Bu hafta makinemize bir lâm- daha ilâve ediyoruz. Ve şim - diye kadar tatbik etmekte olduğu- Muz şemaları biraz tadil ederek | bazı malzemeyi çıkarıp yerine de-| | İa ucuz ve daha kolay parçalar ğız. Bunun için (şema 10) 4 çok dikkat lâzımdır. Makinede Yapacağımız bu tadilât şimdilik Yalnız transformatörlerde olacak- Ot, ı Şemaya dikkat ederseniz birin ile ikinci ikinci le üçüncü lâm- balar arasında konması lâzrmge- İen transformatörler mükemmel bir transformatör vazifesi görmek İs beraber sesi temizlemek husu- “unda da çok faydaları vardır, Ve bilhassa bu şekilde dört limbalı Makinelerde birçok düdük ve gay titabii seslerin önüne ancak mek- > ve mukavemetlerle geçilebi - Şimdi şemaya bakarak yapaca imız montajın öğreneceğimiz Yerlere tesbitine ve şemayı oku « Muya başlıyalım. Herhangi bir ir- "lin attığı tekerrür bobininden İçerek toprağa gitti. Ve gene MN noktasından birinci dektör v basını birinci girisine girdi. ki filemanlardan atomların tazyi| m plâk üzerine atladı. Ve plâk- e skarak evvelâ reaksiyon bo- m Ve reaksiyon kondansatörü Htasiyle toprağa gitti. Ve gene Gi m çıkan ikinci bir uç vası- 70 “2000,, santimlik bir mek- > doğru saptı ve yolu üzerin- Yasladığı bir şok bobininden hek “2000, santimlik meksi - Ün bir ucuna bağlandı. Nasıl Vine Sakiden transformatörün giriş Yani Pirimerinc yüksek -- veriyorduk — burada da ifenin giriş ucuna “100000,, : Yemek bir reziztanş yani muka « İ Yen ae gene yüksek “4... cere- vey €receğiz, Meksifenin diğer king, yada görüldüğü veçhile k »i dektör in grisine a Gla, ke bağlanma ucuna nsformatörün çıkış inde yani sekonderinde ol -| w bir gibi bir megom « de rezistans yani Miş, le menfi cereyan veril « Bir Radyo Hema ir Neler Bilmelidir? MD Görüyorsunuz ya, transforma-! tör yerine koymuş olduğumuz mu! kavemetlerin esas itibarile transfor| matörden hiçbir farkı yoktur. Yal nız bu reziztansın ve meksifeler transformatörden daha ucuz ve| daha kullanışlı ve nihayet burada lâzım olduğu için (kullanıyoruz. Yalnız yukarda söylediğim za » man bilmem dikkat ettiniz mi i - kinci dedektör lâmbası dediğimiz ikinci lâmbanın evvelki gibi bir orta ayağı vardır. Bu orta ayağın- dan toprağa bağlanması lâzım « dır, Fakat bu bağlama birinci lâm banın orta ayağı gibi direk ola - rak değil “900,, omluk bir muka- vemet ve “m. F.2,, yani iki mik- rofaratlık bir meksife ile bağlan- malıdır. Aksi takdirde makineden gene gürültüden başka bir şey dinlemeye imkân yoktur. Şimdi i kl kinci lâmbanın orta ayağını şe « mada gösterilen kıymetlerdeki | meksife ve mukavemet ile topra-| ğa bağladığımızı farzederek şe - ma takibine devam edelim. İkinci lâmbanın birinci grisine giren te-| kerrür gene filemanlardan çıkan atomların tazyikiyle plâk üzeri - ne atladı ve plâktan çıkar çık - : Radyonuzdan Radyo amatörleri için açtığı- mız derslere devam ediyoruz. Karilerimizin ellerindeki maki neye ait arızaları, akıllarından geçip tatbik etmek istedikleri tecrübeleri ve müşkülleri elden geldiği kadar halletmeğe gay- ret edeceğiz. Yalnız muhterem karilerimizin müşküllerini so . rarken elerindeki makinelerin lâmba adedini, antenlerin şekil ve tulünü, arızanmne şekilde başladığını ve nasıl devam etti- ğini nihayet makinenin çalıştığı yerin elektrik tesirlerine karşı