İT wn Tefrik sı: 22 umman Ülüme Susayan Gönül İpörlediğine emin misin? p iie efendim. « Şimdi artık çeneni tut, iy > bi $ey söyleme, Bu cese- teye sarıp arabama koyu - ha kadın, mühim bir işi ken- ie ettiklerine sevinerek, | Min bir tavırla arkasını dön- ay umumi kadını kolun- | va benimle beraber in bir kaç gün evine Sen karısını beklersin, o bi bakarım yanımdan ayrıl | beren bire cüzdanı çıkarıp ö Bu nedir? Aman Yarabbi... O genç be- anı... Mehmedin evinde değil mi?.. Demekki! | el Ki, Bey haykırdı: Sus, « Sana tekrar ediyorum, N tut, « Eğer dedikodu yapar İ içeri trkarım... Mehmedi "a kimsenin bakkı yoktur... ü iyi dinle... | İşte bak, ki imi yap. — biraz afalladı, başını ö- A: Emeredersiniz efendim. ei? İni, Bey odasına girdi, ma- iğ Yanına geçti, Mehmede: KY! dedi. , gelen raporlara göz gez- NM “e başladı. i orman köşkünün kapısmı a- i ulmuşlardı.. Odalardan biri enraşıktı. Bir yatakta ve Fakap lekeleri vardr.” Yanlış bir zehaba kapıl- ta Borda; kan lekelerinden de anlaşı- “gibi, » Cinayet bu odada işlen 1 Orman köşkünün sahibi de Yü Ahmet bey namında bi- ralarmıştı, Yy İr bey; Sen bir isim olacak, diye | h Abor YA #öyle devam ediyordu: va "abanın, tekerlek izlerinde, hin 'n orman köşküne iki sefer | iv A tiğinde şüphe bırakıyor - ve aba ba, Mehmedin evinden sa- il» iki kere gelip gitmişti. At- | eğ, En izlerinden bu anlaşılı- rm düşündü: taba; z nm arabacısmnı bulmak | “Ya mamıştır... Niaye teriki cürümdür, yahut de Birden korkusu olan biridir.,, şe bire başını kaldırdı. Ve düşer gibi sordu: — Np Dürmanların var mıdır Meh- Set afalladı: f , üş Mim, N Mhakka, mı? çi a) Yendi ,Benim gibi biça. | 2, “min ne diye düşmanı 0- b adem ki senin mahvını is- ae yoktur, şu halde br iin da maznun göz” | Manım mı?.. Yoktur e - mecburivetindeyim basını salladı: Gm sahi?.. Demek ber” A Öyle ağ gir ve diyorsumuz?. Böyir | liyebilirim sanıyorsu- bey kalktı; rum, dedi. Yazan : Selâmi İzzet — Mehmet, seni tevkif ediyo- Mehmet başını önüne iğdi. Göz- leri yaşardı. Sustu. Mahir Bey de- vam etti: — Mehmet, tevkif ettiği maznunlara izahat vermez. Fakat ben sana anlataca- | i ğım. Bütün deliller sana karşı. İ Bir adam, gizlice Tuzlaya çıkmak istiyor. Bazı kimseler, onun bu- i raya geleceğini ve yanmda çok parası olduğunu haber alıyorlar, ie anlaşıyorlar.. Sen onu buraya gece çıkarıyor- sun, Bir araba bekliyor.. Hempa- ların onu issiz bir eve götürüyor- lar, orada boğazlıyorlar. Sonr cesedini uçuruma atıyorlar. Sonri seni buluyorlar, hakkım olan pa *| rayı veriyorlar. Karına da sanki| kendine yardım etmek istedikleri ni söylüyorlar. Onlar gidiyor, sen de balığa çıkıyorsun.. Mehmet titriyor, ses çıkaramı- yordu. Mahir Bey devam etti: — Şafakla beraber geliyorsun ve her katil gibi, kansız geliyor - sun, Cinayetin işlendiği yere gidi- yorsun. Orada şaşalıyorsun. Ce- sedi denize gitti sanıyordun. Hal- buki ceset, denize düşmemiş.. Bir çıkıntıda kalmıs.. Hemen kendini topluyorsun ve bir cinayet keğfet- miş gibi zabıtaya haber veriyor - sun. Bütün bunların ispatı da m danda, Biçare adamı, büyük elli, kalın parmaklı biri boğmüş.. Şu ellerine bak.. Cebindeki parala - rın nereden geldiğini ispat edebi- lir