l i | k. İŞARETLER... Idare mecmuası Mütevazidir, olgundur, Upkı bir başak gibidir. İçinde"idare denen faa- liyat hayatının ilmini, fikirlerini, hu susiyetlerini, karakterlerini her sy ye- ni yeni bilgilerle (yenilemek istiyen bir mecmuadır. Ne şatafatlı kapaklar içinde vitrinlere yaslanır, ne de insa- na dedikodu dinletmek için sayıfala « rını venldendirir. İdare denen kabili - yetin, insanları, toplulukları, büyük i- dare cüzü tamlarını kullanmanin $#ir - larını, usullerini arıyan, bulunmuş u - sulleri ortaya atan idare mecmuasın * da göze çarpan ilk şey 77 aydır vazi- fesini yapar bu emektar mecmusnin muhteviyatıdır. Şimdiye kadar İdare mecmuasın - da 300 den fazla idare işlerine, vilâ - yet idarelerine, belediye meselelerine, sehirçiliğe sit makale ve Millet Mec- lisi ile devlet Şurası kararlarına tesa- düf edebilirsiniz. Bazan bu mecmuanın ilâve olarak okuyucularına beynelmilel idare ilmi- ne ait eserler de verdiğini görüyoruz. İdare mecmuası validen nahiye mü- dürüne kadar bütün idarç âmirlerine bir ay için mesleki bilgi vermek için lâzım olan bütün malzemeyi kendinde toplamıştır. İdare Mecmuasına genç veya yaşlı bütün idare unsurları için idare bakı- mından dünya vaziyetini, dünya ha » reketlerini ve milli hudutlar içindeki | hareketleri tanıtması çsas itibariyle gok faydalı bir çalışmanın ifadesidir. Fakat İdare Moçmuasını sadece teknik bakımından — faydalı olmakla kalmıyacak bir eser diye saymak h- tahı olur. Hukuk tahsili yapan genç - ler, sosyoloji ile meşgul olanlar, kül - türünü ilerletmek iştiyen rütbesiz yar tandaşlar da bundan istifade edebilir- ler. Bu mütevazi, Giddi çalışmaların mahsullerini | taşıyan mesmyayı mü - | nevverlere ' ; tanıtmak, münevverleri onunla alâkinlandırmak, sanıyorum ki, ! ocak, nahiye ve kaza | toplanarak C. H, F. yoklama tali Beşiktaş ve F GET Beyoğlu kazalarının a b belediye aza namzetleri “Şehrin muhtelif yerlerinde konferans ve hitabelere yarın akşamdan itibaren başlanılıyor Belediye intihabatında C.H, Fırkaşı tarafından azalığa nam- zet gösterilecek zevatın tesbitine başlanıldığını ve Eminönü, Fatih kazaları nabiyelerinin kararlaştı- rıldığını yazmıştık. Dün de öğ” leden önce Beşiktaş, öğleden son- ra Beyoğlu kazalarında C. H, F, idareleri matnameşi mucibince kendi ka: zalarından gösterilecek aza nam- zetlerini tesbit etmişlerdir. C, H. F. idare heyeti reisi Antalya meb- usu Dr, Cemal Bey, öğleden evel Beşiktaştaki, öğleden sonrada Beyoğlundaki içtimada reislik et- miştir. C. H, F. İstanbul vilâyet idare heyeti azası da buiçtimalar- da bulunmuşlardır. Bu içtimalarda fırka nama namzet gösterilmeleri kararlaştı - rılan zevat içinde eski şehir mec- İlişi azasından pek azısvardır, Nam zetlerin ekseriyetini yeniden şehir meçlisine girmesi halk tarafından istenilen kimseler teşkil etmekte - dir; müddeti biten evelki vilâyet Yerinde bir harekettir. * | “anlar