—— 6-—- VAKIT 20 MART TİM f asya yy yg yy ayyy TR Yalova, (Hususi) — Bundan beş sene evvel Yalovanın her ta- rafı bataklık ve sıtmalık oldu- © ğundan buraya hiç ehemmiyet ve © rilmemiş ve herkes rastgelen yer- lere evler yaptırıp oturmuşlardır. Eski zamanlarda ve buranm kap- . İıcaları hazinei hassaya ait oldu- © ğu devirlerde İstanbulun ileri ge-| len o ailelerile (o sefarethanelere © mensup bazı kimseler hem banyo almak ve hem de hoşça vakitler — geçirmek için buraya gelirlerdi. © — Cümhuriyetin ilânmdan sonra © bu kaplıcalarm ehemmiyeti anla- şılmıştır. O zamandanberi hükü- © metçe buraya lâyık olduğu ehem- — miyet verilmiş ve bu şifali sular dan halkın da istifadesi için ne! mümkünse yapılmış olduğundan © bu sayede Yalovanın da vaziyeti © değişmiş ve bugün şık ve Zarif bir kasaba halini almıştır. Hilkat ve tabiatm kaplıcalara vermiş olduğu müstesna güzellik- lerden başka orada yapılmış olan ve her biri insanın hayret ve tak- dirini celbeyliyen türlü türlü te- sisat dolayısile de Avrupa kaplir calarına rekebet edebilecek bir - şekle konulmuş olduğundan şu bir kaç sene zarfında bü yüzden Ya- lovanın talihi değişmiş ve eski | Obaline nazaran şimdi tanmmıya- © cak bir vaziyete girmiştir. Muallimler Birliği Yalova muallimleri burada şa- © yanı takdir bir camia teşkil eyle mişlerdir. Ruh ve hislerile birleş- miş olan bu gençler biribirlerine © kadar samimi ve o kadar yük- © sek duygularla bağlanmışlardır © ki bu çok faydalı birleşmelerin- — den dolayı her birini ayrı ayrı teb. rik eylemek lâzımdır. Bu tesanüt ve bu toplanmanın yegâne sebebi kaymakam Şefik Beyle ilk tedri- sat müfettişi Ziya Bey müessir ol- dukları gibi muhterem muallim- lerin de yüksek bir ruh taşıdıkla» rı şüphesizdir. Müsamere Mesleklerine canla başla bağlı bulunan muhterem muallimleri- © miz, istihdaf eyledikleri gayelere — irişmek için kendi aralarında gü- zel programlar yapmışlardır. Bu programlar mucibince temsil, mu- siki ve irşat kollarına ayrılmışlar- dır. İşte işe başlamak üzere ev- velki gece Faruk Nafizin “Kah- raman,, piyesini pek canlı bir su- — rette oynamışlardır. Bu temsilde vol alan muallimlerin gösterdik- leri kudrete hepimiz hayran ol- duk ve kendilerini saatlerce alkış- ladık. Her birisinde başka başka © hünerler olan bu genç maarifçi- ler Yalovalıların pex büyük te- *wecüh ve sevgilerini kazanmış» lardır. Binbaşı rolünü yapan Kabaklı köy muallimi Haydar Beyle, kah- vwi rolünü yapan Kurt köy ruuak Jimi fecıp Bey, Safran muallimi Necati ve merkez (o muajlimlerin- den d'ğer Neceti ve monoloğ söy- i lan merkez mektebi başmuallimi muallimi Necmettin Beylerle Zey- bek oyunları oynıyan iki genç kız salonu doldurmuş olan halkın ü-| zerinde unutulmaz tesirler bırak- | mışlardır, Bu temsilde rol almış olan Ak- köy muallimi Nigâr Hanımla yer- lilerden Zehra Hanımın göster miş oldukları muvaffakiyet te se- İ yirciler üzerinde çok iyi tesirler | bırakmışlardır. | irşat Kolu Muallimler birliği memleket ve | halk için çok faydalı bir teşebbü- | se daha atılmıştır. Muallimler| mekteplerin tatiline kadar her Perşembe günleri köylere dağıla- rak halkı