VE EE Ev UMAŞ | barerLER tilâller Avrupası . ve İngiltere Bir arkadaş söyliyor: “Kara Avrupası ihtilâl içinde dalga- vor. Barlinde kafa kesiliyor. Mü - en top sesleri geliyor. Viyana hâ- harabe halindedir. o Pariste kommünizmden faşizm geçi - İ “.. Romada herkes susuyor. Sade biri ! liyor ve duvarlar konuşuyor. Fa- t İngiltereye bakmız, bu vaz gün - orada sükün ve istirahat hâ - ir. İngilterede de yaz tatili var.” , Vakıa doğrudur. İngilterede sü - met var. Fakat bu hâdiseyi tahlilde adaşımızla beraber değiliz. Çünkü d e imiza göre kara Avrupasında “ tahatstzlık, sükünsüzlek, Alman - « İ Mistura . Rus - İtalya © şeflerinin | 4 tatili yapan İngiliz devlet adam - il, “X taklit etmemelerinden ileri ge- ro Eğer onlar İngiliz devlet adam- Eu ve İngiliz rejimini kabul etseler | Yal kara Avrupası gülistan haline lecek, Ne 7 | ; e Avrupa memleketleri libera- | 9 muskasını memleketlerin hudut. | Üstüne asmadıklarından dolayı a - #açina dönmüşlerdir demek, bu » | tü Avrupa İşlerini pek satıhtan ve | basit bir şekilde görmek demek » | Avrupa ihtilâllerinin, Avrupa ihti arının köklü sebepleri vardır. Bu leri birer, birer saymak bir ma - > Ül. değil, bir cildin bile haddi — bu ihtilâl ve ihtilâçlarm w - min ei işaret etmek müm- A) - Almanya niçin muztariptir? ii ii Almanya büyük harpten sonra en ,| Yük yıkıntıya uğradı. Versay mu - bi Medesi Almanyayı bir çok iztirap- »sktuğu gibi Almanya toprakla - dn büyük hir refah temin eden müs- Bütün İVtisadi, mali've aikeri ciha- . Ap östemlekelere göre kurulmuş olan | ivan tesisatı olduğu gibi kaldı. Bu İki eselerin müstemlekesiz, pazarsız halde kalması vazife göremiyen - Mevla tesiri yapıyordu. Bu tesir, bü. | Ni Ki sahiplerinde, amele grup- | Müz ordu mensuplarmda derhal i gsüyük bir gelirle geçinen Alman, “nifları taksim edilecek serve- Azaldığını görünce derhal birbirle- : mücadeleye başladılar. Halbuki ; lât yapılıp yapılmamasını İ esnaf cemiyetleri toplantısı yapı- | masmdandır. Gazi köprüsü ; | Projenin esasında tadilâta lüzum görülmedi Gazi köprüsü projesinde tadi- tesbit etmek üzere toplanan mütehaşsıs- lar komisyonu işini bitirmiş, ra « porunu Nafıa Vekâletine gönder « miştir. Komisyon evelce yapılmış olan! projenin esasında tadilâta lüzum| görmemiş, ancak tatbikat proje-| leri yapılırken bazı değişiklikler yapılması lâzım geldiğine karar vermiştir. Vekâletin vereceği karar üze rine Gazi köprüsü (omünakasaya konulacaktır. ilşki Esnaf cemiyetleri toplantısı kararlaştırılan! Dün yapılması İamamıştır, zara gibidir. Avusturyanım istirabı yal nız küçülmüş olmaktan değil, Tuna | boyunda Harpten evvelki şartlara gö- re kurulmuş olan iktisadi şartlarla hu- dutlar ve yeni devletlerin gümrük po- litikalarının birbirine zıt cereyan al - Bunun için Avusturyada sokaklar- da dilenen fraklı adamların bolluğu her gün yeni faciaların ortaya çıkma» * sına ve yabancı devletler politikası » nın memleketin dört bucağında cirit oynamasına sebep olmuştur. Alman - yaya iltihak etmeği istiyenlerle