— 6 — VAKIT 4 L.nci kânun 1933 a © Uzunköprüde geçen bir! - gecenin acıklı hikâyes 1 Mütekait otobüs — Kokulu otel — Uzunköprünün 174 gözü Uzunköprü (Hususi) — Güneş batarken trenden çıktım. yanım - da birisi daha vardı. parmaklığını geçtik ve orada sıra sıra dizilmiş olan arabalara ya - naştık, Bunların içleri tahtarevan gibi dümdüz olduğundan uzana - rak veyahut bağdaş kurarak otur - mak lâzım geliyordu. Bundan (100) sene evvelki model üzerine yapılmış olan bu şakşaklardan kaç | tık ve öte tarafta postayı bekliyen köhne bir otobüse yerleştik. Bunun arabalardan farkı, ayaklarımızı a - sağıya sarkıtarak oturabilmekliği - mizden ve daha çabuk şehire git - mek imkân: olmasındandır. Biraz , sonra bu mütekait otobüs bizi dört kilometre uzaktaki kasabaya gö - türerek bir hanım önünde boşalt - tı! Ve (25) er kuruş aldı. Meğer herkesi (10) ar kuruşa götürüyor - muş! Her ne kadar ehemmiyetsiz bir para ise de yabancıya başka, yerliye daha başka iki türlü ücret | doğru bir şey değildir. Nereye gitmeli ? Etrafıma baktım kimseyi göre- medim ve doğruca mahfele gide- rek bir müddet kaymakam beyle görüştükten sonra buranın meşhur lokantasında beni bekliyen Alpul- İu fabrikaları müdür Şefik Beyin yanına gittim. Devrim bir masa ve etrafında üç beş arkadâşla can dan sohbetler yaptık. Tekrar istasyona.. Alpulluya avdet edecek olan Şefik Beyi yola koymak için cüm- lemiz birlikte hususi bir otomobile bindik ve köprü üzerinde bir çift öküze çarparak orada kaldık! Bo- zulan otomobilin fenerlerile uğra- sıldıysa da yakmak kabil olama- dığından yolda bir uçuruma düş - memek için o otomobili orada ter- | kedetek diğer bir otomobil ile is, | tasyona geldik. Hava bozuk ve rüzgâr sert idi. Otelde Burada toputopu iki otel var - dır. Bunlardan en iyisine beni gön derdiler! Bana ayrılan oda o ka - dar küçük idi ki, - bizim evlerdeki âdi bir sandık odasma benziyor - | du! Karyola ile dıvar arasmda an- cak geçilebilecek kadar dar bir me safe var, Elbiseleri asmağa mah - sus şurada burada iki çengel, âdi | bir masa ve üzerinde küçük bir ay na ve yerinden kalkmıyan ve ya- tağın baş tarafına : olan kötü bir sandalye, âdi ve som yasız tahtalı bir karyola, ayak ta- rafma asılmış bir havlu! İşte oda. "nm mhobilyesi ve muhteviyatı bun. | lardan ibaret! Yatakla çarşaf ve yastıklar leş gibi kokuyordu! Burada yatamıyacağımı söyle- dim. Beni üç yataklı bir odaya gö- türdüler. Orası da ekşi ek$i ter kokuyordu! İçeriye girmemle çık « mam bir oldu! Tekrar eski odaya geldik. Bu - nun çarşafları değiştirdiler. Fa - kat gene İğrenç bir koku... Gerçe İstasyonun * sıkıştırılmış ! / örtüler, temiz.. Fakat boğucu ve | pis bir sabun kokusu insanın nefe- sini tıkıyordu! Ne çare? Biraz havalandırdım, kolonya serptim. Çünkü bundan iyi yatacak bir yer de yoktu. Son - ra da (lâhavle) ler çekerek ve lâm bayı püfliyerek yattım. Bu hali öm rümde unutamıyacağım ve yala - ğımın da ücretinin elli kurus ol - duğunu bervechipeşin söylemek - | ten geçemiyeceğim. Kasabanın manzarası Adı üstünde! Burada