« Baktım ta kendi Yeni bir kalp arıyor pençesine, Aşk uzaktan görünüp seslendi.. Koştum iman ile aşkm sesine.. Ratip Behlül kendini böyle müdafaa etmek istiyordu. Fakat muvaffak olamadı. Aşka yan çiz- diler. — İsmin Ratip Behlül, Otuz iki yaşındasın. Zaman zaman çalgılı kahvelerde hanendelik etmişsin... | Yerin yurdun belli değil, Kâh bir handa, kâh bir otel odasında, kâh bir pansiyonda oturuyormuşsun, »— Hep ayni mahallede oturmak canımı sıkar efendim. — Hele oda kirası vermek da- ba fazla canını sıkıyor. Para ver« mediğin için her yerden koğulu- yorsun. — Efendim ev sahipleri sabır- sız.. Para kazanmıya fırsat ver- miyorlar. — Bu İrsatı harsızlıkta bulu» yorsun.. Birçok omahkümiyetin var. Birkaç kere on, on beş gün hapse mahküm olmuşsun.. Yani hırsızsm. — Affedersiniz, hanendeyim. — Hayır, bir zamanlar arada sırada hanendelik etmişsin. Kim- 16 seni tutmamış, hırsızlığa başla- muşsın, — Yanlış efendim. — Yanlışı şimdi görürüz. Feş- “ mekân hanımın on lirasını ve al- tır. saati ile kordonunu çalmış - sin, — Yalan! — İnkâr mı ediyorsun? — Elbette inkâr ediyorum. On lirayı, altmış alti oynyayım diye bana verdi.. Kâğıt bu, tali o belli olmaz, kaybettim. Kazansaydım, ortak olacaktık. Saatle kordona gelince, şaka ettim. ,Aramız gayet iyi idi.. Evlenecektik. Beni ne de- receye kadar seviyor diye bir tec- Nakleden ; İzzetoğlu | gene buraya gel, sana yirmi lira vereyim.,, Hem kalk, aşağıya ga- zinoya inip birer kahve içelim, Kalktık, gazinoya gittik. — Çantandan on lirayı alan a- damla beraber, nasıl gazinoya gi- dersin?, — Ne bileyim ben, namuslu a- dam sandım. — Halinden namuslu bir adama benzemiyor. Neyse anlat... — Ertesi günü ıhlamurun altıma geldim. Behlül Ratip atıldı: — Görüyorsunuz ya, randevu - muz vardı. — Parasını almıya gelmiş. — Ne olursa olsun, randevumuz ! vardı. — Devam et hanım. — Bekledim, bekledim, gelme- di. Ertesi gün gene gelmedi, daha ertesi gün gene gelmedi. Nihayet dördüncü akşam geldi. Yanıma o- turdu. Kolunu belime attı. Behlül Ratip ayağa kalktı: — Görüyorsunuz ya, aşk mese- lesi.. Gönül işi,. — Sus, otur.. Devam et hanım. — Dedim ki: “Uslu dur ve on! liramı ver.,, Bu aralık O saatimle kordonumu gördü. Kaptı. Ben çektim. Çekiştik. Kordon , koptu. Bağırmıya başladım.. Oradan ge- çen biri yolunu kesti. Bir polis e - fendi yetişti, yakaladı.. Merkezde saatle kordonu iade etti. Fakat on liranm yüzünü bir daha görme- dim, Yolunu kesen adamla polis e - fendi bu ifadeyi tasdik ettiler. Maznunun avukatı, müvekkilinin aşk masalını kale almadı. Parasız- Irktan bir cahillik ettiği yolunda müdafaada bulundu.. rübe yapmak istedim.. Hem saati ile kordonunu iade ettim. — Ama parayı arakladın. — Dedim efendim, altış altı oy- © niyayım diye vermişti. > — Yüzünü ilk