an 7 — VAKTT 30 2.nciteşrin 193 İmame İiyateç NN uran operetinin başartisti ne diyor * Zamandır, İstanbulda memleketlerden gelen gördüğümüz yok. Yan, İp turya, Fransız, İtal » Ya ç Yol trupları artık bura, de, w Vo z oldular, Son seneler- Yalniz y. i İrupu istisna edersek, — man trupları geliyor. teen, Y senedenberi İstanbula Muht. 21 trupları. arasında, teh iş temsil faaliyetleri göste köme; üller vardır. Dram ve Yağı ek opera,... revü.. de- Mahi bilecek surette sahne eyi i iz olan Yunan trup - tema He le muhtelif tarzda İn, tazliyetlerile, yolları artık pla, düşmiyen diğer ecnebi Aç ilin yerini tuttular ve sah» | esi Yar sahasında, değişiklik "Sini giderdiler. Bı, >€ Manasiyle giderdiler mi? | İldjg , “dia etmek, mübalâğalı bir Sirişmektir. Alman ve * dram, komedi trupları- Yana operetlerinin, İtalyan kei İspanyol revülerinin : mahsus orijinal çeş - ka olda gibi, bu truplardan Tük le beraber İstanbula çok yay tse de ayak basmıştı. üyg, zle, bu eksikliğin tam ma debi, 2 giderilmiş olduğu şeklin - Maş, İddia, yerinde bir iddia ola- Riya munla beraber ,artık gel « Ny, ahtelif garp memleketle- hş, At teşekküllerinin oynadık- "ar, k me üstünde, Yunan trupla- mey, yda değer bir varlık gös- Manny bu eksikliği bir nispet da- kak * giderdikleri de muhak - Hayı Muhteliç Send N Yunan trupları, başlıca pa? Aliki, Helen Papadaki, Ko kg başlarında bulunarak ge - 2 Pl ve kömedi truplarile ay- yla revüler de oynıyan ayn Olimpiya Kandiyo- tı ve 1 İkonomu operet trupla- külgç Beralar oynıyan bir teşek - kii Aji Adın artistlerden Kiveli, | ki, iki, sonra Helen Papada - Ünpiy ali, Zozo Dalmas ve O - Ti oyna ndiyoti Riçardi, her bi- Fakiyaş ıkları sahada bariz muvaf aki Bösterişlerile, burada da titleşgi karşılandılar. Erkek ar - Fig, Ge Kral Ödip,, mümessili | hanaz, e Mirat ve Nezer, bil - dir, Ymet ifade Bu alfa Parlangıç hulâsasında mu - Mileyy et ve kıymetlerine işaret Tae, muvaffakıyet ve kıymet durulur üzerinde daha fazla bi Yazığ <ek artistlerdir. Fakat, buluna 4 asıl şimdi İstanbulda Dün baş Yunan operet trupu Meyi eğ, kadın artistinden bahset- 2 alya için, bu başlan -| Basen, m burada kesiyorum. | Yada, Ek gm edilen artistler, bu- Yor hayli tanınmış bulunu» | edenlerden - 4 Bayi İstanbulda bulunan tru -! b “dın artisti, sırasına gö-| beni donma, hem subret , asiyen Matmazel İro Matmazel Handa'nın Hayatı ve Sahne Hakkındaki Düşünceleri — Ben, daima neşeli bulun - mak isterim, Dram, yüksek bir san at,... fakat ağır... Biraz can siki - ———— | Hata Iki ölümün İ Düh şair Abdullah Cevdet'in ö-' mü idi, Abdul -, şehrisi ve talebe- | ni bile —esasen açık ruhlu idi— lümünün yil lah Çevdetin he kiz AS yıldönümü Aptullah Cevdet Musa Süreyya culuk sayhasını fırlatan bir insan olarak tanıdım, En gizli fikirleri - yor, Açıkçası, dram oynarken u -| si Türk lisesi müdür muavini Suzi | bir mürşit sıfatile bana açan o mü zun müddet neşeli bulunmanın im kânı yok. Gülerek ağlanır mı?. Hulâsa, bu biraz da yaradılış me- selesi. Ben, kendime opereti da » ha uygun buldum! — Tercih ettiğiniz operetler, ne tarzdakilerdir?. — Viyana operetleri, Zaten en çok bunları oynarım. İro Handa, Zozo Dalmastan ayrı bir zevke sahip. Öteki, bu su- alime karşı şark operetlerini oyna- maktan hoşlandığını, söylemişti. Matmazel Handa İro Handa, güzel ve sevimli bir | kete gelen oynak dansir sahneler, artisttir. Sahneye kâfi derecede | onun en muvaffak olduğu sahne - hâkim, dansedişi seyyal hareket «| lerdir. Buna karşr, Viyana operet- li, şarkı söyleyişi hoş... Bir operet | lerini tercih ettiğini söyliyen İro artisti olarak muvaffak olmak i -| Handa, Viyana operetlerinde sey- İ yal hareketleriyle daha