Uzunköp. rü denmesinin sebebi; muhteşem | ve azametli bir köprünün bulunma | İ sındandır. Bu köprü (1260) met-| İre uzunluğunda ve beş buçuk met- jre genişliğinde, (174) gözden iba- irettir. o Sultan Murat sani dev- rinde (11) senede ikmal olunabil- | miştir, Çanakkaleden geçen Türk ordularının Ergene vadisindeki ba taklıklara saplanmaması ve Erge ne nehrini kolayca aşabilmesi için bu köprünün yapılmasına görülmüştür. lüzum Ragıp Kemal i Her tarafta faydalı | yağmurlar yağdı ! Istanbulda olduğu gibi, Trak- ya, Konya, Ceyban ve Eskişehir ovalarında da faydalı ve sürekli | yağmurlar yağmıştır. Avlardanberi bir damla su | yüzü görmiyen çiftçiler kışlık zeriyat için çok faydalı olan bu sürekli yağmurlardan pek sevin- mişlerdir. Trakya ve Eskişehir civarında henüz tarlalardan sökülmemiş olan pancarların sökülmesini müşkülleştirmesidir. Trakya ve Eskişehir o çiftçileri, (tarlalarda kalmış pancarları sökmek için havanın iyileşmesini bekliyorlar. ———e— Tren bir köylü ile merkebini çiğnedi Firat demiryolu köprüsünde acıklı bir kaza olmuştur. Sıvastan aldıkları tuzu bhay- vanlarına yükliyerek Elâzize gö- | türmek üzere karanlıkta köprü- | den geçmekte oan Sinanlı kö. | yünden Süleyman oğlu Cimo ve arkadaşı Mustafa oğlu Bekir, o sırada Firattan kalkıp ileriye doğru giden trenin üzerlerine geldiğini görünce şaşırmışlar, kendiletini sakınacak yerde hay- vanları kurlarmıya uğraşmışlar- dır. Köprü üzerinde trenin çı | kardığı büyük gürültüden zaval- | lıların feryadını işitemiyen ma- kinist Cimoyu kurtarmak istediği 5 merkep'e birlikte çiğnemişlir. Cimo ölmüş, Bekir hafifçe ya: ralanmıştır. A Yozgadın istihsalâtı Yozgat, 3 (A.A.) — Bu sene vi- İlâyet dahilinde 68 milyon 400 bin kilo buğday, 44 milyon 200 bin! kilo arpa, 1 milyon 870 bin kilo mısır istihsal edildi. Diyarıbekirae Iki kardeş Ölüm cezasına mahküm edildi 928 senesinde bir çok şekavet yapan, ve uzun takibat neticesinde bir müddet evel yakayı ele veren iki şaki, Diyarıbekir ağırceza mah kemesi tarafından ahiren idama lar Ayındar köyünden ve Mehmet oğullarından kırk yaşında Mehmet ile kardeşi Hayridir. Bunların bir üçüncü kardeşleri Nuri de Aloşla Tevfik isminde iki kişinin öldü - rülmelerinde kardeşlerine yardım ettiği için idama mahküm edilmiş ise de yaşı küçük görülmüş ve beş seneye mahküm edilmiştir. Bugenç son af kanunundan üç sene istifade kalan müddeti de doldurduğundan tahliye olunmuş etmiş, geri tur. Diğer iki kardeşinin mahkümi- yetleri sebebine gelince: Bunlar 928 de Celik köyünden Mehmet oğlu Musa ile kavga et mişler, adamcağızı öldürmüşler Bu arada kendile- rini tutmağa giden jandarma müf- rezesine karşı silâh kullanmıslar.. Müfreze kumandanı Ahmet onba- şıyı yaralamış, efrattan Ceyhanlı Hasanla Kayserili Hüseyini öldür. müşler. o Müsademe ve kaçmışlar. esnasmda Ayımndar köyü imamını vurmuş, oğ lunu da yaralamışlardır... M köyünde Alaşlı Terfi. 