi bet / dan Ka r lardaki gibi riayetle sistem dahilinde heri Onun için her reis seçelim.,, Kadınlar arasınd reis seçilmesi!,, sözü p za dolaşmağa başlat” #1 sözdü ki dünya sahilde ilk defa ağ” Kadmlarm çoğ“ sü etrafında topl ressam hanım sö? düğü teşvik üzeri” — “Hanmmlar, Pe çen vapur kazasi Vİ (, “4 ya <— çıkmamız lerdöndir “ki ver , line © şimdiye idi ' mez tesad | at, dünya kurula!” 40 kılık ve kıyafeti” itbarile bu kadar 7 te teşekkül etsi$ cemiyetinin Hint” ie â adalarından bir al şimdiye kadar 8” açık 7 a fe ği - m e m > l hı