“Grand Otel”, “Demir Pençe” “Madam Baterflay” “Alayın Kızı” “Vakitsiz Baba” ve “Çardaş” Bir müddettenberi hemen hep hafif mevzulu, eğlendirici film - lerde, operet filmlerinde gördü - ğümüz Liyan Hayd, son zaman - larda mevzuu Melişyor Lengleyin meşhur eserinden alman “Tayfun,, filminde oynadı. Onun, hayli za-| “Madam Baterflay,, filmin- de Silviya Sidney ve Gari Grant man evvel sessiz çevrilen ve İs - tanbüldâ& da gösterilen “Asya ü - zerinde kasırga,, filminin baş ar - tisti Mongol İnkişinofla birlikte “Tayfun,, filminde yan yana, kar-| şı karşıya gelmesi, şu noktadan da dikkat uyandırdı: “Liyan Hayd | ciddi mevzulu bir filmde!,, İ Şimdi, biribiri arkası sıra, ne- şeye neşe katan filmlerde oynıyan | yıldızlardan bir kısını, ciddi film- lerde oynamak için hasret çekiyor lar. Bu arada Güstav Fröhlişde vardır. O da nihayet harici kısım- ları burada, daha ziyade Boğaziçi | sahillerinde çevrilen “Büyük sev - si gecesi,, filminde hasret çektiği | şeye kavuştu. Avrupada gösterilmekte olan “Tayfun,, filminde rol alması ve - silesiyle, Liyan Hayd, bir yazı neş- retti. Yazıda filmler, bu arada cid- di filmler hakkında neler düşün - düğünü anlatıyor, O yazının hulâ- sası, şudur: “Her tarafta film sahasında ar- tık daha çok eğlenceli filmlerin yer tuttuğundan şikâyet ediliyor. Bir tarafın sayı itibariyle ağır bas- ması Üzerine, ciddi ve eğlenceli filmler arasındaki o muvazenenin bozulduğuna şüphe yok. Bu vazi » yet, filmden zevkalışm bir dere - ceye kadar azalışma sebep olmuş- tur. Filmler ,çeşni itibariyle yekne saklaşmıştır. Artık bir teviye gidi- yor. “Neşeye neşe katış,, bu za -1 manda film şirketlerinin idealidir. “Çünkü, şimdi herkes eğlenmek istiyor. Büyük harbin acısı, herke- sin içine çöktü. Zehire | panzehir lâzım.. Onun için çevrilsin eğlen - celi filmler, Katılasıay gülsün seyredenler, diyorlar. Aşağı yu- | karı böyle... Mükemmel! Fakat, bunlar, bo- | yuna eğlenmenin ne de olsa insanı bıktıracağını unutuyorlar. Hayat - ta bıkılmıyan ne var ki?... Hiçbir şey. Sevmekten bile günün birin - de bıkılıyor. Şu halde?. Pek tabii olarak boyuna eğlenceli filmler seyretmek de bıkkınlık verir. Ver- di bile... vaziyet böyle olunca, bunun re- aksiyonu ciddi filmlere dönüştür. Dönüldü bile. Ciddi filmler, şu es- ki tabirle “Basübadelmevt,, e maz- har oldu. İşte “Tayfun, işte... u - zun uzadıya sayıp dökülmeye ne | hacet, araştıran, birçok ciddi film Bu sahadaki ismine rasgelecek! | faaliyet eserleri ortadakilerden i - baret kalmıyacak, ciddi film orta- | ya konulmanın ardı ,arkası kesil - | miyecek !. Ancak, eğlenceli filmlerin bir- denbire ve büsbütün gözden düşe- ceği de sanılmasın. Hele operet filmi şeklindeki eğlenceli filmler- den kolay kolay vazgeçilemez. Vazgeçilmesine de zaten lüzum yok. Vazgeçilirse, operetlerden mülhem hoş filmlere çok yazık o-! lur, Mesele, eğlenceli ve ciddi film ler arasında muvazeneyi temin et- mektir? Edvard