min, &— VARIŞ Roma anlaşma- | larından sonra | ve .Laşmakaleden devam) der söz vermiştir. Daha evvel il talyanın Arnavutlukla yaptığı itü- fak wukavelesile bu memleket ü- zerinde temin ettiği nüfuzu da bu- rada unutmamak lâzımdır. İşte bu yeni vaziyet İtalyanın Merkezi Avrupada haiz olduğu mevkii bir kat daha takviye ede- cek mahiyettedir. Bu itibarla : Fransız siyasetine o merbet Olan | yen hayvanlar birden bire ürkmüş | bahsolan odacı Mehmet Efendi - | küçük itilâfa karşı İtalyan siyase» tini takip edecek olan Avusturya- Macaristan bloku beynelmilel si- yaset sahsamda veni bir unsur! meydana getirmiştir. * Anesk küçük itilaf blokunu eşkil eden Romanya, Yugoslavya, Çekoslovakya arasında beynelmi- İlel siyaset noktai nazarından mev- cut sıkr birlik Avusturya ile Ma» | caristan arasında yoktur. Zira bugünkü Avusturya hükümeti mu- | ahedelerin tadili fikrine aleyhtar olduğu halde Macaristan bilâkis | en hararetli tadil taraftarıdır ve & sasen İatlya ile Macaristan arasın- daki ilk rabrtalar hep muahedele- rin tadili taraftarlığı yolundan gel miştir, Bunun içindir ki İtalyanın bun- dan sonra Macaristanı muahedele- | rin tadili meselesinde ne dereceye kadar teşvik edeceği merak edile- cek bir noktadır ve eğer — İtalya munhedelerin tadili hareketinde | Macaristanın heyecanlarını teskin edebilirse orta Avrupa (işlerinde Fransa ile İtalya arasında şimdiye kadar mümkün olmıyan itilâfm ar. ttk tahakkuk edebileceğini de söy- liyenler vardır. Dessek istiyoruz ki bugün orta Avrupida Fransa ve müttefikleri küçük itilâf devletleri ile İtalya ve müttefikleri Avusturya ve Maca - ristan biribirlerine rakıp olmakla beraber aralarında eskiden olduğu kedar kuvvetli bir ihtilâf vaziyeti yoktur. Bunun sebebi Ode Avus-| turyan'n Almanya tarafından ma- ruz kaldığı anşlos tehlikesidir. Bu 2b MART 1134 tehlike ber iki tarafın aleyhin, ol- duğu için son zamanlarda Fransa ya arcsında biraz yaklaşma hasıl olmuştur. Nitekim geçen gün bir Amerika» İı gaezteci Çekoslovakya hariciye nazırı M. Benes ile mülâkat ettiği sırada şayet bir gün (Avusturya Hitler Almanyasının eline geçerse İ nin kuvvetli bir mürevvici ve ayni l ne yapacaklarını O sormuştu. Bu| zamanda küçük itilâf blokunun en | suale Çekoslovakya hariciye na-| ziri cevap vererek şöyle demiştir: “Biz bü takdirde Fransa ile İtalya Polis haberleri ela ret arm Küçükpazarda dört kişi yaralandı Dün Küçükpazarda bir olmuş dört kişi yaralanmıştır. İs- mailin arabası bir köşede durur ve koşmıya başlamıştır. Hayvanlar yolda İsmail ve Ha- İ san oğlu Haydar Mehmet ve Ah- mede çarpmış, bunlardan İrmaille Haydar ağır surette yaralanmış- lardır. Ağır yaralılar Cerrahpaşa hastahanesine kaldırılmışlardır . Bir kelle yüzünden ——— Birkaç kişi birbirlerini yaraladılar Evvelki akşam Çarşıkapıda bir vak'a olmuş, bir kaç kişi yaralan- mişlir; Sabıkalı kürt Nadirle arkadaşı Ateş Mehmet, Âlemdarda Meh- medin kahvesinde otururken bir İ hafta evvel bir kelle yüzünden kav ga ettikleri kelleci Esatla yeniden kavgaya tutuşmuşlardır. & Ateş Mehmet, Esadı bir . demirle yü- zünden yaralamış, ortalık karışın- ca kavgacılar