Avus- turya sanayini Almanyaya karşı ko » rumak istiyenleri hangi (o parlamento rejimi, hangi liberal mantık uzlaştıra» C) İtalya niçin liberal değildir? Büyük harpten sonraki İtalyanın | manzarası göz önündedir. ” Harpten sonra İtalyadaki çözülme hareketleri, mahallileşme O cereyanları milli birlik davasının liberal esaslarla kurulamıyacağını açıkça isbat etti. Fa- şizm bunun işareti olarak senelerden j beri muzaffer oldu. : Henüz Kara Avrupasındaki devlet- lere benzemiyen İngiltere buhrana, iş- sizliğe rağmen gene mes'uttur. Çünkü 4dalarda yaşıyan beyaz derilileri bes- liyecek 400 milyondan fazla insan, ve Ma kadar Almanyada Ya - d Ni v de dahil olduğu halde geniş > tesanüt hâkimdi. Bütün züm- | iğ 'n fevkinde Almanya düsturu | Har halinde idi. mayauki mütarekeden beri gelir Veriyi azalan Almanyada bu tesanüt tp, 3 muharebe saflarına terketmiş- | di, © Manzaraya ne demokrasi ka - | l 2, ge sünileri, ne liberalizm düsturla - elan de İngiliz politikacılarının reçe- » deva temin edemez. iç » * Avusturya niçin muztariptir? İnpayyı tara parçalanmış büyük bir Viya orluğun enkazı üstündedir. Bir W, MA şehri vardır ki, 45 milyonluk Bağ Paratorluğun asırlarca çalışma- er büyük bir kesafet mer - Da almıştır. Bugünkü Viyana | e 5 milyonlük Avusturya Cüm-| üstünde gayri tabii bir man - | | * 3 GS 7 İ ME (Mi , Baka iz VE ia Mirim, Karagö - * ” oyununu bilir mi. <ahil Arnavutlar ağaç kes. ; 30 milyon kilometre murabbaıda top- rak vardır. İngiltere adalarında yaşıyan bir a- dam için Avrupa haridinde €& sz ön kişi çalışma kuvvetini, kazanma kabi- liyetini, alın terini döküyor. On adam ve bütün zekâsını, kuv - vetini 7000 kilometre murabbalık top- rak bütün feyizini, bereketini bir a » dama verdikten sonra niçin adamlarda inşanlar hâlâ mes'uttur diye sormaya lüzum yoktur sanırım. İngilterede rejim, tesanüt, / refah, 30 milyon kilometrelik bir cephede 400 milyan insanın başkaları hesabına döğüşmesi sayesinde ayakta durabili. yor. . « . Karagözü falakaya yıkarlar. | Fakat sayı saymasını bilmedikleri i- çin... # 2 3 kişi yakalandı, birisi kaçtı Zazıta üç heroinciyi daha yaka» lamıya muvaffak olmuştur. Za- bıta, Varşovada bir sene evel elli kilo heroin ile yakalanan ve 2 se- ne hapse mahküm olan Abraham Mişelin torunu Polonya tebaâsın- dan Halpernin şehrimizde bulun - duğunu ve kaçakcılık yapmıya sa- vaştığını haber almıştı. Halperi zabıta tarafmdan sıkı bir nezaret altına alınmıştı. Görülen suç ha linde yakalanmak isteniyordu. Za- bıta evelki gün Tom, Tom mahal lesinde postacılar sokağında 34 numaralı evi ansızın basmış, bura- da oturan Nununya klübü garson larından Karl Fenekant ile metresi Elizayı (o yakalamış, evin üst kat odalarından birinde de on beş buçuk kilo heroini meydana çı karmıştır. Bunların ortağı olan piyanist Friç Plâçki de yakalan- mıştır. Bunlar Halperne ait olan heroinleri az bir ücret mukabilinde sakladıklarını itiraf o etmişlerdir. Halpernin, zabıtanın sıkı takibi kaşısında yakalanacağını anlayın ca tayyare ile Peşteye