Robinson ve Zita Johan, “Demir Pençe,, de Yeniden özlenilen ciddi filmle- naryosu kuvvetli olur, merak uyan dırıcı, sürükleyici bir tarzda yazı- lırsa, iyi bir rejisör tarafından çev- rilirse, artistleri rollerini benimse- yişle oynarlarsa, ciddi / filmlerin muvaffakıyetlerinin kat'i ve de - vamlı olacağı tereddütsüz iddia “Çardaş,, filminde oynıyan “Yeni Lilyan Harvey ,, Rozi Barsoni edilebilir. Bu şekildeki yani ciddi filmler, eski sessiz.ciddi filmlerin muvaffakıyet kazanan birçoğu de- recesinde muvaffakıyet kazanır, | Hatta belki daha ziyade... Ben, kendi hesabıma evvelce çevirdiğim ciddi filmlerin bıraktı- ğı tesiri iyice sezmiş, tetkik ve tes- bit etmişimdir. Diyebilirm, ki film de esas, hakikatte hep ciddi film- dir. Eğlenceli film, bazan ciddi filmi gölgede bıraksa da, boş bu- lunup aldanışa kapılmamalı, geç - mişi gözönünde tutup ilersini gör- İ melidir!,, “İpek,, sinemasında gösterilen “Çardaş,, ismi altındak i filmin yıldızı, yeni bir yıldızdır. Ve ye- niliği nisbetinde de dikkate değer bir yıldız! Evvelce de yazdığımız gibi as- len Macar olan, Viyanada uzunca bir müddet sahnede danseden, rin, özliyenleri tatmin edebilecek ! şarkı söyliyen, muhtelif operetler- surette vücuda getirilmesi şarttır. “Ciddi,, ye yanlış mana verip de “Can sıkıcı,, filmler vücuda geti -| tekârı Pavl Abraham tarafından | rilmekten çekinilmelidir. Eğer se- de oynıyan Rozi Barsoni, bir se- ne kadar evvel meşhur operet bes- film çevirmek üzere Berline götü- Anni Ondra, “Alayın Kızı,, filminde herkesle alay ediyor laa Geçen haftanın filmleri arasın- da “Saray,, sinemasında gösterilen “Grand Otel,, bu haftanın filmleri arasında da yer tuttu. Yedi yıl dızın bir arada oynadıkları filmin! gösterilme müddeti uzatıldı. Ye- di yıldız: Greta Garbo,, Joan Krav Hersholt.... Karakter panoraması halinde görülen, düşündüren ve düşünen kafanın içini karmakarı - şık eden bu filmin muvaffakıyet hisseleri, bu yedi yıldız arasında İ taksim edilince, en büyük hisse hangisine ayrılacak?... Bu filmde İ “ilahi kadın,, oynamasaydı, belki bir muvaffakıyet taksimi tecrübe- sine girişilebilirdi. Meselâ Joan Kravford, sonra Valas Berri ve| daha sonra Liyonel Barrimor, fakat işin içine “İlâhi Kadın, rince, en büyük hissenin kime ay rılacağı tereddütsüz bir cihet ma- hiyetinde kalıyor! “Türk,, sinemasının bu hafta| İm, rejisörlüğünü Ho- | vard Havksın yaptığı “Demir pen- çe,, filmidir. “San Diyego balık- çısı,, nın ihtirasını, deniz canavar- gösterdi; larile mücadele sahnelerinin ariji- nalliği arasında gösteren bu film-| de başlıca rolleri temsil (o edenler, şunlardır: Edvard G. Robinson, Zita Johan, Rişard Arlen. Çok u- zak ve bambaşka muhitte geçen 0- rijinal çerçeveli, sert hatlarla çizil miş bir vaka. “Melek,, de “Madam Baterf- surette bahsetmiştik. Asıl mevzuu bir zamanlar “Amerikanın Viktor- yen Sardu,, su denilen David Blas konun sahne eserine ait