kaçmak istemişler, bu arada kürt Nadir Cihat Eferidi- nin ellerini ısırmıştır. Bu arada bir matangozda yaralanmıştır. Kavgacılardan kürt Nadir ya» kalanmış ,Ateş Mehmet kaçmıştır. Yaralı Esat hestahaneye kaldırıl: mıştır. Pardesü ile seccade Elma dağında oturan Mehmet Kâmil Efendinin (o pardesüsü ile seccade ve eşyalarını çalan sütçü Emin yakalanmıştır. Üzerine birdenbire fenalık geldi Beşiktaşta İhlamurda Çıngı- raklı Bostan sokağından geçen 70 yaşında koltukçu Mehmet Ağaya birdenbire fenalık gelmiş, Yere düşmüştür. Mehmet ağa otomebil le Beyoğlu hastahanesine kaldı. rılmıştır. Hattâ doğrudan (doğruya İtalya başvekili M. Musolininin direktifi- ni kabul edeceğiz.,, Orta Avrupada Fransız siyaseti- mühim bir mümessil olan M, Be- nesin bu sözü orta Avrupa vüziye- tinde husule gelen değişikliğin bir ne yaparsa onu yapacağız. Büyük | delili olarak telâkki olunabilir. devletlerin arkasından gideceğiz .! Mehmet ASIM VAKITın Edebi Tefrikası : 9 — Bir kız kardeşi bir kendi. kimseleri yek, Kiz kardeşi de beni ta- nır, eğer istese onların yanında ben de o- lurum. —E, güzel ya git söyle seni yanina alsın. nılmaz ha? — Olmaz ya. Hem il canım, sun!.. — Ya, demek gençlerin sevgisine ina- mektep çocuğunun biri. — Sen de turnayı gözünden vurmuş» 'Adliye yangınında ürken hayvanlar (yanan adamın kemiklerine ve binadaki suç eşyasına dair Adliye sarayı enkazı arasındaki m) araştırmada, her gün sabahtan ak- İ şama kadar devam ediyor. Dün bir gazete, yandığı mevzuu | nin cesedinin tamamen yandığı i ve kül olduğu (tahakkuk ettiğini yazıyordu. Halbuki, ortada henüz tahakkuk etmiş bir vaziyet yok- tur. Kemiklerin bulunabileceği tahmin ediliyor, bunları meyda- İ dana çıkarılmasına çalışılıyor. Yanan binadaki (emanet dai resinde mahfuz olup ta yanan bazt eşya sahiplerinin mallarını yahut ts bedellerini istedikleri, bu süret- İ le ortaya hukuki bir mesele çiktiği İ kiki vaziyete uymamaktadır. Şim- | diye kadar böyle bir müracaat va” ki olmamıştır. i Esasen yanan dairedeki emanet kısmında bulunan eşya, tabanca, i bıçak v. «. gibi suç (eşyasından, i öldüren ve öldürülenlere ait kanlı | gömlek ve ceket gibi suç delille- rinden ibaretti. Bunlar da muha- ! keme kararlariyle müsadere edil- i mişti. Bu kabil eşyanın hiç bir su- İ retle geriye verilmesi (mevzuu bahsolamazdı. o Kısmen yanma- mış olsalardı bile!, Bunlar haricindeki emanet ew yasına gelince ,omlar da zaten ya” İ nan bina dışarısındaki binada saklanıyordu. Bir de Emniyet mü- dürlüğünün emanet (dairesinde böyle bazı eşya vardır. Bunlar da yanmış değildir. Perşembe günü matinelerden itibaren İPEK ve ELHAMRA Sinemalarında | İİ İ:iledi | İPEK « SİNEMALARINDA Kama 14706 san | bu öyle adam de- yolunda kaydedilen haberde, ha» lide ona anlatacak: deyecek ki: “Ya do- | ğuncıya kadar bina bakarsın, sonra da çocuğu alır, ne yapırsan yaparsın, ya- | hut otuz beş İirayı verir çocuğu aldırır- | sın. Olmazsı müdüre kadar, büyükleri kim varsa, çikip söylerim... dairesine gidip onu rezil edecek. Son 8öz bu! vi Halide bizim Fahrinin vetdiği ilâçla- rr alınca biraz düzelir, canlanır gibi ol" du amma bu