misin? Çünkü e seye inanmak kabil değildir. Sonra maktulün cüzdanının yatağınızın şiltesinden çıkmasına ne dersin?. Nihayet Mekmet doğruldu: — Beni katil mi sanıyorsunuz beyeföndi?.. Buna imkân var mı - dır?.. Ben nasıl katil olabilirim? Mehmet; başinı avuçlarına al- İ dr, hıçkırarak ağlamıya başladı. Bu samimi bir acıydı.. Bu geniş Ledi omuzların titreyişi, Mahir (beyi bir daha ikna etti. İçinden: “Tahminim doğruymuş, bu adam katil değil.,, Yaklaştı, maznunun omuzuna vurdu: — Mehmet, ben senin namuslu bir adam olduğuna eminim.. Sen, dedi, garip bir tesadüfe kurban gittin.. | ! Seni şimdilik serbest bırakamam. Fakat tekrar ediyorum. Masum olduğuna eminim ve elbette ma - sum olduğun meydana çıkacak - tır.. Kendini topla, adalete sığın. Mehmet göz yaşlarını sildi. Ma- hir beyin elini öptü: — Teşekkür ederim beyefendi.. Adalet nasıl olsa kendini göstere- cektir. Hapishaneye (girmekle kimsenin şerefine halel gelmez (Devamı var) Kuçuk Norı geldi Nori çok mükemmel, şik, Fevkalâde bir fotograf ma kinasidir. Fiati çok ucuz Fotog- rafı tasavurun fevkinde bir Ma- kina almadan bir dafa olsun gö- rünüz. Bir hafta tecrübe için ve- riyoruz her yerde var umum a- centesi Birinci Vakıf han N. 49 E. Hasan. müddeiumumi | İ M. Mussolini Habsburg hanedanı- ı görünmektedir. zarf, Polis haberleri Marko Ef.nin cesedi Fenerbahçede denizden bir ce « j set çıkarılmıştır. Bünun geçenler- ı de denize düşen komisyoncu Mar- ko efendi olduğu anlaşılmıştır. Zavallı yavru... Evelki gece Kasımpaşada Bay- ram yerine bir buçuk aylık bir ço- ! cuk bırakılmıştır. Çocuğun ağzı- İ na bir mendil trkanmış © bulunu- yordu. Bayram yerinden geçen bir genç (o çocuğu görerek merke- ze haber vermiştir. Çocuk Darül- âcezeye gönderilmiştir. iki otomobil çarpıştı Şoför Hayrinin idaresindeki o- tomobil ile Fazılın otomobili Çak- makçılar yokuşunda çarpışmışlar- dır. Otomobil müşterilerine bir şey olmamış, yalnız otomobillerin önleri zedelenmiştir. Pangaltıda Meşrutiyet mahal- lesinde Kevser sokağında oturan Huriye hanım çeşmeden su alırken Ahmet efendi ile kavga etmiştir. Ahmet efendi Huriye hanımı döv- üş, kaçarken yakalanmıştır. iki hamal arasında kavga Gümrük hamallarından Şakirle Hüseyin Galatada mumhane cad- desinde kavga etmişler, biribirle- rini bıçakla hafif surette (o yarala- mışlardır. e Bunlardan Hüseyin Beyoğlu hastahanesine (o kaldırı)- mıştır. Kurabiyecinin saati ile paraları Ayvansaraylı kurabiyeci Tahir ustanın on dört lirasiyle bir saatini çalan Hamide yakalanmıştır. Sünnet düğünü 23/8/ 934 tarihinde £ Bayazıt Hilâliahmer semt ocağı tarafından Veznecilerde (Malül gaziler bah- çeşinde) yetim ve bikes çocukla - rın sünnet cemiyeti yepılacaktır. m gir Görüşülecek yer belli oldu! (Baş tarafı İ inci sayıfada) geniş diplomatik görüşmelere bir mukaddeme olacaktır. Roma, 18 (A.A.) — Havasa - jansı muhabiri, M. Mussolini ile M. Schuschnigg arasındaki mülâ- katın Florence'da vuku bulacağı- nı istihbar etmiştir. Arşidük Otto Stokholm, 18 (A.A.) — Arşi- dük Otto, bugün meçhul bir sem- te hareket etmiştir. Habsburg hanedanı ve Musolini Budapeşte ,18 (A.A.) — Ro- madan alınan haberlere nazaran, nm iadesi (o hakkındakiher türlü projeyi reddedecektir. Buna bina- en, İtalyanın teşebbüsü İngiltere- nin bitaraflığını temin ve Fransa- yı da küçük itilâfı teskine sevkede- ceği hakkımdaki lejitmist taravvu- ru bundan sonra tehlikeye düşmüş Manevralara istirak edecek kıtalar Roma, 18 (A.A.) — Manevra- lara iştiraki mukarrer kıtaat, mu- | âyyen mıntakalarda tecemmü et- | meğe başlamışlardır. 