Gi © Zavallı genç kız kara talilisin! 71 EYLÖL 1984 mİ ne kadar “Belgratta misli görülmemiş bir dolandırıcılık hadisesi meydana çıkarıldı Belgrat gazeteleri çok garip ve — ve belki de misli henüz görülme - miş bir dolandırıcılık hâdisesinden bahsetmektedirler, Verdikleri taf- silâta göre İzabel Maryer namın - da bir genç kız eniştesinin sarraf dükkânında çalışıyor ve eniştesi mütemadiyen borsada meşgul bu- Junduğundan, esasında küçük bir bankadan başka bir şey olmıyan sarraf dükkânını İzabel idare edi- - yordu. Günün (birinde (dükkâna elinde bir altın lira olduğu halde genç, çok şık giyinmiş, esmer, iri kara gözlü bir kadın girip liranın © bozulmasını rica etmiş ve paraları — alırken genç kızın gözlerine dik - — katle bakarak; — Vah zavallı genç kız... Sen ne kadar kara talihli bir zavallı - — sın!demiş, E Bundan bir şey anlmıyan fakat fevkalâde endişelenen İzabel genç kadından maksadını sormuş ve şu cevabı almıştır: a Ben falcıyım. Bir bakışla is- tikbalinizin dahşetini görür gibi » Oldum. Fakat bu mühim mevzu : hakkında burada © görüşmemiz doğru değildir. Evime geliniz, hem konuşur, hem de talihinizin fenalığını iyiliğe döndürmeğe uğ- — raşırız. © İzabel bu sözlere inanmak iste- memiş ise de genç ve meçhul ka- dının ateşli kara gözlerini bir tür- — İü unutmağa muvaffak olamamış- bir. Bunun için kara gözlü kadı - © Bin biraktığı adrese gitmiştir. © — Kara gözlü kadının evi fevka - — İâde zevkle döşerimiş bir | evdir. Fakat genç kız kübik döşeli bir sa- lona değil, beyaz ölü başlariyle süslenmiş siyahlarla örtülü simsi - yah bir odaya alınır. Bu odada yerlerde müthiş yılanlar, köşeler- de baykuşlar, masa üzerinde ö - , lü kemikleri ve kafa tası bulun - maktadır. Genç kızın o burada meçhul kadın tarafından zayiçes si (21) tetkik olunur... Ve bu tet - z kik neticesinde zavallı | İzabel, » Liza Şaynınamında âdi bir çinge - , ne karısından başka bir şey olmı - yan sihirbazı pençesine girmiş iye tetkikattan sonra genç kızı fev- - Kalâde süslü bir salona sokan şi - hirbaz der ki: — Matmazel, içeride yaptığım N Şa / Bunları size anlatmak uzun olur. | Fakat el ele vererek talihinize ye- ni bir istikamet vermek lâzımdır. Bunun için her iki günde bir bana gelir ve... Çingene karısı bundan sonra: sını söylememiş “isede bir çift yakıcı gözün tesiri altımda kalan İzabel onun “Bana bol bol para getiriniz!,, demek istediğini anla- muştur, Yahudiler paraya düşkündür. İzabel de yahudidir. Fakat böyle olmakla beraber İzabel bankada bulunan bir milyon dinarlık (Tak- riben otuz bin lira) drahomasını sarfetmeğe; kendimi, kız kardeşi- mi ve evlâtlarımı kurtaracağım di- ye, çingâne karısma © yedirmeğe zarfında milyonun suyunu çek - mesini mucip olur.. Olur, fakat fena talihe iyi bir yol vermek kabil olmaz. Buna rağmen çingâne ka- rısı dalaveresine devâm (eder ve genç kıza: — Son bir çare kaldı, der, ölü kafalarına para doldurarak topra- ğa gömmek lâzım! İzabel drahomasinı son para - sına kadar harcamış bulunduğun- dan para bulamaz ve Okendine e- i manet edilmiş bulunan sarraf dük- kânındaki altın paraları aşıp çin- gene karısma götürür. Çengene karısı da genç kız ile birlikte Bel- gradın “Topçu dere,, parkı yakı - nında bulunan küçük kiliseye gi- derek altınları, mezardan taze çı- karılmış bir ölü kafasına doldura- rak gömer, “1 Corriere della Serâ,, yazı yor: Çin garip ve tuhaf bir