Vakıt'ın Edebi Tefrikasi Ma No.19 Minimini Kız Ve Aşk Öteki geldi. Biri için öteki ölüm habercisi, diğeri için de ölüm habercisiydi. İşte son söz: — Allahım artık tahammül e- demiyeceğim! İkisi de benliklerinden uzaklaş mak istiyorlar, İpten düşen cam- bazla, tehlikeli yoldan yürümeye cesaret edemiyen minimini,. Zarif ay, Marmaranın üstünde sallanıyor.. Köşkün bahçesini ay- dmnlatıyor. İhtiyar çama kur yapr yor. Yıldızlara: Sabrediniz, di- yor. Ve sularda akisler çiziyor. Çekirgeler istirahatte... Bir ateşböceği pırıldıyor. Ve Marmara.. — Artık tahammülüm kalma- dı!.. Ruhlar yanıyor. Yalnız bu ruhlar ney seslerini, aşkın ve ölümün bestelerini du- yar.. Ali bey sesleniyor, kızı sesleni- Biri yirmi sene mücadele etti, biri yirmi seneden fazla mücadele edecek. Şişman hanım uykuda... Nuri bey İş peşinde değil, bar da.. Ali beyin düşmanlariyle kar- şı karşıya şarap içiyor. İşte bir facia. ee ii Ne kadar basit! Baba, o cambaz haydut, idman ettiriyor da, kızmı böyle tehlike- d lere terkediyor. Yalnız gitmek, yalnız ölmek... OlAli Bey bunu yapamıyacak. Ali bey hodbin ve sizliği şaheser . Madem ki hayat| çekilmez şey değil, Gülderen çek- mesin. Eğer kendisi, yirmi yaşma gelmeden ölseydi, bütün bu felâ- ketlere uğramıyacaktı.. Namussuz bir baba ile, akılsız bir ananın e- linde, bu kız ne olur?. Kadın mı olur, Kadınların ne olduklarını | biliyor. Şunun bunun elinde esir kalacak. Eğer ipten düşmeseydi bir koca bulurdu.. Ama şimdi.. * | Ve sahillerde ney sesleri. Boykot eee em Yazan: Selâmi Izzet Umumi ii uç İ Ali bey elinde tabancası, sahile müebbet ceza verdi gideyim derken, uyuduğunu san- dığı kızının odasına girdi. Minimini uyur gibi yaptı. Öteki vardı yanında. Kımıldamadı. Yatağında ne güzeldi! Ve erkekler bu yatağa gelecek- ler, ona babasının namussuzluğun dan bahsedecekler, onu tahkir e- deceklerdi. O da boyun eğecekti. Hayat mülevvesti şerkekler da» ha mülevvesti. — Gülderen... dedi. Minimini, ötekinin kolları ara- sınday'dı. Ali Bey çok çalışmıştı. eti, kanmın kanı bu kızdı. yalnız bırakıp gidemezdi. Facia oldu. Kızını deniz meleklerine verdi ve kendi de peşi sıra gitti. Zarif ay, yıldızdan özür dile Yip battı, Karisi uyanmadı bile.. Dalgalar, sahillerde hareleni- yordu. Çekirgeler, kanat kımıldatarak yeni bir yolculuğa hazırlanıyorlar. Birer birer, ateşböcekleri sönü- yor. Ve Nuri bey, poker masasında, önündeki bütün paraları öne sürü yor, sonra: — Ful... diyor. Ve “kazandım,, diye gülüyor bu, İşte.. Bir facia. Sonu-gelmez bu -facialarla ha- 4 Etinin Onu hal yatta,. Şişman hanım üç gün ağladı. Sonra unuttu. Nuri bey hâlâ Ali beyin yaptığı nı anlatıyor, sonra, ama her sefe- rinde, her anlatışında: | — Enai! diyor. Ama facia bu.. Facia kahraman larına hüküm verilir mi?. Hayata hüküm verilir mi?.. Hayat bu., Bir gün biter. — BİTTİ — Amasya Arkadaşını öldüren muallim Süreyya Hanım Tıbbı Adlide müşahedeye alındı Amasyada ilkmektep muallim- lerinden Süreyya hanım kânunu- saninin 23 üncü günü ayni