1904 ten 1908 e kadar ihtiyat sınıflarının talim ve terbiyei askeriyeleri ik - mal edilmiştir. Florence ile Bolonva aras:ndaki yollarda, kiaatın daimi faaliyeti görülmektedir. > — VARIT 19 AĞUSTOS 1934 sanma M. Hitler bugün rey toplıyacak! (Baş tarafı 1 İnel sayıfada) di | methalinde Ulm ismindeki büyük i Alman vapuru Alman kolonisini alacak ve Karadenize açılacaktır. İstanbulda oturan Almanlar, Türk suları dışında reylerini (o kullana- caklar ve geri döneceklerdir. Hitler Hamburgta Hamburg, 18 (A.A.) — Bay- raklarla donanmış olan şehir, tay- yare ile muvasalat eden M. Hitle- | | tekeffül eder, ri parlak bir surette karşılamıştır. M. Hitler doğruca belediyeye git - miş ve orada vali kendisine sami- mi bir hoşâmedide bulunmuştur. Müteakiben M. Hitler limanda Schleswig harp gemisini ve sonra da Blohm Voss gemi inşaat o tez- İSu başında kavga ve dayak! gühlarını ziyaret etmiştir. Hitler bir nutuk söyledi Hamburg, 18 (A.A.) — Başve- kil M. Hitler, dün belediyenin büyük salonunda bir nutuk irat €- | z İ vazgeçemiyecek ve emniyet ve İs- derek ezcümle demiştir ki: “Reisicümhurun O ölümünden sonra, müteaddit ecnebi unsur - larla bazı matbuat, Almanyanın faşist kalacağı haftalar zarfında efkârı umumiyeyi karıştırmak ve beynelmilel emniyetsizliği ziyade - leştirmek ümidiyle (o Almanyada karışıklıklar ve dahili mücadeleler vukuunu (bildirerek nihayetsiz kombinezonlara baş vurmuşlardır. Arzuları imkânsız hale getirildi Böyle olmasaydı hükümet tabii, halkr davetle başlıyan ve kararını tatbikle biten bir yol takip edecek- ti. Netice ayni oolacaktı, Zira hükümet kanunen (malik olduğu hakkını istimal ederek reisicüm - hur ve başyekil vazifelerinin bir - eştirildiğini ilân ettiği zaman yal- nız milletin şimdiki vazyeti içinde bizzat istiyeceği şeyi yapmış ol- du.,, Hitler, bizzat milletten : karar bekliyor nazarımın dahiliye nazırma gön - derdiği mektupta açıkça beyan e - dilmiş olduğunu söylemiş ve an - i cak kararı mantıki ve hükümet ta- rafından neşredilen kanun da teş- kilâtı esasiye kanununa tamame» uygun olmakla beraber bizzat mil- İetin karar vermesini istediğini be- yan eylemiştir. M. Hitler, milletin bri sosyalist diğeri milliyetperver iki zihniyet arasında ikiye münkasim olduğu on beş sene zarfında cereyan eden hadiseleri (o hatırlatarak demiştir ki: e “Yalnız küçük bir beynelmilel tahripkârlar zümresi (bu cinneti alkışlıyor ve ondan istifade (oedi- yordu. Buna binaen bunları imha etmek ve yerlerine hakiki o millet camiasını ikame etmek lâzımdı.,, Nihayet muvafakıyetle tetevvüç eden ve Hitlerin tesis ettiği hare - ketle iyi neticeye varan mücadele- nin gayesi bu idi. M. Hitler, eserinin ikmaline kuvvetle inandığını o söylemiş ve demiştir ki: “Son on sekiz ay zarfında yapr- İ lan şeyleri tafsilâtiyle çizmeğe lü- zum yok. Bunları heyeti umumi - yesi itibariyle mütalea etmek lâ- zımdır. İstediğimiz fedakârlıklar lâzım şeylerdir. Tenkit, hayati bir şey değildir. Herkesin müsbet bir iş görmesi lâzımdır. hükümet hususi menfatlere karşı değil, bü- tün millete karsı mesul olmalıdır. Hükümet, yalnız iki unsura isti- nat etmelidir: Siyasetten, milli sosyalist hareketi içinde teşkilât - lanmış millet camiasıma, O askeri noktai nazardan da orduya. Bu tarz devlete müstekar bir nizam temin eder, milleti (o parlamento mücadelelerinden ve fırka pazar- lıklarından O kurtarır. hükümete uzun müdetli bir siyaset takibi im- kânını verir ve ona istiklâl temin eder, köylüye, ameleye ve orta smufa bir taraflı olarak kapitalist menafie hizmet etmiyen bir idare hükümete sui isti - mallere müessir bir surette karşı gelmek-imkânmı verir ve devlete hariçte hayati menfaatlerini mü- dafaa eden şerefli bir temsi temin eder, Almanyanın vazgeçmiyeceğ i iki şey: Milletin şerefi ve hukuk müsavati i Dünya şu iki şeyi (o bilmelidir: Birincisi, Almanya, milletin #e- refinden ve hukuk müsavatından tiklâlini müdafaa edecektir. İkin- cisi Alman hükümet ( ve milleti sulhun muhafazasına mümkün 6- lan en geniş mikyasta hadim ol- mağı kati olarak arzu etmektedir- ler. Hükümetin, dahildeki mevkii- ni tahkim için askeri muvaffakı - yetlerle harici siyaset muvaffakı - yetlerine asla ihtiyacı yoktur. Bu- na binaen Alman inkılâbı zamanı bitmiştir. Fırka saflarından ol « mıyan müteaddit mesai arkadaş - lariyle aktedilen ittifak gayri ka - bili inhilâldir. Alman devletinin inşası için lâzım olan uzun istihale, inzıbat, nizam ve sükünu istilzem etmektedir. Bunun icin bu istiha- leyi geciktirmeğe veya büna mani olmağa cesaret edeceklere karşı hareket etmeğe karar vermiş bu- lunuyorum. Ve hakiki mesulleri devirmesini bileceğim. Sadakat ! ve hulü i ve hususi hayat Mi Hilar bu sestaki “ nöktai | eensinleri oliükdiri Get de prensipleri olmalıdır. Siyasi te- şekküller, inzıbat ve hulüsta nü » mune olmalıdırlar. Mazinin hars ananelerini mu - hafaza edezeğim. İktisadi mese» leler enerjik kararlara (o ve uzun müddete ihtiyer gösteriyor. Fakat bu:meseleler? ka''Jeceğimizdr - şüphe etmiyorum. İlk (tedbirler daima köylüye müzaheret ve işsiz- liği izale gayesini istihdaf edecek - tir. İşçi ve köylü kurtarılmakla orta smıf da kurtarılmış olur.,, M. Hitler ,on beş senelik mesa- isini hatırlatmış ve oOen şiddetli müfterilerinin dahi bu (müddet zarfında daima bayrağma sadık kalmış, şahsi menfaat uğrunda hiç bir harekette bulunmamış ve yegâne düşüncesinin Almanya ol- duğunu inkâr edemiyeceğini be- van ederek sözlerini bitirmistir. Alman milletinin bugünkü şehresi.. Hamburg, 18 (A.A.) —M. Hit- ler, belediyenin balkonundan ka- İabalık halk kütlesine hitaben şid- detle alkışlanan bir nutuk irat e - derek ezcümle demiştir ki: 1 “Bugün Alınan milletinin çek - resi evvelkinden daha güzel ve da ha iyidir. Daha iyi olması için hepimiz yorulmak bilmez bir sus rette çalışmalıyız. O zaman bir Almanın diğer Almanı anlıyacağı vakit hulül edecektir. O zaman bu hükümetin sulh arzusu daha zi- yade ehemmiyeti haiz olacaktır. Zirn hu enik kemere maa bir hükümet değil, altmış yedi mii yon insan bulunacaktır,