Mocrmasrmı yalnız münev - e Kitöp eden bir vesika olarak düşünmeyiniz. Bums idare hayatımızda idare un» surları için acrlmeş bir mektep telâkki edebilizsiniz. İlerliyen, yürüyen haya tin şartlarına, değişen memleket va » ziyetlerine uyğun © bir idare kültürü vücude getirmek hedefini takip eden İdare Mecmunsr — “İdarei maslahat" zihniyetine kârsşt uçılmuş" bir eidalin ik | Endesidir. Bu itibarla Dahiliye Vekâ - | letinin yedi senedir devam ettirdiği bu ölğun enerjiye daha uzun ve mu- vaffakiyetli yazılar dileriz. | Sadri Etem İN | man vanarsssenn Beygir kuyruklarına musallat olanlar İstanbuldaki beygirlerin kuy» rukları birkaç aydanberi kesil mektedir. İki gece evel de Ramide ©n sekiz beygirin kuyruğu kesil» miştir. Kuyruk kesenler geceleri ahırlara gizlice girerek jiletle bey- girlerip kuyruklarını kesmektedir- ler, Beygir kuyruklarında kirfil lerden olta yapılıyor o ve kılların kilosu da yirmi beş liraya . alınıp satılıyormuş... Kuyruk o hırsızları takip edilmektedir. -— Dehri Efendi, kadınlar her $e- Yin krasmş seviyor... - Et meselesi işlemiye başlıyor Mezbahaya geçen sene alınan otomatik tartı makineleri bir tür- lü işletilememişti. Nihayet maki- nelerin tamiri bitirilmiş, müte - ahhitten teslim alınmıştır. On beş güne kadar makineler işleme- ğe başlıyacak ve etlerden beledi- ye resmi kilo başıma alınıcaktır. Bu resmi dokuz kuruş olarak tesbit edilmiştir. Halen belediye resmi hayvan başından almmak - tadır. Yeni şeklin bir milyon lirayr geçen belediye varidatını azalt - mıyacağı anlaşılmaktadır. Haydarpaşa yolunda bir sandal devrildi Ortaköyde Pişmiş oğlu soka - ğında oturan Hacı Halil Efendi ile zevcesi Nazir Hanım dün Köp- rüden Muştafa reisin sandalına binmişlerdir. Sandal Haydarpa» ğru giderken yolda rüz - şaya do arüz devrilmiştir. Denize dü- gârdan şen tör tarafından kurta, i ... Bir sainanlar eteklerini kusal-| .., Sonra saçlarımı... Ve. melişi umumişinde aza olarak bu- İunmuş zevattan yeni şehir meclişi aza namzetliği- ne seçildikleri söylenilmektedir. Bugün öğleden evel Üsküdar- da, öğleden sonra Kadıköyünde ayni suretle içtimalar yapılacak - bu kazaların aza namzetleri tes- bit edilecektir, Evelce de yazdığımız gibi be- lı ve hararetli bir surette geçeceği anlaşılmaktadır. Bu münasebetle şehrimizin o muhtelif yerlerinde konferanslar verilecek, hitabeler söylenecektir. Konferans ve hita- belsra Ayından itibaren başlanı- acaktır, Yarın al t on$e- kiz buçukta eren İİ Refik Ahmet Bey tarafından be- lediye infihabı ye | hemşerilerin vazifesi mevzulu (bir konferans verilecektir. Yarın gece saat 21 de Halit Fahri Bey Melek sinema- sında, Niyazi Tevfik Bey ayni saatte Kadıköyünde Gazi ilk mek- tebi binasında, Ticaret odası u - i mumi kâtibi Vehbi Bey ayni saat- ceze hissesini verecekler! Sinemacıların Darülâceze ver- gisini verip vermemeleri meselesi halledilmiştir. Belediyedeki ko - keyfiyeti