muvaffak. çin, bunlar az şey midir?. Bu me- — Yunanistanda sahne hayatı ziyetleri varlığında toplıyan İro Handa, İstanbulda da daha ilk | nasıl takip ediliyor? oyunlarıyle dikkat uyandırdı, be- | (OBu bahiste; onun cevabı ğenildi. İstanbuldan burada da ta | Zozo Dalmasın cevabı gibi: — Kuvvetli bir alâkayla! da nınmış olarak ayrılacak... | Konuşurken dudaklarından gü- Ve sonra, ilâve etti: lümseyiş hiç eksilmiyen kibar ve| — Yunanistanda sahne faali - mütevazı tavırlı genç artist, sahne| yeti, durmadan inkişaf ediyor. haricindeyken çok sade giyiniyor. Hep yeni yeni artistler yetişiyor. O kâldâr ki, onün Kim ( oldüğunu | Bu, tâbii çok iyi birşey... bilmiyen bir insan, sahneden in » — Ya filmcilik?. miş ve sahneye çıkmak üzere ol «| o — O sahada henüz bariz bir duğunu bir anda kestiremez. * Kendisiyle, “Fransız Tiytarosu,, nun teneffüs salonundan bu sade giyinis haliyle geçerken, trupun komik role çıkan artistlerinden M. Yorgi Dramalis delâletiyle ta- niştırıldrm. Hemen Oosamimileşen bir tavırla ricamı yerine getirerek, la bu sahada da esaslı surette ha- rekete geçilecek, — Siz hiç film çevirdiniz mi?. — Hayır. Geçende bazı teklif- lerle karşılaştım. Daha bir şey ka» rarlaştırılmadı. Bahis, döne dolaşa gene sahne , Ve hakikaten şark havasıyle hare- | canlılık yok. Fakat, elbette zaman | | Can Bey, hu münasebetle gazete - mize bir mektup göndermiştir. Bu | mektubun bazı yerlerini neşrediyo- ruz; Abdullah Cevdeti, geçen yıl, 29 ikinci Teşrinde 63 yaşında olduğu halde mezara gömmüştük, Ben, bu satırları sadece onu anmak ve unut tanlara hatırlatmış olmak için ya - zıyorum. Ben, bu yazımla, Abdullah Cev- detin, yurduna ve milletine yaptığı hizmetleri sayacak değilim. İ vazi tavrile bir arkadaş gibi ko - j tiz İ yorsunuz, muhtaç olduğumuz, ve İ muhtaç olduğunuz nisbette çalış -. kahvehanelerde,gazinolarda değil, fakat fikir hürriyetinin, ruh ve i- man taşkınlığınm şuura, tefekküre bağlı yollarında yapabilirler.,, Sonra kalbini ve ruhunu yüzü - me sürercesine şu kıtayı okudu: Kardeşliğe, sabaha götüren yoldur yolunu, Kinler, geceler beni yolumdun döndürmer Mep taraftan ne kadar bilem ederse etsin, Bütün zülmetler yine İsa kalbi söndüremez. Ve ilâve etti: —Yılmamak lâzım oğlum. Kuv İ vetli imanlar, yorgunluk denen bunaltıcı, fakat ârızi bulutu dağıt mağa kadirdir.,, Ben, doktoru, Gazinin işaret €- dip te tahakkuk ettirdiği her bü- yük ve güneşli işte, yaygara ko - parmadan, ilk hayranlık ve yol - Ölümünden bir gün evvel, müte | mıyorsunuz. Gençler, vazifelerini | konuşma imkânım kolayca hazır - ladr. Tiyatrodaki locasında bir kas napeye yan yana oturarak, konuş- tuk, — Benim annem de, babam da sabne artistidirler. Eskiden bura - da da oynamışlardır. Annemin is mi Keti Handa, babamın İspiro Handa... — Şu halde sahne hayatma a- tılışınız... - Pek tabii şekilde oldu. Za- ten küçük yaştanberi sahne hava» sında nefes alıyordum. Nihayet günün birinde odadan balkona, evden bahçeye çıkar gibi, sahne - ye çıkıverdim. Birçok heveslilerin zıddına, bu iş benim için o kadar kolay oldu ki.. Bu hususta talili - yim! — Ne kadar zamandanberi sah nede oynuyorsunuz?. — Altı senedenberi. — Doğrudan doğruya oynamıya mı başladınız? operet hayatı noktasına geldi, Bu sırada Matmazel Helen Papadakinin ismi geçti. Matmazel İro Handa, fev - kalâde hassasiyetle oynayışı bu » Belgrat'ta dikilen heykel rada da hayranlık uyandıran bu artisti, çok beğeniyor. Şöyle dedi: — Şimdi de mükemmel. Bizde istikbalin en yüksek sahne artisti. Burada evvelce oynıyanlarm o radaki sahne faaliyetine dair an- lattıklarını dinlerken, söz arasın « da, Zozo Dalmasın trupunda yük- sek bacak atışlı, keskin hareketli| danslarıyle