m. İŞARETLER Gazze - Akabe kanalı , Avrupanın başında kavak yelleri *siyor. Rejimlerin hayatı fırtınaya tu- tulmuş gemilere benzedi. Onun için Avrupa gazeteleri her gün heyecanlı bir manzara, bir ah, bir feryat halini aldı. Fakat bütün bunların arasında bazan yarını, yarmın çıkar yolunu © Tayan fikirlere, tasavvurlara da tesa - .düf ediliyor, Gerçi bu fikirler, bu ta - savvurlar bugün soluk birer levha ha- lini almaktadır. Zavallılar gazetelerin #örünmez bir köşesinde mini mini bir kaç satırla büzülüyorlar. Gazze - A - kabe kanalı meselesi de böylece ehem- Mmiyeti küçülmüş bir haber halinden daha ileri gidemedi. Gazze ile Akabe arasında bir kanalın açılma teşebbüsü bugün için ne kadar mümkündür. Bu İş ne zaman tahakkuk edecektir. Bu da ayrı bir iştir. Fakat Süveyş kanalı ortada dururken (tam manasiyle ona | rakip olacak bir deniz yolunun açıl - | masmı düşünmek bir hayli endişele - rin, bir hayli siyasi tertiplerin ifade - si olmak İkzem gelir. Süveyş kanalı - Win karşısma rakip bir kanalı çıkar - mak arzusunu ileri süren sözde Pa- lestindir. Fakat Palestin hükümetinin böyle bir kanali açmak için hazırlanmakta | olduğunu ileri sürenler derhal şu ha- sm başmdadır. Süveyş kanalı da İngilterenin elin- dedir. Dünya deniz geçitlerinin en mü- | lerinin elinde bulunduğu gibi.. & Süveyş kanalının İngilterenin elin- süz manalar ifade ettiği, ve nasıl İn- vi Wüfuzuna geçtiğini burada tek - *decek değiliz. İ İngiltere Hindistana giden yolları biller; 4. da p bi sıkı sıkı İngiliz haritasına e ank Eee nal bir ei gilterenin Süveyş - ten şekile me Aba bir Ted- birdir. Gene bü haberden bahseden ga: teteler Mısrrdaki vaziyetlerden, İngil- inin Mısırdan tamamen çekilmesi p timalinden de bahsetmektedirler. Bu “etle Gazze - Akabe kanalı, İngil - İtenin Asyada en emin istinatgâhi Akdenizle Şapdenizini birbiri - bağlıyan, yani Hint yolunu gayet #in bir şekilde İngiliz kontrolünde cak bir saha olacaktır. o ii Palestin Mısıra nazaran İngiltere- N daha çok tutunabileceği, daha çok iç riyetle hükmedebileceği bir mnta- telâkki edilmektedir. Palestin'in bu i Amerikanın Panama kana - na karşı Nikaraguva kanalını açma üne benzer bir harekettir. İn- Bilterenin, olsun, Amerikanın olsun va kuvvetlerini, heyeblerini muha- için toprağa vurdukları her kaz- Ta ardinda bir cihan meselesi çö- eNMİŞ Uyumaktadır. Sadri Etem Haydarpaşa hastanesi ik Haydarpaşada açılacak olan Astahanenin tamiratı devam et » ektedir. Hastahanenin Teşrini - vvele doğru açılarak hasta kabur ie başlanacağı tahmin edilmek - dir, D tihe bay Ke ER ki GN tat İLİN gibi onu muhafaza edecek sa- | 1, 7 Dehri Efendi, bir Macar kendi- | Rıhtım şirketi Satın alınacak. Şirket müdürü Ankaraya gidiyor İstanbul rıhtım şirketinin hükü-| metçe satın alınması için evvelce| müzakereye başlanılmış, şirket | müdürü M. Kanoş Ankaraya git-| miş, iki tarafın teklifleri karşılaş- tırılmış, M, Kanoş