olan, fakat büyük İtalyan bestekârı Ciyakomo Puçininin bestesiyle bütün dünya- sanane atamına m samvener0seea pese verene reva sanane Kenan. rülmüş, bu kısa müddet içerisinde bir kaç film çevirmiş ve nihayet Lilyan Harveyi Amerikalılar Al manların elinden alınca Alman « lar, bu sarışın yıldızı gidenin yeri- ne getirmişlerdir. Daha doğrusu | Lilyan Harveyin yerini tutmak ü- zere ileri sürmüşlerdir. Rozi Barsoni, Almanyada fev- kalâde hararetli bir alâka ile kar- şılanmıştır. Bu hararetli alâka, gittikçe artıyor. Bakalım yeni “Lilyan Harvey, İstanbulda da| aynı derecede beğenilecek mi?. Rozi Barsoni, şarkılı, danslı “Çar- daş,, filminde neşe ve eğlence ha- vası içinde kendini gösteriyor!. | Bu hafta İpek sinemasında filmden başka “Dün, bugün, ya»| rın,, ismi verilen bir revü de baş. | ladı. Bu revüde Muhlis Sabahat. | İtin Bey tarafından bestelenen şar- kılar da dinleniliyor. İ ford, Liyonel ve Con Barrimor kar | İ deşler, Valas Berri, Levis Ston, Jan | lay,, var. Bu filmden evelce esaslı | 29 Eylül 1933 mem i Artık Ciddi Filmlere Dönüş Başladı ! Ancak eğlenceli filmler birdenbire ve büsbütün gözden düşecek sanılmasın. Mesele, muvazeneyi temin etmektir / da daha ziyade opera mevzuu ©- larak tanınan “Madam Baterflay,, in filmdeki mümessili Silviya Sid- ney, bu rolde Japon kadınına ben- zeyişi ve Japon kadını ruhi hale- tini Obenimseyişi onoktalarmdan kendisinden her yerde bahsettirdi. Her yerde bu mevzuu evelce s€88iz olarak çevirmiş olan Lil Dagover- le Anna May Vungdan kat kat üs- tün muvaffakıyet (o gösterdiği ve filmdeki eşi Gari Grantın muvaf- fakıyetsizliğini unutturduğu neti « cesine varıldı. “Madam Baterf- lay,, hassasiyete dokunan -ekzotik bir şiir, derin zevkle içten saran bir musiki filmi... Filme, Ciyakomo Puçininin hoş bestesinin an cak safha safha refakat etmesi, bazı film münekkitlerince © itiraz İ noktası teşkil etmişse de, bazı film | münekkitleri de filmde besteden daha ziyade istifade imkânsızlığı- nı kabul ediyorlar. Liyan Hayd, “ Valansiya i Yıldızı,, nın Almancasında | “Artistik,, te Anni Ondra “A- İ layın kızı,, filminde, “Elhamra,, ida Fernan Gravey “Vakitsiz Ba- İba,, filminde oynuyorlar. Eski dünya ağır siklet boks şampiyonu Maks Şmelingle yeni evlenen yıl- dızın film hayatından çekileceği şayiası çıkmış, fakat tekzip edil- miş, hatta kocasiyle birlikte bir film çevireceği söylenilmişti. Koca siyle birlikte film çevirmek üzere ortada henüz hazırlık yoksa da her halde “Alayın kızı,, Anni Ondra- nm göreceğimiz son filmi değil, “Hofmanın hikâyeleri, başta ol- mak üzere, daha bir hayli filmini göreceğiz. Anni Ondra, “Alayın | kızı,, filminde her filmde olduğu gibi herkesle hoşa gidici tarzda bol bol alay ediyor! Fernan Graveye gelince, o da “Vakitsiz Baba,, filminde her za- manki gibi zarif bir sevimlilikle görünüyor. 'ki sinemada bilhassa sevimlilikleriyle hoşa giden kadm ve erkek iki yıldız! Liyan Hayd