kaçtığı an - laşılmıştır. e Kaçakçılar (o ihtisas mahkemesine verilmişlerdir. ——— 2 — Kitap çalmak davası “Suhulet,, kütüphanesi sahibi Semih Lütfi Beyin “ardiyesinden | kitaplarını çalmak ve bu kitapla» ir, çalınmış olduğunu bilerek sa- tım almak davasına ait Oo muhake meye, dün üçüncü ceza mahkeme- sinde devam olundu. Emniyet müdürlüğü ikinci şube komiserlerinden Lütfi Bey, şahit olarak dinlenildi. Baş komiser Ce- mal Beyle başka bazı şahitlerin çağırılması için, muhakeme yir- mi bir temmuz saat on dörtde bı- rakıldı. — — Kaçakcılık İstanbul — Pire yolunda işliyen İtalyan bandıralı Avantino vapu- ru yolcularından Mustafa efendi muhafaza memurlarının şüphesini celbetmiş ve yapılan araştırmada iskarpininin taban © astarında üç yüz lira bulunmuştur. Suçlu ihti- sas mahkemesine verilmiştir. Gene ayni (o vapurda bulunan Lütfi efendinin şüpheli hareketle- ri üzerine omuhafaza memurları tarafımdan üzeri araştırılmış ve el- | Sadri Etem li Türk lirası değerinde © ecnebi parası bulunmuştur. DEHRİi Efendi Nasıl «. « Her defasmda şaşırıp baştan bir deyip on sopa yerine Karâgöze yüz sopa atarlar, zavallı » de sopa altında canı çıkar... Karagörün yır yoktur münakaşası devam edip gi- diyor amma... Miğikemisye karşı | Yakışık almıyacak söz söyliyen “sapıttım!,,diyor | İzzet efendi isminde birisine bir müddet evel İstanbul birinci Gi mahkemesince yaralamaktan ceza verilmiş, o, karar bildirilince, öf- kelenmiş, bağırıp çağırmıştı. Bu sırada söylediği bazı (o sözlerden dolayı hakkında hemen zabıt tu- tulmuş, mahkeme heyetine karşı yakışık almıyacak söz söylemek davası açılmıştı, | Dün bu muhakemeye İstanbul üçüncü ceza mahkemesinde bakı-| lirken, İzzet efendi, şöyle eri — Ben, yanmış bir adamım. Ne söylediğimi bilmedim. Sapıt - tım, reis bey! İ Reis vekili Ali (o Hikmet Bey,| her insanın her vaziyette sabırlı! ve metin olması icap ettiğini söy“ liyerek, şahitleri çağırdı. | Polis Tahsin, birinci ceza mah-| kemesi mübaşiri İhsan, birinci ce- za mahkemesi kâtibi Vasıf Bey» ler şahitlik ederek, zabıtta yazr lanı teyit yollu söz söylediler. Vasıf Bey, İzzet efendinin ha- disenin ertesi günü mahkemeye bir mektup göndererek, söylediği sözlerden dolayı nedametini bik dirdiğini, affını rica ettiğini de anlattı. Zaptı imzalıyanlardan jandar- ma Salih efendi, memleketine git- miş. “Son Posta,, muharrirlerin - den Nurettin Bey namına çıkarı - lan © celpnamede, gazetede bu isimde bir muharrir bulunmadığı şerhile geriye getirilmişti. Müdeiumumi Nurettin Bey, ad- resleri bilinemiyen bu iki şahitten vazgeçilmesini, İzzet efendinin e velce başka mahkümiyeti olup ol- madığının sorulmasını istedi. Öy- le yapılmak üzere, muhakeme on dokuz temmuz saat on dörde kal dı. Hava vaziyeti Kandilli rasathanesinden veri- len malümata göre dün hava taz- yiki saat yedide 762, saat on dört- te 760 milimetre, sıcaklık derece si en fazla 25, enaz 19 santigrat idi. Rüzgâr yıldız poyrazdan €$-| miştir. Azami sürati saniyede 9 metredir. RAS. Fuhşa teşvik davası | İstanbul üçüncü ceza mahke -| mesinde, dün bir fuhşa teşvik de. vası görülmüştür. $ - VAKIT Davacı Emine hanımdır. Dava edilenlerden Nazlı ve o Seher ha- nımlar.. Muhakeme, bazı cihetle. rin tahkikine kalmıştır. «. . Bu oyun gibi ihtikâr vardır, ha- —Görüveor? 