dikkat uyandıran sub ret Zaza Brilantisin, şimdi Zozo Dalmasın komiği Filipidisle bir trup kurduklarını öğrendim. Bir aralık sordum: — Sahneye çıktığımız zaman kaç yaşında vardınız?. z — On dört. Bu cevaba göre, altı seneden - beri oynıyan artist, şimdi yirmi - sinde. Daha uzun zaman inkişaf gösterebilmesine müsait bir yaşta. Lâmartin için Fransız şairi Lamartin, hayatın da çok seyahat (etmiş, hariciye — Hayır, önce tiyatro... dram.. | Gece temsili için soyunup giyin * Madam Kotopuliyi tanıyorsunuz, | mek zamanı gelip çatmıştı. Mü - değil mi?.. İste bir buçuk sene o »! saade istedim. Ayrılırken, burada İnunla birlikte oynadım. Sonra ope | ki turne hatırasını daima muhafa- iza edeceğini ,İstanbulu ve İstan - — Niçin?. | bulluları çok sevdiğini, gösterilen Matmazel İro Handa, — gü - alâka,nezaket ve samimiyetten çok lümsedi demiyeceğim, çünkü dais mütehassis bulunduğunu kendili » ma gülümsüyor! — gülümseyişini | ğinden anlatacak kadar nazik dav dudaklarından eksiltmeden, şun - randı. ları söyledi: k İk 4 ire Handan trupu, umumi - ret oynamayı tercih ettim. memuriyetlerinde bulunmuştu. Lâ martin, sayahatlari esnasında Sır gratla oturmuştu. Yugoslavya, bu ikametin bir hatırası olarak, Belgratta, Kara- dercettiğimiz büstünü dikmiştir. yetle ahenkli sayılabilecek bir truptur. Tenoru eskiden buraya bitanı dolaşmış, bir müddet Bel-| jorj meydanmda şairin resmini|, tefekkir adam, ters görüşlü, aykı- rı düşünceli bir insan olmaktan çok uzaktı. Abdullah Cevdeti, me zarında uyurken memnun etmeğe çalışalım,. Genç arkadaşlarım, bu nun için bizlere düşen bir. vazife var, onun istediği şey budur: İn - sanca çalışmak, yılmamak ve şöy- le yaşamak: Ölmüş uslanlığı terolh ile gör, Önürli mes'udünu kıskanma itin, Yaşa vaz'iyyeti pür izzetini, Ölmeğe bazır olan bir yiğitim. Öldüğü günün yıldönümünde onu hürmetle anmak çin bu çar - | luma girerek bana şunları söylemiş İşamba günü mezarına gideceğim. O, ölümünden bir yıl önce şunu — “Oğlum, darılmayın, okumu- | söylemişti: Sönmüş ocakların elemile yananların, Azarı canımı uzumun İhtisira sar, Gönlümde sevginin onutulmak melâtini, Üstünde kimse ağlımamış bir mezara sor, Musa Süreyya Değerli müsikişimas Musa Sü- reyya da geçen sene 30 teşrinisa- nide ölmüştü. İstanbul konserva- tuvarı müşavir heyeti, konservatu- varda uzün zaman müdürlük ve ölünciye kadar da hocalık etmiş. olan bu kıymetli san'atkârın hati- | rasını taziz edecektir. Pazartesi (| günü konservatuvar muallimleri tarafından Tepebaşı tiyatrosunda verilecek olan muallimler konseri esnasında Ekrem Besim Bey Mu- sa Süreyya Beyin hayat ve hiz“ metinden bahsedecek, bu suretle san'atkâr hakkında hürmet teze hüründe bulunulacaktır. b vg Komedi Fransezde | zi Elçimizin bulunduğu temsil a Anadolu ajansı geçen hafta Ko- medi Fransez'de verilen bir temsil esnasında Fransız Cümhur M. Alber Löbrön'ün Türkiye sefi- fika Hulüsi Hanımı locasına vet ettiğini bildirmişti. Fransız Cümhur Reisinin ve Paris elçimizin hazır bulunduğu bu temsil, Fransız artisti Alber Lamber'in sahne hayatımın ellinci yıldönümünü kutlulamak için ve- rilmiştir. Temsil çok heyecanlı olmuştur. Molyer'in Mizantrop'u oynanmış, üçüncü perdeyle dördüncü perde arasmda, tiyatronun bütün artist - leri, sahnede, Alber — Lamberin etrafına toplanmışlardır. am Mari — Terez — Pyera hitabe irat etmiş ve sonra en kıdemli artist M. Deson bir menzume okumuştur. Müellifler cemiyeti reisi Mösyö Duri Kitsmekers, Mösyö Alber i Lambere müellifler gelmiş olan Mikail Kofinyotis, ko Reisi | İ ri Suat Beyle refikasını ve kızı Re- bir üv cemiyetinin mikleri Yorgi Dramalis ve Yas ni Prineas, subreti Liça Lazaridu.. Mehmet Selim o“