—i is Madam Evlenmemiş Kadına Madam Denilip De- rilemiyeceği, Mesele Oldu. Anket Yapıldı | a üsturyada, son hafta içerisin- das kadmları alâkadar e - | İF mesele ortaya atılmış, bu Mesel, Avusturya kadınları ara - ia olduğu gibi başka memleket kadınları arasında da kısa bir det içerisinde en hararetli mü Mta mevzut olarak benimsen - Bu meseleye, “Madam, Matma- Meselegi,, adı takılabilir. Ev- İnmemiş bir kıza yahut kadına “““âm denilemez mi? Böyle biri- | 8 kendisini madam sıfatile tanı - mı? Böyle birisine matma - ha Yerine madam denilmesi, en i fif tabirle nezaketsizlik midir? te meselenin esası bu! Bizd. bu hususta herhangi bir ükle karşılaşılmaz. Evlenmiş evlenmemiş olan herkız ya- kadın, hanım sıfatile anılır.Bu st, bir ayırt ediliş vaziyeti but şer. Herkes sadece hanımdır. ir ği, Mezaket eseri olarak hanrme - İndi denilir. albuki, hiristiyanlarda umumi © Madam deyince evlenmiş o - lan, matmazel deyince evlenme - Miş olan hatıra gelir, Genç yaşın: İs la beraber, evlenmemiş, mem İyi ban iza a eee Yüz yaşında matmazel de olabilir. | umumiyetle madama mat - zel, matmazele madam denil - e kabaca hareket etmek sayı - yaş idi Avusturyada baş göste - " münakaşaya gele yy üm de mecburiyet eseri olarak de- | Matmazel gl el I nakaşa, hiç evlenmemiş birisinin | alâkadar resmi makama müracaat | ila,madam sıfatını okullanmağa müsaade istemesinden çıkmıştır. Bunun için müracaatta bulu - nan, istidasında şöyle diyormuş: “Kırkına merdiven dayadığımı | | itiraf elmek (omecburiyetindeyim. Meslek hayatımda çalışan bir ka - | | dınım, Bu sahada çalışırken her * kesin bana hâlâ matmazel demesi, Ledi Hilton Kadın Heykeltraş | | MEMEDE EEE Ölen lik Kocası Kâşif Skotun Bir Heykelini Yaptı! canımı sıkıyor. Kendimi gülünç mevkide kalmış hissediyorum. Almanyanın bazı yerlerinde, | meselâ Prusyâ ve Saksonyada | 1919 senesindenberi evlenmemiş ni göz önünde tutunuz. Yalnız, yir mi bir yaşını tamamlamış olmak fus kayıdına madam diye çağrıl - mak üzere (omüracaat olunduğu yolunda bir şerh verdirmek, şart - tır. Avusturyaya gelince, burada da | 1917 senesinde (o evlenmiş kadın | lara da madam denilebilmesi mü- | sandesi verilmişti, Ancak, Dahili - ye Nezaretinin bu husustaki mü- saadesinin şümulü, büyük harpte nişanlıları ölen kızlaradır. Bunun» kadmlara da madam denilebildiği | lâzımdır. Ayrıca belediyedeki nü- | Ledi Hilton Resimde görülen, bir erkeği İ andırıyor, değil mi? Tıpkı bir er» bu bir kadındır. Hem de meşhur bir kadın... | Ledi Hilton Yung, İngilterenin tanınmış heykeltraşlarındandır . Ayni zamanda resim de yapar. A- #ıl heykeltraş olarak tanınmıştır. Başı, çehresi, tovaleti ve giyinişi itibarile erkeği hatırlatan bu ka - | dının ilk kocası, Cenup kutbu kâ- şifi meşhur Kaptan Skottur. İlk kocası öldükten sonra baş- | Dolayısile ben de kenidimi her ka birisile evlenen Ledi Hilton | kek başı, erkek çehresi... Fakat | Kürkler - Çiçekler a ayyy ir et Tilki Kürkü Hatırlandı. Çiçekten Süsler Möodadır. Çiçekler, Ekzotik Olacak ! Kış, Bu sene hangi kürkler bilhassa i moda oldu? Bunu araştıran or - ta Avrupa moda mütehassısları Tilki kürkünden bahsediyorlar. Tilki kürkü, moda