mektep muallimlerinden çok sevdiği ar- kadaşı Hatice hanımı iki kurşunla öldürmüştü. Süreyya o hanım, o Amasyada müddelumumilikçe isticvap edilir ken akli vaziyetinden şüphe edil. miş, neticede Süreyya hanımın binde tıbbı adlide müşahede ye alınmasına karar verilmiştir Sü reyya hanım şehrimize getirilerek müşahede altına almmıştır. Müd. deiumumi Süreyya hanımın pede- rinin malümatına müracaat eder- ken, İsmail bey kızmın doğuşun- deki gayritabitliği anlatmış; .— Süreyya ca beş yaşına ka Cinayeti askert * mütekaittir. Süreyya ha- nım 327 senesinde Amasyada doğ muştur, Ailesi bu çocuğun erkek mi, kız mı olduğundan şüpheye düşmüş, İstanbula getirerek bir doktora göstermiş, doktor anlıya- mamış, on beş sene sonra tekrar getirilmesini söylemiştir. Bundan yedi sene evvel Sürey- ya hanım tekrar İstanbula getiri- lerek bir Alman doktora gösterik miştir, Süreyya hanım bu sıralar- da oğlan elbisesi giyiyordu. Al man doktorun tavsiyesi üzerine a- meliyat yapılmış ve Süreyya efen- di Süreyya hanım olmuştur. Sü- reyya hanım kız olunca Şişli Te- rakki lisesine devam etmiş, mek- tebi bitirmiş ve Amasyada öldür- dar oğlandı, sonra kız oldu demiş- | düğü Hatice hanımla bu mektepte tir. Sürevya hanımın İstanbuldaki | tanışmıştır. Ve mektebi bitirince tibbr adlize gönderilmesine vede- | ikisi de Amasyada ilkmektep ho rinin bn sözleri de bir âmil ol.! cası olmuşlardır. Süreyya hanı muştur. mın şimdi tıbbı adlide akli yazi- © Verilen malâmata göre, Sürsye: yeti ile fiziyolojik vaziyeti de tet-| ya Ki Amssyalı vir | kik edilecektir. iki İdman cemiyetleri ittifakı umu- mi merkezi toplanmalarına devam etmektedir. Bu arada dövüşmek” le biten Fener — Galatasaray ma- çında verilen cezaların müstace- len tatbikine itiraz etmiş olan Fe- nerbahçe klübü idare ( heyetinin reddedilen itiraznamesindeki im- zalar tetkik edilmiş, klübün idare heyetini teşkil eden Cafer Ali, Ze ki Riza, Mehmet Reşat, Hayri Ce- lâl, Sait Selâhattin Beylerden han gilerinin bu itiraz ve portestoda reyleri bulunduğu araştırılmıştır. Neticede beş zattan (Zeki Riza Beyin kararda müstenkif kaldığı, *İ Sait Selâhattin Beyin içtimada bu- lanmadığı ve itiraznamenin imza» landıkları anlaşılmıştır. Bunun ü- zerine itiraznameyi imzalıyan bu üç zat hakkımda müebbet boykot cezası verilmiştir. Gelen haberde, atletizm fede- rasyon reisi Bürhanettin (o Beyin vaziyetinin de müzakere edilerek bir karara bağlandığı (fakat bu kararın gizli tutulduğu kaydedil- mektedir. Bundan (başka sporu neşriyat sahasında da istedikleri şekle 80- kan bazı kimseler (o hakkında da kararlar verilmiştir. Maltepe askeri lisesinde güreş Dün Maltepe askeri lisesi gü reş salonunda askeri liselerin gü- reş şampiyonasına başlanmıştır. Hâkem heyetini teşkil eden zat- lar içinde İsmail Hakkı Beyle mil- Ni güreşçimiz Saim Bey de vardı. Şampiyonaya 7 Maltepeden, 7 Kuleliden, 5 Deniz lisesinden, 4 Deniz gediklisinden olmak üzere 23 güreşçi iştirak etmiştir, Fikstörü (Maltepe askeri lisesi müdürü erkânıharp miralayı Adil Bey alkışlar arasında açmış ve müsabakalara başlanmıştır. 