defa görüyordu. İnsan yüzünü ilk gördüğü adama para verir mi?. © — Evet ama, saatle kordon er tesi günüydü. Dişte aşk vardı. © Gönül vardı. Parkta ıhlamur ağar cının altımda randevulaşmıştık. — Otur bakalım, — şahitleri ve davacıyı dinliyelim. Davacı Feşmekân hanmm. Bir © apartımanda hizmetçi. Yirmi yedi yaşmda evli. — Söyle bakalım ne diyecek- İ sin?. © — Geçenaymon sekizinde 'izin- © Hi giktım. Parka geldim. Büyük ıh- © lamurun altında oturdum. Hava alıyordum. Yanıma şu adam ge > Hip oturdu. Havadan sudan konuş» tu ve bir aralık sordu: “Kırk pa- — ranız var mı?.,, “Var olacak,, de- dim, çatamı açtım. On İriayr gör- dü. Elini uzatıp aldı. Ben şaştım. “Ayol, dedim, ne yapıyorsun?... Yer parayı..,, Dedi ki: “— Şaka yapıyorum. Bu para- , yı ödünç aldım. Yarın bu saatte | Maznun üç ay hapse mahküm | edildi.. Matbaamıza gelen eserler: Yeni Türk Yeni Türk mecmuasının ağus - tos 25 numaralı nüshasr Ali Rıza, Hüseyin Rahmi, Behçet (Kemal, Münir Müeyyet, M. Kemal, Hüse- yin Namık, Dr. Süheyl, Tahsin Ömer, Ahmet Hamdi, Feridun ve Sadri Etem, Beylerin makaleleriy- le intişar etmiştir. Her kitapçı ve müvezzide bulunur. Tavsiye olu - nur. Fırka Askerlik Dairesinden: 1 — Teşrin - 934 celbinde bir bu- çuk ve iki senelik hizmete tabi 316; 326 bakayasiyle 327 geri kalanlar, 328 doğumlu ve bunlar. la muameleye tabi olanlar celbedile - cektir. 7 — Deniz ve mızıka sınıfına men. | sup 316; 326 bakayasiyle 327 ve 328 İ doğumlular. 3 — Yevmi içtiman 24 - linci Teyp rin « 984 tür. Bedeli nakdiyenin ka - bulü 23 - 1 inci Teşrin - 934 akşamı- na kadardır. | 4 — Deniz sınıfına mensup efrat için yevmi içtima 11 - 1 inei Teşrin - 934 tür. Bu sınıfın bedeli nakidisi 10 - 1 inci Teşrin « 934 akşamma (Okadar e !ğ yapılacak Merasim programı Dil bayramı (Baş tarafı $ Üncü sayfada) — Okan: Azamet sahi- bi, azimüşşan manasına mabut adıdır ki buradan Okyanus sö- zü alınmıştır. Bahri muhiti at - İl lasi, | İ 24 — Batır: oGarp. | — Yalçın: oCilâk | — Yaratık; oMahlük, of N — Elciltmek: (o Ehlileştir- ii Mi mein ya ee i sizi da diğ S ik. ii! takip ediyordu. Pariste ne yaptı « 9 Yam Talk dir, İl ömmkkik ediyor enini “ Siğil: v4 Rümleğ İ| ni araştırıyordu. Bundan Yaşka, Kavi biri vasıtasile © sizi 31 — Soy: (Kavim. ” . 32 — Soysal: o Medeni, içti- ae) mal, Feli b pr : 33 — Kez: OKerre, defa, y , 0: İİ kıyordu. Raul onu âdeta göz hap- 34 — Diltüre: (Dil prensibi. ği p sine almıştı. Yüzümün en küçük 38» Kurum: Cemiyet, tesf| zarlarını tetkik ediyor, en kür UR i ! çük bir samim'yet veyahut hiç ok 36 — İrdek: (o Matlep, irde- mazsa duysularını gizlemek gay- mek: talap atmak. reti görmek istiyordu. 37 — Yön: o Veçhe, cephe, Felisiyen dedi ki: 38 — Onarmak: Islah etil . Bu hareket tarziyle istihdaf mek. ettiği maksat neydi? 