Dahiliye Vekâletine bil» dirmiştir. Diğer taraftan sinema” cılara da tebliğat yapılmış, teşri- nievvelin birinden itibaren Darül- aceze vergisinin belediye vezne - sine yatırılması istenmiştir. Sinemacıların bu son karar ü« zerine vergiyi vermeğe başlaya -. cakları anlaşılmıştır. İki aydan » beri Darülâceze vergisi alınmıyor, yalnız tahakkuk ettiriliyordu. Elektrik şirketi aleyhine aşılan bir dava Sultanahmet sulh birinci ceza mahkemesinde elektrik şirketi a » leyhine açılan sahtekârlık dovası « na bakılmıştır, Dava, sulh mah - İ kemesinin salâhiyeti haricinde gös rülmüş, evrakın ait olduğu mahkes sandalcı ve yolcular bir mo - | meye verilmesi için müddeiumu » | zahire borsasini ziyaret edeceği rılmışlardır. air ği led re ağ ie bazılarının da | lediye intihabının şehrimizde can- | | Avni, Sinemalar Darülâ- misyön Darülâcze vergisinin ve - | rilmesi icap ettiğine karar vermiş, | te Kadıköyünde fırka merkezin- de, avukat Aplülkadir Ziya Bey ayni saatte Beşiktaşta fırka mer » kezinde, avukat Celâlettin Fey- yaz Bey Fatih fırka merkezinde birer o konferans vereceklerdir. Yarın gece Üsküdarda £ ve öteki kazalarda da ayni mevzu hakkım- da konferanslar verilecektir. Müteakip günlerde de şehrin | birçok yerlerinde birçok değerli zeyat tarafından hitabeler söyle - nileçektir. Halk topluluklarında i söz söyliyecekler arasmda Galip Hakkı, Hakkı Suha, Etem Akif, Baha Kâmil Çubukçu zade Sıt-| kı, Yahya (OKemal, Kılıç zade! Hakkı, Kemal Cenap, Saim Ali, Galip Bahtiyar, Ooavükat Mekki Hikmet, Fethi İsmail, avukat Avni, Kara Osman oğlu Suat, Köprülü zade Fuat, Agâh Snrı Beylerle Nakiye, Lâtife Bekir Sa | fiye Hüseyin, Aliye Vecihe Ziya, İffet Halim, Vecihe Ziya, | Aliye Halit (o Fahri hanımlar ve diğer kadın erkek bazı o hatipler vardır. Sur dışında “ikinci asra ait bir lahit bulundu Edirnekapı ile Eyüp arasında terkos boruları o döşenmektedir. | Bunun için sur dışında toprak ka « | zılırken bazı künükler ve bunların arasında da bir lâhıt bulunmuştur. | Lâhıdın içinde insan kemikleri | vardır. Buluştan müze © idaresi haberdar edilmiş ve müzeler mü « | dürü Aziz Bey dün Edirnekapıda giderek tetkikatta bulunmuştur, Lâhıdın on ikinci asra ait olduğu anlaşılmıştır. rar Diğer taraftan islâm eserleri - nin gösterildiği çiniler köşkün ta- mirine başlanmıştır. Binanın ziya - retçilere kapalı kalmaması temin | edilmiştir. Ziraat Vekili Evvvelki gün şehrimize dönen Ziraat Vekili Muhliş Bey dün Pendikte evinde dinlenmiştir, Muhlis Beyin bugün İstanbul Zirat müdürlüğünü ve İstanbul söylenmektedir. Görüvor? tuşmaları bile kısa sürüyor.... BŞ A Kg a” PANPA 3 — VAKIT 19 EYLÜL 1954 — SOHBETLER asemaşaş snee yayaya man şesra emer Yanlış ve haksı düşünceler “Tuhaftır hali âlem, bilmiyen söy. ler, bilen söyler” sözü, tiyatro bahis- lerinde âdeta gündelik bir vecize ol « du, Koca bir tiyatrodan üç kişinin çes kilmesi ilzerine bir