56 da Maltepeden Ziya, Kuleli den Yakup. 61 da Maltepeden Suat, Kuleli den Süreyya. 66 da Maltepeden Hayri, Kule- liden Muzaffer. 72 de Kuleliden Orhan, Deniz lisesinden Saffet, Gedikliden Ni- hat, 79 da Kuleliden Muzaffer, de nizden Hasan, Maltepeden Safa. 87 de birinciliği Mitat, ikincili- ği Nizam, üçüncülüğü (Fethi E fendiler almışlardır. Final maçları önümüzdeki per şembeye yapılacaktır. Maltepe güreşçileri teknik © güreşlerinden dolayı çok beğenilmiş ve alkışlan» mışlardır. Muzaffer Dünkü içtimada Ankara, 8 (A.A.) — Türkiye idman cemiyetleri ittifakı umumi merkezi bugün de toplandı. Bütçe meselesinin gönderilmesine ve bu- nun için lâzım gelen tahsisatın ve- rilmesine karar vermiştir. Müzakerata devam edilmekte ve yarın e alınacağı anla” 5—VAKIT 9 MART 194 — DUMUMI HARPTE (Teşkilâtı Mahsusa AAA EAA VAKIT'ın yeni Tefrikası; 125 Bulgar kaymakamı “ileri- ye gidemezsiniz, demişti. Yazan: A. MiL | bulunmak zamanının geldiğini ve ve| 'fa nazarla maiyetile beraber Sof « ii fırsatı kaçırmamak icabettiğini an | yaya geri dönmüştü. Bununla be- ladığından kuvvetlerin bulunduğu Ustrumcaya müteveccihen Sofya» | dan hareket etmişti, Fakat (Rado- mir) e vasıl olduğu zaman orada- | ki Bulgar kaymıkamı kendisini karşılıyarak: — İbrahim Bey, buradan ileri gidemiyeceksiniz. Çünkü Sofya - dan öyle emir aldım!, demişti. Bir emir Demek ki İbrahim Beyin Sof- yadan hareket ettiği haber ( alın- mıştı. Bu haberin alınması ve (Ra- domir) kaymakımına ileri hareke tinin menedilmesi hakkında emir verilebilmesi fbrahim Beyin Bul gar hükümeti tarafından takip e - dilmekte olduğuna delâlet ederdi. Demek ki Bulgaristan yalnız Bul gar çetelerinin Sırbistan dahilinde icrayı faaliyet etmelerini isteme- mekle kalmıyor, ayni zamandı Türk çetelerinin hareketlerini de büsbütün tatil ettirmeğe azmetmiş bulunuyordu. İbrahim Bey (Rado- mir) kaymakımından yukardaki haberi alınca bir an içinde bütün bu cihetleri düşünmüş, yabancı bir memlekette istediği gibi harekette serbest olmadığını bildiği için inat ve ısrara mahal olmadığını anla» mış ve kaymakama demişti ki: — “Pek âlâ, ileri gitmiyeyim a ma nereye gideyim? Onu da söy - ler misiniz?,, — “Aldığım emre nazaran Cu - maibalâya gidebilirsiniz. Fakat bu nu da ancak nezaret altında bulun duğunuz halde yapabilirsiniz. Şa- yet Bulgaristan dahilinde ve bil - hassa Bulgar — Sırp hududunda dolaşmayıp doğru Sofyaya avdet eder ve orada oturursanız ona kar- şı hiç bir diyeceğimiz yoktur, — “Sofya ile muhabere ettikten. sonra hattı hareketimi size bildiri” rim.,, İbrahim Bey Radomir kayma kamile bunları konuştuktan sonra muvakkat bir zaman için maiyeti” le beraber Radomirde hirleşmişti. Ondan sonra derhal telgrafhaneye bir adam göndererek Sofyaya çek- tiği bir telgrafnamede Radomirde maruz kaldığı muameleyi anlatmış ve ne suretle hareket (edeceğinin | Bi serian kendisine bildirilmesini ri - ca