memle- kettir. İnsan Çinde bulunduğu za- man, karşılaştığı kimsenin hangi ırka mensup olduğunu bilemez. Japonlar Çinde büyük bir düş- man addolunurlar, Çin, Japonya ya karşı her türlü güçlükleri ihdas eder. Bununla beraber bu siyaset başlar. İki günde bir çingâne ka- | rısına verilen binlikler az zaman | İ tetkikat yalnız sizin için değil, kız | uğrunda en fazlu müteessir olan - Kardeşiniz ve hele çocukları için | Senebi tebealarıdır. Çünkü, Ja - © cidden müthiş neticeler vermiştir, | onlar her ihtimale karşı tedbir - E wa | ler alarak istedikleri gibi kolay - © tar 250 'bine kadar inmiştir. lıkla icraatta bulunurlar, # Harp esnasında Alman ordu - Şimali Çin aponyanm nüfuzu su için 200 muhtelif cinste (e top | altındadır. O Bokser protokolları © mermisi imal edilmiştir. Bunların | sayesinde İngiltere, Fransa, Italya © yüz yetmiş yeni sistem idi. Har- lur. Japonyanın imtiyazlı arazisi, © bin sonlarına doğru her ay 11 mil- | hakkını kazandılar. Bu imtiyazlı Yön top mermisi imal ediliyordu. | arazinin en mühimmi, Tientsin- ; Bütün esnasmda Alman | dedir. Japonlar bu kıt'nda vasi © ordusu ve bahriyesi için takriben | arazi satın almışlardır. Japonya- — 800 milyon harita paftası basıl - | nın imtiyazlı arazisi o kadar kim :d dir ki, diğer hükümetlerin imti- © © Umumi harbin 1 trilyon, 37| yazlı arazisinin bir kaç mislini bu- © milyar, 942 milyon altın marka | ir. Japonyanın mtiyazlı arazisi, © mal olduğu hesap (edilmektedir. | Japon nüfuzu (altında bulunan © Bu miktar günde 758 milyon altın | mıntakalardan başlar ve Mançuri © mark demektir. Merkezi devlet- | hududunda nihayet bulur. lere isabet eden hisse 349 milyar Tientsinde kışın derecei hara » altın marktır, mıntakasında bulunmasına rağ - Almanya harp esnasında do - | men kışın çok soğuk olur. kuz harp istikrazı yapmış, bu is « Tientsinde kışın deercei hara - © tikraza iştirak eden 90 milyon ki - | ret tahlessıfır otuza kadar (iner. si 98 milyar mark vermiştir. Cili körfezi kış esnasında donar, i ii Tabii sihirbaz ve genç kız kilise civarından uzaklaşır uzaklaşmaz İ başka bir çingenenin toprağı ka- l zıp altınları çıkardığı ve Lizaya teslim ettiğini anlatmağa (lüzum yoktur. Altıngömme numarası birkaç defa tekrarlanmnca İzabe- lin de altın menbaı tükenir ve tam bu sırada polis işin farkına varır. Yapılan tahkikat © neticesinde çingene karismın genç (kızdan, bipmotizm vasıtasiyle bir milyon dinar ve birçok altın para çektiği anlaşılmıştır. Tahkikat derinleş - tikçe çingenenin Belgradm en bü- yük bankalarından “Fransız - Sırp bankası,, nda ve “İhracat banka- sı,, nda birer hususi kasası olduğu görülmüş ve açılarak (içlerinde İ mühim miktarda para bulunmuş - | tur. Çingene İzabelden dört yüz elli bin dinar aldığını itiraf etmiş ise de polis bununla Okalmamakta ve hakiki yekünu meydana çıkarma- ğa çalışmaktadır. Belgrat gazeteleri, bir sene e- vel bir köyden Belgrada gelen bu çingenenin evindeki (ağır ve çok pahalı eşyanın en çetin ( zevkleri tatmin edecek kadar zarif ve mo- dern olduğunu yazmakta ve bun- larım resimlerini neşretmektedir - ler. Ayni gazetelere göre birçok genç kadınlar ve erkekler, iltifat görmedikleri sevgililerinin kalbini çekebilmek için kadından imdat istiyor ve ona büyük paralar veri- yorlarmış. Çingene karısı bu su- retle kazandığı paralar ile Belgrat- ta büyük bir apartman yaptırmağa muvaffak olmuştur. “11119 