kuru gürültödür koptu ve yanlış düşüncelerle. haksız. iddialar, boş hükümler birbirleriyle rekor kırma yarışına çıktılar. Ne yazık ki, değerli arkadaşım Fa ik Mümtaz”da, kendini dedikoduya kaptirarak, yok yere kalem yürüttü. Üstat Ercüment Ekrem de bu bahse dair birşeyler karaladı. Ercüment. Ek» rem Bey hâli Raşit Rizayı en kuyvet- li, en büyük artist bildiği için, tiyat. romuzun da halâ yerinde saydığı 26- habını beslediğine şüphe yok. Bu iti- barla bü eski meslektaşı bir şey demi» yeceğim. Faik Mümtazın da: “Şehir Tiyatrosu bozguna uğradı... Şehir ti * yalrosunda “bir kaç gedikli artist, bor yalı dekorlar, eşyalar ve Şehir Tiyate rasu binasi kaldı...” gibi tekzibe bile değmez iddialarını kale almıyacağım, sadece, şu sözleri üzerinde duraca - gum: “Niçin bizde milli dâvamiza lâyik bir tiyatro kurulmıyor?.. Şehir Tiyats İ sosu şimdiye kadar hangi bir artist yetiştirdi? Bu artistler içinde meselâ bir Cejile Sorel, bir Alexandre, bir Robine gösterebilir miyiz?...” diyor. Milk davamıza uyğun bir tiyatro kurmak, ne şahıs işidir, ne de şehir is şi: Bu deplet işidir. Milli davalara uy- ğun tiyatrolar dün olduğu kadar bu- gün de devlet himayesi, devlet büt- çesiyle kurulu pyürümüştür. Milli davamıza uyğun bir tiyatro kurmakla, İstanbul (o Şehir Tiyatrosuna hücum etmek arasında © hiç bir münasebet yoktur. Bu iki meseleyi birbirine kas | rıştırmak, pir aşkına müzevirlik etmek demiyeyim amma, tarize vesile ara - mak olur. Fakat şu da muhakkaktır ki, İs - Ganbul Şehir Tiyatrosu, milli davamı. za uygunsuz değildir. İstanbul Şehir tiyatrosu kendine düşen vazifeyi yapr maktadır. OOperet ve bale kızlarının. bacakları ancak şer'i şerife uyğunsuz İ gelebilir, fakat tiyatroyu güzel sanat- İarın bir kolu olarak kabul eden bir re jime uyğunsuz gelemez. İstanbul Ses hir Tiyatrosu, hakkımda. sahneye koy: duğu beynelmilel şaheserler hakkında tek söz sarfetmeyip, sadece opereli tarize vesile addedenleri softalıkla it- ham etmek gerektir. Faik Mümtaz ar kadaşım softa olmadığından, yanlış bir düşünceye kapılmıştır, diyorum. Artist yetiştirme bahsine gelince, arkadaşım bu noktada da haksız dü- sünüyor. Diyor ki: Astistler içinde bir Celilş Sorel, bir Alexandre, bir Robine gösterebilir mi- yiz? Faik Mümtaz Bey, Robin, Alexan- dr efsanesinin çoktan iflâs ettiğini bil. miyor zannederim. Fransa sahnesinde bir Alexandr vardır amma, bir Robin yaktur. İsmi, kocasının hatırı olsun diye anılır. Bunun için bir Robin gös- termesek te olur. Fakat haydi vardır diyelim, amma böyle bir suali oranın, yâ Fransız Ti- yatrosunun mazisini - bilmemesi ve » ya Fransız tiyatro tarihini kale alma- muş olması lâzımdır. Her iki sk ta hatalı olur. Fransiz sahnesi, Celile So- rel, Aleksandra gelinceye kadar, daha Selâmi izzet Gıner sayıfanın Ainci Firanunda ... Hattâ bazı ahvalde yanıp tu- | Dehri Efendi — Yalnız sözün kı- sasını sevmiyorlar, dostum!...