irşat edecekler ve onla» rın sihhi, ahlâki, zirai ve içtimai vaziyetlerini tetkik ederek onlara doğru yolları göstereceklerdir. Birliğin reisliğine seçilmiş o- ve maarif memuru Cemal Beyin, çalışkanlığı ve birliği idare husu- sundaki kabiliyeti dolayısile bu! teşekkülün de Yalova için çok ha- İ yırlı olacağına şüphe edilmemek: | tedir, Cemal Bey, buraya geldiği gündenberi mektebin bozulmuş olan intizamını yoluna koymuş- tur. ocukları talim ve terbiye- sinde arkadaşlarile beraber. bü- yük bir itina ve dikkat gösterme si sayesinde halkın mektebe karşı olan itimatları artmıştır. Ragıp Kemal Soğuktan donanlar Erciş — Bir kaç gün evvel baş gösteren fırtma, dokuz kişiyi Çe- | lebidağ düzünde < yakalamıştır. | Yanlarında civardaki Örene kö- yünden de bir kılavuz bulunan bu | kafileden dört kişi bin müşkülât- la Çelebidağı bulabilmişlerse de kı lavuzla diğer beş kişiden haber a- Imamamıştır. o Yapılan araştıma neticesi evvelâ kılavuzla iki kişi- nin fırtınadan tıkanmış olan ce- setleri meydana çıkmıştır. Ertesi gün de Örene köyüne bir saat me- safede, Hatun çukurunda diğer üç kişinin cesetleri bulunmuştur. Kılavuzun sekiz çocuğu vardı. Kütahya hattında Balikesir, — Kütahya hatında Gazellidere ile Dada istasyonları arasında bir yarma çökmüş ve bu yüzden çarşamba günü Balıkesir — Eskişehir seferini (o yapan tren Balıkesirden hareket edememiştir. Akşama kadar çalışılarak tren yolu toprak ve taştan temizlendi- ği için Eskişehir treni bir gün te- ehhürle kalkmıştır. Hattın yeni olması dolayısiyle bu gibi arızaların vukuu tabii gö- rülmektedir. Kastamonuda spor faaliyeti Kastamonu, 18 (A.A.) — Hu- susi idarece Oluk başında yaptırıl- mssına karar verilen staryumda yüsme havuzu ve çocuk bahçesinin lemekte maharet gösteren OKoru| irşaatına başlanmıştır. j mleke Sr muallimleri nasıl çalışıyorlar? Birlikteki faaliyet — Müsamere — irşat kolu — Mektebe itimat Köy hocasını dövdüler Siirt şehrine beş altı saat mesa- fede Mimar köyünde birkaç gün evel feci bir hadise (olmuş, köy muallimiyle karısı korkunç bir ta» arruza uğramışlardır. Geçen pa- İ zartesi gecesi erkenden yatan köy muallimi Cemil Beyle refikası, tam gece yarısı boğuk bir gürültü ile uyanmışlar, kalkmağa davran- madan başlarının, vücutlerinin muhtelif yerlerine ( şiddetli sopa darbeleri yemeğe başlamışlardır. Karı koca (niye uğradıklarının farkına varmadan meçhul bir el balta ile üzerlerine hücum etmiş ve her ikisine de vurmağa başlımış- tır. Cemil Bey bu şidetli taarrı İ zun karşısında evvelâ pencereye doğru kaçmış ve camı açarık ba- ğırmak istemiştir. Fakat meçhul şahıs burada da onu boğazından yakalıyarak (o çekmiş ve bu defa balta sıpı ile vurmağa başlamış” tır. Bu sırada baltanm sapı bir- denbire kırılmış, ve karı kocanın feryatları karşısında cani, pence* reden atlıyarak kaçmıştır. Birkaç dakika sonra evdeki gü- | i tozu'da tedarik ettim ve bu tunç rültüleri ve feryatları duyarak ko şan köylüler, Cemil Beyle karısı- İ nı kanlar içinde ve baygın bir hal- de görmüşler, hadise zabıtaya ha- ber verilerek, yaralılar memleket hastanesine kaldırılmışlardır. Cemil Beyin yaraları (sağ ko