Bekçi Derviş kurnaz bir adam- dı. Üç senedenberi ( bekçiliğini yaptığı mahallede o güne kadar daha en ufak bir vak'ayı kaçırma- mış, kavgasından tutunuz da ci- nayetine kadar hemen her çeşit kötülüğü bir hızır gibi anmda ye- tişerek bastırmış, idaresine veri - len sekiz yüz bu kadar hanelik koca mahallenin göklerinde hak - sız olarak bir tek kuş uçurtmamış- tr, Sözlerimde mübalâğa var san- mayın. Derviş, bildiğimiz insan- lardan farklı bir adamdır. Gözle- ri, bizimkiler gibi, yalnız önünde- kileri değil, gaipten haber vere- cek derecede kuvvetli, kulakları, adımlarca ilerdeki fısıltıyı duya - cak hassasiyette, gizli ve esraren- giz hususiyetlere malik şeylerdi. i Hiç yanılmamıştı. Evet, o güne i kadar ne dediyse çıkmış, nasıl © kurdu ise öyle olmuştu. Nitekim son menhus hâdisede de aldanma» mıştı ama,, EL Karlı, zindan gibi karanlık bir kış gecesiydi. Derviş, üzerinde go- cuk, elinde sopa, karanlık bir 80- kağa girmişti. Biraz ilerde, korka korka ilerliyen bir erkek hayali gördü. Duvarı siper yaparak giz- lendi. Tetkik ediyordu. Erkek biraz daha yürüdü. Küçük bir e - vin kapısı önünde durdu. Öksür- dü. Bir daha ve kuvvetlice öksür- © dü. Bir iki dakika geçmemişti. © “Kapı açıldı. Erkek, içeriye bir yi- 'lan gibi kayi. Derviş, müthis 80- ğuğa rağmen ter döküyodu. St » kıntıda gibi geniş geniş nefes alı- yor, gözlerini muttasıl kırpıyordu. Yola çıktı. Eve yaklaştı. Ev sa- hibini biliyordu. Bir karı koca İ- diler. Kadın, Gülizar hanım, çok oynak ve güzel bir yosma idi. Ko- © © cası, şöyle böyle, geçimini nasıl doğrulttuğu bir türlü anlaşılmaz bir adamdı. * go Derviş, Gülizardan şüphelenmi- yor değildi. Bir hafta kadar evvel - de gene böyle bir hâdise olmuş, © — öksüren bir adam içeri girmişti. O — zsman, kocasmın arkadaşıdır, de- © mwişti ama, üç saat sonra, kocasiy- le, kahveden gelirken karşralşmış- lardı.. Bekçinin beslediği bu şüphe, hiç eksiksiz kuvvet bulmuştu. Be kadın, evine yabancı erkek alı - — yordu. Bu girende kırıklarından “birisi idi. Kendi mahallesinde © böyle edepsizlik olur muydu? Göz “göre göre Derviş, yutar mıydı bu- “nu?, © — Kapınm tokmağını elledi. Çal- mak ve sormak hakkıydı. Şüphe- — lendim, derdi. Tereddüdünü gi » 'derdi ve elindeki tokmağını hız- Ta demirine vurdu. İçerden telâşlı telâşlı sesler geldi. Dervişin şüp - hesi gittikçe hakikat oldu, bir da- ha çaldı. Daha biraz geçti. Gürül- > tüler oldu. Birisi aşağıya indi. Sonra, Gülizar kapıya geldi. Sap- sarı kesilmişti. — Kimdi içeriye giren adam — banım?. Kadın, dili tutulmuş gibi tek ke © Time söylemiyordu. a — Söyle hanım, biz, buraday- © kende. — Derviş? Gülizarı büsbütün güzel bulu - © yordu. İri siyah gözleri, onunki - Kadının fendi Yazan : Ali Enver | mahcup mahcup bakıyordu. Titri- yen dudakları bu merhameti cel- betmek için söze gelmekte tered- düt ediyordu. — Böyle, apaşikâre sevda kur- makta,. — Sus Derviş, kimse yok. — Bize mi bu martaval?. Dinç adam!.. Hafif hafif düş - mekte devam eden kara rağmen vücudunu istilâ etmiş bir ateş içer- sinde yanıyor gibi gözleri dönmüş kulakları uğuldamakta, her şeyi unutmuş, tek bri şey, evet yalnız bir şey düşünüyordu: Bu kadını, kısa ve kolsuz bir entarinin işler memiş bir ipek İetafetiyle me- na döktüğü bu beyaz, yağan kar- dan daha beyaz vücutlu kadına sokulmak, bu