sahasında en ön safta gel- miyordu. Bir hayli ihmal edil - mişti, Bu itibarla, bu kış eski iti- barı Değişiklik temayülü kaidesinden son senelerde yerine geliyor, demektir. | istifade ederek..... | « Tilki kürkleri, mantoların ya » | kalarına, kollarma ve eteklerine | muhtelif tarzda konulduğu gibi İ omuz kürkü ve kap | rağbet gösterilen kürk İ Tamamile bu kürkten yapılan kaplar var. İ kürkün ilâvesile yapılan kaplar | da bulunuyor. Omuz kürklerine gelince, bun | lar da hem uzun, hem kısa ola - rak yapılıyor. Her halde Tilki kürkünden Boalar bu sene pek moda! olarak ta cinsidir. Ayrıca kısmen bu A Çiçek modası... Bir buna dair bir yazısına kadından, kadının bir zaman büsbütün ayrılamıya » cağına “işaretle başlıyor. Son za « marilarda yer yer baş sadelik - cereyanlarına modacı, çiçeğin çiçekten hiç rağmen, cicili, bicili süsler karşısında ta - soğuk ve kürk modası... | | Holivud İ çantasının üzerine örneğine bekilarak yapıldığı bunu oldukça tabii görmek İ lâzım değil mi? Moda olan ve türlü kumaşlar - göre, İdan yapılan çiçekten süslerin ör- nekleri, şimdi gül ve saire gibi klâsik denilebilecek çiçeklerden olmuyor. Daha ziyade ekzotik çiçeklerin, hattâ alelâde nebat - ların, sun'i olarak elbiselerde süs yerini tutmasi gözetiliyor! Eski bir yenileşirken, teferrüatta olsun bazı değişiklik» ler yapılması göz önünde tutulur. Bir müddet göz alışmış olmanın tesirile moda unutulmuş ta olsa, “bu zaten vardı!,, hissine kapılmanın bu suretle önüne geçilmesi, düşü İ nülür. Bir şeyin moda olarak tut- İ masını temin için, bunlar bir ta - İ kım ibtiyati tedbirler.. Moda hi » | leleridir! | A İ İsmin ilk harflerini tesbit eden | düğme, | rozet üzerinde ve sair şekillerde. İ Birdenbire bu husus gene moda moda yapan yıldızlarından o Joan Kravforddur. Amerikalı yıldız, meşhur isminin ilk harflerini, ön- | süsler takılması... Toka, oldu. Bunu tekrar ce marka şeklinde 'başına geçir *- gösteren | diği berenin kenarına, sonra da iliştirdi. Bu, onun resimlerini gözden geçiren « yerde madam olarak tanıtmak is - Y öleni 4 tiyorum. Bundan maksadım, ken - AŞ .” HOpİmAsı$; Ga ji kemmel bir heykelini yapmıştır. dimi evlenmiş gibi göstermek de - | ğildir. Bunda böyle bir maksat gö | 24 heykel, bu kadın. heykeltraşm mamile giderilemiyen zaafın, bu | lerin gözlerinden kaçmadı. He - süslerin çiçek şeklinde olanlarına | men isimlerin ilk harfleri, made « daha fazla duyulduğu neticesine | nileşerek üzerlerinde yer tutmağa zetmiyorum, Sadece kırkına mer - (Devarm 11 inci sayfada) Eğlendirici Fıkralar Doktor, muayene ettiği adam BiYinirken, yazihanesinin başıma Seçti, Reçete yazıyordu. >— Bana ne tavsiye edeceksi - > doktor? — Bir şurup © yazıyorum. İki bir içeceksiniz. Bundan Matte bike. Asıl mühim olan <m, & İçmemeniz ve tavla oynama Manızdr?, B & a tavsiyeleri dinliyen adam, a, e Sakin bir tavırla, : İçe gülümsiyerek, odoktora “yle söyledi: iniz Karım benden evvel ziyare- de 28 gelmiş olacak. Tahminim « toy Bilmadığıma eminim, dok - kor, $aşırdı. Fakat, bir şey | İ etmemek için, işitmemezlik- geldi. Iki kadın sinemada yan yana | rlardı. İki iran istirahat ar — da — «wi beni