39 — Kıtmda: Yanmda, hu: — Bilmiyo"ma, Bartelem'nin zurunda. sizi benim yanıma göndermesin - 40 — Seçkin: o Mümtaz, gü-ü de bazı maksatları olduğu ve oğlu zide. | Simonun, aleyhimde tertip edil - 5 li | ime va 42 — Gereklinesneler: mak zeme. | etmenizi temin maksadiyle bura - 43 — Diriklik: Ciyadet. | ya geldi —— lam mi: proje neden ibaretti? İşte bunları bei meydana çıkarmağa muvaffak o - 47 — Bö mma zaruret öl bahetti mi? Km bundan gelir). | — Hayır. raimamadımı y çi Sm Vazif (yük bi .i ye — Yül iyi e meb - | O — Bu takdirde Tele gayeniz Emek: o Gayret. köşkte işlemekten ibaret bulunu - © — EZ nır Topluluk, ge en cümle. | — an nasil eme- s2 — İrdem: İstek, irade ir al ta Si (gene irdemekten). elisiyenin sözleri (o doğruydu. 53 — Nedenlü: (Ne kadar. 8| Bunun için Raul büyük bir sevinç 54 — Asığlı: o Faydalı. #İ duyuyordu. Bartelemi ile oğlunun 55 — Kamumuz: Hepimiz. Ül tezvirlerinden haberi olmadığı, 56 — Uza: Müddet, zaman 8 olsa bile bir menfaat arkasından (Uzamak: İmtidat etmek). | koşmadığı muhakkaktır. #| o — Diğer bir nokta var Felisi * yen, Tomas vaka gecesi kayıkla gezen kendisi olduğunu itiraf e - diyor. Bu itiraf sizi mütebayyir etmedi mi? — O gece kayıkla gezen Oben | olmadığımdan bu itiraf one diye beni mütehayyir edebilir? Kayık gezintisi olduğu saatte ben uyu - yordum. Bu sözlerin söyleniş tarzı sami- mi değildi. Felisiyen (o söylerken yere bakıyor, nazarları, (Raulün nazarlarına rasgelince mukave - met edemeyip sıyrılıyordu. Gen- cin yüzü kızarmağa. başlamıştı. i Raul kendi kendine: 3 — Refik Ahmet Beyefendiğii o — Yalan söylüyor, dedi, bu tarafından “Dil hakkında kon- | mevzuda yalan söyliyen her mev- ferans,, #i zuda yalan söylüyor demektir, 4 — Eski lisanla yeni lisanın Raul şiddetli. adımlarla odada mukayesesi için: | dolaşmağa başladı. Felisiyenin A) Eski ve yeni iki şiir. dalâveracılığı pek açıktı, Raul bu B). Eski ve yeni iki nesir, gencin bir yalancı ve müzeyirden 5 — Güzde sanatkârlarımızfi) başka bir şey olmadığı kanaatini te-fından konser. İl hasıl ediyordu ve Kiddetini yen « 6 — Bu kutlulama merasimi ii| miye muvaffak © olamadiğında” r“vo ila nesredilecektir. kapıya doğru yürüdü. Bu anda 7 — Bu Kutlulamaya istirek 8) Felisiyen önüne çıkarak: icin davet” ye yoktur. — Sözlerime inanmıyor musu - nuz? dedi. İtiraz etmeyiniz, inan- madığmız muhakkaktır. Ben si - zin nazarınızda hâl& kül rengi bez torbayı çalmak için gelmiş ve ar - kadaşı Simonu öldürmüş bir ada « mım.. İyi hareket tarzı benim bu - radar uzaklaşmamdır. 