kadına kendini sev- dirmek.... — Ne saadetti bu?. Ve ateşten bir kıvılerm gibi zihnine geçen bu arzu, Dervişi titretti. — Kimse yok, Derviş, emin ol | bana. — Şimdi giren kimdi?. Ve kapıdan içeri sokuldular. Gülizar vaziyetin vahametini bilmiyor değildi. Titriyordu ade- ta. Ya bu adam, biraz daha israr ederse, felâketti muhakkak. — İnkâr etme Gülizar, gözle * rimle gördüm. Vaziyeti bir esireden daha müş- küldü, Mahvolmak bir hiçten iba- retti, Dervişin ellerini tuttu, Asabr bozulmuş, boğucu buhran içer - sinde, dişleri, bütün vücudu titri- yordu. — Haydi git, Derviş, dinle be- Ne yapabilirdi?. Derviş: ni, haydi git, rica ediyorum. — Bu adamı çıkar da ben kala- cağım dese, kabule (o mecburdu... Razıydı bile, — Peki, diyorum, ne dersen peki. Derviş, önünde yalvaran bu ka- dını üzmekten zevkalıyordu. İlk niyeti kaybolup gitmişti. Şimdi, a- | damı, vazifesini, mahallenin şere- | fini, her şeyi arkaya atmış, bu ka- (| dın söylesin, kıvransın ve daha yalvarsın isityordu. — Neredeyse düşüp bayılaca- ğırm. Dizlerimde can kalmadı. Git artık, — Yarın akşam ben gelece- ğim. — Peki, — Sonra, hık mık istemem. — Hayır, bekliyeceğim. — Yemin et, — Vallahi. — Ne vakit geleyim? , — Bu zamanlar., Ertesi gün, akşamdan sonra, saat dokuza sekiz kala Dervis, Gülizarın kapısını usulca çaldı. İçerden bir ses duyuldu. Merdi- venlerden birisi indi, kapıyı açtı. Gülizardı. Dervişi güler yüzle karşıladı. Merdivenlerden çıktılar. Oda- ya girdiler. Masa üzerinde bir şi- şe konyak vardı. turduler. Ka- dın, sandalyesini Dervişe yaklaş- tırdı. Dervişin sabrı tükenmişti ar - tik. Dün gecedenberi acısın çekti- ği bu hasretin manası kalmamıştı artık. Sevdalısına, hafif tertip bir »l atmak istedi. Ötekisi: — Daha erken. Dedi. — Vakit geçiyor, Gülizar, ko- PAZAR Pazarjesi » 2 Ryiot İ Evli 20R. Abir | a R. Ahir İİ Gün doğuşu s2 pe batısı | 10.41 18,41 ah namazı 47 428 Özle öamazı | 1214 24 İkindi Bamazı 1.54 15.84 Akşam Baran | tal 18,41 Yansı Damazi | 104 40,16 İmsak hora g4» Yil geçen güaleri sar 308 Yılın kalan stinleri 1 dar İ Rapyo | ugün İSTANBUL: 180 plük, neştiyair 1020: Ajanı haber leri, 1930: Türk musiki neşriyatı, (kemani Reşat, Mesut Cemil, Muzaffer beyler ve Ve. «ihe hanım, Vedin Reza hanımlar.) 120: Ateş . Güneş klübünden uakil, 21.30 Orilös- tra, karışık program, 22 Sh. VARŞOVA, 1245 m. 2045: Dans musikisi, 20.05: Musahabe, 21, 45: Senfonik Popüler konser. 11.55: Haber. ler. 93: Konferans. 22,15: Lembergten nak- Jen, Neşeli neşriyat, 28.15: Konferana, 24: Dans musikisi, 24.05: Musahabe, 21.80: Dans manikisi, 93 Kahr, BÜKREŞ, 384 in. 11.80: Dini neşriyat ve musiki 12: Öğle Konseri. 18: haberler. Piük. 18.45: Tagannd- Ti hanfit musiki, 1415: Haberler, 1440: Plâk. 17: Köylü neşriyatı. 18: Sivlelanı orkestra- #1. 1020: Taşnnel ve popüler dans. 20: versite, 2020: Plhk. 2045: Musnhabe, Kadyo orkestrası. 22: Spor. 22.10: Muhtelif milletlerin danslarından. 23: Haberler, 303 khz. VİYANA 307 m, 20.20: İki piyano Hn Bms musikisi, 21 şlir. 21.05: Burgyartenden naklen konser Holeer, idaresinde, 23 Haberler, 28.20: Dans musikisi. 1 pik, | diri Rakamlar kapanış fistlarını gösterir, | | » Londra 018, —| * Viyana 4.— » Nevyork 194, —| # Madth 7, |» Paris 189 —İ « Berlin “.