200088800088 00800080 BABE UNU BEER EEEEEEEEEEE EEE EENAABAAEEBEEEEAEEEEEEEEEN “Çin garip ve tuhaf bir memlekettir..,, Tientsinde her imtiyazlı mn - taka, imtiyaz sahibi olan memle - kete benzer. Burada yarim saat zarfında bütün Avrupa hayatmı görmek mümkündür. Almanya, Avusturya ve Rusya- nm imtiyazlı arazisi umumi harp esnasmda Çin hükmetine iade €- dilmiştir. Buna rağmen bu imti- yazlı arazi eski hükümetlerin fizi- yonomilerini muhafaza etmekte- dir. Bu suretle Tientsin şehri bey- nelmilel bir meşher gibidir. Bir insan Fransanm imtiyazlı arazisinde bulunurken bütün Fran sanın inceliklerini görebilir ve İn- gilterenin imtiyazlı arazisinde de İngiltere hayatını görür. Tienisin gayet lâtif bir şehir 0- lup Şanghay gibi değildir. Tient- sindeki ecnebiler, gerek iklim ci- hetinden, gerekse eğlenceli hayat- tan memnundurlar. Çinde spor ve bridge oyunu u- mumileşmiştir. Bu oyunların het gün muayyen saatleri vardır. Bu- radaki makinenin nüfuzu Avru padakilerden aşağı değildir. Bu şehirde her adımda bir fo - toğrafçı bulursunuz. Her devle - tin imtiyazlı srazisinde bir askeri kuvvet mevcuttur. Resmi bay ramlarda, her devletin mümessili, kendi askeri kuvvetlerine | geçit resmi yaptırır. Bunların ayni za“ ine ii rail IYASEZL''A Ss LEMiİiNDE Ae Şe İngiltere ile Fransanın anlaşmaları lâzımdır “Pariser Tageblatt,, yazıyor: Locarno mukavelesi aktedildi- ği sirada İngiltere hariciye nazır- lığında bulunmuş olan mümtaz İngiliz devlet adamı Sir Austen Chamberlain, Figaro gazetesinde calibi dikkat bir makale neşret - miştir. Chamberlain bu makale - sinde, İngiltere ile Fransa arasın - da daha iyi bir anlaşma lüzumu - nu ileri sürerek bu mevzuu etraflı- ca müdafaa etmektedir. — Kul - landığı lisan ciddiyeti ile (bütün cihanda dikkat ve alâkasını uyan» dıracağı muhakkaktır. Sir Austen Chamberlain, Fran- sız ve İngiliz psychologie'si hak- kında güzel bir tahlil o yapmakta ve ezcümle şunları yazmaktadır: Birbiriyle mütekabilen anlaş - maları en ziyade lâzım olan iki millet, İngiltere ile Fransadır. Bu- nun böyle olmasına rağmen dün- yada mütekabil (anlaşmaları en ziyade güç olan iki millet dahi ge- ne bunlardır, M. de Madariaga milletler cemiyeti kâtibi iken $öy- | le yazmıştı: “Fransa ile İngilterenin görüş“ leri başka başka olmasaydı bu iki devleti işleri ayni tarzda (görüp mütalea etmeğe imale (etmek mümkün olurdu..; Fransız lisanının güzide nesri- ne aksederek şeffafiyet iktisap €- den Fransız zekâsının parlaklığı, İngiliz tarzının en iptidai âdetle- rine yabancıdır. Keza Fransızla- rm bürhan olarak ikame ettikleri liz karak” seri mantık, yalnız İn terine yabanci değil, hattâ tecrü- belerimize de mugayirdir. Bu - nunla beraber ayrılıkları göstere - rek sui tefekhümlere sebep olan müşkülâtı tanıtmağı, bunları iza- le için bir vasıta olarak teklif et mek daha iyidir. Bir İngiliz ile Bir Fransızın ilk tesadüflerinde her iki tarafın u - mumiyetle sıkmtı ve hicap, külfet ve zorluk duymalarma rağmen, bir İngiliz ile Almanın, ilk tesa - düfleri, alelâde kolay ve iğfalkâr bir samimiyet içinde cereyan eder. Zirâ Ingiliz usulen iyi bir philolo- ge değildir ve Almanlar arasında İngiliz lisana vukuf, Fransızlar arasındaki vukuftan daha çoktur. Kezalik ilk nazarda İngiliz ve Al- man düşünce, âdet (ve tarzları yekdiğerine pek gayri müşabih görünmez, ancak bunlar (derin bir tetkike tâbi tutulursa o vakit