hükümetin nok- tai nazarını şirketin Paristeki mer- kez heyetine bildirmiş ve bir an - laşma hasıl olamadığı için müza- kere kesilmişti. İ Son zamanlarda ecnebi şirket - lerin muamelâtını ve mukavelele- rini sıkı bir sürette tetkik etmekte olan hükümet İstanbul rıhtım şir- İ ketini kati surette satın almağa ve İstanbulda liman, rıhtım, tahmil ve tahliye işlerini bir elden idare etmeğe karar verdiği için şirketin müdürü M. Kanoş Ankaraya çağ- | rılmuştur. M. Kanoş bugün hükü- met merkezimize gidecektir. Şir » ketin satın alınması işiyle hükümet namına Nafia Vekili Ali ve Adliye Vekili Saraçoğlu Şükrü Beyler meşgul olmaktadırlar. m ——— | Universite doçentlerinin maaşları az mı? Üniversitenin muhtelif fakülte - lerinde, bilhassa Tıp fakültesinde- İ ki doçentler, maaşlarının azlığını ileri sürerek, şikâyette bulunmak tadırlar, Doçentlerden Ahmet Rasim, Hukuk fakültesi doçentlerinden Münir Hayri Beyler istifa ederek hariçte başka vazifeler almışlar - dır, Tıp fakültesi doçentleri bir ! toplantı yaparak maaşlarının yük- seltilmesini ve en az 200 liraya iblâğını Vekâletten istemeğe ka - rar vermişlerdir. Bu karar üzerine Maarif Vekâletine telgrafla mü - racaat etmişlerdir. Meseleden haberdar olan Üni - versite Rektörü Neşet Ömer Beyle İ Nurettin Ali Beyler tetkikata baş- lamışlardır. Neşet Ömer ve Nu - rettin Ali Beyler Ankaraya gide- rek Maarif Vekâletile temas ede ceklerdir. same Si Belediyenin borcu Belediye muhasebe müdür mua- vini Nail Bey belediyenin Periye Bankasma olan borcu meselesini! Dahiliye Vekâleti nezdinde takip etmek üzere dün akşam Ankaraya gitmiştir. Eylülde ilk taksit olmak üzere 15000 lira verilecetkir. İ EHRi Efe 5... Mahkemeye müracaat etmiş, | | terini göstermiş. , | dığı için... Dişçimektebimizin Gençlerde muvaffakıyetli | bir eseri Dünkü sayımızda İran Şahenşa- hı Hazretlerinin şehrimizde bu - lundukları müddetçe dişlerinin tedavi olunduğunu kısaca yazmış» tık. Bu hususta şu tafsilâtı aldık: Şahenşah Pehlevi Hazretleri İs- tanbulda bulundukları bir hafta zarfında dişlerini tedavi ettirmiş - ler, ve tam bir protez yaptırmış - lardır. Tedavi ve protez ameliye- si Dişçi mektebi ordinaryosu Kan- troviç ve Profesör Rüştü ve Doçent Pertev Ata Beyler tarafmdan ya- pılmıştır. o Haber aldığımıza gö- e yapılan protezin Şahenşah Haz- retlerinin ağızlarına tatbiki esna - smda Üniversite Rektörü Profesör Neşet Ömer Bey de hazır bulun * muş ve neticeden memnun olup ol- madıklarını anlamak istemiştir. Şahenşah Hazretleri protezin ta - mamen muvafık olduğunu söyle - dikten sonra: “.. Ağzımda esasen mevcut ©- lan dişten memnun değildim. Bu yeni protezden rahatım ,menu - num, hoşnudum. Bunu Gazi Haz- retlerine bildiriniz..,, Demiştir. Elde edilen bu iyi netice dişçi mektebimiz için şsaya- nı takdir ve tebrik bir muvaffa - kiyettir. Yeni takım Şahenşah Haz retlerine İstanbuldan hareket ede- çekleri pazartesi