canlanışı Hasan Beyin biti- şiğindeki odada oturan eşki konsoloslar” dan Sefik Beye yaramadı; bir kavga oldu, Halide Şefik Beyi döv- Tacirlerin muhakemesi Köpek başı davası! Alâmeti farika işinde ehli vukuf toptan çekildi Bir müdet evel tücardan Taran to efendi tarafından yirmi beş ta- cir aleyhine alâmeti farika taklit etmek ve üzerinde taklit alâmeti farika bulunan malı satmak iddia- lariyle dava açılmış, muhakeme- ye İstanbul ikinci ceza mahkeme- sinde başlatmıştı. Taranto efendi, burada satmak hakkı kendisine ait olan ve kaput bezi denilen bezler üzerinde kö- pek başmın taklit edildiğini, pi- yasaya sürülen başka bazı kaput bezleri üzerinde de alâmeti farika olarak köpek başı bulunduğunu, köpek başlarının biribirine fevka- lâde benzediğini, satın alanlarm, bilhassa münevver olmıyan kimse- lerin ayrıca yazıları gözden geçir- miyerek köpek başına bakmakla iktifa ettiklerini, . hulâsa iki malı biribirinden ayırt edemediklerini, davasma esas olarak ortaya koy- muştur. Bu yüzden zarar ve Ziya» na uğradığından bahsediyor. Son safhada, mahkeme, işi üç kişilik bir ehli vukuf heyetine ha- vale etmişti. Dün, bu heyetih ver- diği rapor okunacaktı. Celse açıl dı, reis Haydar Naki (Bey, ehli vukuftan bir tezkere geldiğini bil- dirdi ve bu tezkereyi okudu. Ehli vukuf seçilen üç kişi, sorulan ci- hetler hakkında mütalea beyanına kendilerini salâhiyetli görmedikles rini kaydederek, bü işten afedil: melerini rica ediyorlardı. Bunun üzerine iki taraf avukat- ları arasında bir o münakaşadır koptu. Dava edilenlerin avukatla- rı, şöyle diyorlardı: — Ticaret odasından istenilen ve gönderilen listede isimleri yazı» İs olan bu üç zatın, istifa etmeleri- ni teessürle karşılarız. Fakat, or- tada güçlük yoktur. Liste, yirmi dokuz kişiliktir. | Bunlardan on kişinin ehli vukuf olmasına itiraz edilmişti. Bunlardan başka kim” ler kalıyorsa, onlar arasından üç kişiyi mahkeme ehli vukuf seçer i ve iş biter! Fakat, buna davacı avukatları | şidedtle itiraz ettiler: —Bu, tamamiyle ilmi, akade- mik bir meseledir. Alâmeti fari- kalar arasındaki & farkı tayinde, yalnız ticaret erbabının hakem ol- ması kâfi değildir. Bu, daha ziya- de bir resim, bir çizgi, hulâsa şü- mullü bir ihtisas işidir, Mahkeme, aralarında İm lem yam ül hmmm ma m mamak nm... mmm inmeniz mm mazlık varken bir de bir akşam Beye iki genç çocuk iwitafir gelmişl Bir masa örtüsü istemiş. Halide, üst k ta oturan yahudi madamın hizmetcif den iğreli bir örtü almış. O gece bu” örtüyü hem yakmışlar, hem şarap ' küp lekelemişler. Halide Şefik Beye örtüyü ödemesini söylemiş. Şefik Bey dırmamış, Afadan biraz geçince yah' mâdam örtü yüzünden hizmetçisine | verecek olmuş. Halide bunu duyuncs | men Şefik Beye koşmuş. Şefik Bey Halideyi odasından koymuş. İş bur! i gelince Halide deli gibi olur, ne yapi Günün siyaseti Orta Avrupanın mukadderatı Orta Avrüpanm mukadderatını v4 auu babteden Roma mülâkatından 4 velki gün de kahsetmiştik. Vaziyeti raz daha aydınlatmak için bugün de # nı mevzua dönüyoruz. alya, gerek Avusturya, gerek caristanın istiklâliyle alâkadarlık v termektedir. Kara hududu boyunca diz