lundan ve sol elinden olmak üzere beş tanedir ve hepsi de ağırdır. Refikası da sağ omuzundan köp- rücük kemiğine bitişik yerde ağır bir yara almıştır. Baltanm sapı ile dövülen yerlerdeki çürükler de başkadır. Zabıtanın yaptığı takibat neti- | cesinde şimdiye kadar sekiz kişi tevkif edilmiştir. Taarruzun, Ce- mil Beyin samanlığı delinmek su- retiyle yapıldığı tesbit edilmiştir. Diğer tıraftan iki senedenberi Mi- mar köyünde muallim olan Cemil Bey, bu taarruzun nahiyeye y&” rım saat mesafede Şarno köyünde- ki bazı kimseler tarafından yapıl" dığını söylemiştir. Tahkikata de- vam edilmektedir. Bu (taarruzu yapan adam maske makamında yüzüne bir mendil sarmıştır. Üç yıl evelki hırsızlığı yapanlar Bundan üç sene evel Bergama” | da bıçakçı İsmail dedeyi gece vak* ti soyarak 500 lira (o ve 4S madeni altın lira çalarak firar eden Halil Sami ismindeki şerir Kuşadasında tutulmuş ve mahkemeye verilmiş- ti, Mahkeme Samiyi o7 sene ağır hapse ve müebeden hidematı am- meden mahrumiyete mahküm et- miştir. Bu hırsızlığa iştirak etmiş olan Ankaralı Mustafa ile Halit oğlu Mehmet de, evelce mahkeme edi- lerek mahküm edilmişlerdi. Tekirdağı Halkevinde Tekirdağ, (Hususi) — Bu haf- ta cuma günü Halkevinin O bütün azaları halkevinde toplanarak yeni komite heyetlerini o seçmişlerdir. Komiteler yeni devre faaliyeti için hazırlanmaktadırlar, Yeniden bir çok kimseler halkevine kayde- dilmişlerdir. i İaberleri yy yy gg yy İki üç aydanberi İzmirde ve ci- var kazalarda tunç parçaları al- tın külçe diye satarak bazı tüccar- ları dolandıran bir hırsız türemiş- ti. Zabıta bu dolandırıcıyı niha- yet ele geçirmiştir. Henüz yirmi altı yaşında ve Bodrumlu Ahmet oğlu Mustafa ismini (taşıyan bu adam zabıta memurlarının elin- den de kaçmağa muvaffak olmuş- sa da tekrar yakalanmıştır. Mustafa; bazı vilâyetlerle ka" zalarda tunç parçalarını altın ve antika yerine satmaktadır. Bunu şöyle anlatıyor: — Istanbulda Mercan yokuşun- da bakırcr ve dökmeci Kirkor is- minde birisi vardır. Bu işi banao öğretti. Üzerinde domuz ve deve kabartma resimleri bulunan tunç çubuklar verdi. Bir miktar altın çubuklardan birisini altm suyuna batırdım. Müracaat ettiğim kim- selere bir yerden altın o çubuklar elde ettiğimi ve bunları ucuza sa- tacağımı söylüyordum. Onlar te- reddüt ediyorlardı. Bu tereddüt- lerini izale için altın tozlu çubuğu eğe ile törpülüyordum ve birlikte bir kuyumcuya giderek bunları gösteriyorduk. Kuyumcu tetkik e- dince bunun 24 ayar altım olduğu» nu söylüyordu. Ondan sonra pa zarlığa başlıyorduk. o Pazarlıkta İ uyuştuktan sonra diğer tunç parça- larını veriyor ve parayı alarak or- | tadan kayboluyordum. Kastamonu bankasının faaliyeti Kastamonu, 18 (A.A.) — Kas- | tamonu bankası bugün (| senelik kongresini ticaret odasmda yap- mıştır. Bu içtimada yüzde 62 bu- çuğu tahsil edilmiş olan sermaye- nin mütebaki kısmının da #ahsili ne karar verilmiştir. Bu suretle bankanın sermayesi 50 bin liraya | iblâğ edilmiştir. Bankı 1933 sene- | İsi temettüü olarak o müessislere | 8,95, hisedarlara 7,20 temettü da- gıtmıştır. Sıhhiye vekâleti müs- teşarı Adanada Adana, 18 (A.A) — Şehrimi- İ ze gelen sıhhat ve içtimai muave- net vekâleti müsteşarı Hüsamettin Bey bazı sıhhi müessesatı teftiş ettikten sonra Tarsusa ve oradan Mersine gitmiştir. Mumaileyh ya- rım tekrar Adanaya (dönecek ve burada bir iki gün kalacaktır. Hü: | samettin Bey şehrimizde ikametle- | ri esnasında sıhhi müessesalı tef- tiş edecekleri zannolunmaktadır. Tekirdağı vilâyeti bütçesi Tekirdağ, (Hususi) — Vilâyet umumi meclisi işlerini bitirmiş, iç” tmalarına nihayet vermiştir. lâyetin yeni bütçesi 435 bin lira olarak kabul edilmiştir. e Bunun 205 bin lirası maarifindir. Mual- limlerin mesken bedellerinin bi- rinci taksitine karşılık olarak ko- nan para bütçeden çıkarılmıştır. marifetlerini Vi! ! J Tunç parçaları nasıl altın oluyormuş? Izmirde tutulan dolandırıcı anlatıyor Mustafanm üç ay evel İzmirde birkaç kişinin 400 lirasını dolan- dırdıktan sonra Bergamaya kaçtı- ğı, orada da tüccardan Şevket Be» yin 355 lirasını dolandırdığı an- laşılmıştır, Dört gün evel gene İzmire gele- rek kaymakam Ali Mümin Beyi de dolandırmağa teşebbüs ettiği srra- da taharri memurları tarafmdan a- man tertibat O sayesinde cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Mustara, kullandığı eğenin Bahribaba parkının üst kısmında bir yerde saklı olduğunu söylemiş, taharri memurları kendisini oraya götürmüşler ve hakikaten o eğeyi bulmuşlardır, Dönerken O erkek muallim mektebine yakın bir yer- de Mustafa altı metre yüksekten kendisini aşağıya atmıştır. Tahar“ ri memurları yakalamak için ko» şark aşağıya indikleri vakit kendi. sini bulamamışlardır.. O civarda» ki aile evlerinde soruşturarak ara» mışlarsa da gene bulamamışlar ve ümitlerini keserek dönecekleri sr rada sahilde tersine çevrilmiş bir kayıktan şüphe etmişlerdir. Deniz içinde ters duran bu kayığın içini görmek için denize girerek bakm- ca kendisini orada bulmuşlar o ve yakalamışlardır. Mustafa, henüz ikametgâhı söylememiştir. Orada © birçek şeyler bulunacağı ümit edilmekte» dir. Tahkikata devam olunmakta» dır. Denizlide yeni iktisadi faaliyetler Denizli, 18 (A.A.) — Vali Fu- at beyin riyasetinde ipek işleriyle uğraşan zevat ticaret (odasında toplanarak ipekleri islah ve ipek sanayiinin inkişafı ( için şimdilik 25 bin lira sermayeli bir anonim şirket kurulmasına karar vermiş” | lerdir. Denizli, 18 (A.A.) — 200 bin lira sermayeli Şemsi Terakki di | bağat şirketi yıllık içtimaımı yap- mış ve hissedarlara yüzde 10 ka- xanç dağıtmıya ve (o sermayesini 1250 bin liraya çoğaltmıya karar vermiştir. Şilede doğum, evlenme ve ölüm işleri Şile,, 18 (A.A.) — Gizli evlem me, doğum ve ölüm (vak'alarımı tesbit ve ikmal için haziran 1934 tarihine kadar mühlet verilmiş ol- i duğu halde alâkadar makamların mütemadi faaliyeti ve takipleri neticesi olarak bu mühim iş bugün | ikmal edilmiş ve köy ihtiyar heyet» lerince hazırlanan malümat esasa geçirilmeğe başlanmıştır. Adanadâ ekmek fiyatı rıncıları un fiatlarının yükseldiği ni ileri sürerek ekmeğin kilosuna bir kuruş zam yapmışlardır. Bele- diye vaziyeti tetkik © etmektedir. Ekmeklere eskiden (o olduğu gibi "narh konulması düşünülmektedir. | Adana, 18 (A.A.) — Bura fir |