vaziyetini açık bir ifade ile yaz maları lâzımdır. Yalnız yol arr zaların için makine tetkiki ve açılarak bakılması (o lâzmdır. yp yy yg yy yg yy yag gg yy | m gg yg yy yg bize bildiriniz Bunun için de Perşembe gün ? maz ikinci transformatör yerine kullandığımız “2000,, (santimlik meksifenin bir ucuna (bağlandı. Ve evvelki gibi meksifenin giriş ucuna da “500.000,, omluk bir re- zistans (**) yüksek tekerrürde rektans bobini ile yüksek zaide çıkış ucunu da “m. n. 0,5,, İk ya- rım megomluk bir rezistans ile menfi cereyan verdik. Ve 2000 santimlik meksifenin çıkış ucun - da üçüncü lâmbanın grisine baş» ladık. Buradan sonrasını biliyorsu , nuz. Maamafih her ihtimale karşı ben bir kere daha anlatayım. Ucu nu lâmbanın girisine giren teker- rür gene filemandan çıkan atom plâktan çıkarak hopartöre girdi. ların tazyikr ile plâğa atladı ve Hoparlörün diğer ucu da lâmba- nın ikinci grisiyle beraber yüksek zaide bağlanacağı için makine ça lışmıya başladı. Tabii bu çalışmak pek kolay olmadı. Çünkü makine- de bağlanmıyan daha birçok yer- ler vardır. Bunları da haftaya bağlar ve dört lâmbalı kuvvetli makinemizi de zevkle dinlemeye başlarız, yy ayyy şikâyetlerinizi : du MERE lefi saat 18 ten 18 e kadar mat-£ baamızda “Radyo sayıfası,, mu j harririni aramanız lâzımdır. Istanbul Radyosunda İ neler dinlemek isti- £ yorsunuz ? ? Okuyucularımız — arasındat İni faydalı olur düşüncesiyle biri anket de açıyor Ve soruyoruz: İstanbul radyosunda neler din-3 lemek istiyorsunuz, fazla veya eksik bulduklarmız nelerdir? i Gönderilecek Oo cevapların? mümkün olduğu nisbette kısa; olmasını ve kâğıdm yalnız bir tarafına yazılmasını rica ederiz. yl sey Hikâyeleri | Parazit ve saadet.. Onlar evleneli henüz üç ay ol -; leden çıkmamak için dudaklarını uştu. Biribirlerine © kadar uy-| gun, o kadar yakındılar ki hiç mü-| nakaşa etmiyorlar ve birinin tak- dir ettiği bir seyi öteki tenkit e -) miyordu. Nedim dışarda geçirdiği yedi, sekiz saatin iştiyakile karısına ko» şuyor, Sevim, kocasını dönüş sa- ati yaklaştığı zaman pencere önün den ayrılamıyordu. Bir gün bu sakin ve mesut yu» vayı müziç bir gürültü doldurdu. Nedim bir radyo almış, oldukça pahalıya mal olan bu âleti koşa! koşa karısına götürmüştü. Çok titiz bir arzu ile süsledik - leri salonlarının uygun bir tarafr- na radyoyu yerleştirdiler ve karı koca makinenin başına geçerek meşgul olmağa başladılar. Aradan bir kaç gün geçmişti. Nedim yorgun argın kapının tok- mağını çaldı!. Her gün, ilk vuruşta ardına ka» dar aoçılan kapı ne yerinde oynu- yor, ne de neşe ile yüzüne gülen karısının sesi duyuluyordu. Çak dı, bir daha çaldı. Hatta bir az asabileşerek (kapıyı bile zorladı. Fakat onun bu hareketile alay €- diyormuş gibi uzaktan bir parazit sesi ve bu sese tekaddüm eden bir kadın kahkahası duyuluyordu. Ne- dim bu ihmale sinirlendi. Bütün kuvvetini parmaklarına toplıyarak bir daha çaldı ve bir az bekledi. Merdivende ilerliyen topuklu terliğin sesi duyuldu ve bir az son- ra kapı açıldı. Sevim dün akşam- danberi arkasından çıkarmadığı gecelik entarisiyle, dağınık saçları! ile ve çıplak ayaklara giyilen to «| puklu terliklerile kapı önünde gö- ründü. Nedim, şaşkın şaşkın karışma bakarken: — Ne var, dedi, Sevim hasta mı- sm?. Sevim, sakin hareketlerle: — Hayır, dedi, Neneciğim, hiç bir şeyim yok. Bugün hep radyo ile uğraştım da diğer işlerle meş- gul olacak vaktim kalmadı. Ne ortalık süpürülmüş, ne ye - mek hazırlanmış, ve hatta ne de yataklar toplanmıştı. Bu gayri ta- biilik Nedimde beklenen tesiri yap tı. Masanın üzerinekonan bir iki lokma ekmeği yiyerek dağınık ya- tağın üzerine uzandı. Her gün günün hadiselerini ve günün ha - vadislerini ısrarla öğrenmek isti - yen Sevim, radyonun başından kalkmıyor ve kocasını ihmal edi -| yordu. Böylece bir kaç hafta geçirdi - ler. Yuvanın neşesi, saadeti kay * bolmuştu. Radyo salondan yatak odasına taşındı ve Nedimin sükünete muh- taç olan kafası her gece sabaha kadar gıdıklanmağa başladı. Bu artık tahammül edilmez bir işken- ce olmuştu. Ne karısınm yüzünü görüyor, ne onun neşesinden istifa de ediyor ve bilhassa ne de rahat bir uyk uuyuyordu. Hele gök gü- rültüsünü andıran parazit seslerile yatağından fırladığı zamanlar çi - Dünyada kaç Radyo var? İm. ısırıyordu. Nedimin mütemadi yalvarmaları Sevimde hiç bir tesir bırakmadı. O, radyosundan aldığı zevki her i şeye, hatta her şeye tercih ediyor - du. Bu hal Nedimde de bir kayit- sizlik uyandırdı. yavaş yavaş ihmale başladı. Oda karısını Ayakta bir kaç bardak bira ile başlıyan bu kayitsizlik yavaş ya - vaş şişelere, hatta kilolara tahav- vül etti ve nihayet Nedim gece ya- rısmdan sonra zil zurna sarhoş o- larak eve dönmeğe başladı. Bir gece hava müthiş parazitli idi. Sevim, bütün uğraşmalarına rağmen temiz bir istasyon bula - mıyor ve yardım etmek için koca- smı arıyordu. Gözleri birdenbire boş yatağa ilişti. Ve bu aralık bü- yük saat on iki defa vurdu. Se - vim tekrar boş yatağa baktı, Say- dığı on iki adedine inanamıyor, gözlerile saati arıyordu. Radyo mütemadiyen en müziç kudretile parazit seslerini saçıyordu. Pençereye koştu, kapıya atıldı ve sanki kocası ilk defa sokakta kalıyormuş gibi merak, kıskançlık ve sevgi ile beklemeğe başladı. Kim bilir ne kadar bir zaman bu şaşkınlıkla vakit geçirdi. Nihayet kapıya vurulan yorgun yumruk seslerini duyarak atıldı. Nedim gene zil zurna sarhoştu: Kapının çabucak açılıvermesi 've :- karısının şaşkınlığı karşısında hay- ret ederek: — Neo, dedi, Sevim, radyo din- lemiyor musun?. Sevim sustu, Devirdiği süt kâ- | sesi için yiyeceği dayağı düşünen bir kedi yavrusu gibi Nedimin kol tuğu altına sokuldu ve: | — Beni affet, dedi. Bin bir müşkülâtla yatak odası» na çıktılar. Hoparlörden çıkan parazit sesleri bütün şiddetile de- vam ediyordu. Sevim yaşlı göz - lerile radyonun başına geçti ve yal- varan bir ifade ile: — Nedim, dedi, gel bana biraz yardım et.. Nedim anlamadığı halde radyo- nun bir kenarından tutarak kal - dırdı ve Sevimin yardımı ile açık pençerenin yanına kadar götürdü. Parazit bütün şiddetiyle devam «- diyordu. İki sevgili, aralarına sokulan bu düşmanı sokağa fırlattılar ve ay - lardanberi hasret kaldıkları bir iş- tiyakla birbirlerine sarılarak eski saadetlerine kavuştular. Nebil Vasıf Dünyada ne kadar Radyo makine- si var biliyor musunuz? İşte rakam - lar: İngiltere 5.973.759 Almanya 5.526.607 Fransa 1.367.715 Hollanda ' 648.275 Avusturya 507.479 Belçika 465.791 Italya 365.000 Macaristan 328.179 Romanya 100,000 Yugoslavya 58.896 Türkiye 8.000 Yunanistan i PA A a A A PM a YEM