hükümetler vücuda getirerek ok dudunu aşılmaz bir hale getirmekter Müstakil bir leviçrenin yanında müs kil bir Avusturya da olduğu tekdirde talyanın bütün kara müdafaası şimal 4 hilime doğru çevrilebilir. O halde İtalyanın, Avusturya isti iâliyle alâkadar olmasının askeri cepli si kolayca anlaşılabiliyor. Fakat siy cepheti bu derceç basit değildir. Italya, büyük devletler içinde, Ni Almanyaya &n çok dost olan derleti Fakat Her Hitlerin yirmi beş madd Proğramıın cn mühim © noktaların biri de Avusturyanın Almanyaya i kıdır. Halbuki Italya, Almanya ile hudut olmaktan hoşlanmıyor ve bu istemiyor. Avusturyanm istiklâl, Italyanın dafaasına yardım ettiği halde Macat tanın istiklali onu o derece alâkadar miyor. Fakat İtalyan siyaseti Macal tanın istiklâline de hemen hemen derecede ehemmiyet veriyor ve muahedesinin Macaristan lehinde ta he taraftar oluyor. Sulh müahedesine karşı Macarii nin vaziyetini alan diğer bir me te Bulgaristandır. Sulh muahedeleri tadilinden Macaristan bir çok şey K zanabileceği halde Avusturyanın şey kazanmasına ihtimal yoktur. caristanı kazandıracak bir tadil, Bali stotukosu üzerinde de mühim tesirlef pacaktır. & Önün için hem Avustur! hem Macaristanı, aynı derecede bö nut edecek bir siyaseti bulmak gok £ bir iştir. Fakat bu meselelerle alâkadar ol lar yalnız bunlar değildir. Orta Habsburg hanedaninı tahta çevii sinden sön derece endişe o etmekti Bir taraftan bu endişe onu gözle” dört açmıya sevkederken, Nazilerin | yüsturya istiklâlini yıkmalari o ihti de Italyanm kucağına atılmıya sürük! yer. Vaziyet bütün bu âmillerin etmesi, Avrupanın için için ne ks karışık ve müşevviş bir halde oldu göstermeğe kifayet eder. ö.R yanvar 0s raya es müstehassış kimseleri seçerse, lam bir neticeye (o varılır. Yı listedeki diğer zatlar da, yetli olmadıklarını söyliyerek ' fa edenler gibi tacir, fabrikat dürler! a İki taraf arasıda bara n nakaşa... mahkeme heyeti, iki rafı da dinledikten sora, töca odasından, gönderilen liste ha cinde bü İşte ehli vukuf sifa' söz söyliyebilecek kimseler bu nup bulunmadığının — sorulma kararlaştırdı, muhakemeyi bir san sabahı saat ona bıraktı. — Nikâh etmezse ben gitmem. O'da İ nikâh etmiyor “Ben kız alacağım,, diyor. — “ehi sevmiyor mu? — Adam sen de! Öyles'nin sevmesin- den ne olacık. Daha çozuk desen çocuk! Sizden daha genç. Genç adamın sevgi- sine inan olur mü? - — Ne yapayım, bana çok iyiliği var- dır, Benim yüzüm tutmaz. — Kız alacağım demesi kötü! — Amanalsın. Kimi isterse alsın, be- ni bu piçten kurtansın da.... Halidenin gözdesi olan bu çocuk bir- kaç gün için İzmire gitmiş. Gelince Ha- meğe kalktı, Şefik Bey Halideye çamaşır yıkatmış, parasını vermemiş. “İki gömleğim parâ- landı, bir çorabım kayboldu.,, diyormuş. İş yalnız bununla kalsa Halide aldırmıya- cakmış, nasıl ki bir aydır o hiç bir şey söylememiş. Ortada böyle bir anlaşma” ğını bilmez. Şefik Beyin Oyüzüne gil tırmalar, boğazını sıkar, âynalı bin kapağını bir tekme atar, aynay' rar, kapak parçalanır, Sefik Beyi" pardüsüsünü eline geçirir yakasını ©“İ rini yırtar! Şefik Bey yaşlı adam, k bağırmağa başlar, Faika, kayi