57 — Genel: oUmumi 58 — Özek: (Merkez. — İnanç: o İman, 60 — Bayık: (Kati, muhak- kak, Diğer taraftan Halkevinde da tamamlanmıştır. Program aynen şudur: Dil Bayramı, Halkevi Caga- ji loğlu merkez salonunda saati 16 da aşağıdaki sıra ile kutlu- lanacaktır: 1 — Halkevi reisinin açma sözü, 2 — İstiklâl ve Kurultay marşları. ceza maddesi ahkâmınn tatbik edileceği ilân olunur, K Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mı? Yazan: Maurice Leblanc Raul hırçın bir sesle: — Hayır, dedi,"bilâkis, müspet olsun, menfi olsun, aramızda red ve inkârı kabil olmıyacak bir ha- kikat doğuşuna kadar kalmanızı istiyorum, — Bu hakikat, tahkikat hâki - minin iddiasında bulunmaktadır, —M. Ruselenin verdiği kararın hiç bir manası yoktur. Bu karar, benim bulup para mukabilinde or- taya attığım Tomasın yalan itiraf- larına dayanmaktadır. Fakat me- selenin başlangıcındanberi oyna dığınız rol tam manasiyle karan - lık içinde kalıyor. Henüz bir an evvel sizde, insanın ruh ve mane - viyatımı aydmlatan akislerden bi- rini görür gibi olmuştum. Siz en ciddi ve en ateşli hareketlerinizi gizliyorsumuz, Meselâ İntihara kal kışmanızı nasıl tefsir edebiliriz?. Buraya bana veda etmek ve ke « nimle anlaşmak için geldiniz de - gil mi? Halbuki sizi | elnizde ro velver olduğu halde ve adeta can çekişir bir halde buldum. Bunla - rt İcap ettiren sebepler nedir? Felisiyen cevap vermedi ve bu hal Raulü kudurtur gibi oldu: — Hep susuyorsunuz! o Yahut tahkikat hâkimine olduğu gibi de- lâmbaçlı cevaplar veriyorsunuz. Fakat sorduklarıma cevap verse nize?... Bizi birbirimizden ayı - | ran yalnız sukütunuz ve bana kar- şı gösterdiğiniz itimatsızlıktır, Fa kat size karşı itimat hisleri edin - memi İstiyorsanız (bunlardan vazgeçiniz. o Düşünüyorum, ta- şmıyorum ve sizi hakirhak- sız itham etmekten başka çare bur lamıyorum. Yoksa, istediğiniz bu mudur? Raul delikanirmn omuzlarını yakalıyarak bağırdı: (Devamı var) Sultanahmet sulh mahkemesi birinci hukuk hakimliğinden: Dilber hanım tarafından Vez- necilerde Balaban (mahallesinde Acem oğlu sokağında 27 numara- hı kaymakam Şükrü Beyin hane- sinde mukim İbrahim Etem Beyle Gülsüm hanım ve Üsküdarda Al- tunizade o mahallesinde küçüle Çamlıca caddesinde 53. numaralı Nafiz Paşa köşkünde O mukim Ali Faik Bey aleyhlerine ikame ettiği şuyuu davası üzerine bun « lardan İbrahim Ethem ve Gülsüm hanıma ilânen muameleli gıyap kararı tebliğ edildiği halde mah kemeye gelmedikleri ve Ali Faik Beye dahi ilânen tebliğat icra o - lunduğu halde kezalik gelmedi - ği ve bu kere ehli vukuf tarafından verilen raporun okunduğundan ve mahkemenin hüküm < derecesine geldiğinden bahisile muameleyi gi- yap kararının tebliğine ve muha - kemenin de 24/10/934 saat 10,30 talikine karar verilmekle yevmi mezkürda mahkemeye gelmediği ve beş gün zarfında itiraz etmedi- ği ve bir vekil göndermediği tak- dirde hakkında gıyaben muame- lei Kanuniye ifa olünacağım mü beyyin işbu muameleli gıyap ka - ! rarr il&nen tebliğ olunur. (2391)