— | » e 217. —İ w Vartora o 34 — İs Büke 7, le Rodapeşe 15 | Atina 25, «İm Bükreş 0 — » Cehevre o G2 —İ| & Belgrat 0, — | | * Sofya 74, --| # Yokebama 36, — | « Amsterdam 84 - | g Altın oz, — | | # Prag 100, — | # Mecidiye se 50 | 2 Senkho'm o 33 -İ a Renksot o 40, — İİ - — — kap. sa, 16) | a Stokhlm 30015 » Nevyork ©5072 | 4 Viyana 42675 İİ # Pari 1205 Je Madrit 5.8148 | « Mildno 9.174) « Berlin 2,0374 | « Ppükset 339 (4 Varşoru o 42165! * Atim 59 9400) « Budapeşte. 3,995 | e Cenevre 24875 (e Bite; (o 29,025 4 Sofya 663449) « Belgrat “ # Amsterdam kürde, Yokabama X7146 * Prg 191480) Meskora Tost. ESHAM k * İş Bankası © tonu) o Ferkos Anadolu 2715) Çimen as Beji 235) CÖnyon Değ Şir. Hayriye 1KS0| Sark Dek İİ Merkez Bankası 5700) Balya i) G Sipoma mon) Şark m, eeza İİ Bomenü 1430) Telefon l , İstikrazlar © tahviller | 1903Törk Borl 2441) #lekirik — —p9 e Iramtay | 00) e 00 IsilkedzıDahlli 1 94.90) « Anadola? © 477) #Ergani istikrdm 47.00) | Anadolu deng 1528 Ma A. —-,on) Asalalii — op Pağdar Mümessii A 4035 —0 can gelir sonra. Gülizar, hafif öksürdü, Hayret! | Odadaki büyük dolabı, birdenbi - re açıldı.. A.. Dolaptan Gülizarın kocası çıkmıştı. Kadın, bir çığlık kopardı, kocası bekçinin üzerine atıldı. Bekçi, bu fendin dehşeti ö- nünde kendinden geçti. Bekçinin polise teslimiyle neti- celenen bu komedya, Gülizar ta - rafından tertip edilmişti. Bir gün gün evvel, içersine düştüğü müş- külâttan kurtulmak için bekçinin istediğini kabul etmek lâzımdı. Sonra da böyle bir oyun oynadı. | Bu suretle onun her gün başma | belâ olmasından kurtulacaktı, Ta- bii bekçinin iddiaları kavli mü - cerrette kaldı ve olan iş, malüm!. Erkeği yendi. r-BORSA Hizalarında vıldız işareti olanlar üzer | lerinde 1 Eylülde maâmele * görenler- İl ları vardı. Dimdik duruyor ve bu hareketsizlik içinde biraz ( vahşi güzelliği daha ziyade cazipleşi - yordu. Tavrında insanı şaşırtan bir güzellik ve asalet vardı. Ya is- yordu. Sırtındaki sade ve ince i- pek elbise altında vücudunun ve omuzlarının ahenkli çizgileri his- sediliyordu. Raulun takdirkâr (bakışları rarak yüzünü ellerinin arasına a- larak gizledi ve ansızın soğukkan- i llığını kaybederek ağlamıya baş- ! adı ve: | — O, dedi, benim bütün varlı- ğımdır. Ölürse ben de ölürüm... | Hayatımda ondan (başkasını sevmiş değilim.. Onun için kendi- mi fedaya harzrrm. O da beni çol seviyordu.. Zenginleşince evlene- cektik ve gidecektik. — Mani olan kim?. — Ya ölürse?. Simonun ölmesi ihtimali onu yeniden müteheyyiç etti, Bu su- retle her an yeni bir feverana ka- pılıyordu. Böyle bir ande Raulun üstüne saldırdı. — Eğer ölürse onü siz öldürmüş olacaksınız!.. Nasıl öldürdüğünü- zü ölümüne hasıl sebep olduğu - nuzu bilmiyorum. Fakat öldüren sizsiniz.. Oh, ben de sizden inti- kam alacağım. Memleketim olan Korsikada nasil intikam alırlarsa ben de öyle intikam alacağım. O- İ nun maruz kaldığı darbe Arsen İİ Lüpen'den gelmiştir. Adınızı her tarafta abğıra bağıra ( söyliyece- | ğim.. Hiç gecikmeden sizi polise haber vereceğim. Artık hakiki a- dınız ve şahsınız öğrenilmelidir. Arsen Lüpen, hırsız Arsen Lüpen, 'İ| katil Arsen Lüpen! Fostin şiddetle kapıyı açıp ka- çacak oldu. Bir deli gibi küfürler savuruyordu. Raul kadının ağzını kapıyarak zorla odaya çekti. Br yüzden aralarında şiddetli bir çar pışma oldu. Ve Raul kadını yaka» liyarak kolları