etmişti, Bulgarlar değişmişti Bir taraftan İbrahim Bey Sof - - | yayı vaziyetten haberdar ederken diğer taraftan Ustrumcaya haber göndererek 150 kişilik kuvvetin o- radan hareketle Cumaibalâya git - mesini emretmişti. Şayet çeteler Cumaibalâda toplanacak — olursa, onları o tarikle Sırbistanı geçire“ bileceğini ümit ediyordu. Fakat ertesi günü Sofyadaki merkezden gelen cevapta İbrahim Beye deniliyordu ki: z “ Bulgar hükümetinin son gün- lerdeki tavır ve hareketi karşısme | da şimdilik bütün harekâtımızı ta- tl etmek muvafık olacaktır. Bina- enaleyh Radomirden doğruca Sof yaya avdetle bir müddet burada beklemeniz daha doğrudur.,, İ Efendi hep İbrahim Beyin maiye- i tnde bulunmuştu. Müsademeyi raber Cumaibalâda toplanacak 6- lan 150 kişilik kuvvetin orada ken disini beklemesini tenbih etmişti. İbrahim Bey İrfan Efendi me « selesini tahkik etmek için Nevres kopa gittiği zaman oradaki tahki- katını Nevrekop çetelerine memur olan Halil Efendi vasrtasile yap- mıştı. Bu tahkikat bittikten son ra Sofyada, Ustrumcada ve Valan- dovo müsademesi esnasında Halil vE müteakip kuvvetler gene Ustrumca ya çekildikten sonra Halil Efendi . gene Nevrekopa geri dönmüştü. Bu esnada Bulgar komitecilerin den (Filipof) ta Halil Efendiye refakat ediyordu. Yolda giderler: ken iki arkadaş son Valandova müsademesi ve Bulgar komiteleri- nin tavır ve hareketi hakkında yle müdavelei efkâr etmeğe başla mışlardı. Halil Efendi diyordu. . hi: — “Bulgar çeteleri kancıklık ii tiler. Müsademe esnasmda Türk çetelerini yüzüstüne bırakıp kaçtır lar. Böyle bir hareket hiç komite ciliğe yakışır mı?,, j Kancıklık Bu ithamları (Filipof) bulmuş ve demiş ki: v — “Doğru söylüyorsun, Halil Efendi, bizim çeteler böyle yapmı yacaklırdı. Fakat onlarda da ka - bahat yoktur. Bulgar çetelerini ha- v reketten meneden gizli bir kuvvet olmasa idi, onlar dediğin gibi mü- sademede kancıklık yapmazlırdı. O gizli kuvvet Rusyadır. Rusyanm da e ise (Sandanski) ile (Paniçe), en ziya- de (Sandanski) dir. ücudu ortadan kalkmadıkça bizim davar mız da yoluma girmiyecektir.,, (Devami Yar) Türkler Sümerler Kadınlar ır birliğinde dün bir konferans verildi Kadın birliği tarafından terki | : edilen konferanslardan üçüncüsü” nü müzeler Sami diller sısı Hikmet Turhan Bey tarafın dan verilmiştir. ç Mevzu “Sümerlilerle Türkler arasındaki münasebat,, idi. Hik- met Turhan Bey bu konferansın: da Sümerlilerin milâttan beş bin sene evvel Orta Asyadan Mezopo- tamyaya geldikleri, medeniyete pek çok hizmet ettiklerini söyles dikten sonra Sümerlilerin OSami kavimlerle mücadelelerini, büyük hükümdarlarının menkrbelerini anlattı. 3 Gazi ile Sümerlilerin en Büyük hükümdarmm istiklâl mücadele lerinde biribirlerine çok me -7 hetleri bulunduğunu söledi. Kor- feranstan sonra Nermidil Ahmet ve Şirin İzzet Melih Hanımlar ta- rafından güzel danslar oynandı . Kadın Birliğinin tertip ettiği konferanslar büyük bir dinleyici Hee alınca | kütlesi bulmaktadır. Birli lehe di mii pedi m ez ye kz e Mİ