8 TEMMÜZ 1034 semiz” SOHBETLER Yahudi hadisesi Hristiyanlarla o Yahudilerin arası, asırlandan beri açıktır. Bu iki din ss- liklerinin yıldızları, İsa Peygamber çarmıha gerildi gerileli bir daha ba - İ rışmadı. Allahlarını haça mıhlıyan Ya- hudilere, Hristiyanlar kan düşmanıdır. lar ve antesemitizm, bu düşmanlıktan doğmuştur. Türklerin Yahudilere, böyle bir kinleri yoktür. Osmanlılar (devrinde de, iktisat meselesi, solda sıfır adde »- dildiğinden, o zamanlar, iktisadi reka- bet şeklinde de bu düşmanlık pek gö- rülmiyordu. Dün, İsa Peygamberi çarmıha mıh- ladıkları için, Hristiyanların kinini cel- beden Yahudiler, bugün de Türk ik- tısadını ve dilini çarmıha germeğe yel- tenirlerse Türkiyede zorla antisemi » tizm yaratmış olurlar. .. * Trakya bâdisesinin uyandırdığı te- essür meydandadır. Yahudilerin, bazı propagandacıların yüzünden, evlerini barklarını bırakıp İstanbula gelmeğe başlamalarına herkes müteessif oldu. İsmet Paşa, Büyük Millet Meclisinde, mütecasirlerin şiddetle tecziye edile. ceklerini söyledi, Şükrü Kaya Bey, hâdiseyi yerinde tahkik için bizzat i Trakyaya gitti. Yahudilere düsman olmadığımız bu büyük delildir. Esasen Yahudilerin, lüzumsuz bir telâşa düştükleri anlaşılıyor. Bunun sebebi de, katiyyetle iddia edebilirim: Dilsizliktir. Yani, Türkçesi, Türkçe bilmemezliktir. Asırlandan beri bu memleket top- raklarında barınmış, bu memleket top- raklarında geçinmiş, bu memleket pa- rasiyle servet sahibi olmuş insanların, şikâyetlerini, devlete tercüman vasıta- siyle bildirmeleri kadar acı've acı ol duğu kadar da müessif bir şey tasav- vur edilebilir mi? Kırklarelinden, Edirneden, evleri taşlandı, dükkânlar! zorla (kapatıldı diye körkup kaçan vatandaşların gel diğini haber alıyorsunuz. Nereye ba » rındıklarını soruyorsunuz, gidiyorsu » nuz, karşmıza bir alay İspanyol. ve Fransiz bozuntusu çıkıyor. Ne siz dertlerini lâyikiyle & sörabiliyorsunuz, ne onlar dertlerini lâyikiyle anlatabi- liyorlar. . Trakya o hâdiselerinin omes'ulleri cezalandırılacaktır. Yahudilerin o hak- ları aranacaktır. Fakat şunu artık u - nutmasınlar ki, Türk iktisadı ve dili dinidir. Artık onların çarmıha geril - mesine tahammül edemeyiz. Edemiye- ceğiz. Artık kimin yaşayacağı belli oi- muştur. Hâlâ, eski ananeye kapılıp “Henüz, belli değil!..” İhtiyatkârlığı. nı gösterenlerin son pişmanlıkları fay- da vermez. Temenni edelim ki, Yahudiler. Os- manlılık zamanından arta kalan gö - renekleri büsbütün ortadan kaldıra - rak, fili surette Türkleşsinler. Türk her zaman hüsnüniyetini gös- termiştir. Ya onlar?.. Selâmi izzet Alman ve Fransız konten- janları Bu senenin temmuz ayı içinde Almanyanın yumurta kontenjanı ile Fransanın muhtelif maddelere ait kontenjan (o miktarları odaya bildirilmiştir.