arasında sıkmıya " mecbur kaldı; fakat kadını öyle | helecan içinde ve mağlüp bir hal- de kolları arasında hissedince ba- “şı döner gibi oldu ve öpmek isti- yormuş gibi bir harekette bulun- du. Fakat bu abes ve gülünç hk” ketinden derhal pişman olarak ir- kilip kalktı. Genç kadın ise ku- durmuş gibi bir kahkaha salvere- rek: — Ah, diye bağırdı, siz de mi, başkaları gibi siz de mi?, Bir Ar- sen Lüpen her şeyi okendi için mubah sayar. Dünyanın bütün ka- dınları ona aittir. Ah sahtekâr!... Eğer dudak'arıma değmiş olsay- dınız sizi bir köpek gibi geber- tirdim. Raul fena halde hiddetlenmiş - tiz Lez Artık bu budalalıklar çok ol- du! dedi, siz ne beni polise haber vermek ve ne de öldürmek arzu- genç kadının yüzünü kızartı. Bu- | nun için koltuklardan birine otu- | Kanlı İntikam! tiyerek veyahut tabii bir sevk ile ; güzelliğini tebarüz eltirmeği bili- siyle gelmiş değilsinizdir, 'değil | kendine: ei. Şu halde öle, ve ine Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mi? Yazan: Maurice Leblafi İĞ Genç kadının inadmı gösteren çe- | diğinizi söyleyiniz. tin bir alnı ve sarsılmaz bakış: | Raul genç kadını iki kolundi” yakalayıp dikkatle gözlerinin iç” ne baktı ve titrek bir sesle: | |, — Bütün bu macerada beni” hiçbir suç ve kusurum yohter" Simon Loryanı vuran ben lim. Ben olmadığıma yemin ed rim. Bunun için söyleyiniz, n* tediğinizi söyleyiniz! di Genç kadın Raulun man kuvvet ve tazyik: altında mağlii ! olmuştu: — Simonun kurtulduğunu isi” yorum. — Pek âlâ, iyileşmeğe başi başlamaz onu buradan uzak'la! ; racağım ve hapishaneye gitmeği ne meydan vermiy im. Bi dan emin olunuz. Genç kadın titredi: — O mu hapishaneye gide Fakat o hapsedilmesini icap ef recek bir şey yapmış değildir Simon namuslu bir adamdır. 18 diğim yalnız onun iyileşmesi ” " kurtulmasıdır ve bu da, a onu ben tedavi edersem ksbil labilir, l — Ne demek istiyorsunuz?. — Tedavi edildiği kliniğe ka. bul edilmek ve geceli gündü ona bakmak., Bunu buzün ve de hal temin etmek lâzımdır. Raul lâkaydane omuz silkti 4 — Beni boş yere itham vakit kaybedeceğiniz yerde ned© bunu derhal söylemediniz. — Demek bunu yapacaksın!” — Evet; darhal klinik müd” rünü, görüp lâzım gelen teşebbüf” leri yapacağım. Fakat istediğ fi gibi harekette serbest olmalıyı” İsminiz nedir?. — Fostin... Fostin Kortina$ <— Klinikte kendinizi başl? bir isimle tanıtırsınız ve Simo” ile aranızda mevcut münasebet” lerden katiyen bahsetmezsiniz. — Ya beni aldatırsanız? Raul sabırsızlıkla genç kaditi kapıya doğru iterek: — Artık uzun etmeyiniz gidiniz, dedi. Bu salondan garaja gidilebi” lirdi. Soför de orada bulunmuy0” du. Raul kapalı bir otomobilif kapısmı actı ve genç kadını içefi sokarak: z — Boynunuzdaki kırmızı Li lâr şalı çrkarmız. Bununla dikk” ti çekersiniz. Raul volana oturdu ve otonf bil büyük bir hızla yola koyuldi" Fostin heyecanla sordu: | — Nereye gidiyoruz. dedi, #i bir tuzak kurmus iseniz?. Raul cevap bile vermedi. . Sen Jermene geldikleri zama büyük mağazalardap birinden ? kat hasta bakıcı elbisesi aldıl9” Bir saat sonra Fostin hasta bek!“ olarak kliniğe kshul edilmis 7 yaralı Simona bakmağa mem edilmişti. Mütb's bir humma icinde kef” dini kavbetmis bulnnan yaralı Yö hasta bakıcıyı o tanımam Fostin hislerine hakim olarak haf tanın vanıbaşında oturdu, Ken& “ iğ