büyük ayrılıklar zahir olur. Bizim imanrmızın kökü başka bir zemin- dedir ve başka neviden cereyan- larla semerelendirilir. İngiliz ve Fransız yekdiğerinin tabiatlerine ne kadar derin nufuz edecek olur- larsa o nisbette çok müşterek nok- talar keşfederler. İngiliz ve Al man birbirlerini mütekabilen an- lamağa ne kadar fazla çalışırlarsa kendilerinin iman ve fikir ayrılık- larınnı o nisbette arttığı meydana çıkar. Bilhassa Almanyayı en iyi tanıyan, orada yaşamış, o yahut manda polisleri de vardır. Bu şe- hirde yaşıyan ecnebiler, yabancı addolunamaz, sahip oldukları im- tiyazlar sayesinde kendi vatanları gibi bütün medeni haklara malik- orada münasebetler tesis etmiş o lan İngilizlerin, tehdit edici tehli» ! keyi önce gören ve kendi vatan - daşlarını ikaz eden O ilk kimseler olduğunu tespit etmek ehemmi - yetten ari bir keyfiyet ( değildir. Vaki olmuş bir şey tekerrür ede - bilir. Eğer bir kere tehlike avdet edecek olursa o vakit ayni derin kuvvetlerin tecrübeyi kazanmaları lâzım gelecek, ayni mühim mese - leler tehlike ve muhataraya maruz olacaktır. o O vakit Fransa ve İn- gilterenin birbirine ihtiyacı ola- caktır. Allaha dua edelim ki on- lar birleşsin, yoksa bizim müşte- rek medeniyetimiz inktraz bula- caktır. Evet, müşterek medeniyetimiz! Zira bizim müşterek mirasımız o- lan beşeri fikir ve zekânın hürri- yeti hakkında biz, yani İngiliz - ler ve Fransızlar o ayni telâkkiye sahibiz, Avrupanın bütün büyük devletleri arasında yalnız Fransa ve İngiltere, kendi milli karakter- lerinin derinliklerinde kökleşmiş ve başka her yerde cazibe kuvve- tini kaybetmiş olan fikirleri hâlâ müdafaa etmektedirler. Goethes- nin vatanında bu harikulâde de » hanın ilme susamış, serbest fikir ve zekâsı artık bugün barınmak hakkını bulamazdı — ve Sehillerin marazi iptilâ derecesine yükselen bürriyet aşkı ya boğulur, o yahut kendi gustosuna göre düşünmek ve ruhunun hislerine ifade ver - mek için başka bir yerde (o hakkı Hayat aramaya tobarcdtmraf Ben İngilizim, Allah muhafaza etsin, eğer bir gün İngiltere ile Fransa arasında bir harp zuhur e- derse, ben gerek haksız ve gerek- se haklı olsun, daima memlekti- min tarafında bulunurum. Fakat kat'i kanaatim vardır ki (o Garbi Avrupanın iki büyük demokrasisi arasında böyle bir harp vukua gel- i mesi, yalnız her iki memleket i- çin felâketli neticeler (o tevlit et- | mekle kalmayıp ayni zamanda bü- | tün cihan için dahi bir felâket teş- kil eder. İstanbul 6 ner icra memurlu- undan: Küçükpazar Hacıkadın mahal- lesinde Bostan sokağında 13 nu- marada mukim iken ikametgâhı meçbul olan Mevlüt efendiye: Yorgi efendiye fatura mucibin- ce borcunuz olan 17 lira 96 kuru- Şun temini tahsili için dairemizde açılan takip üzerine namınıza çi- karılan ödeme emri ikametgâhını zin mechul olmasından dolayı bi- lâ tebliğ iade edildiği mübaşirin verdiği meşruhattan anlaşılmış ve bir ay müddetle ilânen tebligat i- fasma karar verilmiştir. Tarihi i- lândan itibaren bir ay zarfında borcunuzu ödemediğiniz ve icra - nin geri bırakılması bakkında ait olduğu mahkemeden tehiri icra kararı getirilmediği takdirde ceb- ri icraya devam olunacağı o gibi müddetinde mal beyannamesi de vermediğinizden hapisle tazyik e- dileceğiniz ödeme emri makamı- na kaim olmak üzere ilânen teb- liğ ve itirazımız varsa altmer icra- nın 934/2850 numaralı dosyasıns. müracaatımız lüzumu ilân olunur (2353)