3.5 ğer iki kişi de, bu azılı ca gadrine kurban gitmiştir. kiş rin /Kaplangı suyu Eskişehire getiriliyor Eskişehirde Kaplangı dağında bir su bulunmuş ve tahlil o'un- mak üzere Ankaraya gönderil- miştir. Bu suya ait tahlil raporu Eskişehir belediyesine gelmiştir. Rapora nazaran Kaplangı suyu nun kesafet derecesi 2 dır. Şu halde - Anado'u haltı üzerinde içilmiye en elverişli suyu Kap langı “suyu olduğu anlaşımşır Bu su Türkmen dağlarındaki hususi bir orman içnde oldu ğgundan evve'â bir istimâk m İ amelesi yapılacaktır. Suyun | kişehire getirilmesi içn üç ay zarfında bir istıkşaf Oraposu hazırlanması bususunda E hir belediyesnce tertibat alın- mıştır. Belediye reisi Kâmil bay icap' edersz bir kaç güne kadar Ankaraya gidecek ve istim'âk muamelesi için lâzımgelen ına- kamlara müracaat edecektir Suyun 1934 senesi içinde Eş kişeh're getirilmesi için her ça reye başvurulmaktadır. Bursa belediyesi bir düdük alıyor Bursada saatleri ayar etmek üzere belediye tarafından. bir düdük getirilmiştir. Dödüğün tecrübesi yapılmış, fakat e'ek- trikle işlediği takdirde s3si in- celdiği için şehre kifayet etne- diği anlaşılmıştır. Diğer taraftan Bursa San'a mektebi, kendisi için bir düdüğün. beş misi büy nü yaparak belediyeye tecrübe- sini teklif etmiştir. Mektebin yapacağı düdük muvafık. görü lürse satın alınacaktır. i | o... . ığını birl yg yy yg yg yy yg Memleket Haberleri yy yy gg yy yy yg yg ypg yg gg Ereğli havzası amele talimatnamesi . Amelenin muhtaç olduğu yardım!| | bir türlü temin edemiyor Zonguldak (Hususi) — Ereğli ;lâde zaruretlerin mevcut olma” mahküm edilmişlerdir. Mahküm - | havzası birliğinin eski talimatna - | lüzum vardır. İ mesi bundan yedi, sekiz ay kadar evel değiştirilerek onun İ madde itibarile uzunca fakat ame - leye yardım ve kolaylık itibarile es yerine | kisini her zaman arattıran ve bü - | vermiyenlere ve icra İ İşçinin vazıyeti bu zaruretler' | birine uygun gelmiş olsa bile bir madde vardır: (ikraz taksitlerini muntsf marifet tün ihtiyaçlara lâyıkile cevap ver - | tahsiline sebebiyet verenlere ” miyen yeni bir talimatname kabul | br ikraz yapılmaz.) edilerek tatbike başlandı. Bu yeni talimatnamede eskisi - İ ne nazaran bir çok (o değişiklikler varsa da havza işçilerini tatmin etmekten çok uzak bulunmıya ve içinde işçiye müşkülât o çıkaran | maddelere tesadüf edildiğine ve i yahut her hangi suretle zarurette İ kalan insanlara tam manasile yar- dım etmeği en esaslı şekilde ihtiva | mele birliğinin on beş senelik ! etmediğine daha mükemmel talimatnamenin kabul edilmesine bir | mi bir cüz'üferdi bulunan ve * Şu kayden sabittir ki şimdi | kadar birlikten ikraz yapab i işçilerin hemen yüzde doksan * belki de yüzde yüzü taksi vaktinde ödiyememişlerdir v€ yemezler. Fakat öeliyeme birliğin parası yanar mı, verili mi? Ne münasebet? Bunun ©. hiç telâşa lüzum olmadığı gibi " hi” yaç içinde kıvranan, işçisini, ve yahut şimdiki talimatnamenin İ velce yaptığı ikraz bedelini mu k tadil ve ıslâhına irgeç mecburiyet | tazam vermedi veya icra maf İ hasıl olacağı kanaati umumidir. | tile verdirtmeğe sebep oldu i Bizim anlıyamadığımız mühim bir | mazereti de tahakkuk