sabahı saat do - kuzda takdim edilmiştir. Şahenşah Hazretleri o günkü öğle yemeğini bu yeni takımla yemişlerdir. Edirneye seyahat Istanbul ve Edirne Hal- kevlerinir güzel bir teşebbüsü .. Halkımıza Trakyayı tanıtmak ve Trakya sevgisini arttırmak üze re İstanbul ve Edirne Halkevleri - nin temasları neticesinde Edirne- ye bir seyahat tertip edilmiştir. İlk seyahat (o 13 temmuzda ya- prlacaktır. Tren 13 cuma günü sa at sekizde Sirkeciden hareket ede- cek, 16 da Edirneye varacaktır. O gün Edirne muhteliti ile Trakya mubteliti arasında (o bir de futbol maçı yapılacaktır. Tren çok tenzi « lâtlıdır. İstiyenler Edirnede kalacaklar, hafta zarfında tenzilâtlı - biletle dönebileceklerdir. Bu seyahatin çok güzel olacağı tahmin edilmek- tedir, ee Nasıl ss . Fakat bu hatırat defterini giz- İ işsizlik Yıldızda toplanacak par- lâmentolar konferansının! ruznamesi 24 — 30 Eylüle kadar Yıldızda toplanacak olan © parlâmentolar birliği konferans azasına (oTürk grupu tarafındna son davetname .l lerle konferansa ait bazi evrak ve vesikalar gönderilmiştir. Konfe - rans son zamanlarda tamir edilmiş olan Yıldız merasim (köşkünde toplanacaktır. Konferansın ruz « namesinde, parlâmento rejiminin tekâmülü, bütün dünyada (mes sai saatlerinin tanzimi, terki tes - lihat ve emniyet meseleleri, işsiz- liğin gençlik üzerindeki tesirleri leri meselesi vardır. Bundan baş- ka konferansın umumi kâtibi tara fından hazırlanan bir senelik si » yasi, iktisadi içtimai hâdisatı hu! lâsa eden rapor okunacaktır. Bu meselelerde issizlik ve neti »| celeri hakkında Fazıl Ahmet Bey, parlâmento rejimi hakkında Na -| zım İzzet Bey, emniyet o meselesi hakkında Zeki Mes'ut Beyler bir| rer rapor hazırlamaktadırlar. Kon ferans münasebetiyle gelecek olan mürahhasların adedi 250 — 300 arasındadır. Konferansa kırk ka - dar devletin mürahhası iştirak & decektir, Misafirleri izaz için ga- yet mükemmel bir proğram hazır lanmaktadır. Suriç Yoldaş 3 — VAKIT * TEMMUZ 1934 sen SOHBETLER İster inan, ister inanma! Geçenlerde, bu sütünda, musikiye dair bir yazımız vardı. Diyorduk, ki: Alaturka musiki diye, ortada yalnız memleket havaları var. Arap musiki. sinin kötü takliti ile alafrangamsı ala: turka parçalar alaturka değildir, çün kü bunlar Türk duyğusunu gönüller» de coşturamiyor, ancak “Aman Allah yandım!” naralarından başka bir his uyandırmıyor. “Son Posta” arkadaşımızda bir “İster inan, ister inanma” sütünü var- dır. Vazife edindiği halde, bu sütunu bir türlü dolduramıyan, o sütuna yakt- şir yazı ve bilhasıa fikir bulmaktan 8- başkalarını. yazılariyle geçinmenin yolunu buldu. “Armut piş, ağzıma düş!” Deyip, bi- zim de yazılarımızı alıyor. Yazılarımızı tekmil alsa veya hiç ciz kalan bir muharrir, i değilse, fikri değiştirecek surette kı- saltmasa gene bir diyeceğimiz yok. Faka' fikirleri tahrif ediyor. Meselâ musiki- ye dair olan yazımızı, memleket hava- larını beğendiğimizi, alaturkanın