Beş mütereddit bir tavurla, bi- kırıtarak, diğerinin kula - ısıldadız akışıklı bir genç, benimle mek istiyor. Fakat, acaba hakikaten seviyor mu?,. Ta- tavsi - | içkiden vaz geçmeniz, ciga- | mlardan birisi, yutkundu. | nışalı daha bir hafta oldu, olmas dı! — Eğer dediğiniz gibi yalnız bir haftalık bir varsa, sevdiğine inanmak müm - kün! arada tanışma yonunda oda tutmuş olan bir ka- | dınla konuşuyordu. Kendisine ! söyle bir şey soruldu: — Birinci katta oturan gence hergün deste deste mektup geli - yor. Acaba bunlar aşk mektupla- rt mı? — Katiyen! siz? Benim pansiyonumda hep ahlâkı düzgün insanlar oturur. — Ya bu kadar çok mektup kimlerden geliyor? — Borcunu ödemesi için ala « caklılarından... Uçan kuşa borcu var zavallının. Eh, gençlik! Piyano dersi alan kızla, piya - no muallimesi arasında, ders fa - sılasında bir konuşma, Biri öğren i me, diğeri de öğretmede güçlük çektiklerinden adam akıllı sinir - lenmişler. Piyano muallimesi, içini kiyor; şe» — Ah, küçük hanım, sinirlerim | pek tabii değil mi?. Pansiyon sahibi kadın, pansi - | Ne diyorsunuz |” jen muvaffak olarak vücude getir diği heykel sayılıyor. Çok beğe - nilmiş, takdir yollu bir çok tenkit makalesi yazılmıştır. Düşünüş | amm az Genç kadınlar, kendilerini yal- | nız aynaya beğendirmekle iktifa edemedikleri halde, yaşlılar bunu bile kâfi görürler. Onlara, ayna karşısında maziyi tahayyül ede - | rek kendilerini daima güzel bu - | lurlar! N İptilâ derecesinde moda me - raklısı bir kadın, ruhunun büyük- lüğünden ziyade ayaklarının kü « çüklüğüne ehemmiyet verir! A o kadar bozuktur ki... Mümkün olsa, daima yalnız kalmak iste « rim! Kız, dudak büküyor: — Bunun imkânı var, Piyano - | nuzla konserler veriniz. Ne kadar çok konser verirteniz, o kadar w- zun müddet yalnız kalırsınız! w —- İnanmam. Siz, erkekler yok! siz! Sizin kalpleriniz yok - Du,... tur. — Vardır, hanimefendi, var «! dır. Ancak, böyle sizin gibi bir gü varılmış. Sun'i çiçek te tabiattaki Japonyada | başladı! adınlar Markoni, Karısı Ve Japon Kadınları Japon kadınları, şimdi dünya « nın en mütekâmil kadınları ara - sında mevki verilen kadınlardır. Asrın muhtelif sahalarda göster - diği yeniliklerle ciddi surette a « lâkadar olduklarına dair muhte - lif yazılar çıkıyor. Bunun tam mânasile doğru ol- | duğuna inandırabilerek bir çok misal arasında, telsiz mucidi Mar koninin karısile birlikte Japonya ya gittiği zaman, Japon kadınla | rında bu ziyarete karşı fevkalâde | alâka uyandığı gösteriliyor. Bu büyük fen adamı, Tokyoda jzele rasgeldik mi kaybederiz. Bu, | muhtelif kadın teşekkülleri tara - i fından hararetli bir alâka ile kars | lmmıştır. şılanmış, huzurile şereflendirmesi ricasile bir çok toplantı yapılmış- tır. Gerek Markoni, gerek karısı, bu toplantıların hemen hepsine gidecek kadar nazik davranmış » ! lar, en kibar ve münevver Japon kadınları, misafirlerine kendi el » lerile çay ve Japonyada yapılan bir nevi içki hazırlamışlardır. Bu toplantılarda, Japon kadın- İ ları fenni bir takım sualler sor * muşlar ve Markoni, bunlara uzun uzadıya izanat vermiştir. Bura « İ daki resim, Tokyoda bir kadın teşekkülünü ziyaret esnasında a « ;