ettiği Oda, bütün gayesi | de ikinci bir ikrazdan ölünciy€ havza ameleşine yardım maksadi- | dar mahrum etmek yanlıştır. i cihet var. İle amelenin yüzde ikilerinde doğup, büyüyen, yaşıyan birliğin | evvelemirde muteber iki kendi öz sahip! İnmelseia lerine | istenildiği kendi paralarını (o kendilerinden İ sakınmasıdır. Amele birliğinin dört yüz küsür ! bin liralık muazzam sermayesini yaratan bu memleketin çalışkan ve temiz nesilli evlâtlarıdır. Amele birliği idare merkezin - deki memur kalabalığını ve bun - ilara verilen çok yüksek maaşları görenler, bilenler, bunlara muka - bil amele evinde büyük büyük iş - | İler yapılıyor zannediyorlar. Bun - | İdan bir iki yıl evvel hade- i mesile beraber yalnız altı memurla | cok mükemmel idare edilen birlik | | merkezi bugün nedense on beş ki - şiye iblâğ edilerek bu memurlara liraya yakın haddinden fazla pa - ra verilmektedir. — Altı idare edildiği zamanlar bu tahsisa- tın yarısı bile yoktu. Gene eskisi gibi kadroyu azaltmak pek alâ ka- | bildir. Amele birliği kaza ve hastalık haricinde çalışmıyan, çalışamıyan İ veya iş bulamıyan bir işçiye yar - dım etmek şöyle dursun o zavallı - memurla yı bir işe yerleştirmek için dahi en küçük bir teşebbüste bulunmıyor. Amele birliği, havzada on sene, yir mi sene çalışan bir adama malüli - beplerle cüzdan terketme © üsulile verdiği pekaz bir paradan baş ka hiç bir müavenet © yapmıyor. Gençliğini, hayatını havza işlerin - de çürüten insanların istikballeri çıkardıkları kara elmas parçaları gibi, yanıp gidiyor. Yeni talimatnamede ikraz su - amele birliğinden ödünç para ala - bilmek için müstesna bazı fevka - ayda 1500 liraya ve senede iki bin | l yet, hastalık ve ihtiyarlık gibi se - | retile ameleye yapılacak yardımı İnin ve geçen senelerin ti misal olarak ele alalım. Bir defa, kuruştan 60 kuruşa K# | if v Zaten birlikte yapılan ikraZ 1 kefilin kefaletini ve ticaret adi” —m tasdiki almavnen nm — © rilmiyor ve vaktinde vermiyt İ için kefillerinden para derhal sil ediliyor. f Müşkül olan şey, iki my tüccarın kefaletini bulmaktır: suretle her hangi bir bankad? daha kolay para alınabilir, Ailesi efradı kalabalık olaf her zaman ve bilhassa kars günlerinde zaruret karşısında vi lar, Bu maddenin kaldırılması yerine faiz konması, yani bor”, geciktirenlerden ayrıca faiz # ması usulü ittihaz edilmelidir"... yüzden pek çok şikâyetler v8 k Bu madde ıslâh edilmedikçe 8”. birliğinden ödünç para almak mele için müşskün olmıyacakt"* —aaaa Üç hırsız bir çobaf” öldürdüler Malatyada Vartolu 25 yeni unda Hasan oğ'u Remi ad çohan şehir o baricind? Per rüsünü otlatırken uyuyaks” bu esnada üç meçhul şabi* dire lerek sirüsünü çalıp gitmi: yi Remi uyandığı zaman taki? sünü bulamamış, izlerini etmiş ve nihayet koyunlâ" öç muştur. Fakat sürüyü yi ile şahıstan biri Remiyi taban bif yaralamıştır. Karnından 9 e Remi “hasta mi edir yara alan ölmüştür. i Üç meçhul hırsız takip mektedir. erik Yozgatta tifti sen!” Yozgat, 3 (A.A) geri der stok “© mıştır. 500 balya kadar istek dır. ire yi