kö - tü arap ve frenk mekallitliği ile çalı - nıp söylenen tarzından şikâyetçi ol - duğumuzu şöyle bir kalem tahrif ile, yazımızın şöyle top yekünu, alatur - kanım Türkkâri musikisinin, gönüller» de Türk duygusu (Ouyandırmadığını söylemişiz hissini veren bir kaç satırı- nı sütununa geçirmişti. Evvelki günkü sayımızda da, kala- balık şehirlerdeki halka, caddelerde ve kaldırımlarda yürümek usullerini öğ- retmek lâzımdır iddialı bir yazı yaz - dık ve en sonunda dedik ki: “Yazının sonunu okuyan bir arka- daş: “ — Yahu dedi, kaldırım yek ki, nokta tesbit edilsin! Bu da işin alay tarafı. Fakat biz, ne yazık ki, bir çok işleri alaya ala a- Is hiç bir iş görememişiz. Bizde filva- ki kaldırım yoktur, fakat otomobil vardır. Otomobil, tramvay, kamyon, i otobüs oldukça, halka sokak terbiye » Sovyet Rusyanm eski Ankara | #ini öğretmek şarttır.” : elçisi > Suriç — yoldaş — Berlin) , Dünkü “Son Pontamm” (seren Mz? : li .<. sı: ister İnanma) sütununda ne görelim?.. elçiliğine tayin edildiği (için iki Bizim “Sahbetler”, fakat bermutat hafta evvel Ankaraya gitmiş ve hükümet erkânına veda ederek İs- tanbula gelmişti. Suriç yoldaş ayın on ikisinde li-! manımıza gelecek olan Çiçerin va- puriyle memleketimizden ayrıla - caktır. Yeni Ankara sefirliğine ta- yin edilmiş olan M. Karahan yol daş ancak bir ay sonra memleketi- mize gelerek vazifesine başlıya - caktır. İpekli kumaş kaçakçılığı Dün limanımıza gelen İtalyan bandıralı Viyana vapuru yolcu - larından Madam Marika ile Ma- dam Anjelin üzerlerinde birer bu- çuk kilo ipekli kumaş bulunmuş - tur, Bundan başka ayni vapur yol- cularından Madam Rebekanın ya» tak ve yorganları arasında ipekli kumaşlar bulunarak müsadere €- » « . Macar hâkimi boşanma kara - eden karısından boşanmak | vesika olarak ta karısının hatırat def- ” lice karısının evindeki çekmeden çal - | rında: Bir Macar her şeyden evvel ! cavalier olmalı!” diyerek kocayı nafa- kaya mahküm etmiş! Görüvor? kuşa benzetilmiş... Yazımızm bir kıs- mi alınmış ve sonundaki satırlar çi - karılmış. “Son Posta” daki yazımız #öyle bitiyor: — Yahu, dedi, kaldırım nokta tesbit edilsin! Mi e Bir meslektaşa, durup dururken söylemediği şeyleri söylemiş gibi sui - kast yapmak, bir mubarririn, göz gö- re göre, yazısmı ve dolayısiyle fileri- ni tahrif etmek ne derecede doğrudur ve bunu yapmak ayıp mıdır, değil mi- dir?.. Bu yapılan şeye ne isim veri - lir? Bunların cevabını oluyanlarımın takdirine birakırım. Yalnız: “Son Posta” gazetesinin hak ve ha- kikate sadık omuharrirleri olduğu « na, “İster inan, ister inanma” sütü » nunun doğru dürüst yazıldığına €Y kari: İster inan, ister inanma!.. Selâmi izzet yok ki, dilmiştir. e Muhafaza memurları tarafından meydana (çıkarılan ipeklileri kaçıranlar ihtisas mah » kemesine verilmişlerdir. Dehri Efendi — Desene Macar cavalierleri paraları verip dillerini tut- mağa mahküm? . Mk LİNEN di e kms)